• Sonuç bulunamadı

3.2. Mücadele

3.2.2. Öğrenci Mücadelesi

1968 yılında tüm dünya ile birlikte Türkiye‘de de gençlik hareketlerinin büyük bir ivme kazandığı çalıĢmanın birinci bölümünde belirtilmiĢti. Özellikle üniversite gençliği 1968 ve onu izleyen yıllarda birçok kez dersleri boykot etmiĢ hatta daha ileri giderek fakülteleri iĢgal etmeye baĢlamıĢtır. 27 Mayıs Darbesi‘ne giden yolda önemli bir rol oynayan üniversite gençliği, eylemlerini 1960‘ların sonundan baĢlayarak gittikçe artırmıĢtır. 1968 olayları ile Ģiddetlenerek artan boykotlara, öğrencilerin binalara el koymaya baĢlaması da eklenince polisin üniversitedeki olaylara engel olma ve arama yapabilmesi için hükümet giriĢimde bulunmuĢtur. ĠĢgallerin günlük vakalar haline gelmesi, sağ-sol kutuplaĢmasının 1968 sonunda iyice netleĢmesi, üniversitelerde yeni bir dönemin baĢlamasına neden olmuĢtur.183

1968 olaylarında, üniversite gençliği yeni bir düzen kurmayı ve toplumsal değiĢimde baĢat bir rol oynamayı ister. Üniversitelerin değiĢime öncülük etmesinin zorunluluk olduğunu ve statükodan yana değil özgürlüklerden yana olması gerektiğini düĢünen öğrencilerin ilk hedefleri üniversitelerdir. Öğrenciler, üniversitelerin günün ihtiyaçlarına cevap vermediğini iddia edip üniversite yönetiminde söz hakkı edinmek ister.184

182Yüksel Akkaya, ―Türkiye Solu ve ĠĢçi Sınıfı‖, Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce: Sol, Editör:Tanıl Bora, Murat Gültekingil, C.VIII, 2. bs., ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul 2008, s. 791.

183Ali Arslan, Kısır Döngü: Türkiye’de Üniversite ve Siyaset, Truva Yayınları, Ġstanbul 2004, s. 387-388.

184

93 Masum isteklerle baĢlayan bu hareketler, sağ-sol ayrımının giderek sertleĢmesinin etkisiyle bir Ģiddet sarmalına dönüĢür. 1969 yılında üniversiteler ve fakülteler ―kurtarılmıĢ bölgeler‖e dönüĢmeye baĢlar. Fail-i meçhuller artar, taĢ ve sopalar yerini silahlara bırakır ve anarĢi üniversitelere hâkim olur. 1968‘den itibaren Türkiye‘de öğrenci hareketleri solda düzeni yıkıp sosyalist bir devrim gerçekleĢtirmeye sağda ise, komünizmle mücadele eksenine kayar.185

Samim Kocagöz‘ün ―Alandaki Delikanlı baĢlıklı hikâyesi, o dönemdeki birçok üniversite iĢgalinden birini konu alır. Hikaye, adı verilmeyen bir delikanlı ve birkaç arkadaĢının iĢgal hareketi içinde yer alıĢını, karĢı güçlerle ve devlet güçleriyle çatıĢmalarını anlatır.

―Kapkara gözlü, kalın kara kaĢlı, karmakarıĢık geliĢigüzel taranmıĢ saçlı, uzun boylu…‖186 Ģeklinde tasvir edilen delikanlı, birkaç arkadaĢıyla fakülteye gider ve fakültenin iĢgalinde önemli bir rol oynar. Fakülteye vardıklarında büyük bir kalabalık fakültenin iç kapısı önünde toplanmaya baĢlamıĢtır. Oturma eylemi ile baĢlayan iĢgal hareketi, delikanlı ve birkaç öğrenci tarafından dekanlık kapısının kırılarak fakültenin iĢgal edilmesiyle devam eder.

Hikâyenin sonunda beklenen olur ve fakülteyi iĢgal eden grupla karĢıt grup arasında bir ―meydan savaĢı‖ baĢlar. Fakülteyi iĢgal eden öğrenciler diğer grubu geri püskürtürken polisler, önce kavgayı ayırmak sonra iĢgalci öğrencileri dağıtmak için harekete geçer:

―Artık bundan ötesini karayağız delikanlı pek iyi ansımıyordu. Nasıl damdan inmiĢ, nasıl dalga dalga gelen, dıĢ kapıdan içeriye dolan güruhun üstüne saldırmıĢlardı… Kıyasıya bir meydan savaĢı vermiĢlerdi. Hâlâ da veriyorlardı: Herifleri sille tokat, yumruk, taĢ, sopalarla sürüp fakültenin kapısından çıkardılar. Bu sefer alan, ana baba gününe döndü. Trafik durdu. Halk, kaldırımlarda gençleri seyrediyor, bazıları da kaçıĢıyorlardı. KarĢılarındaki (cemm-i gafir) iyice sıkıĢtı; saçları sakalları diken diken olmaya, bereleri havalarda

185Arslan, a.g.e., s. 424.

94 uçmaya baĢladı ki, herifleri kurtarmak için sokak aralarındaki polisler

ortalığa çıktı, araya girdi. Polisin ortaya çıkmasıyla gençlerin öfkesi büsbütün arttı.‖187

Talip Apaydın‘ın Yolun Kıyısındaki Adam hikâye kitabı, liseli ve üniversiteli gençleri ele almasıyla ön plana çıkan bir eserdir. Bu hikâyelerle 1960-1970 kuĢağı sol görüĢlü gençliğin siyasi ve toplumsal olaylara bakıĢı gözler önüne serilir. Yazarın, ―Öğrenciler‖ baĢlıklı hikâyesi, aynı evde kalan sol görüĢlü üniversite öğrencilerini ele alır. Öğrenciler, bir ara dönemin sol görüĢlü öğrencilerinin en önemli eylemlerinden olan üniversite boykotları hakkında aralarında tartıĢırlar. Bazıları, boykotu, kamuoyu oluĢturacağı gerekçesiyle desteklerken bazıları da boykot yüzünden kendi yerlerine karĢıt gruptan öğrencilerin yerleĢtirildiğini söyleyerek eleĢtirir:

―— Biz de çok safız biliyor musun? Öyle oyunlara geliyoruz ki… Gidip kucaklarına oturuyoruz.

— Ne gibi?

— ġu boykotlar falan akıl iĢi mi? Adamlar zaten boĢaltmak istiyorlar. BoĢalsın ki boĢluğu kendileri doldursunlar. Nitekim öyle oldu.

— Ama kamu oyunda olumsuz etki yapar Sadık. Kamu oyunu oluĢturmak bakımından boykotlar gerekliydi.‖188

Talip Apaydın‘ın ―Gençler‖ baĢlıklı hikâyesi de dönemin gençlik eylemlerine yoğunlaĢır. Hikâye, farklı üniversitelerden devrimci gençlerin, bir fail-i meçhule kurban giden arkadaĢları için yaptıkları büyük bir yürüyüĢü ele alır. Anlatıcı bir

taraftan yürüyüĢü aktarırken bir taraftan da yürüyüĢe tanık olan farklı kiĢilerin -milletvekili, öğretim üyesi, mühendis, oğlu devrimci bir genç olan yaĢlı bir kadın,

187Kocagöz, a.g.e., s. 98.

95 devrimci oğlu öldürülen bir baba- tepkilerini gözler önüne serer. Üniversiteli gençler, ne baĢı ne sonu görünebilen büyük bir yürüyüĢ tertip etmiĢlerdir:

―— Kah-rol-sun Fa-Ģist-ler! Kah-rol-sun Fa-Ģist-ler! —Ba-ğım-sız Tür-ki-ye! Ba-ğım-sız Tür-ki-ye…

Sıra olmuĢlar, geniĢ caddeden öbek öbek geçiyorlardı. Kızlı oğlanlı kot pantolondu, yakaları açık, yorgun gençlerdi. Bağıra bağıra kiminin sesi boğulmuĢtu. Yumruklarını sıkarak damarlarını ĢiĢire ĢiĢire hâlâ bağırıyorlardı. (…)

Ne kadar da çoktular? Ortadoğulular, Siyasal‘lılar, Hacettepeli‘ler, Hukuklular, Gazi Eğitimliler…‖189

Talip Apaydın‘ın bir baĢka hikâyesi ―Halim Usta‖, sol görüĢlü üniversite gençliğinin duygu ve düĢüncelerini yansıtması bakımından önemlidir. Bir iĢçi olan ve kıt kanaat geçinen Halim Usta, çocuklarının okumasını ve kendi gibi yoksulluk çekmemesini istemektedir. Oğlu ise üniversite boykotlarına katılan bir gençtir ve Halim Usta, bu duruma kızar:

―— Boykot yapmıĢlar. Okusun, adam olsun diye gözüne bakıyoruz dürzünün, boykot yapmıĢlar! Boykot senin neyine ulan? Yarın herkes kurtulur, sen gidersin okkanın altına. Kimin çocuğusun sen, ne sanıyordun kendini? Tövbe yarabbi…‖190

Halim Usta, oğlunun solcu arkadaĢlarının sürekli kendi evlerine gelip toplanmasına kızar. Halim Usta‘nın oğlu ve arkadaĢları sürekli siyasi ve toplumsal konuları tartıĢır. Gençlerin aralarındaki konuĢmaları, dönemin solcu gençlerinin ne gibi konular üzerinde tartıĢtığını sergilemesi açısından dikkate değerdir:

189Apaydın, a.g.e., s. 38.

96 ―(…) Bütün sorun köylü sınıfının bilinçlenmesinde azizim. Köylü ve

iĢçi oylarıyle değiĢecek düzen…‖ gibilerinden cümleler duyuluyordu. (…)

— Halktaki uyanıĢ müthiĢ… — Ama lider önemli. — Yayın araçları, basın… — Eğitimin Ģekli… — Aydınların tutumu… — KöĢe dönülmüĢtür. — ġu gecekondu halkı… — Almanyadaki iĢçiler…‖191

Hikâyedeki sol görüĢlü üniversiteliler düzeni değiĢtirmek istemektedir fakat bunu yaparken silahlı eylemler gibi kanun dıĢı eylemlere giriĢmek istemezler. Onlar iĢçi ve köylüleri bilinçlendirecek, köylüler ve iĢçiler de ―oylarıyla‖ bu sömürü düzenine son vereceklerdir. Bu durum, THKO ve THKP-C gibi silahlı bir mücadeleye inanan ve düzeni silahlı bir mücadele ile değiĢtirmek isteyen üniversiteli sol gençlik grupların görüĢünden ayrı bir yerde durur.

Benzer Belgeler