• Sonuç bulunamadı

LONDRA. Yazı ve fotoğraflar: Dr. Serra Menekay

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "LONDRA. Yazı ve fotoğraflar: Dr. Serra Menekay"

Copied!
27
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bir zamanlar;

Üzerinde güneş batmayan bir imparatorluğun başkenti, Zamanın ve medeniyetin merkezi,

Tüm dünya zenginliklerinin bir araya toplandığı bir müzeler kenti

LONDRA

Yazı ve fotoğraflar: Dr. Serra Menekay

Bana göre Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biri olan Londra’da, yine yoğun ama çok güzel bir gezide birlikteyiz. İstanbul’dan yaklaşık üç saat süren bir yolculukla İngiltere’nin başkenti olan Londra’nın meşhur Heathrow Havalimanına ulaşıyoruz. Dünyanın en işlek havalimanlarından biri olan bu liman metro ile Londra’ya bağlı. Zaten Avrupa’nın pek çok şehri için bu böyle.

Darısı bizim başkentimizin de başına diyelim ve gezimize başlayalım.

(2)

Yaklaşık bir hafta kalacağız Londra’da. Otelimizi önceden internet aracılığı ile ayarladık, Londra’nın 1. bölgesinde yer alan Kensington semtinde kalacağız.

Havalimanından metro biniş kartlarımızı satın alıyoruz, yaklaşık 45 dakikalık bir yolculuk ile Londra’nın merkezine ulaşıyoruz. Otelimize yerleşip bir beş çayı yaparken, gezimizin de detaylarını planlamaya başlıyoruz. Niyetimiz, kaldığımız süre içerisinde Londra’nın görülmesi gereken pek çok yerini keşfedip sizlere anlatmak.

(3)

Kensington’da bir akşam yürüyüşü ile bu güzel şehri keşfetmeye başlıyoruz.

Nisan ayının sonunda buradayız, hava çok güzel, şansımıza güneşli ve ılık.

Bütün insanlar dışarıda. Parklarda, bahçelerde vakit geçiriyorlar, hemen herkes kısa kollularla ve şortlarla dolaşıyor. Bizim şort giymemiz için henüz çok erken, uzun kollu gömleklerimiz ve kot pantolonlarımız ile mutluyuz.

(4)

Hyde Park’a kadar ana caddeden yürüyoruz. Meşhur alışveriş merkezi Harrods’ta uzun bir mola veriyoruz. Bu sırada karanlık çöküyor ve bu güzel şehir gece hayatına uyanıyor. Biz de akşam yemeğimizi yiyip yürüyüşümüze devam ederek otelimize ulaşıyoruz. Pek küçük olan odamızın pek küçük banyosunda, neredeyse kollarımızı bile oynatamayarak birer duş alıp yattığımız yeri beğeniyoruz.

(5)

Ertesi sabah ilk durağımız, Londra’nın merkezi Whitehall’da yer alan Kraliyet Süvari Alayı Müzesi. Burası bir yaşayan müze. Bu süvari alayındaki görevliler gerçekten bu ortamda kendi işlerini yapmaktalar. Whitehall oldukça tarihi bir bina. Kraliyet yönetim birimlerini barındıran bu bina, 1750 yılında inşa edilmiş.

Herkes gibi biz de bu süvariler ile birer hatıra fotoğrafı çektiriyoruz. Kraliyet Süvari Alayı 1661 yılında Kral II. Charles’ın emriyle kurulmuş ve günümüzde İngiliz Ordusu ve Korumalar şeklinde iki büyük birim halinde varlığını sürdürüyor. Kraliçenin korumalarının nöbet değişimi 350 yıldır olduğu gibi St.

James Parkı’nda saat 11’de gerçekleşiyor. Biz de bu töreni izliyoruz.

(6)

Ardından, Buckingham Sarayı (Buckingham Palace)’nın önünde kısa bir fotoğraf molası veriyoruz. Rehberimiz, saraydaki bayrağın konumundan Kraliçe’nin sarayda olduğunu söylüyor.

(7)

Ardından St. Paul Katedrali’ne gidiyoruz. Bu yapı gerçekten etkileyici.

Büyüklüğünün yanında içindeki mozaikler de çok güzel duruyor. Trafalgar Meydanı’nda kısa bir tur attıktan sonra bir sonraki önemli durağımız olan The Tower of London’a gidiyoruz.

(8)
(9)
(10)

The Tower of London, bir zamanlar kraliyet sarayı olan yapı, bir dönem hapishane ve hatta hayvanat bahçesi olarak bile hizmet vermiş. Bugün ise turistik atraksiyonların ve Kraliyet mücevherlerinin ev sahipliğini yapıyor.

Burası yeryüzündeki en meşhur ve önemli kalelerden ve UNESCO’nun Dünya Mirası alanlarından biri. Burada savaş meydanlarında kullanılmış olan Kraliyet cephanelerini, at kuşamlarını, zırhları ve silahları görebilirsiniz. VIII. Henry’nin savaş zırhından, Kral James’e Japon samuraylarından hediye edilen silahlara kadar 500 yıllık bir koleksiyonu burada görmek mümkün. Ancak bizler için daha da ilgi çekici olan Kraliyet mücevherlerinin sergilendiği kısım oluyor.

Birçok değerli taş kullanılarak hazırlanmış taçlar, Kraliyet Ailesi’ne ait mücevherler gerçekten nefes kesici güzellikte ve pahada. Kral V. George ve

(11)

Kraliçe Mary Hindistan’da İmparator ve İmparatoriçe ünvanlarını alırken orada yapılan ve 6 bin elmas, Hindistan safirleri ve mükemmel kalitede zümrütler içeren yeni taç özellikle ihtişamlı duruyor.

(12)
(13)

Kalede idamların yapıldığı alanı ve hapishane olarak kullanılan kuleyi ziyaret ediyoruz. Buralar içimizi ürpertiyor.

(14)

Kalenin bahçesinde animatörler dönem giysileri içerisinde çeşitli gösteriler sergiliyorlar. Onları bir süre seyrettikten sonra Thames Nehri’nde kısa bir bot gezintisi yapmak üzere bu tarihi mekândan ayrılıyoruz. Bot gezimiz Londra’yı nehirden görmemizi sağlıyor. Bu şehir gerçekten karakteri olan ve güzel bir şehir.

(15)
(16)

Tower Bridge Müzesi bir diğer önemli turistik mekân. Thames Nehri üzerindeki bu meşhur köprü Victorianlar tarafından yapılmış ve Londra’nın önemli sembollerinden biri. Köprüye yapılmış olan yürüyüş yolları, günümüzde Londra’nın en güzel manzaralarının turistlere sunulduğu alanlar konumunda.

Bu köprü, tamamlandığı 1894 yılında Londra sembolü ve çağının mühendislik harikası olarak tarihe geçmiş.

Bir sonraki durağımız London Eye. Çok büyük bir dönme dolap London Eye.

Cam kapsüller içerisinde Londra’nın nefes kesen manzarasını izleme şansı sunuyor. Thames Nehri üzerinden Big Ben, Parlamento, St. James Parkı ve Buckingam Palace ayaklarımızın altında uzanıyor.

(17)
(18)

London Eye’a yakın bir konumda yer alan Shakespeare’s Globe bir başka durak. Burası ilk olarak 1599 yılında açık hava bir gösteri merkezi olarak inşa edilmiş. Ünlü yazar Shakespeare’in çalıştığı ve pek çok ünlü oyununu yazdığı yer olarak tarihte kendine yer bulmuş bir mekân. 1997 yılında yeniden yapılarak geziye açılmış durumda. Buradaki müzede yapının tarihi öğrenebilir, interaktif oyunlar ile Shakespeare’in iç dünyasına yolculuk yapabilir, Kraliyet dünyasının fantastik kostümleri ve müzik enstrümanlarını görüp bunların nasıl kullanıldığına dair bilgi alabilir ve yarım saatlik rehberli turlar ile Shakespeare ve dönem sanatına kısa bir yolculuk yapabilirsiniz. Tiyaro meraklıları için bir diğer dikkat çekici gezi ise Rose Tiyatrosu turu olabilir. Rose Tiyatrosu, 1587 yılında, yani Shakespeare Globe’dan 12 yıl önce kurulmuş bir tiyatro. Çok muhtemel ki, Shakespeare’in ilk oyunları buralarda sergilenmiş, hatta Shakespeare’in kendisi burada aktör olarak çalışmış. 1989 yılında arkeologlar tarafından ortaya çıkarılan Rose Tiyatrosu arkeolojik kalıntısında rehberli tur almak mümkün, yazık ki bizim buna zamanımız olmayacak.

Madame Tussauds Londra Müzesi, bu müzeyi daha önce görmemiş olanlar için çok ilgi çekici olabilir. Bu müzenin, Londra’dakilerin en zenginlerinden biri, en modern olanı olduğu söylenebilir, zira içeride Rihanna, Lady Gaga gibi günümüzün popüler ünlülerine de rastlamak mümkün. Yeri gelmişken, Madame Tussauds hakkında birkaç bilgi verelim: Yaklaşık 150 yıldır mumdan figürler yapılan bu müzede her bir eser yaklaşık dört ayda yapılıyormuş ve her eser için yaklaşık 20 kişilik bir heykeltıraş ekibi çalışıyormuş. Her bir figür için en az 500 ölçüm yapılıp, mümkünse örneğin; gerçek saçtan örnek alınarak üretimler yapılıyormuş. İşte bu yüzden mumdan heykeller konusunda Madame Tussauds gerçekten eşsiz. Londra’daki Madame Tussauds’un bir diğer dikkat çekici özelliği ise XVIII. yüzyıla dayanan eski heykel ve figürlere de sahip olması. Bu anlamda ziyaret etmeye değer.

(19)

Londra, özellikle tarih alanında bir müze cenneti olarak tanımlanabilir. Kısıtlı zamanda hangisini gezeceğinizi şaşıracağınız dünyanın en güzel ve en önemli müzelerini bu şehirde bulmak mümkün. Daha da güzeli, bunların pek çoğunu gezmek için ücret ödemeniz gerekmiyor. Bu herhalde İngilizlerin özür dileme şekli diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Zira, ünlü British Museum neredeyse dünyanın her yerinden en güzel ve en önemli eserleri Londra’nın göbeğine toplamayı başarmış.

(20)

Bir tam gün ayırıyoruz British Museum’a. Ama öyle büyük ki, gez gez bitmiyor.

Afrika, Asya, Avrupa, Orta Doğu, Okyanusya, Amerika ana başlıklarının altında pek çok alt başlık mevcut, tüm dünyanın tarihi eserlerinin belki en kayda değerleri bu binada toplanmışlar izlenimini alıyorsunuz. Biz bir koca gün Hititleri, Sümerleri, Urartuları, Mısırlıları, Romayı, tüm Asya’yı, kısacası ilgimizi çeken tüm bölümleri ziyaret ediyoruz. Türkiye’den gidenleri gördüğümüzde yüreğimiz sızlıyor, ancak dünyanın her bir yerinden eserler buraya taşınmış, tek biz değiliz eserlerini kaptıran diye düşünüp, biraz teskin ediyoruz kendimizi, hoş hâlihazırda elimizde olanlara böyle güzel bakabiliyor muyuz ki, diye de düşünmeden edemiyoruz

(21)
(22)

Diğer gün ise Natural History Museum’u ziyaret etmeyi seçiyoruz. Burası dünya üzerinde yaşamı, iklim değişikliklerini, biyoçeşitliliği, canlı türlerini, evrimi, yani doğal yaşamın geçmişini, geleceğini, dünyanın sırlarını anlatmaya çalışan bir müze. İnteraktif uygulamaları, dinozorları, üç boyutlu filmleri ile özellikle çocukların çok ilgisini çeken bir mekân. Ayrıca, iyi müzeciliğin çok güzel örneklerinden bir diğeri.

(23)
(24)

Biraz iş yapmanın zamanı, kitap fuarındayız.

(25)
(26)
(27)

Bu güzel şehirde daha gezilecek çok yer var, ancak bizim zamanımız tükeniyor ve yine yorgun, ama pek çok şey görmüş olmanın mutluluğu ile dönüyoruz ülkemize.

Referanslar

Benzer Belgeler

Mounin (1967: 137), tiyatro eserlerinin çevirisinde iletişimsel çeviri türüne önem vermekle birlikte, kaynak dil metninin üslûb (biçem) söz dizimi, gramer gibi biçimsel

Bana kalırsa, Yaşarın İçtimaî şiir­ leri şahsî şiirlerinden daha kuvetli d eğ ild ir; ancak, kendinden evelki şairlerden ayrılan en bariz cephe­ si, şahsî

Flakat bizzat Münih halkı da bu meydan- ları ile övünmekle, güzel yaz günleri taş basamak- larda oturarak bu meydanda bulunmaktan zevk duyduklarını göstermektedir.. Bu

Tariften hareketle, hayatlarını düzenleyen genel kurallar (kanunlar-yasalar) yapılabilmesi için insanların toplum/devlet hayatına geçmeleri gerektiği açıktır. Bu

Yaklaşık 10 kadir parlaklık- ta 25 yıldız içeren kümenin yıldızla- rını seçebilmek için en azından 15 kez büyüten bir teleskop ya da dür- büne gereksinim var..

In conclusion, parliamentary elections in Bangladesh have failed to give an equal opportunity to all political parties due to the absence of effec- tive regulations and its

Sayın Başgöz, kitabının “ Yunus Emre Yorumları” başlıklı bölümünde, bu büyük oza­ nımızın ilk kez ne zaman ele alınıp yazınımıza

Vakit gazetesinde Hakkı Tarık Us arkadaşımız (kendi yazı sile hakkı tarik us) haklı tenkitler yazıyor.. Fakat, insan bu tenkit­ leri okurken, bir garabet