• Sonuç bulunamadı

Adaptif ağ tabanlı bulanık çıkarım sistemi (ANFIS) ile sürdürülebilir tedarikçi seçimi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2023

Share "Adaptif ağ tabanlı bulanık çıkarım sistemi (ANFIS) ile sürdürülebilir tedarikçi seçimi"

Copied!
117
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ADAPTİF AĞ TABANLI BULANIK ÇIKARIM SİSTEMİ (ANFIS) İLE SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİKÇİ SEÇİMİ

Hazırlayan Ümmü AHAT

Danışman

Prof. Dr. Arzu ORGAN

AĞUSTOS 2021 DENİZLİ

(2)

ADAPTİF AĞ TABANLI BULANIK ÇIKARIM SİSTEMİ (ANFIS) İLE SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİKÇİ SEÇİMİ

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Yüksek Lisans Tezi İşletme Ana Bilim Dalı Sayısal Yöntemler Programı

Ümmü AHAT Danışman

Prof. Dr. Arzu ORGAN

AĞUSTOS 2021 DENİZLİ

(3)

bilimsel etiğe uygun olarak kaynak gösterildiğini ve alıntı yapılan çalışmalara atıfta bulunulduğunu beyan ederim.

Ümmü AHAT

(4)

ÖN SÖZ

Yüksek lisans tezimi tamamlama sürecinde bana duyduğu inanç, gösterdiği alaka ve hoşgörü için, benimle paylaştığı bilgi ve deneyimleri, kıymetli tavsiyeleri için değerli danışman hocam sayın Prof. Dr. Arzu ORGAN’a teşekkürü bir borç bilirim. Tez Savunma Sınavı’nda yer almalarından ötürü ayrıcalıklı ve şanslı hissettiğim, çok değerli eleştiri ve görüşlerini paylaşan, bilgi ve birikimlerini paylaşmaktan çekinmeyen, deneyim ve akademik bakış açılarına hayran olduğum değerli Doç. Dr. Semin PAKSOY hocama ve değerli Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin KOÇAK hocama desteklerinden ötürü çok teşekkür ederim.

Bu süreçte, desteklerini ve fikirlerini esirgemeyen değerli Arş. Gör. Samet ATA’ya teşekkürlerimi sunarım. Eğitim ve öğrenim hayatım boyunca, keza hayatımın her alanında, desteklerini her daim hissettiren, her daim yanımda olan, annem Huriye AHAT, babam RIZA AHAT, kardeşim Ayşe GÜLEŞ ve çok kıymetli eşi Edip GÜLEŞ’e teşekkürlerimi sunarak, tezimi can parçalarıma ithaf etmek istiyorum.

(5)

ÖZET

ADAPTİF AĞ TABANLI BULANIK ÇIKARIM SİSTEMİ (ANFIS) İLE SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİKÇİ SEÇİMİ

AHAT, Ümmü Yüksek Lisans Tezi İşletme Ana Bilim Dalı Sayısal Yöntemler Programı Tez Yöneticisi: Prof. Dr. Arzu ORGAN

Ağustos 2021, ix+106 sayfa

Sürdürülebilir tedarikçi seçimi, sürdürülebilir tedarik zinciri yönetiminin başarısını doğrudan etkileyen faktörlerden biridir. Etkin sürdürülebilirlik kriterlerinin belirlenmesi, etkin ve verimli bir sürdürülebilir tedarik zinciri meydana getirmek için oldukça önem arz etmektedir. Doğru sürdürülebilir tedarikçi seçimi, işletme açısından oldukça kritik bir karar problemidir. Yapılan son araştırmalar, sürdürülebilir tedarikçilerin performanslarının ölçülmesinde, yapay zekâ tekniklerinin daha iyi bir yöntem olduğunu göstermektedir.

Dolayısıyla bu çalışmada, Adaptif Ağ Tabanlı Bulanık Çıkarım Sistemi (ANFIS) ve Yapay Sinir Ağı (YSA) yöntemlerinden yararlanılmıştır.

Etkin ve verimli bir model geliştirmek ve işletme açısından en etkin sürdürülebilirlik kriterlerini belirlemek adına ANFIS yöntemi ile girdi seçimi yapılmıştır. ANFIS yöntemi ile belirlenen en etkin sürdürülebilirlik kriterleri;

sosyal sorumluluk, maliyet, atık yönetimi ve teslim süresi olarak belirlenmiştir.

ANFIS ve YSA yöntemleriyle sürdürülebilir tedarikçi performans tahmini hesaplamaları yapılmıştır. Geliştirilen ANFIS modeli ve YSA modeliyle gerçekleştirilen tahmin performanslarını karşılaştırmak amacıyla, çoklu regresyon analizi modeli geliştirilmiştir. Ortalama ve standart hata değerleri incelendikten sonra, belirlenen performans parametreleri olan 𝑹𝟐, MSE, RMSE, MAE, MAPE regresyon indekslerinden WIA değerleri hesaplanarak; geliştirilen modeller karşılaştırılmıştır. Performans tahmininde en başarılı model ANFIS modeli olarak belirlenmiştir. Daha sonra, ANFIS modeline göre sürdürülebilir tedarikçi seçimi yapılmış ve firma için en uygun tedarikçi belirlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Adaptif Ağ Tabanlı Bulanık Çıkarım Sistemi, Yapay Sinir Ağı, ANFIS Girdi Seçimi, Sürdürülebilir Tedarikçi Seçimi, ANFIS, YSA, Çoklu Regresyon Analizi, Sürdürülebilir Tedarikçi Performansı Tahmini

(6)

ABSTRACT

SUSTAINABLE SUPPLİER SELECTION WITH ADAPTIVE NETWORK-BASED FUZZY INFERENCE SYSTEM (ANFIS)

AHAT, Ümmü Master’s Thesis

Departmant of Business Administration Quantitave Methods Programme Advisor of Thesis: Prof. Dr. Arzu Organ

August 2021, ix+106 pages

Sustainable supplier selection is one of the factors that directly affect the success of sustainable supply chain management. Determining effective sustainability criteria is very important to create an effective and efficient sustainable supply chain. Choosing the right sustainable supplier is a critical decision problem for the business. Recent studies show that artificial intelligence techniques are a better method in measuring the performance of sustainable suppliers. Therefore, in this study, Adaptive Network Based Fuzzy Inference System (ANFIS) and Artificial Neural Network (ANN) methods were used.

Input selection was made with the ANFIS method in order to develop an effective and efficient model and to determine the most effective sustainability criteria for the business. The most effective sustainability criteria determined by the ANFIS method include social responsibility, cost, waste management and delivery time. Sustainable supplier performance estimation calculations were made with ANFIS and ANN methods. A multiple regression analysis model was developed in order to compare the predicted performances conducted with the developed ANFIS model and ANN model. After examining the mean and standard error values, WIA values were calculated from the regression indexes of the determined performance parameters called 𝑹𝟐, MSE, RMSE, MAE, MAPE. And then the developed methods were compared. Sustainable supplier selection was conducted by the ANFIS model, which allows for the most successful performance estimation and also has the highest level of accuracy.

Keywords: Adaptive Network Based Fuzzy Inference System, Artificial Neural Network, ANFIS Input Selection, Sustainable Supplier Selection, ANFIS, ANN, Multiple Regression Analysis, Sustainable Supplier Performance Estimation

(7)

İÇİNDEKİLER

ÖN SÖZ... i

ÖZET ... ii

ABSTRACT ... iii

İÇİNDEKİLER ... iv

ŞEKİLLER DİZİNİ ... vi

TABLOLAR DİZİNİ ... viii

SİMGE VE KISALTMALAR DİZİNİ ... ix

GİRİŞ... 1

BİRİNCİ BÖLÜM SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİKÇİ SEÇİMİ 1.1 Sürdürülebilirlik ... 4

1.1.1 Üçlü Performans Kavramı ... 8

1.1.1.1 Ekonomik Sürdürülebilirlik ... 9

1.1.1.2Sosyal Sürdürülebilirlik ... 10

1.1.1.3Çevresel Sürdürülebilirlik ... 10

1.2 Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ... 10

1.3 Sürdürülebilir Tedarikçi Seçim Problemi ... 15

1.4 Sürdürülebilir Tedarikçi Seçim Problemi Çözüm Yöntemleri ... 17

1.4.1 Tedarikçi Seçim Yöntemleri ... 17

1.4.1.1 Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleri ... 18

1.4.1.2 Maliyet Tabanlı Yöntemler ... 19

1.4.1.3 Matematiksel Programlama Yöntemleri ... 19

1.4.1.4 İstatistiksel Yöntemler ... 19

1.4.1.5 Yapay Zekâ Yöntemleri ... 20

1.4.1.6 Tümleşik Yöntemler ... 20

1.4.2 Sürdürülebilir Tedarikçi Seçim Yöntemleri ... 20

1.5 Literatür Araştırması ... 21

1.5.1 Tedarikçi Seçiminde ANFIS Yöntemi ... 21

1.5.2 Tedarikçi Seçiminde YSA Yöntemi ... 24

İKİNCİ BÖLÜM ADAPTİF AĞ TABANLI BULANIK ÇIKARIM SİSTEMİ (ANFIS) 2.1 Bulanık Mantık ... 27

2.1.1 Bulanık Küme Teorisi... 29

2.1.2 Üyelik Fonksiyonları ... 31

2.1.2.1 Üçgen Üyelik Fonksiyonu ... 33

2.1.2.2 Yamuk Üyelik Fonksiyonu ... 33

2.1.2.3 Gaussian Üyelik Fonksiyonu... 33

2.1.2.4 Sigmondial Üyelik Fonksiyonu ... 33

2.1.2.5 Çan Eğrisi Üyelik Fonksiyonu ... 34

2.1.3 Bulanık Sayı ... 34

2.1.4 Bulanık Çıkarım Sistemi ... 36

2.1.4.1 Bulanıklaştırma ... 37

2.1.4.2 Çıkarım ... 37

2.1.4.3 Durulaştırma ... 38

2.2 Yapay Sinir Ağı ... 40

2.2.1 Biyolojik Sinir Hücresi ... 42

2.2.2 Yapay Sinir Ağının Yapısı ... 43

(8)

2.2.2.1 Giriş ... 45

2.2.2.2 Ağırlık ... 46

2.2.2.3 Toplama Fonksiyonu ... 46

2.2.2.4 Aktivasyon Fonksiyonu ... 47

2.2.2.5 Çıktı ... 47

2.2.3 Yapay Sinir Ağı Modelleri ... 47

2.2.3.1 İleri Beslemeli Ağlar ... 48

2.2.3.2 Geri Beslemeli Ağlar ... 52

2.3 Sinirsel Bulanık Sistemler ... 54

2.4 Adaptif Ağ Tabanlı Bulanık Çıkarım Sistemi (ANFIS) ... 57

2.4.1 Adaptif Ağ Tabanlı Bulanık Çıkarım Sistemi’nin Yapısı ... 58

2.4.2 ANFIS Öğrenme Algoritması ... 60

2.4.3 MATLAB ANFIS Modellemesi... 62

2.5 Performans Göstergeleri ... 66

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ADAPTİF AĞ TABANLI BULANIK ÇIKARIM SİSTEMİ (ANFIS) İLE BİR UYGULAMA 3.1 Çalışmanın Amacı ... 69

3.2 Çalışmanın Yöntemi ... 70

3.3 Karar Komitesinin ve Kriterlerin Belirlenmesi ... 71

3.4 Verilerin Elde Edilmesi ... 72

3.5 ANFIS Sürdürülebilirlik Kriterleri (Girdi) Seçimi ... 73

3.6 ANFIS Modelinin Kurulması ... 76

3.7 Yapay Sinir Ağı Modelinin Kurulması ... 80

3.8 ANFIS Modeli, YSA Modelinin Performanslarının Değerlendirilmesi ... 85

3.9 ANFIS Modeli ile Sürdürülebilir Tedarikçi Seçimi ... 89

SONUÇ ... 91

KAYNAKLAR ... 93

ÖZ GEÇMİŞ ... 106

(9)

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1. TBL Yaklaşımının Gösterimi ... 8

Şekil 2. Kurumsal Sürdürülebilirlik Gösterimi ... 9

Şekil 3. Geleneksel Tedarik Zinciri Yönetiminin Gösterimi ... 11

Şekil 4. Tedarikçi Seçim Süreci ... 16

Şekil 5. Tedarikçi Seçim Problemi Çözüm Yöntemleri ... 18

Şekil 6. Sürdürülebilir Tedarikçi Seçim Yöntemleri ... 21

Şekil 7. Klasik Küme ve Bulanık Küme ... 30

Şekil 8. Klasik Küme ve Bulanık Küme Gösterimi ... 30

Şekil 9. Üyelik Fonksiyonu Bölümleri ... 31

Şekil 10. Dilsel Değişkenlerin Grafiksel Gösterimi ... 32

Şekil 11. S, Z ve Pi Fonksiyon Grafikleri ... 32

Şekil 12. Üçgen, Yamuk, Gaussian, Sigmondial, Çan Eğrisi Üyelik Fonksiyonları .. 34

Şekil 13. Pure Sistem Gösterimi ... 36

Şekil 14. Takagi-Sugeno-Kang Modeli Gösterimi ... 36

Şekil 15. Tipik Bulanık Sistem Gösterimi ... 37

Şekil 16. Durulaştırma Yöntemleri Gösterimi ... 40

Şekil 17. Sinir Hücresi Gösterimi ... 43

Şekil 18. Yapay Sinir Ağı Gösterimi ... 44

Şekil 19. Yapay Sinir Ağının Fonksiyonları Gösterimi ... 45

Şekil 20. Yapay Sinir Ağı Genel Gösterimi ... 45

Şekil 21. İleri Beslemeli ve Tekrarlayan Geri Beslemeli Ağ Türleri ... 48

Şekil 22. İleri Beslemeli Ağ ... 48

Şekil 23. İleri Beslemeli Ağ Modellerinin Gösterimi ... 48

Şekil 24. Perceptron Modeli Yapısı ... 49

Şekil 25. ADALINE Modeli ... 50

Şekil 26. MADALINE Modeli ... 50

Şekil 27. Çok Katmanlı Algılayıcı Modeli ... 51

Şekil 28. Radyal Tabanlı Yapay Sinir Ağı ... 52

Şekil 29. Geri Beslemeli Ağ ... 52

Şekil 30. Geri Beslemeli Ağ Modelleri Gösterimi ... 52

Şekil 31. SOM Ağı Topolojisi ... 53

Şekil 32. Sinirsel-Bulanık Sistem Gösterimi ... 55

Şekil 33. ANFIS Modeli ... 58

(10)

Şekil 34. ANFIS Öğrenme Prosesi Gösterimi ... 61

Şekil 35. MATLAB R2016a Ekranı ... 62

Şekil 36. FIS Editör Ekranı ... 63

Şekil 37. ANFIS Editör Ekranı ... 64

Şekil 38. ANFIS Editör “Generate FIS” Arayüzü ... 65

Şekil 39. zmf, pimf ve smf Fonksiyonları ... 65

Şekil 40. gaussmf, gauss2mf ve gbellmf Fonksiyonları ... 65

Şekil 41. sigmf, dsigmf ve psigmf Fonksiyonları ... 65

Şekil 42. trimf, trapmf Fonksiyonları ... 65

Şekil 43. Modelin Eğitilmesi ... 66

Şekil 44. Belirli Bir Çevrimde Elde Edilen Hata Değerinin Gösterimi ... 66

Şekil 45. Araştırma Modeli ... 71

Şekil 46. Birli Girdi Kombinasyonları ... 74

Şekil 47. Birli Girdi Kombinasyonlar Hata Değerleri ... 74

Şekil 48. İkili Girdi Kombinasyonları ... 75

Şekil 49. ANFIS Modeli Akış Şeması ... 77

Şekil 50. ANFIS Modeli ve Eğitim Verilerinin Karşılaştırılması ... 78

Şekil 51. ANFIS Modeli ve Test Verilerinin Karşılaştırılması ... 78

Şekil 52. ANFIS Modeli Çıktıları ve Kontrol Verilerinin Karşılaştırılması ... 79

Şekil 53. ANFIS Modeli Kural Görünümü ... 79

Şekil 54. ANFIS Modeli Regresyon Grafiği ... 80

Şekil 55. YSA Modeli Akış Şeması ... 80

Şekil 56. MATLAB R2016a YSA Arayüz Ekranı ... 81

Şekil 57. Ağ Oluşturma Arayüzü ... 81

Şekil 58.YSA Eğitim Arayüzü ... 84

Şekil 59. Ağ Eğitim Performans Grafiği ... 85

Şekil 60. YSA Modeli Regresyon Grafikleri ... 85

Şekil 61. ANFIS Model Çıktı ... 90

(11)

TABLOLAR DİZİNİ

Tablo 1. Sürdürülebilirlik Yaklaşımının Etkilediği Yedi Alan ... 6

Tablo 2. ANFIS Yöntemi Literatür Araştırması ... 24

Tablo 3. YSA Literatür Araştırması ... 26

Tablo 4. Toplama, Çıkarma, Çarpma ve Bölme İşlem Formülleri ... 35

Tablo 5. Toplama ve Çıkarma İşlem Formülleri ... 35

Tablo 6. Çarpma ve Bölme İşlem Formülleri ... 35

Tablo 7. Toplama Fonksiyonları ve Formülleri ... 46

Tablo 8. Hibrit Nöro-Bulanık Sistemler ... 56

Tablo 9. Performans Göstergeleri ... 68

Tablo 10. Sürdürülebilirlik Kriterleri ... 72

Tablo 11. Üyelik Fonksiyonları Hata Değerleri ... 77

Tablo 12. Ağ Oluşturma Bilgileri ... 82

Tablo 13. Eğitim Fonksiyonları Hata Değerleri ... 83

Tablo 14. Eğitim, Öğrenme ve Transfer Fonksiyonu Hata Değerleri ... 83

Tablo 15. Çoklu Regresyon Analizi Sonuç Tablosu ... 86

Tablo 16. Ortalama ve Standart Hata Değerleri ... 87

Tablo 17. ÇRA, ANFIS, YSA Modeli Sonuçlarının Karşılaştırılması ... 87

Tablo 18. Tedarikçi Firmalarının Ciro Payından Aldıkları Yüzde ... 90

(12)

SİMGE VE KISALTMALAR DİZİNİ

ADALINE Adaptive Linear Element

ANFIS Adaptive Neuro-Fuzzy Inference Systems

ANN Adaptive Neural Network

ART Adaptive-Resonance Theory

BCG Boston Consulting Group

BM Bulanık Mantık

BP Back-Propagation

CFCM Contex-based Fuzzy C-means

COM Center of Mean

DMU Decisiong Making Units

ECLAC The Economic Commission for Latin America

EFuNN and dmEFuNN Dynamic Evolving Fuzzy Neural Network FALCON Fuzzy Adaptive Learning Control Network

FCM Fuzzy C-means Clustering

FGP Fuzzy Foal Programming

FIS Fuzzy Inference System

FNN Fuzzy Neural Network

FUN Fuzzy Net

GA Genetic Algorithm

GP Grid Partitioning

GRI Global Reporting Initiative

GSCM Green Supply Chain Management

GUI Graphical User Interface

KAM Kourosh and Arash Model

LT Lukasiewicz – Tarski

MADALINE Many Adaptive Linear Element

MAE Mean Absolute Error

MATLAB Matrix Laboratory

MeOM Mean of Maksima

MIT Massachusetts Institue of Technology

MLP Multi-Layer Perceptron Model

MOM Middle of Maxima

MSE Mean Square Error

NEFCON Neuro Fuzzy Controller

PSO Particle Swarm Optimization

RMSE Root Mean Squared Percentage Error

SC Subractive Clustering

SCM Supply Chain Management

SOM Self Organizing Maps

SONFIN Self Constructing Neural Fuzzy Inference Network SPSS Statistical Package for the Social Sciences

SSCM Sustainable Supply Chain Management

TBL Triple Bottom Line

TSK Takagi-Sugeno-Kang

VLSI Verry-Large-Scale-Integrated

WIA Willmott Index of Agreement

YSA Yapay Sinir Ağı

(13)

GİRİŞ

Bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte, işletmelerin geleneksel pazarlardan, global pazara geçişi kaçınılmaz olmuştur. İşletmelerin, global faaliyetlerini sürdürmek, global pazarda tutunabilmek için rekabet avantajı kazanmak, faaliyetlerini ve faaliyetlerinin sürekliliğini sağlayabilmek adına, tedarik zincirleri boyunca etkinliği ve verimliliği sağlamaları gereklidir (Lin vd., 2009: 6461). İşletme yöneticilerinin

%62’si global pazarda rekabetçi olabilmek için sürdürülebilirlik stratejisi uygulanması gerektiğini düşünmektedir (Haanaes, 2019: 1). Tedarik zincirlerinde, sürdürülebilirlik kavramını gündemine alan işletmeler maliyet avantajı sağlarken, aynı zamanda kurumsal itibar kazanmaktadırlar. İşletmenin, çevre bilinci ile hareket etmesi, çevreye duyarlı olması, insan yaşamı ve alanına zarar vermeyen faaliyetlerde bulunması, sürdürülebilir bir çerçeve ve bakış açısıyla gerçekleştirdiği faaliyetleri sayesinde, marka değeri artmaktadır. İşletmeler, sürdürülebilirlik kavramının bileşenleri arasında uyumlu bir denge sağlamalı ve bu dengeyi korumaya gayret etmelidir. Bu sayede, işletmenin çevresel ve sosyal kaygılara saygı duyarak, ekonomik hedeflerini gerçekleştirmesi söz konusudur. Bu bağlamda, işletmeler tarafından sürdürülebilirlik kavramı kabul görmekle beraber, aynı zamanda bir iş stratejisi haline gelmiştir. BCG/MIT (Boston Consulting Group/ Massachusetts Institue of Technology) tarafından yapılan bir araştırmada, yöneticilerin %90’ı sürdürülebilirliği önemli bulurken, şirketlerin sadece

%60’ının sürdürülebilirliği stratejilerine dahil ettiği sonucuna ulaşılmıştır (Haanaes, 2019: 3). Bu bağlamda, sürdürülebilirlik kavramının giderek önemi artmakta ve sürdürülebilirlik bakış açısı, tedarik zinciri faaliyetlerinde yerini almaktadır.

Günümüz bilişim dünyasında, insan düşünüşüne yakın düşünebilen, öğrenen ve belki de gelecekte kendi kendine karar vermekten de öte, bağımsız olarak gelişebilecek bir sistem söz konusu olacaktır. Bu sebeple, yapay zekâ çalışmalarına yönelimler söz konusudur (Güneri vd., 2010; Damdhani vd., 2013; Asgari ve Abbasi, 2014; Aksoy vd., 2014; Özkan ve İnal, 2014; Okwu ve Tartibu, 2020). Rekabetin çetin olduğu bilişim çağında, işletmeler, rekabet edebilmek adına teknolojik gelişim ve değişimlerden mümkün olduğunca fazla yararlanmak ve çağa ayak uydurmak durumundadırlar.

İşletmelerin, çağa ayak uydurmak ve rekabet avantajı elde edebilmek için stratejilerini sürdürülebilir tedarik zinciri boyunca planlaması ve uygulaması gereklidir. İşletmeler sürdürülebilir tedarik zincirini etkin yönetebilmek adına, işletme ve tedarikçi işletme ilişkilerine önem vermektedirler.

(14)

Sürdürülebilir tedarikçi seçimi, çevre koruma ve sosyal yükümlülük bilincine sahip işletmelerin gündeminde olduğu gibi, işletmelerin sosyal, çevresel ve ekonomik hedeflerine ulaşmaları açısından önemli bir husustur. Yanlış sürdürülebilir tedarikçi firması, işletmenin var olan imajına zarar verebileceği gibi, işletmenin yasal yükümlülükler altında kalmasına neden olabilir. Bu sebeplerle, işletmelerin sürdürülebilir tedarikçi performanslarını tahmin etmekte yüksek doğruluk ile çalışan, güvenilir metodolojiler sağlamak açısından bu çalışma katkı sağlamaktadır. Aynı zamanda, sürdürülebilirlik kriterlerinin belirlenmesi, sürdürülebilir tedarik zinciri yaratmaya yönelik kritik bir adımdır. Bu nedenle, bu çalışmada en etkin sürdürülebilirlik kriterlerinin belirlenmesi için ANFIS metodundan yararlanılmıştır.

İşletmenin, birlikte çalışacağı sürdürülebilir tedarikçi firmasının seçimi sorununa literatürde önerilen çok kriterli karar verme yaklaşımları söz konusudur. Ayrıca, yüksek oranda doğruya yakın seçimler için değişkenler ve alternatifler arasındaki doğrusal olmayan ilişkiyi tespit edebilecek “soft computing” olarak ifade edilen “esnek hesaplama” yaklaşımları da söz konusudur.

Esnek hesaplama yaklaşımları sürekli ve kesin olmayan, olasılıksal veriler ile de çalışabilen bilişim sistemlerini temsil etmektedir. Esnek hesaplama yaklaşımları sezgisel yöntemler, yapay sinir ağları, bulanık mantık, genetik algoritmalar, melez yaklaşımlar ve bazı uygulamaları içeren bir yöntem bilimidir. Daha kısa sürede sonuç elde edilebilen, düşük maliyetli, daha doğruya yakın sonuçlar için öğrenebilen, kolay işlenen, karar almada hızlı olmaları sebebiyle bu yöntemler tercih edilmektedir. Aynı zamanda, belirsizliklerin toleransından faydalanılan esnek hesaplama yöntemlerinde, daha etkin sonuçlar elde edilebilmektedir. Bu sebeplerin varlığı nedeniyle, esnek hesaplama yöntemlerinden, insan beyninin çalışma stilinden esinlenerek geliştirilmiş Yapay Sinir Ağı ve hibrit-nöro bulanık sistemlerden olan, Adaptif Ağ Tabanlı Bulanık Çıkarım Sistemi yöntemleri ile bir uygulama gerçekleştirilmiştir.

Uygulamada, literatür taraması ve karar vericilerin değerlendirmeleriyle sürdürülebilirlik kriterleri belirlenmiştir. İşletmelerin, sürdürülebilir tedarik faaliyetlerini sağladığı sürdürülebilir tedarikçiler, işletmenin satın alma fonksiyonunda yer almakla birlikte, aynı zamanda toplam cirosunun da bir kısmını temsil eden, itici gücüdür. Bu nedenle, çalışmada firma performansları (çıktı değişkeni) ciro payları üzerinden değerlendirilecektir. Girdi (sürdürülebilirlik kriterleri) ve çıktı (ciro payları) değişkenlerinin belirlenmesinin ardından; sürdürülebilirlik kriterleri etkin ve verimli bir model geliştirmek amacıyla, ANFIS metodu ile indirgenmiştir. Sürdürülebilir tedarikçi

(15)

performans tahmini yapmak amacıyla, ANFIS modeli ve YSA modeli geliştirilmiştir.

Performans değerlendirmesi için çoklu regresyon analizi modeli geliştirilmiştir. 𝑅2, MSE, RMSE, MAE, MAPE ve WIA performans parametreleri ile geliştirilen modeller karşılaştırılarak, en başarılı performans tahmini ANFIS modeli olarak analiz edilmiştir.

Bu bakımdan uygulama üç bölümde gerçekleştirilmiştir. Birinci bölümde sürdürülebilirlik kavramı üç boyutu ile beraber incelenerek, sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi (Sustainable Supply Chain Management- SSCM), sürdürülebilir tedarikçi seçim problemi ve çözüm yöntemlerine yer verilmiştir. Son olarak, ANFIS ve YSA metotlarını içeren, tedarikçi seçimi ile ilintili gerçekleştirilmiş literatür araştırması sonuçlarına yer verilmiştir.

İkinci bölümde, bulanık mantık yaklaşımıyla, yapay sinir ağlarının dezavantajlarını gideren sinirsel bulanık sistemler açıklanarak, hibrit-sinirsel bulanık sistemlerden olan ANFIS yöntemine değinilmiştir. Bu bağlamda, ilk olarak bulanık mantık kavramına ayrıntılı olarak yer verilmiştir. Bulanık mantık kavramı çerçevesinde, bulanık küme teorisi, üyelik fonksiyonları ve çeşitleri, bulanık sayı, bulanık çıkarım sistemi kavramları açıklanmıştır. İnsan beyninin öğrenme fonksiyonunu taklit eden yapay sinir ağı sistemine değinilmiştir. Yapay sinir ağını açıklamak adına insan sinir hücreleri, yapay sinir ağı yapısı, yapay sinir ağlarının sınıflandırılması ve yapay sinir ağı modelleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Sinirsel bulanık sistemlerden bahsedilerek, sinirsel bulanık sistemlerden olan ANFIS yöntemi incelenmiştir. Son olarak, sürdürülebilirlik performans tahminlerinin karşılaştırılması için belirlenen performans göstergelerine yer verilmiştir.

Üçüncü bölümde öncelikle çalışmanın amacı ve çalışmanın yönteminden bahsedilmiştir. Verilerin elde edilmesi süreçlerine değinilmiş ve ANFIS modeli geliştirilerek girdi seçimi yapılmıştır. ANFIS modeli ve YSA modeli ile sürdürülebilir tedarikçi performans tahmini gerçekleştirilmiştir. Geliştirilen modelleri karşılaştırmak amacıyla çoklu regresyon analizi yapılmıştır. Belirlenen performans parametreleri değerleri ile geliştirilen modeller kıyaslanmıştır. Son olarak, en başarılı performansı gösteren ANFIS modeli ile sürdürülebilir tedarikçi seçimi yapılmıştır.

(16)

BİRİNCİ BÖLÜM

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİKÇİ SEÇİMİ

Bu bölümde, sürdürülebilirlik kavramı ekonomik, sosyal, çevresel sürdürülebilirlik boyutları ile açıklanarak; sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi, sürdürülebilir tedarikçi seçim problemi ve çözüm yöntemlerine değinilmiştir. Son olarak, ANFIS ve YSA yöntemlerine yönelik tedarikçi seçimi ile ilintili literatür araştırmasına yer verilmiştir.

1.1 Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirlik, Çevresel Sürdürülebilirlik Endeksi raporunda, “sürdürmek” için zaman içinde kendilerini koruyan dinamik sistemlerin bir özelliği olarak anlaşılmakta olup, esas anlam itibariyle, “desteklemek, seyrini sürdürmek veya varlığını sürdürmek anlamına gelir. Bu kavram zamanla genişleyerek, “yiyecek ve içecek ya da yaşam ihtiyaçlarını sağlamak" anlamına gelmiştir (Pezzoli, 1990: 6). Başlangıçta, sürdürülebilirlik terimi ormancılık, balıkçılık ve yer altı sularının kullanımı gibi faaliyetlerde önem kazanmıştır. Bu bakımdan, sürdürülebilirliğin tarihçesi incelendiğinde; sürdürülebilirlik kavramı maksimum sürdürülebilir kesim, maksimum sürdürülebilir verim gibi miktarlar ile ilgilidir. Ormanların büyümesini engellemeden maksimum ne kadar ağaç kesebiliriz? Balıkların neslini koruyarak ne kadar balık yakalayabiliriz? Akifer tabakasını koruyarak ne kadar yer altı suyu kullanabiliriz? Tüm bu soruların cevabı, bize sürdürülebilirliğe dair ipuçları vermektedir (Rogers ve Jalal, 2017: 22). Sürdürülebilir hale getirilmeye çalışılan ormancılık, balıkçılık ve yer altı suyu kullanımı gibi faaliyetler zaman içerisinde değişmekte ve çeşitlenmektedir. Latin Amerika Üyeleri Ekonomik Komisyonu (ECLAC, The Economic Commission for Latin America)’nun iddia ettiği gibi “sürdürülebilir olan ya da sürdürülebilir hale getirilmesi gereken şey, insan durumunun ya da insanların ilgilendiği sosyo-ekolojik sistemin iyileştirilmesi sürecidir. Bu süreç, enerji ve malzeme tüketiminde belirsiz bir büyüme gerektirmeyen bir süreçtir (ECLAC, 2001: 4).

Sürdürülebilirlik kavramı esas itibariyle, 1960’lı yıllarda karşımıza çıkmış olsa da popülerliğini 1987 yılında Brundland raporu ile duyurmuştur. Raporda tam olarak

“bugünün gereksinimlerini, gelecek kuşakların da kendi gereksinimlerini karşılayabilme olanağından ödün vermeksizin karşılamak” olarak ifade edilmiştir (Collin, 2004: 265).

Rapora göre, insanlar temel gereksinimi olan ihtiyaçlarına güvenli ve en uygun yoldan karşılamalıdır. Gelişme mutlak olarak sınırsızdır, ancak gelişmeler sağlanırken çevre

(17)

kaynakları, mevcut teknoloji kaynaklarına ve toplumsal örgütlere baskı halindedir.

Gelişme bu baskılar, teknoloji kaynakları ve toplumsal örgütlere bağlıdır. Gelişme sağlanırken çevre ile arasında bir uyum olmak zorundadır (Bozlağan, 2004: 2).

Brundland raporunda, sürdürülebilirliğin teknik bir anlayış mı yoksa, düzenleyici bir fikir olarak mı yer aldığı tartışılmamıştır. Sonuç olarak sürdürülebilirlik anlayışı, Brundland raporunda, parçalanmış ve çoğunlukla tek boyutlu olarak çevre boyutu ile irdelenmiştir. Özellikle sosyal konuların ve diğer üç boyutun (çevre, ekonomik, sosyal) ilişkisinin daha fazla araştırılması ve entegre edilmesi gereklidir (Seuring ve Müller, 2008: 1706).

Birleşmiş Milletler örgütü tarafından 1987 yılında yayımlanmış olan “Ortak Geleceğimiz” isimli raporda, ekonomik kalkınma için çevre politikaları ile beraber bütünleşik bir çalışma dosyası önerilmiştir. Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu (WCED, The World Commission on Environment and Development)’nun yayınladığı raporda belirtilmiş olan çevrenin bozulma hızının artarak devam etmesi halinde ekonomik büyümenin devam etmeyeceği öngörülmüştür (WCED, 1987: 43). Rapora göre net milli gelir, kişi başı gelir hesaplanırken çevresel bozulmaların önüne geçmek maksadıyla hesaplamalara, çevreyi bir sermaye gibi düşünerek, dikkate alınması gereken bir unsur olarak düşünülmelidir (Lipsey vd., 1990: 354). Bu sayede, gelecek nesillere yaşanabilecek bir çevre bırakılması sağlanabileceği hususu üzerinde durulmuştur. Sürdürülebilirlik sayesinde hem çevresel hem ekonomik hem de sosyal olarak denge içerisinde, bugünü ve geleceği göz önüne alarak, şimdiki kuşakların ve gelecek kuşakların toplumsal refah göz önünde bulundurulur (Kaya, 2010: 77).

Statik ve Rands sürdürülebilirlik kavramını “bir veya birden fazla varlığın, bireysel veya toplu olarak, uzun zaman dilimleri boyunca (değişmeden ve evrimleşmemiş terimlerle) var olma yeteneği, varlıkların diğer toplulukların (kolektivitelerin) varlığına ve gelişmesine ilgili seviyelerde ve ilgili sistemlerde izin verecek şekilde” olarak açıklamaktadır (Starik ve Rands, 1995: 909). Shrivastava ise sürdürülebilirlik kavramını, “kaynak tükenmesi, enerji maliyetindeki dalgalanmalar, ürün yükümlülükleri, kirlilik ve atık yönetimi ile ilgili uzun vadeli riskleri azaltma potansiyeli” olarak tanımlamaktadır (Shrivastava, 1995a; 955).

Elkington tarafından açıklanan birbiri ile yakından bağlantılı, “sürdürülebilirliğin yedi devrimi”, sürdürülebilirlik yaklaşımının etkilediği yedi devrimsel alanı ifade etmektedir. Elkington, “sürdürülebilirliğin yedi devrimi” ile sürdürülebilir kapitalizme geçişin, türümüzün müzakere etmek zorunda kalacağı en karmaşık geçişlerden biri

(18)

olacağını düşünmektedir. Hükümetlerden veya sivil toplum kuruluşlarından daha çok sayıda işletmelerin yer aldığı bir ortamda bu dönüşüm, oldukça zordur. Aşağıda Tablo 1’de sürdürülebilirlik yaklaşımının etkilediği alanlar yer almaktadır (Elkington, 2017:

3).

Tablo 1. Sürdürülebilirlik Yaklaşımının Etkilediği Yedi Alan

Eski Paradigma Yeni Paradigma

Pazar Uyum Rekabet

Değerler Sert Yumuşak

Şeffaflık Kapalı Açık

Yaşam Çevrimi Teknolojisi Ürün Amaç

Ortaklıklar Yıkıcı Ortak yaşam

Zaman Geniş Uzun

Kurumsal Yönetim Özel Kapsayıcı

Kaynak: Elkington, 2017 :3

1) Pazar: Elkington, kumlu ve nemli bir toprak üzerine inşa edilmiş bir şehirde gerçekleşen deprem ile toprağın tiksotropik etki göstererek, tüm şehri yutabileceğini ifade etmiştir. Tiksotropik etki, maddelerin hareket etmeleri halinde sıvılaşma, jöleleşme eğilimi göstermelerini ifade etmektedir. Pazarların da tiksotropik hale gelebileceğini, adeta bir bataklık gibi, ekonomik depremlerle, endüstrileri ve şirketleri yutacağını ön görmüş ve bu çetin rekabet koşullarında hayatta kalmanın yolunu, Üçlü Performans Kavramı (TBL, Triple Bottom Line) yaklaşımı ile hareket etmek olduğunu belirtmiştir. Bu bağlamda, işletmelerin rekabet ortamında ekonomik, sosyal ve çevresel performanslarını arttırmanın yollarını bulmaları, gelecekte hayatta kalmalarının anahtarıdır.

2) Değerler: Dünyada yaşanacak değişimlerden biri insan ve toplum değerleridir. Bu değişimlere ayak uydurmanın önemi üzerine duran Elkington, değerlerin her kesimi etkileyen en güçlü oluşumun (programlamanın) ürünü olduğunu söylemektedir.

Dünya üzerindeki değerlerin değişimine ayak uyduramayan işletmeler, toplumun tiksotropik hale gelmesiyle, yıkıma uğrayabilmektedirler.

3) Şeffaflık: Uluslararası şeffaflık giderek artarken, işletme dünyasında iş dünyası düşünceleri, işletmenin öncelikleri, taahhütleri ve işletme faaliyetleri de şeffaflık kazanacak ve toplum tarafından daha yoğun bir şekilde incelenecektir. Bu şeffaflık süreci, uydu televizyonundan internete, yeni değer sistemlerinin ve farklı bilgi teknolojilerinin bir araya gelmesiyle sağlanmaktadır. Birçok geleneksel otorite biçiminin çöküşüyle beraber paydaşlar, işletmenin bugüne dek ne yaptığı, gelecekte ne yapmayı planladığına dair daha fazla bilgi talep etmektedir. Giderek artan şekilde, bu bilgiler, rakip işletmelerin performanslarının karşılaştırılması için de

(19)

kullanılmaktadır. TBL temelleri üzerine inşa edilen Küresel Raporlama İnisiyatifi (GRI, Global Reporting Initiative) bu eğilimin en güçlü sembollerindendir.

4) Yaşam Çevrimi Teknolojisi: Şirketler, tarımsal ve endüstriyel faaliyetlerinin çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri hakkında veya ürünlerin transit kullanımı sonucu, faydalı ömürleri sona erdikten sonra etkileri hakkında, toplum tarafından sorgulanmaktadırlar. Sürdürülebilirlik yaklaşımına odaklanmış işletmeler, hammaddenin, nihai ürün döngüsü ve sonrası, tüm süreçlerinde geri dönüşüme ve atık yönetimine önem göstermektedirler.

5) Ortaklıklar: Şirketler, kendi aralarında veya bazı önde gelen kampanya gruplarıyla beraber, yeni ortaklık biçimleri geliştireceklerdir. İşletmelerin birbiri ile yıkıcı etki gösteren ilişkileri, başarıyı elde edebilmek adına yeni ilişkiler geliştirerek, ortak yaşam gayesine dönüşecektir. Kampanya gruplarının, aynı endüstri hatta aynı şirketle/şirketlerle aynı anda meydan okuma ve çalışma şeklinde, yeni ilişkileri söz konusu olacaktır.

6) Zaman İşletmelere dair bilgilere ve son haberlere ulaşmak, artık dünyanın bir ucundan bir ucuna, saniyeler içerisinde gerçekleşmektedir. Giderek daha fazla bilgiyle beraber, şu anki zamanın giderek genişlemesi (artması), zaman boyutunun da genişlemesini ifade eder. Sürdürülebilirlikle beraber, zaman kavramı, daha

“geniş” zaman yerine, daha “uzun” zamana doğru devinim göstermektedir.

Yöneticilerin, işletme stratejilerini belirlerken, rekabet etmenin ölçeği daha uzun zamanları kapsamaktadır. Zamana dayalı bu rekabetle beraber, tam zamanında gibi tekniklerle oluşturulan platformlarda rekabet eden işletmeler, iş düşüncelerini ve iş stratejilerini planlamada “uzun zaman” boyutunda gerçekleştirmektedirler.

7) Kurumsal Yönetim Kurumsal yönetim sayesinde, sürdürülebilirliğin etkilediği diğer altı alan yönetilmektedir. İşletme yönetim kurulu ve yöneticiler sayesinde, sürdürülebilirlik anlayışının benimsenmesi ve diğer altı sürdürülebilirlik kriterinin yönetimi ile gelecekte şirketin konumunu iyileştirmek ve şirket açısından doğu ve isabetli kararlar almak mümkündür. Ekonomik, sosyal ve çevre perspektifleri açısından denge nasıl belirlenmeli? İşletme faaliyetlerinde hangi iş neden yapılmalı?

Paydaşlar ve diğer kar ortakları arasındaki denge nasıl sağlanmalı? vb. soruların cevabı ile şirketin devamlılığını sağlayacak kritik kararların, sürdürülebilir bir kurumsal yönetim ile sağlanacaktır.

(20)

1.1.1 Üçlü Performans Kavramı

Üçlü performans kavramı John Elkington tarafından 1994 yılında ileri sürülmüştür. Triple Bottom Line olarak ifade edilen TBL kavramı, tam olarak işletmelerin sosyal, ekonomik ve çevresel kategorileri göz önünde bulundurularak, sürdürülebilir bir çevre düşüncesine dayanmaktadır. Örgütsel performansın ekonomik bakış açısı, çevresel kalite ve sosyal adalet olmak üzere, TBL kavramının üç çizgisini tanımlar (Elkington, 1997: 72). TBL’nin tam olarak açılımı üçlü alt çizgi anlamına gelmektedir. TBL kavramı ile işletmelerin karar alırken sadece kar maksimizasyonu (ekonomik) ile ilgili olmaması gerektiği aynı zamanda çevresel faktör ve sosyal faktörleri de dikkate alması gerektiği ile ilgili bir yaklaşımdır (Winkler vd., 2015: 484).

TBL yaklaşımı daha fazla şeffaf ve daha geniş bir bakış açısı ile karar verme süreçlerine yardımcı bir çerçeve sağlar. TBL süreçlerine işletme içinde çalışanlar, işletme dışında dış paydaşlar gibi katılabildiklerinden, işletme hakkında bilgilenme ve diğer işletme paydaşları ile ilişkilerini de geliştirme şansına sahip olmaları söz konusudur (Roy ve Mitra, 2015: 34). Aşağıda Şekil 1’de John Elkington tarafından önerilen TBL yaklaşımı gösterilmiştir.

Şekil 1. TBL Yaklaşımının Gösterimi

TBL bakış açısına, Dyllick ve Hockerts tarafından farklı bir bakış açısı geliştirilerek; sürdürülebilirlik kavramı için üç durum ve altı kriter önermişlerdir.

İşletme, doğa ve sosyal olmak üzere belirlenen üç durum TBL’yi yansıtırken, ekonomik verimlilik, ekonomik etkililik, sosyal verimlilik, sosyal etkililik, yeterlilik ve ekolojik eşitlik olarak belirlenen kriterler ise işletmeler uzun dönem ve kısa dönem olmak üzere stratejiler geliştirmek için kullanılabilmektedir (Dyllick ve Hockerts, 2002: 136).

İşletmeler açısından sürdürülebilir kalkınma, gerçek manasından çok uzaklaşmadan

“kurumsal sürdürülebilirlik” kavramı ile açıklanmıştır. Dyllick ve Hockerts’e göre kurumsal sürdürülebilir işletmeler faaliyetlerini, gelecekteki var olma hallerini riske etmeden gerçekleştirmektedir. İşletmelerin çalışanları, ortakları, tedarikçi ilişkileri, müşterilerinin ihtiyaçları karşılanırken, işletmenin gelecek yıllarda faaliyet göstermesine

Sosyal

Çevresel Ekonomik

Sürdürülebilirlik

(21)

engel oluşturmayacak bir yapıda oluşturulmalıdır. (Dyllick ve Hockerts, 2002: 131). Bu bağlamda, sürdürülebilir kalkınma kavramının, işletme düzeyindeki hali, sürdürülebilirlik kavramı olarak tanımlanmıştır.

Şekil 2. Kurumsal Sürdürülebilirlik Gösterimi Kaynak: Dyllick ve Hockerts, 2002: 141

Yukarıdaki çerçevede ekonomik verimlilik ve sosyal verimlilik kavramları, işletmenin değer yaratma, toplumsal ihtiyaçları karşılama, işletmenin yaşam kalitesini koruma ve iyileştirme, rekabetçi fiyatlı ürün ve hizmet sunma yeteneği ile ilişkilidir.

Aynı zamanda sosyal verimlilik kavramı sayesinde, istihdam yaratma ve bağışlar gibi olumlu sosyal etkilerin en üst düzeye çıkarılması söz konusudur. İşletmenin mal ve hizmetleri sayesinde, olumsuz çevresel ve sosyal etkilerin azaltılması mümkündür. Bu bağlamda ekonomik verimlilik ve sosyal verimlilik kavramı, ekonomik sürdürülebilirliği arttırmak ile ilişkilidir (Dyllick ve Hockerts, 2002: 142). Üçlü alt çizgi kavramı ile hem karlılığı hem de hissedar değeri ile sosyal, insani ve çevresel sermayesi de dahil olmak üzere, şirketin değerlerinde artış gerçekleşmektedir. Sürdürülebilirlik, işletmelerin finansal tablolarına olumlu olarak yansır ancak anlamlı bir finansal tablo gibi rakamsal olarak ifadesi söz konusu değildir. Tüketici faydalarını veya topluluk faydalarını rakamsal olarak hesaplayabilmenin bir yolu henüz yoktur ve açıklaması güçtür (Weber ve Savitz, 2006: 8).

1.1.1.1 Ekonomik Sürdürülebilirlik

Ekonomik sürdürülebilirlik, işletmelerin sermayelerini koruyarak, ekonomik perspektifde kullanımı ile faaliyetlerini sürdürmesi olarak ifade edilmektedir (Nemli, 2004: 81). Kaynak temelli bakış açısına sahip firmalar, kaynaklarını etkin bir şekilde kullanarak, ekonomik sürdürülebilirliğe erişebilirler. Barney, işletmenin tüm varlıklar, yetenekler, organizasyonel süreçler, işletme nitelikleri, bilgi ve enformasyon gibi işletme kaynaklarının etkinliği ve verimliliği arttıracak şekilde, stratejilerin uygulanması halinde, işletmelerin ekonomik sürdürülebilirliğe erişebileceklerini düşünmektedir

(22)

(Barney, 1991: 101). Ekonomik olarak sürdürülebilirlik, devamlı mal ve hizmet üreten, sektörel tutarsızlıklardan uzak, üretim ve tüketim boyutu ile aşırılıklardan uzak, iç ve kamu borcu olarak borç yönetimini koruyabilen ve yönetebilen bir süreci gerektirir (Sarıkaya ve Kara, 2007: 224).

1.1.1.2 Sosyal Sürdürülebilirlik

Sosyal sürdürülebilirlik doğal kaynakların etkin ve verimli kullanılarak, boşa harcanmadan, gelecek kuşakların bugünün kaynaklarını kullanma hakkına sahip olduğu bilinci ile hareket etme düşüncesini benimsemektedir (Nemli, 2004: 26). Sosyal sürdürülebilirlik, şirketin sosyal amaçlarının, toplumun çıkarları ile uyumlu olmasını sağlayan sürdürülebilirliğin finansal olmayan bir boyutudur. Aynı zamanda, kurumsal sosyal sorumluluk öğelerini de içerir (Rezaee vd., 2019: 233-235). Sosyal açıdan ise hizmetlerin dağıtımlarında eşitlik, yeterlilik, cinsiyet eşitliği gibi kavramları göz önünde bulunduran bir sistem akla gelmelidir (Sarıkaya ve Kara, 2007: 224).

1.1.1.3 Çevresel Sürdürülebilirlik

Çevresel sürdürülebilirlik, işletmelerin faaliyetlerini doğal kaynakları koruyarak, ekosistemlere zarar vermeden, tüm bu kaynakların kullanımında gereken özen ve hassasiyetin gözetilmesi bilinci ile hareket etme düşüncesini benimsemektedir (Nemli, 2004: 27). Çevresel açıdan, yenilenebilir kaynakların aşırı kullanımından uzak, yenilenemeyen kaynakların ise gerek kullanımlarının sınırlandırılması gerek ikamelerin yapılması ile kaynak israflarının önüne geçerek kaynakları koruyan bir sistem düşünülmelidir (Sarıkaya ve Kara, 2007: 224).

1.2 Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi

1900’lü yıllarda sanayileşme ile beraber Frederick Taylor’un Bilimsel Yönetim Kuramı (1911) ve Henry Gantt’ın Gantt çizelgesi (1910) gibi çalışmalar sayesinde, üretim yönetimi bir bilim haline gelmiştir. George Elton John Mayo (1924) Hawtorne Araştırmalarında, “insan ilişkileri” ifadesini kullanmıştır. Bu ifadenin otomotiv alanında kullanılmasıyla, montaj hattı araştırmalarına olan ilgi artmıştır. Henry Ford’un Ford fabrikalarına getirdiği kitle üretimi (fordist üretim) sayesinde de mükemmele ulaşmışlardır (Elagöz, 2006: 44). 1960’lı yıllarda, lojistik faaliyetlerinin sağlayabileceği imkanların fark edilmesiyle beraber, tedarik zinciri sayesinde maliyetlerin nasıl azaltılabileceği ve bilişim araçlarının nasıl kullanılabileceği hususunda bir aydınlanma yaşanmıştır. 1970’li yıllara gelindiğinde Malzeme İhtiyaç Planlaması ile beraber işletmenin içinde bulunduğu tüm iç ve dış sistemlerin lojistik faaliyetlerini beraber

(23)

yürütmüşlerdir. 1980’li yıllarda, çevresel koşulların işletmeler için zorlaşması ile birlikte, küresel rekabet artmıştır. İşletmeler daha düşük maliyet ile daha kaliteli ürünler üretmek arayışındadırlar. Üretimde etkinlik ve verimliliği arttırmak üzere stratejik ortaklıkların da olduğu bir döneme girilmiştir. 1990’lı yıllara gelindiğinde, gerekli olan mal ve hizmetlerin tedarikçi işletmelerden alınmasının öneminin artması söz konusudur.

İşletmeler ürünlerini doğru yer, doğru zamanda, nihai alıcısının istediği şekil ve miktarla ulaştırmanın öneminin farkına vardığı bu dönemde ve günümüzde tedarik zinciri yönetiminin önemi benimsemişlerdir (Handfield ve Nicholas, 1999: 42). Bu bakımdan, 1980’li yıllardan itibaren tedarik zincirinin yönetimine dair önemin artmış olduğu söylenebilir. Tedarik zincirinde yönetimin başarılı veya başarısız olduğu durumu, nihai tüketici belirlemektedir. Tüketicinin doğru ürünü, doğru zaman, doğru yerde ulaşabiliyor oluşu, başarının bir çeşit simgesidir (Christopher ve Towill, 2001:

234).

Tedarik zinciri yönetimi, işletmede hammadde temini ile başlayan satın alma işlemleri, üretim, üretilen ürünlerin dağıtımı, ürünlerin satışı, ürünlerin pazarlanması, müşteri hizmetleri ve tüm süreç boyunca var olan bilgi akışı gibi adımları ifade eder. Bu adımların, işletmeye fark yaratması (katma değer sağlaması) söz konusudur (Stock ve Boyer, 2009: 705). Bu bağlamda tedarik zinciri yönetimi, tedarik zincirindeki ilk üye olan tedarikçiden başlayan bu serüvenin son tüketiciye varana dek tüm ileri ve geri akışlarının kontrolü, denetimi ve yönetimi olarak ifade edilebilir. Aşağıda Şekil 3’de geleneksel bir tedarik zincirinin gösterimi mevcuttur.

Şekil 3. Geleneksel Tedarik Zinciri Yönetiminin Gösterimi Kaynak: Chuang ve Shaw, 2000: 150

Başarılı bir tedarik zinciri yönetimi ile işletmeler, maliyetlerin azaltmak, karlılığı arttırmak, rekabet gücünü arttırmak, işletme değerini yükseltmek, pazar değişikliklerine olan duyarlılığı arttırmak, pazar payını arttırmak, müşteri hizmet verimliliğini artırmak, talebe duyarlılığı arttırmak ve stok maliyetlerini azaltmak isterler. Aynı zamanda artan rekabet ile beraber, daha çok küreselleşen tedarik zincirlerinde üretim süreçleri dünya çapında globalleşmiştir. Bu bağlamda, tipik bir tedarik zincirinde yer alan şirket sayısında artışlar söz konusu olmaktadır. Üretilen ürünün değeri doğrultusunda,

(24)

üretimin farklı aşamalarında ortaya çıkan çevresel, sosyal ve ekonomik yükler artmaktadır (Seuring ve Müller, 2008: 1699). Bu sebeple işletmeler, etkin ve verimli tedarik zincirine, eskisine nazaran daha çok ihtiyaç duymaktadır.

Şirketlerin, tedarik zinciri yeteneklerini tanımlayan kararlar alabilecekleri beş alan vardır. Bu alanlar ürün, envanter (stok), lokasyon, ulaşım ve bilgidir. Etkili tedarik zinciri yönetimi için, öncelikle her bir bileşeninin yönetimi ve bileşenlerin nasıl çalıştığının anlaşılmasını gerektirir. Tedarik zinciri yönetiminin her elemanı direkt olarak tedarik zinciri yönetimini etkileme ve belirli yetenekleri etkinleştirme becerisine sahiptir. Ürünün ne olduğu, nasıl ve ne zaman üretileceği gibi bilgiler, envanterin ne kadar yapılacağı ve ne kadar saklanacağı gibi bilgiler, ürünü ne zaman ve nasıl taşınacağına dair bilgiler, en iyi nasıl ve nereye ulaştırılacağına dair bilgiler, tedarik zinciri yönetiminin etkinliğini değiştirmektedir.

Tedarik zinciri yönetiminde alınabilecek olan kararlar, hiyerarşik olarak farklı seviyelerde yer almakla beraber bu mantalite çok seviyeli yaklaşım olarak ifade edilmektedir. Tedarik zinciri yönetimi, çok seviyeli yaklaşım bakımından ele alındığında stratejik kararlar, taktik kararlar ve operasyonel kararlar olarak incelenmektedir. Stratejik seviyede alınan kararlar, işletme için uzun vadeli getirisi olan kararlar olarak tanımlanmaktadır. İşletmenin depolama miktarları, depolama kapasiteleri, depolama yerleri, ürün akışı ile ilgili alınan kararlar, stratejik seviyede alınan kararlardandır. Taktik seviyede alınan kararlar ise ödeme, üretim, işletmenin envanter politikası, lojistik stratejileri gibi üç ay ile bir yıl arasında yeniden alınması gerekli kararları ifade etmektedir. Operasyonel kararlar ise işletmenin günlük olarak aldığı kararları tanımlamaktadır. Bunlara örnek olarak, işletmenin planlama, ürünlerin teslimatlarının zaman tahminleri, ürün yükleme ve ürün boşaltma, ürün rotalama gibi kararlar verilebilir (Karadelioğlu, 2006: 35). Rekabetin artışı ile beraber, tedarik zinciri yönetimi giderek güçleşmiştir. Günümüz rekabet dünyasında, işletmelerin tedarik zincirinde sosyal ve çevresel çerçeveyi ihmal etmesiyle beraber yaşanan kayıplar, işletmelerin hayatta kalmalarına risk teşkil etmektedir. İşletmelerin, tedarik zinciri boyunca aldıkları tüm kararlar, işletmelerin hayatta kalmalarına engel oluşturan seviyeye geldiğinde, yeni arayışlar söz konusu olmuştur. Bu bağlamda, tedarik zincirinde sadece ekonomik kaygıların dikkate alınmadığı, aynı zaman da sosyal ve çevresel kaygılara da yer verilen bir gelişim söz konusu olmuştur. Ekonomik, sosyal ve çevresel kaygıların dikkate alınarak gerçekleştirilen tedarik zinciri faaliyetleri, sürdürülebilir tedarik zinciri metodolojisinin temeli olmuştur.

(25)

İşletmelere rekabet avantajı kazandıran, sürdürülebilir tedarik zincirinin kavramsal metodolojisi hakkında en geniş çalışma Seuring ve Müller’ın 2008 yılında yapmış olduğu çalışmadır. Seuring ve Müller, sürdürülebilir tedarik zincirini “Tedarik zinciri boyunca şirketler arasındaki iş birliği, sürdürülebilir kalkınmanın üç boyutundan, yani ekonomik, çevresel ve sosyal, müşteri ve paydaş taleplerinden kaynaklanan hedefleri dikkate alarak, malzeme, bilgi ve sermaye akışlarının yönetimi” olarak tanımlamaktadır (Seuring ve Müller, 2008: 1700). Bu çalışmaya göre, sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi için, sürdürülebilir kalkınmanın üç boyutunu ihtiva eden ekonomik, çevresel ve sosyal hedefleri yerine getirirken, işletmeler aynı zamanda malzeme, sermaye ve bilgi akışını da yönetirler.

Tedarik zinciri içerisinde sürdürülebilirlik, işletmeler açısından büyük önem taşımaktadır. İşletmenin hayatta kalması ve başarısı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir (Teece vd.,1997: 527). Sosyal, ekonomik ve çevre faktörlerini göz önünde bulundurarak yapılan tedarik zinciri yönetimi ile en kötü ihtimal dahilinde bile kar elde ederken, sosyal veya doğal sistemlere net bir zarar vermez (Pagell ve Wu, 2009: 38). TUSIAD tarafından paylaşılan rapora göre, bir işletmenin tedarik zincirinde sürdürülebilirliğin sağlanması için gerekli yedi kıstas mevcuttur. Bu kıstaslar kararlılık gösterme, politika oluşturma, süreçleri tanımlama, tedarikçileri sınıflandırma, denetleme, iyileştirme, performans değerlendirme ve iletişim kurma olarak ifade edilebilir (Web, TUSIAD, 2020).

Kararlılık gösterme: İşletmelerin misyon, vizyon ve hedeflerini sürdürülebilir şekilde kararlaştırmasıdır. İşletmeler tüm bu süreçleri sürdürülebilir olacak şekilde revize etmelidir. Örgüt içinde veya dışında sürdürülebilirliğe karşı alınan revizelere direnç halinde, işletme yönetimi gereken özveri, çalışma ve istekliliği göstermelidir.

İşletmenin çalışanları ve yöneticileri tarafından sürdürülebilirlik adına alınan kararlar sahiplenilmeli ve bu hususta kararlı olunmalıdır.

Politika oluşturma: Hedef ve stratejilere entegre edilmiş olan sürdürülebilirlik kararlarına yönelik işletme politikalarının varlığını ifade etmektedir.

Süreçleri tanımlama: Kararlılık gösteren ve sürdürülebilirlik kararlarına istinaden politikalar oluşturan işletmenin üçüncü adımı, süreçlerin düzenlenmesi ve tanımlanması olacaktır. Örneğin şirketin gerçekleştirdiği satın alma kararlarının sürdürülebilirlik açısından revizelere uğraması halidir. Şirket içinde iş bölümü ve görev tanımlamalarının düzenlenmesi ve değiştirilmesi de söz konusudur.

(26)

Tedarikçileri sınıflandırma: İşletmenin faaliyette bulunduğu tedarikçilerin kritik, risk gibi kıstaslar arasında sınıflandırılması halinde, işletme stratejik öneme sahip, çeşitli riskler anlamında düşük riskli tedarikçiler ile çalışmayı tercih etmektedir.

Denetleme: İşletme, denetleme sayesinde belirlemiş olduğu sürdürülebilir tedarik zinciri hedeflerine ulaşıp ulaşmadığı hususunda bilgilere sahip olacaktır.

İşletmenin çalıştığı tedarikçilerin performansları bu hususta önemlidir.

Sürdürülebilirliğin gerektirdiği kriterler açısından bir denetleme söz konusudur.

İyileştirme: Denetim aşamasından sonra herhangi bir iyileştirme hali gerekli olabilmektedir. İşletmelerin, çalışılan tedarikçi açısından iyileştirme halinin gerekli olabileceği gerçeğinin bilincinde olmalıdır. Bu hususta işletmeler, tedarikçi iyileşme programlarına direnç göstermemelidir.

Performans değerlendirme: Sürdürülebilir tedarik zinciri ölçütlerine uygunluğu ve performans değerlendirilmesi maksadıyla, tedarikçilerin performans değerlendirilmesi yapılmaktadır.

İletişim kurma: Tüm süreçler içerisinde yer alan iletişim kurma aşaması sayesinde, tüm süreçlerin etkinliği ve verimliliği artmaktadır. İletişim kaynaklarındaki eksiklik veya aksaklıkların giderilmesi, geliştirilmesi için gereken faaliyetlerin sürdürülmesi hususu önemlidir.

Sürdürülebilirliği sağlamak adına yedi kıstasın, işletme içinde etkin yönetimiyle birlikte, bu kıstaslara uygun tedarikçilerin belirlenmesi önemli bir husustur. Zimmer vd.

tarafından önerilen sürdürülebilir tedarik zinciri çerçevesinde sürdürülebilir tedarikçi seçimi, tedarikçinin sürekli olarak değerlendirilmesi ve tedarikçi geliştirme süreci olmak üzere üç aşama söz konusudur (Zimmer vd., 2015: 3). Sürdürülebilir tedarikçiler seçildikten sonra, tedarikçilerin seçimden sonra izlenmesi ve değerlendirilmesi, tedarikçi seçim sürecinden sonra süregelen ve tedarikçi seçimi ile bağlantılı bir aşamadır. Sürdürülebilir tedarikçi, sürdürülebilirliğin üç boyutu dikkate alınarak, ihtiyaçlara uygunluğu ve performans iyileştirmesi için, sürekli değerlendirmeye tabi tutulmaktadır (Hervani vd., 2005: 331-334; Ragazzi vd., 2012: 420; Zimmer vd., 2015:

3).

Aşağıdaki Şekil 4’de görüldüğü üzere, tedarikçi geliştirme süreci, geliştirilecek tedarikçilerin belirlenmesi, değerlendirmesi ve gelişim faaliyetlerinin belirlenmesi adımlarını içeren bir süreçtir. Tedarikçi geliştirme programına ihtiyaç, üst yönetim tarafından belirlenmektedir. İşletmenin rekabetçi konumunu iyileştirmek ve rekabet zorluklarının üstesinden gelebilmek arzusu ile bu uygulamayı gerçekleştirmektedir.

(27)

İhtiyaç belirlendikten sonra kalite iyileştirme, maliyet azaltma, güvenilir teslimat gibi performans arttırıcı bir dizi aktivite belirlenmektedir. Bu aktivitelere yönelik geliştirilen faaliyetler belirlendikten sonra uygulamaya konmaktadır (Hahn vd., 1990: 4). Tedarikçi geliştirme süreci, seçilme aşamasındaki tedarikçinin performansını değerlendirme aşamasında, seçilen tedarikçinin performansını değerlendirme aşamasında veya sürdürülebilir tedarik zincirinin performansını değerlendirme aşamasında yer almaktadır (Hahn vd., 1990: 5; Zimmer vd., 2015: 3).

Şekil 4. Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Gösterimi

Kaynak: Hahn vd., 1990: 5; De Boer vd., 2001: 79; Hervani vd., 2005: 331- 334; Ragazzi vd., 2012: 420; Zimmer vd., 2015: 3

1.3 Sürdürülebilir Tedarikçi Seçim Problemi

Tedarikçi seçimi, satın alma işlevlerindeki en önemli faaliyetlerden biridir.

İşletmede, satın alma kararını veren yöneticilerin en önemli endişelerinden biri, işletmenin misyon ve vizyonuna uygun, en doğru ve rekabetçi tedarikçileri aramak, onlarla etkili ilişkiler geliştirmektir. Günümüzde tedarikçi seçim süreci bir şirket için oldukça karmaşıklık gösterir ve bu seçim kararı işletme açısından oldukça önem taşımaktadır. Satın alma işlevinin artan önemi ile birlikte satın alma kararlarının da öneminin arttığı söylenmektedir. Dünya küreselleşirken ve endüstri pazarındaki rekabet hızlanırken, satın alma süreci sebebiyle, işletmeler tedarikçisine giderek daha fazla bağımlı hale gelmektedir. Müşteriler arasında tercihlerin hızla değişmesi sebebiyle, tedarikçilerin seçim süreci daha geniş kriterler bazında değerlendirilmeye tabi olmakla birlikte; işletmelerin daha hızlı bir seçim sürecine girmesini gerektirmektedir (De Boerr vd., 2001: 75). Tedarikçi seçiminin yanlış yapılması halinde doğrudan veya dolaylı

Mevcut tedarikçinin değiştirilmesi İhtiyaçların

belirlenmesi

Kriterlerin Belirlenmesi

Değerlendirme ve Yeterlilik

Değerlendirme Seçim Sürdürülebilir Tedarikçi Seçimi

Geliştirilecek faaliyetlerin

seçilmesi Değerlendirme ve

faaliyetlerin belirlenmesi

Tedarikçi Geliştirme Süreci

Tedarikçinin Sürekli Değerlendirilmesi

Tedarikçi Geliştirme Süreci Tedarikçi Geliştirme Süreci

(28)

olarak ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmak mümkündür. Bu haliyle, doğru sürdürülebilir tedarikçi seçimi bir işletmede satın alma işlevinin en mühim bileşenlerinden sadece bir tanesidir. Doğru tedarikçi seçimiyle, şirketin rekabet gücünü arttırarak, müşteri memnuniyeti gibi ulaşılmak istenen hedeflere ulaşmayı sağlayacaktır.

Tedarikçi seçimi ile ulaşılmak istenen hedef ile tedarikçi uyumunun sağlandığı ve en düşük maliyetle, maksimum verim alınan bir ilişki optimal bir seçim olarak ifade edilecektir (Özbek, 2016: 65).

Etkin sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimini sağlamak için sürdürülebilir tedarikçi seçiminin önemi büyüktür. Tedarikçi seçimi yapılırken, performans değerlendirme kıstasları, sürdürülebilirlik perspektifinden faydalanılarak gerçekleşmektedir. Tedarikçi seçiminde sosyal, ekonomik ve çevre kıstasları dikkate alınarak gerçekleştirilen seçim, sürdürülebilir tedarikçi seçim problemi olarak ifade edilmektedir. TBL yaklaşımının sosyal, ekonomik ve çevre olmak üzere tüm çizgileri, birbiri ile uyumlu ve etkileşimlidirler, bu bağlamda aralarındaki dengenin sağlanması önemlidir (Nemli, 2004: 14).

Sürdürülebilir tedarikçi seçimi süreci, birtakım aşamalardan oluşmaktadır.

Öncelikle işletmenin ihtiyaçlarının belirlenmesi gerekmektedir. İhtiyaçlara uygun kriterlerin belirlenmesinin ardından, geleneksel seçim sürecindeki değerlendirmenin yanı sıra, tedarikçi izleme ve geliştirme süreci gerçekleşmektedir. Tedarikçilere yönelik ön değerlendirmenin ardından, sürdürülebilir tedarikçi seçiminde dikkate alınan sürdürülebilirliğin alt boyutları açısından en iyi performansı gösteren tedarikçi seçimi yapılmaktadır (De Boer vd., 2001: 79).

Şekil 4. Tedarikçi Seçim Süreci Kaynak: De Boer vd., 2001: 79

İşletmelerin tedarikçi seçimlerinde sürdürülebilirlik kavramını dikkate alarak seçim yapmaları hali ile seçim süreci daha fazla karmaşıklaşmaktadır. Yanlış tedarikçi

Teklif analizi Sipariş tahsisi Kriter Sayısı?

Tüm tedarikçi denetim kriterleri gerçekten gerekli mi?

Satın al / Satın alma?

Tedarikçi sayısı?

Mevcut tedarikçinin değiştirilmesi?

İhtiyaçların Belirlenmesi

Kriterlerin Belirlenmesi

Değerlendirme ve Yeterlilik

Değerlendirme ve Seçim Teklif listesi Onaylı satıcılar

(29)

seçimi sebebiyle, işletmeye ürünlerin geri çağrılma, garanti maliyetlerin artması ve ilgili envanter ayarlamalarındaki tutarsızlıklar nedeniyle milyonlarca zarara neden olabilmektedir. İşletmenin itibarının zedelenmesi söz konusu olduğu gibi, bu sayede gelecekteki satış potansiyeli tüm bu durumlardan muhakkak etkilenecektir.

Sürdürülebilir tedarikçi seçimi bu denli önemli bir karar problemi özelliği gösterirken, en doğru karar için literatürde tedarikçi seçiminde kullanılan pek çok model öngörülmüştür.

1.4 Sürdürülebilir Tedarikçi Seçim Problemi Çözüm Yöntemleri

Bu bölümde, sürdürülebilir tedarikçi seçim yöntemleri bahsedilmeden önce, temel alınan tedarikçi seçim yöntemlerine yer verilmiştir. Bu bağlamda, bölüm iki aşamadan oluşmaktadır. İlk aşamada, tedarikçi seçiminde kullanılan yöntemler incelenmiştir. İkinci aşamada, sürdürülebilir tedarikçi seçiminde kullanılan yöntemlere yer verilmiştir.

1.4.1 Tedarikçi Seçim Yöntemleri

Tedarikçi seçiminde, doğruya yakın kararlar almanın bu denli mühim olması sebebiyle, daha doğru metodolojilere ihtiyaç giderek artmaktadır. Bu bağlamda, yöntem çeşitliliği giderek artmaktadır. Literatürde tedarikçi seçiminde kullanılan yöntemler incelendiğinde, tedarikçi seçiminin önemli bir karar problemi olmasından ötürü, farklı sınıflandırmaların mevcudiyeti söz konusudur. Aşağıda bu sınıflandırmalardan bahsedilerek, yöntemler açıklanmaya çalışılmıştır.

De Boer vd., maliyet tabanlı, matematiksel programlama, istatiksel, doğrusal ağırlıklandırma yöntemleri olmak üzere dört başlıkta tedarikçi seçiminde kullanılan yöntemleri sınıflandırmışlardır (De Boer vd., 2001: 81).

Sönmez tarafından gerçekleştirilen, tedarikçi seçiminde kullanılan model sınıflandırması, beş kategoride değerlendirilmiş olup, maliyet tabanlı yöntemler, matematiksel programlama metotları, istatiksel metotlar ve çok kriterli karar verme metotlarına, yapay zekâ yöntemleri de eklenmiştir (Sönmez, 2006: 33).

Şen tarafından gerçekleştirilen, tedarikçi seçiminde kullanılan model sınıflandırması, çok kriterli karar verme yöntemleri, problem yapılandırma yöntemleri, matematiksek programlama yöntemleri ve veri işleme teknikleri olmak üzere dört kategoride değerlendirilmiştir (Şen, 2007: 43).

Özdemir tarafından gerçekleştirilen sınıflandırma ise maliyet tabanlı yöntemler, matematiksel programlama yöntemleri, istatiksel yöntemler, yapay zekâ ve uzman

(30)

sistem yöntemleri, tümleşik yöntemler olmak üzere altı kategoride değerlendirilmiştir (Özdemir, 2010: 57).

Ofluoğlu ve Miran maliyeti dikkate alan yöntemler, matematiksel programlama yöntemleri, istatiki yöntemler, yapay zekâ yöntemleri ve çok kriterli karar verme yöntemleri olarak, beş grupta sınıflandırma yapmışlardır (Ofluoğlu ve Miran, 2014: 3).

Mukherjee vd. tarafından, tedarikçi seçim yöntemleri, tekli modeller ve entegre modeller olmak üzere iki kategoride değerlendirilmiştir. Tek modeller matematiksel, istatiksel ve sinir ağları olarak sınıflandırılmıştır (Mukherjee vd., 2013: 163).

Bu çalışmada, yukarıda açıklanan sınıflandırmalar doğrultusunda, tüm yöntemlere yer verebilmek adına, tedarikçi seçiminde kullanılan yöntemler çok kriterli karar verme yöntemleri, maliyet tabanlı yöntemler, matematiksel programlama yöntemleri, istatiksel yöntemler, yapay zekâ yöntemleri, tümleşik yöntemler olarak altı kategoride sınıflandırma yapılmıştır (Özdemir, 2007: 41).

Şekil 5. Tedarikçi Seçim Problemi Çözüm Yöntemleri 1.4.1.1 Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleri

Doğrusal ağırlıklandırma yöntemleri olarak da ifade edilen çok kriterli karar verme yöntemleri, en önemli kritere, en yüksek önem derecesine sahip olduğundan, en büyük ağırlık atanmaktadır. Tedarikçi değerlendirmesi yapılırken, her bir tedarikçi için, kriterler baz alınarak ağırlıklandırma yapılmaktadır. Kriter ağırlıkları ile kriter oranları çarpılarak, elde edilen sonuçlar rakamsal olarak sıralandıklarında, en yüksek değere sahip olan tedarikçi tüm kriterler bazında en yüksek skora sahip tedarikçi tercih edilmektedir (Özdemir, 2007: 42). Çok kriterli karar verme yöntemlerine MACBETH, AHP, ANP, TOPSIS, SWARA, EDAS gibi yöntemler örnek olarak verilebilir.

Tedarikçi SeçimProblemi Çözüm ntemleri

Maliyet Tabanlı Yöntemler

Matematiksel Programlama İstatistiksel

Yöntemler Çok Kriterli Karar

Verme Yöntemleri

Yapay Zeka Yöntemleri

Tümleşik Yöntemler

(31)

1.4.1.2 Maliyet Tabanlı Yöntemler

Maliyet tabanlı yöntemlerde işletmeler, maliyet odaklı bir bakış açısına sahip olarak, tedarikçi seçiminde, maliyet kıstasını dikkate almaktadırlar (Türkoğlu, 2016:

23). Maliyet tabanlı yöntemler, maliyet oranı yöntemi ve elde bulundurmanın toplam maliyeti olmak üzere, iki kategoriye ayrılmaktadırlar. Maliyet oranlama yönteminde, maliyet değeri, toplam satın alma maliyetine bölünerek, işletmenin belirlemiş olduğu fiyat ile çarpılması ile değerlendirilmektedir. Elde bulundurmanın toplam maliyeti yönteminde ise elde bulundurma maliyeti dikkate alınmaktadır. Elde bulundurma maliyeti, tedarik konusu ürünlerin demode olma riski, depolama maliyeti, vergi ve sigorta masrafları, bozulacak bir ürün ise bozulma maliyeti, kırılma ve çalınma durumları gibi bileşenleri içermektedir. Sonuç olarak her iki yöntemde de en düşük maliyete sahip tedarikçi tercih edilmektedir.

1.4.1.3 Matematiksel Programlama Yöntemleri

Tek ve çok amaçlı olmak üzere, iki kategoriye ayrılan matematiksel programlama yöntemleri, sübjektifliği ortadan kaldırıp, objektif karar vermek üzere geliştirilmiş bir yöntemdir. Bu sebeple, nicel verilere sahip kriterler değerlendirilmektedir. Karar verici, bu yöntemde, probleme yönelik amaç fonksiyonu geliştirerek çözüm aramaktadır (Bayrak vd., 2007: 55). Amaç fonksiyonu, işletmenin faydasına ise maksimize ya da işletmenin maliyeti gibi bir unsur ise minimize olarak;

tek amaçlı model veya çok amaçlı model şeklinde geliştirilebilir. Amaç fonksiyonunun tek amaçlı olması, amaç fonksiyonunun tek kriterli oluşunu, amaç fonksiyonunun çok amaçlı olması çok kriterli oluşunu ifade etmektedir (Lee vd., 2001: 307). Tek amaçlı modellere örnek olarak, doğrusal programlama ve karma tam sayılı programlama örnek verilebilirken; çok amaçlı modellere örnek olarak, çok amaçlı programlama, hedef programlama verilebilir.

1.4.1.4 İstatistiksel Yöntemler

İstatistiksel yöntemler, tedarikçilere yönelik verilerin eksik olduğu veya dilsel değişkenlerin varlığı durumunda kullanılan bir modeldir (Paksoy, 2010: 30; Türkoğlu, 2016: 23). Çok fazla tedarikçinin mevcut olduğu seçim problemlerinde, ön analiz sayesinde, seçim sürecinin kolaylaşmasını sağlayan istatiksel yöntemler, gerçekleştirilen ön analiz sayesinde hem ucuz hem de hızlı karar alınmaktadır (Özdemir, 2007: 55).

Referanslar

Benzer Belgeler

Süha Başaran'ın resmi, izleyeni önce renk ve anlatımla yakalayan, özgür ve çok hareketli fırça darbeleriyle süregelen duygusal ve etkilenimci bir eserdir.. Tanak

isteği o larak tezahür etti. Y oksa bu konuda çı­ karılm ış herhangi bir yasal düzenlem e yoktu. 21 M ayıs şehitlerine gelince. 21 M ayıs Ay­ demir olayı sırasında,

[79] KOÇAK, D., Mobilya Sektöründe En Uygun Tedarikçi Seçimi için Çok Kriterli Karar Verme Tekniğinin Uygulanması, Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi

kriterli karar verme tekniklerine(ÇKKV) değinilmiĢ, tüketicinin ürün satınalma tercihinde teknoloji perakende mağaza seçimine yönelik karar verme modeli olarak,

Daha önce bahsedildiği gibi, ANFIS yöntemi kullanılarak yapılmış çok kriterli envanter sınıflandırma çalışmasına literatürde rastlanmamıştır.. Fakat ANFIS

Sonuç olarak yapılan bu çalışmada, Türkiye’de ele alınan dönemde savunma harcamaları ile ekonomik büyüme arasında uzun dönemde bir ilişki tespit

Yukarıdaki Tablo 6.’da görüldüğü gibi, genel olarak değişkenlere ilişkin yapılan korelasyon analizi sonucunda; üniversiteye devam eden öğrencilerin gençlik

Şehzade Abdülkerim Efendi’nin, Japonya’nın desteğiyle Doğu Türkis- tan’da kurulması düşünülen İslâm Devleti’nin başına Türkistan İmparato- ru olarak