• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş."

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EKONOMİK GELİŞMELER ÖZET DEĞERLENDİRME RAPORU

Mart 2011/II

HAZIRLAYANLAR Mustafa ŞİMŞEK Fulya BAYRAKTAR

Faruk SEKMEN

EKONOMİK VE SOSYAL ARAŞTIRMALAR MÜDÜRLÜĞÜ Mart 2011

(2)

2011 yılı Mart ayının ikinci ve üçüncü haftalarında ekonomide yaşanan gelişmeler ve bunların piyasalara yansımaları, açıklanan son veriler doğrultusunda aşağıda özetlenmiştir.*

Yurtiçi Piyasaları Etkileyen Gelişmeler

••

TCMB Para Politikası Kurulu, 23 Mart 2011 tarihli toplantısında; politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı ile Banka bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Repo-Ters Repo Pazarı’nda uygulanmakta olan kısa vadeli faiz oranlarının sabit tutulmasına karar vermiştir.

Kurul tarafından yapılan açıklamaya göre; son dönemde iktisadi faaliyete dair açıklanan veriler Ocak Enflasyon Raporu’nda sunulan görünümle büyük ölçüde uyumlu seyretmektedir. İç talepteki artışın desteğiyle iktisadi faaliyet güçlenmeye devam etmekte, dış talep ise yakın dönemde bir miktar hızlanmakla birlikte göreli olarak zayıf seyrini korumaktadır. İstihdam koşullarındaki iyileşme sürmekte, ancak işsizlik oranları halen yüksek seviyelerde bulunmaktadır. Petrol ve diğer emtia fiyatları ise Enflasyon Raporu’ndaki varsayımların üzerinde gerçekleşmiştir.

Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde temel mal grubunda enflasyonun bir müddet daha yükselmeye devam edeceği, buna karşılık hizmet enflasyonunun daha ılımlı bir seyir izleyeceği tahmin edilmektedir.

Kurul, fiyat istikrarına ve finansal istikrara ilişkin risklerin azaltılması açısından;

düşük düzeyde politika faizi, geniş faiz koridoru ve yüksek zorunlu karşılık oranlarından oluşan politika bileşiminin sıkılaştırıcı yöndeki etkilerinin yakından izlenmeye devam edilmesinin ve gerekli gördüğü takdirde aynı doğrultuda ilave tedbirlerin alınmasının uygun olacağını belirtmiştir.

••

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından yapılan, 23 Mart 2011 tarihli basın duyurusuna göre; finansal istikrarı pekiştirmek amacıyla, Türk lirası zorunlu karşılık oranları vadesiz ve kısa vadeli mevduatlar/katılım fonları ile diğer yükümlülükler için artırılmıştır. Bu çerçevede, Türk lirası zorunlu karşılık oranları;

- Vadesiz, ihbarlı mevduatlar ve özel cari hesaplar için %12’den %15’e,

- 1 aya kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları (1 ay dâhil) için %10’dan

%15’e,

- 3 aya kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları ve özel fon havuzları (3 ay dâhil) için %9’dan %13’e,

- 6 aya kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları ve özel fon havuzları (6 ay dâhil) için %7’den %9’a,

- Mevduat/katılım fonu dışındaki diğer yükümlülükler için %9’dan %13’e, yükseltilmiş,

- 1 yıla kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları ve özel fon havuzları için %6, - 1 yıl ve 1 yıldan uzun vadeli mevduatlar/katılma hesapları ile birikimli mevduatlar/katılma hesapları için %5 olarak sabit tutulmuştur.

(3)

Söz konusu düzenleme 1 Nisan 2011 tarihli yükümlülük cetvelinden itibaren geçerli olacak ve yeni oranlar üzerinden hesaplanan zorunlu karşılıklar 15 Nisan 2011 tarihi itibarıyla tesis edilmeye başlanacaktır. Böylece mevcut verilere göre piyasadan yaklaşık 19.1 milyar Türk lirası likidite çekilmiş olacaktır.

•••

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından yapılan basın duyurusuna göre; 24 Mart 2011 tarih ve 27884 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair 2011/3 sayılı Banka Tebliği ile 1 Nisan 2011 tarihinden geçerli olmak üzere kredi kartı işlemlerinde uygulanacak aylık azami akdi faiz oranı Türk Lirası için %2.12, ABD doları için %1.70 ve Euro için %1.64, aylık azami gecikme faizi oranı ise Türk Lirası için %2.62, ABD doları için %2.20 ve Euro için ise %2.14 olarak belirlenmiştir.

Söz konusu oranlar azami oranlar olup, bankalarca kredi kartı işlemlerinde 1 Nisan 2011 tarihinden itibaren bu oranların üzerinde bir faiz oranı uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Bankalar bu oranları geçmemek üzere faiz oranlarını serbestçe belirleyebilecektir.

••

JP Morgan, gelişmekte olan piyasalara ilişkin yayınladığı haftalık strateji raporunda, TCMB´nin uygulamakta olduğu politikanın sermaye girişlerinin cesaretini kırmakta başarılı olduğunu, ancak bu politikanın öncelikli hedefi olan kredilerde büyümenin yavaşlatılmasının henüz başarılamadığını belirtti. JP Morgan, Türkiye´nin önündeki ana politika zorlukları olarak; gelişen enflasyonist güçleri ve artan cari işlemler açığının finansmanını gösterdi ve 2011 yılında cari işlemler açığının GSYH´nın %7.3´ü (59.2 milyar USD) seviyesinde oluşmasını beklediklerini vurguladı.

•••

JP Morgan, TCMB´nin repo faizini hali hazırdaki %6.25´den yıl sonuna kadar 175 baz puan artırarak %8´e çıkaracağı tahminini sürdürdüğünü bildirdi. JP Morgan, TCMB´nin bu faiz artırımlarına 12 Haziran’da yapılacak genel seçimlerin ardından, Temmuz ayında 50 baz puan ile başlamasını beklediğini de bildirdi. JP Morgan ayrıca, TCMB´nin zorunlu karşılık oranında Nisan ayında 100 baz puanlık artırıma gideceğini de öngördü. JP Morgan, raporda, kredilerde büyümede bir yavaşlama olduğuna dair çok erken işaretlerin teyit edilmesi halinde, baz senaryoda öngörülenden daha az repo faizi ve zorunlu karşılık oranı artırımı yapılması yönünde artan bir risk bulunduğunu da vurguladı.

•••

JP Morgan, PPK’nın faiz kararını değerlendirdiği raporunda; “TCMB´nin enflasyon baskılarında arz tarafına dair endişeleri gittikçe artıyor, fakat seçimlerden önce faiz artırımı beklemiyoruz. Zorunlu karşılıkların 400 baz puan artırılması önemli ve bu kredi büyümesini sınırlamaya yardımcı olacaktır.

Enflasyonda bankanın kredibilitesini sarsacak yukarı yönlü sürprizler olursa, faiz artırımı gündeme gelebilir.” yorumunda bulundu.

•••

BGC Partners, bütçe verisini değerlendirdiği raporunda; “Şubat ayı Merkezi Yönetim bütçesi başarılı bir mali disipline işaret ediyor. Seçimlerin Haziran´da yapılacağını ve analistler ile kredi derecelendirme kuruluşlarının hükümetin seçim harcaması yapıp yapmadığına dair ipucu aradığını akılda tutmak gerek. Şubat ayı bütçe rakamlarının başarılı bir mali disipline işaret etmesi, kredi derecelendirme kuruluşlarını rahatlatarak cari açık problemine rağmen Türkiye´nin kredi notunu yükseltmeye teşvik edecektir. Bazı beklentilerin aksine hükümetin yaklaşan seçimlere rağmen TCMB´nin cari açığı kontrol altına almak

(4)

için ekonomik aktiviteyi azaltmayı hedefleyen parasal politikasını desteklemeye başladığı açık.” ifadelerine yer verdi.

••

Nordea, gelişen piyasa kurları hakkındaki raporunda, faiz artırımının TL’yi güçlendireceğini belirtti. Raporda; “Merkez Bankası´nın son gelişmelerin ardından tarzını değiştirmesi mümkün. Bu, petrol fiyatları ve jeopolitik sorunlara rağmen TL´yi destekleyecektir. İlk faiz artırımının 2. çeyrekte gerçekleşmesini bekliyoruz. Haziran´da seçim sonuçlarının netleşmesi ve olası bir not artırımı da yılın geri kalanında TL´nin güçlenmesini sağlayacaktır. İzlenecek diğer bir faktör de Nisan´da değişecek Merkez Bankası Başkanı’dır. Ekonomi de güçlü kalmaya devam ediyor. Bu yıl %5 civarında büyüme bekliyoruz.” ifadelerine yer verdi.

•••

Barclays, gelişen piyasalar raporunda, “Orta vadeli bakış açısından Türkiye ekonomisi için yapıcı kalmaya devam ediyoruz. Ancak bazı dengesizliklerin artış gösterdiğini de göz ardı edemiyoruz. Politika yapıcılar bu noktada sorunu kabullendiler, ancak şimdiye kadar cari işlemler üzerinde sadece sınırlı bir kontrol sağlanabildi. Bu durum, Türk varlıklarını özellikle küresel emtia fiyatları ve likidite koşullarındaki gelişmelere maruz bırakıyor. Hala genişleyen cari işlemler açığı ve finansman baskılarını dikkate alarak gelecek aylarda lira konusunda temkinliyiz.”

ifadelerine yer verdi.

••

Danske Bank, hazırladığı bir raporda, TCMB´nin faiz kararına dair beklentilerine yer verdi. Raporda; “TCMB´nin beklemede kalma ihtimali yüksek. İleride enflasyonun artmasını beklediğimizden, parasal sıkılaştırma önem kazanacak.

Faiz artırımı olmasa da banka daha agresif hale gelecektir.” ifadeleri yer aldı.

Uluslararası Piyasalardaki Gelişmeler

••

Dallas FED Başkanı Richard Fisher, ABD’nin, borçlarını ödeyememe durumuna doğru gittiğini iddia etti. Fisher, "Mali yetkililerin bizi getirdiği bu yolda devam edersek, borçları ödeyemez hale geleceğiz, asıl soru bunun ne zaman olacağı.

Kısa vadeli görüşmeler çok önemli." dedi. ABD´nin doğru kararları alacağından emin olduğunu ve borç ödeyememe durumundan kaçınabileceğini de kaydeden Fisher, "Bu sürecin başındayız ve çok sancılı bir süreç olacak." yorumunda bulundu. Fisher, iyileşmenin momentum kazandığını, FED´in faiz artırımı yapmadan da sıkılaştırma yapma imkanı olduğunu dile getirdi.

Richard Fisher, ayrıca, FED´in 2008-2009 döneminde aldığı acil tedbirler ile vergi mükelleflerine para kazandırdığı ve ekonomiyi canlandırmak için bugüne kadar yeterince şey yaptığını ifade etti. FED´in ekonomiyi canlandırmak için yeni tedbirler almaktan kaçınması gerektiğini ifade eden Fisher, "FED yeterince şey yaptı, aşırıya kaçmamalı, daha fazlasını yapmamalı" diye konuştu. Bundan sonra mali politikada adımların hızlandırılması gerektiğini ifade eden Fisher, FED´in Haziran ayı sonrasında para politikasını sıkılaştırmaya ve piyasada dolaşan çok fazla parayı, artan spekülatif aktiviteleri geri çekmeye başlaması gerektiğini savundu. ABD ekonomisinin artık sürdürülebilir, kendi kendini idame ettirebilir bir toparlanmaya sahip olduğunu ve bu yıl %3.5 büyümesini beklediğini de ifade eden Fisher, FED´in piyasaya verdiği likiditeyi çekmek için faiz artırımından başka yolları olduğunu da vurguladı. Fisher, FED´in likiditeyi çekmek, para politikasını sıkılaştırmak için satın almış olduğu Hazine kâğıtlarını satabileceğini,

(5)

zorunlu karşılıkları artırabileceğini ve vadeli mevduatı teşvik edebileceğini vurguladı.

••

ABD Ulusal Konut Üreticileri Birliği/Wells Fargo konut piyasası endeksi, Mart ayında bir puan artışla 17 seviyesine yükseldi. Genel beklenti, endeksin 16 seviyesinde gerçekleşmesi yönündeydi. Konut piyasası endeksi, Nisan 2006 tarihinden bu yana 50 seviyesinin altında seyretmektedir.

••

ABD´de Şubat´ta konut başlangıçları %22.5 azalarak mevsimsel olarak ayarlanmış 479 bin seviyesinde gerçekleşti. Beklenti 570 bindi. Ocak´ta konut başlangıçları %18.4 artmıştı. Şubat´ta inşaat izinleri de %8.2 azalarak yıllık 517 bin oldu.

•••

ABD´de üretici fiyatları Şubat´ta %1.6 yükseldi. Üretici fiyatları Ocak´ta %0.8 yükselmişti. Böylece üretici fiyatları son 12 ayda %5.6 yükselmiş oldu. Çekirdek fiyatlar ise %0.2 yükseldi. Çekirdek ÜFE yıllık %1.8 yükseliş kaydetti. Beklenti ÜFE’de %0.7, çekirdek ÜFE´de %0.2 artış olmasıydı.

•••

ABD´de Şubat´ta tüketici fiyatları %0.5 yükseldi. Çekirdek tüketici fiyatları ise

%0.2 arttı. Beklenti, tüketici fiyatlarının %0.5, çekirdek fiyatların da %0.1 yükselmesiydi. TÜFE yıllık %2.1, çekirdek TÜFE yıllık %1.1 yükseldi.

•••

ABD´de sanayi üretimi Şubat´ta %0.1 düştü. Beklenti üretimin %0.7 artmasıydı.

Ocak ayı sanayi üretimi ise %0.1 düşüşten %0.3 artışa revize edildi. Şubat´ta kapasite kullanım oranı da %76.4´den %76.3´e düştü.

•••

ABD´de Şubat´ta öncü göstergeler %0.8 yükseldi. Öncü Ekonomik Göstergeler endeksi 113.4 seviyesinde gerçekleşti. Beklenti, endeksin %1 yükselmesiydi.

••

ABD´de ikinci el ev satışları %9.6 düştü. İkinci el konut satışları Şubat´ta yıllık mevsimsel olarak ayarlanmış 4.88 milyon olarak gerçekleşti. Şubat´ta satışların 5.1 milyona düşmesi bekleniyordu. Satılan konutlarda ortalama fiyat geçen yıla göre %5.2 düşüşle 156,100 USD’ye indi. Fiyatlar ABD´deki dört büyük bölgenin tamamında geriledi. İkinci el konut stoku da %3.5 artışla 3.49 milyona çıktı.

•••

ABD´de Şubat´ta yeni konut satışları %16.9 düştü. Şubat´ta yeni konut satışları mevsimsel olarak ayarlanmış yıllık 250 bin seviyesinde gerçekleşti, beklenti 290 bindi.

•••

ABD´de Şubat´ta dayanıklı mal siparişleri %0.9 düştü. Ulaştırma araçları dışarıda kaldığında ise siparişler %0.6 düştü. Siparişlerin %1.5 yükselmesi bekleniyordu.

Ocak verisi %3.2 artıştan %3.6 artışa revize edildi.

•••

ABD´de dördüncü çeyrek için GSYH büyümesi %3.1´e revize edildi, önceki tahmin %2.8 idi. Yukarı yönlü revizyon beklentiye paralel olarak gerçekleşti.

••

Euro Bölgesi´nde Ocak´ta sanayi siparişleri aylık %0.1, geçen yılın aynı dönemine göre de %20.9 yükseldi. Beklenti aylık %1, yıllık %21.6 yükselişti.

••

Almanya Maliye Bakanlığı, ülkenin ekonomik büyümesinin devam ettiğini ve yıl boyunca güç kazanmaya devam etmesini beklediğini bildirdi. Yılın başında imalat sektöründe büyümenin yavaşladığını belirten Bakanlık, "Ekonomik trendlere ilişkin cari göstergeler, Almanya´da genel ekonomik aktivitenin yıl içinde tekrar hızlanacağına işaret ediyor" ifadelerini kullandı. Bakanlık yayınladığı aylık raporda, ekonominin, hükümetin bu yıl için öngördüğü %2.3´lük büyümeyi yakalama yolunda olduğunu da vurguladı.

(6)

•••

İngiltere’de tüketici fiyatları, Şubat ayında yıllık %4.4 artış gösterdi. Oran, genel piyasa beklentilerinin de üzerinde geldi. Tüketici fiyatlarının aylık bazda ise %0.7 yükseldiği bildirildi. Tüketici fiyatlarının beklentilerin üzerinde yüksek gelmesinin ardından sterlin, euro ve dolar karşısında değer kazandı.

•••

Yunan hükümetinin verdiği bilgiye göre, ülkenin Ocak-Şubat dönemi için bütçe açığı, revize verilerin ardından arttı. Daha önce GSYH´nın %9.0´u seviyesinde gerçekleştiği açıklanan bütçe açığı, 1,024 milyar EUR olarak, GSYH´nın %9.1´i seviyesine revize edildi. Ocak-Şubat döneminde bütçe gelirleri 7.95 milyar EUR, harcamalar ise 9.32 milyar EUR olarak gerçekleşti.

••

IMF Başkan Yardımcısı John Lipsky, gelişmiş ülkelerin artan, İkinci Dünya Savaşı´ndan bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaşması beklenen borçlarının artık sürdürülemez bir seviyede olduklarını ve gelecekte bir finansal kriz ortaya çıkması riski oluşturduklarını bildirdi. Gelişmiş ekonomilerde kamu borçlarının GSYH´ya oranının ortalamasının bu yıl %100 seviyesini aşmasını beklediklerini ve bunun İkinci Dünya Savaşı´ndan bu yana ilk kez olacağını ifade eden Lipsky,

"Yaşanmakta olan krizin mali yan etkileri, toparlanmayı engellemeden ve yeni bir kriz riski yaratmadan önce düzeltilmeli. Ana zorluk, bir taraftan istihdam yaratmaya ve sosyal uyumu desteklemeye çalışırken, diğer taraftan gelecekteki potansiyel bir krizden kaçınmaya çalışmak" diye konuştu. Gelişmiş ekonomilerde borçlara ödenen faizin geçtiğimiz 3 yılda GSYH´nın %2.75´i civarında gerçekleştiğini belirten Lipsky, yüksek açıkların ve borçların er ya da geç normalleşecek ekonomik büyüme ile bir araya gelmesi ile daha yüksek faizlerin ortaya çıkacağını vurguladı. Lipsky ayrıca, IMF´in çalışmasına göre, borç oranında her %10´luk artışın, yıllık reel ekonomik büyümeyi, yatırımlar üzerindeki olumsuz etkisi ve verimlilikteki büyümeyi frenlemesi nedeniyle 0.15 puan civarında yavaşlattığını gösterdiğini vurguladı. Lipsky, birçok gelişmekte olan ekonominin aşırı ısınma tehdidi ile karşı karşıya olduklarını ve para politikasını sıkılaştırmak için çok hızlı harekete geçmeleri gerektiğini söyledi.

••

Çin Merkez Bankası, bankalar için zorunlu karşılık oranlarını 50 baz puan artırdı. Ülkenin en büyük bankaları için zorunlu karşılık oranı %20´ye yükseldi.

Artırımla birlikte bankaların ayırmak zorunda oldukları nakit miktarı 350 milyar Yuan arttı.

••

Çin Bankacılık Düzenleme Komisyonu’ndan verilen bilgiye göre, ülkede banka kredileri yılın ilk iki ayında geçen yılın aynı dönemine göre %17.8 artış gösterdi.

Ekonomistler, Şubat ayında kredilerin %18.1 artmasını bekliyorlardı. Ocak ayında krediler %18.5 artmıştı.

•••

OECD yaptığı açıklamada, Kuzey Afrika ve Orta Doğu´daki istikrarsızlığın ateşlediği yüksek petrol fiyatlarının, OECD üyesi ülkelerde enflasyonu yükseltebileceğini, ancak politika yapıcıların buna reaksiyon vermesinin gerekmeyebileceğini bildirdi. “Petrol Fiyatı Artışlarının Ekonomik Aktiviteye ve Enflasyona Etkileri” başlığı ile bir belge yayınlayan OECD, petrol fiyatında 10 USD/varil seviyesinde bir artışın, OECD bölgesinde enflasyonu şokun ardından ilk yılda 0.2 puan artıracağını ve ikinci yılda enflasyona etkisinin 0.1 puana gerileyeceğini bildirdi. OECD, petrol fiyatının 25 USD artması halinde ise 2012 yılında enflasyonun 0.75 puan artacağını öngördüklerini vurguladı. Enflasyondaki bu artışa rağmen politika yapıcıların adım atmalarının gerekmeyebileceğini ifade eden OECD, "Çünkü enflasyon ve gelecekteki fiyat artışları için beklentiler düşük.

(7)

Eğer enflasyon bekleyişleri istikrarsızlaşırsa, petrol fiyatındaki artışın etkileri beklenenden daha güçlü olabilir" ifadelerini kullandı.

••

JP Morgan yılın ilk yarısı için küresel büyüme tahminini %3.7´ye düşürdü.

Kurumdan yapılan açıklamada, Japonya´da yaşanan depremin ardından yakın vadede belirsizliğin yaşanacağının altı çizildi. JP Morgan yılın ilk yarısında ABD´de üretim büyümesi tahminini de %4´den %3´e çekti.

••

Moody´s, Portekiz´in uzun vadeli kredi notunu 2 basamak düşürerek A3´ten A1´e indirdi. Görünüm ise negatif olarak belirlendi.

••

Fitch, Portekiz´in uzun vadeli yabancı ve yerel para cinsinden notunu (A+)’dan (A-)‘ye indirdiğini bildirdi. Görünüm ise negatif olarak belirlendi. Bu, kredi notunda ileride yeni indirimlerin olabileceği anlamına geliyor. Fitch, indirime gerekçe olarak, kemer sıkma önlemlerinin meclisten geçirilememesi ve ardından başbakanın istifa etmesini gösterdi.

•••

Moody´s Investors Service, Japonya´nın durumuna ilişkin yayınladığı özel bir raporda, 11 Mart´ta yaşanan deprem ve tsunami ile bunu takip eden nükleer krizin ülke ekonomisi, kredi notu, bankacılık, sigorta ve finans dışı sektörler için aşağı yönlü riskleri artırdığını bildirdi. Moody´s, yaşanan krizin Japonya´nın finans ve finans dışı sektörlerinde kredi notlarına hemen ve uzun vadede yapacağı etkilere ilişkin düşüncelerini aktarırken, krizin tedarik zinciri yoluyla ABD otomotiv sektörü ve ABD ile Asya´daki elektronik sektörlerini de etkileyebileceğini ifade etti. Moody´s yüksek risklere rağmen, temel senaryo çerçevesindeki öngörülerinin değişmediğini ve yatırımcıların Japon devlet tahvillerine olan güveninin devam etmesi, bankacılık sektörünün esnekliği ve krizden en kötü etkilenen sektörlerin sigortalı oldukları değerlendirmesi altında, Japon ekonomisinin 2011´in ikinci yarısında büyümeye yeniden başlayacağını öngörmeyi sürdürdüklerini vurguladı.

Son Açıklanan Veriler

TÜİK tarafından açıklanan geçici verilere göre; 2011 yılı Ocak ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat miktar endeksi %14 oranında, ithalat miktar endeksi %31.3 oranında artış gösterirken, ihracat birim değer endeksi %7.1, ithalat birim değer endeksi de %9.9 oranında artış göstermiştir.

Ana sektörler itibarıyla, 2011 yılı Ocak ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat miktar endeksleri; tarım ve ormancılık sektöründe %9.9, balıkçılık sektöründe %62.6, madencilik ve taş ocakçılığında %28.8, imalat sanayinde

%14.1 oranında artmıştır. İthalat miktar endeksleri de aynı dönemde; tarım ve ormancılık sektöründe %2.5, madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe %18.5 ve imalat sanayii sektöründe %36 oranında artmıştır.

Ocak ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat birim değer endeksleri; tarım ve ormancılık sektöründe %1.1, balıkçılık sektöründe %15.4, madencilik ve taşocakçılığı sektöründe %13 ve imalat sanayi sektöründe %7.2 oranında artmıştır. İthalat birim değer endeksleri de geçen yılın aynı ayına göre, tarım ve ormancılık sektöründe %36.3, madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe %20.2, imalat sanayii sektöründe de %5.7 oranında artış göstermiştir.

(8)

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 2008 11.6 11.9 11.0 9.9 9.2 9.4 9.9 10.2 10.7 11.2 12.6 14.0 2009 15.5 16.1 15.8 14.9 13.6 13.0 12.8 13.4 13.4 13.0 13.1 13.5 2010 14.5 14.4 13.7 12.0 11.0 10.5 10.6 11.4 11.3 11.2 11.0 11.4 7.0

8.0 9.0 10.0 11.0 12.0 13.0 14.0 15.0 16.0 17.0

% Aylık İşsizlik Oranı (%)

95.7

93.3 92.7 99.6

101.0

100.2 100.2 99.4 99.9

97.4 97.4 97.6 96.7

95.694.7

93.8 94.1 94.3 95.8

94.3 94.8 94.2

93.2 93.5 94.2

88.0 90.0 92.0 94.0 96.0 98.0 100.0 102.0 104.0

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

% Dış Ticaret Hadleri (%)

2009 2010 2011

Bu gelişmelerden sonra; 2009 yılının Ekim ayından itibaren ithalat lehine bir eğilim gösteren dış ticaret hadleri 2010 yılı Mayıs ayından itibaren ihracat lehine dönmüş ve Temmuz ayına

kadar bu eğilim devam etmiştir. Ağustos ayında tekrar ithalat lehine dönen dış ticaret hadleri, Eylül ayında bir miktar toparlanmasına rağmen, yıl sonuna kadar ithalat lehine olma eğilimini sürdürmüştür.

2011yılının Ocak ayında ise;

bir önceki aya göre ihracat fiyatlarının (%3.54) ithalat fiyatlarına (%2.77) göre daha fazla artması nedeniyle 0.7

puan artışla 94.2 seviyesinde bir miktar ihracat lehine dönmüştür. Dış ticaret hadleri 2011 yılının Ocak ayındaki bu seviyesiyle 2009 ve 2010 yılı Ocak aylarının gerisinde kalmıştır.

TÜİK tarafından açıklanan, Hanehalkı İşgücü Araştırması 2010 Aralık Dönemi (Kasım, Aralık 2010, Ocak 2011) Sonuçları’na göre; 2010 yılı Aralık döneminde, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus geçen yılın aynı dönemine göre 850 bin kişi artarak 52 milyon 929 bin kişiye ulaşmıştır. Bu dönemde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 214 bin kişi artarak 22 milyon 665 bin kişiye yükselirken, işgücüne katılma oranı geçen yılın aynı dönemine göre 0.8 puanlık artışla %48.4 olarak gerçekleşmiştir.

Türkiye genelinde işsiz sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 432 bin kişi azalarak 2 milyon 929 bin kişiye düşerken, işsizlik oranı 2.1 puanlık azalış ile %11.4 seviyesinde, tarım dışı işsizlik oranı da %14.2 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde, istihdam edilenlerin %24.6’sı tarım, %20.5’i sanayi, %6.4'ü inşaat, %48.5’i de hizmetler sektöründedir. Önceki yılın

aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payının 0.7 puan, sanayi sektörünün payının 0.4 puan, inşaat sektörünün payının ise 0.4 puan arttığı, buna karşılık hizmetler sektörünün payının 1.5 puan azaldığı görülmektedir.

Maliye Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre; Merkezi Yönetim Bütçesi, 2010 yılının Şubat ayında 2.3 milyar TL açık vermişken, 2011 yılının Şubat ayında 988 milyon TL fazla vermiştir. 2011 yılı Şubat ayında faiz dışı fazla, bir önceki yılın aynı ayına göre 3.1 kat artarak 7.2 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Bütçe harcamalarının 23.6 milyar TL, bütçe gelirlerinin 24.6 milyar TL, faiz harcamalarının yaklaşık 6.2 milyar TL olduğu 2011 yılı Şubat ayında, vergi

(9)

61.6 60.9

58.7 59.7 64.0

67.5 67.9 68.9 68.0 68.269.8 68.6 67.8 67.3 67.7

72.7 73.3 73.3 74.4

73.0 73.5 75.3 75.9 75.6 74.6 73.0 73.2

50.0 55.0 60.0 65.0 70.0 75.0 80.0 85.0

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

% İmalat Sanayi KKO (Nace Rev.2)

2009 2010 2011

gelirleri 21 milyar TL ile merkezi yönetim bütçe gelirlerinin yaklaşık %86’sını oluşturmuştur.

T.C. Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamaya göre; 2010 yılı Mart ayında

%67.3 olan İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (KKO) (NACE Rev. 2), 2011 yılı Mart ayında, geçen

yılın aynı ayına göre 5.9 puan, bir önceki aya göre de 0.2 puan artış göstererek %73.2 seviyesinde gerçekleşmiştir.

İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı ise; geçen yılın aynı ayına göre 5.9 puan, bir önceki aya göre ise 0.3 puan artış göstererek %76.4 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Mal gruplarına göre kapasite kullanım oranlarında geçen yılın aynı ayına göre dayanıklı tüketim mallarında, yatırım mallarında, ara mallarında, tüketim mallarında ve dayanıksız tüketim mallarında artış gözlenirken, gıda ve içeceklerde düşüş gözlenmiştir.

Türkiye İstatistik Kurumu ve T.C. Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen Aylık Tüketici Eğilim Anketi’ne göre, 2010 yılının Şubat ayında 81.85, 2011 yılının Ocak ayında 91.29 olan Tüketici Güven Endeksi, 2011 yılının Şubat ayında bir önceki aya göre %2.49 oranında artarak 93.56 değerine yükselmiştir. Ankete göre, güven endeksindeki artış, tüketicilerin mevcut ve gelecek dönem satın alma gücü, gelecek dönem genel ekonomik durum, iş bulma olanakları ve mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın almak için uygunluğu durumlarına ilişkin değerlendirmelerinin iyileşmesinden kaynaklanmaktadır.

T.C. Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamaya göre; Reel Kesim Güven Endeksi, 2011 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 3.8 puan artarak 114.8 puan düzeyinde gerçekleşmiştir. 2011 yılının Mart ayında sırasıyla; gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, gelecek üç aydaki üretim hacmi, gelecek üç aydaki toplam istihdam ve genel gidişata ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilerken, son üç aydaki toplam sipariş miktarı, mevcut toplam sipariş miktarı, mevcut mamul mal stoklarına ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkilemiş, sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin değerlendirmeler ise endekste bir değişikliğe neden olmamıştır.

Hazine Müsteşarlığı’ndan yapılan açıklamaya göre; 2011 yılı Şubat ayı sonu itibarıyla, Merkezi Yönetim Brüt Toplam Borç Stoku, 482.8 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Borç stokunun 351.8 milyar TL tutarındaki kısmı (%73) Türk Lirası cinsinden, 131 milyar TL tutarındaki kısmı (%27) döviz cinsi borçlardan oluşmaktadır. 2011 yılı Şubat sonu itibariyle merkezi yönetim brüt borç stokunun

%63’ü iç piyasaya, %11’i ise kamu kesimine olan iç borçlardan oluşurken, dış borçların ağırlığı yaklaşık %26 olarak gerçekleşmiştir.

İç borç stokunun alacaklılara göre dağılımına baktığımızda; 2010 yılının Ocak ayında %81.7 olan iç borç stokunun piyasa payının, yıl ortasına kadar sürekli arttığı, Temmuz ve Ağustos aylarında bir miktar gerilemesine rağmen izleyen

(10)

aylarda artışına devam ederek Aralık ayında %85.4 olarak gerçekleştiğini görmekteyiz. 2011 yılının Ocak ayında %85.3 olan bu oran Şubat ayında ise

%85.1 seviyesinde gerçekleşmiştir. 2010 yılının Ocak ayında 25.4 ay olan iç borç stokunun ortalama vadeye kalan gün sayısı ise; yıl boyunca sürekli artış göstererek, Ekim ayında bir miktar gerilemesine rağmen, Aralık ayında 31 ay olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılının Ocak ayında 34.1 ay olan ortalama vadeye kalan gün sayısı, Şubat ayında da 35.2 ay düzeyine yükselmiştir.

T.C. Merkez Bankası’nın mali ve reel sektörden katılımcılarla gerçekleştirdiği 2011 Yılı Mart Ayı II. Dönem Beklenti Anketi sonuçlarına göre; Türkiye ekonomisinin 2011 yılında %4.9 oranında büyüyeceği, tüketici fiyatlarının %6.85 oranında artacağı, cari işlemler açığının 51,607 milyon USD ve dolar kurunun 1.58 TL civarında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Önümüzdeki 12 ve 24 ay sonrasının yıllık TÜFE beklentileri ise sırasıyla %6.76 ve %6.36 düzeyindedir. 12 ay sonrası için, 6 ay vadeli hazine bonosunun yıllık bileşik getirisi %8.47, 5 yıl vadeli, 6 ayda bir ödemeli devlet tahvillerinin yıllık bileşik getirisi de %9.59 olarak beklenmektedir. 2011 yılı Mart Ayı II. Dönem Beklenti Anketi’nde, bir önceki dönem Beklenti Anketi’ne göre; yılsonu dolar kuru beklenti değeri düşerken, yılsonu büyüme beklenti değeri aynı kalmış, diğer tüm ekonomik göstergelerin beklenti değerleri yükselmiştir.

Merkez Bankası Analitik Bilânçosu Ana Kalemlerindeki Gelişmeler

11 Mart – 18 Mart 2011 döneminde Merkez Bankası Analitik Bilânçosu aktif büyüklüğü yaklaşık %2.6 oranında artış kaydederek 133,045 milyon TL’den 136,517 milyon TL seviyesine yükselmiştir. Sürekli artış trendinde olan Aktif büyüklük geçen yılın aynı dönemine göre karşılaştırıldığında ise yaklaşık %23.7 artış kaydetmiştir.

Merkez Bankası Analitik Bilânçosu Ana Kalemleri (Milyon TL.)

19.03.10 11.03.11 18.03.11 Değişim Son Yıl Dönem

AKTİFLER 110,392 133,045 136,517 26,125 3,473

1.DIŞ VARLIKLAR 113,215 142,529 146,435 33,320 3,906

2.İÇ VARLIKLAR -2,823 -9,484 -9,917 -7,094 -433

PASİFLER 110,392 133,045 136,517 26,125 3,473

1.TOPLAM DÖVİZ YÜKÜMLÜKLERİ 62,074 58,506 61,998 -76 3,492

1.1. DIŞ YÜKÜMLÜKLER 21,836 22,174 22,075 239 -99

1.2. İÇ YÜKÜMLÜKLER 40,238 36,332 39,923 -315 3,591

1.2.1. Döv. Ol. Takip Ol. Mevduat 21,131 6,898 10,154 -10,977 3,256 1.2.2. Bankaların Döviz Mevduatı 19,107 29,434 29,769 10,662 335 2.MERKEZ BANKASI PARASI 48,317 74,539 74,520 26,203 -19

2.1. REZERV PARA 61,911 99,606 99,697 37,786 91

2.1.1. Dolaşıma Çıkan Banknot 39,561 50,436 51,442 11,881 1,006

2.1.2. Bankalar Mevduatı 22,283 49,086 48,163 25,880 -923

2.1.3. Diğer Kalemler 67 84 92 25 8

2.2. DİĞER MB PARASI -13,594 -25,067 -25,177 -11,583 -110

2.2.1. APİ’den Doğan Borçlar -15,782 -32,024 -32,025 -16,243 -1

2.2.2. Kamu Mevduatı 2,188 6,957 6,848 4,660 -109

TCMB Brüt Döviz Rezervleri (Milyon $) 68,776 83,468 85,776 17,000 2,308 Kaynak: TCMB

Bu dönemde Dış Varlıklar kalemi %2.74 artarak 142,529 milyon TL’den 146,435 milyon TL seviyesine çıkarken, İç Varlıklar kalemi ise önceki dönemde kaydettiği

(11)

artışı aynı oranda geri alarak %4.57 oranında düşüşle -9,484 milyon TL’den - 9,917 milyon TL seviyesine gerilemiştir.

Bilânçonun pasif kalemleri incelendiğinde Merkez Bankası Toplam Döviz Yükümlülüklerinin bu dönem yaklaşık %6 artarak 58,506 milyon TL’den 61,998 milyon TL düzeyine çıktığı görülmektedir. Toplam Döviz Yükümlülükleri kaleminin alt ayrımına bakıldığında, Dış Yükümlülükler kaleminde önemli bir değişiklik görülmezken İç Yükümlülükler kaleminde yaklaşık %10’luk bir artış göze çarpmaktadır.

Bu dönem itibariyle Emisyon Hacmi %2 oranda artış kaydetmiş ve 50,436 milyon TL’den 51,442 milyon TL’ye yükselmiştir. Bankalar Mevduatı kalemi ise önceki dönem kaydettiği yaklaşık %27 oranında artışın ardından bu dönem %1.9 düşüş göstererek 49,086 milyon TL’den 48,163 milyon TL düzeyine gerilemiştir.

Dolayısıyla da büyük oranda bu iki kalemin birleşmesinden oluşan Rezerv Para bu iki kalemin birbirini telafi etmesi sonucu önemli bir değişiklik kaydetmeyerek 99,697 milyon TL seviyesinde bulunmaktadır.

Merkez Bankası’nın temel politika araçlarından biri olan Açık Piyasa İşlemlerinden Doğan Borçlar kalemi önceki dönem gerçekleştirdiği %88 oranında düşüşün ardından bu dönem önemli düzeyde bir değişiklik göstermeyerek yaklaşık -32 milyar TL olan düzeyini korumuştur. Diğer yandan Merkez Bankası’nın bir diğer politika aracı olan Kamu Mevduatı kalemi de önceki dönemde gerçekleştirdiği iki kat artışın ardından bu dönemde yaklaşık %2 düşüş kaydederek 6,957 milyon TL’den 6,848 milyon TL’ye gerilemiştir.

TC Merkez Bankası brüt döviz rezervleri ise bu dönem itibariyle %2.7 oranında artarak 83,468 milyon USD seviyesinden 85,776 milyon USD seviyesine çıkmıştır.

Tahvil-Bono Piyasası

Piyasanın gösterge kâğıdı niteliğindeki 07.11.2012 itfa tarihli tahvilin yıllık bileşik faizi Mart ayının üçüncü haftasına Japonya’da yaşanan deprem sonrası küresel talebin düşeceği

beklentisiyle petrol fiyatlarının düşmesi ve Türkiye’ye yabancı girişinin artmasıyla düşüş kaydederek %8.61 seviyesine kadar geriledi. Ancak hafta içinde Japonya’dan gelen endişe verici nükleer kriz senaryoları ve Birleşmiş Milletler ’in Libya’ya müdahale kararı alması küresel risk

iştahında negatif yönde baskı yaparak bileşik faizin tekrar yükselmesine ve haftayı %8.77 düzeyinden kapatmasına sebep oldu.

07.11.2012 itfa tarihli gösterge tahvilin bileşik faizi Mart ayının dördüncü haftasına küresel risk iştahındaki yükseliş nedeniyle yabancı girişlerinin artması ve TL’nin değer kazanması sonucu tahvil bono piyasasına gelen alımlarla düşüş kaydederek başladı ve %8.60 düzeyine kadar geriledi. Ancak Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu toplantısında zorunlu karşılık oranlarını sürpriz oranlarda artırması tahvil piyasasında sert satışlara yol açtı. Bileşik faiz haftanın

(12)

son iki iş gününde 43 baz puan birden artarak haftayı geçen hafta kapanışına göre 26 baz puan artışla 9.03 düzeyinden kapattı.

Döviz Piyasası

Mart ayının üçüncü haftasında FED toplantısından politika ve faiz değişikliğinin çıkmaması ve G-7 ülkelerinin Japonya’da meydana gelen deprem sonrası aşırı değerlenen Yen’e müdahale

kararı alması USD’nin değer kaybetmesini sağladı.

İspanya’nın başarılı bir tahvil ihalesi gerçekleştirmesi ve Euro bölgesinde Nisan ayı içinde faiz artışı olacağı beklentisi ile değerlenen EUR/USD paritesi geçen hafta kapanışına göre %2.3 artış kaydederek, haftayı 1.4107

seviyesinde kapattı. USD karşısında EUR ile paralel hareket eden TL ise baskılanan USD karşısında değer kazanırken EUR karşısında değer kaybetti.

USD/TL kuru dar bir bantta hareket ettiği haftayı 1.5833 seviyesinden kapattı.

Önceki hafta artış kaydeden EUR/USD paritesi, Mart ayının dördüncü haftasında küresel risk iştahının artması sebebiyle USD’nin baskı altına alınması ve AB Liderler Zirvesinde Euro Bölgesinin mali sorunlarına çözüm bulunacağına dair oluşan beklentiler ile Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) artan enflasyonist baskılar nedeniyle beklenenden daha erken bir dönemde faiz artırımına gideceği yönündeki güçlü algılar nedeniyle yüksek düzeyini korudu ve haftayı artış kaydederek 1.4153 seviyesinden kapattı. Yurtiçinde ise Merkez Bankası’nın zorunlu karşılık oranlarında sürpriz düzeyde artışa gitmesi TL’nin değer kazanmasına yol açtı. EUR/USD paritesinin de değerlenmesi TL’nin güçlü seyrini korumasına yardımcı oldu. Böylece USD/TL kuru geçen hafta kapanışına göre

%2 düşüş göstererek haftayı 1.5507 düzeyinden kapattı.

• İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB)

Mart aynının üçüncü haftasına 64,530 puandan başlayan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Bileşik Endeksi Japonya’da yaşanan deprem ve nükleer kriz endişesi sebebiyle

küresel talepte düşüş olacağı endişesi sonucu değer kaybeden global piyasalarla paralel hareket ederek 63,280 puana kadar geriledi. Ancak petrol ve emtia fiyatlarının düşmesi yabancıların ilgisini tekrar Türkiye’ye çekmeye neden oldu. G-7 ülkelerinin aşırı değerlenen Yen’e müdahalesi ve İspanya’nın

başarılı tahvil ihalesi piyasada olumlu etki yaparken Birleşmiş Milletler ‘in Libya’ya müdahale kararı bu yükselişin sınırlı kalmasına sebep olmuş ve İMKB Bileşik

(13)

İMKB Bileşik Endeksi Mart ayının dördüncü haftasına ABD, Avrupa ve Çin’den gelen güçlü üretim verilerinin küresel piyasalarda oluşturduğu olumlu havaya paralel hareket ederek yükselişle başladı ve 64,875 puana kadar yükseldi. Ancak Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu toplantısında zorunlu karşılık oranlarını beklentilerin çok üzerinde artırması bankacılık sektörü öncülüğünde hisselerin değer kaybetmesine yol açtı. Yükselme trendi bozulan Bileşik Endeks bu düşüşten sonra gelen düzeltme alımları ve ABD’de şirketlerin birinci çeyrek kârlılıklarına dair oluşan iyimser bekleyişlerin de etkisiyle bir miktar toparlanarak haftayı 64,247 puandan kapattı. İstanbul Menkul Kıymetler Borsasındaki yabancı yatırımların oranı ise son dönemlerde düşmeye devam ederek 25 Mart itibariyle

%63.55 olarak gerçekleşmiştir.

Türk Bankacılık Sektörü Gelişmeleri

11 Mart – 18 Mart 2011 döneminde bankacılık sektörü toplam mevduat hacmi

%0.65 oranında artış kaydederek 646,906 milyon TL’den 651,095 seviyesine çıkmıştır. 2010 yılsonuna göre karşılaştırıldığında ise %1 oranında artış kaydeden Bankacılık sektörü toplam mevduat hacminin alt ayrımına bakıldığında ise vadeli mevduatların bu dönem itibariyle %1 artarak 549,338 milyon TL’den 554,966 milyon TL’ye yükseldiği gözlenirken, vadesiz mevduatların ise %1.5 oranında düşüş kaydederek 97,568 milyon TL’den 96,129 milyon TL’ye gerilediği dikkati çekmektedir.

Bankacılık Sektörü ile İlgili Seçilmiş Göstergeler (Milyon TL.)

31.12.10 11.03.11 18.03.11 Değişim (%) Yıl Sonuna

Göre Dönem MEVDUAT VE FONLAR

TOPLAM MEVDUAT VE FONLAR 644,591 646,906 651,095 1.01 0.65

Vadeli 542,103 549,338 554,966 2.37 1.02

Vadesiz 102,489 97,568 96,129 -6.21 -1.47

KREDİLER

TOPLAM KREDİLER 532,315 557,478 561,214 5.43 0.67

TL 386,342 398,634 399,830 3.49 0.30

YP 145,972 158,844 161,384 10.56 1.60

YP Krediler/Toplam Krediler (%) 27.42 28.49 28.76

Krediler /Mevduat (%) 82.58 86.18 86.20

Takipteki Alacaklar (Brüt) 19,783 19,314 19,283 -2.53 -0.16 Takipteki Alacaklar / Krediler (%) 3.72 3.46 3.44

Menkul Değerler Portföyü 287,883 281,133 280,025 -2.73 -0.39

MDP/ Mevduat (%) 44.66 43.46 43.01

Kaynak: BDDK

Bankacılık sektörü toplam kredi hacmi uzun süredir olduğu gibi yine artış kaydetmiştir. Krediler bu dönem 2010 yılsonuna göre %5.43, bir önceki döneme göre ise %0.67 oranında artış kaydederek 557,478 milyon TL’den 561,214 milyon TL’ye yükselmiştir. Toplam kredilerin alt ayrımına bakıldığında ise TL kredilerin %0.3 oranında artarak 398,634 milyon TL’den 399,830 milyon TL’ye çıktığı; yabancı para cinsinden kredilerin ise %1.6 oranında artarak 158,844 milyon TL’den 161,384 milyon TL’ye yükseldiği görülmektedir. Bankacılık sektörü takipteki alacaklar hacmi ise önceki döneme göre küçük oranda düşüş kaydederek 19,283 milyon TL seviyesinde bulunmaktadır. Böylece takipteki alacakların kredilere oranı uzun zamandır devam ettiği gibi bir önceki döneme

(14)

göre gerileyerek %3.46’dan %3.44 düzeyine inmiştir. 11 Mart – 18 Mart 2011 döneminde bankacılık sektörü menkul değerler portföyü hacmi yaklaşık %0.4 oranında düşüş kaydederek 281,133 milyon TL’den 280,025 milyon TL düzeyine gerilemiştir.

(15)

MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER

2009 2010 2010 2011

Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara Oca Şub Mar

GSYİH (Milyon $) - - 174,562* - - 197,113* - - - - - -

Büyüme Oranı (1998 fiyatlarıyla) -4.7 - - - 10.2* - - 5.5* - - - - - -

İmalat Sanayi KKO (%) NACE Rev.2 65.2 72.6 72.7 73.3 73.3 74.4 73.0 73.5 75.3 75.9 75.6 74.6 73.0 73.2

İşsizlik Oranı (%) 14.0 11.9 12.0 11.0 10.5 10.6 11.4 11.3 11.2 11.0 11.4 - - -

Enflasyon (ÜFE) (%) (yıllık) 5.93 8.87 10.42 9.21 7.64 8.24 9.03 8.91 9.92 8.17 8.87 10.80 10.87 -

Enflasyon (TÜFE) (%) (yıllık) 6.53 6.40 10.19 9.10 8.37 7.58 8.33 9.24 8.62 7.29 6.40 4.90 4.16 -

TÜFE Bazlı Reel Kur Endeksi 116.6 126.0 127.5 128.3 127.5 125.7 127.1 128.7 131.4 131.4 126.0 121.8 118.4

Cari İşlemler Dengesi (Milyon $) -13,991 -48,557 -4,465 -3,032 -3,463 -3,613 -3,078 -3,904 -3,440 -6,057 -7,531 -5,860 - - Dış Ticaret Dengesi (Milyon $) -38,785 -71,598 -5,544 -4,929 -5,693 -6,492 -6,912 -6,733 -6,332 -7,745 -8,706 -7,312 - - - İhracat-FOB (Milyon $) 102,143 113,899 9,397 9,796 9,536 9,571 8,519 8,907 10,962 9,386 11,848 9,561 - - - İthalat-CIF (Milyon $) 140,928 185,497 14,941 14,724 15,229 16,063 15,431 15,640 17,294 17,130 20,554 16,873 - -

Karşılama Oranı (%) X/M 72.5 61.4 62.9 66.5 62.6 59.6 55.2 57.0 63.4 54.8 57.6 56.7 - -

Bütçe Gelirleri (Milyon TL) 215,060 254,028 20,718 24,866 18,448 21,729 26,252 18,493 19,368 25,375 21,747 23,499 24,556 - - Vergi Gelirleri (Milyon TL) 172,417 210,532 15,330 19,551 15,839 16,959 23,208 15,000 16,622 22,163 17,958 19,765 21,093 - - Diğer Gelirler (Milyon TL) 42,644 43,496 5,388 5,316 2,609 4,769 3,044 3,493 2,746 3,212 3,789 3,734 3,463 - Bütçe Harcamaları (Milyon TL) 267,275 293,628 25,173 19,054 23,894 23,775 23,163 25,395 21,203 25,740 37,858 22,494 23,568 - - Faiz Harcamaları (Milyon TL) 53,201 48,296 7,053 2,165 3,343 4,624 3,103 3,997 2,186 4,989 1,838 3,803 6,171 - - Faiz Hariç Harcamalar (Milyon TL) 214,074 245,332 18,121 16,890 20,552 19,150 20,060 21,398 19,017 20,751 36,020 18,691 17,397 - Bütçe Dengesi (Milyon TL) -52,215 -39,600 -4,455 5,812 -5,446 -2,046 3,089 -6,903 -1,835 -365 -16,110 1,005 988 - - Faiz Dışı Denge (Milyon TL) 986 8,697 2,597 7,977 -2,103 2,578 6,192 -2,906 351 4,624 -14,273 4,809 7,159 - Merkezi Yönetim Toplam

İç Borç Stoku (Milyon $) 219,170 228,228 231,804 219,492 217,909 229,417 229,211 239,636 243,215 236,033 228,228 223,132 224,742 - Merkezi Yönetim Toplam

Dış Borç Stoku (Milyon $) 74,054 77,918 76,819 75,222 73,528 75,228 76,507 77,904 78,304 77,129 77,918 78,827 78,798 -

*: Çeyrek dönemler itibariyledir.

Kaynak: TÜİK, TCMB, Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı İletişim Bilgileri

Oktay Küçükkiremitçi Müdür 0312 4179200/2340 oktay.kucukkiremitci@kalkinma.com.tr Mustafa Şimşek Müdür Yardımcısı 0312 4179200/2340 mustafa.simsek@kalkinma.com.tr Fulya Bayraktar Kıdemli Uzman 0312 4179200/2356 fulya.bayraktar@kalkinma.com.tr

Referanslar

Benzer Belgeler

• TÜİK tarafından açıklanan geçici verilere göre; 2010 yılı Şubat ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat miktar endeksi %9.9 oranında azalış,

• TÜİK tarafından açıklanan geçici verilere göre; 2010 yılı Kasım ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat miktar endeksi %3.9 oranında, ithalat

Güncellenen verilere göre, ihracat birim değer endeksi Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %3,8 ar tarken ihracat mik- tar endeksi Ocak ayında bir önceki yılın

Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2020 yılının birinci çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %16,2 artarak 1 trilyon 71

İhracat birim değer endeksi Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %12,0 artarken, ithalat birim değer endeksi %39,0 yükseldi.. İhracat miktar endeksi ise Ekim ayın-

Anadolu Hayat 2012 ilk çeyrekte 21.2 milyon TL net kar ile 19 milyon TL olan piyasa beklentisinin üzerinde kalırken geçen yıla göre de %58 artış gösterdi.. Net kardaki

HSBC ve ilişkili kuruluşlar ve/veya bu kuruluşlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen (veya ilişkili) menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve

Sanayi üretimi sektörel bazda incelendi ğinde, 2012 yılı ağustos ayında geçen yılın aynı dönemine göre gerileyen sektörler arasında yüzde 22.5 oranında mobilya