Giyim-Kuşam
İnsanların giydikleri ve takındıkları şeyler renkleri ve
biçimleriyel
toplumsal ya da
ulusal kültürü dışa yansıtan en belirgin ölçütlerdir.
Toplumsallığı ve ulusallığı
belirleyen ve değişimleri
sağlayan 7 temel etken vardır.
Giyim-Kuşam
1.Korunma
içgüdüsü:İnsanlrın giyinme gereksimi vücudunu ya da
vücudunun duayrlı yerlerini korumak kaygısında
başlamıştır.
2.Doğa Koşullarına Uyma: Üzerinde
yaşanan yeryüzünün ikilimsel
değişiklikleri, giyim kuşamın boyutlarını belirler
Giyim-Kuşam
3. Dinsel ya da
Felsefi İnançlar: Her dinde tanrı ile kulları arasında aracılık
yapan din adamlarının
kendilerine has kıyafetleri vardır.
4.Yapılan işe
Uygunluk sağlama:
Kişinin toplum içinde yaptığı görev onun giyimini belirlemede kullanılır.
Giyim-Kuşam
5.Yönetimsel
Düzenlemeler: Siyasi odaklar zaman
zaman politik , dinsel ya da ekonomik
nedenler ile giyim- kuşamı
düzenlemektedir.
6.Ekonomik
Koşullar: Giyim-
kuşam ancak bireyin harcayacağı zaman ve emek ya da para ile sağlanabilen bir eylemdir.
Giyim-Kuşam
7. Psikolojik
Eğilimler Moda:
Bireyin güzel, ince , uzun
görünmek
istemesi varlıklı bir kişi imajı
vermek istemisi.
Psikolojik eteknler arasında en büyük pay modaya aittir.
Yeni moda sadece büyük kentleri değil küçük kent ve
kasabaları hemen etkilemektedir.
Türklerin
hayvanculık ile
uğraşmaları ata özel bir önem vermeleri deri yapımı biniciliğe elverişli giysileri
yeğlemelerine sebep olmuştur.
Eski Türklerde
giyilecek şeylere don deniyordu. Bu da iç don ve dış don diye iki kısma ayrılıyordu.
Genelde vücuda
deriden yapılmış bir iç don ile kaftan
denen bir üstlük , ayağğa da çizme giyiliyordu..
Giyim-Kuşam
Ayağa giyilen çizme ya da ayakkabıya o dönemde etük
deniyordu Çizme
dışında ayağa en çık giyilen şey çarıktı.
Zamanla kalpağın yanında keçeden yapılmış börk adlı giysilerde giyilmiştir.
Giyim-Kuşam
Kadın giysileri de üç ana başlık altında
tooplanabilir. Ayağa giyilen şalvar,
cepken ve üstlük.
İslam öncesi giyim kuaşmda dikkati çeken bir özellikte kadınlarda olduğu gibi erkeklerinde uzun ve örgülü
saçlarının olmasıdır.
Giyim-Kuşam
Eski Türklerde erkeklerin küpe takmalarında bir başka özelliktir.
Kadınların süs eşyası olarak değişik
amaçlar ile bilezik, erkeklerin ise kolçak kulladıkları görülür.
İslam öncesi
Türk erkekleri sakal değil
bıyık
bırakırlardı.
Giyim-Kuşam
İslamiyet ile birlikte şu değişiklikler
yaşandı.
1. Giyim
malzemesinin esasını oluşturan derinin
yerini değişik
dokumlar almaya başladı.
2. Kadın ve erkek giyimleri
farklılaşmaya başladı.
3. Tesettür denen yeni bir kavram ortaya çıktı ve yaygınlaştı.
Giyim-Kuşam
4. İranlıların ve
Arapların giysileri yaygınlaştı.
5. Yerleşik hayat ile birlikte Kent ve kırsal kesim giyimleri
birbirinden ayrıldı.
6 Güçlü merkezi
örgütlenmeler yalnız askerlik alanında
değil toplum
hayatında da tek tip yani uniformalrın etkisini arttırdı.
7. 19. Yüzyılla birlikte Avrupa ile ilişkilerin artması sonucu oalrak giyim ve kuşam
değişmeye başladı.
Giyim-Kuşam
İslamiyete girişten sonra erkek
kıyafetlerinde
yüzyılların akışına göre birçok
değişiklik meyedana geldi. Özellikle başa giyilen şeylerin yanai başlıkların
önemsendiği görülmektedir.
Türkçe sarmak eyleminden
türetilmiş olan sarık sözcüğü Müslüman doğuda börk, külah, takke veya fes gibi başa giyilen şeyler üzerine sarılan
kumaş ya da tülbenttir.
Giyim-Kuşam
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde
Müslüman olmaynalrın
sarıklarına ayırt edici renkte bir
kurdela veya mendil takmaları zorunlu kılınmıştır
Tarikat mensupları genlede keçeden
yapılmış beyaz börk giymekteydiler. Anca bunun adı değişmiş külah olmuştur.
Giyim-Kuşam
Osmanlı
İmparatorluğunda azap askerilerinin kırmızı börk,
yeniçerilerin beyaz börk giymesi
kararlaştırılmıştır.
Ulemanın ve devlet görevlerininde
başlarına giyecekleri kavuklar ona
dolayacakları
sarıklar çeşirterine göre en ince
ayrıntısına kadar belirlenmiştir.
Giyim-Kuşam
Yalnız padişahların değil sadrazamalrın vezirlerin ve saray ileri gelenlerinin de mücevveze üstü başa giyilen kısmından
daha geniş silindir
biçimde bir başlıkları vardı.
Şalvar giderek iç don olmaktan çıkmış, don kavramı da değişmiş vücudun alt kısmına tene giyilen çamaşıra don denmeye
başlanmıştır.Böylece salvar donun üstüne giyilen bir nitelik
kazanmıştır.
Giyim-Kuşam
Saçlar kısaltılırken erkeklerin bıyıkla birlikte sakal da bırakmaları
İslamiyetin bir
gereği, peygambere uyma sayılmıştır.
Selçuklularda ve
Karamanoğullarında görülen küpe
Osmanlı döneminde daha çok Ahi ve
Bektaşi örgütlerinde devametmiştir.
Giyim-Kuşam
Yeni kurulan Asakir-i Mansure-i
Muhammediye için bir başlık belirlemek gerektiğinden
şubaranın
giydirilmesine karar verilmişti.
Ancak sonradan fes daha güzel
göründüğünden şubaradan
vazgeçilmiş 1829 nisanında çıkarılan nizamname ile fes giyimi zorunlu
kılınmıştır.
Giyim-Kuşam
Fes ilk
giydirildiğinde üskülsiz iken süs
niteliğindeki püskül sonradan ilave
edilmiştir.
Yine nizamnamede ceket ve pantolan giyme zorunluluğu da getilmiştir.
Giyim alanı
genişleyince istekleri karşılayabilmek için bir fes fabrikası
kurulmuşturç Fabrikanın
bulunduğu Hliçteki semt Feshane olarak anılmıştır.
Giyim-Kuşam
II. Meşrutiyetin ilanından
sonra Avusturya’nın Basno-
Hersek’i işgal etmesi üzerine
İstanbul’da Avusturya
mallarına karşı boykot ilan
edilmiş ve fes giyilmez
olmuştur.
Giyim-Kuşam
25 Kasım 1925’te Şapka İktisası
Hakkında Kanun başlıklı belge ile
devlet memurlarının şapka giymeleri
öngörülmüştür.
Bu yasa kadın giyimine ilişkin hiçbir hüküm içermez erkek
giyiminde de sadece şapkayı gündeme
alır.