• Sonuç bulunamadı

Öğrencilerin Kuvvet ve Hareket Kavramları Arasındaki İlişkiye Ait Görüşlerine

Bu bölümde kuvvet ile hareket kavramları arasındaki ilişkiye ait bulgulara yer verilecektir. Bu nedenle görüşme esnasında kaydedilen öğrenci ifadeleri son dört soru ele alınarak analiz edilmiştir. Analiz fenomenografik yönteme uygun olarak kategoriler oluşturularak yapılmıştır. Bu kategoriler ve öğrencilerin bazı ifadeleri örnek verilerek sorulara göre analizler aşağıda yer almaktadır.

4.2.1. 6. Soruya Verilen Cevapların Analizi

6. soruda öğrencilere ‘’Kuvvet ile hareket arasında nasıl bir ilişki vardır?’’ sorusu yöneltilmiştir. Öğrencilerin verdikleri cevapların analiz edilmesi sonucunda oluşturulan kategoriler Tablo 8’de verilmiştir. Her bir kategorinin karşısına öğrenci açıklamaları derlenerek kategorinin ne anlama geldiğini yansıtan açıklamalar yazılmış, bu görüşe sahip olan öğrencilerin isimlerinin baş harfi parantez içinde verilmiştir.

Tablo 8

6.soru için belirlenen kategoriler ve açıklamaları

KATEGORİ Kategorilerin Açıklamaları

Büyüklük

Kuvvetin büyüklüğüne göre hareket durumu değişir (E).

Kuvvetin büyüklüğüne göre hareket miktarı (alınan yol) değişir (C,E).

Yön Kuvvetin yönü hareketin yönünü belirler (C,E,İ).

Hareket Kuvvet hareket etmeyi sağlar (T,D,M,S).

Enerji Kuvvet canlıların sahip oldukları içsel enerjidir (T).

Öğrencilerin soruya verdikleri cevaplar bir bütün olarak ele alındığında, öğrencilerin tamamının kuvvetin hareketi sağladığı görüşünde olduğu ancak bazı

öğrencilerin hareketin sebebi ile ilgili olarak kuvvetin farklı özellikleri ile açıklama yaptıkları görülmüştür.

Araştırmaya katılan öğrencilerden üçü kuvvet ile hareket arasındaki ilişkiyi kuvvetin yön ve büyüklük özelliklerinden yararlanarak açıklamayı tercih etmiştir. Cihan ve Ender açıklamalarında bu iki özelliği birden kullanmışlardır. Bu öğrenciler kuvvet ile hareket arsındaki ilişkiyi kuvvetin büyüklüğü ile şu şekilde açıklamıştır:

“Kuvvetin büyüklüğünü arttıkça cismin hareketi de artar Yani kuvvet ile doğru orantılıdır hareket. Ben bunu 5 N’ luk kuvvet ile çekerken 5 m yol alıyorsa 10 N’ luk bir kuvvetle de 10 m yol alır”.

Öğrencinin kuvvet ile hareket arasındaki ilişkiyi doğru orantılı olarak açıklaması, “hareket miktarı (alınan yol) kuvvet miktarı ile orantılıdır” şeklindeki yanılgıya sahip olabileceğini göstermektedir. Ender de aynı yanılgıya düşerek kuvvet ile hareket arasında doğru orantı olduğundan bahsetmiştir. Ancak Cihan’dan farklı olarak direnç olarak ifade ettiği sürtünme kuvvetinin cisimlerin hareket durumunu değiştirebileceğini ifade etmiştir:

“Doğru orantı var bence…….. Ne kadar çok kuvvet uygularsak gideceği yöndeki mesafesi de artar. Cisme karşı direnç olduğunda durabilir ya da direnci aşabilirse hareket edebilir”.

Aynı öğrenciler kuvvetin yönü ile hareket arasındaki ilişkiden şu şekilde bahsetmişlerdir:

“Kuvveti büyük olan, o cismin yönünü gösterir. Bu tarafa kuvvet fazla ise bu tarafa doğru hareket eder. Bu yöne doğru uyguladığım kuvvete de bağlı, yöne de bağlı o zaman. Cismin hareket ettiği yönün tersine olursa kuvvet, o zaman cismin hareketi de değişir”(C).

“Kuvvet uyguladığımız yönde, hareket de o yönde olur. Tabi durabilirde hareket edebilirde, buna karşı direnç önemli, kuvvete karşı direnç yönünü belirler”(E).

İlknur’un da soruya “Cisme kuvvet uyguladığımız yönde hareket eder cisim” şeklinde cevap vermesi, Cihan, Ender ve İlknur’un kuvvet yönünde hareket olur görüşünde birleştiklerini göstermektedir. Bu durumun temelinde cisimlerin hareket yönünde mutlaka bir kuvvetin var olması gerektiği yaklaşımının yattığı söylenebilir.

Tablo 8’e bakıldığında araştırmaya katılan öğrencilerin cisimlerin hareket etmesi için dışarıdan uygulanan bir kuvvetin varlığına ihtiyaç duydukları görülmektedir. Bu görüşte olan Merve ve Döndü görüşlerini şu şekilde ifade etmiştir:

“Hareket kuvvetin etkisiyle oluşan bir şey. Kuvveti cismi hareket ettirmek için

uyguluyorsun o da cismin hareket etmesini sağlıyor. Kuvvet ile hareket birbirinden kaynaklı şeyler” (M).

“Hareketi sağlayan şey kuvvettir aslında. Biz bunu kitabı biraz kuvvet

uyguluyorsak hareket eder. Kendiliğinden hareket etmez cisim bir kuvvet uygulanmadığında”(D).

Sefer ise kuvvet kavramını kas gücü olarak ifade edilen kavramdan ayırt edemediği için hareketi sağlayanın kuvvet mi, yoksa kas gücü mü olduğu konusunda tereddüde düşmüştür. Öğrenci ile bu konuda gerçekleştirilen diyalog şu şekildedir:

S: Hareketi sağlayan şey kuvvet değildir bence. Vücut gücü olarak, yine kuvvet

de yani vücut gücüde önemli itmesi falan.

Araştırmacı: Vücut gücü dediğin nedir?

S: Vücudun ağırlığı kaldırabilmesi, itebilmesi. Ağırlığı kadar 30 kilo ise 20, 25 kiloluğu.

Araştırmacı: Kişi kendi ağırlığı ile mi kaldırabiliyor, itebiliyor? S: Öyle olur hocam büyük ihtimalle.

Araştırmacı: O zaman burada kuvvetle ilgisi yok mudur?

S: Düşünüyorum da var gibi geliyor aslında bununda pek bir farkı yok hocam.

Düşünüyorum da ilk önce kuvvet ilgisi var mı, yok mu, yine kuvvetle ilgisi var hocam. Düşündüm de vücut gücü yine kuvvet, itebilmemiz kuvvet. Kas gücümüz bacaklarımızdaki gücümüz itmeyi, çekmeyi, götürebilmeyi. Gücün kuvvetin ne kadarsa 40 kiloluk bir ağırlığı 10 dk aralıklarla taşıyabilirsin……

Tunahan ise kuvvet ile hareket arasındaki ilişkiyi, ‘’Kuvvet uyguladığımızda

cisim hareket eder. Bir şeye kuvvet uygulamadan hareket etmez. Eğer cismin kendi

kuvveti, enerjisi yoksa hareket edemez’’ şeklinde açıklamıştır. Tunahan’ın diğerlerinden

farklı olarak kuvvetin canlı varlıklara ait bir özellik olduğunu ve bu yüzden dışarıdan uygulanan bir kuvvete gerek olmadan canlı varlıkların hareketini sürdürebileceğine inandığı görülmektedir. Öğrenci bu durum ile ilgili görüşünü şu şekilde ifade etmiştir:

“Cismin kendi enerjisi, kendi kuvveti var. İçinde var olan enerji kuvveti zaten. Mesela bir cismi canlı olarak ele alırsak küçük hayvanları kendi enerjisi ile hareket ediyor, başkalarının dışarıdan enerji uygulamasına gerek kalmıyor”.

4.2.2. 7. Soruya Verilen Cevapların Analizi

7. soruda öğrencilere ‘’Kuvvet uyguladığımız her cisim hareket eder mi?” sorusu yöneltilmiştir. Öğrencilerin verdikleri cevapların analiz edilmesi sonucunda oluşturulan kategoriler Tablo 9’da verilmiştir. Her bir kategorinin karşısına öğrenci açıklamaları derlenerek kategorinin ne anlama geldiğini yansıtan açıklamalar yazılmış, bu görüşe sahip olan öğrencilerin isimlerinin baş harfi parantez içinde verilmiştir.

Tablo 9

7.soru için belirlenen kategoriler ve açıklamaları

KATEGORİ Kategorilerin Açıklamaları

Büyüklük Kuvvetin büyüklüğüne göre hareket durumu değişir (E,M,C,D,İ,S).

Yön Kuvvetin yönü hareketin türünü değiştirir (İ ).

Şekil değiştirme Kuvvet şekil değiştirir (T).

Görelilik Gözlem çerçevesine bağlı olarak hareket durumu değişir (E).

Öğrencilerin yedinci soru için verdikleri cevaplar bir bütün olarak ele alındığında, öğrencilerin tamamının “hareket etmeyebilir” görüşü yönünde cevap verdikleri tespit edilmiştir. Öğrencilerin kuvvet uygulanan cisimlerin hareket etmeme nedeni ile ilgili açıklamalarında ise farklılıklar göze çarpmaktadır.

Tablo 7 de ki kategoriler incelendiğinde araştırmaya katılanlardan bir öğrenci hariç diğer öğrenciler, uygulanan kuvvetin büyüklüğüne bağlı olarak cisimlerin hareket durumunun değişebileceğini ifade etmişlerdir. Bu görüşte olan Cihan, Döndü ve Ender’in görüşleri şu şekildedir:

“Mesela bu dolabı itmeye benim kuvvetim yetebilir. Ama sizin kuvvetiniz

Kuvvetin büyüklüğüne bağlı olarak cisim hareket edebilir de, etmeyebilir de. Yani kuvvet cismi hareket ettirecek büyüklükte olursa hareket eder. Kuvvet uyguladığımız her cisim hareket etmek zorunda değildir” (C).

“Mesela duvar ne kadar kuvvet uygularsam uygulayayım duvar hareket etmez.

Kuvvet uygulanan her cisim hareket etmez”(D).

“Uygulanan kuvvete, büyüklüğüne bağlı. Eğer hareket etmesi için gerekli kuvvet uygulanırsa hareket eder, ama mesela insan bir duvarı tek başına yıkamaz ama, bir çok kişi kuvvet uygularsa yıkılabilir. Kuvvetin büyüklüğüne bağlı olarak cisim hareket edecektir. Kuvvet uyguladığım her cisim hareket etmeyebilir” (E).

Kuvvet uygulanan her cismin hareket edip etmeyeceği konusunda tereddüde düşen Merve ile şu diyalog gerçekleşmiştir:

M: Hareket eder, ama ağırlığı çok büyük olan bir cisme az bir kuvvet

uyguladığımız zaman hareket etmeyebilir.

Araştırmacı: Başta hareket eder demiştin, cisim ağır olduğunda az bir kuvvet ile

hareket etmiyor mu?

M: Ağırlığı çok büyük olan bir cisme, az bir kuvvet uyguladığım zaman hareket

eder belki de, ama çok az hareket eder. O zaman hareket olur yine. Kuvvet uyguladığım

her cisim az da olsa hareket eder. Cisim ağır da olsa hafif de olsa hareket eder.

Merve cismin ağırlığına bağlı olarak uygulanan kuvvetin cismi hareket ettiremeyeceğini bilmesine rağmen, bu görüşün aksine sorulan sorunun ardından çelişkiye düşmüştür. Bu durumun oluşmasına öğrencinin altıncı soruda ifade ettiği gibi,

‘’kuvvet ile hareketi birbirinden kaynaklı şeyler’’ olarak görmesinin neden olduğu

söylenebilir. Öğrenciye düşüncesindeki yanlışlık, aşağıda verilen örnek durum üzerinden gösterilmeye çalışılmıştır.

Araştırmacı: Kuvvet uyguladığım her cisim hareket eder derdin. Peki masayı

parmağının ucuyla itmeye kalktığında, masa hareket eder mi?

M: Parmağımın ucuyla iterken kuvvet uyguluyorum ama hareket etmiyor. O

zaman cismin ağırlığına göre uyguladığım kuvvet çok az ise hareket etmez, ama böyle itsem (kuvvetli itince) hareket eder, parmağımın ucuyla itsem hareket etmez. Duvara da kuvvet uygulayınca hareket etmiyor. O zaman kuvvet uyguladığım her cisim hareket etmiyor.

İlknur ise cisimler kuvvetin uygulandığı yöne bağlı olarak hareket etmeyebilir şeklinde görüşünü şu şekilde ifade etmiştir.

“Uyguladığım kuvvetin yönüne doğrultusuna bağlı olarak yani bir cisim

dururken böyle üstten kuvvet uyguladığımız zaman hareket etmez ama onun yanından çektiğimizde hareket eder. Üstten bastırdığımızda cisim hareket etmez sonuçta”.

İlknur cismin hareket etmeme nedeni olarak kuvvetin yönünü sebep olarak gösterse de, bu durumun sebebinin kuvvetin yönü değil de cismin altında bulunan düzlem olduğu görülmektedir. İlknur’a, bu durumun farkına varabilmesi için boşlukta bulunan bir cisme üstten kuvvet uygulandığında hareket edip etmeyeceği sorusu yöneltilmiş bunun üzerine öğrenci ile aşağıdaki diyalog gerçekleştirilmiştir:

Araştırmacı: Mesela şu anahtarlık duvarda asılı iken üstten kuvvetlice

bastırdığımızda neden hareket etti?

İ: Hareket etti ama her zaman da olmuyor ki. Mesela düz duran bir kitabı(masa

üzerinde duran) hareket ettirmek için üstüne bastırdığımızda hareket etmiyor ama sonuçta ona bir kuvvet uygulamış oluyoruz. Bazen kuvvet uyguladığımız zaman hareket

etmeyebiliyor. Kuvvet uyguladığım her cisim hareket etmiyor.

Öğrenci düşüncesindeki yanlışlığın nereden kaynaklandığını göstermek için verilen örnekle de ikna olmamış yanlış olan görüşünde ısrar etmeye devam etmiştir. Bu durum, öğrencilerin sahip olduğu yanlış düşüncelerin kolaylıkla değişmeyebileceğini göstermektedir.

Tunahan soruya farklı bir açıdan yaklaşarak kuvvetin hareket ettirme özelliğinden değil de, şekil değiştirme özelliğinden bahsetmiştir. Öğrenci görüşünü şu şekilde ifade etmiştir:

“Bazen uyguladığım kuvvet cismi hareket ettirmeyebilir de şeklini değiştirebilir.

4.2.3. 8. Soruya Verilen Cevapların Analizi

8. soruda öğrencilere “Kuvvet uygulanmayan bir cisim hareket edebilir mi?’’ sorusu yöneltilmiştir. Öğrencilerin verdikleri cevapların analiz edilmesi sonucunda oluşturulan kategoriler Tablo 10’da verilmiştir. Her bir kategorinin karşısına öğrenci açıklamaları derlenerek kategorinin ne anlama geldiğini yansıtan açıklamalar yazılmış, bu görüşe sahip olan öğrencilerin isimlerinin baş harfi parantez içinde verilmiştir.

Tablo 10

8.soru için belirlenen kategoriler ve açıklamaları

CEVAPLAR KATEGORİ Kategorilerin açıklamaları

Edebilir

Enerji Kuvvet canlıların sahip olduğu içsel enerjidir (D).

Görelilik Gözlem çerçevesine bağlı olarak hareket durumu değişir (C).

Edemez Hareket Kuvvet hareket etmeyi sağlar (E,İ,M,S,T).

Tablo 10 incelendiğinde öğrencilerin soruya farklı cevaplar verdikleri görülmektedir. Araştırmaya katılan öğrencilerden iki öğrenci hariç diğer öğrenciler soruya “hareket edemez” görüşü doğrultusunda cevap vermiştir. “Hareket eder” yönünde cevap veren iki öğrenci ise görüşlerini farklı sebeplere dayandırarak açıklamışlardır.

Soruya “hareket edemez” görüşü yönünde cevap veren dört öğrenci, hareket eden cisimler üzerinde mutlaka bir kuvvetin var olması gerektiğini ifade etmelerine rağmen bu kuvvetin türü konusunda fikir sahibi değildirler. Bu nedenle görüşlerine ters yönde verilen örnek durumlar üzerinde çoğunlukla yanılgıya düşmüştürler. Bu görüşte olan Tunahan görüşünü şu şekilde ifade etmiştir:

“Hareketin oluşması için kuvvetin olması gerekir. Kuvvet olmadan hareket olmaz”.

Araştırmacı: Şöyle bir örnek verecek olursak; Eline bir top aldın şut çekeceksin

top ayağından çıktıktan sonra, topun hareket etmesini sağlayan bir kuvvet var mıdır üzerinde?

T: Topun hareket etmesini sağlayan benim başta topa vurduğum kuvvet, top

ayağımdan çıktıktan sonra benim başta vurduğum kuvvet ile bir müddet hareket eder, eğer sürtünme kuvveti olmasaydı normalde sonsuza kadar hareket ederdi ama sürtünme kuvveti cismin hareketini zorlaştırdığı için belli bir müddet sonra top duracaktır.

Araştırmacı: Top hareketi sırasında başta vurduğum kuvvet ile hareket eder

dedin. Top ayaktan çıktıktan sonra, o kuvveti top üzerinde görebiliyor muyuz?

T: Hayır ama ayağımızdaki kuvvet temas sırasında topa aktarılıyor o da onu

hareket ettiriyor. Sürtünme nedeniyle de bir süre sonra duruyor.

Yukarıdaki diyaloga bakılacak olursa öğrencinin kuvveti hareket kaynağı olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Öğrencinin sahip olduğu bu yanlış düşünce, kuvvet olmadan da hareketini sürdürebilen cisimler olduğunu göstermek için verilen örnek durum üzerinde öğrenciyi yanılgıya düşürmüştür. Aynı örnek üzerinde İlknur ve Sefer’in de cisimlerin hareketlerini sürdürebilmeleri için sürekli bir kuvvetin uygulanmaya devam etmesi gerekir şeklinde bir düşünceye sahip oldukları görülmüştür. Ancak bu öğrenciler Tunahan dan farklı olarak verilen örnek durumdaki topun durmasına, kuvvetin zamanla tükenmesinin neden olduğunu düşünmektedirler.İlknur ve Sefer bu yöndeki görüşlerini şu şekilde ifade etmiştirler:

“Topa vurduğumda hareket etmesini sağlayan ayağımla vurduğum kuvvettir. Top hareket ettikten sonra üzerinde en başta uyguladığım kuvvet vardır, ama her zaman aynı büyüklükte midir onu bilmiyorum”(İ).

“Kuvvetli bir şekilde vurduğum anda topa kuvvet geçiyor ilerliyor bir zaman sonra ben vurmadığım için kuvvet kesilir yani kendi bir kuvvet olmadığı için yavaşlar zamanla durur”(S).

Gunstone ve Watts (1985) yaptıkları çalışmada ortaöğretim öğrencilerinin, eğer bir nesne sürekli bir kuvvetin etkisinde değilse o durumda nesnenin hareket etmesine neden olan kuvvet hareket esnasında tükenir şeklinde yanılgıya sahip oldukları sonucuna ulaşmıştır. İlknur ve Sefer’in yukarıda yaptıkları açıklamalar bu sonucu desteklemektedir.

Merve’nin de hareket eden cisimler için mutlaka bir kuvvetin var olması gerektiği görüşüne sahip olduğu görülmektedir. Fakat Merve diğerlerinden farklı olarak var olan bu kuvvetin türü ile ilgili yorum yapmayı tercih etmiştir.

M: Hareketin olması için kuvvetin olması gereklidir. Bu illa itme, çekme

olmayabilir. Görmesek bile başka bir kuvvetin varlığı onun hareketini sağlayabilir.

Araştırmacı: Örnek olarak, bir top aldım ayağıma şut çekeceksin, top ayağından

çıktıktan sonra onun hareketini sağlayan bir kuvvet var mıdır üzerinde?

M: Yerde giderken de bir kuvvet vardır hareketini sağlayan, o şekilde iken de

ben görmesem de topun ilerlemesini sağlayan bir kuvvet vardır. Mesela top yerde giderken ama sürtünme etki ediyor havada uçarken de yer çekimi onun hareketini sağlayabilir

Araştırmacı: Sürtünme topun hareket etmesini mi sağlıyor?

M: Sürtünme aslında hareketi zorlaştırır ama topun ilerlemesini sağlayan

sürtünmedir herhalde.

Diyalogda görüldüğü üzere Merve, “Hareketin olması için kuvvet olması

gereklidir” şeklindeki düşüncesini destekleyebilmek için sürtünme kuvvetinin hareketi

zorlaştıran kuvvet olduğunu bilmesine rağmen, örnek verilen durum üzerinde bu düşüncesini sürtünme kuvveti hareketi sağlayan kuvvettir şeklinde değiştirmiştir. Öğrencinin sürtünme kuvveti ile ilgili sahip olduğu bu yanılgı verilen örnek durum ile birlikte ortaya çıkmıştır. Bu durum öğrencinin sahip olduğu sürtünme kuvveti imajının birbiriyle tutarlı olmayan parçalar içerdiğini göstermektedir. Ayrıca kavramla ilgili bağlamın değişmesiyle birlikte ortaya çıkan bu yapılar, öğrencinin hata yapmasına neden olmuştur.

Ender ise “hareket edemez” şeklindeki görüşünü; “Kuvvet bir enerji topu ise eğer, kuvvet gerekiyor ki enerji sayesinde hareket etsin. Kuvvet enerji topu, kuvvet olmazsa o hareketi sağlayan enerji topu da olmaz zaten.” şeklinde açıklamıştır.

Öğrencinin açıklamasından, cisimlerin hareket etmesini sağlayan enerjinin kuvvet aracılığıyla taşındığı anlaşılmaktadır. Hareketin sürdürülebilmesi için sürekli bir kuvvete gerek olmadığını gösteren şut çekme örneğinde Ender’in “kuvvet hareket esnasında tükenir” görüşünde olduğu görülmüştür. Öğrenci ile bu yönde gerçekleştirilen diyalog şu şekildedir:

E:Topun hareket etmesini sağlayan, topa vuranın ayağı ile vurduğu kuvvet ile

topa geçen enerji sayesinde belli bir mesafe hareket eder………….. Başta vurduğum

kuvvet direncin onu durdurmasına kadar bir noktaya kadar vardır o cisim üzerinde.

E: Sonuçta sürtünmeye karşı bir enerji harcıyor, enerjisi git gide azalacaktır

sonsuza kadar gitmeyecektir. Enerji azalırken üzerindeki kuvvetin büyüklüğü de azalır aynı kalmıyor. O büyüklükte açığa çıkacaktır sürtünme kuvvetinin. Büyüklüğü azalıyor azalıyor enerji sıfır olunca da kuvvet sıfır oluyor duruyor.

Tablo 10’da görüldüğü gibi araştırmaya katılan öğrencilerden ikisi “hareket eder” görüşü yönünde cevap vermiştir. Döndü bu yöndeki görüşüne, canlıların dışarıdan herhangi bir kuvvet uygulanmadan hareket etmesini neden olarak göstermiştir.

“Ama bir yandan da düşünüyorum biz canlıyız yürüyebiliyoruz ama bize etki eden bir kuvvet yok aslında evet kuvvet olmasa da hareket var”.

Döndü’ nün bu düşüncesinin altında kuvvetin canlı varlıklara ait bir özellik olduğu yaklaşımının yer aldığı söylenebilir.

Cihan ise “hareket eder” yönündeki görüşünü hareketin göreli olmasıyla açıklamıştır.

“Mesela bir ağaç yerinde duruyor. Bu ağaç hareketsiz diyemem çünkü dünya hep dönüyor, bütün cisimler hareketli o zaman bir hareketi var. Kuvvet yok ama ona karşı yine de kanun gibi bir şey yani dünya hep döndüğü için o da hareket ediyor. Kuvvet olmadan hareket olabiliyor. Ağaç normalde duruyor gibi görünüyor ama dünya döndüğü için o da hareket ediyor ama üzerinde bir kuvvet yok”.

Öğrencinin açıklamasında kabul ettiği hareket durumun gerçekliği ile ilgili olarak mantıklı açıklamalar yapmakta zorlandığı ve bu yüzden bu hareketin kanun olarak kabul edildiği şeklinde bir çıkış yolu bulduğu görülmüştür. Bu nedenle öğrenciye ifade ettiği durum ile ilgili sorular sorulmuş ancak sorulan sorular ile öğrencinin zihnindeki karmaşanın arttığı görülmüştür. Öğrenci ile bu durum ile ilgili olarak şu diyalog gerçekleştirilmiştir:

Araştırmacı: O ağacın döndüğünü biz görebiliyor muyuz? C: Hayır bize göre hiç hareket etmiyor gibi görünüyor. Araştırmacı: Peki kim görüyor bunun hareket ettiğini?

C: Belki dışarıdan bakan biri olabilir. Dünya dışından bakan biri dünya hareket

ettiği için, onu hareket ediyor görebilir. Biz burada onu göremiyoruz ama başka biri başka bir yerde görüyor olabilir.

Araştırmacı: O zaman senin dediğine göre bir cismin hareket etmesi için illa bir

kuvvetin olmasına gerek yoktur.

C: Dediğim örneğe gerek yok. Ama farklı açılardan düşündüğümüzde de var

gibi.

Yukarıdaki diyalog göz önüne alındığında, öğrencinin sorulara verdiği cevaplardan emin olamadığı ve çelişkiye düştüğü görülmektedir. Bu durumun oluşmasına öğrencinin daha önceki sorularda “kuvveti hareketi sağlayan etki” olarak açıklamasının neden olduğu söylenebilir.

4.2.4. 9. Soruya Verilen Cevapların Analizi

9.soruda öğrencilere “Hareket etmeyen bir cisim üzerinde bir kuvvet var olabilir mi?” sorusu yöneltilmiştir. Öğrencilerin verdikleri cevapların analiz edilmesi sonucunda oluşturulan kategoriler Tablo 11’de verilmiştir. Her bir kategorinin karşısına öğrenci açıklamaları derlenerek kategorinin ne anlama geldiğini yansıtan açıklamalar yazılmış, bu görüşe sahip olan öğrencilerin isimlerinin baş harfi parantez içinde verilmiştir.

Benzer Belgeler