• Sonuç bulunamadı

Bu bölümde önce araştırma modeli içerisinde ders çalışma ve öğrenme stratejilerinin öğretimini içermeyen ancak strateji kullanımını farklı değişkenler açısından inceleyen çalışmalardan bahsedilmiştir. Daha sonra ders çalışma ve öğrenme stratejilerinin öğretiminin farklı değişkenler üzerindeki etkisini inceleyen çalışmalar özetlenmiştir.

Ders çalışma ve öğrenme stratejilerinin öğretimini içermeyen çalışmalar:

Aşağıda uygulandığı yıllar göz önüne alınarak sunulan çalışmaların yöntem bölümleri incelendiğinde, uygulama süresince ders çalışma ve öğrenme stratejilerinin öğretimine yer verilmediği görülmektedir. Ayrıca, öğrencilerin kullandıkları stratejileri belirlemek için veri toplama aracı olarak anketlerin kullanıldığı görülmüştür. Bu çalışmalarda olduğu gibi öğrencilerin kullandıkları stratejilerin anketler sonucunda belirlenmesi, anketlerin olumsuz yanları düşünüldüğünde güvenilirlik açısından sorun oluşturabilecektir. Strateji öğretimi sonunda farkındalığı artmış öğrenciler tarafından uygulanan strateji etkinliklerinin neler olduğunun nitel yöntemler (içerik analizi, betimsel analiz vb.) ile belirlenmesinin daha uygun çözüm olacağı değerlendirilmektedir.

Yöntem olarak ders çalışma ve öğrenme stratejisi öğretimi içermeyen çalışmalardan biri Özer (2002) tarafından gerçekleştirilmiştir. Özer (2002) çalışmasında, ilköğretim okulları ve liselerin eğitim programlarında öğrenme stratejilerinin öğretimine yeterince yer verilip verilmediğini araştırmıştır. Çalışma, 2001-2002 öğretim yılında Eskişehir’deki okullarda görev yapan 349 öğretmenin anket yoluyla görüşleri alınarak gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonunda;

 İlköğretim okulları ile liselerin eğitim programlarında öğrenme stratejilerinin öğretimine az yer verildiği,

 Öğretmenlerin okullarda öğrencilere öğrenme stratejilerini öğretmenin yararlı ya da gerekli olacağını düşündükleri,

Farklı bir çalışmada, Ateş (2005) ilköğretim öğrencilerinin Sosyal Bilgiler dersine yönelik tutumları ile bu derste kullandıkları öğrenme stratejileri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. İlköğretim okulundan uygulamaya katılan 500 öğrenci ile yürütülen çalışmanın verileri “Sosyal Bilgiler Tutum Ölçeği” ve “Sosyal Bilgiler Öğrenme Stratejileri Ölçeği” ile toplanmıştır. Çalışma sonucunda, etkili öğrenme stratejileri kullanan öğrencilerin sosyal bilgiler dersine yönelik daha olumlu tutuma sahip oldukları saptanmıştır.

Başka bir çalışmada, Gülümbay (2005) yükseköğretimde Web’e dayalı ve yüzyüze ders alan öğrencilerin öğrenme stratejilerini, bilgisayar kaygılarını ve başarı durumlarını karşılaştırmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, Web’e dayalı ve yüzyüze öğretim yapılan gruplarda yer alan öğrencilerin bilgisayar kaygı ölçeğine göre düzeltilmiş bilişsel ve üstbilişsel öğrenme stratejileri ortalama puanları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.

Diğer bir çalışmada, Özkal ve Çetingöz (2006) ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin Sosyal Bilgiler dersini öğrenirken kullandıkları stratejileri akademik başarı, derse yönelik tutum ve cinsiyet değişkenine göre incelemişlerdir. Çalışmada strateji öğretimi yapılmamıştır. Çalışma, İzmir ilinde seçilen ve ilköğretim okullarının altıncı, yedinci ve sekizinci sınıfında öğrenim gören 682 öğrenci ile gerçekleştirmiştir. Çalışmada öğrencilerin kullandıkları öğrenme stratejilerini belirlemek üzere “Öğrenme Stratejileri Ölçeği” kullanılmıştır. Çalışma sonunda strateji kullanımının öğrencilerin derse yönelik tutum, başarı düzeyi ve cinsiyetten etkilendiği, sosyal bilgiler dersine yönelik olumlu tutumlara sahip olan öğrencilerin daha çok öğrenme stratejisi kullandıkları ve sosyal bilgiler dersinde başarılı öğrencilerin daha fazla strateji kullandıkları sonuçlarına ulaşılmıştır.

Başka bir çalışmada, Uslan (2006) üniversite hazırlık sınıfı öğrencilerinin öğrenme stratejilerini kullanmalarının İngilizce dilbilgisi başarısı üzerindeki etkisini araştırmıştır. Çalışma, Dokuz Eylül Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu hazırlık programında 2005-2006 öğretim yılında öğrenim gören toplam 596 öğrenci ile yürütmüştür. Çalışma verileri “Dilbilgisi Öğrenme Stratejileri Ölçeği” ve “Dilbilgisi Testi” ile toplanmıştır. Elde edilen bulgulara göre öğrencilerin en fazla kullandıkları stratejilerin sosyal-duyuşsal stratejiler olduğu belirlenmiştir. Sosyal-duyuşsal stratejileri sırasıyla açık kapatma, karşılaştırma ve bilişsel stratejiler izlemektedir. Cinsiyet değişkeni açısından kız öğrencilerin erkeklerden daha fazla strateji kullandıkları bulunmuştur. Lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin strateji kullanımları incelendiğinde ise yüksek lisans öğrencilerinin

lisans öğrencilerinden daha fazla strateji kullandıkları bulunmuştur. Devam edecekleri bölüm temelinde öğrenim görülen dilin Türkçe ya da İngilizce olmasına göre öğrencilerin strateji kullanımları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Başarılarına göre alt ve üst gruptaki öğrencilerin strateji kullanımlarına bakıldığında ise üst gruptaki öğrencilerin alt gruptaki öğrencilerden daha fazla strateji kullandıkları görülmüştür. Diğer bir bulgu da toplam strateji kullanımı ve açık kapatma stratejileri kullanımı ile başarı arasında anlamlı bir ilişkinin olmasıdır. Bilişsel, sosyal-duyuşsal ve karşılaştırma stratejileri kullanımı ile başarı arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.

Benzer bir çalışmada, Taşdemir ve Tay (2007) Fen Bilgisi öğretiminde öğrencilerin öğrenme stratejilerini kullanmalarının akademik başarıları üzerine etkisini incelemişlerdir. Çalışma, sınıf öğretmenliği 3. sınıfta öğrenim gören 300 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Öğretim etkinliklerinin gerçekleştirileceği ders olarak, “Fen Bilgisi Öğretimi I Dersi” seçilmiş ve 3 hafta boyunca uygulama yapılmıştır. Verilerin toplanması amacıyla 25 çoktan seçmeli sorudan oluşan bir ölçek geliştirilmiştir. Çalışma sonucunda, öğrenme stratejilerinin kullanıldığı deney grubundaki öğrencilerin son test başarı puanlarının geleneksel öğretim yöntemlerinin kullanıldığı kontrol grubundaki öğrencilerin son test puanlarından daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Nijhuis, Segers ve Gijselaers (2008) tarafından yapılan çalışmada ise sezişi güçlü öğrencilerin öğrenme stratejilerini uygulamaları ve öğrencilerin öğrenme ortamına yönelik algıları incelenmiştir. Çalışma, üniversite 2. sınıfa devam eden 124 öğrenci ile yürütülmüştür. Çalışma sonucunda, öğrenciler öğrenme stratejilerini sınırlı kullanan ve değişken kullanan gruplar olarak iki grup altında sınıflanmıştır. Öğrenme stratejilerini sınırlı kullanan grup ve değişken kullanan grup arasındaki farklılık öğrencilerin öğrenme ortamına yönelik algılarının farklı olmasıyla ve öğrenme ortamındaki faktörlerin etkisiyle açıklanmıştır.

Saygılı (2010) tarafından gerçekleştirilen çalışmada; öğretim teknolojileri ve materyal destekli Fen ve Teknoloji öğretiminin, ilköğretim 5. sınıf öğrencilerinin problem çözme ve öğrenme ve ders çalışma stratejileri ile üst düzey düşünme becerileri ve derse yönelik erişi ve tutumları üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Öntest, sontest kontrol gruplu yarı deneysel desene uygun olarak gerçekleştirilen bu çalışma, 56 öğrenci ile yürütülmüştür. Çalışmada veri toplama aracı olarak; “Çocuklar İçin Problem Çözme Envanteri”, “Öğrenme ve Ders Çalışma Strateji Envanteri”, “Fen ve Teknoloji Tutum Ölçeği” ve “Akademik Başarı Testi”

becerilerini, öğrenme ve ders çalışma stratejilerini, bilimsel süreç becerilerini, erişi ve tutumlarını anlamlı düzeyde arttırmada etkili olmadığı görülmüştür.

Lynch (2010), öğrenme stratejileri ile ilgili ilişkisel bir çalışma gerçekleştirmiştir. Yapmış olduğu çalışmada fizik bölümünde öğrenim gören öğrencilerin akademik başarıları ile öğrenme güdüsü ve kullanmış oldukları öğrenme stratejileri arasındaki ilişkiye odaklanmıştır. Çalışmasında veri toplama aracı olarak MSLQ [Motivated Strategies for Learning Questionnaire (Güdülenme ve Öğrenme Stratejileri Ölçeği)] kullanmıştır. Veri toplama aracı toplam 76 öğrenciye (23 erkek 49 kadın) bir kez uygulanmıştır. Çalışma bulgularına göre öğrencilerin özyeterlik algıları ile dönem sonu notları arasında yüksek düzeyli ilişki görülmüştür. Öğrenme stratejileri açısından da benzer ilişki anlamlandırma stratejileri ile ortaya çıkmıştır. Erkek öğrencilerin fizik dersi ile ilgili özyeterlik algıları kadın öğrencilerden daha yüksek görülmüş bunun yanında kadın öğrencilerin daha yoğun sınav kaygısı yaşadıkları belirlenmiştir.

Shin, Jeon ve Yang (2010) gerçekleştirdikleri çalışmalarında; tıp fakültesi öğrencilerinin nasıl öğrendikleri ile düşük ve yüksek akademik başarı gösteren öğrencilerin öğrenme stratejilerinde bir farklılık olup olmadığına yönelik model desenlemişlerdir. Çalışmada, ölçme aracı olarak yükseköğretimde öğrenme stratejileri ölçeğinden LIST [Learning Strategies in Higher Education Inventory (Yüksek Öğretim İçin Öğrenme Stratejileri Envanteri)] yararlanılmıştır. Ölçme aracında yer alan öğrenme stratejileri; düzenleme, anlamlandırma, eleştirel düşünme, anlamayı izleme, zaman ve emek yönetimi ile dikkat toplamadır. Çalışma sürecinde ölçme aracı 58 öğrenci ve 53 mezuna uygulanmıştır. Çalışmama bulgularına göre; yüksek akademik başarı gösteren öğrencilerin düşük akademi başarı gösteren öğrencilerden ve mezunların da halen öğrenci olanlardan daha çok öğrenme stratejisi kullandıkları görülmüştür. Mezunların özellikle örgütleme, anlamlandırma, eleştirel düşünme ve zaman yönetimi stratejilerine öğrencilerden daha çok başvurdukları ortaya çıkmıştır.

Yılmaz (2011) ise ilköğretim öğrencilerinin kullandıkları öğrenme stratejilerini öğrenme stilleri ve bazı değişkenler açısından incelemiştir. Çalışmada ilişkisel tarama yöntemi kullanılmıştır. Çalışmaya belirlenen ilköğretim okullarının altıncı, yedinci ve sekizinci sınıf öğrencilerinden 296 kişi katılmıştır. Çalışma sonucunda aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır: Öğrencilerin kullandıkları öğrenme stratejileri öğrenme stiline göre; dikkat, kısa süreli bellekte depolama, anlamlandırma, geri getirme stratejilerinde anlamlı farklılık gösterirken, güdüleme ve yürütücü biliş stratejilerinde anlamlı farklılık göstermemektedir.

Dikkat, kısa süreli bellek, anlamlandırma stratejilerini, öğrenme stili ayrıştıran grubunda olan öğrenciler özümseyen öğrencilere göre daha fazla kullanmaktadırlar. Geri getirme stratejisinde ise, öğrenme stili ayrıştıran grubunda olan öğrenciler öğrenme stili değiştiren grubunda olan öğrencilere göre daha fazla kullanmaktadırlar. Öğrencilerin kullandıkları tüm öğrenme stratejileri ile yansıtıcı gözlem öğrenme biçimleri düzeyleri arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişki gözlemlenmiştir. Öğrenirken yansıtıcı gözlem biçimini daha fazla kullanan öğrenciler öğrenme stratejilerini çok fazla kullanmadıkları söylenebilir. Öğrencilerin somut yaşantı öğrenme biçimi düzeyleri ile güdüleme stratejilerini kullanma düzeyleri arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişki gözlemlenmiştir. Öğrencilerin dikkat, kısa süreli bellekte depolama, anlamlandırma, geri getirme stratejileri düzeyleri ile soyut kavramsallaştırma öğrenme biçimini kullanma düzeyleri arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki vardır. Öğrencilerin güdüleme öğrenme stratejileri ile aktif yaşantı öğrenme biçimini kullanım düzeyi arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki vardır. Öğrencilerin kullandıkları öğrenme stratejileri, öğrenim gördükleri sınıf değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermektedir. Bu farklılık, dikkat, kısa süreli bellekte depolama, anlamlandırma, geri getirme, güdüleme ve yürütücü biliş stratejilerinde gözlenmiştir. 6. sınıf öğrencileri tüm stratejileri, hem 7. sınıf öğrencilerinden hem de 8. sınıf öğrencilerinden anlamlı bir şekilde daha fazla kullanmaktadırlar. Cinsiyet değişkenine göre, kız öğrenciler dikkat, geri getirme ve güdüleme stratejilerini erkek öğrencilere göre anlamlı bir şekilde daha fazla düzeyde kullanmaktadırlar. Diğer stratejiler olan kısa süreli bellekte depolama, anlamlandırma ve yürütücü biliş stratejilerinde cinsiyet değişkenine anlamlı bir farklılık gözlenmemiştir. İspir, Polat ve Saygı (2011) tarafından üstün başarılı öğrencilerin öz düzenleyici öğrenme stratejilerinin neler olduğu, matematiğe karşı güdüleri ve düşünme stilleri belirlenerek bu değişkenler karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bu amaç doğrultusunda veri toplama araçları olarak Türkiye genelinde uygulanan ve özel bir sınavla seçilen 63 üstün başarılı ortaöğretim öğrencisine “Öğrenmede Öz-düzenleme Yetkinlik Algısı Ölçeği”, “Problem Çözerken Bütüncül ve Analitik Düşünme Ölçeği” ve matematiğe karşı güdülerini belirlemek için bilgi formu uygulanmıştır. Çalışma sonuçlarına göre çalışma grubunda yer alan üstün başarılı öğrencilerin en çok bilişsel düzenleme stratejilerini kullandıkları ortaya çıkmıştır. Bununla beraber matematiğe karşı güdülerini en çok artıran etmenlerin içsel etmenler olduğu görülmüştür. Düşünme stilleri açısından da öğrencilerin sadece analitik veya bütüncül düşünme stillerini değil ortada bir dağılım gösterdikleri görülmüştür. Bunun

yanında öğrencilerin düşünme stilleri ile özdüzenleme becerileri arasında da anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.

Ilgaz (2011) tarafından gerçekleştirilen çalışmada, cinsiyet ve sınıf düzeyine göre ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersinde kullandıkları öz- düzenlemeli öğrenme stratejileri ile bu dersteki öz-yeterlik ve özerklik algıları incelenmiş, bu değişkenlerin dersteki başarıyı tahmin ettikleri model belirlenmeye çalışılmıştır. Tarama modelindeki bu çalışma 1286 ilköğretim öğrencisinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma verileri, araştırmacı tarafından geliştirilen “Fen ve Teknoloji Dersi Öz- Düzenlemeli Öğrenme Stratejileri Ölçeği”, “Fen ve Teknoloji Dersi Öz-Yeterlik Algısı Ölçeği” ve “Fen ve Teknoloji Dersi Özerklik Algısı Ölçeği” ile toplanmıştır. Ayrıca öğrencilerin başarı durumlarının göstergesi olarak birinci dönem Fen ve Teknoloji Dersi karne notları kullanılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre öğrenciler, bilişsel öğrenme stratejilerinden en çok örgütleme stratejilerini, en az grafik örgütleyici stratejileri; kaynak yönetim stratejilerinde en çok yardım arama stratejilerini, en az zaman yönetim stratejilerini kullanmaktadırlar. Öğrencilerin öz-yeterlik ve özerklik algılarının ise hem alt boyutlarda hem de genelde yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Çalışmanın tüm değişkenleri cinsiyete göre incelendiğinde grafik örgütleyici stratejiler ve kaynak yönetim stratejileri hariç tüm ölçeklerin genelinde ve alt boyutlarında kızlar lehine anlamlı farklar bulunmuştur. Bu değişkenlerin sınıf düzeyine göre durumları incelendiğinde, sınıf seviyesi arttıkça strateji kullanımı, öz-yeterlik ve özerklik algılarında anlamlı bir azalma olduğu belirlenmiştir.

Ders çalışma ve öğrenme stratejilerinin öğretimini içeren çalışmalar: Aşağıda uygulandığı yıllar göz önüne alınarak sunulan çalışmalar yöntem olarak, ders çalışma ve öğrenme stratejisi temelli çevrimiçi etkinliklerin, başarı, kalıcılık ve bilişsel yüklenme açısından etkisini belirlemeyi amaçlayan bu araştırma ile benzerlik göstermektedirler. Bu çalışmalarda da farklı ortamlarda strateji öğretimi yapılmış, öğretim sonunda uygulanan öğretim yönteminin etkililiği başarı, kalıcılık, hatırda tutma düzeyi vb. değişkenler açısından araştırılmıştır. Ancak, strateji öğretimi için e-öğrenme ortamları yerine daha çok geleneksel ortamlar kullanılmıştır. İncelenen çalışmalar strateji öğretiminde kullanılan ortamlar göz önüne alındığında, e-öğrenme ortamlarından farklılık göstermektedirler. Bu alanda yapılan ilk çalışmanın Yıldız (2003) tarafından gerçekleştirildiği görülmektedir. Bu çalışmada; ilköğretim 5. sınıf Fen Bilgisi dersinde öğrencilere kazandırılan öğrenme stratejilerinin öğrencilerin akademik başarıları ve hatırda tutma düzeyleri üzerindeki

etkileri incelenmiştir. Deneme modellerinden ön test-son test kontrol gruplu modele göre düzenlenen çalışma, 44 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Deney grubundaki öğrencilere öğrenme stratejileri öğretimi yapılmıştır. Çalışma sonunda akademik başarı ve hatırda tutma açısından deney grubu lehine anlamlı bir fark bulunmuştur.

Chularut ve DeBacker (2004) gerçekleştirdikleri çalışmada, kavram haritası eğitiminin; başarı, öz düzenleme ve öz yeterlilik üzerindeki etkisini incelemişlerdir. Deneysel desende gerçekleştirilen araştırma 79 öğrenci ile yürütülmüştür. Deney grubunda kavram haritalarıyla öğretim yapılmıştır. Çalışma sonunda ders içeriğini kavram haritaları ile öğrenen öğrencilerin akademik başarı, öz düzenleme ve öz yeterlik düzeyleri kontrol grubundaki öğrencilere göre daha yüksek bulunmuştur.

Strateji öğretimi yapılan çalışmalardan bir diğeri Belet (2006) tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada; öğrenciler tarafından uygulanan öğrenme stratejilerinin; okuduğunu anlama ve yazma becerileri ile Türkçe dersine olan tutumlara etkisi incelenmiştir. Çalışma deney grubunda 22, kontrol grubunda 21 olmak üzere toplam 43 ilköğretim 5. sınıf öğrenci ile yürütülmüştür. Deney grubundaki öğrencilere not alma, özetleme ve kavram haritaları stratejilerinin öğretimi yapılmıştır. Çalışma sonunda; öğrenme stratejileri kullanımının öğrencilerin okuduğunu anlama ve yazma becerilerini geliştirdiği, öğrencilerin Türkçe dersine ilişkin olumlu tutumlar geliştirmesinde etkili olduğu belirlenmiştir.

Strateji öğretimi yapılan çalışmalardan bir diğeri ise Tunçer ve Güven (2007) tarafından gerçekleştirilmiştir. Öntest-sontest kontrol gruplu modele göre desenlenen ve ilköğretim okulu 5. Sınıf öğrencileri ile gerçekleştirilen çalışmada, belirlenen ünite etkinlikleri öğrenme stratejileri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Öğretimi yapılan stratejiler; not alma, satır altı çizme ve bilgi haritası oluşturmadır. Çalışmada ünite başarı testi ve sosyal bilgiler tutum ölçeği olmak üzere iki farklı veri toplama aracı kullanılmıştır. Veri toplama araçları deneysel işlem öncesinde ve deneysel işlem sonrasında grupların tümüne uygulanmıştır. Başarı testi, izleme çalışması kapsamında da kullanılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre; öğrenme stratejilerinin kullanıldığı deney grubundaki öğrenciler ile normal öğretim programının uygulandığı kontrol grubundaki öğrencilerin akademik başarıları ve hatırda tutma düzeyleri arasında deney grubu lehine anlamlı bir farklılık oluşmuştur. Ancak, deney grubundaki öğrenciler ile öğretim programının uygulandığı kontrol grubundaki öğrencilerin derse ilişkin tutumları arasında anlamlı bir farklılığın oluşmadığı

gözlemlenmiştir. Sonuç olarak öğrenme stratejilerinin ilköğretim düzeyinde öğretimi etkili sonuçlar vermiştir.

Benzer bir çalışmada Dikbaş (2008), ilköğretim 5. sınıf Sosyal Bilgiler dersinde öğrenme stratejileri öğretiminin ve bu stratejilerin ders esnasında kullanımın öğrencilerin akademik başarılarına, tutumlarına ve kalıcılığa etkisini araştırmıştır. Öntest-sontest kontrol gruplu deneysel desene göre tasarlanan çalışma, 109 öğrenci ile yürütülmüştür. Deneysel işlem olarak öğrenme stratejileri öğretimi yapılmış ve ünitelerin öğretiminde öğrenme stratejilerinin kullanımı için ortam oluşturulmuştur. Çalışma sonunda öğrenme stratejileri öğretiminin öğrencilerin öğrenme stratejilerini kullanma düzeylerini, akademik başarılarını artırdığı ve derse yönelik tutumlarına olumlu katkı sağladığı belirlenirken, öğrenilenlerin kalıcılığında anlamlı bir fark yaratmadığı ortaya çıkmıştır.

Strateji öğretimi yapılan çalışmalardan bir diğeri Cebesoy (2009) tarafından gerçekleştirilmiştir. Fen eğitiminde anlamlandırma ve örgütleme stratejileri kullanımının öğrencilerin akademik başarılarına, Fen ve Teknoloji dersine yönelik tutumlarına ve kavram öğrenmelerine olan etkisinin araştırıldığı çalışma, öntest-sontest kontrol gruplu model kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya 2 deney ve 1 kontrol grubunu oluşturan 120 ilköğretim 6. sınıf öğrencisi katılmıştır. Birinci deney grubunda anlamlandırma stratejilerine dayalı etkinliklere göre hazırlanan öğretim planı, ikinci deney grubunda örgütleme stratejilerine dayalı etkinliklere göre hazırlanan öğretim planı uygulanırken kontrol grubunda ise Fen ve Teknoloji programı doğrultusunda hazırlanan öğretim planı uygulanmıştır. Çalışma bulgularına göre anlamlandırma stratejilerinin kullanıldığı birinci deney grubu ve örgütleme stratejilerinin kullanıldığı ikinci deney grubu öğrencilerinin akademik başarıları, kontrol grubuna göre daha yüksek ve anlamlı bulunmuştur. Ancak, deney gruplarını kendi aralarında karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır. Deney ve kontrol grupları arasında fen ve teknoloji dersine yönelik tutum açısından anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Kavram öğrenmede ise örgütleme stratejilerinin kullanıldığı deney grubu ile kontrol grubunda yer alan öğrenciler arasında anlamlı bir farklılık görülmüştür. Sonuç olarak öğrenme stratejilerine öğrenme-öğretme sürecinde yer verilmesi kavramların daha kalıcı hale getirilmesinde önemli katkılar sağlamaktadır.

Chalmers ve Fuller (2009) gerçekleştirdikleri çalışmalarında; üniversite öğrencilerine uygulanan öğrenme stratejileri öğretiminin etkilerini araştırmışlardır. Bu amaçla uygulanan bir programın etkililiğini incelemişlerdir. Bu program düzenli olarak derslerde içerikle

birlikte yapılan strateji öğretimi şeklindedir. Araştırmalarının temelinde yatan ana düşüncelerini; çoğu öğrenci üniversitelerden sınırlı bir öğrenme stratejisi birikimi ile mezun oldukları ve sınırlı olan bu bilginin öğrencilerin yaşam boyu öğrenmeleri için yeterli olmadığı görüşü oluşturmaktadır. Bu nedenle üniversiteler öğrencilere gerekli öğrenme stratejilerini öğreterek onların yaşam boyu öğrenmeye hazır hale gelmelerine yardım etmelidir. Çalışma sonunda uygulanan programın öğrencilerin öğrenme stratejileri birikimlerini geliştirdiği ve öğrencilerin bu stratejileri etkili olarak uyguladıkları belirlenmiştir.

Çalışkan (2010) tarafından gerçekleştirilen “Öğrenme stratejileri öğretiminin yürütücü biliş bilgisine, yürütücü biliş becerilerini kullanmaya ve başarıya etkisi” isimli çalışmada; öğrenme stratejileri öğretiminin yürütücü biliş bilgisine, yürütücü biliş becerilerini kullanmaya ve başarıya etkisi araştırılmıştır. Çalışma, öntest-sontest kontrol gruplu deneme modeline göre ilköğretim okulu 6. sınıf öğrencileri ile gerçekleştirilmiştir. Deney

Benzer Belgeler