• Sonuç bulunamadı

Hindistan’da çiftçiler, tüccarlar ve tüketiciler 23 Aral

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hindistan’da çiftçiler, tüccarlar ve tüketiciler 23 Aral"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hindistan’da çiftçiler, tüccarlar ve tüketiciler 23 Aralık 2006 tarihinde “Ulusal çiftçiler Günü” dolayısıyla bir araya geldiler. Tek amaçları vardı, tarımda genetik değişimi kabul etmemek. Günün anlam ve önemini belirtmek üzere 1200’ün üzerinde çiftçinin katılımıyla bir seminer düzenlendi. Bunu bir miting ve Amerikan çıkarlarını ön plana çıkaran GD ürünlerin denemelerinin ve ekiminin ülke çapında durdurulmasını dile getiren büyük siyasal partilerin de katıldığı bir halk toplantısı izledi. Sonrasında bir bildiri açıklandı.

BİLDİRİ

Ulusal Çiftçiler Günü-Thanjavur, 23 Aralık 2006

Arazimizi, insanımızı, gıda güvencemizi ve gıda egemenliğimizi korumak için Güney Hindistan’daki çeşitli çiftçi örgütleri, sendikalar, tüketici birlikleri, bireysel gruplar ve hükümet dışı örgütlerin temsilcileri, 23 Aralık 2006 Ulusal çiftçiler Günü’nde aşağıda belirtilenleri ilan etmişlerdir.

Ülkemiz, 60 yıllık özgürlük ve kalkınmasının ardından, bugün gıda güvencesi ve ulusal egemenlik konularında ciddi bir kriz ile karşı karşıyadır. Başbakanımız, Hindistan’ın korkunç bir tarımsal krizle yüz yüze olduğunu resmen bildirmiştir. Dahası, Ulusal çiftçiler Komisyonu Başkanı, Dr. M. S. Swaminathan raporunda ülkedeki tarım toplumu hakkındaki iç karartıcı ulusal durumu açıkça tarif etmektedir.

Nüfusumuzun %65’i, geçim kaynakları sistemli olarak yok edilen çiftçilerden oluşmaktadır. Yeşil Devrim’in stratejik merkezi olarak görülen bölgelerimiz şiddetli çevre tahribatına uğratılmış ve doğal kaynaklar sömürülmüştür. Yeşil Devrim çökmüştür. Birinci Yeşil Devrim’in umursamaz uygulamaları ve vizyon noksanlığı ekolojik dengeyi bozmuş, tarımı sürdürülemez hale getirmiş ve tüm Hindistanlıların gıda, hava ve içme suyunda kirlenmeye yol açmıştır. Şimdi, ülke ABD tarafından kurgulanmış ikinci bir Yeşil Devrim tehdidi ile karşı karşıyadır. Bu bağlamda, Hindistan

hükümetinin desteklediği Monsanto gibi çokuluslu şirketler, tohum ve gıdada kontrolü ele geçirmektedir. Tarım şirketlerinin gen hırsızlığı, tarımsal araştırma ve eğitim kurumlarımızda kamu-özel ortaklığına rağmen, ABD ve Hindistan arasındaki ikili anlaşmalar yoluyla yasallaştırılmış olacak.

Bu çerçevede, GD ürünlerin uygulamaya konması çevre, tarım ekonomisi, Hindistanlıların sağlığı ve ulusal gıda egemenliğimiz açısından ciddi bir tehdit oluşturacaktır.

Şu noktanın göz önünde bulundurulması zorunludur: İngiltere’de yürütülen denemeler, GDO tarımının yaban hayatına zarar verdiğini göstermektedir. Yerli çeşitlerin kontaminasyon tehdidi altında olduğunu gösterir farklı ülkelerden raporlar mevcuttur. Tüm dünyada, tüketici tercihleri gıdada Genetik Değişimin karşısındadır. Yalnızca 21 ülke Genetiği Değiştirilmiş ekinlerin ekimi benimsemiştir. Soya, mısır, pamuk ve kanola gibi sadece 4 ana ürüne haşereye ve yabancı ot ilacına dayanıklılık ilave edilmiştir. GD tohumların %91’inin üreticisi ve sahibi Monsanto şirketidir. Bu konuda önemli bir nokta da ürün verimliliğini arttırmaya katkıda bulunan herhangi bir Genetiği Değiştirilmiş ürün dünyada bulunmamaktadır. Gerçekte bulgular da tam bu yöndedir, Genetiği Değiştirilmiş ürünlerin verimleri konvansiyonel ürünlerinkinden daha düşüktür. Ayrıca, bunların yetiştirilmesinin insan ve hayvan sağlığı açısından

ciddi tehlikeleri mevcuttur.

GD ürünler Fikri Mülkiyet Hakları tehdidini de ön plana çıkarmaktadır. Bu ürünler patentlidir. Bunun anlamı tohum elde edilmesi, tekrar ekilmeleri ve tohum mübadelesi yasa dışıdır. Bu kabul edilemez bir çiftçi hakları ihlalidir. Fikri Mülkiyet Hakları rejimi ve sıkı şirket kontrolüne dayalı teknoloji milyonlarca Hindistanlı’nın başlıca geçim kaynağını olumsuz etkilemektedir. Ayrıca bu durum ulusal gıda güvencesini ve egemenliğini tehdit etmektedir. Genetik Değişim, tohumlara sahip olan ve onları satan şirketlerin dışında herkes için potansiyel bir tehlikedir.

Diğer taraftan, hükümet dışı örgütler ile çiftçilerin ekolojik ve sürdürülebilir tarım metotlarından taraf çabalarının çiftçi eksenli ve sürdürülebilir olduğu kabul görmüştür. Bu gerçek Hindistan’ın Merkez ve Eyalet Hükümetleri tarafından da kabul edilmiştir.

Bu ülkenin çiftçileri, tüketicileri ve tüccarları adına, bu forum tüm Hindistanlıların Genetik Değişiklikten arındırılmış bir Hindistan hakkını yinelemektedir. Eyalet ve Merkezi Hükümetlerin gıda güvencemizi, gıda egemenliğimizi,

(2)

biyoçeşitliliğimizi ve ticaret güvencemizi elimizde tutabilmek amacıyla Hindistan’ı Genetik Değişiklikten arındırılmış bir ülke olarak tanımlamasını talep etmektedir. Tüm GD ürünler ve hayvanlar konusundaki denemelerden derhal stopaj talep ediyoruz. Hükümetler, ekolojik ve sürdürebilir tarım yöntemlerini teşvik etmeli ve desteklemelidir.

Referanslar

Benzer Belgeler

İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü üst yönetimi tarafından belirlenen amaç, ilke ve talimatlara uygun olarak; hayvanların kimliklendirilmesi,

Sonuç olarak Şek l 4'de göre Türk ye'de 2004-2018 yılları arasında tarım alanlarının öneml düzeyde azaldığını, ancak bu azalışın bölgeler arasında

Sorumlu gıdalar: Toxoplasma ookistinin sebze, meyve ve salatalarla ayrıca çiğ süt, çiğ ya da az pişmiş etle alınması sonucu enfeksiyonun şekillendiği

Yetkililer, Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen 'Kırsalda Kadın Girişimciliğinin Desteklenmesi Projesi' için İzmir ilinin pilot bölge seçildiğini ve proje

erken başaklanma için Gerek–79 ve Bolal–2973 ıslah programlarında faydalanılabilecek elverişli anaçlardır. Bu araştırmada incelenen özellikler için melezlerin heterosis

These recommendations are as follows; solving the problem of organic input, increasing the funding from government, supporting the growth of organic seeds, defining

Yaş gruplarına göre yaşlanmanın tarımsal faal yetlere etk s ncelend ğ nde, yaşlılıktan dolayı tarımda çalışılan saat n azalması, şlenen alan azalması, üret m

Agricultural production information was obtained from the ÇKS data of all the villages of the 2 districts in the research area, the gross income amounts were calculated and they