na’dan hatıralar
LübnatıMarm askere alınmasını durduran ve " buna muhalefet eden A li Münif’tir.
Mumaileyh, vilâyetlerde alman bu askerleri j bizzat kışlalara giderek çıkarmıştır. K âğıt parayla * 7 kuruş gibi ucuz bir fiyatla 10 milyon kilo buğ- J day temin eden, nafıa ve tedrisat için büyük mas- ı rafları muktazi bir idareyi hiçten kuran da A li Mü-
\ n if’dir. Bir Ziraat Bankası kurulması için yarım j milyonluk bir meblâğ bırakmıştır. Cemâl Paşa’nm * kötü niyetlerini anlayan A li Münif bizzat Haleb’e * giderek, Amerikan Konsoolsu Mr. Jakson ile gö- | rüşmüş ve Cebel’in iaşesini ona tevdi etmiştir. Zi- | ra, üçüncü bir devletin hayatî ehemmiyeti haiz bu | işle alâkalanması zarurî idi. O vakit, A li Münif, k nüfus tahririne lüzumlu olan masraf için mezkûr 5 idarede kalan meblâğla aynca 3 bin lira da Ame- | rikan Kızılhaç’ına tevdi etmiştir. (Fakat bu şirket, ! son hâdiseler esnasında Fransız politikasına mâni | teşkil etmiştir) A li Münif, Cemâl Paşa’nm mutlak L hâkimiyeti ve tazyikini hiçe sayarak ve bir çok de
falar ölümü istihkar ederek entrikalardan uzak kalmış ve ancak vicdanının ve şerefinin sesiyle ha
reket etmiştir. Bu adamın harekâtına bitaraf bir şekilde iyice tetkik edecek bir kimse, kendisinin her türlü hürmete lâyık olduğunu görecektir.
Müslümanlar ve Dürzilerin, Hıristiyanları kat letmeleri hakkında Türk makamları tarafından aşılanmış olan fik ri söndüren de A li Münif’tir. Lübnan, mümaileyhe borçludur.
İttihat ve Terakkinin teşvikiyle. Cebel’i iki kısma ayırarak Cenup kısmını Beyrut ve şimâl
k ısm ım da Trablusşam’a bağlamayı ve Suriye’yi 6 vüyete taksim etmek isteyen Beyrut Valisi Azmi Beyin entrikaları karşısmda memleketin millî vah detini muhafaza eden yine A li Münif’tir. O za man A li Münif’in yaptığı müdafaa ve elde ettiği muvaffakiyet, eğer bütün millet hatta süâhla elde edilmek istenilse idi muvaffak olunamayacağı mu hakkiktir.
Amme menfaati için hastahane, tımarhane in şasına başhyan yine odur. (Bahle, Aley, Baahda’<- nın tâmiri). Nahr. İbrahim, Aüs-el-Belbe ve diğer nafıa işlerinin tetkiki onun sayesinde yapılmıştır.. Orman vergisi gibi, vilâyetlerde cibayet edilen ba-
H
zı vergüeri Lübnanın lehine sarf edilmesini temin eden gene odur. Ali' Münif’in ayrılmasından son ra, hattâ İstanbul’a gittiğinde, aşar namiyle alı nan verginin Cebel’de gayri kabili tatbik olduğu hakkında makamatı ikna eden gene kendisidir. Bundan başka, o zamanın idare Meclisi âzalan Cemâl’in istibdadı ve Türkiye’nin arzulan karşı sında boyun eğmemişlerdir. Bir çok defalar bu heyetin dağıtılması A li Münif’den istenmişse de mumaileyh buna mümanaat etmiştir. Fakat du rumun nezaketi karşısmda, dâvet edildiği gayeyi, teşriî bir Hükümetin şerefi ve memleketin izzeti nefsini dikkat nazarına alan A li Münif, yeni bir iş’arda toplanmak üzere heyete izin vermiştir. A li Münif’e karşı nankörlük eden milletin taşkın ve cahillerine acırım! Kendilerinin şef olduğunu söy leyen bu şahıslar halen, Türk tabiriyle, sizin el- lerinizdedir ve hakikî hâdiselerin meydana çıka cağından korkarak bazı kimselerin uzaklaştırılma larını istediklerini anladım. Bu şahıslar uzaklaştır mak istedikleri kimseleri Türk taraftarı olmakla itham ederler. Ben ise- Türklerin arasmda bulunan (bütün milletin içinde olduğu gibi) şerefli ve hür mete lâyık insanlara hayranlığımı izhar etmekten kendimi menedemiyorum. Hükümetin resmî kayıt larına istinat ederek zikrettiğim, memlekete yap tıkları iyiliği dikkat nazarına alarak, kendilerine
hürmet ettiğim birçok kimseleri, bu arada A li Mü- n if’i tamdım.
Yeni İstasyon
Büfesi Açıldı
Yeni İstasyon Büfesi, temiz ve itinalı servisi ile bn Y az sezonunda da Kıymetli Müşterilerinin hizmetine girdiğini müj delemekle şeref duyar. Hususî ziyafetler kabul edilir.
U C U Z P A R S E LLE N M İŞ
A R S A L A R
Kurttepe’de tam Baraj gölüne nazır parsellen miş A R S A L A R uygun şartlarla acele satılıktır.
Müracaat: Kasaplar ar kasında Yeni Otel altı Y ayla Kıraathanesi M U S A Z A H İR (779) D o ğ u m ve K a d ı n hastalıkları mütehassısı D O K T O R N IG Â R C A N D A N H er gün hastalarım Ka- rasoku 105 Sokak, 11 No. lu muayenehanesinde kabul ve t e d a v i eder.
l^İf|:iıİ!İii<!İ:rmjl,,l!|ll:lVijiJJ t * ««.
Nakleden: T A H A TOROS Tefrika N o : 38
Aİİ HÜdİf
Ermeni tehciri meselesi
na’dan hatıralar
Harp esnasında Lübnan’da tahaddüs eden ve- kayie hasreylediğim «Lübnan Sahnede» adlı tarihî eserimde; Türkiye ile ittifak etmenin Fransa'nın olduğu kadar, kendi menfaati icabı olduğunu mem leketime nasihat ettim. Mrg. Picat’un arzularına uyarak muaheze edilebileceğim için, burada zikret mek istemediğim fedakârlıklarda bulunarak bu eserimi tabettirip oynatmadım. Prensip sahibi ol makla iftihar ediyorum. Harp esnasmda idam seh pası ve resmî makam karşısında; Türklerin Fran sız dostlarına karşı takip ettiği siyasete, Lübnan’m Fransızlan sevmesi ve Türklerden ziyade Fransa için kanını dökmesi icabettiğini söyliyerek karşı geldim ve bunu bağırarak söylemekten çekinmedim.
Bu hâdiselerin şahitleri vardır ve şâyet o za man tarafımdan tanınmış olmayan Mr. Gibran Ma- kari’ye sorulursa size burada nezaket icabı yaza madığım hususları söyliyeceğini ümit ederim.
Yukarıda zikrettiğim hususlarla kendimi met hetmek istemiyorum. Aksi takdirde, Emir Fay- sal’ın yüksek memurları vasıtasile, Napolyon «Şark da bir başka müstahaktır» sözüne, rağmen
beni kazanmak için yaptığı teşebbüsleri izah eder dim, Küçük efendilik yapmak istemiyerek ve kar şılığında birşey beklenmeksiniz vatanıma zararlı ol madan Allahın bana verdiği bugünkü siyasî durum la iktifa ettim. Mazim malûmdur ve onunla if tihar ediyorum. Zira hizmetlerim için pazarlık et mesini bilmem.
Herşeyi zamanında size büdiremiyeceğimden ve Hükümetin merkezinden uzakta olduğumdan, gizli hakikatleri size büdirmeğe karar verdim, Eğer •benim yermiş olduğum rapor ve notaları okursanız, müşabih vaziyetleri evvelden gördüğümü ve büyük faydası dokunacak ve müşabih ihanetleri önleye bilecek bir müşavere (danışma) heyetinin kurul masında İsrar ettiğimi açıkça göreceksiniz. Lüb nan milleti haklı olduğundan, çoktandır millet ta rafından tanınmıyan bu âzalann, evvelce yaptıkları gibi bugün de millet namına gelerek yaptıklân me- lânetleri bütün kuvvetiyle protesto eder ve protes to etmekte de haklıdır. Mr. Coulondre’ın 1914 Hü- kûmetinin kurulmasını istemesindeki sebepleri
tahlil etmeğe lüzum yoktur. Allenley Vikont L or dunun bu işlere ait sulh konferansında söylediği sözler, o zaman kandırılmış olan Fransız makam larını ikna eden bir delüdir. Fakat konsoloslarımız ve fevkalâde murahhaslarımız, daima kendüerine seçtikleri parti tarafından aldatılmışlardır. Niha yet memleket, para peşinde koşan ve adalet diye yüksekten konuşup bağıran bu adamlardan, nef ret etmektedir.
Ben de «etrafınım hürmetini kazandığımdan» kendi hesabıma ve memleket hesabına salâhiyet leri tahdit edilmiş olan bu gasıpların ihanetlerini şiddetle protesto ederim! Milletin durmadan tek rar ettiği taleplerine son verecek adaletin tecelli edeceğini ümit ederim.
Rahmetli Sadırâzam Talât Paşa’mn, yazılmış hatıratı yoktur. Hatırat diye kaleme aldığı husus lar, yalnız ermeni meselesini muhtevidir. Zira er meni tehciri meselesi, ittihat ve Terakki Cemiyeti aleyhine fazla istismar edilen bir mevzu olmuştur.
Şahsen benim başımdan da bununla alâkalı birçok vukuat geçmiştir. Hatta Mütarekede Divanı- harbe verilmekliğim ve binnetice Malta’ya sürül mekliğim için bulunan sebepler meyamnda ermeni meselesi başta gelmektedir. Bu mevzuda müşahe de eylediğim ve başımdan geçen hadiseleri şu su retle hülâsa edebilirim.
vazife gören Temyiz üyeleri ne tatbik edilemiyeceğinc ka rar verdi. Meclis kanunu değiş tii'meye mecbur oldu. Halbuki yaş haddini indiren bu kanun, blzdeki tasfiye usulüne naza ran ne kadar masum, ne ka dar objektif idi.
Hâkimler, bizim şahsî ar zumuza, siyasî hesaplarımıza ve hislerimize uygun karar vermedi diye onları meclis kür süsünde veya meydan nutukta rında teııkid etmek bile, d e mokrasi prensiplerini ve ka za kuvvetinin bağımsızlığın: çiğnemektir, Ingllterede bir hâkimi parlâmentoda sert bir dille tenkide kalkışan bir me bus, partili arkadaşlarının da katıldığı bir kararla dört ay için parlâmentoda çalışmalı dan men edilmiştir. Bizde ise başbakan dahi alenen bu çeşit tenkidterde bulunmağı pek tabiî görmektedir.
Hâkimler, halikındaki bu kabil tenkidler ve bilhassa son emekliye sevk kararları, mev zii neticeler hasıl etmekle kal mıyacaktır. Pek alâ biliyoruz kİ yurdun hemen her köşesin de parti nüfuzundan İstifade ederek mahalli idare ve adli ye teşkilâtı üzerinde tesir lo ra etmeye çalışan şahıslar vardır. Devlet adamlarından ve mes’ul siyasî liderlerden beklenen şey bir memlekette idareyi de adliyeyi de bizzat
fi
rsmtr. ır/iarrısr/4V^#^
KH M i'M iW iE w u im n im * «
| Nakleden: T A H A TOROS Tefrika No: 39