• Sonuç bulunamadı

Bu kısımda saldırgan davranışları öğrenme ile açılamaya çalışan sosyal öğrenme kuramı ve davranışçı kurama ilişkin bilgiler verilecektir.

1.1.3.1. Sosyal Öğrenme Kuramı

Öğrenme kuramlarına göre, davranışlarımız doğuştan getirdiğimiz türe özgü eğilimler ya da kalıtım yoluyla bize aktarılan kişisel özellikler çevre tarafından şekillendirilir. İçgüdüsel gibi görünen davranışlarımız da dahil tüm davranışlarımız aslında çevresel uyarıcılara verilen tepkiler sonucu gerçekleşen öğrenmelerin ürünüdür.

Sosyal öğrenme kuramına göre, saldırganlık gözlem yada öğrenilmiş olup, ne kadar pekiştirilirse meydana gelme olasılığı da o kadar artmaktadır. Sosyal psikologlar saldırganlığın yalnızca doğuştan gelen içgüdülerle açıklanamayacağını, taklit ve öğrenmenin saldırgan davranışının türünün ve miktarının önemli belirleyicisi olduğunu savunmuşlardır. Bandura ve arkadaşları örnek almanın saldırganlık davranışı üzerindeki etkisine ilişkin bir dizi deneysel çalışma yapmışlardır. Bu deneysel çalışmalar sonucunda çocukların saldırganlığı

çevrelerinde gördükleri davranışları model alarak öğrendikleri sonucuna varılmıştır (Cüceloğlu, 1993).

Saldırganlığın nedenleri ve ortaya çıkışı ile ilgili olarak dışsal koşulların etkilerine odaklanan Sosyal Öğrenme Kuramı’nın en önemli temsilcilerinden Bandura’ya göre, bir çocuk ne zaman, nasıl ve kime karşı saldırgan bir şekilde davranacağını ana-babalarından, arkadaş gruplarından ve kitle iletişim araçlarından öğrenir (Aktaş, 2001).

Bandura tarafından geliştirilmiş olan sosyal öğrenme kuramı saldırganlığın temel olarak sonradan kazanılan bir davranış biçimi olduğunu, yani öğrenilmiş bir davranış olduğunu savunmaktadır. Bandura, saldırganlığın meydana gelmesinde ortamdaki pekiştirici öğeler üzerinde durmaktadır. Bu kuramın saldırganlık konusunda diğer kuramlardan ayrılan diğer bir yönü de saldırganlığın amaca yönelik bir davranış olarak ele alınıp tanımlanmış olmasıdır (Karabıyık, 2003).

Bandura (1977), saldırganlığın eylem biçiminde ifade edilmesinde sosyal modellerin önemli olduğunu vurgular. Çevresel uyaran olarak kabul edilen gürültü, sıcaklık, sosyal pekiştirenler, taklit, aile içindeki hatalı davranış örnekleri saldırgan düşünce ve ifadelerin saldırgan davranışların meydana gelmesinde önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Bandura, saldırganlığın çeşitli koşullar altında artığını dile getirmiştir. Direkt olarak saldırganlığa maruz kalma, saldırgan modeller, çevrede strese neden olan kalabalık, gürültü, sıcaklık gibi etkenler sayılabilir. Bu uyaranlar psikolojik olarak saldırganlığı artırmaktadır.

Bandura’ya göre, insanların birbirlerine saldırganca davranmalarının nedenleri içinde geçmiş yaşantıları sonucunda, saldırgan davranışlar kazanmaları ve bu tepkiler sayesinde ödüllendirilmeleri ile çevresel koşullar tarafından teşvik edilmesi bulunmaktadır. Bandura bireylerin saldırganlık içgüdüleri ile dünyaya gelmediklerini bireylerin saldırgan davranışları ne zaman ne şekilde göstereceklerini sosyalleşme süreci içinde öğrendiklerini savunur. Bandura’ya göre bireylerin birbirlerine saldırgan davranışlar göstermesinin altında deneyimlerin sonucu olan kazanılmış saldırgan davranışlar yatmaktadır. Bu davranışların oluşumunda verilen

tepkilerin pekiştirilmesi ile sosyal ve çevresel koşullar tarafından teşvik edilme yatar. Çocuk saldırganlığı taklit ve pekiştirmelerle öğrenir. Erken dönemde görülen saldırganlık bireyi etkiler ve ileriki dönemde bireyi saldırganlığa meyilli hale getirir (Masalcı, 2001).

Saldırganlık iki şekilde öğrenilmiş olabilir; tepkilerin pekiştirilmesi ve taklit yoluyla olabilir. Pekiştirme, anne-baba tarafından verilen ceza saldırgan davranışların onaylanması, övülmesi, saldırgan davranış sayesinde istediğini elde etmeyi öğrenme yolu ile olmaktadır. Taklit ise, çocuğun çevresinde bulunan saldırgan nitelikteki modelleri gözlemleyerek öğrenmesi ile meydana gelmektedir.

Taklit saldırgan davranışın ortaya çıkmasında önemli bir etkendir. Bir çocuk veya ergen, saldırganlık düzeyini kontrol edemeyen ve bunu sağlıksız bir biçimde dışsallaştıran insanlar gözlemlediğinde, saldırgan davranışları öğrenmesi daha kolay olmaktadır. Bireyin saldırgan davranışı başkalarının yaptığı davranışlar tarafından biçimlenir ve belirlenir (Freedman, Sears & Calsmith, 1993).

Bandura saldırganlığın taklit ve model alınma yoluyla öğrenilmesini deneysel çalışmalar ile incelemiştir. Deney grubu olan çocuklara, oyuncak bebeğe saldıran yetişkinlerin olduğu kısa video filmler seyrettirilmiştir. Kontrol grubuna ise saldırgan davranışları olmayan yetişkinlerin olduğu filmler seyrettirilmiş. Çocuklar filmlerden sonra gözlem odasında oyuncak bebekle tek başına bırakılmışlardır. Yapılan gözlemde deney grubunda yer alan çocukların bebeğe saldırgan davranışlarda bulunmasında kontrol grubuna göre anlamlı bir artışın olduğu görülmüştür (Gümüş, 2000).

Sosyal Öğrenme Kuramcıları, saldırgan davranışları çevresel etkenlerle açıklamakta ve model alma ile pekiştirme-cezalandırma süreçlerinin saldırganlığın ortaya çıkmasında önemli olduğuna değinmişlerdir. Bütün davranışlarımız esasen çevreden gelen uyarıcılara gösterdiğimiz tepkiler sonucu oluşan öğrenmelerin sonucudur.

Sosyal öğrenme kuramının saldırganlığın anlaşılması ve açıklanmasına önemli katkıları olmuştur. Kuram her şeyden önce saldırganlığın nedenlerini pekiştirme ve taklit yoluyla öğrenme gibi test edilebilir kavramlarla açıklamaya çalışmıştır. Ayrıca saldırganlığın öğrenme yoluyla kazanıldığını savunduğu için bu tür davranışlar açısından gözlenen bireysel farklılıkları, da bu kuram çerçevesinde açıklamak mümkündür (Dizman, 2003).

1.1.3.2. Davranışçı Kuram

Davranışçı ve öğrenmeci kuramlara göre saldırganlığın en yalın hali başkalarını inciten ya da incitebilecek her türlü davranıştır. Buna göre insan saldırganlığı, sosyal, çevresel ve durumsal faktörler arasındaki karmaşık etkileşimin bir sonucu olarak sosyal davranışların öğrenilmesi ile meydana gelir.

İnsan davranış özelliklerinin nedeni onların öğrenme tarihçelerinde yatar. Örneğin bir insan saldırgan davranıyor ise bunun nedenini onun geçmiş yaşantılarında aramak gerekir. Bütün insan davranışları gibi kişilik de bir davranış örüntüsüdür. Öğrenme yaklaşımına göre bir kimse belirli bir sosyal durumda birbirinden farklı davranışlar gösterebilir. Sakin, hoş bir kimse, bir süre sonra hareketli ve saldırgan bir kimse haline gele bileceği gibi, bağımlı veya bağımsız bir kimse görünümüne de bürünebilir. Bu değişik davranışları aynı kimsede görmek mümkündür. Kişinin hangi davranışı göstereceği, o bireyin içinde bulunduğu sosyal durumu nasıl algıladığına bağlıdır.

Sosyal durum içinde davranışın nasıl ödüllendirileceğini bilen birey, ödüllenme olasılığı en yüksek olan davranışı seçer. Bireyi amacına sakin olmak götürecekse, sakin olur; saldırganlık ödüllendirilecekse, o zaman saldırgan davranış gösterir. Bu yaklaşım, bireyin davranışının en önemli belirleyicisi olarak sosyal ortamı ve sosyal durumları görür. Kişilik belirli uyarımlar karşısında ortaya çıkar ve öğrenilen, benimsenen, pekiştirilen davranışlar sonucu oluşur (Altıntaş & Gültekin, 2003).

Davranışçılar, saldırganlığı edimsel koşullanma, ceza, model alma, taklit ve genel uyarılmışlık gibi öğrenme kavramları ile açıklamaya çalışmışlardır. Saldırgan davranışların ödüllendirilmesi ve onaylanması davranışların sürdürülme olasılığını artırmaktadır. Ceza uygulanması ise davranış üzerinde paradoks yaratmaktadır. Ceza bir yöntem olarak saldırganlığı önlemede verilebilirken, aynı zaman da bir yönü ile saldırganlığa neden olabilir. Model olma ve taklit edilme gözlenen bir davranışın oluşmasına neden olabilmektedir. Ayrıca genel uyarılmışlık hali kaynağına bakılmaksızın saldırganlığı artırmaktadır. Günümüz toplumunda gözlenen saldırgan davranışların büyük bir kısmı günlük yaşamın getirdiği streslerin yarattığı genel uyarılmışlık haliyle saldırganlığa neden olan uyaranların karışımından meydana geliyor olabilir (Karabıyık, 2003).

Skinner, davranışın en önemli belirleyicisinin organizma dışındaki olaylar olduğunu ve bu olayları değiştirmekle davranışlara istenilen şeklin verilebileceğini savunmaktadır. Bir kişi önemli suçlar işleyebilir veya insanlığa yararlı işlerde yapabilir. Thorndike ise, insan davranışlarının ödül ve ceza sonucu oluştuğunu iddia etmektedir (Yanbastı, 1996). Davranışçı kuram bireylerin öğrenme süreçlerinin yapılandırılarak saldırgan davranışların azaltılabileceğini savunur. Öfke, nefret v.b. duyguların kontrol etmeyi ve akılcı yollarla ifade etmeye yönelik becerilerin kazanılması, saldırganlığı azaltmakta etkili olacağını belirtir (Akkök,1996).

Geen & O’Neal (1986), Davranışçı Kuramın, saldırganlığı etkileyen faktörleri, gürültü, sıcaklık, hava kirliliği, kitle iletişim araçları, alkol ve uyuşturucu gibi fiziksel stres yaratan uyaranlar olarak ortaya koyduğunu açıklamışlardır. Laboratuar deneylerinde yüksek düzeyde gürültüye tabi tutulan deneklerin hiçbir etkiye tabi tutulmayan deneklere oranla daha saldırgan tepkiler verdikleri, gürültünün sıkıntı verici ve engelleyici etkisi olduğu saptanmıştır. Yine laboratuar çalışmalarında sıcaklık ve hava koşullarının saldırganlıkta artışa neden olduğu belirlenmiştir. Ancak dışsal uyarıcının, saldırganlığın ortaya çıkması için tek başına yeterli olmadığı, bununla birlikte yeterli düzeyde bilimsel verinin olmadığı belirtilmektedir (Demirhan, 2002).

Bu kuramın en önemli katkılarından biri saldırganlığın öğrenilmesi ile davranışa yansıması arasındaki ayırımı ortaya koymasıdır. İnsanlar davranışlarından için ödüllendirildikleri ya da model aldıkları için saldırganlığı öğrenebilirler. Ancak, öğrenilen bu saldırganlık belirli koşullar altında davranışa yansır. Örneğin; bir çocuk model olarak aldığı kişinin saldırgan davranışından dolayı cezalandırıldığını gördüğünde kendisi saldırgan olarak davranmayacaktır. O halde, modelin saldırgan davrandığı için cezalandırıldığını görmek, izleyen kişinin saldırgan davranma olasılığını azaltacaktır (Aktaş, 2001).

Davranışçılara göre, insanlar iyi, akıllı olarak doğmakta, kötü eğitim, kötü çevre ve kötü örneklerle davranışlar bozulmaktadır. İnsan davranışlarını yalnızca doğuştan gelen eğilimler değil, çevrenin davranışları da biçimlendirmektedir. Bu yaklaşıma göre çocuk saldırgan davrandığında annesinin veya diğer kişilerin ona istedikleri şeyi vereceklerini anlarsa, saldırgan biçimde davranmaya eğilimli olur.

Benzer Belgeler