• Sonuç bulunamadı

Ezgisi ve sözleri ile çocuklar için yapılmıĢ Ģarkılara çocuk Ģarkıları denilmektedir. Çocuk Ģarkıları, çocuklar için söz ve müzik yazan yabancı ve yerli Ģarkıcıların yazdığı Ģarkılardan, bazı halk müziklerinden ya da çocukların sevdiği anonim Ģarkılardan oluĢmaktadır (Sun, 2002: 26). Türkiye‟de müzik eğitiminde kullanılan dört çeĢit Ģarkı bulunmaktadır ve bunlar Ģu Ģekildedir (Sun ve Seyrek, 2002, s.26-27):

1. Türk Okul ġarkıları: Türk Okul ġarkıları, Türk besteciler tarafından yazılan halk müziği kaynaklı okul Ģarkılarıdır. Türk müziğinin ölçü ve dizilerini içeren, halkın beğenisine uygun, halkı geliĢtiren, halk müziğinin özü ve yapısına sahip, öykünme ve özenti olmayan özgün Ģarkılardır. Günümüzde sayıları oldukça fazladır. Türk okul Ģarkılarının genel özellikleri Ģu Ģekildedir (EBA, 2017):

a. Okul hayatına uygun olmalıdır.

b. Nota bilgisi vermeye olanak sağlamalıdır.

c. Gelenek, örf ve adetlere uygun ve ulusal olmalıdır. d. Evrensel olmalıdır.

e. Prozodi adı verilen söz ve sesler arasındaki uygunluğu içermelidir. f. Çocukların öğrenebileceği Ģekilde, cazip ve yaĢlarına uygun olmalıdır. g. Sanat değeri taĢıyan melodiler içermelidir.

22

h. Üniteler ile verilen bilgileri pekiĢtirici ve öğretici olmalıdır. i. Çocuk psikolojisi, zevki ve terbiyesine uygun sözler içermelidir.

2. Anonim ġarkılar: Anonim Ģarkılar, asırlar boyunca halkın beğenisini almıĢ, zaman içerisinde etkilenmiĢ, duyarlığı, sözü, özü, yapısı, ölçüleri, dizileri yani her Ģeyiyle bize özgü olan Ģarkılardır. Bu Ģarkılar türkü olarak adlandırılmaktadır ve 1969 yılından baĢlayarak günümüze okul Ģarkıları haline gelmiĢlerdir. Genel olarak bölgelere göre halay türküsü, zeybek türküsü ve horon türküsü Ģeklinde isimlendirilebilmektedir. 3. Öykünme ġarkılar: Öykünme Ģarkılar, kaynağı diğer toplumların müziği olan ve “Türk

Okul Müziği” bestecileri tarafından yaratılan Ģarkılardır. Türk bestecilerinin batı müziğinde bulunan majör minör ölçü ve dizileri ile oluĢturduğu bu öykünme Ģarkılar, Türk müziğine sonradan dahil olmuĢtur.

4. Aktarma ġarkılar: Aktarma Ģarkıların sözleri Türkçedir ancak ezgileri yabancı Ģarkılardan alınmadır. Yani yabancı olan çocuk Ģarkılarının ezgileri üzerine Türkçe sözler yazılarak oluĢturulmuĢtur.

Dört farklı Ģekilde ele alınabilen bu çocuk Ģarkılarının ortak özellikleri bulunmaktadır. Bu genel özellikler Ģu Ģekildedir (Sun ve Seyrek, 2002, s. 36):

 ġarkı içerisindeki cümleler kısa süreli motifler Ģeklindedir. Birinci motifler, ikinci motiflerin yapısını belirlemektedir. Bu iki motif ya aynı olmakta ya da çok ufak değiĢiklikler içermektedir.

 Bir sesten diğerine, ikili ve üçlü aralıklarla geçilmektedir. Altılı atlayan aralık çok nadir kullanılırken, dörtlü ve beĢli atlayan aralıklar da görülebilmektedir.

 Ezgileri genellikle beĢ-altı perde içerisinde kalan seslerden oluĢmaktadır.

Çocuk Ģarkılarının genel özelliklerine bakıldığında çocukların ses aralığına uygun olmalarının önemi görülmektedir. ġarkının yazıldığı Ģekilde değil, söyleyecek olan çocuklara uygun Ģekilde söyletilmesi, öğretilmesi ya da çalınması çocukların Ģarkıyı daha gür söyleyebilmesi ve seslerinin duyulmasına olanak sağlamaktadır (Değer, 2011, s. IV). Bu durum çocukların ses sağlığı bakımından da önem arz etmektedir. Çünkü çocuklara uygun ses aralığındaki Ģarkıların seçimi, çocukların öğrenmesinde zorluğa neden olmayacaktır (Çevik, 1999, s. 51).

Çocukların cinsiyet farkı olmaksızın, ergenlik çağına kadar ki dönemlerinde sesleri “çocuk sesleri” Ģeklinde ifade edilmektedir. GeliĢimi henüz tamamlanmamıĢ olan çocuk sesleri,

23

ergenlikte diğer vücut organları gibi geliĢerek değiĢiklik göstermektedir. Genel olarak çocukluk döneminde bir erkek ile kız çocuğunun sesleri aynıdır. Aralarındaki tek fark erkek çocuklarının dokuz yaĢından sonra kızlara göre daha çok ses geliĢimi göstermesidir (Egüz, 1991, s.135). Çocuk seslerinin temel özellikleri Ģu Ģekildedir (Trollinger, 2007, s.19-23; Değer, 2012, s.75-76):

1. Çocuklar vokal problemlere yatkındır.

2. Çocukların Ģarkı sesi sınırları yetiĢkin sınırlarından daha yüksektir ancak fizyolojik olarak dardır.

3. Çocuklar ulaĢılabilir ve kullanılabilir ses perdelerine sahiptir. 4. YetiĢkin sesindeki tınlama, sağlıklı bir çocuk sesinse görülmez. 5. Çocuklar doğal vokal vibratoya sahip değildir.

6. YetiĢkinler ile çocukların Ģarkı söyleme bölgeleri aynı değildir.

7. Çocuklar, özellikle daha küçükken, tümüyle fonksiyonel vokal bağlara sahip değildir. 8. Çocuklarda vokal anatomi, yetiĢkinler gibi geliĢmiĢ değildir.

Genel olarak çocuk seslerinin temel özellikleri yukarıdaki gibidir. Ancak araĢtırmacılara göre çocukların ses aralığı ve sınırları farklı görünümler sergilemekte ve sesleri farklı olabilmektedir. Her çocuğun sesi birbirinden farklı olsa da çocukların seslerinin genel ortak özellikleri bulunmaktadır. Bunlar Ģu Ģekildedir (Çevik, 1999, s.51):

 Çocuk sesleri “vibratosuz” olarak da adlandırılan parlak, düz, yalın ve genellikle pürüzsüzdür.

 Çocuk seslerinin üst tonları renkli ve açıktır.

 Çocuk seslerinin bazılarında alt tonlar, daha tınılı ve koyu olmaktadır.

Yukarıdaki ortak özellikleri taĢıyan çocuk sesleri genel olarak alto çocuk sesleri ve soprano çocuk sesleri olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bu ayrımın yapılmasında çocukların ortak ses alanı, ortak ses sınırları, ses geniĢliği (alanı), ses sınırları dikkate alınmaktadır. Ortak ses alanı ve sınırı kavramları birden çok çocuğun olduğu gruplarda ya da çocuk korolarında kullanılmaktadır. “Ortak ses sınırı, bir çocuk korosunda yer alan üyelerin tümünün, rahatlıkla çıkarabildikleri, en kalın ve en ince noktalarıdır. Ortak ses alanı ise bir çocuk korosunda yer alan üyelerin tümünün rahatlıkla çıkarabildikleri seslerin toplamıdır” (Değer, 2012, s. 100).

24

“ġarkılardaki ortalama ses alanı (en kalın ve en ince seslerin arasında kalan ses alanı) söylemeye elveriĢli olmalıdır. Alt veya üst ses alanlarında ya da orta tonlarda zorlayıcı, yorucu ve sıkıcı tekrarlar olmamalıdır” (Aytepe vd., 2011, s. III). Ses sınırı, “bir sesin müziksel olarak rahatça çıkarabildiği en kalın ve ince sınırlar” Ģeklinde tanımlanırken, ses geniĢliği “bir sesin rahatlıkla ulaĢabildiği en uç sınırlar arasında taradığı alan” Ģeklinde tanımlanmaktadır (Çevik, 1999, s. 38). BaĢka bir deyiĢle ses geniĢliği, “bir sesin veya bir sazın iyi ve kolaylıkla çıkardığı seslerin tam geniĢliği”dir (Gazimihal, 1961, s. 249).

Bu özellikler çocukların Ģarkı öğretiminde oldukça önemlidir. Çünkü doğru Ģarkının seçiminde rol oynamaktadır. ġarkı öğretirken, Ģarkının yanlıĢ seçilmesi, sınıfın ya da koronun ortak ses sınırı ile Ģarkının ses sınırının uyum gösterememesine neden olabilmektedir. Uyumun sağlanmaması ise, çocukların baskılanması ve yeteneksiz olduğunun düĢünülmesine yol açmaktadır. Bu uyumun sağlanması için hem doğru Ģarkı seçilmeli hem de bazı yansılamalar ve alıĢtırmalar gibi doğru metotlar kullanılarak ses sınırı dıĢındaki çocukları aktarımı yapılarak gruba uyumları sağlanmalıdır (Değer, 2012).

Aktarım, “bir Ģarkıyı yazıldığı tondan baĢka bir tona, aralıklarını koruyarak taĢımak ya da aktarmak demektir. Türk müziğinde göçürmek (Ģed) kelimesi ile eĢ anlamlıdır” (Uluç, 2006: 27). Aktarım çocuk Ģarkılarının söylenmesinde oldukça önemli bir araçtır. Gençlerin ve çocukların ses seviyeleri, yaĢlarına göre farklılık göstermektedir. Kimilerinin sesi yazılı notaya uyum sağlarken, kimilerinin sesi biraz kalın ya da ince olabilir. Bu durumlarda müzik eğitmeni, çocukların sesine daya uygun olacak Ģekilde aktarım yapar ve öğrencilerin kolay uyum sağlamasını gerçekleĢtirir (Sun, 2004, s.125).

Özetle, çocuk Ģarkıları çocukların rahatlıkla söyleyebileceği Ģekilde yazılmaktadır ancak çocuklar Ģarkıları uyum içinde söylerken zorlanabilmektedir. Burada devreye eğitmen girmekte ve çocukların Ģarkıyı uyumlu söylemesi için aktarmayı kullanmaktadır. Aktarma çocuklara Ģarkı öğretiminde oldukça önemlidir. Çünkü yapılan araĢtırmalar, çocuk Ģarkılarının büyük bir kısmının çocuk ses sınırlarını aĢtığını ve alto ses sınırına aktarılması gerektiğini göstermektedir. Aktarma yapılmaz ise, çocuklar zorlanacak ve sesinin yetersiz olduğunu düĢünerek, Ģarkı söylemek istemediği, Ģarkı söylemeyi sevmediği duygusunu yaratacaktır (Morgül, 2006, s. 25).

25

BÖLÜM 3

YÖNTEM

Benzer Belgeler