• Sonuç bulunamadı

3. YÖNTEM

3.3. Ölçme Aracı

Sinerjik yönetimle ilgili Türkiye’deki ve yurt dışındaki konuyla ilgili kitaplar, makaleler ve internet sayfaları tarandıktan sonra tezin literatürü hazırlanmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme yöntemi bu çalışmada veri toplama aracı olarak kullanılmıştır.

Yarı yapılandırılmış görüşme yöntemi uygulanarak; katılımcıların kişisel özellikleri ve YİBO’da sinerjik yönetim ile ilgili bilgilere araştırmacı tarafından; yöneticiler, öğretmenler, memurlar ve hizmetliler için ayrı formatlarda geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu” ve “Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu” ile ulaşılmıştır. Bu formlar ile yöneticilere nasıl atandıkları (sınav, liyakat, kıdem vb.), branş, yaş, cinsiyet, medeni durum, mesleki kıdem, araştırmaya merakı olup olmadığı, takım ruhuna ilişkin

görüşleri, okuldaki sorunlarla baş etme yöntemleri, birlikte çalışmanın önemi, sinerji hakkındaki temel bilgileri, kurumda sinerji yönetiminin uygulanabilirliğine ilişkin görüşleri, bunun nedeni ile çalışanların ekip ruhuna ilişkin görüşleri gibi sorular yöneltilmiştir. Öğretmenlere bu sorulardan farklı olarak kendi bakış açılarına göre, YİBO’larda eğitim yöneticiliğini nasıl algıladıkları, yöneticilerinin sinerjik yönetim hakkındaki görüşleri ve uygulamaları sorulmuştur.

Diğer çalışanlara ise yaptıkları işten doyumlarını etkileyen yönetici ve öğretmen davranışları, yaptıkları işi ilgilendiren konularda yöneticilerin, öğretmenlerin veya belletici öğretmenlerin danışma sıklıkları, düşüncelerini ve işlerini önemseme ve bunu yansıtma davranışları sorulmak istenmiş, diğer çalışanların arasından kadrolu olan 2 hizmetli görüşme yapmak istemediklerini belirtmişlerdir.

3.3.1. Ölçme Aracının Geliştirilmesi

Literatür taramasından sonra ana başlıklar belirlenmiş, derinlemesine analiz yapabilmek için bazı sorulara alternatif sorular ve sondalar eklenmiştir. Hazırlanan görüşme formundaki soruların geçerliğinin sağlanması için uzman görüşüne sunulmuştur. Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. AB ve Arş. Gör. AC’den, Başkent Üniversitesi’nden Doç. Dr. BA’dan, Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. CA, Yrd. Doç. Dr. CB ve Yrd. Doç. Dr. CC’den, Osmangazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. DA’dan, Pamukkale Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. EA’dan gelen görüşler dikkate alınarak düzenlemeler yapılmıştır.

Ayrıca gönüllü katılımcı olan bir yönetici ve bir öğretmenle ön görüşme yapılmıştır. Soruların anlaşılırlığına, algılanmalarına, cevap verilebilir olmalarına bakılarak formlara son şekli verilmiştir. Araştırma süreci sonundaki betimsel analizde, ön görüşme yapılan iki gönüllü katılımcının formları değerlendirmeye alınmamıştır.

Sorularda ve sondalarında katılımcıların süreç içerisinde karşılaştıkları sorunlar analiz edilmeye çalışılmıştır. Sorularda özellikle son 10 yıl baz alınmıştır. Bunun nedeni 8 yıllık zorunlu eğitime geçildikten sonra katılımcıların önceki eğitim düzenine göre karşılaştıkları sorunlarda değişiklik olup olmadığının irdelenmeye çalışılması ve bu durumda sinerji ve sinerjik yönetim unsurlarını irdeleyebilmektir. 8 yıllık zorunlu eğitimden önce YİBO’larda sadece ilköğretim I. kademe (1.-5. sınıflar) öğrenim görmekteydi. Araştırmanın yapıldığı YİBO, 8 yıllık zorunlu eğitime geçildikten sonra kurulmuştur. Burada görev yapan yöneticiler, öğretmenler ve diğer çalışanlar okul açılmadan önceki dönemlerde de farklı kurumlarda görev yapmışlardır.

3.3.2. Geçerlik Güvenirlik Kanıtları

Toplanan verilerin ayrıntılı olarak rapor edilmesi ve araştırmacının sonuçlara nasıl ulaştığını açıklaması, nitel bir araştırmada geçerliğin önemli ölçütleri arasında yer almaktadır (Yıldırım ve Şimşek, 2005: 257).

Şimşek ve Yıldırım (2005: 261) dış güvenirlik konusunda araştırmacının alabileceği bir başka önlemi, araştırmada veri kaynağı olan bireylerin açık bir biçimde tanımlanması gerekliliği olarak belirtmişlerdir. Çalışmanın kapsam geçerliğini sağlamak için evrenin tamamına çalışmaya katılımları için teklif sunulmuştur. Bu yola başvurulmasının nedeni, örneklemden yola çıkılarak evren hakkında bilgi edinilebilmesidir.

Gerçeğin farklı yönlerini ve oluşumlarını öğrenebilmek için araştırmacı, araştırdığı olay ve olguya ilişkin farklı bakış açılarını, farklı anlamları, farklı göstergeleri ve kaynakları ortaya çıkarmalıdır (Yıldırım ve Şimşek, 2005: 267). Evrenin tamamı araştırmaya katılmamıştır, ancak katılımcı çeşitliliğine (yönetici, öğretmen, memur, kadrolu hizmetli, hizmet alımı ile çalışanlar) bakıldığında örneklemin evren

hakkında yargıya ulaşılabilmesine olanak sağladığı ve evrendeki farklı yönlerin ve oluşumların araştırılabildiği düşünülmektedir.

Şimşek ve Yıldırım (2005: 259) nicel araştırmalar için geçerli olan bazı etkenlerin nitel araştırmalar için geçerli olmadığını belirttikten sonra, “İnsan davranışı hiçbir zaman durağan değildir; sürekli değişen ve karmaşık bir özelliği vardır. Bu nedenle kullanılan yöntem ne olursa olsun sosyal olaylarla ilgili araştırmanın aynen tekrarı mümkün değildir” şeklinde açıklama yapmışlardır.

Her bir katılımcı gönüllü olarak araştırmaya katkı sağlamıştır. Katılımcıların görüşme sürecinde ses kaydı yapılmasını istememeleri üzerine, onlardan izin alınarak görüşme sırasında sorulara verdikleri her bir cevap yazılı metin haline getirilmiştir. Güvenirliğin sağlanması için bir görüşme bittiğinde, başka bir görüşmeye geçilmemiş ve yapılan görüşmenin analizleri bittikten sonra yeni bir görüşmeye geçilmiştir.

Görüşme süresi ilerledikçe geçen zaman içinde bir güven ortamı oluşur ve görüşülen kişi verdiği yanıtlarda daha samimi olabilir (Yıldırım ve Şimşek, 2005: 266). Bu araştırmada görüşme formundaki sorular sondalarıyla birlikte düşünüldüğünde, sinerjik yönetim ayrıntılı olarak irdelenmeye çalışılmıştır. Sayıca fazla olan soruların görüşme süresini uzattığı ve araştırmacı ile görüşülen kişi arasında samimi bir ortamın oluşmasını sağladığı söylenebilir. Ses kaydı yapılmamasında katılımcıların daha samimi cevaplar vermelerine katkı sağladığına vurgu yapılabilir.

Katılımcılardan görüşme öncesinde, görüşme sırasında ve sonrasında birbirlerini etkilememeleri istenmiştir. Katılımcılar, araştırmacının bu isteğine olumlu yanıt vermişlerdir.

Eğer bir soru spesifik olmayan olasılıklar yüzünden, çok insan tarafından cevaplandırılamıyorsa, o iyi bir soru olamaz (Balcı, 2005: 163). Araştırma sorularının,

alternatif sorularla ve sondalarla desteklenmesinin araştırmanın güvenirliğini artırdığı düşünülmektedir. Katılımcıların, araştırmacıdan soruyu tekrar sormasını istedikleri durumlarda ilk olarak alternatif soru yöneltilmiş, sonra da asıl madde kökü tekrar belirtilmiştir. Sondalarla araştırılmak istenen konu detaylı, ancak anı zamanda mümkün olduğunca öz olarak sorulmuştur. Böylece katılımcıların farklı konularda görüş bildirmeyerek, sadece istenilen konuda görüş belirtmeleri sağlanmıştır.

Benzer Belgeler