• Sonuç bulunamadı

Anadolu'daki bazı akreplerin sistematiği ve biyoekelojisi (Arachnida: Scorpionida)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Anadolu'daki bazı akreplerin sistematiği ve biyoekelojisi (Arachnida: Scorpionida)"

Copied!
91
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

BİYOLOJİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ

ANADOLU’DAKİ BAZI AKREPLERİN SİSTEMATİĞİ VE BİYOEKOLOJİSİ

(ARACHNIDA : SCORPIONIDA)

FATİH YEŞİLYURT

TEMMUZ 2005

(2)
(3)

ÖZET

ANADOLU’DAKİ BAZI AKREPLERİN SİSTEMATİĞİ VE BİYOEKOLOJİSİ (ARACHNIDA : SCORPIONIDA)

YEŞİLYURT, Fatih Kõrõkkale Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Biyoloji Anabilim Dalõ, Yüksek Lisans Tezi Danõşman : Prof. Dr. Abdullah BAYRAM

Temmuz 2005, 80 sayfa

Bu çalõşmada 1994-2004 yõllarõ arasõnda Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden toplam 134 akrep örneği yakalanmõştõr. Kendi toplamalarõmda 71 örnek elde ettim. Ergin bireylere ait örneklerin sistematik ve biyoekolojik yönden değerlendirilmesi sonucu, 4 familya ve 5 cinse ait 6 tür ve 1 alttür tespit edilmiştir. Her yõlõn Nisan-Ekim döneminde yapõlan toplamalarda örneklerin % 91,8’i ergin bulunmuştur. Örneklerin

% 62.7’si Buthidae’yi, % 29.8’i ise Euscorpiidae’yi temsil etmektedir. Türlerin tanõ, morfoloji, habitat, ekoloji ve toplama bilgileri ile Türkiye’deki dağõlõşlarõ kaydedilmiştir. Ayrõca taksonlara ait teşhis anahtarlarõ ile türlere ait morfolojik karakterlerin çizimleri verilmiştir. Bu çalõşmada, Buthidae içinde Mesobuthus gibbosus anatolicus, M. eupeus ve Androctonus crassicauda; Scorpionidae içinde

(4)

Scorpio maurus; Euscorpiidae içinde Euscorpius mingrelicus ve Iuridae içinde Iurus dufoureius (asiaticus) tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Akrep, Scorpionida, Sistematik, Biyoekoloji, Anadolu.

(5)

ABSTRACT

SYSTEMATICS AND BIOECOLOGY OF SOME SCORPIONS FROM ANATOLIA (ARACHNIDA : SCORPIONIDA)

YEŞİLYURT, Fatih Kõrõkkale University

Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Biology, M.Sc. Thesis Supervisor: Prof. Dr. Abdullah Bayram

July 2005, 80 pages

In this study, a total of 134 scorpion specimens were caught from different regions in Anatolia between 1994 and 2004. In my own collections I caught 71 specimens. In the result of evaluation of the adult specimens in view of systematics and bioecology, 6 species and 1 subspecies were established as belonging to 5 genera in 4 families. In the collections carried out in the term of April to October, % 91.8 were found as adult. In addition, 62.7 percent belongs to Buthidae, and 29.8 percent to Euscorpiidae. Description, morphology, habitat, ecology, distributions of the species in Turkey and all kind of collection data are given in the text, are taken up. In addition, an identification key to the taxa is provided and the drawings of the morphological characters of the species are given. In this study, in Buthidae,

(6)

Mesobuthus gibbosus anatolicus, M. eupeus and Androctonus crassicauda; in Scorpionidae, Scorpio maurus; in Euscorpiidae, Euscorpius mingrelicus, and in Iuridae, Iurus dufoureius (asiaticus) have been identified.

Key Words: Scorpion, Scorpionida, Systematics, Bioecology, Anatolia.

(7)

TEŞEKKÜR

Çalõşmalarõmõn her aşamasõnda yardõmlarõnõ hiçbir zaman esirgemeyen; arazi ve laboratuar çalõşmalarõ, literatür tarama ve koleksiyon örneklerini inceleme imkanõ sağlayan danõşman hocam sayõn Prof. Dr. Abdullah BAYRAM’a şükranlarõmõ sunarõm. Çizimlerimin bilgisayara aktarõlmasõnda yardõmcõ olan Arş Gör. Tarõk DANIŞMAN’a ve yardõmlarõndan dolayõ İlkay ÇORAK’a teşekkür ederim. Ayrõca bana maddi ve manevi desteğini hiçbir zaman esirgemeyen sevgili aileme teşekkürü bir borç bilirim.

(8)

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... ... i

ABSTRACT ...iii

TEŞEKKÜR... v

İÇİNDEKİLER ... ... vi

ŞEKİLLER DİZİNİ...viii

1. GİRİŞ ... 1

1.1. Kaynak Özeti... 4

1.2. Morfolojik ve Biyoekolojik Özellikler... 7

1.3. Çalõşmanõn Amacõ... 29

2. MATERYAL VE YÖNTEM ... 30

2.1. Arazi Çalõşmalarõ, Laboratuar Çalõşmalarõ, Teşhis ve Sõnõflandõrma ... 30

2.2. Bulgularda Yer Alan Bölümlerin Açõklanmasõ... 31

2.2.1. Teşhis Anahtarlarõ ... 31

2.2.2. Familya ve Cinsler İçin Tanõ ve Yayõlõş ... 32

2.2.3. Türe Ait Özelliklerin Verilmesi ... 32

2.2.3.1. Diagnostik özellikler ... 32

2.2.3.2. Morfolojik özellikler ... 32

2.2.3.3. Ekolojik özellikler... 32

2.2.3.4. Coğrafi yayõlõş... 33

2.2.3.5. İncelenen örnekler ve lokaliteler... 33

3. ARAŞTIRMA BULGULARI ... 34

3.1. Familyalar İçin Teşhis Anahtarõ... 34

(9)

3.2. Familya: BUTHIDAE ... 37

3.2.1. Cinsler İçin Teşhis Anahtarõ... 38

3.2.2. Cins: Mesobuthus Latreille, 1804 ... 38

3.2.3. Mesobuthus türleri için teşhis anahtarõ... 38

3.2.3.1. Mesobuthus gibbosus (Brulle, 1832) anatoticus (Schenkel, 1947)... 39

3.2.3.2. Mesobuthus eupeus C.L. Koch, 1839... 44

3.2.4. Cins: Androctonus Latreille, 1804 ... 46

3.2.4.1. Androctonus crassicauda (Olivier, 1807) ... 49

3.3. Familya: SCORPIONIDAE ... 54

3.3.1. Cins: Scorpio Latreille, 1804 ... 54

3.3.1.1. Scorpio maurus C.L. Koch, 1839... 54

3.4. Familya: EUSCORPIIDAE... 59

3.4.1. Cins: Euscorpius (Thorell, 1876)... 59

3.3.1.1. Euscorpius mingrelicus (Kessler, 1874) ... 59

3.5. Familya: IURIDAE ... 64

3.5.1. Cins: Iurus (Thorell, 1876) ... 64

3.5.1.1. Iurus dufoureius (asiaticus) (Birula, 1903)... 64

4. TARTIŞMA VE SONUÇ ... 69

KAYNAKLAR ... 72

(10)

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1. Akreplerde dorsal vücut kõsõmlarõ ... ..8

Şekil 2. Prosoma ve mesosoma’nõn dorsal kõsõmlarõ ... 9

Şekil 3. Akreplerde metasomanõn kõsõmlarõ... 10

Şekil 4. Akreplerde ventral vücut kõsõmlarõ ... 11

Şekil 5. Buthidae’de ventral (A), dorsal (B) keliser ve pedipalp (C) görünümü ... 15

Şekil 6. Akreplerde yürüme bacağõ (A), Scorpio maurus’ta tarsusun lateral görünümü (B) ve bir akrep tarağõnõn enine kesiti (C) ... 16

Şekil 7. Bir akrebin koksal bezi (A) ve akreplerde sinir sistemi (B) ... 21

Şekil 8. Akreplerde erkek (A) ve dişi (B) üreme sistemi... 22

Şekil 9. Akreplerde spermatofor (A) ve sperm transferi (B) ... 23

Şekil 10. Farklõ örneklerde sol hemispermatofor’un gövdeye ait bükülebilir loblarõ ... 24

Şekil 11. Zehirli bir Androctonus crassicauda örneği ... 28

Şekil 12. Elde edilen örneklerin kayõt yerleri (Mesobuthus gibbosus ●, Mesobuthus eupeus ■, Androctonus crassicauda ○, Scorpio maurus palmatus □, Euscorpius mingrelicus ∆, Iurus dufoureius asiaticus ▲) ……….…………31

Şekil 13. Akreplerde sternum yapõsõ; A-Buthidae, B-Scorpionidae………...35

Şekil 14. Prosoma, dorsal görünüm; A-Iurus dufoureius (asiaticus); B-Euscorpius mingrelicus... 36

Şekil 15. Buthidae’de tarak yapõsõ; A-dõş görünüm, B-iç görünüm ... 37

Şekil 16. Mesobuthus gibbosus anatolicus’ta prosoma ... 41

(11)

Şekil 17. Mesobuthus gibbosus anatolicus’ta dorsal (A) ve eksternal (B) chela, pedipalpin hareketli (C) ve sabit (D) parmağõ ... 42 Şekil 18. Mesobuthus gibbosus anatolicus’ta dorsal (A) ve eksternal (B) tibia ile

femurun dorsal (C) görünümü ... 43 Şekil 19. Mesobuthus eupeus’da prosoma ... 45 Şekil 20. Mesobuthus eupeus’da dorsal (A) ve eksternal (B) chela; pedipalpin

hareketli (C) ve sabit (D) parmağõ ... 47 Şekil 21. Mesobuthus eupeus’da dorsal (A) ve eksternal (B) tibia; femurun dorsal (C)

görünümü ... 48 Şekil 22. Androctonus crassicauda’da prosoma ... 50 Şekil 23. Androctonus crassicauda’da metasoma ... 51 Şekil 24. Androctonus crassicauda’da chela (A), tibia (B) ve femur (C); pedipalpin

hareketli (D) ve sabit (E) parmağõ ... 53 Şekil 25. Scorpio maurus’ta prosoma ... 55 Şekil 26. Scorpio maurus’ta chela (A), tibia (B), femur (C); pedipalpin hareketli (D)

parmağõ ... 57 Şekil 27. Euscorpius mingrelicus’ta prosoma ... 60 Şekil 28. Euscorpius mingrelicus’ta dorsal (A) ve ventral (B) chela; pedipalpin

hareketli (C) ve sabit (D) parmağõ ... 62 Şekil 29. Euscorpius mingrelicus’ta dorsal (A) ventral (B) ve eksternal (C) tibia ... 63 Şekil 30. Iurus dufoureius (asiaticus)’ta prosoma ... 65 Şekil 31. Iurus dufoureius (asiaticus)’ta dorsal (A) ventral (B) ve

eksternal (C) chela ... 66 Şekil 32. Iurus dufoureius (asiaticus)’ta sternokoksal bölge ... 67

(12)

1. GİRİŞ

Akrepler, dünyadaki bütün kõtalar ve büyük adalar (Antartika ve Yeni Zelanda hariç) üzerinde yer alan tropik, subtropik ve õlõman bölgelerde dağõlõş göstermektedir. Kayalar üzerinde şekillenmiş ilk akrep fosili 420 milyon yõl öncesi Silurien dönemine aittir. Bu dönem dinazorlarõn göründüğünden yaklaşõk 200 milyon yõl öncesine dayanõr. Fosillerdeki akreplerin şimdi nesli tükenmiş olan dev su akrebine (Eurypterida) çok benzer yönleri bulunmaktadõr. Akrep fosillerinden elde edilen verilere göre akreplerin Silurien döneminden Oligosen dönemine kadar olan zamanda yayõldõklarõ bildirilmektedir. Bilinen en eski ve ilk kara akrep türü Palaephonus nuncious Thorell ve Linstom tarafõndan Götland adasõnda bulunmuştur.

Karbonifer dönemi akreplerinin tarsus’larõ üzerinde pençeleri bulunmaktadõr. Bu özelliklerinden dolayõ bu akrepler Euscorpioninea alttakõmõ içinde yer almaktadõr. Bu takson içinde yer alan ve en eski tür olarak bilinen 1 m boyundaki Brontoscorpio willsi, 1963 yõlõnda Stomer tarafõndan İskoçya’da bulunmuştur. Bu akrep türü, boyu ve diğer morfolojik özellikleri bakõmõndan Karbonifer döneminde yaşayan akreplere benzemektedir. II. Zaman’da yaşayan Mesophonidae familyasõna ait akreplerin kalõntõlarõ bulunmuştur. IV. Zaman’da ortaya çõktõğõ bildirilen Buthidae familyasõ içinde yer alan Tityus eogunus’un III. Zaman’a ait akrep fosilleri içinde bulunduğu ve yaşayan türlere de benzediği bildirilmektedir. Aslõnda bunlarõn karada veya denizde yaşayõp yaşamadõklarõ hakkõnda büyük tartõşmalar vardõr. Yaklaşõk 300 milyon yõl önce Karbonifer dönemin sonunda görülen akrep, modern akrep neslidir.

Bu akrepler 1300 dolayõndaki tür ile çok az değişim göstererek günümüze kadar gelmeyi başarmõşlardõr (Brownell and Polis 2001).

(13)

Günümüze kadar fosiller hariç, 16 familya ve 159 cinse mensup yaklaşõk 1300 akrep türü tanõmlanmõştõr (Fet et al., 2000). Tespit edilen familyalar şunlardõr:

Bothriuridae, Buthidae, Chactidae, Chaerilidae, Diplocentridae, Euscorpiidae, Heteroscorpionidae, Hemiscorpiidae (Ischnuridae), Iuridae, Microcharmidae, Pseudochactidae, Scorpionidae, Scorpiopidae, Superstitioniidae, Troglotayosicidae ve Vejovidae. Bunlara sonradan Hemiscorpionidae ve Urodacidae familyalarõ da ilave edilmiş, böylece sayõ 18’e yükselmiştir. Daha sonra bu familyalara Iuridae familyasõ içinde altfamilya iken familya seviyesine çõkarõlan Caraboctonidae familyasõ da ilave edilerek nihayet familya sayõsõ 19’a yükselmiştir.

Akrepler çoğunlukla sõcak memleketlerde yaşarlar. Ekvatora doğru inildikçe tür çeşitliliği ve boy ölçüleri artar. Coğrafik dağõlõş şekilleri familyalara göre farklõlõklar arz etmektedir. Bu familyalar içinde en geniş dağõlõm gösteren ve bütün kõtalarda bulunan Buthidae familyasõdõr. Familyalardan Scorpionidae daha çok Afrika, Asya ve Orta Doğu’da; Chaerilidae, Pseudochactidae ve Scorpiopidae Asya'da; Urodacidae Avustralya'da, Hemiscorpionidae Ortadoğu ve Doğu Afrika’da;

Heteroscorpionidae ve Microcharmidae Afrika ve Madagaskar'da yayõlõş gösterir.

Diğer familyalardan Chactidae, Superstitioniidae, Vaejovidae ve Bothriuridae daha çok Güney Amerika, Avustralya, Güney Afrika ve Hindistan'da, Euscorpiidae Akdeniz ülkeleri ve kõsmen Kuzey Amerika'da, Diplocentridae Ortadoğu ülkeleri ve Kuzey Amerika'da, Ischnuridae daha ziyade Palearktik ve Neotropik coğrafyada, Iuridae Amerika kõtalarõ ve Doğu Akdeniz ülkelerinde, Troglotayosicidae ise Güney Amerika ve Akdeniz ülkelerinde dağõlõm sergilemektedirler (Fet 1997b). Anlaşõldõğõ gibi akrepler tropik, subtropik ve õlõman bölgelerde dağõlmõşlardõr.

(14)

Arachnida sõnõfõnda yer alan akrepler, kamçõlõ akrep, yalancõ akrep, örümcek ve böğüler ile akrabadõrlar. Kendilerine özgü şekilleriyle rahatça tanõnõrlar. Akrepler ince uzun vücutludurlar. Boylarõ çoğunlukla 5-10 cm arasõnda değişir. Ancak ergin boyu 13 mm olan Microbuthus pusillus akrepler içinde en küçük, tropikal yayõlõş gösteren Pandinus imperator ise 22 cm olan boyu ile en büyük türdür. Renkleri genellikle sarõmsõ, kahverengimsi yada siyahtõr. Akrepler geceleri aktiftirler.

Çoğunlukla taş, yaprak ve kabuk altlarõnda bulunurlar. Bazõlarõ çöl ve step gibi kurak ortamlarõ, bazõlarõ ise orman ve mağaralarõn nemli habitatlarõnõ tercih ederler.

Akrepler denizden karaya en önce geçmiş ve karasal yaşama en iyi adapte olmuş eklembacaklõlar olarak bilinirler. Sudan karaya geçince birçok yapõsal ve işlevsel değişiklikler ortaya çõkmõştõr.

Günümüze değin yaklaşõk 50 kadar türün insan için tehlikeli olduğu böylece tõbbi öneme sahip olduğu saptanmõştõr (Gary 2001). Bu türler endemik bulunduklarõ coğrafyalardan diğer bölgelere çoğunlukla insan tarafõndan yayõlmõşlardõr. Akrepler insan ve hayvan sağlõğõnõ tehdit eden arthropod’lardõr. Ancak normal şartlar altõnda diğer zehirli hayvanlar gibi insanlardan uzak alanlarda yaşamlarõnõ sürdürürler. Ne var ki, insanlar tarafõndan rahatsõz edildiklerinde kendilerini korumak için iğnelerini kullanarak sokarlar. Bununla birlikte gelişen teknoloji ve artan refah düzeyine paralel olarak akrep sokmalarõnõn eskiye oranla insan ve hayvan sağlõğõ üzerindeki etkileri azalmõştõr. Ancak halen az gelişmiş veya gelişmesini tamamlayamayan ülkelerde ve özellikle kõrsal kesimlerde akrep, yaşayanlar için önemli bir sağlõk sorunudur. Bu yüzden akreplerden korunmak ve onlarla mücadelede strateji geliştirebilmek için, akreplerin vücut yapõlarõnõ, yaşam döngülerini, ekoloji ve sistematiklerini iyi bilmek gerekmektedir.

(15)

1.1. Kaynak Özeti

Akreplerle ilgili taksonomik araştõrmalar, ilk kez Linnaeus tarafõndan 1758’de

"Scorpio" adõnõ verdiği tek bir cins altõnda beş türün tanõmõ ile başlamõştõr. Sonra Latreille (1802) tanõmlamõş olduğu akrepleri, ayrõ bir familya halinde, "Famille des Scorpionides" başlõğõyla yayõnlamõştõr. Takõm olarak "Scorpiones" terimi ise ilk defa 1850 yõlõnda Koch tarafõndan kullanõlmõştõr.

Türkiye’nin ve Kafkasya’nõn ilk akrep faunasõ Birula tarafõndan çalõşõlmõştõr (1898, 1917a-b). Akreplerin zoocoğrafyasõ, Nenilin ve Fet (1992) tarafõndan detaylõ olarak yayõnlanmõştõr. Bu konudaki bazõ çalõşmalar Lamoral (1980) ve Lourenço (1996) tarafõndan yapõlmõştõr. Daha sonra “dünya akrepleri katalogu” hazõrlanmõştõr (2000, Fet et al.).

Türkiye akrep faunasõyla ilgili çalõşmalar, 19. Yüzyõlõn ikinci yarõsõnda Pavesi (1876) tarafõndan başlatõlmõştõr. Birula (1898), Bolkar Dağlarõndan Euscorpius ciliciensis'i (günümüzde Euscorpius mingrelicus ciliciensis), 1899'da Çoruh Vadisi'nden Calchas nordmanni'yi yeni türler olarak tanõmlamõştõr. 1903'te ise Iurus dufoureius (asiaticus)'u yine Toroslar'dan tavsif etmiştir. Kulczynski (1903) ve Hadzi (1930), İstanbul civarõndan Euscorpius örneklerini; Werner (1902, 1916, 1920) ise çeşitli yörelerden toplanan akrepleri incelemişlerdir. Von Ubisch (1922), Toros Dağlarõ'ndan Iurus kraepelini (günümüzde I. asiaticus) adõyla yeni bir tür (sinonim); Schenkel (1947) ise Mesobuthus gibbosus anatolicus adõyla yeni bir alttür tanõmlamõşlardõr. Vachon (1947a-b, 1953, 1971), Türkiye akrepleri üzerinde önemli çalõşmalar yapmõştõr ve 1951 ve 1966’da Türkiye’yi de dahil ederek, Orta Doğu’nun akrep listesini hazõrlamõştõr. Tolunay (1959), Vachon’a tayin ettirilen örnekleri, önceki literatür kayõtlarõyla birleştirerek yayõnlamõştõr. Gören (1950), Tolga (1960,

(16)

1964), Turgut (1964) akrep zehirlerinin etkisi üzerinde araştõrma yapmõşlardõr. Tolga (1960), Leiurus quinquestriatus’u Adõyaman’dan; Kovarik (1996), Compsobuthus matthiesseni’yi Diyarbakõr’dan bularak Türkiye akrep listesindeki tür sayõsõnõ 12’ye çõkarmõşlardõr. Sissom ve Fet (1998), bu sonuncu türü yeniden tavsif ederek, Türkiye dahil olmak üzere türün yayõlõş alanõ olan Mezopotamya’daki kayõtlarõnõ vermişlerdir.

Türkiye, Ege adalarõ ve civarõnõn akrepleri ile ilgili diğer çalõşmalar, Kinzelbach (1966, 1975, 1980, 1982, 1985), ayrõca Balkan yarõmadasõnõn akrep faunasõ, türlerin zoocoğrafik dağõlõşõ ve ekolojileri Kinzelbach ve arkadaşlarõ (1985), Crucitti (1993, 1998), Crucitti ve Malori (1998) tarafõndan incelenmiştir. Vachon ve Kinzelbach (1987), Türkiye ve Orta Doğu akreplerinin zoocoğrafyasõna önemli katkõlarda bulunmuşlardõr. Diğer taraftan Rus araştõrmacõ Victor Fet, Anadolu, eski SSCB ve Avrupa’daki Euscorpius cinsine ait tür ve alttürler üzerinde çalõşmõştõr (1985, 1987, 1988a-b, 1990, 1993, 1997a-b, 1998). Fet ve Braunwalder (1997, 1999, 2000); Fet ve Rechkin (1989), Bonacina (1980), E. carpathicus populasyonlarõnõ incelemiş ve E. mingrelicus phrygius’u yeni bir alttür olarak Batõ Anadolu’dan tanõmlamõşlardõr. Crucitti ve Cicuzza (1999) Nemrut Dağõ Milli Parkõnõn akrep faunasõnõ tespit etmişlerdir. Yine Lacroix (1995), Kuzey Anadolu’dan bazõ yeni Euscorpius alttürlerini tavsif etmiştir. Francke (1981) ile Francke ve Soleglad (1981), Iurus cinsi ve Iuridae’nin sistematik durumu, dağõlõmõ ve zoocoğrafyasõ üzerine iki önemli makale yayõnlamõşlardõr.

Günümüze kadar olan dönem içinde Türkiye ve komşu ülkelerden aşağõdaki türler kayõt edilmiştir (Kinzelbach 1982, 1985; Fet et al., 2000; Karataş, 2001):

Türkiye: Buthidae’den Mesobuthus gibbosus anatolicus, M. caucasicus, M. eupeus,

(17)

Androctonus crassicauda, Leiurus quinquesriatus, Compsobuthus matthiesseni;

Scorpionidae’den Scorpio maurus fuscus; Euscorpiidae’den Euscorpius mingrelicus, E. carpathicus, E. italicus, E. tergestinus; Iuridae’den Iurus dufoureius (asiaticus), Calchas nordmanni.

Yunanistan: Buthidae’den Mesobuthus gibbosus; Iuridae’den Iurus dufoureius, I.

asiaticus, Paraiurus nordmanni; Euscorpiidae’den Euscorpius carpathicus, E.

italicus, E. mingrelicus.

Girit Adasõ: Euscorpius carpathicus, Mesobuthus gibbosus, Iurus dufoureius.

İran: Androctonus amoreuxi, A. amoreuxi baluchicus, A. amoreuxi finitimus, A.

crassicauda, A. crassicauda crassicauda, A. crassicauda orientalis, Buthacus palpator, B. leptochelys, B. tadmorensis, Buthotus saulcyi, B. schach, Buthus zarudnianus, Compsobuthus matthiesseni, Compsobuthus rugulosus, Liobuthus kessleri, Mesobuthus agnetis, Mesobuthus caucasicus, M. caucasicus caucasicus, M.

caucasicus intermedius, M. caucasicus parthorum, M. eupeus, M. eupeus afghanus, M. eupeus kirmanensis, M. eupeus eupeus, M. eupeus pacysoma, M. eupeus persicus, M. eupeus phillipovitschi, M. eupeus phillipsi, M. eupeus thersites, M. gabrielis, M.

macmahoni, M. zarudnyi, M. zarudnyi gracilis, M. zarudnyi sarghadensis, Odontobuthus odonturus, O. doriae, Orthochirus persa, O. scrobiculosus, Hemiscorpius lepturus, H. persicus, Scorpio maurus, S. maurus towsendi, S. maurus kruglovie (Habibi, 1971; Farzanpay, 1986, 1988).

Irak: Androctonus crassicauda, Buthacus leptochelys, Compsobuthus matthiesseni, C. werneri, Hottentotta scaber, H. schach, H. saulcyi, Mesobuthus caucasicus, M.

eupeus, Odontobuthus doriae, Orthochirus scrobiculosus, Hemiscorpius lepturus, Scorpio maurus.

(18)

1.2. Morfolojik ve Biyoekolojik Özellikler

Geçmişten günümüze kadar morfolojik bakõmdan çok az değişen akrepler

“yaşayan fosiller” olarak tanõmlanõrlar. Habitatlarõna bağlõ olarak saman renginden sarõya, açõk kahverenginden siyaha varan çeşitli renklere sahiptirler. Vücutlarõ, prosoma (cephalothorax) ve opisthosoma (abdomen) olmak üzere iki bölümden oluşmuştur (Şekil 1, 2). Prosoma; baş ve göğsün birbirine kaynaşmasõ ile oluşur ve sõrt tarafõndan karapaks adõ verilen yekpare bir zõrh ile örtülüdür. Karapaks’õn ön orta yerinde bir çift büyük göz (median gözler), ön yan taraflarõnda ise sayõsõ türlere göre değişen 2-5 çift nokta göz (lateral gözler) yer alõr (Şekil 2). Opisthosoma, mesosoma ve metasoma olmak üzere iki kõsma ayrõlõr. Prosoma’ya bütün genişliğiyle bağlanan mesosoma, yedi geniş segmentten meydana gelmiştir (Şekil 1, 2). Kuyruk yada metasoma ise telson dahil olmak üzere altõ segmentten oluşur (Şekil 3). İlk beş segmentin her biri silindirik olup yan taraflarda pleura denilen dar parçalar ile bağlanarak yekpare ve silindirik bir zõrh meydana getirirler. Son segment olan telsonun içinde bir çift zehir bezi, ucunda da zehir iğnesi bulunur (Şekil 3).

Mesosomal segmentlerin sõrt taraflarõnda tergit, karõn taraflarõnda ise sternit adõ verilen kitin plakalar yer alõr. Mesosoma ve metasoma ekstremitesiz olup, dinlenme sõrasõnda yana doğru kõvrõk durur. Yürüme esnasõnda arkaya uzanõr.

Savunma ve sokma anõnda ise kuyruk, bir yay biçiminde üst taraftan prosoma önüne doğru kõvrõlõr.

Segmentsiz olan prosoma’da bir çift chelicera (keliser), bir çift pedipalpus ve dört çift yürüme bacağõ bulunur (Şekil 1, 4).

Keliserler, prosoma’nõn ilk ekstremite çifti olup coxa, tibia ve tarsus olmak üzere üç segmentten oluşmuştur. Bu yapõlar genellikle pençe tõrnak veya dişli çene şeklindedirler. Familyalara bağlõ olarak farklõlõk gösterirler.

(19)

Şekil 1. Akreplerde dorsal vücut kõsõmlarõ

(20)

Şekil 2. Prosoma ve mesosoma’nõn dorsal kõsõmlarõ (Levy ve Amitai, 1980;

değiştirilerek)

(21)

Şekil 3. Akreplerde metasomanõn kõsõmlarõ (Levy ve Amitai, 1980; değiştirilerek)

(22)

Şekil 4. Akreplerde ventral vücut kõsõmlarõ (Keegan, 1980; değiştirilerek)

Coxa, avõ yakalamaya yardõm eden bir makas parçasõ görevi görmektedir.

Keliserin son iki segmenti, sabit parmak (tibia) ve hareketli parmak (tarsus) tarzõnda kõskaçlõ bir makas oluşturacak biçimde birbirlerine eklemlidir. Keliseral tibia biraz daha uzun olup üst kõsmõ dõşa doğru kavislidir. İç yüzünde ise ince, dikenimsi kõllarla (setae) kaplõ yakalama işlemine yarayan, dişe benzer yapõlar vardõr (Şekil 5 A, B).

Bu kõsõm eğilip bükülür ve avõnõ emmeden önce yakalamaya yarar. Bu parçalardaki dişler sõnõflandõrmada rol oynarlar. Keliserler, av hayvanlarõnõ tutmaya ve bazen de birbirlerine sürtülmek suretiyle ses çõkarmaya yararlar. Keliserler kõsmen karapaks ile örtülüdür.

(23)

Prosoma’nõn önünden iki yana doğru uzanan pedipalpler, ekstremitelerin en büyüğü ve en kalõnõdõr. Bunlar, makas veya kõskaç fonksiyonu görmek üzere adeta özelleşmişlerdir (Şekil 5 C). Akrepler avlarõnõ yaralamak, yakalamak ve ezmek için bu organlarõ kullanõrlar. Ayrõca dokunum organõ görevi de görürler. Pedipalplerin üzerinde havadaki titreşimleri algõlayan “trichobothrium” adõnda küçük duyusal tüyler bulunmaktadõr. Trichobothrium’un integümentten çõktõğõ yer bir fincan tabağõ gibidir. Buradan diğer kõl veya dikenlerden rahatlõkla fark edilebilecek şekilde ince, uzun ve düz bir tüy çõkar. Bir pedipalp; coxa, trochanter, femur, tibia (patella) ve tarsus olmak üzere beş segmentten meydana gelir.

Coxa ilk segmenttir. Trochanter; coxa ile femur arasõnda ikinci segment olup kõsadõr. Femur; trochanter ile tibia arasõnda uzun ve silindirik üçüncü segmenttir.

Tibia’da dikensi yapõlar bulunur. İnsanlarda ellere karşõlõk gelen pedipalplerin kõskaçlõ dördüncü ve beşinci segmentine chela denilmektedir. Chela’yõ oluşturan bu kõskaçlarõn alt kõsmõ sabit (tibia), üst kõsmõ ise hareketlidir (tarsus). Kõskaçlarõn şekli türlere göre değişiklik gösterir. Örneğin; Buthidae familyasõndaki akreplerde tarsus’lar tipik sõralõ dişlerle doludurlar. Akreplere özgü olarak tarsus’ta abduksiyon kas bulunmaz. Tarsus’un açõlmasõ, prosoma’nõn dorso-ventral yönde kontraksiyonu ve buna bağlõ olarak hidrostatik basõncõn artmasõyla gerçekleşir. Erkek akreplerin pedipalpleri dişilerinkinden daha ince yapõlõdõr.

Yürüme bacaklarõ geniş bir coxa ile başlar ve yedi eklemlidir. Bunlar sõrasõyla; coxa, trochanter, femur, patella, tibia, basitarsus ve telotarsustur (Şekil 6 A, B). Bacaklarõn en uçtaki tarsal segmentinde tõrnaklar bulunur. Segmentler ince membranla birbirlerine bağlanõrlar. Bacaklar, birbirlerine yakõn olarak prosoma’nõn alt kõsmõndan çõkarlar. En küçük olan birinci coxa, ikinci coxa’nõn köşeleri arasõnda

(24)

yer alõr. En uzun coxa, dördüncü coxa’dõr (Şekil 4). Prosoma’nõn ventral yüzeyinde birinci ve ikinci coxa’da kitinli plaklar ve salgõ bezleri vardõr. Bu oluşumlarõn sindirim olayõnda önemli görev yaptõklarõ düşünülmektedir (Brownell ve Polis, 2001). Akrep yürüdüğünde tarsus’un parçalarõ olan basitarsus ve telotarsus ağõrlõğõ çeker (Şekil 6A). Bacaklar kazma organõ olarak da kullanõrlar. Bacaklar üzerinde ayrõca yerdeki titreşimleri algõlamaya yarayan ince tüyler bulunmaktadõr.

Tüm akreplerin sternumlarõ üçüncü ve dördüncü coxa arasõndaki küçük plaklardan oluşur (Şekil 4). Bazõ cinslerde sternum; kitinin, eni dar şeritler halinde dizilmesi ile oluşmaktadõr. Bazõlarõnda küçük, üçgen bir plaka şeklinde, geri kalan kõsmõnda ise tüm genç bireylerde olduğu gibi beşgenimsi şekildedir. Sternum’un şekli familyalarõn tanõmlanmasõnda önemlidir. Buthidae familyasõndaki akreplerin sternumunun boyu eninden fazla, üçgen şeklinde ve öne doğru oldukça daralmõştõr.

Chactidae familyasõndaki akreplerin sternum’unun boyu genellikle genişliğinden uzun değildir. Bothriuridae familyasõndaki türlerin sternumu çok belirgin olmasa bile kenarlarõ birbirine paralel ve iki ayrõ parçalõdõr. Scorpionidae familyasõna ait türlerin sternumu genellikle beş köşeli, yan kenarlarõ birbirine paralel ve boyu en az eninin yarõsõ kadardõr.

Dördüncü çift coxa’ya yakõn ve birinci mesosomal segmentin ventral yüzeyinde sternum ile taraklar (pecten) arasõnda akrebin üreme organõnõ örten, ortasõ yarõk bir kapak vardõr. Genital operculum adõ verilen bu kapağõn altõnda, dõşarõ açõlan genital bir delik bulunur (Şekil 4). Genital operculum farklõ ve çeşitli şekillerde olabilir. Her bir türde farklõ olabildiği gibi, aynõ türün erkek ve dişilerinde bile farklõlõk gösterebilmektedir. Örneğin, bazõ dişilerde operculum kapaklarõ orta çizgi boyunca birleşirken, erkeklerde kõsmen veya tamamen ayrõlmõştõr. Erkeklerde koni

(25)

biçimindeki eşleşme aygõtõ (papillae genitale) sternitin altõndaki genital açõklõkta yer almaktadõr.

İkinci sternitin üzerinde ve genital deliğin ön tarafõnda ekstremitelerin değişmesiyle oluşmuş bir çift tarak organ yer alõr (Şekil 6 C). Her bir tarak, bir sap kõsmõ ile bu sapõn üzerine sõra ile dizilmiş dişlerden oluşmuştur. Tarak üç parçadan oluşmuştur; bunlardan proksimal parça en uzunu, orta parça ise en kõsasõdõr. Bu taraklarõn kemoreseptör olarak çiftleşmede rol aldõğõ ve yüzey titreşimlerini algõlayarak mekano-reseptör görevi yaptõğõ sanõlmaktadõr (Brownell ve Polis 2001).

Taraklar her iki eşeyde de bulunur. Ancak erkeklerde taraklar daha geniş olup daha fazla sayõda küçük diş taşõrlar. Taraklar yanlara açõlabilir. Hareket ettiği zaman yere sürünerek mekanik ve kimyasal duyu organõ fonksiyonu görür.

Akreplerin birbirlerinin izini bulmada bu organlarõnõ kullandõklarõ sanõlmaktadõr.

Ayrõca birçok türün, bu organlarla nemli yerleri bulduğu da tespit edilmiştir (Brownell ve Polis 2001).

(26)

A B

C

Şekil 5. Buthidae’de ventral (A), dorsal (B) keliser ve pedipalp (C) görünümü(Levy ve Amitai, 1980 değiştirilerek)

(27)

A

B

C

Şekil 6. Akreplerde yürüme bacağõ (A), Scorpio maurus’ta tarsusun lateral görünümü (B) (Levy ve Amitai, 1980) ve bir akrep tarağõnõn enine kesiti (C) (Barnes, 1980; değiştirilerek)

(28)

Sindirim sistemi ve beslenme: Akreplerde pedipalpler ile birinci ve ikinci yürüme bacaklarõnõn coxa’larõ arasõnda, atriyum’un içinde ve üst dudağõn altõnda küçük bir ağõz yer alõr. Emici yutaktan sonra içerisine tükrük bezleri açõlmõş kõsa yemek borusu gelir. Orta barsak dar ve uzundur, buraya orta barsak boyunca uzanan ve büyük bir bezden ayrõlan beş çift kanal bağlõdõr. Son barsak kõsadõr. Akrepler, ormanlõk bölgelerde, çöllerde, taşlõk ve kayalõk yerlerde yaşar, böcek, örümcek, kõrkayak, çõyan, tesbih böceği ve bazen de küçük kemirgen memeliler ile beslenirler.

Pedipalp’leriyle avlarõnõ canlõ halde yakalar, yaralar ve birinci ve ikinci yürüme bacaklarõnõn coxa uçlarõndaki çiğneyici eklentiler arasõnda ezer, sonra da yutak vasõtasõyla somururlar. Gündüzleri loş ve karanlõk yerlerde gizlenir, geceleri dolaşõr ve avlanõrlar. Avlarõnõ yakalamada makaslarõnõ kullanõr, bu esnada kuyruk uçlarõnõ yukarõya doğru kaldõrõp başlarõndan aşõrarak avlarõnõ sokar ve zehirlerler. Felç olup iç organlarõ parçalanan kurbanõ sonradan emerek beslenirler. Akrepler obur beslendikleri gibi açlõğa aylarca katlanabilirler. İnsanlarõ ve büyük hayvanlarõ şüphesiz beslenmek amacõ ile değil, onlardan korunmak için sokarlar. Zehir miktarlarõ boy büyüklüğü ile doğru orantõlõdõr.

Boşaltõm sistemi: Boşaltõm organlarõ malpigi tüpleri ve coxa bezleridir (Şekil 7A).

Malpigi tüplerinin sayõsõ bir veya iki çift olabilir. Bunlar mesosoma’nõn son segmenti içerisinde yer alõr ve orta barsağõn son kõsmõna açõlõrlar. Coxa bezleri ise bir çift olup prosoma’daki diyaframõn hemen önünde yer alõrlar. Bu bezlerde bir başlangõç kesesi ile bir toplama kanalõ ve bir de bu kanalõn son kõsmõnõ oluşturan, boşaltõm kanalõ ayõrt edilir. Boşaltõm kanallarõ üçüncü yürüme bacaklarõnõn diplerinden dõşarõ açõlõr.

Dolaşõm sistemi: Akrepler, Arachnida sõnõfõ içinde dolaşõm sistemleri en iyi gelişmiş olan arthropod’lardõr. Dolaşõm sistemi; kalp, kan damarlarõ ve sinüslerden meydana gelmiştir. Kalp, sõrt tarafta bütün mesosoma boyunca 7. segmentten 13. segmente

(29)

kadar uzanan sekiz çift ostiyum’lu bir boru şeklindedir. Ön ve arka uçlarõndan ayrõlan birer büyük aorttan başka yanlarõndan da yedi çift arter çõkar. Ön aortta birçok kanallara bölünür. Bu kanallardan ikisi yemek borusunun yanlarõndan aşağõ inerek, karõn sinir sisteminin yanlarõndan, arkaya uzanõr. Akrebin kanõ renksizdir.

Lenfatik sõvõ yoğun granüllü yuvarlak kan hücreleri ile granülsüz ve merkezi olmayan, çekirdekli lökositleri içerir. Kontraksiyonda kan, kalp tarafõndan altõ ön damardan aorta cephalica içine itilir. Arterlerin hepsi vena lakünleri içinde sonlanõr.

Lakünlerin içindeki kan, karõn tarafta bir sinusta toplandõktan sonra solunum organlarõna gider. Burada temizlenir ve perikard boşluğuna geri döner.

Solunum sistemi: Solunum organlarõ mesosoma’nõn 3., 4., 5. ve 6. sternitlerinde, eliptik veya dairesel açõlõmlõ dört parçadan ibaret kitap trakeleridir. Kitap trakeler, vücudun orta kõsmõnõn ventral yüzünde bulunurlar. Kitap trakelerinin ince kutikül tabakasõndan oluşan yüzü ve iki akciğer boşluğunun iç yüzleri farklõ kalõnlõktadõr.

Kitap trakeler, akreplerin değişik gruplarõnda farklõ amaçlar ve özellikler gösterirler.

Bu nedenle sistematikte önemleri büyüktür. Ayrõca kitap trakelere ait birer çift solunum deliği (stigma) vardõr (Şekil 4). Bu oluşumlar yelpaze şeklinde olup ana solunum organõna bağlõdõrlar. Stigmalarõn her biri ayrõ olarak vücut boşluğuna açõlõr.

Salgõ sistemi: Akreplerin salgõ sistemi coxal, lenfatik ve lenfoid bezlerden oluşur.

Coxal bezler (Şekil 7A), bacaklarõn üçüncü parçasõnõn vücuda bağlandõğõ yerde bulunur. Lenfatik bezler; tam halka, yarõm halka ve küçük oval olmak üzere üç şekilde görülür. Lenfoid bezler ise bir çifttir. İki kõsa keseden oluşmuş olup ön uçlarõ ile diyaframa bağlanmõşlardõr. Vücut boşluğu içinde serbest olarak sallanõrlar.

Lenfatik ve lenfoid bezlerin salgõlarõ, akrebin vücudundaki yabancõ maddeleri absorbe etme ve bakterileri de zararsõz hale getirme özelliğindedir.

(30)

Sinir sistemi, duyu ve görme organlarõ: Sinir sistemleri; iki loblu bir beyin ile büyük bir göğüs gangliyonu kitlesi ve yedi veya sekiz abdominal gangliyondan oluşmuştur (Şekil 7B). Gangliyonlarõndan son dördü metasoma’da bulunur. Yemek borusunun başlangõç kõsmõnda da küçük bir gangliyon vardõr. Sinirlerle beyne bağlõ olan bu gangliyondan sindirim borusuna giden ve visseral sinir sistemini oluşturan sinirler ayrõlõr. Ayrõca, vücudun ön kõsmõndaki farinkse ait gangliyondan çõkan, lateral ve ana gözler ile mandibula’lara bağlanan sinirler bulunur. Duyu organõ olarak dokunum tüyleri, bacaklardaki ince tüyler, opisthosoma’nõn ikinci sternitindeki taraklar ve prosoma’daki median ve lateral gözler bulunur. Akrepler yürürken etrafõ kollamak üzere pedipalplerini biraz yukarõda tutarlar. Pedipalplerin üzerinde bulunan küçük duyusal tüyler (trichobothrium) ile havadaki titreşimleri algõlarlar. İkinci sternitin ve genital deliğin ön tarafõnda bulunan taraklar yüzeydeki, bacaklar üzerinde bulunan ince tüyler ise yerdeki titreşimleri algõlar.

Akreplerde görme organõ olan median gözler; genellikle aynõ yönde olup, oküler tümsek üzerinde ve karapaksõn anterior sõnõrõndan sonraki kõsõmda yerleşirler.

Median gözler, iki tabakadan oluşmuştur. Lateral gözler, karapaksõn ön kõsmõnda, köşelerde bulunur (Şekil 1,2). Bunlar, eşit büyüklükte 5, 4, 3 ve 2 oselin grup halinde birleşmesi sonucu oluşmuştur. Bazõ akreplerde bu gözler körelmiştir. Bazõ mağara ve mesken akrep türleri (Sotanochactas elliotti) gözsüz de olabilir. Göz sayõsõ ve dağõlõmõ tür ayrõmõnda önemlidir.

Üreme sistemi ve genital organlar: Akrepler ayrõ eşeylidir. Genital organlar abdomenin birinci mesosomal segmenti üzerinde bulunur. Erkeklerde bir çift testis vardõr (Şekil 8A). Testislerin şekilleri değişik olabilir. Her iki testis bir çapraz bağ ile birleşir. Testislere ait sperm kanallarõ birleştiğinden bir tek genital delik bulunur.

Spermalarõ iplik şeklindedir. Dişilerin üreme organlarõ ağ şeklindedir ve

(31)

parçalanmamõştõr. Mesosoma’da orta barsak bezleri arasõna gömülmüş bir tek ovaryum bulunur (Şekil 8B). Ovaryum biri ortada, ikisi de yanlarda uzanan üç boru ile bu borularõ bir ip merdiveni gibi birbirlerine bağlayan 5 çift enine borucuktan oluşmuştur. Boru ve borucuklarõn alt taraflarõnda küçük kürecikler şeklinde olgun yumurta folikülleri görülür. Yumurtalarõn yapõsõ, gelişmeleri, foliküller ve yumurta kanallarõ türe bağlõ olarak değişim gösterir. Birçok akrepte yumurtalarõn gelişimi ve büyümesi over duvarlarõnda olur. Yumurtalar özel uzama keselerinde döllenirler.

Oviduct’lar, sperm haznesi meydana getirmek üzere genişledikten sonra birleşerek, genital operkülün altõnda bulunan bir tek delikle dõşarõ açõlõrlar. Akrepler vivipardõr.

Gelişme ovaryumun içinde geçer. İlkbaharda erkekler kõsa bir periyot için dişileri arayõp döllemeye çalõşõrlar. Çiftleşmeleri oldukça tehlikelidir. Kopulasyon saatlerce hatta bir gün boyu sürer. Dans esnasõnda erkek spermatoforunu yere yapõştõrõr ve çeşitli manevralar ile dişinin eşeysel açõklõğõnõn spermatofor üzerine gelmesini sağlar (Barnes, 1980; Şekil 9 A, B). Döllenmeyi kolaylaştõrmak için spermatoforun bükülebilir loplarõ bulunmaktadõr (Şekil 10). Dişi bu şekilde döllenir.

Gebelik süresi yaklaşõk 11 aydõr. Her bir dişi akrep 10-60 yavru doğurur.

Anne akrep yavrularõnõ bir süre sõrtõnda taşõr. Sõrttan inen yavrular yaklaşõk 6-7 ay kadar annelerinin arkasõnda dolaşõrlar. Bağõmsõz hayat sürmeye başladõktan 3-4 yõl sonra yetişkin hale gelirler. Yaşam süreleri 3-8 yõldõr. Erginleşinceye kadar 6-9 gömlek değiştirirler. Morfolojik olarak yavrular yetişkinlere benzer.

(32)

A

B

Şekil 7. Bir akrebin koksal bezi (A) ve akreplerde sinir sistemi (B) (Barnes, 1980;

değiştirilerek)

(33)

A B

Şekil 8. Akreplerde erkek (A) ve dişi (B) üreme sistemi (Barnes, 1980; değiştirilerek)

(34)

A

B

Şekil 9. Akreplerde spermatofor (A) ve sperm transferi (B) (Barnes, 1980;

değiştirilerek)

(35)

Şekil 10. Farklõ örneklerde sol hemispermatofor’un gövdeye ait bükülebilir loblarõ (Barnes, 1980; değiştirilerek)

(36)

Akrep Zehirlerinin Yapõsõ ve Karakteri: Zehir fosfolipaz, hiyaluronidaz, polipeptidler, fosfodiesteraz, nükleotidaz, katekolaminler, küçük moleküllü proteinler, amino asitler ve seratonin gibi maddeleri kapsar. Zehirde özellikle sinir sistemini etkileyen maddeler bulunmaktadõr. Bu maddelerden birisi sodyum kanallarõnõ etkinleştirerek sodyumun girişini artõrõp hücrenin depolarize olmasõnõ sağlar. Diğerleri ise depolarizasyon sõrasõnda sodyumun geçişini azaltarak zarlarõ stabilize eder. Örneğin, Kuzey Afrika'da bulunan Leiurus guinguestriatus türü akreplerin zehri çevre damarlarda gevşeme, kan basõncõnda düşme ve akciğer ödemine sebep olur. Zehir ayrõca alyuvarlarõ bozar ve eritir. Tatsõz, renksiz, hafif asidik, koyu sõvõ halinde, önceleri parlak, sonralarõ opalleşerek beyaz bir renk alõr.

Akrep zehirleri çok kuvvetlidir. Fakat zehirlerinin tesir derecesi hayvan grubuna göre değişmektedir. Örneğin, örümcek, çekirge, cõrcõrböceği ve diğer birçok böcek derhal ölürken, çõyan, kõrkayak ve bazõ gece kelebekleri akrep sokuşundan ancak birkaç saat veya birkaç gün sonra ölmektedirler. Hatta bazõ tõrtõllar akrep zehrine karşõ adeta bağõşõktõrlar. Kuşlar akrep zehrine karşõ oldukça hassastõrlar. Memeli hayvanlar ile insanlarõn da akrep zehrine karşõ oldukça duyarlõ olduklarõ saptanmõştõr (Tolga, 1960;

Kasapoğlu, 1991; İsmail et al., 1994; Aytaç, 1998). Kurbağa ve balõklar kõsmen daha dayanõklõdõrlar (Barnes, 1980).

Zehirin Etkisi, Zehirlenme ve Klinik Belirtiler: Akreplerin telsonu kesilir, 37 ºC sõcaklõkta kurutulur ve kapalõ kaplarda saklanõrsa, 3 yõl boyunca zehir etkisini kaybetmez. Akreplerin toz halindeki kurutulmuş zehirleri, aksõrtõcõdõr. Saf akrep zehrinin 1 gramõnõn on binde biri kobayõ ve 1 gramõnõn binde 1-1.5 nispeti orta büyüklükte bulunan bir köpeği öldürebilmektedir. Kirpi ve çöl kemirgenleri akrep zehrine karşõ oldukça bağõşõktõrlar. Büyük Sahra’da yaşayan Androctonus australis türü bir kobra yõlanõ kadar kuvvetli zehire sahiptir, bir köpeği birkaç dakika

(37)

içerisinde, bir insanõ da 6-7 saatte öldürür (Barnes, 1980). Zehirin etkisi ve miktarõ havanõn sõcaklõğõ ve hayvanõn beslenip beslenmemesine göre değişebilmektedir.

Beslenmemiş hayvanda ve sõcak havada zehir daha etkilidir.

Sokulma vakalarõnda zehir enjekte edilen yer kõzarõr, şişer, iltihaplanõr ve ateş yapar. Kangren oluşabilir. Kan basõncõ 240 mm ye yükselir, kalbin atõşõ yavaşlar;

felç, takatsizlik, terleme, konuşmada ağõrlõk, solunum darlõğõ, lenfajit, sayõklama, ereksiyon, çõrpõnma ve kusma halleri baş gösterir. Barsak hareketleri duraklar ve tekrar kontraksiyon yapar; böbreklerin çalõşmasõ artar. Nihayet felce uğrayan solunum organlarõ yüzünden, insanda, 24 saat içinde ölüm gerçekleşebilir. Ancak diğer zehirli hayvanlar için de söz konusu olduğu gibi, zehirin etkisi sokulan yere göre değişebilmektedir. Örneğin, kaba et sokulursa damarlara gidinceye kadar süzülür, az çok bileşiği değişir ve kuvvetini kaybeder. Zehir doğrudan damara, kalbe veya beyne yakõn bir yere zerk edilirse o zaman tehlike büyük olur.

Akrep Sokmasõ ve Alõnacak Tedbirler: Telson’un içinde yer alan bezler ürettikleri zehri, iğnenin içerisindeki kanalla dõşarõya akõtõrlar. Bezi saran düz kaslar salgõnõn dõşarõya iletilmesini sağlar. Yürürken kuyruklarõnõ yukarõya kaldõrõrlar ve sokmaya hazõr beklerler. Sokulan yerin üzerine amonyak ile õslatõlmõş bez konur; altmõşta bir nispetinde suda eritilmiş klorkalsiyum eriyiğinden 10-20 veya yüzde bir nispetindeki permanganat eriyiğinden günde 4-6 defa yarõmşar cm³ sokulan yere ve deri altõna şõrõnga edilir ve üzerine bu eriyiklerle õslatõlmõş bez bõrakõlõr.

Sokulmaktan korunmak için, dikey duran pürüzsüz ayaklar üzerinde bulunan yataklarda yatmak gerekir. Fakat bu durumda yorgan veya çarşafõn yere değmemesi gerekir. Tavandan düşmelerden korunmak için cibinlik kullanõlabilir. Köylüler, yerlere keçi kõlõndan yapõlmõş kilimler ve keçeler sermek suretiyle onlarõn

(38)

yaklaşmasõnõ önlerler. Muhtemelen keçi kõllarõ, onlarõn tarak organõnõ rahatsõz etmekte ve hayvan kõldan yapõlmõş örtüler üzerinde gezmeyi sevmemektedir. Düz sõvanmõş, güneşli ve aydõnlõk binalara pek sokulmazlar. Kurak ve sõcak yerleri tercih ederler.

Dünyanõn bazõ bölgeleri için akrep sokmalarõ önemli sağlõk sorunudur.

Örneğin; Meksika'da 1940-1949 ve 1957-1958 yõllarõ arasõnda yapõlan epidemiyolojik çalõşmalarda yaklaşõk 21.000 kişinin akrep sokmasõna maruz kaldõğõ anlaşõlmõştõr. Yine aynõ ülkede 1963 yõlõnda yapõlan bir başka epidemiyolojik çalõşmada da; akrep sokmalarõ uluslararasõ hastalõk sõnõflandõrmasõnda, özel ölüm nedenlerinin başõnda gösterilmiştir.

Ülkemizde ise başta Güneydoğu Anadolu olmak üzere tüm bölgelerde önemli sağlõk sorunudur. Ülkemizin iklim koşullarõ, sosyo-ekonomik yapõsõ, skorpionizm olgularõ için oldukça uygun ortam hazõrlamaktadõr. Çok sağlõklõ istatistiksel bilgiler olmamakla birlikte, daha çok yaz aylarõnda görülen akrep sokma olgularõ herkesçe bilinen bir gerçektir.

Zehirli Akrep Familya ve Türleri: Öldürücü akreplerin çoğu Buthidae familyasõna ait cinslerdir. Bunlar; Buthus, Parabuthus, Mesobuthus, Tityus, Androctonus, Centruroides cinsleridir. Güney Amerika'nõn (Meksika) Tityus serrulatus, Centruroides suffusus, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nõn Androctonus crassicauda (Şekil 11), Buthotus occitanus; Güney Afrika'nõn Parabuthus granulatus ve Hindistan'õn Mesobuthus tamulus ve Palamneus swammerdami türleri yaygõn ve öldürücü akrep türleridir. Türkiye'de zehirlenmelere neden olan en önemli akrep türleri Buthidae familyasõndaki Androctonus, Leiurus ve Mesobuthus cinslerine bağlõ olan türlerdir.

(39)

Şekil 11. Zehirli bir Androctonus crassicauda örneği

(40)

1.3. Çalõşmanõn Amacõ

Türkiye, floristik ve faunistik yapõsõ itibariyle dünyanõn zengin ülkelerinden birisidir. Bu zenginlik kendini bitki ve hayvan gen havuzlarõnõn ilginçliği şeklinde de gösterir. Ülkemiz fitocoğrafik yönden Boreal, Avrupa-Sibirya, İran-Turan ve Akdeniz elementlerinin birbirine bağlandõğõ bir alan üzerinde bulunmaktadõr.

Zoocoğrafik açõdan ise Anadolu; Avrupa, Asya ve Afrika kõtalarõnõn kesişim noktasõnda yer almaktadõr. Yani Orta Asya, Mezopotamya, Kafkas ve Balkan elementlerinin birbirine karõşõmõnõ sağlayan önemli bir geçit bölgesidir. Diğer yandan, etrafõnõn denizler ile çevrili olmasõ, yüksek dağ sõralarõna sahip olmasõ, plato ve ovalarõnõn bulunmasõ ve birbirinden farklõ ekosistemlere sahip olmasõ ülkemize biyocoğrafik önem sağlamõştõr. Anadolu yüksek düzeyde biyolojik çeşitlilik gösterdiği halde akrepler üzerine yapõlmõş çalõşmalar hala yetersizdir. Bu çalõşma ile Anadolu’nun çeşitli yerlerinden toplanmõş akrep türlerinin sistematik ve taksonomik yönden incelenmesi, Anadolu akrep faunasõnõn belirlenmesi ve yurdumuzda yayõlõş gösteren türlerin ekoloji ve biyolojilerinin araştõrõlmasõ amaçlanmõştõr.

(41)

2. MATERYAL VE YÖNTEM

2.1. Arazi Çalõşmalarõ, Laboratuar Çalõşmalarõ, Teşhis ve Sõnõflandõrma

Arazi çalõşmalarõ, 1994-2004 yõllarõ arasõnda, Anadolu’nun çeşitli lokalitelerinden örnek toplanõlarak yapõlmõştõr. Bu 10 yõllõk dönemde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden elde edilen örnekler 2003’ten önce (47 örnek), İç Anadolu ve Akdeniz Bölgelerinden elde edilen örnekler ise (87 örnek) bu tez çalõşmasõ döneminde toplanmõşlardõr.

Akrepler taş ve kütük altlarõ, ormanlõk alanlarda dökülmüş yaprak ve kabuk altlarõ, terk edilmiş ahşap binalar ve bahçelerindeki omca altlarõndan uzun pens veya özel yaptõrõlmõş maşalar ile veya akrebin üzerine şeffaf bir kavanozun ters kapatõlõp, alttan metal bir plaka yardõmõyla kap içine alõnmasõ suretiyle yakalanmõşlardõr.

Arazide yakalanan örnekler, içerisinde % 70’lik etil alkol (etanol) bulunan etiketli tüplere konulmuş ve örneklerin yakalandõğõ lokalite, habitatõ, tarih gibi bilgiler etikete yazõlmõştõr. Diğer yandan örnekler ile ilgili detaylõ bilgiler arazi defterine kayõt edilmiştir. Gerektiğinde akrebin ve/veya habitatõn fotoğrafõ çekilmiştir. Sonra aynõ lokaliteden yakalanan örnek şişeleri bir politen torbada toplanmõş ve torbaya lokalite adõ ve toplama tarihi işlenmiştir.

Yakalanan örnekler laboratuarda Nikon SMZ800 model stereo mikroskop altõnda incelenerek teşhis edilmiş, teşhis çalõşmalarõnda Kinzelbach (1975, 1980, 1982), Fet (1985, 1993, 1997a-b, 1998) ve El-Hennawy (1987, 1988, 1990)’e ait anahtarlar kullanõlmõştõr. İncelenen örnekler Kõrõkkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü’nde muhafaza edilmektedir.

(42)

Şekil 12 Elde edilen örneklerin kayõt yerleri (Mesobuthus gibbosus ●, Mesobuthus eupeus ■, Androctonus crassicauda ○, Scorpio maurus palmatus □, Euscorpius mingrelicus ∆, Iurus dufoureius asiaticus ▲)

2.2. Bulgularda Yer Alan Bölümlerin Açõklanmasõ 2.2.1. Teşhis Anahtarlarõ

Yukarõda belirtilen teşhis anahtarlarõndan yararlanõlarak familya ve cins anahtarlarõ yapõlmõştõr. Tür teşhis anahtarlarõ ise incelenen örneklerin karakterleri üzerinden hazõrlanmõştõr. Hazõrlanan teşhis anahtarlarõnda, ergin bireylerin özellikleri dikkate alõnmõştõr. Türlerin prosoma, mesosoma ve metasomalarõna ait yapõlarõn çizimleri verilmiştir.

(43)

2.2.2. Familya ve Cinsler İçin Tanõ ve Yayõlõş

Bu bölümde, familya ve cinslere ait teşhis anahtarlarõ, bu taksonlarõn morfolojik, ekolojik, sistematik özellikleri ve dünya üzerindeki yayõlõşlarõ hakkõnda bilgi verilmiştir.

2.2.3. Türe Ait Özelliklerin Verilmesi

2.2.3.1. Diagnostik Karakterler

Bu bölümde bir türü diğerinden ayõrt eden ve tür teşhis anahtarlarõnda yer alan morfolojik karakterler verilmiştir.

2.2.3.2. Morfolojik özellikler

Bu başlõk altõnda, her bir türe ait morfolojik karakterler tanõmlanmõştõr. Bu tanõmlamalarda bacak kõsõmlarõ, pedipalp, keliser, prosoma, ophisthosoma, genital operkulum ve sternum gibi yapõlar incelenmiş ve bunlar ile ilgili bazõ şekiller verilmiştir.

2.2.3.3. Ekolojik Özellikler

Türlerin elde edildiği habitatõn özellikleri bu bölümde verilmiştir. Ayrõca literatür bilgilerine dayanõlarak her bir türün hangi habitatlarda yaygõn olduğu belirtilmiş ve üreme, beslenme davranõşlarõ, ömür uzunluklarõ gibi özellikleri verilmiştir.

(44)

2.2.3.4. Coğrafi yayõlõş

Türkiye ve dünya olmak üzere türlerin yayõlõşõ iki kõsõmda ifade edilmiştir.

Türlerin Türkiye’deki yayõlõşlarõ verilirken bugüne kadar ülkemizde tespit edildiği bölge ve illerdeki yayõlõşõ; dünyadaki yayõlõşõ verilirken ise bugüne kadar o türün bulunduğu ülkelerin isimleri literatür bilgilerinden yararlanõlarak verilmiştir. Dünya üzerindeki yayõlõşlar ise katalog veya literatür bilgileri esas alõnarak verilmiştir.

2.2.3.5. İncelenen örnekler ve lokaliteler

Bu başlõk altõnda, her bir türe ait incelenen birey sayõsõ, toplamanõn yapõldõğõ alan ve toplama tarihleri verilmiştir.

(45)

3. ARAŞTIRMA BULGULARI

Arazi çalõşmalarõ, 1994-2004 yõllarõ arasõnda Anadolu’daki çeşitli lokalitelerden örnek toplanõlarak yapõlmõştõr. 10 yõllõk bir dönemde, çoğunluğu İç Anadolu, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden, az sayõda örnek de Akdeniz ve Ege Bölgelerinden olmak üzere toplam 134 akrep örneği elde edilmiştir.

Bu örneklerden 120’sinin ergin (% 89.5), 14’ünün ise yavru (% 10.5) olduğu saptanmõştõr.

3.1. Familyalar İçin Teşhis Anahtarõ

1. Sternum genişliğinden daha uzun, öne doğru giderek dar ve üçgenimsi (Şekil 12A); keliserin hareketli parmağõnõn uçtaki dişi, parmağõn ventral dişinden daha uzun, keliserin ventral yüzeyi düz; bacaklarda tibial mahmuz mevcut; pedipalp femurunda çoğunlukla 11, tibia’da 13, manusunda 8, sabit parmakta ise maksimum 7 trichobothria yer alõr; telsondaki zehir iğnesinin altõnda genellikle küçük bir diken var ………...………Buthidae - Sternum boyu ve genişliği birbirine yakõn, beşgenimsi (Şekil 12B); keliserin hareketli parmağõnõn uçtaki dişi parmağõn ventral dişinden daha kõsa, keliserin ventral yüzeyi düz veya dişli; bacaklarda tibial mahmuz yok; pedipalp femurunda çoğunlukla 3-9, tibia’da en az 13, manusunda 6, sabit parmakta ise en az 7 trichobothria yer alõr; zehir iğnesinin altõnda diken yok………...2 2. Bacaklarda tarsuslarõn kaide ekleminde sadece dõş tarafta bir diken var (Şekil 6B);

tarsuslar yuvarlak latero-apikal loplu……….………..Scorpionidae

(46)

- Bacaklarda tarsuslarõn kaide ekleminde, içte ve dõşta birer ya da ikişer diken var;

tarsuslar yuvarlak latero-apikal loplar taşõmaz………..…...3 3. Karapaks ön ortada içeriye doğru çökük (Şekil 13A); palp çelasõnõn sabit parmağõnõn ventral yüzeyinde en az bir trichobothria var...………...…... Iuridae - Karapaks ön ortada düz veya ona yakõn (Şekil 13B); palp çelasõnõn sabit parmağõnõn ventral yüzeyinde trichobothria yok ………...………...Euscorpiidae

A B

Şekil 13. Akreplerde sternum yapõsõ; A-Buthidae, B- Scorpionidae

(47)

A

B

Şekil 14. Prosoma, dorsal görünüm; A- Iurus dufoureius (asiaticus), B- Euscorpius mingrelicus

(48)

3.2. Familya: BUTHIDAE

Buthidae familyasõna ait günümüze kadar 73 cins ve 529 tür tespit edilmiştir.

Bunlardan dört cinse ait altõ tür ülkemizde bulunmaktadõr. Dünya’da geniş dağõlõm gösteren, ayrõca en fazla tür ile temsil edilen bir familyadõr. Bu familya üyelerinin büyüklükleri 20 mm (Microtityus, Microbuthus) ile 120 mm (Androctonus, Centruroides) arasõnda değişir. Medikal yönden de en önemli familyadõr. Zira en zehirli akrep türleri bu familya içinde yer almaktadõr. Subtropikal bölgelerde ve õlõman ortamlarda yaşarlar.

Türlerin çoğu sarõ, kahverenkli veya siyah renklidir. Pedipalpler ince yapõlõ olup, ventral yüzeylerinde trichobothrium bulunmaz. Palp çelalarõ dar ve silindiriktir.

Gözler her iki yanda ve 3-5 tanedir. Bu akreplerin sternum’larõnõn boyu eninden fazla yani üçgenimsi olup öne doğru oldukça daralmõştõr. Ender olarak bazõ türlerde sternum beş köşelidir. Ventrum’da yer alan taraklarõn orta lamelleri tam yuvarlak olmayõp üçgenimsi şekildedir (Şekil 14A,B). Kuyruk kalõn ve kuvvetli olup, çok defa zehir iğnesinin altõnda bir adet diken bulunmaktadõr.

A

B

Şekil 15. Buthidae’de tarak yapõsõ; A- dõş görünüm B- iç görünüm

(49)

3.2.1. Cinsler İçin Teşhis Anahtarõ

1. Sarõ veya sarõmsõ kahverengi akrepler, pedipalpus’un hareketli parmağõ 4 distal ve 1 terminal granüllü.………...…..Mesobuthus - Koyu kahverengi veya siyah renkli akrepler, pedipalpus’un hareketli parmağõ 3 distal ve 1 terminal granüllü….………….………....Androctonus

3.2.2. Cins: Mesobuthus Latreille, 1804

Sarõ veya sarõmsõ kahverengi akrepler, pedipalpus’un hareketli parmağõ 4 distal ve 1 terminal granüllü, mesosomanõn ilk iki segmenti 3 karinalõ. Bu araştõrmada bu cinse ait iki tür teşhis edilmiştir.

3.2.3. Mesobuthus türleri için teşhis anahtarõ

1. Prosoma ön çizgisi orta yerde hafif arkaya kavisli, arka çizgi birbirine bağlõ üç yay şeklinde, frontal karinalar ön çizgi ile birleşir ve hafif dar, median gözler orta büyüklükte; II. ve III. kuyruk segmentlerinin ventro-median karinalarõnõ oluşturan granüller posteriore doğru büyümez, IV. kuyruk segmenti 10 tam karinalõ; tarak organõ dişide 20-27, erkekte 27-33 dişlidir…..……….. M. gibbosus - Prosoma ön çizgisi orta yerde hafif öne kavisli, arka çizgi düz, frontal karinalar ön çizgi ile tam birleşmez ve hafif geniş, median gözler iri; II. ve III. kuyruk segmentlerinin ventro-median karinalarõ iyi gelişmiş dişli ve granüllerin yüksekliği posteriore doğru artar; IV. kuyruk segmenti 8 karinalõ; tarak organõ dişide 16-23, erkekte 24-28 dişlidir………..…..……….M. eupeus

(50)

3.2.3.1. Mesobuthus gibbosus (Brulle, 1832) anatolicus (Schenkel, 1947)

1832. Buthus gibbosus Brulle, Exped. Moree, 3 (1) sec. 2: 57, t. 28, f. 2;

Tip Yeri: Mora Yarõmadasõ, Yunanistan.

1950. Mesobuthus gibbosus Vachon, Archs Inst. Pasteur Algerie, 28 (2): 152.

Morfolojik özellikler : Boy 69.7, II. bacak 18.7 mm uzunluktadõr. Sarõ-kahverenkli, iğne kõrmõzõmsõ kahverengidir

Vücut özellikleri

Prosoma: Karapaksõn ön veyan kenarlarõnda üçer göz yer alõr. Anterior kenar hafif içbükey, median gözler diğer türlere oranla biraz öndedir (Şekil 15). Frontal karinalar karapaksõn anterior kenarõna tam ulaşmaz, frontal karinalar ile lateral gözler arasõndaki alanda granüller yer alõr. Anterio-lateral karina ile mid-median karina birbirine değmez. Posterio-lateral karinalar belirgin değil. Karinalar pürüzlü. Dorso- internal, dorso-median ve ventro-eksternal karinalar pek belirgin değil. Ventro- internal ve internal karinalar belirgin. Pedipalp chela’sõ yuvarlak, karinalarõ belirgin değildir (Şekil 16 A, B). Parmaklar ince ve uzundur (Şekil 16 C, D). Tibia 8 karinalõ (Şekil 17 A, B). Pedipalp femuru halka şeklinde ve 5 karinalõ (Şekil 17 C, D).

Yürüme bacaklarõnõn basitarsus’larõnda birer çift, III. ve IV. yürüme bacaklarõnõn pretarsus’unda ise bir mahmuz yer almaktadõr.

Mesosoma: Sternum üçgenimsi, önde dar, boy enden fazla. III. IV. ve V. sternitler karinasõz, düz ve parlak; VI. sternitte lateral karinalar pek belirgin değil, median karina yok. VII. sternit’te lateral ve median karina çiftleri belirgin. I-VI. tergitler 3 karinalõ iken, VII. tergit 5 karinalõ. Yanlarda karinalar arasõ alanlar granüller ile kaplõ. Tarak organõn diş sayõsõ dişilerde 20-27, erkeklerde 27-33 arasõnda değişir.

(51)

Metasoma: I.-IV. segmentlerde 10 karina, V. segmentte 5 karina mevcut. Dorso- median karinalar öndeki segmentlerde daha belirgin. Diğer karinalarõn dişleri orta düzeyde gelişmiş. Ventro-median karinalar öndeki segmentlerde 1 çift ve orta düzeyde gelişmiş. V. segmentin ventral karinasõ ön taraflarda kaba, arka taraflarda ise ince granüllü. Telson uzun ve oval yapõlõdõr. Ventralde bir çift median, iki çift lateral karina yer alõr. İğne kõvrõk olup uç kõsõmlarõ kõrmõzõmsõ koyu kahverengidir.

Ekolojik özellikleri : Step alanlarõ tercih eder. Burada taş, kaya parçasõ altõnda, bazen de kütük altõnda yaşarlar. Ormanlarda açõk yerlerdeki taş altlarõnda da görülürler. Su yataklarõndaki taş altlarõnda, dere kenarlarõnda bu türe ait örneklere rastlamak mümkündür. Deniz seviyesinden itibaren yaklaşõk 1500 m yüksekliklere kadar yayõlõş gösterir. Taş altlarõndaki isopod, karabid, örümcek, çõyan gibi hayvanlar ile beslenir.

Coğrafik yayõlõşõ : Yurdumuzun Ege, Akdeniz, İç Anadolu Bölgeleri’nde yaygõn olup, yayõlõşõ doğu ve güneydoğuda Sivas-Kayseri-Adõyaman hattõna kadar uzanõr.

Bu tür yurdumuzda ilk kez Schenkel tarafõndan 1947 yõlõnda Kayseri’den kayõt edilmiştir. Girit, Rodos, Kos ve Kõbrõs adalarõnda da yayõlõş gösterir. Zehiri insanõ etkiler, dolayõsõyla medikal önemi haizdir. Ege Bölgesi’nde bu türe ait birçok sokma vakasõ kayõt edilmiştir (Kasapoğlu, 1991; Özkan, 1992).

(52)

Şekil 16. Mesobuthus gibbosus anatolicus’ta prosoma

(53)

A

B

C D

Şekil 17. Mesobuthus gibbosus anatolicus’ta dorsal (A) ve eksternal (B) chela, pedipalpin hareketli (C) ve sabit (D) parmağõ

(54)

A B

C

Şekil 18. Mesobuthus gibbosus anatolicus’ta dorsal (A) ve eksternal (B) tibia ile femurun dorsal (C) görünümü

(55)

İncelenen örnekler ve lokaliteler :

Kõrõkkale: Delice 1 (14/09/2003), Yahşihan 1, Bahşõlõ 7 (11/09/2003), Hasandede 11 (11/10/1999, 11/10/1999, 24/09/2003), Sulakyurt 1 (29/09/2003), Kõrõkköy-Kaletepe 5 + 1 gömlek (10/09/2003), Gündoğdu Mahallesi 2 (07/09/2003), Ankara yolu 10.

km. 2 (25/06/2004), Balõşeyh 2 + 1 y (09/07/2003), Hacõbalõ Taş Ocaklarõ 3 (25/06/2001), Ballõca Taş Ocağõ 6 + 2 y (12/07/2003).

Denizli: Acõpayam 3 y (12/05/1994), 1 y 24/06/1995, 1 + 1 y (28/06/1997).

3.2.3.2. Mesobuthus eupeus (C.L. Koch, 1838)

1838. Androctonus eupeus C. L. Koch, Die Arachniden, 5: 127, Tab. CLXXV, fig.

419.

Tip Yeri: Lenkeran, Kuzey Azerbaycan.

1950. Mesobuthus eupeus Vachon, Archs Inst. Pasteur Algérie, 28 (2): 152.

Morfolojik özellikler : Boy 76, II. bacak 21.5 mm uzunluktadõr. Sarõ-kahve renklidir. Prosoma’nõn ön kõsõmlarõnda renk siyahõmsõ kahverengine döner. Yürüme bacaklarõ prosoma’dan daha açõk renklerdedir.

Vücut özellikleri :

Prosoma: Prosoma’nõn ön orta kenarõ hafif dõş bükeydir. Yanlarda 3 tane lateral göz yer alõr. Dikkat çeker derecede iri olan median gözler M. gibbosus'ta olduğu gibi karapaks boyuna çizgisinin orta yerinden biraz öndedir (Şekil 18). Frontal karinalar, önde genişçe açõlõr, ancak anterior kenara ulaşmaz. Süpersiliar karinalar ise, median gözlerin gerisinde birbirine yaklaşmadan, paralel sonlanõr. Frontal karinalar ile ön- yan gözler arasõndaki alanda dağõnõk ve değişik büyüklükte granüller bulunmaktadõr.

(56)

Şekil 19. Mesobuthus eupeus’da prosoma

Medio-lateral karinalar kõsa olup kavisler çizerek arkaya doğru genişler ve postero- median karinalara bağlanõr. Pedipalpin hareketli parmağõnda 12 diagonal granül vardõr. Chela’nõn el kõsmõ yuvarlak parmaklar kõsa ve kalõndõr. Karinalar pek belirgin değildir. Hareketli parmakta 11, sabit parmakta ise 10 adet granül eğri birer sõra oluşturur (Şekil 19 A, B, C, D). Femur silindirik olup 5 karinalõdõr. Tibia ise 8 karinalõdõr. Tibia’nõn dorso-internal karinasõ orta derecede gelişmiş (Şekil 20 A, B).

Mesosoma: Sternum üçgenimsi olup önde dardõr. Sternum’un boyu eninden daha fazladõr. VII. tergit hariç, diğerleri 3 karinalõdõr. VII. tergit 5 karinalõdõr. Latero- eksternal karinalar segmentin önünden yanlara doğru kavis çizerek uzanõr. Sternitler açõk sarõ renktedir. Tarak organõnda dişlerin sayõsõ, erkeklerde 24-28, dişilerde ise 16-23 arasõnda değişir.

Metasoma: II-IV. metasomal segment 8 karina taşõr. Ventralde ventro-median ve ventro-lateral karinalarõn bulunduğu bölge siyah çizgilidir. Bütün segmentler lateral

(57)

kenarda birbirine paralel uzanõr. I. segment 10 karinalõdõr. V. segmentte dorso- median karinalar belirsizdir. IV. segmentte ventro-median ve ventro-lateral karinalar fazla gelişmemiştir. İğnenin uç kõsõmlarõ kõrmõzõmsõ kahverengidir.

Ekolojik özellikler: Bu tür de M. gibbosus gibi step bitki örtüsüne sahip, taşlõk ve ağaçsõz alanlarda yaşar. Çam ormanõ kenarõnda veya içlerindeki taş ve kayalar altõnda da bu türe rastlanmõştõr (Karataş. 2001). Taş altlarõndaki örümcek, böcek, kõrkayak ve çõyanlar üzerinden beslenirler. Genellikle Haziran-Temmuz döneminde erginleşirler.

Coğrafik yayõlõşõ : Bu tür yurdumuzun Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde yayõlõş göstermektedir. 1978 yõlõnda Hatay’da bu türe rastlanmõştõr (Kinzelbach, 1985). Ayrõca Karataş (2001) tarafõndan Adana, İskenderun, Mersin, Konya, Kahramanmaraş, Kayseri, Nevşehir ve Niğde illerinde de bu türe rastlanmõştõr.

İncelenen örnekler ve lokaliteler :

Mersin: Mut 1 + 1 y (07/08/2002), Hatay: İskenderun 3 (11/06/1994), Şanlõurfa:

Viranşehir Yolu Gündoğdu Köyü İlkokulu Bahçesi 14 + 5 y (25/07/2001), Mardin:

Kõzõltepe 6 + 2 y (03/06/2000).

3.2.4. Cins: Androctonus Latreille, 1804

Türlerin çoğu sarõ, kahverengi veya siyah renklidir. Boylarõ 100-120 mm arasõnda değişmektedir. Medikal yönden en önemli olan türleri Androctonus australis ve Androctonus crassicauda’dõr. Yurdumuzda bunlardan sadece Androctonus crassicauda bulunmaktadõr.

(58)

A B

C D

Şekil 20. Mesobuthus eupeus’da dorsal (A) ve eksternal (B) chela; pedipalpin hareketli (C) ve sabit (D) parmağõ

(59)

A B

C

Şekil 21. Mesobuthus eupeus’da dorsal (A) ve eksternal (B) tibia; femurun dorsal (C) görünümü

(60)

3.2.4.1. Androctonus crassicauda (Oliver, 1807)

1807. Scorpio crassicauda, Olivier, Voyage dans l'Empire Othoman, l'Egypte et la Perse, Paris, 3: 96-97, pl. 42, fig. 2.

Tip Yeri: Chan, Iran.

1949. Androctonus crassicauda Vachon, Archs Inst. Pasteur Alger, 26 (3): 288.

Diagnostik özellikler: Pedipalp’lerinin hareketli parmağõnõn distalinde üç ve terminal kõsmõnda bir granül bulunur. Pedipalp’lerinin chela kõsmõ yuvarlak ve dolgundur. Birinci metasomal segmentin dorsal yüzeyi düzdür. Kuyruk arkaya doğru giderek kalõnlaşõr ve yüksekliği artar.

Morfolojik özellikler : Boy 74.6, II. bacak 23.6 mm uzunluktadõr. Bu tür koyu kahve ve siyah renktedir, bacaklarõ daha açõk renklidir, iğne uç kõsmõnda siyahõmsõdõr.

Vücut özellikleri :

Prosoma: Frontal karinalar öne doğru bir üçgen oluşturacak biçimde birbirinden uzaklaşarak prosoma’nõn ön kenarõna uzanõr ve ulaşmadan biter (Şekil 21).

Süpersiliar karinalar orta gözlerin arkasõnda kavis yaparak birbirine kavuşur.

Lateral gözler ile frontal karinalar arasõnda irili-ufaklõ granüller yer alõr. Postero- lateral karinalar belirgin değildir. Postero-median karinalar ise arkaya birbirine paralel uzanõr. Lateral gözler 3 adettir, küçük olup birbirine yakõndõr. Median gözler de diğer türlere oranla küçük olup kõsmen birbirinden uzaktõr. Karinalar haricindeki bölgede nispeten yoğun, kaba granüller vardõr. Prosoma geniş, uzun ve önde düzdür. Pedipalpler gelişmiştir, integüment sert kütiküllüdür. Femur silindiriktir, 5 karinalõdõr ve karinalarõ iyi gelişmiştir. Tibia 8 karinalõdõr.

(61)

Karinalardan sadece eksternal median karina az gelişmiştir. Chela’da manus, parmaklardan daha kõsadõr (Şekil 22 A, B, C). Parmaklar dorsalden bakõldõğõnda apikalde hafifçe içe eğilmiştir. Hareketli parmakta 15, sabit parmakta ise 14 eğik granül dizisi yer alõr (Şekil 22 D, E).

Şekil 22. Androctonus crassicauda’da prosoma

Mesosoma: Tergitler 3 karinalõdõr. Tergitlerde her bir karina birkaç kaba granülden meydana gelmiştir. Arkaya doğru gidildikçe tergitlerin ön granülleri küçülür. VI. ve VII. tergitlerin interkarina bölgelerindeki granülleri daha zayõfçadõr ve seyrektir.

Ventrumda sternit, koksa, genital bölge ve taraklar daha açõk renkli olup düzdür.

IV.- VI. sternitlerde lateral karina pek belirgin değildir. VII. sternitte ise birer çift iyi gelişmiş median ve lateral karina yer almaktadõr.

Metasoma: Metasomal segmentler diğer türlere oranla geniş ve kalõndõr. Bütün segmentlerin dorsalinde karinalar geriye doğru giderek yükselir. Diğer yandan

(62)

segmentlerin genişlik ve yüksekliği de arkaya doğru artar (Şekil 23). III. ve IV.

segment en kalõn olanlarõdõr. Sonra gelen V. segment ve telson arkaya doğru giderek daralõr. I. segment 10 tam karinalõ; II-IV. segmentler ise 8 karinalõdõr. İlk 4 segmentte dorso-median karinalar iyi gelişmiştir. Dorso-lateral karinalar ise ilk 5 segmentte iyi gelişmiştir. Karina dişleri belirgindir. Ventro-median karinalar, V.

segmentte 6 kaba granüllü olup pek belirgin değildir. Bu granüller arkaya doğru giderek küçülür. Telsonda yer alan iğne nispeten uzun ve kõvrõktõr.

Şekil 23. Androctonus crassicauda’da metasoma

Ekolojik özellikler: Androctonus crassicauda step ve çöllerde taş, kaya parçasõ altõnda yaşayan, kuraklõğõ ve sõcağõ seven bir türdür. Örnekler Nusaybin (Mardin) ve Gercüş’ten (Batman) elde edildi. Örnekler dağlõk bölgeden toplandõ, buralarda tipik step bitki örtüsü ve kalkerli toprak yapõsõ hakimdir. Ortadoğu ve Türkiye’de tõbbi yönden en önemli türdür.

(63)

Türkiye’de çeşitli akrep zehirlenmelerine karşõ kullanõlan hiperimum serum Androctonus crassicauda zehirinin atlara verilmesiyle hazõrlanmaktadõr. Bu serum polivalent etkili olup, Türkiye’de bulunan farklõ akrep türlerine karşõ da güvenle kullanõlmaktadõr. Ortadoğu ülkelerinin hastanelerinde bu türe ait çok sayõda sokma vakasõ verilmiştir (Tolga, 1960; Turgut, 1964; Radmanesh, 1990).

Coğrafik yayõlõşõ : Bu tür Ortadoğu’da Suudi Arabistan, Suriye, Irak ve İran topraklarõnda yayõlõş gösterir. Yurdumuzun Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde Elazõğ, Diyarbakõr, Şanlõurfa, Mardin, Adana, Hatay, Malatya, Mersin’de bu türe rastlanmõştõr.

İncelenen örnekler ve lokaliteler :

Mardin: Nusaybin 2 (01/06/2000), Batman: Gercüş 1 (05/06/2000).

(64)

A B C

D E

Şekil 24. Androctonus crassicauda’da chela (A), tibia (B) ve femur (C); pedipalpin hareketli (D) ve sabit (E) parmağõ.

Referanslar

Benzer Belgeler

Because of that in toxicities due to scorpion stings, local or systemic clinical effects could appear related to species of scorpion, feeding state, structure and amount of

Genital operculum: Dördüncü çift coxa’ya yakın ve birinci mesosomal segmentin (Genital segment) ventral yüzeyinde sternum ile pectenler arasında akreplerin üreme organlarını

ÖZET: Androctonus crassicauda türü akreplerden maserasyon ve elektrik uyarımı ile elde edilen venomların farelerdeki öldürücü doz-50 (LD50) düzeylerinin belirlenmesi

Elde edilen sonuçlara göre; vücut kitle indeksi, vücut yağ oranı ve kütlesi, relatif bacak kuvveti ve dikey sıçrama açısından gruplar arası fark olmadığı, yaş,

Met (II) Y İkinci metasomanın lateral açıdan dorsal ve ventral kenarı arasındaki Met (III) U Üçüncü metasomanın externalde proksimalden distale olan uzunluğu Met (III) G

Pedipalpler normal yapılı, femurun ventrali küçük tüberküllü, dorsali kıllı; patella, tibiya ve tarsus kıllarla kaplı.. Tarsal

Bu çalıĢmada, Phalangiidae içinde Lacinius ephippiatus, Odiellus lendli, Metaplatybunus hypanicus, Phalangium punctipes, Opilio lederi, Opilio saxatilis, Opilio

 Two-step flow (iki aşamalı akış): ilk aşamada medyaya doğrudan açık oldukları için göreli olarak iyi haberdar olan kişiler; ikinci. aşamada medyayı daha az izleyen