• Sonuç bulunamadı

ÜNİTE EKİP ÇALIŞMASI VE LİDERLİK İÇİNDEKİLER HEDEFLER EKİP ÇALIŞMASINDA GÜVEN. Yrd. Doç. Dr. Zekiye TAMER GENCER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÜNİTE EKİP ÇALIŞMASI VE LİDERLİK İÇİNDEKİLER HEDEFLER EKİP ÇALIŞMASINDA GÜVEN. Yrd. Doç. Dr. Zekiye TAMER GENCER"

Copied!
19
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HEDEFLER

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; 

• Güven kavramını tanımlayabilecek

• İnsan ilişkilerindeki güvenin  önemini kavrayabilecek

• İşyerlerinde insan ilişkileri ve ilişki  yönetme konusuna hakim olacak

• Ekip çalışması hakkında bilgi sahibi  olacak

• Ekip çalışmasında güven  kavramının önemini bilecek

• Çalışan ve yönetici açısından güven  duygusunun önemini 

kavrayabileceksiniz.

İÇ İNDEK İLER

• Güven Kavramı

• Güven Kavramı ve İnsan İlişkilerindeki  Önemi

• Güven Duygusunu Harekete Geçiren  Unsurlar

• Grup İçinde Güven Duygusunu  Oluşturmak

• Ekip İçi Dinamikler ve Ekip  Çalışmasının Zorlukları

• İşyerinde, Sosyal ve Duygusal Yaşamda  Rekabet ve Çatışma

• Ekip İçi Rekabete Karşı İşbirliğinin  Geliştirilmesi

 

ÜNİTE

7

EKİP ÇALIŞMASINDA GÜVEN

EKİP ÇALIŞMASI VE  LİDERLİK 

Yrd. Doç. Dr.  

Zekiye TAMER GENCER 

(2)

  Güven önemli bir  kültürel ve sosyal değer 

olarak korunması ve  her ortamda sağlanması 

gereken bir olgudur. 

 

“Güven  kaybetmektense para 

kaybetmeyi tercih  ederim.” 

Robert Bosch 

GİRİŞ 

Günümüz  iş  dünyasında  gelişen  ve  değişen  teknolojiyle  beraber  yoğun  bir  rekabet  ortamı  yaşanmaktadır.  Bu  rekabet  hem  nihai  çıktılar  olan  ürünlerin  üretiminden  satışına  kadar  olan  süreçte  hem  de  işletmeleri  oluşturan  bireyler  arasında  yaşanmaktadır.  Sanayi  Devrimi’nden  sonra  buhar  makinalarının  üretim  süreçlerine  dâhil  olması  iş  ortamlarında  da  makinalaşmayı  zorunlu  kılmış  olsa  da  işletmelerin  insana  olan  ihtiyacı  yadsınamaz  derece  önemlidir.  Ürün,  mal  ya  da  hizmet üreten tüm işletmelerde varlığını devam ettiren insan aynı zamanda fiziksel  yapılanmadan  ibaret  gibi  gözüken  işletmeleri  canlı  ve  sosyal  bir  varlık  hâline  getirmektedir.  Bir  birey  hâline  dönüşen  işletme  ve  çalışanları  arasında  kurumsal  bağ, aidiyet, sadakat gibi birtakım kavramlar zikredilmektedir. Kurumsal bağlılığı ve  örgüt  bütünlüğünü  oluşturmanın  ve  istikrarını  sağlamanın  da  yegâne  yolu  güven  unsurudur. Güven ortamı sağlanan işletmelerde hem çalışanlar hem yönetim daha  rahat hissedecek ve daha etkili bir iletişim ortamı sağlanmış olacaktır. Etkili iletişim  ortamının sağlanması da insan ilişkilerinin yönetilmesinde ve işletmede bu konuda  yaşanan problemlerin minimuma indirilmesinde katkı sağlayarak daha güvenli bir iş  ortamı oluşmasını sağlayacaktır. Ticari anlamda kar amacı güden tüm işletmelerde  huzur ve güven dolu bir çalışma ortamı da beraberinde verimlilik artışı  ve yüksek  kalitede  üretimi  getirerek  her  anlamda  doyum  sağlanan  bir  örgütsel  yapının  oluşumuna katkı sağlayacaktır.  

       Bireylerin  kendilerine  güven  duymalarıyla  başlayan  insan  ilişkilerinin  devamında etkin bir ekip ortaya çıkarak modern iş dünyasının gerektirdiği düzeyde  bir çalışma ortamı inşa etmek mümkündür. İnsan ilişkileri ve ekip çalışmasında ise  güven  bireylerin  ortaya  çıkan  eylem  ve  alınan  kararlardan  karşılıklı  olarak  zarar  görmeyeceklerinin  garantisi  şeklinde  nitelendirilmektedir.  Daha  açık  bir  ifadeyle  bireyin karşı tarafın yaptığı tüm eylemlerden ortaya çıkan sonuçlar doğrultusunda  zarardan ziyade yarar göreceği beklentisi oluşmaktadır.  

      Hem  bireysel  hem  de  toplumsal  anlamda  önemli  bir  kavram  olan  güven,  karşılıklı faydayı güvence altına almaktadır. Güven inşa edilmiş toplumlarda, kazan  kazan  ilkesi  şeklinde  literatürde  tanımlanan  karşılıklı  fayda  ve  kar  sağlama  söz  konusudur.  Aksi  durumda  yani  güven  eksikliği  yaşanan  ortamlarda  ortaya  çıkan  şüpheci yaklaşımlar ortaya bir fayda çıkarmamaktadır. Bu bağlamda güven önemli  bir kültürel ve sosyal değer olarak korunması ve her ortamda sağlanması gereken  bir olgudur. 

GÜVEN KAVRAMI 

  “Güven”  kavramı  Türk  Dil  Kurumu  tarafından  yapılan  tanımlama  ekseninde, inanmak, yürekli olmak, itimat, emniyette hissetmek, birine bağlanmak  ve onun tarafından aldatılmayacağına inanmak gibi terimlere karşılık gelmektedir. 

İnsan ilişkilerinin çok daha önemli hâle geldiği günümüz iletişim çağında, insanların  birbirlerine güven duyması kaçınılmaz olarak ilişkilerin kalitesini de belirlemektedir. 

(3)

Aile, okul ortamlarından iş yaşantısına kadar bireyler muhakkak iyi insan ilişkileri ve  beraberinde  etkili  iletişim  zincirini  oluşturmak  için  güven  olgusunu  inşa  etmek  mecburiyetinde kalmaktadır.  

Var  olduğu  andan  itibaren  toplumsallaşma  sürecine  dâhil  olan  ve  hayatı  boyunca  bir  gruba  ve  topluma  ait  olarak  yaşayan  insanlar,  toplumdaki  sorunların  da  birçoğunun  oluşmasına  temel  sebep  teşkil  etmektedir.  Bilişsel,  fiziksel  ve  psikolojik anlamda gerçekleşen insan davranışları toplumsal ve sosyal olarak birçok  değişiklikleri  gerçekleştirmektedir.  Kültürel  farklılıklar,  şiddet,  bireyler  arası  kıskançlık  ve  en  önemlisi  de  güvensizlik  gibi  birçok  insan  davranışı  ilişkilerin  şekillenmesinde  önemli rol  oynamaktadır. Vaktinin  büyük  bir kısmını iş  hayatında  geçirenlerin  iş  ortamlarında  davranışlarını  standart  biçimde  organize  etmeleri  zorunluluğu bu sebebe dayanmaktadır. İş yerlerinde çalışanlar arasında inşa edilen  güven hem iş ortamında etkin iletişimi sağlayacak hem de günümüz iş dünyasının  olmazsa olmaz kavramlarından biri olan takım çalışmasını destekleyecektir. 

 

İnsan hayatı boyunca tüm ilişkilerde asgari düzeyde güven gerekmektedir.  

Sizler  de  aile,  arkadaşlık  ve  iş  ilişkilerinizde  bu  kavramın  ne  kadar  önemli  olduğunu düşününüz. 

 

  Kaynak: Baltaş, 2000:19. 

 

İnsanların  yaşadığı  güvensizlik  duyguları  ve  tecrübeleri  genel  olarak  ruh  hâlini  ve  sosyal  performansını  etkilediği  gibi  iş  yaşantısında  da  sorunlar  yaşanmasına  neden  olmaktadır.   Bu  travmatik  güvensizlik  sorunlarının  kaynağı  kişilerin çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinden kalmış olabileceği gibi işle  ilgili ve iş yerinde yaşanan olumsuzluklarla da ilgili olabilmektedir. Esasında iş yeri  ortamları çoğunlukla birçok insan için güvenli bir yerdir ve dolayısıyla iş yerindeki  diğer  insanların  da  güvenilir  olduklarına  inanılmaktadır.  Tanımlanan  iş  başlıkları  çerçevesinde  gerçekleştirilen  işlerin  yapılması  esnasında  da  ekip  çalışması  zorunluluğundan  dolayı  işleri  yaparken  iletişim  içine  girilen  insanların  makul  oldukları  ve  zarar  vermeyecekleri  varsayılmaktadır. Tam  anlamıyla  güven  inşa  edilmiş bir zihinle yapılan işlerde ortamın güvenilir olmasından kaynaklanan zarar  görülmeyeceği noktasında bir algı oluşmaktadır. Ancak bu durumun böyle oluşması  yani  zarar  görülmeyeceğine  inanılması  da  kişilere  ait  doğal  bit  ihtiyaç  sürecidir. 

Öğrenilmiş  bir  yaklaşım  olarak  güvenilmek  ve  güven  duymak  normal  bir  gelişim  sürecinin  getirisidir.  Sosyal  çevre  ve  aile  yaşantı  süreçleri  kayıtsız  şartsız  güven 

Örnek

•İş yerlerinde ekip oluşturma ve geliştirme  seminerlerinde tüm katılımcılara 

"Ekibinizden veya kurumunuzdan kaç kişinin ipiyle kuyuya inersiniz?"  

sorusunua şimdiye kadar  "tüm ekibimle veya çalışma arkadaşlarımın  tamamıyla" cevabına hiç rastlanmamıştır.

(4)

  İnsan var olduğundan  beri güven kavramı da  var olmuş ve günümüz  işletmelerinde son  derece önemli bir hâle 

gelmiştir. 

duyulan  ortamlardan  oluştuğu  gibi  iş  ortamları  da  insanların  evlerine  benzer  bir  odaklı  alan  olduğundan  benzer  ortamlar  olarak  kurgulanmaktadır.    Tıpkı  aile  ve  yakın  çevrede  yaşandığında  üzüntü  ve  acı  veren  olaylar  iş  ortamında  da  yaşandığında  benzer  duygular  yaşatmakta  ve  güvensizlik  istenilmeyen  bir  kavram  olarak karşımıza çıkmaktadır. 

İş  hayatıyla ilgili yapılan araştırmalar  ve bilimsel çalışmalar incelendiğinde  görülen  temel  sonuçlardan  biri  pek  çok  insanın  kariyeri  teknik  bilgi  eksikliği  ve  birçok  insan  da  ilişkilerindeki  yetersizlikleri  nedeniyle  zarar  görmüş  olmasıdır. 

Birçok  kişi  teknik  açıdan  yeterinde  donanımlı  oldukları  hâlde  insan  ilişkileri  konusunda  bir  fikirleri  yoktur,  çünkü  yalnızca  bir  işin  nasıl  yapılacağını  bilmenin  başarı  için  yeterli  olmadığının  farkında  değildirler.  İstenilen  sonuçlara  ulaşmak  konusunda  çoğu  insan  başka  insanlara  bağımlıdır  ve  bu  da  insanlarda  nasıl  çalışılacağını  bilmeyi  gerektirmektedir.  Bu  bağlamda  iş  yerlerinde  ekipler  hâlinde  çalışan  her  şartta  ve  durumda  birbirlerinin  bilgi,  beceri  ve  yeteneklerine  ihtiyaç  hisseden çalışanlar arasında oluşması gereken güven olgusu vazgeçilmezdir. İnsan  hayatında ihtiyaç duyulan birçok istek ve dilek olsa da bunların en önemlisi mutlu  olmak  gayesidir.  İnsanlar  özellikle  iş  ortamlarında  hem  maddi  hem  manevi  anlamda  mutlu  olmak  amacıyla  belirlenen  kurallara  yenilerini  eklemektedirler. 

Mutlu olmayı sağlayan olanakları kendini tanıma, etkili iletişim kurma, kendine ve  diğer insanlara güven olarak sıralamak mümkündür. Bu bölümde güven, öz güven  kavramları ve insan ilişkilerine etkisini açıklanarak iş yaşamında güven faktörünün  önemine değinilmiştir. 

GÜVEN KAVRAMI VE İNSAN İLİŞKİLERİNDEKİ ÖNEMİ  

İş  yerlerinde etkili iletişimin  olması  temelde insan  ilişkilerinin iyi olmasına  bağlıdır ve tüm işletmeler hedeflerine ulaşmada izledikleri stratejik yol haritalarını  belirlerken  tüm  aşamalarda  bunu  hesap  ederek  planlama  yapmaktadırlar. 

Şirketlerin  kendilerine  özgü  bir  stratejisinin,  hedefinin  olmaması,  alınan  kararlardaki çelişkili tutarsızlıklar, yöneticiler tarafından çalışanlara verilen sözlerin  gerçekleştirilmemesi  yoluyla  dürüst  olmamak,  iş  yeri  ortamında  çalışanların  birbirleri ve yöneticilerle çalışanlar arasındaki saygı eksikliği, şirket içi iletişimsizlik,  çalışanların  katılımcı  olmasını  sağlayacak  ortamın  olmaması  gibi  birçok  sebep  güvensizliği de beraberinde getirmektedir. Örgütlerde ekip üyelerinin doğruluğunu  tartışmayacakları  ve  kesinlikle  uyacakları  ortak  bir  değer  sisteminin  varlığı  açısından  bakıldığında,  güvenin  önemli  bir  değer  olduğu  görülmektedir.  Güven  kavramı;  beklentileri  karşılama,  ilgi  gösterme,  varlıklarında  ve  yokluklarında  ekip  üyelerini  destekleme  gibi  birtakım  davranış  ve  düşüncelerle  açıklanmaktadır  (Baltaş,  2000:20).  İşletmelerde  çalışanlar  arasında  ve  yöneticiler  nezdinde  oluşturulmuş  bir güven olgusu hem başarıyı hem de bireyler açısından mutluluğu  beraberinde getirmektedir. Bahsedilen güven olgusu her zaman optimum seviyede  olduğu takdirde verimlilik artışı ve örgüt içi etkinlik sağlanması mümkündür. Çünkü 

(5)

  Bireyler hem sosyal  yaşantılarında hem de  iş yaşantılarında kaliteli 

bir yaşam sürmek için  güvene ihtiyaç 

duymaktadır. 

ilişki;  yönetilmesi  gereken  bir  süreçtir  ve  ilişki  yönetiminde  tarafların  hem  kendilerine hem de birbirlerine güvenmeleri esastır.  

Kavramsal olarak soyut bir anlam içeren ancak pratikte somut bir davranış  uyandırması  beklenen  güven,  hissel  bir  olgudur.  Bu  his  oluşma  süreci  de  zaman  içerisinde  gerçekleşmekte  ve  kişilerin  birbirini  tanıması,  tanırken  de  karşılaştıkları  birçok deneyimden edindikleri bilgi düzeyi ile ilgilidir. Davranış ve tutumların güven  olgusuna  yön  vermesi  de  işte  bu  yaşanması  gereken  deneyimlere  bağlıdır.  İnsan  ilişkilerinin  doğru  yönetilmesinde  ve  etkili  iletişim  sürecinin  var  olmasında  son  derece  önemli  olan  güven  duygusu  yokluğu  ile  de  hayatın  her  anında  hissedilmektedir.  Nasıl  ki  güven  olgusunun  tam  olduğu  ilişkilerin  verimli  etkin  olduğu iddia edilmekte ise, tam tersi durumda bu duygunun bulunmadığı ilişkilerin  sürdürülemez  olduğu  da  yadsınamaz  bir  gerçektir. Güven  duygusunun;  kendine  güven duymak, güvenilir olmak ve başkalarına güven duymak olarak ifade edilen ve  aşağıda  açıklanan  üç  farklı  boyutu  bulunmaktadır (Baltaş,  2000:  57‐59):  İnsanın  kendine  güven  duyması;  öncelikle  kendisini  ve  sınırlarını  kabul  etmesiyle  başlamakta  ve  kendi  iç  sesine  kulak  vermesiyle  biçimlenmektedir.  İnsanın  temel  ahlaki  değerlerini  ve  bu  konudaki  kararlılığını  içine  almaktadır.  Ayrıca  kendine  güven, başkalarına güvenmenin ve güvenilir olmanın temelini oluşturmaktadır. Bir  insanın  güvenilir  olarak  nitelendirilebilmesi  için  ise  kişinin  sözünü  tutması,  bütünlük sergilemesi, bir görevi yapacak yetkinlik ve beceriye sahip olması, dürüst  olması  ve  sorumluluk  sahibi  olması  gerekmektedir.  Kişilerin  başkasına  güven  duyması  da  beklentilere,  kişisel  özelliklere,  dünya  görüsüne,  risklere  ve  çıkarlara  bağlı karmaşık bir süreç olarak ifade edilebilir. 

Hem  ticari  amaçlı  işletmelerin  hem  aile  yaşantısının  hem  de  arkadaşlık  ilişkilerinin  devamlılığında  olmazsa  olmaz  unsurlardan  biri  olan  güven  örgütlerde  kaliteli  bir  ortamı  da  beraberinde  getirmektedir.  Kalite  ise  yalnızca  işletme  yöneticilerinin  değil,  herkesin  sorumluluğunda  görülmektedir.  Kaliteyi  ve  etkinliği  sağlamak  ise,  insan  kaynağının  etkili  yönetimini  ve  bu  yönetim  sürecinde  etkili  örgüt  içi  iletişimi  gerektirmektedir.  Yaratıcı  ve  cesaretli  insan  kaynakları  yöneticileri, sorumlulukları tanımlamak, faydaları ölçümlemek ve etkili bir iletişim  süreci geliştirmek için değişim içinde olan takımın önünde giden kişiler olmalılardır. 

Etkili  iletişimin  olduğu  işletmelerde  yönetilen  ve  çatışma  yaşanmasına  müsaade  edilmeyen insan ilişkilerinin kurulduğu bir çalışma ortamının temelini güven olgusu  oluşturmaktadır.  İnsan  kaynağının  elde  edilmesi,  geliştirilmesi,  performans  yönetimi,  ücret  ve  ödül  yönetimi  gibi  temel  insan  kaynağı  yönetim  süreçlerinin  işletme  stratejilerine  entegrasyonu,  planlanması,  koordinasyonu  ve  uygulanması  gibi  her  bir  aşamada  örgüt  içinde  açık,  hızlı,  düzenli  ve  iki  yönlü  işleyen  iletişim  kanallarına  ihtiyaç  duyulmaktadır.  En  iyi  iş  planları  bile,  bir  araya  gelerek  bunları  gerçekleştirecek  kişilerin  bilgisine  sunulmadan  bir  anlam  taşımamaktadır.  Örgüt  içindeki  güven  ortamı,  büyük  ya  da  küçük  olsun  her  işletmenin  can  damarıdır. 

Güvenle  oluşturulmuş  bir  iletişim  ortamı  iş  yerlerinde,  en  önemli  kaynak  olan 

(6)

insanları  bir  arada  tutmak  ve  tüm  organizasyonumuzun  maksimum  seviyede  çalışmasını sağlamak açısından önemlidir. 

İş  yerlerinde  güven  eksikliğinden  kaynaklanan  taciz  ve  yıldırma  davranışlarını  uygulayanlar tarafından uygulama esnasında belirlenmiş birtakım tavır ve tutumlar  planlanmış  stratejilerin  sonuçları  olarak  değerlendirilmektedir.  Mağdur  edilmesi  planlanan çalışan tespit edildikten sonra mağduriyet yaşaması yönünde yapılması  gereken  her  şey  uygulayıcı  tarafından  önceden  planlanarak  periyodik  olarak  yıldırma  süreci  yaşanmaktadır.  Keashley  ve  Jagatic’in  2003  yılında  yaptıkları  araştırmaya  göre  iş  yerinde  psikolojik  yıldırma  stratejileri  şu  konular  altında  toplanmıştır (Hartig, Akt. Ayan ,2011:15): 

 İş  görevlerini  olumsuz  yönde  değiştirmek  ya  da  performansın  negatif  yönde etkilenmesini sağlayacak görevler yüklemek 

 Dışlama ve iletişim kurmama gibi sosyal izolasyon yoluyla 

 Aşağılama ve alay etme yoluyla kişisel saldırıda bulunmak  

 Topluluk içinde aşağılamak ya da eleştirmek  

 Asılsız söylentiler yaymak (özel yaşamla ilgili vb.)  

Bu  stratejiler  incelendiğinde  yıldırma  ve  taciz  süreci  kimi  zaman  çalışanlar  arasında  yaşanan  “örgütsel  çatışma”  sürecine  benzetilmektedir.  Ancak  uygulanan  taciz  iki  ana  özellik  bakımından  “örgütsel  çatışma”dan  farklı  bir  kavramdır. 

Bunlardan ilki tacizin etik olmayan davranışlar içermesi, diğeri de örgüte olumsuz  katkılarının  bulunması  bakımındandır  (aktaran  Ayan,  2011:14).  Bilindiği  üzere  çatışmalar iyi yönetildiği takdirde örgüt açısından olumlu sonuçlar da vermektedir. 

Örgütsel  çatışmaların  çözülmesinin  en  önemli  gerekliliği  etkin  iletişim  ve  bilgi  paylaşımına  dayalı  güven  inşa  edilmesidir.  Çatışma  süreçlerinin  ortak  özelliği  ise  yaşanan gerginliğin de çatışmaya benzer şekilde etkili iletişim çalışmalarıyla olumlu  ya da olumsuz neticeye kavuşma şansının olmasıdır. 

GÜVEN DUYGUSUNU HAREKETE GEÇİREN UNSURLAR 

Toplum  içerisinde  yaşamak  zorunluluğu  bulunan  insanların  birlik,  beraberlik,  paylaşım  ve  iletişim  başta  olmak  üzere  birçok  konuda  birbirlerine  ihtiyaç  duymaktadırlar.  Bu  ihtiyaç  ve  gereksinimler  insanlar  arasında  güven  kavramının  oluşmasının  temel  faktörlerindendir.  Çalışmanın  başında  güven; 

tarafların  birbirlerinin  dürüstlüğüne,  doğruluğuna,  ticari  ahlakına  ve  dolayısıyla  bilerek birbirlerine zarar vermeyeceklerine ilişkin olan inançlardan gelen risk alma  eğilimi biçiminde tanımlanmıştır.  İlişkilerde birden fazla taraf  var  olduğundan risk  kavramı da karşılıklıdır ve tarafların ilişkilerindeki karşılıklı risk alma eğilimi, güven  unsurunun doğal bir sonucudur. Güven, en genel hâliyle insanlar arasında kurulan  ve  geliştirilen  bir  ilişkinin  temelini  oluşturan  anahatlar  gibi  görülmektedir. İtimat  (credibility)  ve  iyi  niyet  (benevolence),  güvenin  gerektirdiği  şartlar  arasında  yer  almaktadır.  İtimat  kavramı  iş  ilişkilerini  etkin  bir  şekilde  yürütebilmek  için  diğer  tarafın, doğrucu ve dürüst olduğuna dair inançtır. İyi niyet ise, bir tarafın diğerine 

(7)

  Rekabet yoğun bir 

şekilde çalışma  yaşamlarını sürdüren  işletmelerde güven aynı  zamanda beklentileri de 

oluşturmaktadır ve  duygusal bağlılığın 

temelini  oluşturmaktadır.   

karşı  iyi  duygu  ve  düşüncelerle  yaklaşması,  onun  çıkarlarını  gözetmesi  olarak  tanımlanabilmektedir (Asunakutlu, 2002:3). 

Güvenin doğal bir süreç içinde kişilerin birbiri ile olan ilişkilerinden ortaya  çıktığı  kabul  edilmektedir.  Güven;  bir  kişinin  diğer  bir  kişiye  yönelik  olumlu  bir  beklentiye sahip olması ve bu beklentiye ilişkin psikolojik bir hassasiyet göstermesi  olarak ifade edilebilir. Ayrıca güven kavramı, kişiler için samimi bir ilgiyi temsil eden  duygusal  bir  bağlılığı  da  içermektedir  (Wech,  2002:  354).  İlişkilerin  başarıyla  yürütülmesi, büyük ölçüde güven duygusuna bağlı olmaktadır. Bu anlamda güven,  örgüt  çalışanları  arasında  gelişen  ya  da  geliştirilen  ilişkilerde  var  olması  beklenen  temel  duygular  arasında  yer  almaktadır.  Örgütsel  amaçlara  ulaşma  ve  onları  elde  etme derecesi olarak  kabul edilen örgütsel etkinlik (Aldemir, 1985: 202), örgütsel  güven sayesinde mümkün olabilmektedir. 

Belirli hedefleri gerçekleştirmek üzere bir araya gelen insanlar ve karmaşık  sistemlerden  oluşan  örgütlerin  amaçlarından  biri  de  iletişim  kurarak  kuruluşun  varlığını  sürdürmesini  ve  örgütsel  amaçlarına  ulaşmasını  sağlamaktır.  Bu  da  iletişimi,  örgüt  faaliyetlerinin  merkezine  oturtarak  iç  ve  dış  seviyede  tekli  iletişim  kurulmasını ve bilginin paylaşılmasını gerektirmektedir. Örgüt hedeflerinin başarılı  bir  şekilde  gerçekleştirilmesinde  iletişimin  de  rolü  olduğunun  farkında  olan  yönetimler,  kurum  halkla  İlişkiler  veya  iletişimcilerini  stratejik  hedeflerin  gerçekleştirilmesinde  kullanmaktadır.  Çünkü  etkili  iletişim  çabaları,  firmaların  verimliliği artırmalarını, müşterilerinden zamanında geri bildirim almalarını, örgüte  yenilikçiliği  getirmeleri  ve  uzun  dönemde  gelişmelerini  sağlamaktadır  (Akıncı,  1999). 

Bir  işletme  içerisinde  bulunan  tüm  çalışanların  birbirlerine  ve  işletmenin  temel finansal kaynağı olan yönetime güven duyması, örgütün sağlıklı bir biçimde  varlığını devam ettirmesi için gereklilik olarak görülmelidir. Bunlarla birlikte güven  oluşturulması  için  çalışanlara  ve  yöneticilere  düşen  görev  ve  sorumluluklar,  dolayısıyla  güven  oluşumuna  katkı  sağlaması  beklenen  unsurlar  ise  genel  olarak  aşağıdaki şekilde düşünülebilmektedir (Asunakutlu, 2002:6):  

1. Çalışma ortamında etkin ve uyum sağlanabilir kural ve düzenlemelerin  oluşturulması 

2. Örgüt içinde iyi işleyen bir iletişim sisteminin olması 

3. Örgüt yönetimi açısından etkin bir yetki devri ve kararlara katılım  sisteminin oluşturulması 

4. Kişilerin üstün yeteneklerle donatılmasını sağlayacak bir sürekli eğitim  sisteminin kurulması ve etik değerlere önem verilmesi 

Örgütsel  güvenin  oluşturulması  konulu  makalesinde  Asanakutlu  tarafından  belirtilen örgütte verimlilik ve düzenin sağlanması açısından inşa edilecek güvenin  dayanması gereken temel faktörler şunlardır: 

   

(8)

  Birey, çalışma  ortamında ister bireysel 

ister işle ilgili herhangi  bir aksaklık yaşadığında 

kurallar sayesinde  sürecin nasıl işlediğini  önceden bilerek tam bir 

güven duygusuyla  hareket etmektedir. 

Hem mesleki gelişim  hem de işletme  hedeflerine ulaşma  noktasında önemli bir 

konu olan örgütsel  güvenin sağlanması  kural ve düzenlemelerle 

desteklenmektedir. 

  Doğru ve uygulanabilir  kural ve düzenlemelerin 

geliştirildiği, tüm  paydaşlara, çalışan ve 

yöneticilere eşit  biçimde uygulanma 

fırsatı bulunan iş  ortamları daha işler  halde ve dolayısıyla  daha fazla güvenilir  ortamlar biçiminde 

olmaktadır. 

Kural ve Düzenlemeler  

Birey  tamamlaması  gereken  bir  iş  gününün  çok  büyük  bir  kısmını  iş  yerlerinde geçirmektedir. Sosyal ve aile hayatında ayrılan zamandan bile çok daha  fazla  geçirilen  zaman  iş  yerlerinin  insan  hayatındaki  önemine  de  vurgu  yapmaktadır. Aynen sosyal ve aile hayatında olduğu gibi iş ortamlarında da düzenin  ve etkinliğin sağlanması belli kurallara ve düzenlemelere dayanmaktadır. Sözlü ve  sözsüz kurallar toplumun genel işleyişini belirlediği gibi iş ortamlarının da işleyişini  ve  düzenini  belirlemektedir.  Geleneksel  birçok  kural  sözsüz  kurallar  olarak  adlandırılarak örf ve adetleri oluşturduğu gibi iş ortamlarında da kurum kültürü ve  felsefesi  gibi  bazı  kavramları  karşılamaktadır.  Yazılı  kurallar  ise  toplumda  yasalar  olduğu  gibi  iş  yerlerinde  tüzük  ve  yönetmelikler  şeklindedir.  Bütün  bu  kurallar  iş  yerlerinde  her  ne  kadar  yavaşlık  ve  birtakım  bürokratik  engellere  sebep  oluyorsa  da genel düzen ve işleyişin varlığının en önemli destekleyicilerinden biridir. Çünkü  bu  kurallar  standart  bir  düzeni  belirlemekte  ve  çalışanlar  ve  yöneticiler  de  dâhil  olmak  üzere kurumun  tüm  işbirliği  içerisinde  olduğu  tedarikçi  ve  diğer  paydaşları  bu  standarda  uyma  mecburiyetinde  bırakmaktadır.  Herkese  eşit  biçimde  uygulanacak  biçimde  belirlenmiş  kurallar  ortak  bir  çalışma  alanı  yaratarak  işlerin  tamamlanmasını  da  kolaylaştırıcı  bir  hâle  getirmektedir.  Kuralların  olmadığı  bir  ortamda sürece dâhil olan tüm bireylerin kendi kafasına göre davrandığı ve karar  aldığı karmaşık bir ortam kaçınılmazdır.  

İletişim  

İletişim;  insanoğlunun  yaşama  dair  perspektifinin  genişlemesine,  nüfusun  artmasına, teknolojinin gelişmesine, üretimin artmasına, toplumların ve örgütlerin  daha karmaşık bir boyuta kavuşmasına paralel olarak hiç bitmeyen bir evrim süreci  yaşamaktadır  (Yılmaz  ve  Arslan,  2007:1).  Mesaj  alışverişi  olma  noktasındaki  bir  görüşe  göre  iki  birim  arasındaki  birbirine  ilişkin  mesaj  alışverişi  olarak  tanımlanabilen  iletişimin  üç  temel  özelliğinden  söz  edilebilir  (Işık,  2000:  32):  İlk  olarak  iletişimin  ortaya  çıkabilmesi,  başka  bir  ifadeyle  iletişimin  varlığından  söz  edilebilmesi için en az iki birimin mevcut olması gerekmektedir. Buna göre kaynak,  kod,  kanal,  mesaj,  hedef  kitle  ve  geri  bildirimden  oluşan  iletişim  sürecinin  temel  unsurlarından  ikisinin  başka  bir  ifadeyle  kaynak  ve  alıcı  olarak  ifade  edilen  hedef  kitlenin  bulunması  zorunludur.  İkinci  olarak  ise,  iletişime  taraf  olan  birimler  arasında  bir  ortaklık  kurulması  şartı  bulunmaktadır.  Söz  konusu  ortaklığın  gerçekleşebilmesi için ise mesaj alışverişinin gerçekleşmesi gerekmektedir. Üçüncü  ve son olarak ise, bu mesaj alışverişinin de birbiriyle ilişkili olması gerekmektedir. 

  İletişim  insana  özgü  bir  süreçtir  ve  işletmelerin  canlı  bir  sosyal  varlık  olmaları da iletişimle olan  alakalarının ispatıdır.  Çünkü işletme içerisinde bulunan  tüm  bireyler  birbirleriyle  ve  işletmenin  hedef  kitlesi  olan  tüketiciler  ile  bir  ilişki  süreci  yönetmektedir.  Özellikle  örgüt  içi  iletişimin  bu  ilişkilerin  temelini  oluşturduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bir ortamda düzen ve koordinasyon  ancak  ilişki  kurma  ve  iletişim  becerisi  ile  gelişme  göstermektedir.  Daha  önce  de 

(9)

  Bireylerin kendilerine  duydukları güven aynı  zamanda iş ortamındaki 

güvenin oluşmasına da  katkıda bulunmaktadır. 

  Her çalışan belirlenen 

çerçevede işini  yaparken diğer  çalışanlarla da işbirliği  yapmak durumundadır. 

  Örgüt yönetimi,  çalışanlarının tümünü 

yeni ve fonksiyonel  bilgiler ile destekleyip  yeteneklerini artırarak 

öz güvenlerini  korumalarını ve 

topluluğa  güvenmelerini 

sağlamalıdır. 

ifade edildiği gibi iş yerlerinde vaktinin çok büyük bir kısmını geçiren birey iletişime  ihtiyaç duymaktadır. İş yapma sürecinde geliştirilen sosyal ilişkilerin ve birlikteliğin  gerekliliği  olan  iletişim  sayesinde  tüm  çalışan  ve  yöneticiler  eksiksiz  ve  tam  bir  bilgiye erişme şansını yakalamaktadır. Ulaşılan bilgi koordinasyonu sağlayarak daha  istikrarlı ve huzurlu bir çalışma ortamının oluşmasına ve dolayısıyla da güvenli bir iş  yeri  doğmasına  sebep  olmaktadır.  Ancak  çalışan  ve  yöneticilerin  kendilerine  duyduğu güveni de gözardı etmemek gerekmektedir.  

Yetki Devri ve Katılım  

İşletmelerde üretilen ürün ve hizmetlerin tamamı bireysel değil, bir ekip ile  çalışmayı  gerektirmektedir.  Hiçbir  iş  tek  kişi  tarafından  yapılıp  tamamlanacak  bir  yapıya  sahip  değildir.  Durumun  böyle  olması  da  işletme  içerisinde  üretim  süreçlerinin devamlılığı açısından benzer nitelikte insanların departmanlaştırılarak  belirlenen  iş  tanımları  çerçevesinde  çalışmalarını  gerektirmektedir.  Çalışanlar  arasında sağlanması gereken iş birliğinin sağlıklı ve düzenli olması için her bireyin iş  anlamında sınırlarının  iyi çizilmiş  olması, yetki ve haklarının önceden belirlenmesi  şarttır. Aksi hâlde çalışanlar arasında kargaşa ve kaos ortamı kaçınılmaz olacaktır. 

İstenmeyen olumsuz durumların önüne geçilmesi için her çalışanın hak ve yetkileri  önceden  belirlenerek  iş  birliği  sürecinin  sağlıklı  olması  sağlanmaktadır. İş  birliği  yapan  çalışanların  tüm  hak  ve  yetkilerini  bilmesinin  yanı  sıra  birbirlerine  güven  duymaları  da  iyi  bir  iş  ortamının  tesisi  için  gerekli  bir  şart  olarak  karşımıza  çıkmaktadır. Gerekli olduğu durumlarda birbirini ikame eden çalışanların olduğu iş  ortamları güvene dayanmaktadır.   

Eğitim ve Etik Değerler  

Örgütlerde çok farklı nitelik ve karaktere sahip ve örgütün ortak amaçlarını  gerçekleştirmek  üzere  bir  araya  gelen  bireyler,  ifade  edilen  katkıları  sağlayacak  niteliklerini  zaman  içinde  artıramadıkları  sürece  sosyal  sistem  tarafından  dışlanabilmektedirler. Bu şekilde sosyal oluşumlardan dışlanan bireylerin topluluğa  ve  kendilerine  yönelik  güvenlerini  büyük  ölçüde  yitirdikleri  bilinmektedir.  Bu  kişilerin  güvenlerini  korumanın  önemli  araçlarından  biri  ise  kişilerin  üstün  yeteneklerle  donatılmasını  sağlayacak  sürekli  bir  eğitim  olanağının  sağlanmasıdır. 

Güvenle  ilgili  çevresel  etkiler,  örgütlerdeki  takımların  ve  çalışma  gruplarının  önemini  artırmaktadır.  Örgüt  üyeleri  günümüzde  büyük  ölçüde  takımlar  hâlinde  çalışmaktadırlar.  Yönetim  açısından  önemli  noktalardan  biri  de  takım  üyelerinin  eğitimi olmaktadır (Asunakutlu, 2002:16). 

GRUP İÇİNDE GÜVEN DUYGUSU OLUŞTURMAK 

  Kurumsal kültür ve örgüt iklimi işletmenin toplumun güvenini,  sempatisini  kazanmak  amacıyla  yaptığı  kurumun  tüm  hedef  kitleleri  ile  iletişimini  düzenleyen  çift yönlü iletişim olgusudur. Hedef kitleler üzerinde uzun vadeli, güvene dayalı bir  ilişki kurmayı amaçlamaktadır (Göksel ve Yurdakul, 2002:470). Başka bir bakış açısı  ile  ise;  kurumsal  kültür,  imaj  ve  örgüt  iklimi  gerek  kurum  içi  gerekse  kurum  dışı 

(10)

  Abraham Maslow’ un 

İhtiyaçlar  Hiyerarşisi’nde bireyin  ihtiyaç duyduğu güven  ve sevgi ihtiyacı temel  ihtiyaçlardan biri olarak 

belirtilmektedir. 

  Sevk ve yönetici  durumunda olan  amirin, emrindeki  memurları ve birbiriyle 

ilişkilerini iyi tanıması  gerekmektedir. 

  Sevk ve yönetici  durumunda olan  amirin, emrindeki  memurları ve birbiriyle 

ilişkilerini iyi tanıması  gerekmektedir. 

hedef kitlelere yönelik çalışmalarla olumlu bir kurum imajı yaratmayı, uzun vadeli  güvene  dayalı  bir  ilişki  kurmayı  ve  sürdürmeyi  amaçlayan  uzun  soluklu,  planlı  ve  programlı  iletişim  ve  halkla  ilişkiler  faaliyetidir.  Bir  firmanın  geçmişteki  eylemlerinden  çıkartılarak  firmaya  atfedilen  nitelikler  toplamıdır.  İşletmenin  geçmişte  yapmış  olduğu  eylemlere  bağlı  olarak  yeni  uzun  bir  zaman  sürecine  dayanarak  kurumun  iyi,  kötü,  dürüst,  güvenilir,  inanılır,  güvenilmez  vb.  olmasına  yönelik algılanmasıdır (Odabaşı ve Oyman, 2002:142). Bir firmanın, ürün/hizmetin  ismi,  logosu,  kullandığı  taşıt  araçlarının  dizaynından,  firma  binasının  genel  görünümünün iç dekorasyonuna, resepsiyondaki sekreterin kıyafetinden, firmanın  yönetim  işinden,  işletmesine,  çalıştırdığı  yöneticilerin  kalitesinden  üretim,  hizmet  ve servis anlayışına, reklam ve halkla ilişkiler çalışmalarında kullandıkları her türlü  görüntü, stil ve mesajlara kadar uzanan bir yelpazedir. 

Toplumsallaşma  sürecinde  olan  insan  hayatın  her  aşamasında  diğer  bireylere  ihtiyaç  duymaktadır.  İnsan,  biyolojik  sistem  kapasitesinin  algılayabileceğinden  çok  daha  fazla  sayı,  çeşitlilik  ve  şiddette  sinyal  üretip  yayan,  bilişsel  kapasitesinin  değerlendirebileceğinden  çok  daha  karmaşık  ve  zengin  bir  ortamda,  bir  çevrede  yaşamaktadır.  Kendi  kapasitesini  çok  aşan  bu  zenginlik  karşısında,  bir  yandan  duyu  organlarımız  sinyallerin  algılanmasında  seçmeci  davranarak  filtreleme  yaparken  diğer  yandan  zihnimiz  de  seçmeci  davranarak  muhtemelleri mümkünlere dönüştürmek suretiyle bir bütün olarak biyopsikososyal  sistemimizin  yaşamını  devam  ettirmesine  ve  kendini  yeniden  üretmesine  katkıda  bulunmaktadırlar.  İş  yerlerinde  bir  iş,  ürün  ya  da  hizmetin  üretilmesinde  gerekli  olan  ekip  çalışması  da  bireylerin  birbirine  duyduğu  ihtiyacın  en  önemli  ispatlarından biridir. 

Son  yıllarda,  insan  ilişkilerine  önem  verilinceye  kadar,  insanları  çalışmaya  yönelten  unsurlar  sadece  para  ve  diğer  parasal  çıkarlar  olarak  düşünülüyordu. 

Oysaki,  insanlar  bir  beşeri  varlık  olarak,  başka  başka  öğrenim,  deney,  huy,  istek,  ümit  ve  yeteneğe  sahiptir.  Sevk  ve  idareci  üretim  unsurlarını  uyumlu  biçimde  kullanırken,  emek  unsuruna  da  gereken  değeri  vererek,  çalışanların  örf,  adet,  inanış  ve  karakterlerini  bilmek  zorundadır.  İş  yerlerinde  çalışanların  birbirleri  ile  ilişkileri,  iyi  düzenlenemediği  zamana  verim  azalır,  disiplin  bozulur,  geçimsizlik  başlar, örgütlerden ayrılanlar çoğalır.  

Çalışanların  ortamda  olmasını  istedikleri  güven  unsurunun  oluşmasına  en  büyük  katkı  ekip  lideri  ya  da  işletme  yöneticisi  tarafından  sunulmaktadır. 

Yöneticiler,  birlikte  çalıştıkları  kişilerin  güvenini  iki  şekilde  yıkmaktadır.  Bunlardan  ilki,  güvene ihanet eder, kendi çıkarına hizmet  eden  bir davranışta  bulunur  ya da  ahlaki  ve  etik  açıdan  bir  yanlış  içindedir.  Bu  tür  bir  yıkım  genellikle  herkes  tarafından  öğrenilir—ve  öğrenildiğinde  yapılacak  tek  şey  hasar  kontrolü  yapmaktır. Yöneticinin birlikte  çalıştığı insanların güvenini sarstığı ikinci bir  yol ise  yavaş  bir  şekilde  gerçekleşen  ve  başkaları  farkında  olsa  bile  liderin  farkında  olmadığı  bir  durumdur.  Genellikle  iyi  niyetli  birtakım  davranış  kalıpları  bir  yöneticinin güvenirliliğini zedelemektedir.  

(11)

 

Güven Meseleleri: Uzun Ömürlü İlişkiler Kurmanın 4 Anahtarı isimli kitabında KenBlanchard,   yöneticilerin şu dört alandan birinde sergilediği olumsuz davranışların güven zedeleyeceğini  ifade etmektedir: 

 

Açık Sözlü Olmak—Tutarlılık içinde hareket ediyor musunuz? 

Bağ Kurmak— Başkalarını önemsiyor musunuz? 

Cevapları Bilmek— Yeterlilik ve becerileri sergiliyor musunuz? 

Dediklerini Yapmak— Güvenilir kalabiliyor musunuz? 

 

Ayrıca  yine  aynı  kitapta  Blanchard  daha  sağlıklı  ve  verimli  bir  yaklaşım  önermektedir. Güvenin sarsılmaması için oluşturulan bu yaklaşım ise şu şekildedir  (Blanchard, 2014); 

 

 Varlığını  Kabul  Et  ve  Güvence  Ver—  Yeniden  inşa  sürecine  bir  sorun  olduğunu  kabul  ederek  ve  onunla  ilgilenerek  başlayın.  Karşı  tarafa  niyetinizin  güveni  yeniden  inşa  etmek  olduğuna  dair  güvence  verin.  

Sorunu  kabul  ettiğinizde,  karşı  tarafa  niyetinizin  ikiniz  arasındaki  güveni  yeniden  kurmak  olduğuna  ve  ilişkinizi  eski  rayına  oturtmak  için  ihtiyaç  duyduğunuz zamanı ve çabayı göstereceğinize dair güvence verin.   

 Hatanızı kabul edin — Bundan sonraki adım güvenin zedelenesinde kendi  payınıza  düşen  hatayı  kabul  edin.  Yaptıklarınızın  arkasında  durun  ve  kendinizi  tamamıyla  hatalı  görmeseniz  bile  oluşan  zararın  sorumluluğunu  üstlenin.  Olayda kendi payınıza düşen hatayı kabul edin. 

 Özür dileyin— Üçüncü adım ise ortaya çıkan durumda kendi rolünüzle ilgili  özür  dileyin.  Bu  alçak  gönüllülük  gerektirir.  Mazeretler  bulmaktan,  suçu  başka  bir  tarafa  atmaktan  ya  da  durumu  açıklayan  ifadelerden  kaçının. 

Bunlar sadece özrünüzü hafifletir. 

 Değerlendirin— Karşı taraftan durumu nasıl gördükleriyle ilgili geri bildirim  alın.  ABCD  modelini  (ABCD  yaklaşımı  şu  anlama  gelmektedir; 

düşündüğümüz biçimi değiştirmek daha iyi hissetmenize yardımcı olabilir.),  ilişkiyi  zedeleyen  davranışların  neler  olduğunu  tanımlamak  için  kullanın. 

Daha  sonra,  meseleleri  görüşün  ve  nelerin  açıkça  değişmesi  gerektiğini  belirleyin. 

 Karar verin— Hasar gören güveni yeniden kurmak için atacağınız son adım  birlikte  çalışarak  oluşturacağınız  eylem  planıdır.  Birbirinizin  algısını  anladığınıza ve güvenin yıkılmasına yol açan durumları belirlediğinize göre  artık beraberce güveni yeniden inşa edecek davranışları tanımlayabilirsiniz. 

   

(12)

  Güven problemi  yaşanan işletmelerde  ve ekip çalışmalarında  çatışılan hedef kişilerin  öz güvenlerine ve öz 

saygılarına yönelik  sürekli ve acımasız bir 

saldırının olduğu iş  ortamları doğmaktadır. 

 

Ortamı gerginleştirecek,  güvensiz bir duruma  neden olacak bir konu  iş yerinde geliştiğinde,  duyguların karşılaşılan  durumdan ayrılarak, 

kişisel sebeplerin  sorumluluğu  etkilemesine izin 

vermemek  gerekmektedir. 

Etkili ve güçlü bir iletişimin, ortaya çıkan sorunları çözme yeteneğinin ve çalışanlar  arasında  işbirliği  yapma  sürecinin  vazgeçilmez  öğesi  olan  güven  işletmeler  için  vazgeçilmezdir. 

EKİP İÇİ DİNAMİKLER VE EKİP ÇALIŞMASININ  ZORLUKLARI 

Bir işletmede çalışan tüm bireyler birbirleri ile interaktif bir iletişim ortamı  kurarak karşılıklı etkiler meydana getirmektedir. Doğal bir süreç olan bu etkileşimin  bir  sonucu  olarak  da  iş  tanımları,  yetki  ve  sorumluluklar  belirlenmekte  ve  üretim  sürecinden  herkes  eşit  biçimde  sorumlu  hâle  gelmektedir.  Güven  iş  yerinde  çalışanlar arasında ve yöneticiye karşı geliştirilen bir duygu olarak söz konusu ekip  çalışmasını  desteklemektedir.  Eğer  istenilen  düzeyde  güven  duygusu  inşa  edilmiş  bir  iş  ortamı  söz  konusu  ise  çalışan  kendini  işyeri  yöneticine  karşı  sorumlu  hissederek  işlerini  eksiksiz  tamamlamaktadır.  Her  ortamda  olabilecek  muhtemel  sorunlar iş yerinde görüldüğü takdirde yine güven hissi bu sorunların çözümü için  de  bir  dayanak  oluşturmaktadır.  Çünkü  güven  hissedilen  yerlerde  adalet  duygusuna da tam bir inanç söz konusudur. Adalet duygusunun dışında çalışanlar  arsında gereken iş birliği ve yardımlaşma da yine güven olgusunun bir getirisidir. İş  yerinde  ortaya  çıkan  zor  durumlar  ve  güvensizlik  günlük  olaylardan  da  kaynaklanabilmektedir.  Bu  durumları  yönetme  konusunda  en  önemli  faktör  gerçekleri  duygulardan  ayırmaktır.  Ortam  gerginleştiğinde,  güvensiz  bir  durumla  karşılaşıldığında insanlar genelde öfkelerini kontrol edemeyerek sonradan pişman  olunacak  şeyler  söyleyebilmektedir.  Bu  durum  iş  yerinde  iletişimi  bozmakta  ve  güveni tehlikeye sokmaktadır.  

Güven problemi yaşanan işletmelerde ve ekip çalışmalarında çatışılan hedef  kişilerin  öz  güvenlerine  ve  özsaygılarına  yönelik  sürekli  ve  acımasız  bir  saldırının  olduğu  iş  ortamları  doğmaktadır.  Bu  yüzden  iş  ortamlarındaki  insan  ilişkileri,  personelin hareket biçimlerini ve personeli verimli bir çalışmaya götüren nedenleri  açıklamaktadır.  Yönetimi  meydana  getiren  unsurlar  sermaye,  teknoloji  ve  insan  gücüdür.  Bu  üç  unsurun  uyumlu  biçimde  ele  alınmadığı  yönetimlerin  verimli  olduğu  savunulamaz  ve  yönetimlerden  beklenen  amaçlar  sağlanamaz.  Doğru  ve  etkin bir ekip çalışmasını gerçekleştirmek için (Acarbaltas, 2014); 

 

1. Herhangi bir çalışma ünitesi veya grubunda bulunan fertler, insan olarak  muamele görmelidir. Bu genel prensibin anlamı şudur: Yüksek sevk ve  idare veya her üst kendisine bağlı bulunan astların (çalışanların) yalnız  üretiminin artırılması değil, bunların haberleşmeden istifadeleri, beşeri  İlişkilerin geliştirilmesi, liderliğin kolaylaştırılması ve beşeri teşvik saiklerini  dikkate almak suretiyle üretim artışı gerçekleştirilmelidir.  

2. İşletmede çalışan insanın tanınması ve karar alınmaya iştiraki anlayışı  yerleşmelidir. İşletme kararlarına iştirâk, beşeri morali en iyi üretimi teşvik 

(13)

  Bir işletme yöneticisi 

için başarılı bir lider  olma yolunda, doğru 

yapılanı çalışmaların  ortak özelliklerinin  başında çalışanlarına 

güven duygusunu  yaymak gelir. Ortaya 

çıkan bu başarılı  çalışmalar da işletme 

müşterileri ve iş  ortakları ile güven  duygusunu pekiştirirler. 

  Çalışanlar arasında  gözle görülür fark varsa, 

çok çalışanlar bu  duruma itiraz etmekte  ve diğer grup üyelerinin 

desteğini kaybetmekte  ya da kendi  verimliliklerinin  azalmasına neden  olmaktadırlar ve sonuç 

olarak departmanın  verimliliği azalmaktadır. 

eden bir saik olarak kabul edilmektedir. Çalışan insanı tanımak, onun ek  gayretini de yaratarak üretimde ikame oranını yükseltmektedir.  

3. Grup çalışmaları veya takım hâlinde çalışma, teşvik görmelidir.  

4. Beşeri ilişkilerde patronluk yerine, liderlik getirilmelidir. Çalışanın, insan  olarak emir almak yerine, demokratik bir düzeyde işletme genel 

gayelerinin gerçekleştirilmesinde, usul, üretim ve standartların  kuruluşunda kararlara iştiraki hazırlanmalıdır.  

Çalışmanın  teşviki  ve  buna  ait  nedenler  devamlı  etki  yaratır  durumda  bulunmalıdır.  Teşvikin  devamlı  olması  prensibi  verimliliğinin  devamlılığını  da  sağlayacağından;  grup  veya  ünitenin kendi kendisini kontrol eden  özelliğinden de  yararlanarak,  beşeri  teşvikin  ekonomik  değeri  ve  devamlılığı  kolayca  kurulabilir  (Lavkan,  1973:12).  Modern  personel  yönetiminin  üzerinde  önemle  durduğu  konulardan  biri  de  insan  ilişkileri  ve  bunların  iyi  bir  biçimde  düzenlenmesidir. 

Herhangi  bir  grup  çalışmasında  her  üyenin  iş  yükünü  adil  bir  biçimde  üstlenmiş  olması  beklenmektedir.  Grup  üyelerinin  kişisel  katkılarını  değerlendirmek  yönetimin  sorumluluğudur.  Yetenekleri,  deneyimleri,  motivasyon  düzeyleri  daha  fazla  olduğu  için  bazı  kişilerin  daha  fazla  iş  üstlenmesi  doğaldır.  Kişilerin  verimliliklerindeki  ufak  tefek  dengesizlikler  sorun  yaratmamaktadır.  Ancak  gözle  görünür aşırı bir fark varsa grup ilişkileri genellikle zarar görmektedir. Bazen fazla iş  üretenlerin  diğerlerinin  verimsizlikleri  karşısında  morallerinin  bozulduğu  görülmektedir.  

İş  yerindeki  en  önemli  ilişki  bir  üst  ile  olan  ilişkidir.  Pek  çok  durumda  patronla  mükemmel  bir  ilişki  kurmanın  en  iyi  yolu  çalışma  arkadaşları  ile  ilişkiyi  geliştirmeye  özen  göstermektir.  Dikkatli  yöneticiler  kişilerin  iş  arkadaşları  ile  iyi  ilişkiler kurabilme yeteneğine bakarlar. Çünkü olumlu iş ilişkileri verimliliği etkiler. 

Üstler  kişilerin,  çalışma  arkadaşları  ile  iyi  ilişkiler  kurabildiğini  fark  ettiklerinde  otomatik olarak üstlerle de iyi ve güvenilir ilişki kurulmuş olunur.  

İŞYERİNDE, SOSYAL VE DUYGUSAL YAŞAMDA REKABET  VE ÇATIŞMA 

Sosyal  hayatın  bir  tamamlayıcısı  olarak  önem  arz  eden,  insanların  hayatlarını  devam  ettirmek  için  bulunması  gereken  iş  hayatı  iyi  yönetilmesi  gereken  bir  ilişkiler  bütünüdür.  İş  yerinde  yaşanan  güvensizlik  sonucunda  ortaya  çıkabilecek  sorunların  ciddiyetini  kavrama  konusunda  yöneticilerin  eğitilmesi  kurumlarda atılacak adımlardan ilki olmalıdır. Bunun nedeni, süreçteki tıkanmanın  genellikle  ortadaki  sorunun  öneminin  ve  niteliğinin  kavranamaması  aşamasında  ortaya çıkmasıdır. Müdahale etmeye ve üzerinde durmaya değer bir sorun olduğu  düşünülmüyorsa  çözüm  de  üretilemez.  Durumun  ne  olduğu,  ne  tür  olayların  ve  durumların  kişileri  travmatize  edebileceği,  travmaya  maruz  kalmış  kişilerin  ne  tür  psikolojik belirtiler gösterebilecekleri, davranışlarında ne tür değişimler olabileceği,  bu  durumlarda  kişinin  kendisinin,  çalışma  arkadaşlarının  ve  kurumun  ne  tür  etkilere  maruz  kalabilecekleri  konularında  yöneticileri  eğitmek  bu  doğrultuda 

(14)

  Örgütsel çatışma  şeklinde literatürde  tanımlanan bir takım  olumsuz ve istenmeyen 

ortamların inşa  edilmesine sebebiyet 

veren güvensizliğin  altında yatan birçok 

farklı sebep  bulunmaktadır. 

Bunlardan bir tanesi de  modern çağın yaygın 

hastalığı ve birçok  fiziksel rahatsızlığın da 

davetiyesi olan stres  kavramıdır. 

atılması  gereken  ilk  ve  en  önemli  adımlardandır.    Yöneticilerin, güven  konusunda  problem yaşayan bir çalışma ekibine nasıl yaklaşmaları gerektikleri konusunda son  derece  akıllı  davranmaları  gerekmektedir.  Söz  konusu  güven  gibi  soyut  bir  kavramla  ilgili  bir  sorun  olduğunda  yönetici  ve  diğer  çalışanların  iyi  niyetli  yaklaşımları gereklidir ancak genellikle yetersiz kalır.  Güven inşasının sağlanması,  çalışma ortamının  daha  huzurlu  ve problemsiz bir  hâle getirilmesi şarttır. Mevcut  durumda yaşanan güvensizliğin büyüklüğü ile ortaya çıkan inanılırlığını kaybetmiş iş  ortamı, kişiye çevresindeki insanların söylediklerini mantıklı biçimde değerlendirme  imkânı vermemekte ve olumsuz sonuçlar doğurmaktadır (htanoropsikiyatri, 2014). 

Gizlenen,  söylenmeden  kapatılan  bir  takım  sorunlar  zaman  içerisinde  çalışanları  içten  içe  ve  sonuçta  işyerini  tamamen  saracak  büyük  problemlerin  temelini  oluşturmaktadır.  

Bireyler bazen sosyal hayatında yaşadıkları sorunları taşıyarak bazen de iş  ortamının  kendisinden  kaynaklanan  sorunlar  yüzünden  stresli  zamanlar  geçirmektedir.  Her  ne  sebeple  olursa  olsun  ortaya  çıkan  stres  tüm  ilişkilere  yansımaktadır.  Özellik  iş  ortamlarında  vaktinin  çok  büyük  kısmını  geçiren  bireyler  açısından  stres  istenmeyen  bir  durumdur.  İşyerinin  kendi  dinamiklerinden  kaynaklanarak  strese  sebep  olan  bazı  başlıklar  ise  şu  şekildedir  (Shallcross,  2003’den aktaran Tınaz, 2006:4): 

 

 İş yükünün çalışanların kapasitesinin üstünde  olması 

 Yöneticinin çalışanına yaklaşımı 

 Çalışanların bilgi ve tecrübesinin yetersiz  oluşu 

 Çalışanların doğru görevlerde çalıştırılmaması 

 Görev tanımlarının doğru yapılmaması 

 Çalışanlar arasında ayrım yapılması 

 Çalışma koşullarının uygunsuz olması 

 Çalışanlar arasındaki rekabet 

 Çalışana aşırı sorumluluk yüklenmesi 

 Şirket hedeflerinin tutarsızlığı ve gerçekçi  olmayan hedefler 

Yöneticilerin ve çalışanların iletişim ve ilişki  kurma becerileri  

Hayır diyememe 

İnsanlarla birebir ilişki kurmayı gerektiren işler 

Ücret eşitsizlikleri 

Ücretsiz fazla mesai yapma 

Şirkette aşırı denetleyici yapı 

Çalışanlar arasındaki çatışmalar ve iletişim  problemleri 

Aile ve özel hayat problemlerinin iş hayatına  yansıtılması 

İş güvencesinin yetersiz olması 

Çalışma ortamının güvensiz olması   

Stres  altında  olan  bireylerin  mevcut  durumlarıyla  başa  çıkmaları  ve  bir  an  önce  içinde  bulundukları  sıkıntıyı  gidermeleri  iş  ortamlarının  istikrarı  ve  düzeni  açısından  son  derece  önemlidir.  Günlük  hayatta  karşılaşılan  olaylar  sonucu  hissedilen  sıkıntı  ve  zorlanma  olan  stresle  başa  çıkmak  ve  yaşam  kalitesinin  artırmak  amacıyla  söz  konusu  durumu  veya  bu  duruma  verilen  tepkileri  değiştirmeye stres yönetimi denmektedir. 

   

(15)

  Günümüz iş  ortamlarında kaçınılmaz 

olan rekabet  işletmelere açısından 

oluşturulan güven  altyapılı ekipler ile  yönetilmektedir. 

  Ekip oluşturmak 

birbirinde farklı  karakter, tarz ve bakış 

açılarına sahip  insanların bir arada 

etkin çalışmasını  sağlamak ve ortak bir 

amaca ulaşmalarını  motive etmek açısından 

önemli bir iştir. 

  Hem çalışanlar hem de 

yöneticilerle olan  ilişkiler nezdinde güven 

inşa etmek ekip  çalışmasının sağlıklı ve 

düzenli olması  açısından son derece 

önemlidir. 

EKİP İÇİ REKABETE KARŞI İŞ BİRLİĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ  

Yöneticinin  kuruluşunu  verimli  bir  doğrultuya  götürebilmesi  için  yalnız  çalışanların resmi yönleri ile ilgilenmesi yetmemektedir. Çalışan personelin değişik  tip,  yaradılış  ve  duygulara  sahip  olduklarını,  gözden  uzak  tutulmaması  gerekmektedir.  Personelin  ayrı  ayrı  davranışı  ve  duyguları  olduğu  gibi  bunların  meydana  getirdikleri  değişik  grupların  davranışlarını  bilmek  durumunda  ve  buna  göre personelin moralini düzeltecek önlemleri almak zorundadır. Üzüntü, dedikodu  içinde çalışan personelin çalışmasından yüksek bir verim beklenemez.  

Verimliliği  artırmak  için  üretim  unsurları  arasına  alınabilecek  bir  diğer  unsur da beşeri ilişkilerin düzenli olmasıdır. Kuruluşların amaçlarının gerçekleşmesi  için çalışmaları içten gelen çabalar harcamaya götüren bir çevre oluşturmak beşeri  ilişkilerin  konusudur.  Personel,  işçi  çalıştıran  kuruluşların  veya  kişilerin,  bugün  uğraştıkları  sorunların  başında  insan  ilişkileri  gelmektedir.  Beşeri  ilişkilerin  en  çok  önemli  olduğu  yerler,  çok  sayıda  personel  ve  işçi  çalıştıran  kuruluşlardır.  Çünkü  insan  ilişkileri  bu  gibi  yerlerde  daha  çoktur.  Fikir  ayrılıkları,  tartışmalar,  gruplaşmalar ve rekabet bu gibi yerlerde daha çok oranda meydana gelmektedir. 

Çalışan personelin, çalıştığı yerde ortaya çıkabilecek ilişkileri gruplandırmak gerekir  ise bunlar şu şekildedir (Tınaz, 2006:18):  

 Personelin diğer çalışan arkadaşları ile ilişkileri 

 Personelin amirleri ile ilişkisi 

 Personelin işi ile ilişkisi 

 Personelin çalıştığı yerde çeşitli gruplarla olan gruplar arası ilişkiler   

Son  yüzyıllarda  geleneksel  çalışma  yöntemlerinin  yerini  alan  ekip  çalışması,  işletmelerin  henüz  adapte  olmaya  çalıştığı  bir  kavramdır.  Bir  işletmenin  başarılı  olmasının  arkasında  işletme  çalışan  ve  yöneticileri  bulunmaktadır.  Yani  bu  da  demektir  ki  iyi  ve  etkin  çalışan  ekipler  işletmenin  her  şeyidir.  Ekip  oluşturmak  birbirinden farklı karakter, nitelik ve yeteneğe sahip insanların uyumlu bir biçimde  bir  amaç  uğruna  bir  arada  çalışmalarını  sağlamak  demektir.  Gruba  dâhil  olan  bireylerin sözü edilen  farklılıkları  çoğu  zaman  istenmeyen  çatışma  durumlarını  da  beraberinde  getirmektedir.  Ekibin  başarılı  olması  temelde  yöneticinin  doğru  yönlendirmesine  bağlıdır.  Ekip  içerisinde  yaşanması  muhtemel  temel  sorunlar  fiziksel  ve  psikolojik  olarak  kendini  gösterebilmektedir.  En  temel  yaşanan  sorunlardan  biri  de  ekip  içerisindeki  güven  problemidir.  Çatışma,  kıskançlık,  dedikodu  başta  olmak  üzere  birçok  problem  güven  eksikliğinden  kaynaklanmaktadır.  

Bireysel  Etkinlik •Ekip çalışmasında bireylerin birbirlerine güven duymadıklarında    ortaya çıkacak durumları değerlendiriniz.

(16)

 

   

Öz et

•Var olduğu andan itibaren toplumsallaşma sürecine dâhil olan ve hayatı  boyunca bir gruba ve topluma ait olarak yaşayan insanlar, toplumdaki  sorunların da birçoğunun oluşmasına temel sebep teşkil etmektedir. 

Bilişsel, fiziksel ve psikolojik anlamda gerçekleşen insan davranışları  toplumsal ve sosyal olarak birçok değişiklikleri gerçekleştirmektedir. 

Kültürel farklılıklar, şiddet, bireyler arası kıskançlık ve en önemlisi de  güvensizlik gibi birçok insan davranışı ilişkilerin şekillenmesinde önemli  rol oynamaktadır. Vaktinin büyük bir kısmını iş hayatında geçirenlerin iş  ortamlarında davranışlarını standart biçimde organize etmeleri  zorunluluğu bu sebebe dayanmaktadır. İş yerlerinde çalışanlar arasında  inşa edilen güven hem iş ortamında etkin iletişimi sağlayacak hem de  günümüz iş dünyasının olmazsa olmaz kavramlarından biri olan takım  çalışmasını destekleyecektir.

•Hem ticari amaçlı işletmelerin hem aile yaşantısının hem de arkadaşlık  ilişkilerinin devamlılığında olmazsa olmaz unsurlardan biri olan güven  örgütlerde kaliteli bir ortamı da beraberinde getirmektedir. Kalite ise  yalnızca işletme yöneticilerinin değil, herkesin sorumluluğunda  görülmektedir. Kaliteyi ve etkinliği sağlamak ise, insan kaynağının etkili  yönetimini ve bu yönetim sürecinde etkili örgüt içi iletişimi 

gerektirmektedir. Yaratıcı ve cesaretli insan kaynakları yöneticileri,  sorumlulukları tanımlamak, faydaları ölçümlemek ve etkili bir iletişim  süreci geliştirmek için değişim içinde olan takımın önünde giden kişiler  olmalılardır. Etkili iletişimin olduğu işletmelerde yönetilen ve çatışma  yaşanmasına müsaade edilmeyen insan ilişkilerinin kurulduğu bir  çalışma ortamının temelini güven olgusu oluşturmaktadır.

(17)

  Değerlendirme  sorularını sistemde ilgili  ünite başlığı altında yer  alan “bölüm sonu testi” 

bölümünde etkileşimli  olarak 

cevaplayabilirsiniz. 

DEĞERLENDİRME SORULARI  

1. Aşağıdakilerden hangisi güven oluşumuna katkı sağlaması beklenen unsurlardan biri değildir? 

a) Çalışma ortamında kural ve düzenlemelerin oluşturulması  b) Örgüt içinde iletişim sisteminin olması 

c) Etkin bir yetki devri ve kararlara katılım sisteminin oluşturulması  d) Çalışanların uyumu için baskı kurulması 

e) Sürekli eğitim sisteminin kurulması   

2. Aşağıdakilerden hangisi örgütte verimlilik ve düzenin sağlanması açısından inşa edilecek  güvenin dayanması gereken temel faktörlerden biridir? 

a) Otoriter yönetim  b) Kural ve düzenlemeler  c) Hiyerarşik yapı  d) Yetenekli çalışanlar  e) Cezalandırma sistemi 

 

3. Aşağıdakilerden hangisi yöneticilerin olumsuz davranış sergilemesi sonucunda güven  unsurunu zedeleyen unsurlardan biri değildir? 

a) Dediklerini yapmak  b) Açık sözlü olmak  c) Bağ kurmak  d) Cevapları bilmek  e) Bilgiyi saklamak 

 

4. Aşağıdakilerden hangisi herhangi bir çalışma ünitesi veya grubunda bulunan fertlerin  insan olarak muamele görmesi prensibiyle ilgilidir? 

a) Beşeri ilişkilerin geliştirilmesi  b) Otoriter bir liderlik anlayışı 

c) Çalışma saatlerinin yoğunlaştırılması  d) Kârlılığı artırmak 

e) Sosyal güvence sistemi   

5. Aşağıdakilerden hangisi iş yerinin kendi dinamiklerinden kaynaklanarak strese sebep  olan faktörlerden biri değildir? 

a) İş yükünün çalışanların kapasitesinin üstünde olması  b) Çalışanlar arasında ayrım yapılması 

c) Çalışana zorunlu eğitim verilmesi 

d) Çalışanların bilgi ve tecrübesinin yetersiz oluşu  e) Çalışanların doğru görevlerde çalıştırılmaması 

 

6. Aşağıdakilerden hangisi çalışan personelin çalıştığı yerde ortaya çıkabilecek ilişkiler  arasında değildir? 

a) Personelin amir ile ilişkisi 

b) Personelin diğer çalışanlarla ilişkisi  c) Personelin işi ile ilişkisi 

d) Personelin hükümetle ilişkisi 

e) Personelin çalıştığı yerde çeşitli gruplarla olan gruplar arası ilişkiler   

   

(18)

7. ………; beklentileri karşılama, ilgi gösterme, varlıklarında ve yokluklarında ekip  üyelerini destekleme gibi birtakım davranış ve düşüncelerle açıklanmaktadır. 

 

Cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?  

a) İletişim  b) Ekip çalışması  c) Dedikodu yönetimi  d) Lider 

e) Güven   

8. Aşağıdakilerden hangisi bir insanın güvenilir olarak nitelendirilebilmesi için gerekli olan  ögelerden biri değildir? 

a) Sözünü tutması  b) Bütünlük sergilemesi  c) Yönetimle iyi ilişkiler kurması  d) Dürüst olması 

e) Sorumluluk sahibi olması    

9. Aşağıdakilerden hangisi iş yerinde psikolojik yıldırma stratejilerinden biridir? 

a) Güven duymak  b) İletişim kurmak  c) Dışlamak  d) Ödüllendirmek  e) Motive etmek   

10. Aşağıdakilerden hangisi güvenin gerektirdiği şartlardır? 

a) Koordinasyon ve eğitim  b) İyi niyet ve itimat  c) Verimlilik ve kârlılık  d) Terfi ve yükselme  e) İletişim ve motivasyon   

         

  CEVAP ANAHTARI: 

1.D, 2.B, 3.E, 4.A, 5.C, 6.D, 7.E, 8.C, 9.C, 10.B               

   

   

(19)

YARARLANILAN KAYNAKLAR 

Akıncı, Z. Beril (1999). “İnsan Kaynakları Yönetiminin Etkinliğinde İletişim” Doktora  tezi, İzmir. 

Aldemir, C. (1985). Örgütler ve Yönetimi, Bilgehan Basımevi, İzmir. 

Asunakutlu, T. (2002). Örgütsel Güvenin Oluşturulmasına İlişkin Unsurlar ve Bir  Değerlendirme, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 9. 

Ayan, S. (2011). Üniversitelerde Araştırma Görevlilerine Yönelik Psikolojik Taciz: 

Gazi, Kocaeli ve Cumhuriyet Üniversitesi Örneği, Akademik Bakış Dergisi,  Sayı:27. 

Baltaş, A. (2000). Ekip Çalışması ve Liderlik, İstanbul: Remzi. 

Göksel, Ahmet B. ve Yurdakul, Nilay B. (2002). “Halkla İlişkiler Bilgiler”, İzmir: Ege  Üniversitesi İletişim Fakültesi.  

http://blanchard.com.tr/public/ignite‐bulletin.aspx?ignite_id=59, Erişim Tarihi: 

12.05.2014. 

Işık, M. (2000). “İletişimden Kitle İletişimine”, Konya: Selçuk Üniversitesi İletişim  Fakültesi. 

Lavkan, A. (1973). İşletme Yönetiminde Beşeri İlişkiler, Mayataş. 

Odabaşı, Y. ve Oyman, M. (2002). “Pazarlama İletişimi Yönetimi”, Eskişehir: 

MediaCat. 

Tınaz, P. (2006). “İşyerinde Psikolojik Taciz (Mobbing),” Çalışma ve Toplum, 4 (11). 

Wech, Barbara A. (2002). “Trust Context, Effect on Organizational Citizenship  Behavior, Supervisory Fairness, and Job Satisfaction Beyond the Influence of  Leader‐Member Exchange”, Business &Society, Vol. 41 No. 3. 

www.acarbaltas.com/makaleler.php?id=77#.Uvtq8_l_vjA, Erişim Tarihi: 

18.04.2014.

www.htanoropsikiyatri.com/mobbing.html, Erişim Tarihi: 18.04.2014. 

Yılmaz, S. ve Arslan E. (2007). “İşletmelerin Hedef Kitlelerine Ulaşabilmeleri İçin  Yerel Radyo ve Reklamların Kullanımı ve Etkinliği”, Dumlupınar Üniversitesi  Sosyal Bilimler Dergisi Sayı:18. 

BAŞVURULABİLECEK DİĞER KAYNAKLAR 

Adair, J. (2013). Etkili Takım Kurmak. Türkçesi: Halime Gürbüz. 3. Baskı. İstanbul: 

Babıali Kültür.  

Izgar, H. (2012). “İş Doyumu”. Endüstri ve İş Psikolojisi (içinde). Editör: Hüseyin  Izgar. Konya: Eğitim. ss: 97‐126.   

Kamp, Di (2004). İnsan Yetenekleri. Çeviren: Mehmet Zaman. İstanbul: Hayat.  

   

Referanslar

Benzer Belgeler

Olgun Kitapcı Akdeniz Üniversitesi, Pazarlama Bölümü Adım 1 • Rakip Ürün Grubunun Tanımlanması. Adım 2 • Öne Çıkarılacak Özelliklerin

İşin teknik ya da göreve ilişkin boyutlarını önemseyen bilhassa  görevlerin yerine getirilmesiyle alakadar olan ve grup üyelerini  bu  sonuca  ulaşmak  için 

Diğer yandan, oda, dernek, federasyon veya konfederasyon gibi, kamu kurumu niteliğinde de olabilen meslek kuruluşlarının üyeleri adına, ortak fiyat belirlemek, piyasaları

Kalp yetmezliğinin, etyolojik faktörleri arasında; koroner arter hastalıkları, hipertansiyon, aort stenozu ve yetmezliği, mitral stenozu ve yetmezliği, miyokardit ve bazı

INSA471 Betonarme Yapıların Tasarımı INSA211 Statik. INSA222 Cisimlerin

Halebî sagîr’de yer almayan bazı meselelerin hükümlerini genellikle İbn Emîru Hâc’ın Halbetü’l-mücellî ve bugyetü ‘1-mühtedî fî şerhi Münyeti’l-musallî

Değişimle  örgütün  ömrünün  uzatılması  için  çalışmalar  ve  planlamalar  gerçekleştirilirken  bu  plan  ve  çabaların  içerisinde  çalışan 

a)Açık ihale usulü veya belli istekliler arasında ihale usulü ile yapılan ihale sonucunda teklif çıkmaması. b)İhalenin, araştırma ve geliştirme sürecine ihtiyaç gösteren