• Sonuç bulunamadı

BURSA BAROSU 2022 yılında, bağımsız yar 2022 yılında, gı, bağımsız yar gı, adil yargılanma, adil yar huk gılanma, huk

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "BURSA BAROSU 2022 yılında, bağımsız yar 2022 yılında, gı, bağımsız yar gı, adil yargılanma, adil yar huk gılanma, huk"

Copied!
32
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B

BURSAURSA B BAROSUAROSU BBÜLTEN ÜLTEN || AARALIK 2021RALIK 2021

B URSA B AROSU

AAYLIK YLIK BBÜLTEN ÜLTEN || AARALIK RALIK 20212021

2022 yılında, bağımsız yargı, 2022 yılında, bağımsız yargı,

adil yargılanma, hukukun adil yargılanma, hukukun üstünlüğü ilkelerinin hayata üstünlüğü ilkelerinin hayata

geçirilmesi umuduyla, tüm geçirilmesi umuduyla, tüm meslektaşlarımızın yeni yılını meslektaşlarımızın yeni yılını

kutluyor, esenlik diliyoruz.

kutluyor, esenlik diliyoruz.

Bursa Barosu Başkanlığı

Bursa Barosu Başkanlığı

(2)

||

T

ürkiye Barolar Birliği 36. Olağan Genel Kurulu, TBB Avukat Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi’nde 4-5 Aralık 2021 tarihlerinde yapıldı. Başkanlığını Muğla Barosu Başkanı Cumhur Uzun’un yaptığı,

Şırnak Barosu Başkanı Rojhat Dilsiz, Samsun Barosu Başkanı Pınar Gürsel Yıldırım ve Kocaeli Barosu delegesi Gülhanım Kara’dan oluşan Divan Kurulu’nun yönettiği genel kurulun ardından TBB Başkanlığı seçimini 348 delegeden

182’sinin oyunu alan Ankara Barosu Başkanı Ramiz Erinç Sağkan kazandı. Diğer aday Metin Feyzioğlu ise 156 oy aldı. 10 delege ise başkanlık seçimi için oy kullanmazken, genel kurulda, disiplin ve denetleme kurullarının

üyeleri de belirlendi.

Yönetim Kurulu:

Ramazan Erhan Toprak, Sibel Suiçmez, Veli Küçük, Gürkan Altun, Gökhan Bozkurt, Abdulbaki Çelebi, Nizam Dilek, Ercan Demir, Ali Bayram,

TBB’DE YENİ DÖNEM

“Anıtkabir’den, senin huzurundan yola çıkmak, çocuklarımıza, geleceğimize ve mesleğimize minnetle karışık borcumuzdur.”

Türkiye Barolar Birliği 36. Olağan Genel Kurulu yeni yönetimi seçti.

5 Aralık’ta yapılan seçimde 348 delegeden 182’sinin oyunu alan Ankara Barosu Başkanı R. Erinç Sağkan yeni TBB Başkanı olurken, diğer aday Metin Feyzioğlu ise 156 oy aldı. 10 delege ise başkanlık seçimi için oy kullanmadı.

Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun TBB yönetiminde yer aldı.

Yönetim kurulunun ilk toplantısında Altun, TBB’nin iki başkan

yardımcısından biri seçildi. Barolar

Birliği’ndeki yönetim değişikliği,

sadece hukuk camiasında değil,

toplumun farklı kesimlerinde de

büyük heyecan yarattı.

(3)

||

Hicran Kandemir Disiplin Kurulu: Ali Artuk, Gamze Yaşar, Fedayi Doğruyol, Türkan Karakoç, Atilla Çelik, Faik Yıldız, Mahmut Karatekin Denetleme Kurulu:

İrfan Vurucu, Haluk Murat Poyraz, Ünal Keskin

Seçimlerin ardından habercilere demeç veren Erinç Sağkan, genel kurulda, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma ihlali gibi temel hak ve özgürlüklerin ihlaline etkin bir şekilde karşı duracak bir TBB isteğinin çok net olarak ortaya konulduğunu belirtti.

Türkiye’de son yıllarda insan hakları ihlallerinin arttığını, Anayasa Mahkemesi, AİHM kararlarının uygulanmadığını, bu kararların tartışmaya açıldığı bir ortam bulunduğunu belirten Sağkan, bu dönemde TBB’ye her zamankinden daha çok ihtiyaç

duyulduğunu bildirdi.

TBB’nin, mesleğin ve meslektaşların hak ettiği kazanımları alabilmesi için çalışacağını bildiren Sağkan,

“Bugün itibarıyla artık TBB’nin kapıları tüm avukatlara ayrıştırmadan, ötekileştirmeden, dışlamadan açık olacaktır. Bugün

itibarıyla TBB, yurttaşın sesi, avukatın yanı başında yer alan en güçlü meslek örgütü olacaktır” dedi.

“ELEŞTİRİYE AÇIK BİR TBB GÖRECEKSİNİZ”

Sağkan, yola çıkarken birliği yönetmeye değil, birlikte yönetmeye talip olduklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu sebeple tek başına adaylık açıklamasıyla ortaya çıkmadım. Çok sayıda baro başkanımızın, delegemizin ve meslektaşımızın ortak iradesiyle yola çıktık. Bundan sonra 150 bin avukatın, 81 baronun yönettiği bir TBB göreceksiniz.

Eleştirilmekten kaçınan değil, eleştiriye açık bir TBB göreceksiniz.

Meslektaşı yerlerde sürüklendiği, müvekkilleriyle özdeşleştirilip tutuklandığı zaman kafasını kuma gömen değil, meslektaşının yanı başında yer alan, haksızlığa, hukuksuzluğa en üst perdeden karşı çıkan bir TBB göreceksiniz.

Artık Türkiye’de hiçbir avukatın biran bile yalnız kalmayacağının garantisini veren, hiçbir yurttaşın ‘Haksızlığa uğradığımda TBB yanımda olmadı’

demeyeceği bir birlik göreceksiniz.”

(4)

||

‘ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR’ SÖZÜNÜN ASILI OLDUĞU HER MAHKEME

SALONU, SENİNLE BULUŞTUĞUMUZ YERDİR

TBB Başkanlığı’na seçilen Av. R. Erinç Sağkan 11 Aralık günü;

yönetim, disiplin ve denetleme kurullarına seçilen üyeler, baro başkanları, TBB

delegeleri ve avukatlarla birlikte Anıtkabir’i ziyaret etti.

Aslanlı Yol’dan

yürüyerek Büyük Önder Atatürk’ün mozolesine gelen heyet, burada çelenk koyarak saygı duruşunda bulunduktan sonra Misak-ı Milli Kulesi’ne geçti. TBB Başkanı Sağkan,

Anıtkabir Özel Defteri’ne şunları yazdı:

“Büyük Atatürk, Ebedi eseriniz Nutuk’a ‘1919 senesi Mayıs’ının 19. günü Samsun’a çıktım’ diye başlamıştınız. Bizler de Türkiye Barolar Birliği’nin 36. Olağan Genel Kurulu tarafından seçilen yönetim, disiplin,

denetleme kurulu üyeleri ile delegelerimiz ve meslektaşlarımızla birlikte savunmanın temsilcileri olarak aynı azim ve kararlılıkla bugün, 11 Aralık’ta huzurunuza çıktık.

Bizler biliyoruz ki, ‘Adalet mülkün temelidir’

sözünün asılı olduğu her mahkeme salonu, seninle buluştuğumuz yerdir.

Kişiye, zümreye, şanslı bir azınlığa ya da bir ailenin lütfuna terk edilmeyen ve mavi gözlü bir çocuktan dünyanın hakları gasp edilmiş

tüm halklarına umut olan bir lideri çıkaran Cumhuriyet’in karış karış her toprağı senin eserindir. Bizimse bu kazanımları kaybetmeye tahammülümüz yoktur.

Modern hukukun, insan onurunun, eşitliğin, hakkaniyetin, adaletin, bağımsız yargının ve evrensel hukuk ilkelerinin öğretildiği her hukuk fakültesi seninle var olmuş ve bizimle devam edecektir.

Kimsenin merhametine bırakılamayacak modern hukuk sistemimizin her türlü çabaya rağmen

(5)

||

inadına yıkılmadığı, insan onurunun temel alındığı, bizi kula kul değil birey yapan her türlü temel hak ve özgürlüğün tane tane yazıldığı her kanun, her mahkeme, her adliye senin eserin, bizimse varlık sebebimizdir.

Bu uğurda verdiğimiz çabanın üzerine güneş olup her gün yeniden doğacağının farkındayız. Bu sebeple, Anıtkabir’den, senin huzurundan yola çıkmak çocuklarımıza, geleceğimize ve mesleğimize minnetle karışık borcumuzdur.

Asıl borcumuzun, açtığın aydınlık yolda hiç yılmadan yürüyerek tüm ümidinin onda olduğunu söylediğin gençlikle birlikte, “Küçük Hanımefendiler”, “Küçük Beyefendiler” diye hitap ettiğin çocuklara aydınlık bir gelecek bıraktığımız zaman biteceğinin farkındayız.

Tüm çabamız, bu kutlu borcumuzu ödemek içindir.

Umutsuz durumların değil umutsuz insanların olduğunu, senin hiçbir zaman umudunu yitirmediğini iyi biliyoruz. Bizler de Cumhuriyetimiz ve çocuklarımız için durmadan çalışacağımıza mesleğimizin kutlu yemini gibi söz veriyoruz.

Saygıyla, şükranla ve tarifine dünyadaki hiçbir dilin yetmeyeceği özlemimizle.”

GÖREV DEVİR TESLİM TÖRENİ

Anıtkabir ziyaretinden sonra TBB’de görev devir teslim töreni yapıldı. Baro başkanları, TBB delegeleri ve avukatların katıldığı törende önceki dönem TBB Başkan Yardımcısı Av. Hüseyin Özbek, Birlik Başkanı Sağkan’a cübbesini giydirerek görevi devretti. Yönetim Kurulu üyeleri Av.

Ramazan Erhan Toprak, Av. Sibel Suiçmez, Av.

Veli Küçük, Av. Gürkan Altun, Av. Gökhan Bozkurt, Av. Abdülbaki Çelebi, Av. Nizam Dilek, Av. Ercan Demir, Av. Ali Bayram ve Av. Hicran Kandemir’e de önceki dönem Yönetim Kurulu üyeleri Av. Asude Şenol, Av. Ahmet Şakir Uzun ve Av. Filiz Saraç cübbelerini giydirerek

görevi devretti.

Yeni seçilen Disiplin Kurulu üyeleri Av. Ali Artuk, Av. Gamze Yaşar, Av. Fedayi Doğruyol, Av.

Türkan Karakoç, Av. Atilla Çelik, Av. Faik Yıldız ve Av. Mahmut Karatekin’e de cübbelerini; önceki dönem kurul üyeleri Av.

Süleyman Sefa Bilgiç, Av. Dilek Zeybekoğlu, Av. Mustafa Çinkılıç ve Av. Dilaver Erdoğan giydirdi.

Yeni seçilen Denetleme Kurulu üyelerinden Av. Haluk Murat Poyraz törene annesini kaybettiği için

katılamadı. Diğer üyeler Av. İrfan Vurucu ve Av.

Ünal Keskin de görevi önceki kurul üyeleri Av.

İbrahim Halil Kartal, Av.

Ufuk Özkap ve Av. Ümit Yüksel’den aldı.

Devir teslim töreninin ardından kürsüye gelen TBB Başkanı Av. R. Erinç Sağkan, önceki dönem kurullarında, merkez ve komisyonlarında

çalışanlara

hizmetlerinden dolayı teşekkür ederek,

“Kendi adıma sizlerin huzurunda vermek istediğim bir söz var. Bu görevimizi tamamlayıp başka arkadaşlarımıza devrederken burada bulunmaktan onur duyacağım ve o devir teslim töreninde bizzat burada yer alacağım.

Çünkü kurumların gelenekleri çok zor oluşur; ancak o gelenekleri devam ettirmek de oluşması kadar kıymetlidir.

Çünkü Barolar Birliği ve barolarımız, Türkiye’nin en önde gelen kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütleridir.

Bu örgütlere en son bizim zarar vermemiz gerekir. Türkiye Barolar Birliği, artık yeni dönemi itibariyle geçmişinden getirdiği geleneklerine sahip çıkan, ancak yenilikleri de en önde takip eden kurum olacaktır” dedi.

(6)

||

“TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ’Nİ

150 BİN AVUKAT DENETLEYECEK”

‘Birliği yönetmek değil, birlikte yönetmek’

adıyla yola çıktıklarını hatırlatan Sağkan, yaşanan tarihi genel kurulda tüm baroların hep birlikte ‘çoklu baro’

adı altındaki garabet yasaya karşı çıkışlarının devam ettiğini kaydetti.

Sağkan, “Türkiye Barolar Birliği’ne de bu konuda ciddi bir görev verdiklerine şahit olduk.

Bu sebeple, Türkiye Barolar Birliği yönetimi olarak, Türkiye Barolar Birliği’nin 36. Olağan Genel Kurulu’nun bize verdiği görev ve yetkiyi, en etkili şekilde kullanacağımızı da buradan ifade etmek istiyorum” dedi.

Sağkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni

bir dönem, yeni bir anlayışla başlayacak demiştik. Bugün

itibariyle Türkiye Barolar Birliği’nin kapıları bütün avukatlara açılmıştır.

Bugün itibariyle, Türkiye Barolar Birliği’ndeki avukatlara kısıtlı alanlar artık kaldırılmıştır.

Artık Türkiye’deki tüm avukatlar Türkiye Barolar Birliği’ne girerken duyarlı kapılardan, x-ray cihazlarından geçmek zorunda kalmayacaklardır. Artık gerçekten bu meslek için, meslektaşlarımız için etkin şekilde mücadele etmenin zamanının geldiğine inanıyoruz. Bu sebeple verdiğimiz sözü buradan tekrarlamak istiyorum.

Bu ülkede hiçbir avukat hiçbir baro yalnız, hiçbir yurttaş savunmasız kalmayacak. Dün itibariyle, mazbatamızı aldığımız an itibariyle

başlattığımız süreçte, Türkiye’deki avukat hakkı ihlallerine müdahale etmeye başladık. Artık hiçbir ayrım gözetmeksizin ama hiçbir ayrım gözetmeksizin bu ülkedeki avukatlar bir hak ihlali ile karşılaştıklarında o il barosu ile birlikte aynı zamanda Türkiye Barolar Birliği’ni de çok etkili şekilde hemen yanı başlarında bulacaklar.

Ne bir adım önlerinde olacağız ne de bir adım arkalarında. Tam da yanı başlarında duran bir Türkiye Barolar Birliği olacak. Aynı zamanda ülkemiz büyük bir hukuksuzluk sarmalının içerisindeyken

sesini çıkartmadığı gibi maalesef bazı açıklamalarıyla bu hak ihlallerini meşrulaştıran anlayışa karşı artık hukukun üstünlüğünü,

yargı bağımsızlığını başta adil yargılanma ilkesi olmak üzere en temel hak ve özgürlükleri en üst perdeden savunacak barolarla birlikte, 150 bin avukatımızla birlikte demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti’nde özgürce yaşamanın teminatı olacak bir Türkiye Barolar Birliği devir teslim töreninin yapıldığı an itibariyle hayata geçmiştir.

Tüm meslektaşlarımıza, ülkemize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Son olarak şunları ifade etmek istiyorum. Biz birlikte yöneteceğiz dedik. Şunu gördük ki aslında Ankara’da 22 Haziran itibariyle yapamayacağımız, başaramayacağız hiçbir iş bulunmamakta. Bu sebeple biliyorum ki;

huzurda gördüğünüz yönetim, disiplin ve

(7)

||

denetleme organları aslında temsilen buradadır. Yönetim, denetleme ve disiplin organları sizlersiniz bundan sonra. Türkiye Barolar Birliği’ni de siz yöneteceksiniz, Türkiye Barolar Birliği’ni 150 bin avukat denetleyecek artık. Biliyorum ki bu

zorlu süreçte bizleri yalnız bırakmayacaksınız.

Bugün Atamızın huzurundan yola çıktık. İlkeleri bizim ışığımızdır, yolumuzdur, bundan sonra yolumuz olmaya devam

edecektir. Hepinize en içten şükranlarımı sunuyorum.”

BURSA BAROSU YÖNETİM KURULU, ALTUN VE

DELEGASYONU ANKARA’DA YALNIZ BIRAKMADI

Erinç Sağkan’ın listesinde TBB yönetimine giren

Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun ve Bursa delegasyonu, 4-5 Aralık tarihindeki genel kurul süreci ve bir hafta sonraki devir teslim töreninde Bursa Barosu Yönetim Kurulu üyelerince yalnız bırakılmadı.

Başkan Av. R. Erinç Sağkan, Başkan Yardımcısı - Başkanlık Divanı Üyesi Av. Sibel Suiçmez, Başkan Yardımcısı - Başkanlık Divanı Üyesi Av. Gürkan Altun, Genel Sekreter - Başkanlık Divanı Üyesi Av. Veli Küçük, Sayman - Başkanlık Divanı Üyesi Av. Gökhan Bozkurt, Üye Av. Hicran Kandemir, Üye Av.

Abdülbaki Çelebi, Üye Av. Ercan Demir, Üye Av. Nizam Dilek, Üye Av. Ali Bayram, Üye Av. Ramazan Erhan Toprak…

BAŞKANLIK DİVANI OLUŞTU, ALTUN BAŞKAN YARDIMCISI

BAŞKANLIK DİVANI OLUŞTU, ALTUN BAŞKAN YARDIMCISI

(8)

||

ORHANGAZİ’DE İKİNCİ CARGİLL VAKASI!

Zeytinyağı tesisi izinlerini iptal eden yargı kararları yok sayılıyor

B

ursa’nın Orhangazi ilçesinde ikinci bir Cargill vakası yaşanıyor. İlçede temeli 1 Ekim 2020 tarihinde atılan ve kuruluşu için ÇED gerekip gerekmediğine ilişkin karar olmaksızın verilen izin işlemlerinin yürütmesinin

durdurulması ve iptali istemiyle açılan davada idari yargı iptal kararı verdi. Mahkeme kararı uygulanmadığı gibi Bursa Valiliği, tesisin önündeki hukuk engelini yok sayıp yeni işlem yaparak “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı verdi. İdare mahkemesi bu kararın da iptaline hükmederken, yatırımcı firmanın son başvurusu üzerine Valilik, yine mahkeme kararına aykırı şekilde “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı verdi.

Bu kararın iptali için de dava açıldı.

Bursa Barosu Çevre Komisyonu Üyesi Av. Erol Çiçek ve Av.

Sedat Ata tarafından sürdürülen dava süreci şöyle gelişti:

OLEA Zeytinyağı Fabrikası’nın temeli 1 Ekim 2020 tarihinde atıldı. Bursa Valiliği, Av. Erol Çiçek ve Av.

Sedat Ata’nın, inşaatın durdurulması istemine

yasal süre olan 60 günde yanıt vermeyince, hukuken zımni ret anlamına gelen bu işlemin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açıldı. Bu davada mahkeme yürütmenin durdurulması istemini reddetti ancak 23 Kasım 2021 tarihinde işlemin iptaline hükmetti.

Bu sırada yatırımcı ÇED başvurusunda bulundu. 7 Ocak 2021 tarihinde başlayan ÇED süreci yaklaşık bir ay içinde, 4 Şubat 2021 tarihinde ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir’ kararı ile sonuçlandırıldı.

Bu karara karşı açılan yürütmenin durdurulması ve işlemin iptali istemli davada İdare Mahkemesi 20 Mayıs 2021 tarihinde iptal kararı verdi.

Davalılar Bursa Valiliği ve yatırımcı şirketin, kararın bozulması ve yürütmenin

durdurulması istemi de Danıştay 6. Dairesi’nce 13 Eylül 2021 tarihinde reddedildi.

Danıştay 6. Daire iptal gerekçesinde “dava konusu karara esas Proje Tanıtım Dosyasının, yönetmeliğin ek-4’üne göre hazırlanmadığı, sulak alana ve genel

olarak çevreye verebileceği olumsuz etkilerinin proje

alanında incelenmediği, projenin duyarlı yörelere etkisine ilişkin herhangi bir bilimsel veri

bulunmadığı”na işaret etti.

Mahkeme, projenin çevresel etki

değerlendirmesinin, Proje Tanıtım Dosyası (PTD) üzerinden

‘ÇED gerekli değildir’

kararıyla değil, ÇED raporuyla, ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi olumlu’ kararı alınabilirse yapılabileceğini de vurgu yaptı.

Davacılar, Orhangazi Belediyesi’nden hukuka aykırı yapı ruhsatının iptalini isteyip Valilikten mahkeme kararının uygulanmasını beklerken, davalı yatırımcı Proje Tanıtım Dosyası ile yeni ÇED süreci başlatılması için Valiliğe yeniden başvurdu. Bursa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü konuyla ilgili 8 Kasım 2021 tarihinde ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü’nden görüş talep etti. Genel Müdürlük 9 Kasım 2021 tarihli yazısında;

faaliyet sahibi tarafından iptale konu mahkeme kararında belirtilen gerekçeler dikkate

alınarak hazırlanacak Proje Tanıtım Dosyası ile ÇED Yönetmeliği kapsamında yeni başvuru yapılmasında sakınca bulunmadığı belirtildi.

Mahkeme kararları uygulanmazken yatırımcı, 2. İdare Mahkemesi’nin açık kararına rağmen tekrar ÇED başvurusunda bulundu. 2. Proje Tanıtım Dosyası ile 19 Kasım 2021 tarihinde başlayan ÇED süreci, Valilikçe verilen 23 Kasım 2021 tarihli ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir’ kararıyla, üç gün içinde bir kez daha yatırımcı lehine sonuçlandırıldı.

Yargı kararlarının yok sayılarak Anayasa’nın ihlal edilmesi ve diğer hukuki gerekçelerle 30 Kasım 2021 tarihinde üçüncü dava açıldı.

Dava, ilk kararı veren 1. İdare Mahkemesi’ne düştü. Bursa Barosu Başkanlığı da davaya katılma kararı aldı. Bursa Barosu’ndan yapılan açıklamada, “Son davada çok ivedi karar verilerek; dava konusu hukuksuzluklar sürecinin sonlandırılmasını

bekliyor ve hukukun bir gün herkese lazım olabileceğini hatırlatıyoruz” denildi.

(9)

||

Ek döküm tesisinin inşaat ruhsatının iptali için de dava

B

ursa Barosu, Bursa Valiliği’nin Orhangazi İlçesi’nde kurulu bulunan Döktaş Dökümcülük’e ek tesis kurması için verdiği “ÇED kapsamı dışındadır”

kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle açtığı davanın üzerine Orhangazi Belediyesi tarafından verilen yapı ruhsatının iptali istemiyle de dava açtı.

Valiliğin kararına karşı açılan davanın ardından Orhangazi Belediyesi’nin de tesis için inşaat ruhsatı verdiği duyumları üzerine Av. Sedat Ata ve Bursa Barosu Çevre Komisyonu üyesi Av.

Erol Çiçek, belediyeye dilekçeyle tesis için yapı ruhsatı verilip verilmediğini sordu.

Belediye son dilekçeye verdiği yanıtta ruhsat verdiğini bildirdi. Fakat ruhsat kopyası istemini

“ruhsat evrakı mal sahibine yönelik” olduğu gerekçesiyle reddetti.

Belediyenin ruhsat verdiğini açıklaması üzerine, yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle açılan dava Bursa 2. İdare Mahkemesi’nde 2021/1425 E. Sayılı dosyada görülecek.

MAHKEME KARARI UYGULANMIYOR!

Daha önce, söz konusu fabrikayı işleten Finlandiyalı Componenta Şirketi’ne aynı fabrika alanı içinde yine ek tesis için verilen yapı ruhsatı, Bursa İdare Mahkemesi’nce iptal edilmiş (2014); karar Danıştay 6. Dairesi tarafından 2016 yılında onanmıştı.

Emsal kararın iptal gerekçesinde

“ülkemizin korunması gerekli doğal yaşam alanı ve su havzası olan İznik Gölü’ne ait koruma alanı içinde ve 1/100.000 ölçekli planda irdelenecek sanayi alanında diğer bir deyişle mevcut kullanımı üst ölçekli plan kararları ile çeliştiği için 1/100.000 ölçekli plan kararları ve uygulama hükümleri doğrultusunda tekrar ele alınarak sağlıklaştırılması gereken alanda kalan metal döküm tesisine mevcut kapasitesini ve çalışma, inşaat alanını genişletecek şekilde izin ve ruhsat verilmesinin 1/100000 ölçekli plan ve plan hükümlerine, 1/25000 ölçekli plan ve plan hükümlerine, İznik Gölü havzası koruma ilkelerine ve ilgili mevzuata aykırı olduğu”

sonucuna varılmıştı.

Bu davada yürütmeyi durdurma kararının geç verilmesinden dolayı tesis inşaatı bitmişti. Ruhsat iptali kararı ise belediye tarafından bugüne kadar uygulanmadı. O günden bugüne tesisin bulunduğu bölgenin hukuki statüsünde hiçbir değişiklik olmamasına rağmen yeni bir ruhsat verilmesinin suç olduğu ifade edilen Bursa Barosu açıklamasında şöyle denildi:

“Yürütmesinin

durdurulması ve iptalini istediğimiz son işlem, açıkça mahkeme kararlarını yok sayma anlamına gelmektedir.

Orhangazi Belediyesi ve fabrika yetkilileri mahkeme kararını yok saymalarına rağmen, bir yaptırımla karşılaşmamalarından cesaret almış olsa gerek, bir kez daha, bilerek ve isteyerek

yeni bir hukuksuzluğa kalkışmakta tereddüt etmemişlerdir.

Oysa ek tesisin yapımının planlandığı alan, İznik Gölü Sulak Alanı Tampon Bölgesi’nde kalmakta, metal üretimi ve işlenmesinin de sulak alan koruma bölgelerinde yapılması yasak olan faaliyetler arasında yer aldığı bilinmektedir.

Üzülerek izlemekteyiz ki, Türkiye Cumhuriyeti kurumları ve memurları, hukuka aykırı, ticari çıkarları gözetmek için suç teşkil eden eylemlere katılmakta;

Türk milleti adına yargı yetkisini kullanan mahkeme kararlarını yok sayarak, tıpkı Cargill sürecinde olduğu gibi, Türk Milleti’nin egemenlik hakkına tecavüzde bulunmaya devam etmektedirler.”

(10)

||

Bursa Barosu Yönetim Kurulu: “Engelli birey olmak, hayatı yaşamak için engel değildir”

B

ursa Barosu Yönetim Kurulu, engellilerin yaşadığı sıkıntıları, sorunların çözümü konusundaki tıkanıklıkları bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurdu.

Bursa Barosu’nun 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle yaptığı basın açıklaması şöyle:

“Birleşmiş Milletlerin 1992 yılında aldığı kararla engellilerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması amacıyla 3 Aralık günü ‘Uluslararası Engelliler Günü’ olarak ilan edilmiştir.

Dünya Engelliler Günü, toplumsal farkındalık açısından büyük önem arz etmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünya nüfusunun yaklaşık

% 15’i engellidir.

Ülkemizde bu anlamda çok net çalışmalar yapılmamış olmakla birlikte 11 milyon civarında engelli vatandaşımız olduğu ifade edilmektedir.

Ülkemizde engelli hakları, yasal

dayanaklarını Birleşmiş Milletler Engelli Sözleşmesi’nden, Anayasa ve 5378 Sayılı

Engelliler Hakkındaki Kanun, bağlı yönetmelik ve düzenlemelerden almaktadır. Engellilerin temel insan hak ve özgürlüklerinden diğer bireylerle tam ve eşit şekilde yararlanabilmek yolunda sürdürdükleri mücadeleler sonucunda, BM tarafından kabul edilen Engelli Bireylerin Hakları Sözleşmesi, ülkemiz tarafından 30 Mart 2007 tarihinde imzalanarak, 3 Aralık 2008 tarihinde onaylanmasının ardından yürürlüğe girmiştir.

Geçen zaman içerisinde, sözleşme gereklerinin yerine getirilmesi konusunda, engelli bireylerin toplum yaşamına tam ve etkin katılımının önündeki yüzlerce engel, maalesef ortadan kaldırılamamıştır.

Ne yazık ki çıkarılan kanunlar, yasal

düzenlemeler engelli hakları konusunda sürekli ve kalıcı çözümler bulma konusunda yetersiz kalmaktadır.

Bugün ülkemizde yaşayan milyonlarca engelli vatandaşımız başta eğitim, çalışma hayatı, ulaşım ve sağlık olmak üzere birçok alanda zorlanmakta, deyim yerindeyse

‘engellenmektedir.’

Engellilerin eğitim hayatına katılmaları da oldukça güçtür.

Engelli nüfusumuzun yarıdan fazlası okuryazar bile değildir. Çok azı lise ve üniversite eğitimi alabilmektedir.

Engellilerin önündeki engeller, genel ve yerel idareciler, siyasiler ve sivil toplum örgütleri hep birlikte el ele vererek kaldırmalı, engelli vatandaşlarımızın eğitim hakkı tam olarak hayata geçirilmeli ve sair yaşam standartları da

yükseltilmelidir.

İstihdam politikaları da engellilerin iş hayatına katılımlarını tam anlamıyla

sağlamamakta, engelli kontenjanı uygulaması sadece kağıt üzerinde kalmaktadır.

Engellilerin hayata dahil olabilmeleri en önce devletin görevidir.

Türkiye, Engelli İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülke olmasına karşın bu sözleşmenin gereklerini tam olarak yerine getirmemektedir.

Engelli bireylerin sahip oldukları hak ve özgürlüklerden pozitif ayrımcılık gözeterek, tam ve eşit faydalanılabilmesi açısından üzerimize düşen görevi yapmalıyız.

‘Engelli birey olmak, hayatı yaşamak için engel değildir.’ Dünya Engelliler Günü kutlu olsun.”

(11)

||

B

ursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, TL’deki değer kaybıyla birlikte yüksek fiyat artışlarının vatandaşları zorladığı gibi, kedi köpek mama fiyatlarının yüzde 200 civarında artması nedeniyle yaşanan olumsuz tabloya dikkat çekti. Komisyon Başkanı Av. Dilruba Uslu Cihan, devletin en azından evcil hayvan mama fiyatlarında KDV’yi sıfırlaması

gerektiğini söyledi.

Bursa Barosu Başkan Yardımcısı Av. Metin Öztosun, yönetim kurulu üyeleri Av. Nilay Parlar ve Av. Yasemin Reçber ile komisyon üyesi avukatların katıldığı basın açıklaması şöyle:

“Son dönemlerde yürütülen ekonomik politikalar nedeniyle Türk lirasının değer kaybı, ülkemizde birçok ürünün alımını zorlaştırmıştır. İnsanlar mutfak alışverişlerinden dahi kısmaya başlamış, toplumun büyük kesimi temel ihtiyaçlarını gideremez duruma gelmiştir. Türk lirasının değer kaybı ile birlikte

oluşan yüksek enflasyon, evlerde bakılan ve sokaklarda yaşamak zorunda kalan hayvan dostlarımızı da çok etkilemiştir.

Birçok vicdanlı

vatandaşımız sokaklarda yaşam mücadelesi veren hayvan dostlarımızı kendi bütçelerinden aldıkları mamalarla beslemektedir. Devletin, bugüne kadar bu konuda vatandaşlara yardımı olmaması bir yana, son dönemdeki zamlarla mama fiyatları %200’e yakın artmış, hayvanlara mama alınamayacak duruma gelinmiştir.

Özellikle kedi ve köpekler, yüzyıllar önce insana muhtaç hale getirilmiştir. Bu sebeple de bu hayvanları beslemek insanların sorumluluğundadır.

Ancak bugüne kadar devlet otoriteleri bu konuda sorumlu davranmamış, bu eksiği bir kısım vicdanlı insanlar gidermeye çalışmıştır.

Ancak artık bu insanlar bu yükün altından kalkamamaktadır.

İnsan gıda maddelerinde genelde %1 - %8

oranlarında KDV alınırken kedi ve köpeklerin temel ihtiyacı olan gıda maddelerinde %18 KDV alınmaktadır. Yine yat ve gezi teknelerinin alım ve hizmet ifalarında %1 KDV alınırken kedi-köpek mamalarında %18’lik KDV oranı hakkaniyete aykırıdır.

İthal edilen mamaların yanına yaklaşılmazken, ülkemizde üretilen mamaların fiyatları da onları takip etmiştir.

Hem ithalatçıların ve yerli üreticilerin mama fiyatlarında yaptığı artışın denetlenmemesi hem de mamalardan alınan KDV oranı sebebiyle hayvan besleyen insanlar ağır bir vicdanı yük altındadır.

Ticaret Bakanlığı tarafından acilen fahiş fiyatlarla ilgili denetim yapılmalı ve hayvan mamalarındaki KDV oranı sıfırlanmalıdır.

Aksi durum insan

politikalarından habersiz, hiçbir günahı olmayan birçok hayvanın açlıkla sınanmasına, evlerde bakılan hayvanların sokağa bırakılmasına dolayısı ile birçok yaşam hakkı ihlaline

yol açacaktır. Ayrıca bu hayvanlara bakmayı kendine vicdani bir sorumluluk olarak üstlenmiş insanların da maddi zorluklarla birlikte her gün besledikleri hayvanlara yardımcı olamayarak psikolojik olarak etkilenmesi ve toplum huzurunun bozulması da an meselesidir.

Bu sebeplerle biz Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak, sokakta yaşayan ve çok zor şartlarda yaşam mücadelesi veren hayvanlar başta olmak üzere tüm hayvanların hakları için verdiğimiz mücadeleye devam ediyoruz. Her türlü hak ihlalinde gerekli mekanizmaları hayata geçirmek için çalışırken, devletin yetkili kurumlarından da üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmek konusunda bizlerle aynı hassasiyeti göstermelerini talep ediyoruz. Değerli basın mensupları ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu

“KEDİ-KÖPEK

MAMALARINDA KDV

SIFIRLANMALIDIR”

(12)

||

C

umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 23.12.2021 tarihindeki Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda belediye başkanlarına

“Öncelikle sahipsiz

hayvanların yerinin sokaklar değil, barınaklar olduğunu unutmamalıyız”

şeklindeki beyanları açıkça hukuka aykırıdır.

Nitekim bu açıklamadan sonra medyada

belediyelerin sokak hayvanı toplama

haberleri gündeme gelmeye başlamıştır.

Öncelikle, sokak hayvanları olarak tabir edilen kedi ve köpeklerin, bizim gibi doğanın bir parçası

olduğunu hatırlamak gerekir. İnsanoğlu tarafından, insan bakımına muhtaç hale getirilen, kentleşme ile beraber zaten yeşillik ve topraktan uzaklaştırılan, beton yığınları arasına sıkışan bu hayvanların

tamamen doğadan koparılmasına

yönelik bu söylemler çok

ciddi hayvan hakkı ihlallerine yol

açacaktır.

Bugüne kadar ısrarlı

taleplerimize rağmen hayvan üretim çiftliklerinin kapatılmaması, hayvan sahiplerinin hayvanlarını sokağa bırakma gibi eylemlerine caydırıcı para cezalarının uygulanmaması bir yana, kanun değişikliği yapılırken bu taleplerimizin hiç dikkate alınmamasının faturası zavallı sokak

BARINAKLAR SOKAK

HAYV ANLARININ YAŞAM ALANI

DEĞİLDİR!

(13)

||

hayvanlarına kesilmiştir.

Sokak hayvanlarının popülasyon kontrolü için yıllardır ısrarla dile getirdiğimiz eş zamanlı kısırlaştırma seferberliği uygulanmamış, kanunen kısırlaştırma zorunluluğu bulunan ve görevini yapmayan belediyelere de herhangi bir yaptırım uygulanmamıştır.

Sokak hayvanlarının popülasyonunun artmasının sorumlusu, yasa değişikliği yaparken objektif değerlendirmeleri dikkate almayan, üretim çiftliklerini kapatmayan, sorumluluğunu

yerine getirmeyen kurumlara yaptırım öngörmeyenlerdir!

Medyaya yansıyan bazı haberlerle bizim de yüreğimiz, o çocuklar ve aileleri kadar yanmaktadır. Tabi ki bu çocuklarımızın başına gelen üzücü olaylarla ilgili etkin soruşturmalar yapılmalı ve köpek sahipleri yargılanmalıdır.

Ancak bu tarz münferit olayların faturası tüm sokak hayvanlarına kesilmemelidir.

Cumhurbaşkanının belediyelere verdiği talimatın hem Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere, hem de iç mevzuata aykırı olduğunu hatırlatmak isteriz.

2004 yılından beri yürürlükte olan 5199 sayılı Hayvanları Koruma

Kanunu’nun, değişiklik tasarısı tartışılırken tüm hayvan hakları aktivistlerinin kırmızı çizgisi olan 6. madde;

“Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur.

Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır” demektedir.

Mevzuatımızda sağlık durumu iyi olan, kısırlaştırılan hayvanların alındıkları ortama bırakılmaları hususu net bir şekilde düzenlenmişken, bu maddeye aykırı olarak yapılan sağlıklı ve küpeli hayvanların toplanması ise yasaya açıkça aykırıdır.

Nasıl ki son yıllarda insanlar arasında saldırganlık had safhada olduğu için sokağa çıkma yasağı ilan edilmiyor ise münferit olaylar sebebi ile sokakta yaşayan hayvanların tümü saldırgan olarak yaftalanıp temel hakları ellerinden alınmamalıdır.

Sadece insan

olduğumuz için doğadaki diğer canlıların yaşam hakkında söz sahibi olduğumuzu düşündüren üstenci bakış açısından

kurtulmadıkça toplumsal barışın sağlanmayacağı da bir gerçektir.

Son olarak;

Cumhurbaşkanı tarafından

belediyelere verilen talimat, 1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 137.

maddesine göre;

kanunsuz emirdir.

Anılan maddeye göre;

“Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir.

Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getirenin sorumlu olmaz. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez;

yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz”

denmektedir.

Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak; öncelikle belediyelere kanunsuz emirlere uymalarının

suç olduğunu, sokakta zor şartlarda yaşam mücadelesi veren hayvan dostlarımıza karşı yasaya aykırı eylemlerden kaçınmaları gerektiğini hatırlatarak, Cumhurbaşkanının bu talihsiz açıklamalardan bir an önce dönmesini talep ettiğimizi basına ve kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.

BURSA BAROSU HAYVAN HAKLARI KOMİSYONU

(14)

||

H

er aralık ayının 10.

günü takvimlerde Dünya İnsan Hakları günü olarak yer almaktadır.

Bundan yıllar önce yine bir 10 Aralık günü, 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda

30 maddelik İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ kabul edilmiştir.

65 milyon insanın hayatına mal olan İkinci Dünya Savaşının ardından bu acı ve kanlı deneyimi bir kez daha yaşamamaktı amaç...

Bu nedenle dil, din, ırk, cinsiyet ve siyasi düşünce gözetilmeden, her insanın, salt insan olduğu için kazandığı hakları bulunduğu konusunda ortaklaşan dünya devletleri, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni imzalayarak, kişilerin onurlu ve özgür biçimde yaşayabilmeleri adına kurallar koymayı hedeflemiştir.

En başta yaşam olmak üzere özgürlük, güvenlik, sağlık, eğitim, yiyecek, barınma, yasaların koruyuculuğundan eşit olarak yararlanma, barışçıl amaçlar için toplanma ve dernek kurma, çalışma, din, vicdan, düşünce ve ifade özgürlüğü, bildiride

“temel insan hakları”

olarak belirlenmiştir.

İmzacı ülkeler de bu hak ve özgürlükleri kendi Anayasa ve yasalarında tanıyarak insan

haklarının korunmasını taahhüt etmişlerdir.

Bildirinin imzalandığı gün olan 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü olarak ülkemizde ve tüm dünyada kutlanıyor olsa da;

bugün için insan hakları ihlallerinin ulaştığı nokta açısından dünyada ve özellikle de ülkemizde maalesef vahim bir tablo ile karşı karşıyayız.

Yasama organı olan TBMM’nin etkisizleştirilmesi ve adeta devre dışı bırakılması;

Temel hak ve

özgürlüklerin kararname ve genelgelerle

sınırlandırılması, hatta

askıya alınması;

İnsan hakları ihlallerinin her geçen gün artması, adil yargılanma ve savunma hakkının kısıtlanması;

Toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme hakkı ile düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanılamaz hale getirilmiş olması karşısında kaygılıyız.

Bugün ne yazık ki;

imzacısı ve tarafı olduğumuz, iç hukukumuzun da bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile AİHM kararlarının tanınmadığı, uygulanmadığı ve bağlayıcılığının olmadığının açıkça dillendirilebildiği otoriter siyasal iklimde, bağımsızlığını ve tarafsızlığını kaybetmiş, iktidarın etkisi altındaki

bir yargı pratiği ile karşı karşıyayız.

Geçtiğimiz yıl da Türkiye, insan hakları ihlalleri konusunda AİHM’e en çok başvuru alan ikinci ülke olmuştur. Bu başvuruların yaklaşık

% 90’ı Türkiye aleyhine sonuçlanmakta, ülkemiz maalesef ifade ve düşünce özgürlüğünün en çok İhlal edildiği Avrupa Ülkesi olmuştur.

Yine cezaevlerinde ve gözaltında; özellikle çıplak arama olmak üzere işkence ve kötü muameleye ilişkin yakınmalar da artış göstermiş ve bu iddialar hakkında etkin bir soruşturma yürütülmediği de gözlenmektedir.

Ülkemizde kadına yönelik ve aile içi şiddet ile çocuk istismarı, bir türlü önlenemediği gibi

AVUKATLAR, İNSAN HAKLARININ GÜVENCESİDİR!

(15)

||

oldukça vahim boyutlara ulaşmıştır. En temel hak olan yaşam hakkının korunması için gerekli tedbirlerin alınması bir yana, kadına yönelik şiddetin ve ayrımcılığın önlenmesine ilişkin en önemli belge olan İstanbul Sözleşmesi de bir gece yarısı kararnamesi ile ansızın hukuka aykırı bir şekilde yürürlükten kaldırılmıştır.

OHAL kaldırılmasına rağmen OHAL rejimi adeta olağan hale getirilmiş, temel hak ve özgürlükler yasal düzenlemelerle ve fiili uygulamalarla kısıtlanmıştır. KHK’lar ile hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan binlerce kamu görevlisi ihraç edilerek medeni ölüme terk edilmiş, birçok dernek, vakıf, sendika da kapatılmıştır.

Milletvekilleri,

gazeteciler ve toplumun muhalif birçok kesimi hakkında hukuki dayanaktan yoksun davalar açılırken, halen birçok meslektaşımız da mesleki faaliyetleri nedeniyle soruşturma baskısına maruz kalmakta, bir kısmı da tutuklu olarak yargılanmaktadır.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi; İkinci Dünya Savaşının

ardından, savaşın yıkıcı sonuçlarının onarılması, yaşam hakkının korunması ve insan hakları ihlallerinin önlenmesi amacıyla imzalanmasına rağmen dünyada savaşlar halen devam etmektedir.

Emperyalist güçlerin savaş politikaları ve siyasal iktidarın yanlış dış politikası yüzünden ülkemizde yaşamak zorunda kalan mültecilerin ise Avrupa ülkelerine karşı adeta tehdit aracı olarak kullanılması kabul edilemez bir durumdur. Yine bir belediye başkanın temel belediyecilik hizmetleri açısından dahi mültecilere yönelik ayrımcı ve nefret içerikli faaliyetleri ise insan hakları açısından utanç vericidir.

Maalesef ölümlü iş kazalarında da ülkemiz Avrupa ülkeleri arasında 1. Sırada yer almaya devam etmektedir.

Temel ve kamusal bir hak olan eğitim ve barınma hakkı bugün için tarikat, vakıf ve cemaat yurtlarına devredilmiş, korunması devletin yükümlülüğünde olması gereken çocuklar bu denetimsiz yerlerdeki kişilerin insafına terk

edilmiştir. Antalya’da tarikat yurdunda kalan bir öğrencinin vahşice katledilmesi de bu durumun ne denli vahim olduğunu gözler önüne sermiştir.

Türkiye de dahil olmak üzere 196 ülkenin taraf olduğu, Birleşmiş Milletler Genel

Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen Çocuk Hakları Sözleşmesi ile çocuk haklarının korunması amaçlanmış ve taraf devletlerin bu hakların yaşama geçirilmesi için yükümlülüklere uymaları gerektiği hükme bağlanmıştır.

Ülkemiz ise üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmediği gibi ne yazık ki; son yıllarda, çocuklara yönelik artış gösteren istismar vakalarında, çocuk işçiliğinde ve çocuk yaşta evliliklerin önüne geçmekte sınıfta kalmıştır.

Avukatlık Kanunu’nun 95. maddesi Barolara

“hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak” görevini vermiştir.

Avukatlar, insan

haklarının güvencesidir.

Bursa Barosu İnsan

Hakları Komisyonu olarak, hukukun üstünlüğünü, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletini savunmaya devam edeceğimizi bildirir, insan hakları ihlallerinin ortadan kaldırılması için her zaman olduğu gibi mücadele etme kararlılığımızı kamuoyu ile paylaşırız.

Saygılarımızla Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu adına Başkan Av. Kemal Özgür YETKİN

AVUKATLAR, İNSAN HAKLARININ GÜVENCESİDİR!

(16)

||

D

anıştay, toplumsal olaylarda

güvenlik güçlerinin davranışlarının görüntülenmesine yasak getiren İçişleri Bakanlığı genelgesinin yürütmesini durdurdu.

Bursa Barosu adına Bursa Barosu Genel Sekreteri Av.Aslı Evke Yetkin tarafından İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, toplumsal olaylarda

polislerin davranışlarına ilişkin, vatandaşlarca ses ve görüntü alınmasının engellenmesi, şartlar oluştuğunda da adli işlem yapılması talimatı veren genelgesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle açılan davada Danıştay 10.

Dairesi yürütmenin durdurulmasına karar verdi.

Oybirliğiyle alınan kararda, söz konusu

genelge ile getirilen düzenlemelerin temel hak ve hürriyetler içerisinde bulunan haberleşme hürriyeti ile basın hürriyetine yönelik kural ve sınırlamalar getirdiği, anılan haklara yönelik getirilecek sınırlandırmanın ancak kanunla yapılabileceği, temel hak ve hürriyetleri Anayasanın 13.

maddesinde getirilen hukuki güvencelere ve kanunla sınırlama

ilkesine aykırı olacak şekilde düzenleyen genelgenin hukuka aykırı olduğu vurgulandı.

Danıştay daha önce de, Ankara ve Antalya Baroları tarafından genelgenin iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle açılan davalarda yürütmenin durdurulmasına karar vermişti.

Görüntü ve ses

yasağı genelgesinin

yürütmesi durduruldu

(17)

||

T

MMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, Kamu

Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu

(DİSK), Bursa Tabip Odası, Bursa Veteriner Hekimler Odası, Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), Bursa Demokrasi Güçleri, “Emeğimize, mesleğimize,

haklarımıza sahip çıkıyoruz, geçinemiyoruz”

demek için Bursa Kent Meydanı’nda bir araya gelerek, basın açıklaması

gerçekleştirdiler. Yapılan açıklamada Bursa Barosu’nu temsilen Başkan Yardımcısı Av.

Metin Öztosun ve Genel Sekreter Av. Aslı Evke Yetkin de hazır bulundu.

GEÇİNEMİYORUZ!

GEÇİNEMİYORUZ!

(18)

||

Ö

ğretmen Metin Lokumcu’nun Artvin Hopa’da 31 Mayıs 2011’de, Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemde düzenlediği miting protestoları sırasında polis tarafından sıkılan biber gazı nedeniyle yaşamını yitirmesine ilişkin dava yeniden başladı.

Trabzon 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nin yetkisizlik kararının ardından 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanan davaya Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Kemal Özgür

Yetkin, komisyon üyeleri Av. Özgür Özcan ve Av.

Ahmet Keskin de katıldı.

Mahkeme Bursa Barosu ve diğer baroların katılma taleplerini reddederken, sanık 9 polisin SEGBİS üzerinden sorgulaması itiraza konu oldu.

Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Metin Lokumcu’nun ölümünden sorumlu olan 13 polisin SEGBİS ile ifade vermelerinden vazgeçerek, bizzat duruşmada hazır bulunmalarına karar verdi. Duruşma 6-7 Ocak tarihlerine ertelendi.

LOKUMCU DAVASI SANIĞI POLİSLER MAHKEMEYE GETİRİLECEK

Deniz Poyraz Davası İzmir’de başladı

H

DP İzmir İl Binasında 17 Haziran 2021 tarihinde gerçekleştirdiği silahlı saldırıda Deniz Poyraz’ı öldüren Onur Gencer’in

yargılanmasına İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı.

“Tasarlayarak kasten öldürme”

suçlamasıyla yapılan yargılamayı Bursa Barosu Başkan Yardımcısı Av. Metin Öztosun, Genel Sekreter Av. Aslı Evke Yetkin de izledi. İzmir, Ankara, Diyarbakır başta olmak üzere çok sayıda baronun başkan ve yönetim kurulları ile baroların avukat hakları merkezi üyelerinin izlediği duruşmayı mahkeme, katılma taleplerini almadan 24 Ocak 2022 tarihine erteledi.

(19)

||

B

ursa Barosu Eğitim Merkezi (BUBEM) tarafından düzenlenen “Anayasa Mahkemesi Kararlarında İnternet Özgürlüğü”

konulu konferans, Bursa Barosu BAOB Hizmet Birimi’ndeki Av. Özgür Aksoy

Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Alper Işık’ın verdiği konferansı Bursa Barosu Başkan Yardımcısı Av. Metin Öztosun, yönetim kurulu

Anayasa Mahkemesi kararlarında

“İNTERNET ÖZGÜRLÜĞÜ”

üyeleri ve avukatlar izledi.

Dr. Alper Işık, internet ortamındaki içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve

sorumlulukları ile internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usulleri düzenleyen yasanın arama motorlarına yaptırım öngörmediğini hatırlattı. Kişilik hakkı ihlaline ilişkin yayınların arama motorlarında görüntülendiğini

hatırlatan Işık, “Temel eksik bu. Anayasa Mahkemesi’nden, bireysel başvurunun başlamasından bu yana 9 yılda 44 karar çıkmış.

Verdiği pilot karar doğrultusunda yasa çıkarılması için TBMM’ye bildirmiş. Bir yıl içinde yasal düzenleme yapılmazsa başvuruların hepsini inceleyeceğim ve kuvvetle muhtemel de ihlal kararı vereceğim diyor. Bu da şöyle bir mağduriyet yaratıyor.

Mahkemede bekleyen 500 başvuru var ve mağduriyetleri bir yıl daha uzatmış oluyor”

dedi.

(20)

||

80

avukata CMK

eğitimi

B

ursa Barosu CMK Uygulama Merkezi eğitimi Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) ortak salonunda yapıldı. Yüz yüze yapılan eğitimde 80 avukata CMK sertifika eğitimi verildi.

Eğitimler Bursa Barosu Başkan Yardımcısı ve CMK eğitimcisi Av.

Metin Öztosun, CMK eğitimcileri Av. Murat Özdemir ve Av. Adil Öztürk tarafından verildi.

N

ilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Serpil Altun ve Yürütme Kurulu Üyesi Mine Özen Doğruel Bursa Barosu Kadın Hakları Merkezi’ne tanışma ziyaretinde bulundu. Bursa Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Müjde Kaya, Koordinatör Yönetim Kurulu Üyesi Av. Nazlı

Ceren Şendoğan ve Kadın Merkezi Sorumlusu Av. Özlem Gürgen Eldem ile Adli Yardım Merkezi Sorumlusu Av. Aynur Çiğdem Ünel’in görüşmesinde Bursa Barosu ile Nilüfer Kent Konseyi’nin işbirliği yaptığı ve yapacağı konular ele alındı.

KADIN HAKLARI KONUSUNDA DAYANIŞMA

KADIN HAKLARI KONUSUNDA DAYANIŞMA

(21)

||

B

ursa Barosu’nun toplumsal aydınlanmaya yönelik çalışmaları sürüyor ve okullardan gelen talep doğrultusunda temel haklarla ilgili hukuki bilgilendirme yapılıyor. Çocuk Hakları Merkezi Üyesi Av. Sibel Gündüz, Yıldırım İlçesi’ndeki Erdoğan

Şahinoğlu Ortaokulu öğrencilerine, çocuk hakları ve istismar konulu konferans verdi.

Okul salonundaki konferansı ilgiyle dinleyen

öğrenciler, Av. Sibel Gündüz’ü soru yağmuruna tuttu.

Çocuklara haklarını anlattık

A

ksaray Şehit Salih Aksu Ortaokulu’nda 14 Aralık 2021 günü, öğrenci S.T.K.’nin aynı okulda matematik

öğretmeni olarak görev yapan A.R.Y. tarafından uğradığı korkunç darp ve şiddet olayını büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Olaya

yönelik adli ve idari işlemler başlatılmış, Türkiye Barolar Birliği tarafından da suç duyurusunda bulunulmuştur.

Bursa Barosu Çocuk Hakları

Merkezi olarak mağdur

çocuğun üstün yararı, menfaati ve haklarının korunması amacıyla adli süreci yakından takip edeceğiz. Ayrıca tüm çocuklarımıza yönelik ihmal, istismar ve şiddet olaylarında gerekli önlemlerin alınması, haklarının korunması

amacıyla da çalışmalarımız ve mücadelemizin devam ettiğini kamuoyuna saygıyla bildiririz.

BURSA BAROSU ÇOCUK HAKLARI MERKEZİ

Okulda

öğretmen

dayağının

takipçisi

olacağız

(22)

||

Aylık Bülten Aylık Bülten

B

B URSA URSA BB AROSU AROSU

İmtiyaz Sahibiİmtiyaz Sahibi Bursa Barosu Başkanı Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan ALTUN Av. Gürkan ALTUN

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Bursa Barosu Yön. Kur. Üyesi Bursa Barosu Yön. Kur. Üyesi Av. Nazlı Ceren ŞENDOĞAN Av. Nazlı Ceren ŞENDOĞAN Editör-Sayfa Tasarımı

Editör-Sayfa Tasarımı İhsan BÖLÜK İhsan BÖLÜK

Yönetim Yeri:

Yönetim Yeri: Bursa Barosu Başkanlığı, Kıbrıs Şehitleri Cad. Adalet Sarayı Bursa Barosu Başkanlığı, Kıbrıs Şehitleri Cad. Adalet Sarayı G-Blok Kat 1 Osmangazi - Bursa Tel: 444 50 99 Faks: (224) 2516249 G-Blok Kat 1 Osmangazi - Bursa Tel: 444 50 99 Faks: (224) 2516249 Bursa Barosu Dergisi’nin eki olarak yayınlanır

Bursa Barosu Dergisi’nin eki olarak yayınlanır

Baskı:

Baskı: Dizgi Ofset, Fevziçakmak Mahallesi, Dizgi Ofset, Fevziçakmak Mahallesi, Dizgi Cad. No:6 Karatay - Konya Tel: (332) 342-07-42 Dizgi Cad. No:6 Karatay - Konya Tel: (332) 342-07-42

Bursa Barosu Sosyal Etkinlikler Komisyonu’nca düzenlenen doğa yürüyüşü hafta sonu gerçekleştirildi. Osmangazi’nin Bağlı Köyü, Ketenli Yaylası ve Soğukpınar güzergahında yapılan doğa yürüyüşüne katılan avukatlar, karlı zeminde yürüyüşün molasında sucuk-ekmek yedi, odun ateşinde kahve pişirip içtiler.

Sosyal Etkinlikler Komisyonu organizasyonu Sosyal Etkinlikler Komisyonu organizasyonu

DOĞADA BİR GÜN!

DOĞADA BİR GÜN!

(23)

||

İNTERAKTİF OYUN GİZEMLİ CİNAYET B

ursa Barosu Sosyal Etkinlikler Komisyonu’nca

düzenlenen İnteraktif Rol Yapma Oyunu

“Gizemli Cinayet” Arena Sahne Blackbox’da gerçekleştirildi. 20 kişiyle sınırlı tutulan oyun, katılımcıların hoşça vakit geçirmesini sağladı.

DOĞADA BİR GÜN!

DOĞADA BİR GÜN!

(24)

||

Bursa Barosu Başkanı Altun’a ziyaretler

M

udanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, Bursa Barosu Başkanı Av.

Gürkan Altun’u ziyaret etti. Altun’u, baro başkanlığına yeniden seçilmesi ayrıca TBB Başkan Yardımcısı olmasından ötürü kutlayan Türkyılmaz’a, Mudanya Belediyesi avukatları Serap Akkul, Sağra Sevinç ve Damla Güven ile Basın Danışmanı, ÇGD Bursa Şube Başkanı Rabia Deniz de eşlik etti. Görüşmede Bursa Barosu Başkan Yardımcısı Av. Metin Öztosun, Genel Sekreter Av. Aslı Evke Yetkin ve Sayman Av. Yener Poroy da vardı.

M

illiyetçi Hareket Partisi (MHP) Bursa İl Başkan Yardımcısı Av. Ahmet Doğu ve Hukuk ve Siyasi İşler Komisyonu üyesi avukatlar Tuğba Şentürk Yılmaz, Mehmet Yılmaz, Ahmet Tuna Altunöz ve Bünyamin Aygece, Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun’u ziyaret etti. Bursa Barosu Başkan Yardımcısı Av. Metin Öztosun’un da bulunduğu görüşmede, yargı ve avukatlık mesleğinin sorunları konuşuldu.

S

aadet Partisi (SP) Bursa İl Başkanı Mehmet Atmaca ve il yönetim kurulu üyeleri, Bursa Barosu Başkanı Av.

Gürkan Altun’u ziyaret etti. Ziyarette, kent ve ülke sorunları konuşuldu.

İ

yi Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, Merkez Disiplin Kurulu Başkan Vekili Av.

Şeyda Şahin, İl Disiplin Kurulu Başkanı Av. Talha Küçük, Siyasi İşlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Nevzat Kocakurt, Hukuk İşlerinden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Av. Kerem Arslan, İl Disiplin Kurulu Başkan Yardımcısı Tuğsad Özdemirel, İl Hukuk Komisyonu Üyesi Av. Batuhan Sarsıcı Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun’u ziyaret ederek TBB Başkan Yardımcılığı görevinden ötürü kutladılar. İl Başkanı Türkoğlu’nun hediye takdim ettiği ziyarette Bursa Başkan Yardımcısı Av. Metin Öztosun, Genel Sekreter Av. Aslı Evke Yetkin ve Sayman Av. Yener Poroy da bulundu.

(25)

||

Bursa Barosu Başkanı Altun’a ziyaretler

U

ludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zekeriyya Arı, önceki dekan Prof.

Dr. Doğan Şenyüz, dekan yardımcıları Doç. Dr.

Gülşen Gedik, Dr. Öğretim Üyesi Emine Gökçe Karabel, Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Aker, Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun’u ziyaret etti. Bursa Barosu Başkan Yardımcısı Av. Metin Öztosun, Yönetim Kurulu Üyesi Av. Gonca Gülçin ve Bursa Barosu Eğitim Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Av. Esranur Meral’in de bulunduğu görüşmede, iki kurum arasında işbirliğinin geliştirilmesi konuşuldu.

M

imarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, 2. Başkan Hasan Ertaş ve Sekreter Üye Rahmi Dede, Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun’a kutlama ziyareti gerçekleştirdi. Görüşmede Bursa Barosu Başkan Yardımcısı Av. Metin Öztosun ile Sayman Av.

Yener Poroy da bulundu.

T

ürkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şube Başkanı Necla Özkaplan Yörüklü ve TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Feridun Tetik, Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun’u ziyaret etti. Görüşmeye Başkan Yardımcısı Av.

Metin Öztosun ile Sayman Av. Yener Poroy da eşlik etti.

D

enizbank Bursa Şube Müdürü Hamza Aslan ve Müşteri İlişkileri Yöneticisi Sezen Boy, Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun’u ziyaret etti.

Ziyarette, kurumsal işbirliği koşulları gözden geçirildi.

R

eferans ADR Alternatif Çözümler Merkezi Danışmanlık Eğitim Kiralama Tic. Aş. (Referans Hukuk Ofisleri) Bursa Barosu ile imzalanan kurumsal anlaşma gereği, Bursa Barosu üyesi avukatlara yönelik özel ofis ve toplantı odası kiralama

hizmetlerinde indirim

uygulayacak. Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun ile Av. Gülgün Ildır’ın imzaladığı sözleşmede yüzde 10 indirimli hizmetin süresi bir yıl olarak belirlendi.

(26)

||

Ç

oğunluğu Bursa Barosu Futbol Takımı oyuncularının kurduğu Bursa 1326 Futbol Kulübü takımı, Bursa Barosu Başkanı Av.

Gürkan Altun’u ziyaret etti. Takım Bursa amatör liglerinde mücadele edecek. Bu arada ekim ayında Afyonkarahisar Barosu’nca düzenlenen Cumhuriyet Kupası’nda şampiyon olan Bursa Barosu Futbol Takımı’nın kupasını

Antrenör Levent Erdoğan ve Kaptan Av.

Arif Bayrak, Bursa Barosu Başkanı Altun’a teslim etti.

Kupayı teslim ettiler

Bursa Barosu Başkanı Altun’a ziyaretler

B

ursa Barosu komisyonlarında yapılan seçimlerde Çevre Komisyonu Başkanlığı’na seçilen Av. Basri Hasret ve komisyon üyeleri Av.

Kemal Özgür Yetkin, Av. Leman Öztürk Tek, Av.

Jülide Arıkan Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun’u ziyaret etti.

B

ursa Barosu’nun üyeleri için indirim yapan anlaşmalı kurum ve kuruluşlara Vita Fizyoterapi ve Egzersiz Danışma Merkezi de eklendi. Bursa Barosu Başkanı Av.

Gürkan Altun’un, Fzt. Aydan Turan ile imzaladığı protokole göre, merkezden hizmet alacak avukatlar ve birinci derece yakınları için yüzde 20 oranında indirim uygulacak.

B

ursa Mövenpick

Otel Genel Müdür Yardımcısı Ercan Tavşan ve Aşçıbaşı Sait Kaplan, Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun’u ziyaret etti. Görüşmede Başkan Yardımcısı Av. Metin Öztosun da bulundu.

(27)

||

Aralık ayında ruhsat alan yeni meslektaşlarımız

Kaan Batıkan

Sena Demirci Ceren Tilki Beste Yumuk

Bülent Çetin

Zeynep Tepe Ayşenur Karabulut Kubilay Buğra Giray

Berfin Dede

Öznur Atış Mürvet Kızıl Mervenur Kulluk

Aybüke Nur Uğuz

Ramazan Emirhan Kurt

(28)

||

Aralık ayında ruhsat alan yeni meslektaşlarımız

Anıl Sekizer

Enes Talha Karasu İsmail Özsoy

Rümeysa Beril Kaynar Alaaddin Enes Sağcan

Oğuzhan Özkaya Selen Akbıyık

Burak Laçin

Mücahid Filiz Hatice Kılıç Fatma Vildan Karadağ

Gamze Dizbay

Burhanettin Tugay Göker Tarık Çakmak Dilan Ecem Ceylan Alparslan Eller

Gülsabah Seyfet Yağmur Kaçarer Yusuf Ziya Bilgin

Muhammed Barış Haçan

(29)

||

Aralık ayında ruhsat alan yeni meslektaşlarımız

Fatma Sarı Mehmet Uğur Selim Ceren İlgen Altuntaş

Ayça Elmas

Dilara Akkaya Yonca Bayrak

Serhat Uğurcan Dede Yunus Eren Çelik

Ayşe İnan

(30)

||

Aralık ayında ruhsat alan yeni meslektaşlarımız

Afra Yılmaz Alan Musa Çiçek Nur Selin Yanmaz

Ahmet Edgü

Sena İnal Nesli Lal Çiçekdağı Meryem Gürgen

Bengisu Çakır

Zehra İpek Kevser Ergeneli Mine Ercevahir

Leyla Elif Güneş

Yasemin Bağatur

Muhammed Fatih Balcı Merve Güven Ahmet Kıran

Emre Güven Başak Ersanlıoğlu

Onur Doğdu Berfu Nisa Öğünç

(31)

||

Aralık ayında ruhsat alan yeni meslektaşlarımız

Ayşe Erol Selin Yılmaz Öznur Koç

Zehra Turan

Zeliha Bahar Çevik Kadirhan Tutoğlu İlayda Eray

Elifnur Yamak

Ali Cenk Altay

Şeymanur Aras

Muhammed Said Başpınar Merve Erboy Safa Yaşar Çelik

Beyzanur Bektaş Tayfun Karademir

Rıdvan Demir Beste Nur Çelik

(32)

||

Aralık ayında ruhsat alan yeni meslektaşlarımız

Emre Özer Eyşan Vardar Mustafa Alperen Ertüzün

Yağız Mertcan Atış

Furkan Keser Ahmet Berke Başara Erdal Altın

Bahdiyar Musa Kılınç

Serap Kavsara Ülker Şahverdi Gizem Gül

Nisa Atabekoğlu

Ahmet Can Tunç İbrahim Çelik Ümit Yılmazer

Halil Yıldız

Erdem Kurular Bengi Kanbir Ege Süleymanoğlu

Mert Ata Kılıç

Referanslar

Benzer Belgeler

Ahmet Paşa, bu konuyla ilgili olarak "bu kadar uğraştan sonra senin evini Ka'be gibi tavaf edemezsem elimden bir şey gelmez, bil ki diken yolumu

Konformasyon ile yaş arasındaki ilişkinin yani gelişimin değerlendirilebilmesi için de bu verilerin farklı yaş grupları için ayrı ayrı elde edilmesi gerekir.. Bu

10-15 gün içinde orayı eski haline getirmek için çalışma başlar” diyen Mu ğla Valivekili Mehmet Hulusi Kaya’nın, “Eğer firma o dolguyu kaldırmazsa İl Özel

EMO, ihalede Yarışma Komisyonu'nu devre dışı bırakarak, ihalenin tek katılımcısının hukuka aykırı tekliflerini incelemek üzere TETA Ş'ın görevlendirilmesi nedeniyle

Kültür ve Turizm Bakanlığı'na dilekçe vererek imar plan ının iptalini istediklerini belirten Milas Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma- Tanıtma Vakfı (M İÇEV) Yönetim

Tarihi Yarımada'nın 'Koruma Amaçlı' İmar Planı'na göre tarihi hanlar ve garlar otel oluyor; parklar 'otopark'a dönü ştürülüyor, otoyollar genişliyor, anıt eserlerin

Pina Yarımadası’nda izin almadan denizi dolduran şirket, yetkililerin uyarılarına rağmen dolguya dün de devam etti.. Mu ğla’nın Milas ilçesine bağlı Güllük

Japon Meteoroloji Ajansı, yerel saatle 10.13'te (TSİ 04.13) meydana gelen depremin merkez üssünün, Niigata eyaletinin 60 kilometre güneybatısı açıklarında, yerin 10