• Sonuç bulunamadı

kim söyledi?! Kandýk. Çünkü yatýrým yapmak eyleminin belkemiðinde korku olduðunu bilemedik.

Yatýrým biriktire biriktire çoðaltmak ve biriktirdiklerimizin çokluðu oranýnda güç kazanmak ilkesine dayandýrýlan bir eylem deðil mi? Bir insan yaþam felsefesini elde etmek ve almak üstüne kurmuþsa Tüketimin baskýsý altýndan kendisini kurtaramaz. Çünkü biriktirmek için edinmek gerekir.. kasamýza,cebimize ya da sandýðýmýza yerleþtirmek için satýn almak gerekir. Ýstiflemek, çarþý, pazar, büyük dükkânlarda hattâ banka kuyruklarýnda beklemenin dayanýlmaz zevkinde (!) kendimizi kaybedip, mutlu olduðumuzu düþleriz. Çünkü biriktirdikçe, istifledikçe (bu banka hesaplarýnda yüksek miktarda para bile olsa) içimizi o y u p , b o þ a l t a n k o r k u d a n kurtulamayýz...ama bir müddet oyalanýrýz, kanarýz.

Korku niçin içimizde köklenir.?! Biz neden korkarýz da böyle yatýrým hesaplarýnýn içine düþeriz? Bu sakýn büyümeyi becerememek, çocukluðun içine sýkýþýp kalmak olmasýn?.. ya da yaþamýn bizden beklediðinden korkmak!?

Kiþi, çocukluðundan beri korku ile beslenirse büyüme durgunluðu içine girecektir.

Tabii ki, ilk anlamda büyüme durgunluðunu ruhsal geliþimimizin tam saðlanamamasý olarak düþünebiliriz. Bedensel görünüþümüzle yetiþkin bir insanýn vücuduna sahip olsak bile, ruhsal olarak çocukluk devresini yaþarýz. Eriþkin insanlardan beklenen olgun kararlarý alamaz, çevremize karþý tutarsýz davranýþlar sergileriz. Çocukluktan beri bir türlü

karþýlayamadýðýmýz tatminsizliklerimiz ve ruhsal açlýklarýmýz bizi daima biyolojik yaþýmýza uymayan düþünce ve duygu içinde býrakýr... Hal ve tavýrlarýmýzla çevremizde anlaþýlmayan tutarsýzlýklarla itham ediliriz. Oysa ki, kendi iç dünyamýzda haklýlýðýmýzý onaylayan, tavýrlarýmýzý yöneten, henüz büyümemiþ bir çocuk vardýr. Ýçsel olarak geliþmemiþ insanlarýn önünde psikososyal geliþim geriliði diye de tanýmlanan sosyal yaþama uyum bozukluðu vardýr. Daha doðrusu, kiþi büyüme durgunluðundan muzdarip ise sosyal yaþama uyum bozukluðu da yaþayacaktýr. Çünkü psikososyal geliþim geriliði bizi bazý nevrotik baskýlar altýnda býrakacaktýr. Bu baskýlar:

- Olaylara karþý aþýrý tepki gösterme - Haksýzlýkla karþýlaþtýðýnda tepki gösterememek, tepki yeteneðini kullanamamak

- Karakterimizde çarpýklýklarýn oluþmasý, yalancý, þiddet yanlýsý, sahtekâr vb...)

- Üretme ve çalýþma potansiyelimizin kýsýtlanmasý(Tembellik)

- Her þeyi kendi denetimimiz altýnda tutmak çýlgýnlýðýna kalkýþmak - Dünyayý kendi çýkarlarýmýza göre yönetme hýrsý

Bu gibi olumsuz kavramlarýn inanç halinde içimize çökmesi içsel güzelliklerimizin kendimizde, y a þ a m ý m ý z d a t e z a h ü r ü n ü engelleyecektir. Kiþi psikososyal geliþimini tamamlayamamýþ koca bir bebek ise toplumdaki yerini doldurabilmek için salt kendisini mutlu

eden yöntemlere baþ vuracaktýr... tabii ki bu yöntemler, aklýn ve saðduyunun onaylamayacaðý ham düþüncelerden çýktýðý için toplumca kabul edilmeyecektir. Çünkü hangi kültürün etkisi altýnda olursa olsun, her toplumun insan örgüsünü saðlamlaþtýran, kanunlarla da örtüþen evrensel kurallarý vardýr. toplumsal yaþam, bu kurallarýn çatýsý altýnda güvendedir. (Yalanýn, sahtekârlýðýn, bencilliðin her toplumda hoþ karþýlanmamasý gibi) Ayrýca bu yasalar, toplumsal ihtiyaçlardan ya da yaþanýlan hüsranlardan, savaþ, soykýrým, kölelik gibi acý tecrübeler sonucu ortaya ç ý k m ý þ , i n s a n l a r t a r a f ý n d a n benimsenmiþtir.

Ýnsan hiçbir zaman sosyal çevresinden ayrý ve baðýmsýz deðildir. Bu dünyanýn ve insanýn psikososyal ihtiyaçlarýna uymaz. Çünkü her insan, kendini çevreleten sosyal yapýnýn etkisi ve katkýsý ile dünyadaki zorluklarýn üstesinden gelebilir. Maddi ve manevi ihtiyaçlarýný giderebilmesi için diðer insanlarýn bilgi ve becerisine ihtiyacý vardýr... sosyal çevrenin de her bireyin katkýsýný beklediðini unutmamak gerekir. Ancak þu veya bu nedenlerle ruhsal geliþmesi durmuþ, büyüme durgunluðu içinde deviniyorsa, çevresine hizmet etmesinin aksine toplumsal sorun üreticisi olur. Psikososyal geliþimindeki gerilik kiþiyi daha iyi ve olgun düþünmekten ve davranmaktan alýkoyar.

Büyüme durgunluðunu ortaya çýkaran nedenler ise ne yazýk ki bebeðin ilk çekirdek çevresi olan ailesinden gelir. Çocuðun doðal ihtiyaçlarýný sadece fiziksel büyümesi, beslenmesi ve bedensel temizliðini yapmak z a n n e d e r e k a n a t a o l m a n ý n sorumluluðunu sýnýrlamak gözden

kaçýrdýðýmýz en büyük nedeni oluþturur. Anne baba olmanýn ruhsal doyumunu yaþarken, çocuðumuzun içsel ihtiyaçlarýnýn da olabileceðini çoðunlukla unuturuz. Çocuðumuz henüz bebeklikle çocukluk döneminde iken fiziksel büyümesi telâþýmýza onun eðitilmesi çabalarýmýzý ekleriz. Bu ise ne yazýk ki bilimsel metotlardan yoksun onun küçük gönlüne korku salan, hareketlerine tedbir ve ceza getirerek onun gelecek kararlarýný ve yaþamýný sýnýrlayan kýsýr uðraþlardýr. Bunlar çocuðun içsel deðerlerini köreltir, onun üretkenliðini sýnýrsýz hayal gücünü heyecanýný ve coþkusunu yok eder. Çocuk yetiþkin olduðunda elde kalan korku dolu ürkek bir yürektir. Oysa saðlýklý bir büyüme evresi geçiren bir çocuk ailesinden aldýðý sýnýrsýz sevgi, içten ilgi ile güven duymayý öðrenir. Sevildiðini bilmek, özgüveninin geliþtirir. Saðlýklý büyüyen çocuða en büyük destek ise çocuðu anlamaktýr. Onun, eriþkin oluncaya kadar birçok psikolojik geliþim evresi geçirebileceðini unutmadan, yetiþkinlere gösterdiðimiz saygýya eþ deðerde bir tavýr ve onaylama göstermeliyiz. Bu onun yaþamýna saygý duymak ve onun kýymetli olduðunu hissetmesini saðlamaktýr. Sayýldýðýný bilen çocuk çevresindeki kiþileri ve olup biten olaylarý anlamaya çalýþacak, zorlanmadan saygýyý alýþkanlýk edinecektir. Böylece eriþkin oluncaya kadar geçireceði birçok psikolojik evreyi daha kolay geçirebilecektir. Çocukluðunu ruhsal travmalar almadan geçiren insanlarýn daha becerikli, giriþken giriþimci, problem çözücü olduklarýný, diðer bireylere daha içten davranan saygýlý uyumlu iliþkiler kurabildiklerini görürüz.

Psikologlar, sosyologlar ve konu ile ilgili diðer bilim adamlarý tarafýndan yapýlan araþtýrmalarýn sonuçlarý hiç de iç açýcý veriler sunmamaktadýrlar. Dünya nüfusunun büyük çoðunluðu Büyüme Durgunluðu ile Psikososyal Geliþim Geriliði arasýnda sýkýþmýþ durumdadýr. Bu insanlar arasýnda pek azý çocuksuz olup, diðerleri anne-baba sorumluluðu altýnda ezilmektedir. Ç ü n k ü ç o c u k l u k e v r e s i n i tamamlayamamýþ insanlarýn kendi çocuklarýna anatalýk yapabilmesi ne denli tehlikelidir deðil mi? Bu, gelecek kuþaklarýn kaderlerini de tehdit etmektedir.

Bu anatalar çocuklarýnýn geleceðini hazýrlamak için olaðandýþý bir titizlik göstermekte, gayretlerinden Da Vinci'nini Mona Lisa'sý gibi muhteþem sonuçlar beklemektedirler. Oysa çocuk bile olsa insan söz konusu olduðunda duygularý, düþünceleri, hisleri ve tecrübeleri ile iç dünyasýnýn gizeminden gelen yansýmalarý, yaþamýna özgünlük ailesi içinde de özerklik saðlamaktadýr. Çocuk ta her insan gibi baþlý baþýna bir dünya deðil midir? Bu gerçeði kavrayamayan (benim kýzým, benim oðlum vb.. düþüncelerle) ya da onun daha iyi, daha baþarýlý bir konuma ulaþmasý için çocuðun özgünlüðünü gözardý edip yýpratýlmasý pahasýna Anata Kýlavuzluðunu sürdürecektir. Ne acýdýr ki, bu kýlavuzluk ilkeleri arasýnda anata kendisini nevrotik baský altýnda tutan psikososyal takýntýlarýnýn da söz sahibi olduðunu fark etmeyecektir. Çocuklarýyla kendilerini özdeþleþtirerek, onlarýn yaþamýný kendi sýkýþmýþ geçmiþlerinin çözülmesi gibi görürler. Onun özgür iradesini, bireysel mutluluðunu ve kabiliyetlerini hiçe sayarlar. Onlar için seçtikleri her þeyin kusursuz sonuca ulaþtýracak planlarýna

ve aldýklarý kararlara itaat etmelerini beklerler. Böyle düþünen ya da bu tarz bir yönelme ve ilgi ile çocuklarýna yaklaþan insanlar için evlat en büyük yatýrým araçlarýdýr...bir borsacýnýn parasýný en iyi hisse senedine yatýrmak için yaptýðý titizlikle onlarýn gelecek rotalarýný çizerler. Karþýlarýndaki insanýn düþünceleriyle desteklediði duygu ve sevgiyle þekillendirdikleri, coþkuyla baðlandýklarý gelecek planlarýný tarumar edip, iç zenginliklerini erittiklerini bilemezler.

Ýþte kýymetsizlik ruhunun harap ettiði, korkunun esir aldýðý yeni taze bir soluk, henüz sosyal çevresine oksijenini salamadan kendi ciðerlerini patlatmak üzere ataða kalkýyor. Hayatý boyunca sürecek, içine mayalanmýþ yetersizlik duygusundan kaçmak için yatýrým koþusunda kendini buluyor...Son yýllarda dilden dile dolaþan kendine yatýrým yapmak da böyle bir sancýnýn ürünü müdür ne dersiniz?

Dünya, biliþim çaðýnýn nimetlerine kavuþmuþ olsa da... internetle, medya ile hýzlý iletiþim aðýna kavuþsa da... istediði, gezegene üssünü kuracak bilgi ve ekipmana sahip olsa da... insanýn kendi iç evreninin sýrlarýný, dinamik bir akýl ve iyi niyetle çözmeye çalýþmadýkça...bulduðu her yenilik bütünü kaplayan evrensel mutluluk olmaktan uzaklaþacak.. Neron'larýn, Hitler'lerin vb... niyette insanlarýn güçlerini ispat için kapýþtýklarý bir arenaya dönüþecektir.

Çocuklar bu kördövüþe su serpebilecek yegâne çözümü üretebilecek muhteþem hazineler olarak tam karþýmýzda duruyorlar. Bizlerden hiçbir þey beklemeden, salt sýnýrsýz güvenimizle onlara yol olmamýzý isteyerek.

Benzer Belgeler