• Sonuç bulunamadı

Öğretim üyeleri ile iletişim

4.2 Okul Terki Kararında Etkili Olan Yükseköğrenim Süreçlerine Yönelik

4.2.2 Akademik etmenler

4.2.2.3 Öğretim üyeleri ile iletişim

Öğretim üyeleri ile iletişim kategorisi, katılımcıların öğretim üyelerinin öğrencilerle iletişim ve etkileşimlerine yönelik yaşantılarını yansıtan ifadeleri sonucunda oluşmuştur. Katılımcılar, öğretim üyelerinin öğrencilerle yakınlaşmadıklarını, onlara soğuk davrandıklarını, sınıf dışında iletişim kurmadıklarını belirtmişlerdir. Aşağıda bu konuya ilişkin belrtilen ifadelerden bazıları örnek olarak sunulmuştur:

“Hocaların tavrı, ben anlatır geçerim anlayan anlar tarzındayd1. Öğrencinin çabalaması

gerekiyordu (Kx-4, Kx-1)".

"Ben bizleri destekleyecek, sorunlarımı dinleyecek hocalarla karşılaşmak isterdim. Bizimkiler dersini anlatıp giden tiplerdi (Kx-6)”.

“Hocalar çok soğuktu. Bir günde gelip masamıza oturup bizimle muhabbet eden hocamız olmadı. Aslında bizi aydınlatacak yönlendirecek kişiler onlardı ama o konuda çok destek göremedik. Lisedeki hocalar bu konuda daha iyiydiler açıkçası (Kx-6)”.

Bir diğer katılımcı ise öğretim üyeleri ile samimiyet kuramadığını şöyle belirtmiştir:

“Hocalar fazla cool lardı. Ders esnasında da, dışarıda da çok samimiyet kurmuyorlardı.

Ulaşılmaz duruyorlardı açıkçası (Ky-14)”.

Başka bir katılımcı ise öğretim üyeleri ile arasının iyi olmadığını şu şekilde özetlemiştir: “Hocalarla aram pek iyi olmad1. Bu tamamen siyasi bir şeydi ve zamanla

hedef haline geldim. Okuldan tiksindirdiler resmen. Özel hayatımla ilgili rencide etmeye bile çalıştılar. (Ky-7)”.

Öğretim üyelerinin öğrenciler ile samimi ilişkiler kurmamasını ders verdikleri bölümle ilişkilendiren bir katılımcı ise şu ifadeleri kullanmıştır:

“ Edebiyat hocaları sanki ciddi olmaları gerektiğine yönelik bir kanun varmış gibi hep ciddiydiler. Mahkeme duvarı gibi olurdu suratları. Aramızda hep bir perde vardı o yüzden. (Kx-11)”.

Görüldüğü gibi katılımcıların öğretim üyeleri ile iletişim ve etkileşimleri, öğretim

üyelerinin ders esnasındaki tutum ve davranışları, öğrenciye yaklaşımları, ulaşılabilir olmaları gibi durumlara göre şekillenmektedir. Pek çok katılımcı ders dışında da öğretim üyeleri ile iletişim kurmanın önemli olduğunu belirtmiştir. Gizir’e göre (2005) akademik alanda, üniversite öğrencileri öğretim üyeleri ile “anlayış” ve “yakınlık göstermeme”, “iletişim kurmaktan kaçınma”, “öğretme becerisinin yetersizliği” ve “konularına hakim olamama” gibi konularda sorun yaşamaktadır. Graunke ve Woosley (2005) ise etkili öğretim üyesi-öğrenci iletişiminin öğencilerin akademik başarısına önemli katkısı olduğun dikkat çekerek, üniversite öğrencilerinin öğretim üyelerinde aradığı en önemli özelliklerin öğretim üyelerinin akademik konularına hakim olması, öğrencilerle iletişim kurmaları, öğrencilere anlayış ve yakınlık göstermeleri, öğrencilerin sorularını cevaplamaya istekli olmaları, öğrencinin bilişsel düzeyini gözeterek gerektiğinde farklı örnek ya da yöntemlerle konuları açıklayabilmeleridir. Benzer şekilde Guiffrida (2005), üniversite öğrencilerinin öğretim üyelerinden akademik danışman olarak ve öğrenci- odaklı anlayış çerçevesinde akademik ve mesleki rehberlik anlamında beklentilerinin olduğunu ve öğrencilerin akademik başarıları ile üniversiteye yönelik tutumlarında öğretim üyesi– öğrenci ilişkilerinin önemli bir etkiye sahip olduğunu ifade etmiştir.

İlgili alanyazında öğrenci ve öğretim üyesi arasındaki iletişim ve etkileşimin resmi ya da gayri resmi, sınıf içi ya da dışı, sosyal ya da akademik olmak üzere birçok şekilde gerçekleştiği ve bu iletişim ve etkileşimin öğrencinin öğrenimine devam edip etmeme kararı, akademik başarısı, üniversite ya da bölümünden sağladığı doyum, entelektüel ve kişisel gelişim, okula aidiyet ve kariyer planları gibi konularda olumlu ya da olumsuz yönde etkili olduğu belirtilmiştir (Cotton ve Wilson, 2006; Feldman ve Newcomb, 1969; Hirschy ve Wilson, 2002; Lamport, 1993; Pascarella ve Terenzini, 1980; Pittman ve Richmond, 2008; Tinto, 1975). Örneğin Tinto (1975) sınıf içi öğretim üyesi-öğrenci ilişkisinin, ders dışında informal ilişkiye dönüşmesinin okula devam kararını olumlu yönde etkilediğini belirtmektedir. Benzer şekilde Pascarella ve Terenzini (1980) ders dışında öğretim üyesi-öğrenci arasındaki informal ilişkinin öğrencinin akademik uyumu üzerinde olumlu etkiye sahip olduğuna dikkat çekmektedir. Bununla

birlikte Lee ve Burkam (2003) ise öğrencilerin okul iklimini değerlendirmede öğretim üyesi-öğrenci etkileşiminin temel belirleyici olarak görüldüğünü ve öğrenciler tarafından okul ikliminin olumlu bir şekilde algılanmasında öğretim üyeleri ile etkileşimin önemli bir faktör olduğunu ifade etmektedir. Bu doğrultuda büyük oranda öğretim üyesi-öğrenci ilişkisine bağlı olarak şekillenen olumlu okul iklimi algısı, öğrencilerin okula uyumunu kolaylaştırmakta, akademik başarıyı olumlu yönde etkileyerek, okul terki oranlarında düşüş sağlamaktadır (Lee ve Burkam, 2003; Worrell ve Hale, 2001). Lamport (1993) olumlu okul iklim algısı ve destekleyici öğretim üyesi davranışlarının, üniversite öğrencilerinin okula yönelik aidiyet duysunu olumlu bir şekilde etkilediğine dikkat çekerek, destekleyici öğretim üyesi davranışlarının aidiyet duygusu üzerinde doğrudan, devam edilen programdan memnuniyet üzerinde dolaylı etkisi olduğunu açıklamaktadır.

Bu ifadeler doğrultusunda, öğretim üyelerinin öğrencilere yaklaşımında ilgisiz tavır sergilemelerinin katılımcıların devam ettikleri bölüme yönelik algılarının şekillenmesinde etkili olduğu belirtilebilir. Bu noktada Pascarella ve Terenzini'ye (1979) göre öğretim üyeleri ile kariyer hedeflerini tartışma, öğretim süreçleri konusunda bilgi paylaşımında bulunma şansı yakalayan bireylerin mesleki olgunluk düzeyleri yükselmekte, devam ettikleri bölüme yönelik algıları çeşitlenmektedir. Çalışma sonucunda elde edilen bulgulara göre katılımcıların öğretim üyeleri ile sadece ders içi iletişim değil aynı zamanda ders dışı iletişimi de önemsedikleri belirtilebilir.

Benzer Belgeler