• Sonuç bulunamadı

Çocuklarımıza Eşit Eğitim Olanakları

Belgede Eğitim ve (sayfa 112-166)

Hazırlayabiliyor Huyuz?

PANEL, : 1

Panel ü y e le r i: P rof. D r. S ü ley m a n Ç etin ö z o ğ lu (B aşk an ), P rof. Dr. F er ih a B aym u r, D oç. Dr. M in e Tan, H üsn ü C ilâ, R a y a Ö zdem ir.

A. PA N EL Ü Y E L E R İN İN K O N U Ş M A LA R I:

BAŞKAN (PR O F. D R . SÜLEY M AN Ç E T İN Ö ZO Ğ ­ LU) — Çok d eğerli k onu k larım ız, b ilin d iğ i1 gibi özellik le çağım ızda top lu m la rın u ygarlık düzeyleri, k alk ın m ışlık düzeyleri, birçok ö lçü tler le b elirlen m ek ted ir. B u ö lçü tle­ ri sayacak değilim ; .am a b un lard an e n ö n em lilerin d en bir ta n esi, top lu m ların çocu k ların a sağlayab ild ik leri olanak lar, çocu k ların a sa ğlayab ild ik leri e ğ itim o la n a k ­ ları ölçütüdür. B u çerçevede, bugü n çocuk larım ıza sa ğ­ layab ild iğim iz e ğ itim olan ak ları k onu su nu d eğişik bo­ y u tlarıyla e le alm ayı düşü n dü k ve bir program la k a rşı­ n ıza geldik.

Program ım ıza k atılan sa y ın p an el ü yelerin i sizlere tan ıtm ak istiyorum : H ü sn ü C ila, M illi E ğitim B a k a n lı­ ğı ilk öğretim G en el M üdürü, son ra P rof. Dr. F erih a B aym ur, H acettep e ü n iv e r s ite si P sik olojik D a n ışm a B ö ­ lü m ü ö ğ r e tim ü y e le r in d e n , K aya Özdem ir, T ürk - i ş G e­ n el E ğitim S ek reteri ve D oç. Dr. M in e T an, A nkara ü n i ­ versitesi E ğitim F a k ü ltesi ö ğ r e tim ü y elerin d en .

P an elim ize k a tılm a sı p la n la n a n O rh an Ç aplı, ra h a t­ sız oldu ğu iç in bugü n aram ızda b ulu nam adılar.

P an el çalışm am ızı şöy le sü rd ürm eyi d üşünüyoruz: ö n c e p anel ü yelerim iz 15’er dakika, konu .ile ilg ili1 g ö ­ rü şlerin i belirleyecek ler, b öylece b irin ci tur ta m a m la n a ­ cak ve sonra 5’er d akik alık ik in ci tur yap ılacak tır, ik in c i

tu ru n son u n d a bir ara vereceğiz, aradan sonra sîzlerle beraber k onuyu p a n elistlerin görü şleri çerçevesind e ele alıp tartışm a k ısm ın ı sürdüreceğiz, ü m it ediyorum ki sîzlerin k atk ıların ız ve soru ların ızla panelim izden u m ­ duğum uza u laşab ileceğiz.

Tekrar sizleri saygı ile selâm lar, ilk sözü, gö rü şleri­ n i belirlem ek üzere S ay ın H üsn ü C ila beye veriyorum . B uyurun S ayın C ila.

H Ü SN Ü CİLA — T eşekkür ederim S ayın B aşkan. B urada bir k onu şm a yap acağım ı öğrend iğim zam an be­ n i düşündüren k on u n u n k en disi oldu. A slında cevabı h e ­ m en h em e n herkes tarafın d an b ilin en bir konu: Ç ocuk­ larım ıza eşit eğ itim olan ak ları sağlayab iliyor m uyuz, h azırlayab iliyor m uyuz? H erh ald e h iç k im se tereddüt etm ez k i bu soru n un cevabı k ocam an bir H A Y IR ’dır. G erçi vereceğim iz cevap eşit e ğ itim , olan a k ların ın sağ ­ lan m asın d an n eyi k asd ettiğim ize bağlıdır. B ir yön ü ile bakıyorum , eşit eğ itim olan ağı sağlam ak çocuğa devam ed eb ileceği bir ok ul su nm ak o layı m ıdır? K asıt bu ise, söz g elişi ilköğretim k esim in d e bu gerçekleşm iştir. Ama h em en arkasından bakıyorum . P ek iyi, A nkara’n ın gö b e­ ğind ek i Sarar ilk o k u lu ile ( X ) köyündeki beş s ın ıflı, tek ö ğretm en li ve k aratah tad an başka h iç b ir ders aracı bu­ lu n m aya n ilk ok u lu eşit sayıp bu okullardaki ö ğ re n c ile­ re eşit eğ itim o la n a ğ ı sağladık dem em iz m ü m k ü n mü? M üm kün değil. O h ald e ok ul su n m u ş olm am ız bu o la ­ n ağı sağlam ış o lm am ız a n la m ın a gelm iyor. D iğer bir yön ü ile bakıyorum : ö ğ r e tm e n fak törü. B ir ok uld a d e­ n eyim li, başarılı bir öğretm en, diğer bir ok uld a d aha az b aşarılı ve m esleğ e yen i gird iği iç in d en eyim siz bir ö ğ ­ retm en. B u n ların ok u lları ders aracı b akım ın d an e şit olarak d o n a tılm ış olsa b ile bu iki ö ğretm en in su nduğu e ğ itim in eşit old u ğu n u kabul ed eb ilir m iyiz? Ş üp h esiz

hayır. O halde, okul su n m u ş olm am ız eşit eğ itim o la n a ­ ğı sağlad ığım ız a n la m ın a gelm iyor.

Sunduğum uz ok ulların ders a ra c ı ve diğer ö zellik le­ ri b akım ından eşit oldu ğu nu varsayarsak sorun çözülm üş olu r m u? H ayır. Çünkü, eğ itim sistem im izd e k itle e ğ iti­ m in i esas alm ışız ve b ütün çocuk lara ayn ı m ü fred at p rogram ını sunuyoruz. B u program n orm al yeten ek lere sah ip öğrencilere göre d ü zen len m iştir. B öyle bir prog­ ram ü stü n yeten ek li bir çocuk için bir frendir, b in a en ­ aley h o çocuğa eksik bir eğ itim sunuyoruz. N orm alden aşağı yeten ek leri olan bir öğrenci ise böyle bir progra­ m a ulaşam az ve birtakım b ilgi ve becerilerden yok sun k alır, ö y le y se ona sund u ğum uz e ğ itim de d iğ erlerin e sunduğum uza eşit değildir. Y an i, herkese eğ itim sunsak bile, sunduğum uz e ğ itim in tekdüze olu şu n d an d olayı herkes bundan ayn ı derecede fayd alan am ad ığın d an h er­ k ese e şit eğitim olanağı sa ğ la m ış sayılm ayız. A ncak b i­ reyselleştirilm iş ve h erk esin y eten ek leri ö lçü sü n d e fa y ­ d alan ab ileceği bir eğitim program ı su n a b ild iğim iz tak ­ dirde eşit eğitim o lan ağın d an söz ed eb iliriz. A m a böyle bir durum yok.

D iyelim ki okulu su nd u ğum uz gibi b irey selleştiril­ m iş eğitim i de sunduk. G en e de y eterli değil. Çünkü, bi­ zim su nm uş olm am ız, çocuğu n b un d an yararlan acağı a n la m ın a gelm ez. Ç ocuğun bu eğitim d en yararlan m ası k en d isi d ışında alın an bir karardır. Söz gelişi, büyük çapta, a ilesin ce a lm a n bir karardır. A nkara’da çok iy i •saydığım ız bir okulu alalım . B u okul çevresine su n u l­

m u ş bir olanaktır. Bu çevrede otu ran iki a ile düşü n ün . H er iki a ile n in de yılda yirm i bin lira a r tır a b ild iğ in i varsayın. B u iki ailed en b irisi bu yirm i b in lira yı okul ücreti olarak ödem ek su retiy le çocuğu n u bu iyi okulun sağlad ığı eğitim d en yararlan d ırırk en diğer a ile bu para­

yı ev taksidi olarak öd em eyi tercih ed eb ilir ve çocuğu n u ücret ödem eyi gerek tirm eyen fa k at d aha düşük k alited e e ğ itim veren bir ok ula gönderebilir. Ç ocuğun d ışın d a a lın a n bir karardır bu. B u olaya başka türlü de bakabi­ liriz. A yn ı çevrede otu ran iki a iled e çocuk ların ı bu o la ­ n ak tan yararlandırm ak isteyeb ilirler. A ncak a ile n in bi­ risi bu okuldan yararlan m ak iç in gerekli parayı öd eye­ b ild iği için çocuğu n u bu ok u la gönderirken diğeri gerek­ li parayı sağlayam ad ığın d an çocu ğu n u bu okula gö n d e­ rem ez ve bu o la n a k ta n yararlanam az.

D iyelim k i bu sayd ığım e n g eller in h ep sin i çözdük. E şit eğitim ola n a ğ ı sağ la m ış sa y ılır m ıyız? G en e hayır? Ç ünkü, eğ itim y a ln ız okulda v erilen bir süreç değil. O kulun d ışın d a a ile ve sosyal çevre vardır. Çocuk okul çağm a gelin cey e kadar tü m eğ itim in i a ile sin d e n ve so s­ yal çevresinden alır. O kula devam ettiğ i sırada da a ile ­ n in ve çocuğu n sosyal çevresin in verdiği eğ itim devam eder ve okulda ald ığı eğ itim d en yararlan m asın ı etkiler. A ile ve sosyal çevre ise bizim k ontrolüm üz d ışın d ad ır ye tü m çocuklar iç in eşit k o şu lla r iç in d e değildir.

B u durum da, bana ö y le geliy o r ki, çocuk ların h ep ­ sin e e şit eğ itim o la n a ğ ı su n m a la fı ütopik ve h içb ir za­ m a n gerçekleşm esi m ü m k ü n o lm a y a n büyük bir lâftır. A n lam lı cevaplar alm ak istiy o rsa k soruyu d eğiştirip d a­ h a sın ır lı h a le getirerek sorm am ız gerekir, ö r n e ğ in , tü m çocuk larım ıza devam ed eb ilecek leri bir okul su na­ b iliyor m uyuz? Ş e k lin e sok ab iliriz. Soruyu bu h a le sok ­ tuğum uzda d ahi T ürkiye g en elin d e ço k parlak b ir tablo ile karşılaşm ıyoruz. E ğ itim d üzeyi yü kseld ik çe bu tablo d aha a cı bir görünüm arzediyor. İlk öğretim k esim in d en başlayabilirim . E lim izdeki b ilg ilere göre T ü rk iye’d e çağ n ü fu su n u n % 97.5’n e ilkok u l su n u lm u ştu r. A ncak, fa y ­ dalan an çocuk yüzdesi bu değildir. S u n u la n bu olan ak ­

ta n fayd alan an çağ n ü fu su % 84’tür. Y an i çağ n ü fu su ­ n u n °Jo 13.5’i k en d isin e su n u la n bu olan ak tan yararlan ­ m am akladır. B u n u n an lam ı şudur: O kul b ulu nan y erleş­ m e birim lerin de okula devam etm ey en çağ n ü fu su n a da­ h il çocuk vardır. B u söyled iğim i ista tistik verilere baş­ vurm adan kolayca gözlem ek m üm kündür. H erh an gi bir A nadolu köyündeki okula g ittiğ in iz d e o ok ula devam eden kız ve erkek çocuk ların sa y ıla rın a bakm . N orm al olarak kız ve erkek n üfusu b irib irin e çok yakındır. Am a bu okullardaki sayılara b ak tığın ızd a 15 kız öğrenci gör­ d üğünüz okulda 80 erkek ö ğ re n c i g ö rm en iz m ü m k ü n ­ dür. B u d em ektir k i bu köyde ok ula devam etm eyen k ız çocuğu vardır.

O rtaokul d ü zeyin e g eçtiğ im iz zam an durum daha da kötüleşir. E lim izdeki verilere göre ilk ok u lu b itiren çocu k ların an ca k % 40’ı ortaok u la devam etm ektedir. G eriye k alan ı h ayata atılır. B u dem ektir k i, ortaoku l d üzeyinde çağ n ü fu su n u n % 60’ın a okul su n am ıyoru z veya sund u ğum uz okuldan yara rla n m a n ın k o şu lla rım sağlayam ıyoruz. B u büyük bir yüzdedir. Bu düzeyde k en ­ d isin e eğ itim o la n a ğ ı sund u ğum uz çağ n ü fu su bu yüzde kırka d a h il o la n çocuklardır.

L ise d üzeyine g eçtiğim iz zam an bu tab lo d ah a da k ötüleşir. L ise ve lise d engi m eslek ok u lların d a çağ n ü ­ fu su n u n sadece % 15’i okum aktadır. Çağ n ü fu su n u n

% 85’i okul dışındadır.

ü n iv e r site ve yüksek ok ullard a ise çağ n ü fu su n u n sad ece % 7.5’i okum aktadır.

B u rak am ların h ep si a slın d a o ldu ğu nd an biraz daha yüksek rakam lardır. N edeni şu: B iz ilk ok u l çağ n ü fu su ­ nu d üşünürken n ü fu s sayım ı son u çla rın a göre 7, 8, 9, 10, 11 yaşların d ak i çocuk ların top lam sa y ısın ı a lır ız ve

bu sayıyı ilk o k u lla rın tü m ü n d e ok uyan çocuk ların sa ­ yısın a oranlarız. O ysaki, ilkok u llard ak i çocuk say ısın a ç e şitli n ed en lerle 11 yaşın d a ilkok u lu b it ir m e m iş o la n 12, 13, 14, yaşların dak i çocuklar da dahildirler.

BAŞKAN — T eşekkür ederim S aym Cila. E fen d im şim di S a y ın Prof. Dr. F er ih a B aym u n ’un görü şlerin i a la ­ lım . B uyurun S ayın B aym ur.

PRO F. DR. FE R İH A BAYM U R — E ğitim d e fırsat e şitliğ i, dem okratik yaşam ı gerçek leştirm eye ça lışa n ü l­ k eler için vazgeçilm ez bir ilkedir, in s a n hakları a n la y ı­ şın a göre h erk esin e ğ itilm e h akkı var, h er d oğan k işiye bu olan ağ ı sağlam ak da top lu m u n görevi, top lu m u n so ­ rum luluğudur.

D em okratik leşm e d oğru ltu su n d a büyük .adım larla ilerlem ek te olan ülkem izde, eğitim d e fırsat eşitliğ i, g i­ derek artan bir sorun olarak k arşım ıza çıkm aktadır, ö n c e bu d eyim d en n e a n la şılıy o r. Y a n i eğitim d e olanak eşitliğ i, eğitim d e fırsa t e şitliğ i kavram ı ü zerinde d u r­ m ak yerinde olacak tır. B u deyim n eyi an latm ak tad ır? A slında eşitlik çözüm lenm esi, an laşılm ası zor bir k av­ ram . G enel olarak in sa n la rın eşit doğdukları ileri sü rü ­ lür. O ysa in san lar eşit doğm azlar. D oğuşta in sa n la rın birbirlerinden fark lı oldu k ları b ilim sel olarak sap tan ­ m ış bir gerçektir.

Ve de, çok şü kü r ki, in sa n la r b irbirinden fa rk lıd ır­ lar. Y oksa d ü n ya çok d aha az ilg in ç ve tatsız bir yer olurdu. B irçok k im selerce sa n ıld ığ ı gibi dem okrasi kav­ ram ı da in san ların b irbirine eşit oldukları fik rin i be­ n im sem eyi gerektirm ez. D em okraside an a ilke, in sa n la ­ rın eşit doğdukları değil, am a yasal düzeyde eşit h aklara sah ip olm aları, on lara eşit g elişm e ve eğ itilm e ola n a k ­ la rın ın verilm esi gereğidir. B u açık tır, b ütün gen çlere

e şit gelişm e hakkı verilm esi fik rin d e herkes an laşır. în - san lararasınd a anlaşm azlık, b un u n n e türlü p lan larla gerçek leştirileb ileceği konu su nd a ortaya çıkar. N e türlü bir eğ itim plan lam ası y ap ılm alı ki, top lum da fırsa t e ş it­ liğ i sağlanab ilsin . B u aland a çok, pek çok farklı a n la ­ yışlarla k arşılaşm ak m üm kündür. B ir iki örnek ele a la ­ lım : B ir yarışta e şitliğ i sağlam ak için koşucular aynı noktadan , ayn ı anda koşm aya b aşla tılır. D oğal olarak eld e ed ilen son uçlar fark lı olacak tır. B urada eşitlik «ayn ılık » aynı olm ak ayn ı yerden başlam a esa sın a d a­ yatılm ak tad ır. Ama h er zam an a y n ılık ilkesi fır sa t e şit­ liğ in i sağlar m ı? ö r n e ğ in yüksek öğretim e g eç işte ü n i­ versiteye giriş sın a v la rın ı e le alalım . B ugü n kü koşullar için d e üniversitelerim izde az yer var, bu ü n iversitelere girm ek isteyen çok fa zla istek li var. B u n lard an tak rib en % 12’si, yan i yak laşık olarak 10 istek lid en biri ü n iversi­ teye girebilm ektedir. O nlara acaba lise ve d en gi okul çık ışlıla rın ın ayn ı biçim d e ok ud u kların ı fa rzettiğ im iz ders ü n itelerin d en o b jek tif olarak seçilen stan d a rt soru ­ lard an oluşan seçim sın avları u ygulam ak la, fırsa t e ş it­ liğ in i sağlam ış oluyor m uyuz? Çok şü p h eli. D oğudan, b atıd an ve d e çok çe şitli n ite lik li ok ullard an g elen çok fark lı p sik o -s o s y a l özellik ler gösteren bu gen çleri ayn ı seçim testlerin i, ayn ı k oşu llar ve a y n ı zam an süreci iç in ­ de uygulan m ası fırsat e şitsiz liğ in e yol açar. B u, insan a ayn ı zam anda La F o n ta in ’in h ik ayelerin d en b irin d e T il­ ki İle L eyleğin b irbirlerine çek tik leri ziy a fet sofrasın d a, b irin in evinde çorbayı yayvan bir kapta, ö te k isin in e v in ­ de ise ağzı derin b ir kapta ikram etm esin i h a tırlatıy or. H er iki durum da da h ayvan lara eşit yem e hakkı v erile­ bilm ek te midir? İşte b öyle h er zam an ayn ı b içim d e m u ­ am ele etm ek, fırsat e şitliğ in i sağlayam am ak tad ır. B a ­ zen fır sa t eşitliği, d eğişik m u am eleyi gerektirir. D em ok ­ ratik yaşam ı gerçek leştireb ilecek tam bir fırsa t e şitliğ i 103

k işilerin ken dilerin e özgü n itelik ler in i, özgeçm işlerin i, bulundukları çevrelerin sosya - ekonom ik özellik lerin i dikkate alm ayı gerektirir. B ö y lece fırsat eşitliğ i a n la şıl­ m ası. çözüm lenm esi ve d e u yg u lan m ası çok güç bir kav­ ram dır.

B un u böyle sap tad ık tan sonra gelelim panel soru ­ muza; çocuklarım ıza e şit eğ itim olan a k ları sa ğ la y a b ili­ yor m uyuz? ?Başka bir deyim le, çocuklarım ız eğ itim olan ak ların d an eşit ölçü d e yararlan ab iliyorlar m ı? ü l ­ kem izde b ütün çocuk larım ız için eğitim d e fırsa t e ş itli­ ğ in in sağlan d ığın ı elb ette ileri sürem eyiz, S a ym H üsnü C ila bey biraz ö n ce çok iyi açık ladılar, am a d ü n ya n ın n eresin d e bu sa ğ la n m ıştır k i ile r i batı d em okrasilerinde bile eğitim d e fırsa t eşitliğ i tam an lam ın d a g erçek leşti­ rilm iş değildir. B u n u n b ütün in sa n lık iç in gerçek leşti­ rilm esi gereken b ir .ilke, bir ideal oldu ğu u n u tu lm a m a lı­ dır. Am aç bu ideale eld en geld iğ in ce yaklaşm aktır.

Y ak ın geçm işim izd e büyük ilerlem eler yap m ış bir ülkeyiz. 1923’ten bu yan a ü lk em izd e sü regelen sosyal, kültürel, ekonom ik d eğişik lik ler, en d üstrileşm e, otokra- . sid en dem okrasiye geçiş, b ütün d ü n ya n ın d ik k atin i çek­

m iştir. B u alan d a y a p tığım ız ilerlem eler, h ızlı k a lk ın ­ m am ız birçok az g elişm iş ü lk elere örnek olm u ştu r ve o l­ m ak ta devam etm ek ted ir. A tatürk birçok üçüncü dünya d evletleri ta rafın d an sevilm iş, sa y ılm ış ve h ayran lık du ­ yu lm u ş bir şah siyettir.

A ncak bu h ız lı gelişm eler beraberinde birtakım prob lem ler de getirm ek tedir. Z am an zam an durup geri ve ileriye bakıp, karşım ıza çık an problem lerin ü ste sin ­ d en gelm ek için p lan lam alar yapm ak, ön lem ler alm ak zorundayız. H angi d oğru ltud a ilerlem ek te olduğum uzu değerlendirm ek gerekm ektedir. K arşım ıza çık an en ö n em li sorunlardan b irisi de, ü lkem izdeki bu h ızlı iler­

lem e n in sağlad ığı n im etlerd en b ütün h alk k esim lerin in a y n ı derecede n a sip lerin i alıp alm am alarıdır. Söz gelim i eğ itim olan a k ların d an b ütün h alk çocukları eşit ölçüde y ararlan ab ilm ek te m id irler B u soruyu e lb e tte olum lu olarak yan ıtla yan layız. H ep im iz b iliyoru z ki, çocuk ları­ m ız, gen çlerim iz köyde ve k en tte doğuda ve b atıd a aynı ek on om ik, sosyal ve k ü ltü rel k oşullar için d e değillerdir. B u n d an ötürü eğ itim o la n ak ların d an aynı şek ild e ya­ rarlan am am aktadırlar.

B atı ve doğu illerim iz arasın da göze çarpan bir d en ­ gesizlik vardır. Ankara ilin in d oğusu n dan itib a ren ku­ zeyden gü n eye in d irilecek bir çizg in in doğusu n da k ala n b ölgede çocuklar ve gen çler için eğ itim ola n ak la rı b atı- d ak ilere göre çok k ısıtlıd ır. Y ap ıla n bir araştırm aya g ö ­ re eğ itim olan ak ları h ak ım m d an en fak ir olan on b ir il güneydoğuda, en zen gin o lan on b ir il is e T ü rk iy e’n in kuzeyb atısın d adır. Bu durum h em okur yazarlık oranı b a k ım ın d an h em de okul sayısı ve okullarda sağ lan an eğ itim k alitesi, öğren m e araç ve gereçlerin in zen g in liğ i b ak ım ın d a n göze çarpm aktadır. K öy ve kent k oşulları, varlık lı ve varlıksız a ile çocuk ları arasındaki eşitsiz lik ­ ler yaşam d a h erk es ta ra fın d a n açıkça g ö zlen eb ilir d u ­ rum dadır. N ih ayet, d a h a ö n ce kısaca d eğind iğim gibi, yüksek öğren im e g eç işte k u lla n ıla n prosedürlerin ned en oldu ğu eşitsizlik ler var ki, h uzur kaçırıcı bir boyuttadır.

B ü tü n bunlar arasın da ben, k adın erkek arasındaki e şitsizlik ü zerinde ö zellik le durm ak isterim . C u m h u riye­ tin ila n ın d a n bu y a n a sık sık ta rtışm a k onu su olarak ortaya a tılm a k ta o la n bu sorun, n ed en se yeterli bir cid ­ d iy e tle ele alın m am ıştır. K a d ın la rın n ü fu su n ya rısın ı olu ştu rd u ğu d ik k ate a lın acak olursa bu k on u n u n bir ağırlık taşım ası g erek tiği açık ça görülür. K adın lard a ok ur - yazarlık ora n ı % 40 civarın d a iken, erkeklerde bu

oran % 70’i aşm aktadır. K a d ın la rım ız arasında o k u r ­ yazarlık yüzdeliği b ak ım ın d an köylerde ve doğu ille r in ­ de durum d aha da olum suzdur. K öylerde ve doğu ille ­ rinde kadın okur - yaza rlığ ın ın % 8’e, h a tta % 3’e kadar düşüklük gösterdiği görülür. Bu yerler arasında H akka­ ri, A dıyam an, M ardin, S iirt, U rfa ille r i sayılabilir. B u ­ na m ukabil İstan bu l, K ırk lareli, İzm ir, Tekirdağ, A n k a­ ra gibi iller de okur - yazarlık oran ı h em en h em en % 50, bazı yerlerde b un u n ü zerin e de çıkm aktadır.

ü lk em izd e okula devam eden gen çlerin büyük bir k ısm ın ı erkek öğren ciler oluşturm ak tad ır. O kuyan kız sayısın d aki e n büyük ilerlem e ilkokul düzeyinde görü l­ m ektedir. B elk i zorunlu öğrenim d önem i o lm a sın d an ötürü. 1923 - 1924 ders y ılın d a ok uyan k ızların oran ı er­ kek çocuklarına göre 1/5 iken bu oran 1970’lerde yarı yarıya olm aya doğru yak laşm ıştır. A ncak gen e u fak ü s­ tü n lü k erkeklerde k alm aktadır.

B öylece k ız çocu k ların ın ülk em izd e eğ itim o la n a k ­ ların dan yeterin ce yararlan am ad ık ları, n ü fu su n az g e­ lişm iş k ısm ın ı oluşturdu k ları görülm ektedir. C u m h uri­ y etin ilan ın d an bu yan a ok um a ve eğ itilm e o la n a k la rı­ n ın k adın lara yasal olarak açılm ış olm asın a rağm en ka­ d ın lar n için bundan y eterin ce yararlan am am ışlar ve y a ­ rarlanam am aktadırlar? E şitlik n iç in geniş ölçü d e k a ­ n unda, yani k âğıtta ve sözde k alm aktadır? Bu soru ların y a n ıtla rı ilg in ç olabilir.

İlk akla gelen n ed en k ad ın ın zekaca erkekten daha geri olm ası o lasılığıd ır. A ncak, bu alan d a testlerle yapı­

Belgede Eğitim ve (sayfa 112-166)