• Sonuç bulunamadı

SSCB’nin dağılması süreci 10 Kasım 1982’de, 18 yıllık bir iktidarın ardından Leonid İlyiç Brejnev’in ölümüyle başladı. Onu izleyen Yuri Andropov ve Konstantin Çernenko yönetimlerinin ardından Mart 1985’te Mihail Gorbaçov Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreterliği’ne geldi. Gorbaçov’in tanısı Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde “zastoy” (durgunluk) idi. İki ayaklı bir izlence önerdi: “perestroyka” yani ekonomide yeniden yapılanma ve “glasnost” yani politikada açıklık. Ekonomik ve politik bunalımı aşma girişimi olarak uygulanmaya başlanan bu iki politika toplumsal bunalımın patlak vermesine yol açtı. Ortaya çıkan ideolojik boşluk milliyetçilikle dolduruldu ve bu da çöküşü getirdi. Ağustos 1991 darbe girişimini tankın üzerine çıkarak engelleyen Boris Yeltsin, yeni devletin önderi olmayı “hak etmişti” çoktan.

1985 yılının Nisan ayında SSCB Komünist Partisi, sosyalist sistemin potansiyelinin tam olarak kullanılması, çalışma disiplininin güçlendirilmesi ve sanayi gücünün arttırılması amacıyla “sosyo- ekonomik gelişimin hızlandırılması” politikasını uygulamaya başlamıştır. Bu çerçevede “yolsuzluk sonucu elde edilen gelirlere” karşı mücadele kampanyası yürütülmüş, fakat olumlu sonuçlar alınamamıştır. Aynı şekilde, alkol karşıtı girişimler de ekonomi ve maliye sistemine ciddi darbe vurmuş, kaçak alkol tüketimi ve uyuşturucu kullanımı artmıştır. “Hızlandırma” politikasının başarısızlığı Gorbaçov yönetimini 1987 yılında yeni bir politika modelini ortaya atmak zorunda bırakmıştır: “Perestroyka” yani “Yeniden Kurma”. Bu kapsamda bireysel çalışma faaliyetine, ayrıca tüketim malları ile ilgili sanayi ve hizmet alanında kooperatiflerin kurulmasına izin verilmiştir122. 1 Ocak

122 W. Moskoff&S. Linz, Reorganization and Reform in the Soviet Economy, New York: L.

1988’de yürürlüğe giren “Devlet İşletmeleri Hakkında Kanun” uzlaşması zor iki unsuru birleştirmeye çalışmıştır. Bir taraftan işletmelerin hakları genişletilmiş, diğer taraftan bakanlık ve kurumların yetkileri aynen kalmıştır. Milli gelirin azalması halkın maddi durumunu zorlaştırmış ve 1989 yılında ülkenin pek çok yerinde grevler yapılmıştır. Bu koşullarda Gorbaçov yönetimi aşamalı olarak piyasa ekonomisine geçişin zorunlu olduğunu kabul etmiş, fakat bu yönde herhangi bir adım atmamıştır123. Perestroykayı eleştirenlere karşı ise Gorbaçov şu savunmayı yapmıştır; “Herkes bizi perestroykayı plansız yaptığımızdan dolayı suçluyor. Fakat topluma yine hazır plan ve şema sunarak onu zor duruma sokmaz mıyız? Biz şimdiki koşullardan hareketle geleceği kurmaya çalışıyoruz124.”

Bu koşullarda, eski parti ve devlet bürokrasisinin açık ve ciddi direncine rağmen Gorbaçov yönetimi SSCB politik sisteminin reformunu gündeme getirdi125. 1987 yılında toplumsal yaşamda “glasnost” yani “açıklık” uygulamasına geçildi. Glasnost ilkesinin gerçekleşmesi politik reformun ideolojik hazırlığını sağlamaktaydı. Basında, toplantılarda, değişik düzeyde kongre ve konferanslarda Sovyet toplumunun tarihine ve gelişim perspektiflerine dair konular tartışılmaya başlandı. 1988 yılında anayasal reform gerçekleştirildi. İktidarın üst organı “Halk Delegeleri Kongresi” oldu. Sürekli çalışacak Yüksek Sovyet’i de bu kongre seçmeliydi. 1989 yılında alternatifli sistem çerçevesinde yapılan Halk Delegeleri seçimi toplum nezdinde parti kuruluşlarınca desteklenen adaylara karşı olumsuz bir yaklaşımın varlığını ortaya koydu. Mayıs- Haziran 1989’da yapılan SSCB Halk Delegelerinin I. Kongresi Gorbaçov’i SSCB Yüksek Sovyet’inin Başkanı olarak seçti. 1990 yılında SSCB için yeni bir birlik antlaşmasının yapılmasının gereği gündeme getirildi ve Gorbaçov, SSCB’nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Hukuk devletinin kurulmasına yönelik sloganlar parti organlarının yönetimden uzaklaştırılması için bir sinyal görevi yaptı. Sovyetler Birliği Komünist Partisi çöküş sürecine girdi. Bu çöküş kendini özellikle aralarında önemli isimlerin de bulunduğu parti üyelerinin toplu istifalarında göstermekteydi. Komünist Parti’nin 1990 yılının Temmuz ayında yapılan 28. Kongresinde, Siyasi Büro üyeliğine aday

123 Wista Suraska, How The Soviet Union Disappeared?, Washington: Duke University Press,

1999, s. 74.

124 M. Gorbachev, Perestroika: New Thinking of Our Country and The World, New York:

Oceana Publications, 1987, s. 17.

olmuş ve Haziran 1990’da Rusya Sovyet Federal Sosyalist Cumhuriyeti’nin Başkanı seçilmiş olan Boris Yeltsin, partiden ayrıldığını ilan etmiştir126.

1990 yılında Merkez ile Birlik Cumhuriyetleri arasında sorunlar artmaya başladı. Sovyetler Birliği’ni oluşturan Cumhuriyetler devlet egemenliğine dair ve Cumhuriyet yasalarına Birlik yasalarına göre üstünlük sağlayan çeşitli Deklarasyonlar kabul ettiler. Merkez ile en yoğun sorunlar Yeltsin Başkanlığındaki Rusya Sovyet Federal Sosyalist Cumhuriyeti’nin arasındaydı. Bu sorunlar özellikle Haziran 1991’den itibaren artmaya başladı127. Merkezi yönetimin zayıflaması ve Cumhuriyetlerin bağımsızlık bildirileri devletler arası çatışmalara neden oldu. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Yukarı Karabağ Bölgesi’nde, Ermenilerin ayrılma talebi ile ayaklanması Ermenistan ile Azerbaycan arasında yoğun silahlı çatışmaları ve Yukarı Karabağ’ın Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından işgalini meydana getirdi. Gürcistan, Moldova, Özbekistan ve Tacikistan’da silahlı çatışmalar artarak devam etti.

Moskova yönetimi, Cumhuriyetlerin bağımsızlık taleplerini zorla bastırmaya çalıştı. Nisan 1989’da Tiflis’te muhalefet gösterisi ordu birlikleri tarafından dağıtıldı, 1990 yılı başlarında ise yine ordu birliklerince Bakü’de ve Vilnüs’te katliamlar yapıldı. Batlık Cumhuriyetleri’nde muhalefete önderlik eden Halk Cepheleri SSCB’den ayrılma taleplerini dile getirdiler. Gorbaçov yönetiminin SSCB’nin dağılmasını önleme ve bir şekilde Cumhuriyetler arasında Birlik ilişkilerini sağlayacak yeni bir Birlik Antlaşması hazırlama çabaları başarısızlıkla sonuçlandı. 19 Ağustos 1991’de Gorbaçov’in Kırım’da tatilde olduğu sırada SSCB üst yönetiminden bir grup yönetici “Olağanüstü Hal Devlet Komitesi” adlı bir kurumun oluşturulduğunu ve ülke içindeki tüm yetkilerin bu kurumda olduğunu beyan etti128. Daha sonra “Ağustos Darbesi” olarak anılacak olan bu girişime karşı Moskova’da ve diğer bazı kentlerde kitlesel protesto yürüyüşleri ve gösteriler düzenlendi. Olağanüstü Hal Devlet Komitesi’ne karşı direnişe RSFSC Devlet Başkanı Boris Yeltsin liderlik etmekteydi. Yeltsin’in kararnameleri ile SBKP’ nin Rusya içindeki faaliyetleri yasaklandı. Ağustos Darbesi, SSCB’nin çöküşünü önlemek yerine daha da hızlandırdı. 1991 yılının Eylül ayında SSCB yönetimi

126http://encycl.yandex.ru/cgi-bin. 127 Suraska, a. g. e., s. 80.

128 Edward W. Walker, Dissolution: Sovereignty and The Breakup of The Soviet Union, New

Litvanya, Letonya ve Estonya’nın bağımsızlığını tanıdı. 8 Aralık 1991’de ise Rusya, Ukrayna ve Belarus Devlet Başkanları, SSCB’nin devletler hukuku süjesi olarak varlığının sona erdiğini ve Bağımsız Devletler Topluluğu’nun kurulduğunu ilan eden Minsk Antlaşması’nı imzaladılar. 21 Aralık 1991’de bu Antlaşma’ya diğer SSCB Cumhuriyetleri de (Azerbaycan, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan ve bir süre sonra da Gürcistan) katıldı. 25 Aralık 1991’de Gorbaçov, SSCB Devlet Başkanlığı görevinden istifa etti129. Bu tarihten itibaren Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği sona ermiş oldu.