• Sonuç bulunamadı

Ölümden Sonra Dirilme

3. MODERN ÇAĞ ATEİZMİNİN İDDİALARI VE HÜSEYİN EL CİSR’İN BU

3.2. Fizik Ötesi Varlıklar ve Fizik Ötesi Âlemle İlgili İddialar

3.2.2. Ölümden Sonra Dirilme

Materyalistlerin üzerinde durdukları en önemli iddialardan birisi de ölümden sonra ki hayatla ilgili iddialardır. Ahiret inancı peygamberliğin ilk anından itibaren Allah’a iman ile birlikte zikredilmiştir. İlk inen Mekkî surelerde bolca ahiret ve kıya- mete dair tasvirlerin yapılması konunun önemini göstermektedir.

Hüseyin el-Cisr maddecilerin ölümden sonra hayat olmadığına dair iddialarının şu olduğunu açıklar: “İnsan, maddesiyle insan olmayıp hususi şekliyle insandır. Yani insanlığın gereklerinin insanda bulunması ve ona mahsus olan bir takım eser ve fiille- rin kendisinde görülmesi sırf o şekil sayesindedir. Şu halde maddesinden şekli kaybo- lup da maddenin atomları, asılları olan belli unsurlara dönünce o insanın kendisi de bozulup yok olur, önceki insan değil. Çünkü yeni insanda öncekinin yalnız maddesi bulunuyor demektir. Şekli ki, asıl insan olması onunla idi, yok olup gitti. Bu yeni insan ise daha henüz var olması sebebiyle ne öğülür, ne yerilir ve binâenaleyh ne sevaba, ne de cezâya hak kazanmıştır. Zira insanlığın sebebinin yalnız maddeden ibâret olmadığı hatırlatıldı. Hak kazanmak ise insanın vasfıdır. Bu durumda o yeniden meydana gelen ve cezâ veya sevap gören insan, iyilik ve kötülük yapan insan olmuyor. Aksine, yalnız maddede onunla ortaklığı bulunuyor. Bir de bir insan diğer insanı yiyip onunla beslen- mesi sebebi ile ikisi bir tek şey olunca bu bir tek bedene öldükten sonra iki ruhun girmesi nasıl olabilir? Ayrıca yer kabuğunun çoğunluğunu eskiden ölenlerin bedenle- rinin parçaları teşkil ettiğine göre ekilmekte olan ekin ve yetiştirilmekte olan ağaçların

383 Zümrüt, Osman, "İnsanın Yaratılışında Uygarlığa Hizmet Eden Kimlik Ve Kişilik İzlerinin Tarih- sel, Hukuksal Ve Kültürel Sonuçları". On Dokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı:18, Ocak, 2005, s. 9-34.

mahsulleri ile insanların beslenmesi ve binâenaleyh o beden parçalarının bunların be- denlerinde et ve kana döndüğü inkâr edilemez. Bu durumda tek madde ve tek asıl pek çok insanların bedenlerine girmiş olmalıdır. Bu ise hiç de akla uygun değildir.”384

Hüseyin el-Cisr bu iddiaya öncelikle konunun basit akli çıkarımlar ve sıhhatli imanla çözülebileceğini, çok detaylı bir anlatıma ihtiyaç olmadığını söyler. Hakikatte de bu böyledir. İnsanın ana karnında oluşması, doğumu, gelişme safhaları, büyüyüp olgunlaşması, ihtiyarlığı, ölümü hep kendi dışında vuku bulan olaylardır. Aynı şekilde insan, kupkuru toprağın gökten inen su ile nasıl canlanıp kabardığını, hayatının devamı için kendisine neler hazırlayıp sunduğunu da her an müşahede etmektedir. Bu olup bitenlerde yoktan var etme çerçevesinde kişinin hiçbir katkısı yoktur.385 Tüm bu süre-

cin varacağı nokta ahirettir. Fakat Hüseyin el-Cisr maddecilerin dini meselelerde in- safsız olduklarını Levh-i Mahfuz’da açılıp okunsa iman etmeyeceklerini söyleyerek onlara akli metotla cevap verilmesi gerektiğini söyler. Akabinde ölümden sonra ha- yatla ilgili iddialara da akli bir metotla cevap verir. İnsanın özünü oluşturan atomun adeta bir çekirdek gibi vazife görüp, insana ait tüm hasletlerin bunda bulunduğunu söyler. “Her insanın hakikati, bu zerrelerden ibarettir. İnsan vücudunda görmekte ol- duğumuz diğer kısımların hepsi fazlalık kısımları olup, onlar değişmektedir. Şu halde Allah’ın hitabına muhatap ve mükellef bulunan ve ahirette bir araya toplanarak sevap ve azap görecek olan gerçek insan bu zerrelerle onlara bağlı bulunan ruhlardan ibaret olmalıdır. Görülen bu insan vücudu ise fazlalık kısımları ve insanın hakikatinin dışında olup, yeniden yaratılışta onların rolü yoktur. Yani onlar aynen tekrar yaratılmayıp da misilleriyle yaratılmaları mümkündür.” der. Her insan bedeninin, mahşer gününde tek- rar yaratılacak olan kısmının asıl maddesi olduğunu, yani diriltmeden maksadın, öm- rün başından sonuna kadar devam eden kısmının diriltilmesi olup, fazlalık kısımların diriltilmesi değildir.386

Ölümün akabinde kabirde gerçekleşecek olan hesap sorma işlemi esnasında me- leklerin soruları bu asıl kısma yöneleceği gibi ruhun bir nevi ilgisi sebebiyle cevap

384 Hüseyin el Cisr, Risaletü’l- Hamidiyye, s.337., Düzgün, Şaban Ali, Modern Batı Düşüncesinde Ölüm Sonrasına İlişkin Tartışmalar, A.Ü.İ.F.D., 51:1, 2010, s. 14-18.

385 Toprak, Süleyman, Ahirete İman, DİB Yayınları, Ankara, 2013, s.50. 386 Hüseyin el Cisr, Risaletü’l- Hamidiyye, s.337.

verebilecek olanların da yine bu atomlar olduğunu söyler. Sur üflendiğinde ruhun bu atomun içerisine girip sonra diğer kısımlar her nerede bulunursa bulunsun, Allah’ın kudretiyle bir araya toplanarak bu asıl kısma eklenip, her insanın dünyada olduğu gibi bizzat ayağa kalkacağını ve tekrar yaratılıp diriltilme işi tamam olacağını ifade eder. İnsanda itibar edilecek olan şey insanın asıl zerresidir. Bunun haricinde kalanlar bu zerre ile değerlendirilir.387

Ölümü ve ölümden sonra dirilmeyi şöyle izah eder: “Şu halde Allah, bir insanın ölmesini isteyince asıl kısımlardan ibaret bulunan zerresinden ruhunu ayırarak gerek ondan ve gerek fazlalık kısımları olan bedenden hayatı uzaklaştırır da ikisine birden ölüm gelir. Böylece beden bozulmaya başlayarak ayrılır ve diğer toprağa karışırsa da zerre hiç bozulmayarak saklanır. Nitekim altın atomları toprak içinde bozulup çürü- meden saklanıyor. Başka bir hayvanın bünyesine girse de ancak fazlalık kısımları olan bedeninin terkibine girebilecek değil mi? Hayvanın asıl kısımlarından olan başka bir zerreye giremez. Bedene girince de bir müddet orada bozulmadan korunarak durup, sonra ölümün gelmesiyle o beden dağılınca ona girmiş olan o zerre yine toprak içinde saklanmış olabilir. Kısacası, ölümün gelmesiyle zerrenin girdiği durum, ruhun ayrıl- masıyla bedenin bozulmasından ibaret kalıyor. Zerrenin kendisine hiç bir şey olmuyor. Şu halde Allah, onu diriltmek isteyerek ruhu tekrar veriverince hayat durumu, bütün hususiyetleriyle beraber geri gelecektir. Bedenin bozulmasının buna engel olacağı yoktur. ”388

Hüseyin el-Cisr, Yüce Yaratıcının insanın asli kısmını ifade eden zerrenin, insa- nın şekillerinin, cisimlerinin dağılıp yok olmasından ve diğer bir hayvanın zerresinin karışımına girmekten korumasına ve bedenleri haşretmek istediğinde ruhları o devam eden zerrelere sokup bir takım başka kısımlar daha ekleyerek insan vücutlarını mey- dana getirmesinin önünde hiçbir engelin olmadığını belirtir. Zerrenin ve ruhun vücut bulacağı bedenin insanın dünyada ki bedeninden farklı bir beden olabileceğini söyler. Çünkü tat ve acıyı duyup idrak eden şeyin ancak asıl zerreyle beraber ruhtan ibaret olacağını söyler.389

387 Hüseyin el Cisr, Risaletü’l- Hamidiyye, s.346. 388 Hüseyin el Cisr, Risaletü’l- Hamidiyye, s.349. 389 Hüseyin el Cisr, Risaletü’l- Hamidiyye, s. 338-339.

Bu şekil bir yaratmanın maddecilerin inkâr ettiği, tekrar yaratma olduğunu söy- ler. Zira asıl kısımları oluşturan zerreden ayrılmış bulunan ruh ve hayat tekrar onlara veriliyor. Haşr ve tekrar yaratmanın sahih olmasının, ayniyle tekrar yaratılmalarına bağlı bulunmadığı fazlalık kısımları da ekleniyor. Sonunda insanın hakikatinin dışında bulunan bedenin bazı yönleri madde veya şekil bakımından değişmiş oluyor. Artık zevk veya azap gören insanın, hayatında onlara hak kazanan insandan başkası olması veya iki ruhun bir bedene girmesi yahut da bir maddenin birçok insan şekillerinde yer alması gerektiğini iddia etmenin geçersiz olduğunu söyler. “Anlaşıldı ki, ölmeden önce kendinde bulunan ruhla beraber asıl kısımlardan ibâret olan insan, öldükten sonra tekrar yaratılıp diriltilirken ayniyle o kısımlara yine o ruhun girmesiyle ortaya çıkan insanın benzeri değil, aynı oluyor.” diyerek ölümden sonra yeniden yaratılmayı ispat eder.390