• Sonuç bulunamadı

2.1. İletişim Kavramı ve Tanımı

2.1.2. İletişimin Sınıflandırılması

2.1.3.2.1. Örgütlerde İnformal İletişim

Örgütlerde informal iletişimden söz edebilmek için öncelikle örgütün ne olduğu bilinmelidir. Güney’e (2004) göre örgüt, beşerî ve fizikî kaynakların koordineli olarak bir araya getirdiği açık bir sistemdir. TDK (2011) ise örgütü, ortak bir amacı veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların veya kişilerin oluşturduğu birlik, teşekkül, teşkilat olarak tanımlamaktadır.

Örgüt, toplumun bireylerinden meydana geldiği için bir kültüre sahiptir. Örgüt kültürü ise bir grubun sorunsuz bir şekilde örgüt içi bütünleşmeyi gerçekleştirmek ve dışarıya uyum sağlamak için oluşturduğu ve geliştirdiği belirli düzendeki temel varsayımlardır (Güney, 2004).

Örgütün amacı; belirlenen hedefe ulaşmak, verimi artırmak, emeği azaltmak, madde ve insan kaynaklarını kontrol edebilmek, çatışmayı en az dereceye indirmek, bireysel sapmayı azaltmak, insan davranışlarını kestirme olanaklarını çoğaltmaktır (Bursalıoğlu, 2012: 19).

“Modern örgüt kuramı sistemin parçalarını kaynaştıran üç süreci; karar, iletişim ve denge olarak kabul etmektedir. Böylece örgütün bir iletişim ağı gibi görülmesi, modern kuram tarafından da desteklenmektedir” (Bursalıoğlu, 2012: 15). İletişim örgütsel faaliyetin temelini oluşturur (Doğan, Uğurlu, Yıldırım ve Karabulut, 2014). İnformal iletişim, kişilerarası ilişkilerin doğal sonucu olarak ortaya çıkar ve belirli bir planı, amacı olmadan kendiliğinden oluşur (Sabuncuoğlu ve Tüz, 2008: 161). Bursalıoğlu (2012) örgütlerde iletişimin formal ve informal olmak üzere iki yanı olduğundan bahseder. Formal yan, örgütün yapısını yansıtır. Formal iletişim yoluyla işler, kesinlik ve verim gösterir. Formal yanın özellikleri şunlardır:

• Bireyler, görevliler olarak kabul edilir. • Amaçlardan çok araçlara önem verilir. • İletişim kanallı, iş birliği dıştandır.

• Sınırlama fazla olur fakat formal yan genel ve açıktır (Bursalıoğlu, 2012: 23). Örgütün informal yanı, kişiler arası doğal ilişkiden meydana gelir ve informal iletişim yoluyla işler. Formal örgütün çalışabilmesi informal örgütün varlığı ile olanaklıdır (Bursalıoğlu, 2012: 24). Günün büyük bir bölümünü iş yerinde geçiren iş görenler

20

arasında resmî kurumların belirlediği ast-üst ilişkilerin dışında, kendiliğinden meydana gelen informal-doğal ilişkiler düzeni ya da düzensizliği sosyal bir gerçekliktir. İş gören olan insan sosyal varlık olma özelliğinden dolayı informal iletişim kanalıyla diğer iş görenlerle iletişim kurar (Sabuncuoğlu, 1984: 29; Akt. Memduhoğlu ve Saylık, 2012).

Bovée ve Thill (2010) örgütsel iletişimi; örgüt içi ve örgüt dışı iletişim olmak üzere ikiye ayırır:

1- Örgüt içi iletişim, örgüt çalışanlarıyla gerçekleştirilen iletişim şekli iken

2- Örgüt dışı iletişim, örgütün dış çevresiyle kurduğu iletişim şeklidir (Akt. (Bektaş ve Erdem 2015).

Formal iletişim örgütü ayakta tutup, düzeni ve devamlılığı sağlarken; informal iletişim ise emirlerin, kuralların uygulanmasını, hayata geçmesini sağlar. Greenberg ve Baron (1997) formal iletişim bir örgütün iskelet sistemini oluşturuyorsa, informal iletişim örgütün merkezi sinir sistemini oluşturur diyerek informal iletişimin fonksiyonunu ve önemini özetler (Akt. Bektaş ve Erdem 2015).

Örgütler, ortak bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelmiş insanlardan oluşur ve insanların birbirleri ile konuşarak iletişim kurmalarını, etkileşimde bulunmalarını engellemek mümkün değildir. Bu iletişim, çoğu zaman yemek aralarında veya çay sohbetlerinde meydana gelen dedikodular, söylentiler aracılığıyla olabilmektedir (Uğurlu, 2014).

Örgütlerde iş görenlerin bulundukları sosyal ortamdan etkilenmeleri tabiidir. İş görenlerin kendi aralarındaki iletişimleri yeni öğrenmelere imkân tanır. Formal iletişimin beraberinde informal iletişime de önem verilmesi örgütlerin daha iyi yönetilmesini sağlayarak örgütün işlevselliğini artırabilir (Uğurlu, 2014).

İnsanlar doğal yatkınlıklarından dolayı ait olma, sevme sevilme, kabul görme, onaylanma gibi psiko-sosyal gereksinimleri tatmin etmek için örgütlerde samimi ilişkiler geliştirebilecekleri gruplar kurma ve daha informal/ samimi ilişkiler geliştirme eğilimindedir (Memduhoğlu ve Saylık, 2012).

Yeni iş görenin işini sürdürebilmesi için kendi değerleri ile örgütün değerlerinin uyuşması gerekmektedir. Örgüte uyum informal iletişim aracılığıyla mümkün olacaktır. İş görenin ihtiyaçları arasındaki uyumun düşük olması halinde, büyük

21

ölçüde iş tatminsizliğinin yaşanması muhtemel bir sonuç olarak görülebilmektedir (Feldman, 1976: 66; Akt. Araza, Aslan ve Bulut, 2013).

Örgüte uyum sürecinde aynı kültürden olan kimseler benzer beklentilere sahip oldukları için kolay ve etkili iletişim kurabilirler. Tam tersi olarak farklı kültürlerden gelen insanlar arasında ise iletişim güçleşebilir (Cüceloğlu, 2011: 63).

Her bireyin hayattan beklentileri olduğu gibi örgütünden de birtakım beklentileri vardır. Çoğu zaman birey örgüte girerken beklentilerini açıklamaz, örgüt de bireyden beklentilerini açıklamaz. Tarafların arasında karşılıklı gizli bir anlaşma (psikolojik sözleşme) oluşur. Psikolojik anlaşmada kilit konumdaki iki kavram “dürüstlük” ve “güven”dir (Keser, 2015: 10). Örgütün aralarındaki psikolojik sözleşmeyi ihlal ettiğini düşünen iş görenin iş tatmini düşer, verimli çalışamaz, sorumluluklarını yerine getirme konusunda hassas davranmaz ve işine olan ilgisi kaybolur (Keser, 2015).

Kendini

gerçekleştirme ihtiyacı Saygı ihtiyacı Ait olma ve sevme ihtiyacı Güvenlik ihtiyacı Fizyolojik ihtiyaçlar

Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi teorisi incelendiğinde bir insan, temel ihtiyaçları olan fizyolojik ve güvenlik ihtiyacını karşıladıktan sonra ait olma ve sevilme ihtiyacını karşılama çabası içerisinde olmaktadır. Ait olma ve sevme sevilme ihtiyacı düzeyindeki kişi kendine sosyal çevre oluşturma, bir gruba ait olma, başkalarıyla sosyal ilişkiler geliştirme ihtiyaçlarının güdümünde davranışlarını düzenler. Bu bağlamda iş yerinde informal iletişim kanalı ile çalışma arkadaşlarıyla olan ilişkiler çok önemlidir. Çevresi tarafından kabul görmek, dostluklar kurmak ve topluluk içinde bir yere sahip olmak kişiyi motive eder (Keser, 2015: 79).

22