RESİM HAKKINDA
HÜSEYİN BABANMayıs ayı içinde Mimarlar Odasının düzenlediği açık oturumda, memleketimizde resim sanatının geleceği üzerine ilginç tar-tışmalar yapıldı. Bugünkü toplumun resme oft>n ilgisizliğinden, resim diye bir şeye ihti-yaç olmadığı fikrine kadar değişen gamlarda iddialar ileri sürüldü.
Bu kadar karamsar olmamakla beraber, bugün evlerimizin çıplak duvarları karşısın-da bu kuşkukarşısın-da bir nebze hakikat payı ol duğu kanısındayım.
Bizden evvelkilerin sade duvarları değil, tavanı dahi bir sanat elemanı olarak ele al-maları endişesinde çok dersler saklı olduğu şüphesizdir.
Bizde resmin geleceğini tartışmadan ön-ce çok kurulaşan rııh hayatımızın göz zevki yolu ile de gıdalandırılması sorunu vardır.
Yaşadığımız kentlerin gün geçtikçe çir-kinleşmesine alışa alışa şartlanan zevk dün-yamızın da kısırlaşması tabiî bir sonuç ol-maktadır.
«Bizde resmin geçmişi yok ki, geleceği olsun» diyenlere (Resmin bütün görüntü sa-natlarını kapsadığını kabul ettiğim için) eski kitaplarımızı süsleyen minyatürleri, duvarları renklendiren çinileri, fırça ve kalem işlerini, halıları, kilimleri, kabuk ve sedef kakma-ları misal göstermek isterim. Bunkakma-ların ye-mek içye-mekten ileri başka türlü bir açlık ve susuzluğa cevap verdiği şüphesizdir. .
Bizde yeni resim belki batı anlayışında çerçevelenip duvara asılan bir nesne olma-yabilir. Uzun zaman damar kireçlenmesin-den muztarip resim sanatımızın yenikireçlenmesin-den canlanması için batıya dönmeye, oradan ye-ni bir nefes ve heyecan bulmaya herhalde ihtiyacı vardı, fakat zamanla bu sanat kendi kişiliğini, kendi zevkine uygun yolu arayıp bulmalıdır.
Anonim evrensel sanattan başka çıkar yol görmeyenlere modern Japon sanatını mi-sal göstereceğim, hemen hemen bizimki ka-dar kuvvetli bir millî sanat mirasına sahip olan Japon sanatçısı bugün modern Japon resmi diye bir şey olduğunu dünyaya kabul ettirmiş durumdadır.
Fransa'da tanıştığım bir yeni kuşak res-samı: «Soyut resim konusunda siz Türkler daha şanslısınız, çünkü bu alanda çok zen-fin bir sanat geçmişine sahipsiniz, biz ise bundan mahrumuz ve bu yüzden bizde so-yutlamalar zorlama ve biraz yakıştırma oluyor» demişti.
Mimarların resim sanatı ile ilişkisine gelince :
Fonksiyonun yanı sıra nisbet ve ahengi araması gereken mimarın, her şeyden ev-vel bir estetik eğitimine muhtaç olduğu ka-nısındayım. Elbrinin parmakları sayısında sanatçıyı eserleri ile tanıyan, kitaplığında bir kaç sanat kitabı bulunan meslekdaş mikta-rının pek kabarık bir yekûn tutmayacağını söylemek bilmem fazla ileri gitmek olur mu?
Bu durumda mimardan bizzat resimle meşgul olmasını istemek aşırı bir talep ma-hiyeti taşımaktadır. Sağlığında sabahlarını resim çalışmalarına veren Le Corbusıer'nin dostlarından evlerindeki boş duvarları
ken-(Devamı 72. sayfada)
Sergiden muhtelif tablolar