• Sonuç bulunamadı

Sivas ili alabalık işletmelerinin durumu, sorunları ve çözüm önerileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sivas ili alabalık işletmelerinin durumu, sorunları ve çözüm önerileri"

Copied!
63
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SU ÜRÜNLERİ ANABİLİM DALI

SİVAS İLİ ALABALIK İŞLETMELERİNİN DURUMU, SORUNLARI

VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan : Burhan KOÇ

Danışman

: Doç. Dr. Mehmet KARATAŞ

(2)

SİVAS İLİ ALABALIK İŞLETMELERİNİN DURUMU, SORUNLARI

VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan : Burhan KOÇ

Danışman : Doç. Dr. Mehmet KARATAŞ

TOKAT - 2007

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(3)

SİVAS İLİ ALABALIK İŞLETMELERİNİN DURUMU, SORUNLARI

VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Burhan KOÇ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

SU ÜRÜNLERİ ANABİLİM DALI

Bu tez 16 / 07/2007 tarihinde aşağıda belirtilen jüri tarafından

oybirliği/oyçokluğu ile kabul edilmiştir.

Ünvanı, Adı ve Soyadı İmza

---

Başkan : Doç.Dr. Hasan Hüseyin ATAR

Üye : Doç. Dr. Mehmet KARATAŞ

Üye : Yrd. Doç. Dr. Murat SAYILI

ONAY :

Bu tez 05/07/2007 tarih ve 27 sayılı enstitü yönetim kurulu tarafından

belirlenen jüri üyelerince kabul edilmiştir.

…./…../2007

Enstitü Müdürü

(4)

ÖZET

SİVAS İLİ ALABALIK İŞLETMELERİNİN DURUMU, SORUNLARI

VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Burhan KOÇ

Gaziosmanpaşa Üniversitesi

Fen Bilimleri Enstitüsü

Su Ürünleri Anabilim Dalı

Yüksek Lisans Tezi

2007, 54 Sayfa

Danışman : Doç. Dr. Mehmet KARATAŞ

Jüri : Doç. Dr. Hasan Hüseyin ATAR

Jüri : Yrd. Doç. Dr. Murat SAYILI

Bu araştırma, Sivas İli genelinde Gökkuşağı Alabalığı üretimi yapan

işletmeleri kapsamaktadır. Çalışmanın amacı, Gökkuşağı Alabalığı

işletmelerinin sosyo-ekonomik özelliklerini, yıllık faaliyet sonuçlarını ve

sorunlarını tespit etmektir. Ayrıca, sorunlara çözüm önerileri sunulmuştur.

Araştırmada kullanılan veriler tam sayım yöntemi kullanılarak 14 işletmeden

anket yöntemi ile elde edilmiştir.

İ

ncelenen işletmelerin % 14,28 dağ eteği, %35,71 açık arazi ve

%50,01vadi arasında alabalık üretimi yapmaktadırlar. İşletmelerin %85,72

ş

ahıs, %7,14 adi ortaklık, %7,14’ü kamu kuruluşudur.

İncelenen işletmelerde işletme başına düşen aktif sermaye

108.648,46.-YTL olup, aktif sermaye içerisinde en büyük payı %35,63 pay ile bina ve

havuz sermayesi oluşturmaktadır. İşletme masrafları 36.628,68.-YTL, üretim

masrafları 38.460,11,-YTL olarak hesaplanmıştır. İşletme masrafları içerisinde

en büyük payı %51,48’ lik pay ile yem giderleri almaktadır. İncelenen

işletmelerde rantabilite % 5,85 olarak tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler : Sivas İli, Gökkuşağı Alabalık İşletmeleri, Yapısal

Özellikler, Ekonomik Yapı

(5)

ABSTRACT

THE STATUS, PROBLEMS AND POSSIBLE SOLUTIONS OF TROUT

FARMS IN SİVAS PROVINCE

Burhan KOÇ

Gaziosmanpaşa University

Graduate School of Natural and Applied Sciences

Deparment of Fisheries and Aquaculture

Master Thesis

2007, 54 Pages

Supervisor : Assoc. Prof. Dr. Mehmet KARATAŞ

Jury : Assoc. Prof. Dr. Hasan Hüseyin ATAR

Jury : Asst. Prof. Dr. Murat SAYILI

This study includes the farms producing rainbow trout in Sivas. The

aims of the study were to determine the socioeconomic characteristics, annual

operation results and the problems of the rainbow trout farms. In addition,

solution recommendations were put forward to problems. The date used in this

study were obtained from 24 farms by using whole counting method via

survey.

The percentage of the investigated farms on the skirts of a mountain is

14,28 %, the percentage of the farms in an open land is 35,71% and the

percentage of those in a valley is 50,01%. The percentage of the farms owned

by person , ordinary partnership, and public area, 85,72%, 7,14% , and

7,14%, respectively.

Active capital is YTL 108.648,46 for each farms of the investigated

farms. The building and pool capitals constitute the biggest proportion of the

active capital by 35,63%. managerial expenses and production costs were

calculated as YTL 36.628,68, and YTL 38.460,11 YTL, respectively. Fodder

expenses with 51,48% contitutes the biggest portion of the management

expenses. The rantability was determined as 5,85%.

Key Words . Sivas Province, Rainbow Trout Farms, Structutal

Properties, Economic Structure.

(6)

TEŞEKKÜR

Su Ürünleri Lisansımı tamamlamamdan 14 yıl sonra LES imtihanlarına

girmem için beni yüreklendiren Almus Su Ürünleri Yüksekokulu hocalarıma,

Yüksek Lisans yapma hakkımı kazandıktan sonra danışmanım oluşu ile beni

onurlandıran, yarı yolda bırakma aşamasına geldiğim zamanlarda bana

yüksek moral vererek motive eden, en büyük destekçim başta Sayın Doç Dr.

Mehmet Karataş’a, Sayın Doç Dr. Şenol Akın, ve Sayın Yrd. Doç. Dr. Emine

Turgut’a, tezlerinden faydalandığım araştırmacılara, teze destek veren Nobel

Bilim ve Araştırma Merkezine, verilerin sağlanmasında ilgi ve bilgilerini

esirgemeyen Sivas İli alabalık işletmecilerine teşekkürü bir borç bilirim.

Çalışmada ve bilgisayar kayıtlarımı tutmada bana yardımcı olan oğlum

Ahmet Kürşat KOÇ’a teşekkürlerimi sunarım.

BURHAN KOÇ

TOKAT - 2007

(7)

İ

ÇİNDEKİLER

Sayfa No

ÖZET ……… ı

ABSTRACT ……….... ıı

TEŞEKKÜR ……… ııı

İÇİNDEKİLER ……….. ıv

ÇİZELGELER LİSTESİ ……… v

1. GİRİŞ ……… 1

1.1. Konunun Önemi ……….. 1

1.2. Çalışmanın Amacı ve Kapsamı ………. 4

2. LİTERATÜR ÖZETLERİ ………. …. 6

3. MATERYAL VE YÖNTEM ………. 9

3.1. Materyal ……….. 9

3.2. Yöntem ………. 9

3.2.1. Materyalin Toplanması Aşamasında Uygulanan Yöntemler …… 9

3.2.1.1. Populasyona Ait Verilerin Toplanma Yöntemi ………. 9

3.2.1.2. Anket Aşamasında Uygulanan Yöntem ……….. 11

3.2.2. Materyalin Analizinde Uygulanan Yöntemler ……… 11

3.2.2.1. İşletmelerin Sosyo-Ekonomik Özelliklerinin Belirlenmesinde

Uygulanan Yöntemler ……… 11

3.2.2.2. İşletmelerin Yıllık Faaliyet Sonuçlarının Analizinde

Uygulanan Yöntemler ……… 13

4. ARAŞTIRMA BÖLGESİNE İLİŞKİN GENEL BİLGİLER …… 15

4.1. Araştırma Bölgesinin Doğal Yapısı ……… 15

4.1.1. Araştırma Bölgesinin Topografik Yapısı ……… 15

4.1.2. Araştırma Bölgesinin Meteorolojik Verileri ……… 15

4.1.3. Araştırma Bölgesinin İl Arazisinin Dağılımı……… 16

4.2. Araştırma Bölgesinin Su Kaynakları ……… 17

4.2.1 Akarsular ……… 17

4.2.2. Doğal Göller ……….………… 18

4.2.3. Barajlar ve Göletler ………. 18

4.3. Araştırma Bölgesinin Nüfus Yapısı ……… ……… 20

4.3.1. Araştırma Bölgesinin Nüfus Artış Hızı ……… 20

(8)

5. ARAŞTIRMA BULGULARI ……… 23

5.1. İşletmelerin Sosyo-Ekonomik Özellikleri ………

23

5.1.1. İşletmelerde İşgücü Durumu ……… 23

5.1.2. İşletme Yöneticilerinin Genel Özellikleri ………. 24

5.1.3. İşletme Arazilerine İlişkin Özellikler ……… 24

5.1.4. İşletmelerin Fiziksel Unsurları ………. 25

5.1.4.1. Binalar ………..… 25

5.1.4.2. Su Kullanım Durumu ……… . 26

5.1.4.3. Havuzlar ……….. 26

5.1.5. İşletmelerde Üretim ve Pazarlama İle İlgili Özellikler ………... 28

5.1.5.1. Girdiler ve Girdi temini ………. 28

5.1.5.2. Üretim ve Pazarlama Durumu ……….... 28

5.1.6. İşletmelerin sermaye Yapısı ………. 30

5.2. İşletmelerin Yıllık Faaliyet Sonuçları ………. 32

5.2.1. Gayrisafi Hasıla ………. 32

5.2.2. İşletmelerde İşletme ve Üretim Masrafları ………. 33

5.2.3. İşletmelerde Saf Hasıla, Safi Kar ve Rantabilite ……… 34

5.2.4. İşletmelerde Yem Dönüşüm Oranı (Parasal Olarak) ……….… 37

5.3. İncelenen İşletmelerin İşletmecilik Yapıları ve Sorunları …..… 34

5.3.1. Girdi Temini ……… 35

5.3.2. Kredi ve Teşvik Durumu ………. 35

5.3.3. Pazarlama Durumu ………. 36

5.3.4. Örgütlenme Durumu ………. 36

5.3.5. Diğer Sorunlar ……….. 36

6. SONUÇ VE ÖNERİLER ……….. 37

KAYNAKLAR ………... 39

EK ………43

ÖZGEÇMİŞ ……… 54

(9)

ÇİZELGELER LİSTESİ

Çizelge Sayfa No

1.1.Türkiye’de Su Ürünleri Üretim Miktarları ……… 3

3.1.Sivas İlinde Resmi Kayıtla ve Resmi Olmayan Yolla

Gökkuşağı Alabalığı Üretimi Yapan İşletmelerin Sayısı

Ve Araştırma Kapsamına Alınan İşletmeler ……… 10

3.2.Erkek İşgücü Birimine Çevirmede Kullanılan Katsayılar …… 12

4.1. Sivas İli Arazi Varlığı ve Dağlımı ………. 16

4.2.Sivas İlinde 2000 Yılı Nüfus Sayımına Göre İl ve İlçelerin

Toplam Şehir ve Köy Nüfusları ………. 21

5.1.İncelenen İşletmelerde Yaş Gruplarına Göre İşgücü Varlığı .. 23

5.2.İncelenen İşletmelerde Havuz Varlığı ……… 27

5.3. Havuzlarda Kullanılan Malzeme ve Kullanılış Amacına

Göre Sayı ve Alanları ……… 27

5.4.İncelenen İşletmelerde Sermaye Yapısı ……… 31

5.5.İncelenen İşletmelerde Gayrisafi Hasıla ……… 32

5.6.İncelenen İşletmelerde İşletme ve Üretim Masrafları ………. 33

5.7.İncelenen İşletmelerde Saf Hasıla, Safi Kar ve Rantabilite …. 34

5.8.İncelenen İşletmelerde Yem Dönüşüm Oranı (Parasal) …….. 35

(10)

1. GİRİŞ

Su ürünlerinin geçmişi oldukça eskilere dayanır. Su ürünleri yetiştiriciliğinin ilk defa M.Ö. 2000’ li yıllarda Çin’de başladığı sanılmaktadır. M.Ö. 475’te sazan yetiştiriciliği ile ilgili eserlere rastlanılmış, sazanın Asya kıtasından Avrupa’ya yayıldığı, 1960-1970’li yıllarda Danimarka ve diğer ülkelerde alabalık ve somon yetiştiriciliğinin gerçekleştiği bilinmektedir. Diğer yandan deniz balıkçılığının M.Ö. 1400’de Endonezya’da, süt balığı yetiştiriciliğinin uzak doğu ülkelerinde başlandığından söz edilmektedir. Dünyada bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye’ de su ürünleri yetiştiriciliğinin 1970’li yıllarda ve ilk üretilen balığın gökkuşağı alabalığı olduğuna işaret edilmektedir. Sektörde ilk üretim tesisi, bir özel sektör işletmesi olarak Akyazı’da kurulmuş, bundan sonra kamu işletmeleri olan Devlet Üretme Çiftlikleri devreye girmiştir. Sanayide ilk önemli girişim, Yaşar Holding’in 1985 yılında İzmir-Çeşme’de kurduğu çipura-levrek yavru üretme tesisidir. Daha sonra Karadeniz’de kafeste alabalık ve salmon yetiştiriciliği, 1990’ların ortalarında Akdeniz’de karides yetiştiriciliği başlamıştır. Bu arada, iç sularda sazan ve alabalık yetiştiriciliği hızlı olarak artmıştır (Gülçubuk ve ark., 2002).

Türkiye’de su ürünlerinin üretim alanı 26 milyon hektarın üzerinde olup, mevcut tarım alanlarına yakın, orman alanlarında daha fazla bir büyüklüğe sahiptir. Son yıllardaki üretim ve tüketim değerlerine bakıldığında bu potansiyelin yeterince değerlendirilemediği görülmektedir.Bununla birlikte, potansiyelin değerlendirilmesi halinde bu sektörün milli ekonomi ve tarımdaki payının giderek artacağı bir gerçektir.

Balık, insanlar için mükemmel bir gıda ve yüksek kalitede protein kaynağıdır. Büyüme çağındaki çocukların, hamile kadınların ve hasta insanların beslenmesinde oldukça önemlidir. Balık eti kırmızı etlere göre, besin değeri açısından daha iyi, hazmı daha kolay ve yağ oranı daha düşüktür. Aynı zamanda kandaki kolesterol seviyesini azaltıcı etkiye sahiptir.

Su ürünlerinin insan beslenmesine katkısı, istihdam oluşturması, sanayiye hammadde temini ve yüksek ihracat potansiyeli nedeniyle ülke ekonomisi için önemlidir. Artan dünya nüfusu için çok önemli bir gıda kaynağı olan su ürünleri stoklarında değişik nedenlerle

(11)

görülen azalma, denizler ve iç sulardaki kaynaklarımızın değerlendirilmesini gündeme getirmiştir. Bundan dolayı da, su ürünleri yetiştiriciliği günümüzde tarımın diğer tiplerinden daha hızlı bir şekilde büyümektedir (Karataş, 2005).

Türkiye de yetiştiricilik açısından önemli gelişmeler kaydedilmiştir. 1991 yılında yıllık 7 835 ton olan üretim miktarı 2004 yılında 90 010 tona ulaşmıştır (Çizelge 1.1).

Alabalık, yetiştirilen türler arasında ilk sırayı almakta, sırası ile levrek, çipura, midye ve sazan takip etmektedir. Son yıllarda; Ege ve Akdeniz’de avcılıkla yakalanıp kafeslerde besiciliğe dayanan mavi yüzgeçli orkinos yetiştiriciliği yapılmakta olup, 7 adet orkinos çiftliğinde yılda toplam 1 600 ton civarında üretim söz konusudur. Ege ve Akdeniz’de yetiştirilerek piyasaya sunulması beklenen türler arasında ise sivri burun karagöz, lagos ve eşkina bulunmaktadır. Karadeniz’de deniz alabalığı ve kalkan üretimi ile ilgili çalışmalar devam etmektedir. Akdeniz’de de karides yetiştiriciliğinde başarı sağlanamamıştır.

Kadatrom bir tür olan yılan balığı yetiştiriciliği, yavruları (elver) tatlı sulara girişte yakalanmakta ve beslenerek üretimi yapılmaktadır. Türkiye sularına giren bir tür olan yılan balığının beslemede kullanılabilecek yavru miktarı bilinmemektedir. Avrupa ve Akdeniz ülkelerindeki üretimin çoğunu Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa ve Danimarka yapmaktadır.

Türkiye’nin doğal alabalık alt türleri ve mersin balıkları üretimi ile ilgili çalışmalar da vardır. Ancak önemli genetik varyasyon kaynaklarımız olan bu türlerin acilen korumaya alınması ve stok takviyesine ihtiyacı söz konusudur. (Karataş,2005)

Gökkuşağı alabalığı, 2002 yılı verilerine göre Türkiye iç sularında yılda 33 707 ton denizlerde ise, 846 ton olarak üretilmiştir (Anonim, 2002 a). İç sulardaki alabalık üretimi Avrupa ülkelerinden Fransa’ dan (47 336 ton/yıl) düşük, İtalya (34.885 ton/yıl) ve İspanya’ ya (33 809 ton/yıl) benzer, diğer ülkelerden ise yüksektir. Denizler de ise, Almanya (112 ton/yıl), Portekiz (8 ton/yıl) ve Hollanda (258 ton/yıl)’nın üretim miktarı Türkiye’den düşük, Fransa (927 ton/yıl) benzer diğer Avrupa ülkeleri ise oldukça yüksektir (FAO, 2002).

(12)

Çizelge1.1.Türkiye’de Su Ürünleri Üretim Miktarları.

Yıllar İç Sular Denizler Yetiştiricilik

Ton % Ton % Ton % Toplam(Ton)

1991 39 401 10,80 317 425 87,05 7 835 2,15 364 661 1992 40 370 8,89 404 766 89,09 9 210 2,03 454 346 1993 41 575 7,51 502 031 90,27 12 438 2,22 556 044 1994 42 838 7,15 542 268 90,21 15 998 2,66 601 104 1995 44 983 6,93 557 138 85,82 21 607 3,33 649 200 1996 42 202 7,68 474 243 86,28 33 201 6,04 549 646 1997 50 460 10,09 404 370 80,83 45 450 9,09 500 260 1998 54 500 10,02 432 700 79,56 56 700 10,42 543 900 1999 50 190 7,88 510 000 80,08 63 000 9,89 636 824 2000 42 824 7,35 441 690 75,84 79 031 13,57 582 376 2001 43 323 7,80 484 410 81,41 67 244 11,33 594 977 2002 43 938 6,72 522 744 83,26 61 165 9,74 627 847 2003 44 698 7,62 463 074 78,93 79 943 13,85 586 715 2004 45 585 7,07 504 917 78,34 94 010 14,59 644 512

Kaynak: Anonim, 2006a. TUİK,2006 Yılı İstatistikleri.

2000 yılı başları itibariyle dünya su ürünleri üretim miktarı 135 milyon ton civarındadır (Anonim, 2001a). Bu da dünyada su ürünleri üretiminin yetiştiricilikle yapılan üretime ihtiyaç gösterdiği ve geliştirilmesi gerektiği sonucunu ortaya koymaktadır. Türkiye’nin dünya su ürünleri üretimi içerisindeki payı %0,45 tir. Bu da Türkiye’de mevcut iç su ve deniz potansiyelinin yeterince değerlendirilemediği anlamına gelmektedir.

Türkiye’de denizlerdeki su ürünleri üretiminin toplam su ürünlerinin içerisindeki payı yıllar geçtikçe azalmasına karşın, 2002 yılı itibariyle hala %83,26 gibi büyük bölümünü teşkil etmektedir. Yetiştiricilikle yapılan üretimin ise; 1991 yılına göre 2004 yılında yaklaşık 12 kat arttığı ve yetiştiriciliğin önem kazandığı ifade edilebilir.

Sivas ili su ürünleri üretimi bakımından oldukça elverişli bir yapıya sahiptir. Dört adet doğal gölün yanısıra Kızılırmak ve diğer akarsular ile bunların üzerine kurulan baraj ve göletlerde yürütülen suni balıklandırma çalışmaları, tatlı su balıkçılığının geliştirilmesine olumlu etki yapmaktadır.

Gürün ve Gemerek ilçeleri su ürünleri üretimi ile aktif tesis sayısının (22 adet) yaklaşık % 70’lik kısmını oluşturmaktadır. Mevcut tesislerin (28 adet) % 50’si pasif durumda olmakla birlikte, üretim yapan tesisler de kapasitelerini tam olarak kullanamamaktadır. Tesislerin kapasite kullanım oranları 2004 yılında % 44 seviyesine

(13)

gerileyerek üretim 282 ton/yıl olarak gerçekleşmiştir. 2002 yılında kapasite kullanımı %58,50 ile en yüksek seviyesine çıkmış ve yıllık 309 ton üretim gerçekleşmiştir. Gürün ilçesi yıllık 134 ton/yıl su ürünleri üretimi ile il üretiminin % 50’sine yakın bölümünü karşılamaktadır. Tesislerin tamamı karada havuzda alabalık üretimi yapmaktadır. (Anonim,2006b)

Bu araştırma ile Sivas ilinde yetiştiricilik potansiyeli ile işletmeler düzeyinde veriler sağlanacak, bu veriler ışığında işletmelerin yapısal özellikleri ve faaliyet sonuçları ile yetiştiricilerin sorunları tespit edilmiştir. Daha sonra saptanan sorunlara çözüm önerileri geliştirilmeye çalışılmıştır.

1.1. Çalışmanın Amacı ve Kapsamı

Bu çalışmanın temel amacı, Sivas İlinde Gökkuşağı Alabalığı üretimi yapan işletmelerin sosyo-ekonomik özelliklerinin ortaya konulması, yıllık faaliyet sonuçlarının analizi ve sorunlarının belirlemesidir.

Bu temel amaç çerçevesinde;

a) İşletmelerin sosyo-ekonomik özellikleri olarak; işletmelerde işgücü durumunu belirlemek, işletme yöneticileri hakkında bilgiler sunmak, işletme arazilerine ilişkin özellikler ve işletmelerin fiziksel unsurlarını ortaya koymak, üretim ve pazarlama ile ilgili durumlarını tespit etmek, işletmelerin sermaye yapılarını belirlemek ve analiz etmek,

b) İşletmelerin yıllık faaliyet sonuçları olarak, gayrisafi hasıla, işletme ve masrafları, saf hasıla, safi kar, rantabilite oranı ve yem dönüşüm oranının saptanması,

c) İşletmelerin sorunlarını belirlemek, bu sorunlar göz önüne alınarak işletmelerin problemlerini çözümüne yönelik fikirler üretmek,

d) Konu ile ilgili kişi, kurum ve kuruluşlar için bir döküman oluşturmak, araştırmanın amaçları olarak sıralanabilir.

Bu çalışma, genel olarak altı bölümden oluşmaktadır.

Konunun önemi, çalışmanın amacı ve kapsamının yer aldığı giriş kısmı birinci bölümü,

Araştırma konusu ile ilgili geçmiş dönemlerde ve değişik yörelerde yapılmış çalışmaların özetlendiği literatür özetleri kısmı ikinci bölümü,

(14)

Araştırmada kullanılan materyal ve yöntemlerin ayrıntılı olarak açıklandığı materyal ve yöntem kısmı üçüncü bölümü,

Dördüncü bölümde ise araştırma bölgesi hakkında genel bilgiler yer almıştır.

Beşinci bölümde; araştırma bulguları yer almaktadır. Bu bölümde ilk olarak: işletmelerin sosyo-ekonomik yapılarına ilişkin bulgular ortaya konulmuştur. Daha sonra işletmelerin yıllık faaliyet sonuçları verilmiş ve son olarak işletmecilik sorunları aktarılmıştır.

Altıncı ve son bölümde: sonuç ve öneriler başlığı adı altında araştırmanın genel bir değerlendirmesi yapılmış, araştırmanın amacı doğrultusunda önerilerde bulunulmaya çalışılmıştır.

(15)

2- LİTERATÜR ÖZETİ

Elbek (1981), yapmış olduğu araştırmasında, Ege tarım bölgesine giren 10 ilde bulunan alabalık ve sazan balığı üretimine yönelik işletmelerin yapısal ve ekonomik analizlerine ilişkin verileri derlemiş ve analizlerini yaparak yorumlamıştır. İşletmeler ortalamasında aktif sermaye içerisinde en büyük payı % 62 ile balık stokunun oluşturduğu, alabalık işletmelerinde mali rantabilitenin % 63, sazan balığı işletmelerinde % 35 olduğu saptanmıştır.

Çetin ve Bilgüven (1991), “ Güney Marmara Bölgesi’nde Alabalık Üretimi Yapan İşletmelerin Yapısal ve Ekonomik Analizi” adında yaptıkları çalışmada, Kocaeli, Sakarya ve Balıkesir illerine ait verileri değerlendirilmişlerdir. İncelenen işletmelerde en büyük sermaye grubunu balık sermayesinin (% 27,6) meydana getirdiği, birim su alanına (100 m2) en fazla gayri safi hasılanın Sakarya’da elde edildiği ve birim alandan en fazla kar da 39 420 000 – TL.’lik değeriyle yine bu ilden sağlandığı tespit edilmiştir. İşletmelerde işgücü verimliliği iller ortalamasında 8,25 kg/saat olarak bulunmuş, en yüksek verimlilik değeri ise 10,13 kg/saat’lik miktarıyla Sakarya ilinde gerçekleştiği belirlenmiştir.

Yavuz ve ark. (1995), Erzurum’da alabalık yetiştiriciliği yapan işletmeleri incelediği çalışmalarında, işletmeleri yapısal ve ekonomik yönden ele almış ve analizini yapmışlardır. Çalışmada, işletmeler ortalamasında, aktif sermaye içinde en büyük payın % 53,2’lik pay ile balık ve % 35,4’lük pay ile bina ve havuz sermayesinin oluşturduğu tespit edilmiştir. İşletme masrafları içinde en büyük payın % 63,4 ile yem masraflarının oluşturduğu ve rantabilitenin % 24,7 olduğu saptanmıştır. Ayrıca mevcut sorunların çözümlenmesinde kooperatifçiliğin önemi ve gereği vurgulanmıştır.

Çelebi (1995), Sapanca ve çevresindeki alabalık yetiştiren işletmeleri incelediği araştırmasında; işletmelerin kapasitelerini tespit etmiş, yumurta, yavru, porsiyonluk balık, kaliteli ve ucuz yem temininde karşılaşılan sorunları belirlemeye çalışmıştır.

İşgören (1996), Güney Ege’de Çipura ve Levrek yetiştiriciliği yapan işletmeleri ele aldığı çalışmasında, bu işletmelerin ekonomik durumlarını ve verimliliklerini ortaya koymuştur. Çalışmada, ayrıca işletmeler için ekonomik optimizasyon düzeyi saptanmıştır.

Sayılı ve ark. (1999), ’’Tokat İlinde Alabalık Yetiştiriciliği Yapan İşletmelerin Yapısal ve Ekonomik Analizi’’ adında yatıkları araştırma da ; 11 adet işletme ile tam sayım yöntemini kullanarak anket yapmışlardır. İncelenen işletmelerde işletme başına

(16)

düşen aktif sermaye 6 615 340 630 – TL olarak bulunmuş olup, aktif sermaye içerisindeki en büyük payı balık sermayesinin (% 31,7) oluşturduğu tespit edilmiştir. İşletme başına düşen işletme masrafları 4 908 116 000 – TL ve üretim masrafları 5 238 883 030 – TL olarak hesaplanmıştır. İncelenen işletmelerde işletme masrafları içersinde en büyük payı %32,7 ile yem giderlerinin aldığı ve rantabilitenin % 37.89 olduğu tespit edilmiştir .

Çöpten (2000), ‘‘İzmir İlindeki Su Ürünleri İşletmelerinin Teknik ve Yapısal Yönden İncelenmesi’’ adındaki 2000 yılındaki Ege Üniversitesi’nde yaptığı doktora tezinde, su ürünleri işletmelerini incelemiştir. Büyük ölçüde çipura ve levrek yetiştiriciliği yapan işletmelerin teknik ve yapısal analizlerine olanak verecek veriler, bir survey çalışması ile elde edilmiş, analizi yapılmış ve yorumlanmıştır. Ayrıca işletmelerin verimliliğine etki eden koşullar belirlenmiş, sorunları tespit etmeye çalışılmış ve çözüm önerileri getirilmiştir. Anket çalışması yapılan 46 işletmenin 3’ü iç su ürünleri üreten işletme, 4’ü ağ kafes ve kuluçkahane, 5’i kuluçkahane, 34’ü ağ kafes işletmesi olduğu belirlenmiştir. Üretim ile ilgili sorunların başında, yem ve yavru balık giderlerinin maliyetinin yüksekliği ile fiyat dalgalanmalarından küçük üreticilerin doğrudan etkilenmesinin geldiği belirtilmiştir. Etkin bir örgütlenme ve su ürünleri politikasının oluşturulmasının sorunların genelde çözümüne yardımcı olacağı kanısına varılmıştır.

Türel (2002), ‘‘ Su Ürünleri Yetiştiricilik Alt Sektöründe Planlama’’ adında 2002 yılında Ege Üniversitesi’nde yaptığı yüksek lisans tezinde, Türkiye’nin, su ürünleri üretiminde, 161 dünya ülkesi arasında 30’uncu, Avrupa Ülkeleri arasında 6’ıncı, AB’ ülkeleri içinde 5’inci ve Akdeniz ülkeleri arasında ise 3’üncü sırada yer aldığını belirlemiştir. Türkiye’nin su ürünleri dışsatımının 1960’lı yıllarda 6-9 bin ton/yıl, 1970’li yıllarda 2-5 bin ton/yıl civarında seyrederken 1980’de 9 bin ton/yıl, 1990’da 23 bin ton/yıl, 1992’de 15 bin ton civarında olduğu saptanmıştır. 2002 yılı itibariyle, Türkiye’nin su ürünleri dışsatımında önemli rol oynayan ülkelerin İtalya, İspanya, Fransa, Lübnan ve Yunanistan olduğu, dünya ülkelerinin dışalımında Türkiye’nin payını artırabilmesi için ulusal ve uluslar arası talebe cevap verebilecek miktar ve kalitede su ürünleri arzını arttırması gerektiği ifade edilmiştir.

Şıktar (2002), “Türkiye ve Avrupa Birliği Su Ürünleri Sektörünün Kurumsal Yapılanma, Birliğin Ortak Balıkçılık Politikası ve Karşılıklı İlişkileri Yönünden Karşılaştırılması” adında 2002 yılında yapmış olduğu yüksek lisans tezinde, Türkiye su ürünleri üretimi ile AB ülkeleri arasında 5., Akdeniz ülkeleri arasında 3., Ortadoğu ülkeleri

(17)

arasında ise başlarda yer aldığı, AB ülkelerinin Türkiye’den su ürünleri ithalatının her yıl artış gösterdiği, üretimde ise yavaşlamalar ve taleplerinde de artışların olduğunu saptamıştır. Su ürünleri üretiminin, işleme ve pazarlamanın entegrasyondan yoksunluğu, avcılık ve kültür üretimi yapanların yeterli bilgi düzeyine sahip olamaması, su ürünleri stoklarına ilişkin bilimsel çalışmaların son derece yetersiz olması, aşırı avcılık, uluslararası standardizasyonun ve kalitenin sağlanamaması, soğutma, dondurma, konserve gibi tesislerde gerekli hijyenik ve teknik şartlara uyulmaması Türkiye su ürünleri üretiminde karşılaşılan en önemli sorunlar olarak belirlenmiştir.

Adıgüzel (2004), Tokat İli’ndeki alabalık işletmelerini ekonomik yönden analiz etmiştir. Çalışmada, aktif sermaye içinde bina ve havuz sermayesi payının % 40,91 ve balık sermayesi payının % 26,45 oranında olduğu belirlenmiştir. Üretim masrafları içerisinde, % 27,98 pay ile yem masraflarının ilk sırada ve işletmede rantabilitenin % 13,03 olduğu saptanmıştır.

(18)

3. MATERYAL VE YÖNTEM

3.1. Materyal

Araştırmanın ana materyalini; Sivas ilinde alabalık yetiştiriciliği yapan 14 işletmeci ile yüz yüze yapılan anket çalışmaları ve bu çalışmalar sonucunda elde edilen birincil nitelikli veriler oluşturmuştur. Bununla birlikte; DPT verilerinden, konu ile ilgili daha önce yapılmış çeşitli araştırma sonuçlarından, Sivas Tarım İl Müdürlüğü kayıtlarından ve konu ile ilgili hizmet veren elemanlarından faydalanılmış ve bunlar araştırmanın ikincil materyalini oluşturmuştur.

3.2.Yöntem

Araştırmanın yürütülmesinde izlenen yöntemler iki aşamada incelenebilir: İlk aşamada; materyalin toplanmasında uygulanan yöntemler,

İkinci aşamada ise toplanan materyalin analizi sırasında uygulanan yöntemler.

3.2.1. Materyalin Toplanması Aşamasında Uygulanan Yöntemler

3.2.1.1. Populasyona Ait Verilerin Toplanma Yöntemi

Bir populasyon üzerinde yürütülen araştırmada, populasyona ait veriler iki yöntemle toplanır. Bunlardan birincisi tam sayı, diğeri ise örneklemedir. Populasyonu oluşturan birimlerin tek tek incelenerek onlardan ölçme, tartma, gözlem veya soruşturma yoluyla bilgi alınmasına tam sayım adı verilmektedir (Güneş ve Arıkan,1988).

(19)

Tam sayım yapmak bazı durumlarda gereklidir. Örneğin; nüfus sayımı, seçimler, vergilerin düzenlenmesi, tapu kayıtları, medeni hal, nüfus cüzdanı verilmesi vs. gibi durumlarda tam sayıma yasal nedenlerle veya populasyonların yapısı gereği başvurulur.

Su ürünleri ekonomisi ile ilgili çalışmalarda eğer populasyon küçük, istenilen bilgilere ulaşmak kolay ve ucuz ise tam sayım yapılmalıdır. Tam sayım sonucu elde edilen bilgiler, eğer özenle derlenmiş ise daha doğru sonuçları yansıtır.

Örnekleme sonucu elde edilen veriler ise populasyon parametrelerinin sadece bir tahminidir. Bu nedenle populasyondaki birim sayısı az ise, tam sayım tercih edilmelidir (Çiçek ve Erkan, 1996).

Bu araştırmada öncelikli olarak araştırma bölgesi olarak seçilen Sivas ilindeki konu ile ilgili işletmeler tespit edilmiştir. Daha öncede belirtildiği gibi bu alanda faaliyet gösteren işletme sayısı 2006 yılı Sivas Tarım İl Müdürlüğü kayıtlarına göre 22 (resmi kayıtta faal olan işletme sayısı) adettir. Bu işletmeler ile tam sayım yöntemine göre anket yapılmak istenmiş, ancak değişik nedenlerle (sağlık sebebi, iş değişikliği, faaliyeti durdurma, ankete cevap vermek istememe gibi) 14 işletme ile görüşülmüş ve bu işletmelere ait veriler değerlendirilmiştir.

Çizelge 3.1. Sivas İlinde Resmi Kayıtla ve Resmi Olmayan Yolla Gökkuşağı Alabalığı Üretimi yapan İşletmelerin Sayısı ve Araştırma Kapsamına Alınan İşletmeler

Kaynak : Anonim, 2006b. Sivas Tarım İl Müdürlüğü Su Ürünleri Şubesi Kayıtları, Sivas

TESPİT DURUMU İŞLETME SAYISI

(ADET)

Resmi Kayıtlı İşletme Sayısı 28

Resmi Kayıtta Olup Faal Olan İşletme Sayısı 22 Resmi Kayıtta Olup Faal Olmayan İşletme Sayısı 6 Resmi Olmayan Yolla Üretim Yapan İşletme Sayısı 0

Ana Kitleyi Oluşturan İşletme Sayısı 22

(20)

3.2.1.2.Anket Aşamasında Kullanılacak Yöntem

Tarım işletmeciliği alanında araştırma yapılırken materyalin toplanması aşamasında uygulanabilecek çeşitli yöntemler mevcuttur. Bunlar; muhasebe kayıtlarından yararlanma, direkt mülakat yöntemi ve posta surveyi olarak özetlenebilir (Çiçek, ve Erkan, 1996). Tarım işletmelerinde muhasebe kayıtlarının mevcut olmadığı hallerde anket yolu ile toplanan verilerden yararlanılmaktadır (Yang, 1964).

Araştırmada materyalin toplanması aşamasında Direkt Mülakat Yöntemi (personal interview) kullanılmıştır. Anket aşamasında, anketler işletme yöneticisi ile yapılacaktır. Konu ile ilgili soruların bulunduğu önceden hazırlanmış anket formları görüşme esnasında kullanılmıştır. Anket üretici mahallinde bizzat araştırıcı tarafından yapılmıştır.

3.2.2. Materyalin Analizinde Uygulanan Yöntemler

3.2.2.1.İşletmelerin Sosyo-Ekonomik Yapısının İncelenmesinde Uygulanan Yöntemler

Öncelikle işletme ve işletmeci ile ilgili genel bilgiler (kuruluş adı, yeri, şekli, mülkiyet durumu, nüfus, eğitim durumu ve işgücü durumu vs. ), yetiştiricilikte kullanılan su, havuz, yem ve yem temini, üretim ve pazarlamaya ilişkin özellikler ile birlikte işletmelerin sermaye yapıları ile ilgili veriler elde edilmiştir.

İşletmelerde nüfus durumu belirlenirken işletmeci ve ailesi ile birlikteki mevcut insan sayısı ele alınarak bunların dağılımı ortaya konulmuştur. İşletme başına düşen nüfus miktarı belirlenmiştir. Aile işgücünün işletmede çalışma durumları gün olarak ortaya konularak, Erkek İşgücü Birimi (EİB) cinsinden işletme başına düşen aile işgücü tespit edilmiştir.

Aile işgücü potansiyelinin belirlenmesinde EİB esas alınmıştır. Erkek İşgücü Birimi ergin (15-49 yaş arası) bir erkek işçinin günde ortalama 10 saat çalışması ile ortaya koyduğu iş gücüdür (Açıl ve Demirci, 1984). İşletmelerde 7-65 yaş arası nüfusun fiilen çalışabilir nüfus olduğu ve bölgede çalışılabilir gün sayısının 300 gün olduğu kabul edilmiştir. Böylece incelenen işletmelerde aile işgücü potansiyeli belirlenirken çalışabilir

(21)

nüfustan devamlı hastalık, askerlik ve eğitim nedeniyle çalışamayan nüfus çıkartılmış ve fiilen çalışan nüfus, cinsiyeti ve yaşı dikkate alan işgücü emsalleri ile değerlendirilerek EİB çevrilmiştir. EİB’nin hesaplanmasında kullanılan katsayılar çizelge 3.2’de verilmiştir.

ÇİZELGE 3.2. Erkek İşgücü Birimine Çevirmede Kullanılan Katsayılar.

KATSAYILAR YAŞ

GRUPLARI ERKEK KADIN

0-6 --- ---

7-14 0,50 0,50

15-49 1,00 0,75

50-64 0,75 0,50

65-+ --- ---

Kaynak:Açıl, F. ve Demirci, R., 1984; Tarım Ekonomisi Dersleri, A. Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları, No: 880, Ders Kitabı No: 245; A.Ü. Basımevi, ANKARA

İşletmeci ve ailesinin işletme dışında yaptığı işler sorulmuştur. Böylelikle işletme gelirlerinin ne kadarını bu faaliyetten sağlandığı sonucuna varılabilmiştir.

İşletmecilerin eğitim durumları; öğrenim gördükleri yer itibariyle değerlendirilmiş ve ayrıca ilkokul, ortaokul, lise ve yüksekokul olarak incelenmiştir. İşletmede daimi ve geçici olarak çalışan işgücü durumu cinsiyet, yaş, çalıştığı gün, işletmede yaptığı iş vs. özellikleri incelenip ortaya konulmuştur

İşletmelerde su kullanım durumları; su kaynağı, su kaynağının uzaklığı, havuzlara taşınmasının nasıl yapıldığı, diğer tarım işletmelerinin su kullanımlarından etkilenip etkilenmediği, yağışlardan nasıl etkilendiği vs. konular incelenmiştir.

İşletmelerde havuz kullanım durumları, havuzun cinsi, özelliği, sayısı, alanı vs. bakımından incelenmiştir. İşletmelerin yem kullanımı ve temini, yemin cinsi, kalitesi, nereden ve nasıl temin edildiği vs. durumlar bakımından incelenmiştir.

Ayrıca incelenen işletmelerin üretim durumu, sahip oldukları damızlık, sağım ile ürettiği yumurta, satın aldıkları yavru ya da büyük balık miktarları, üretim dönemine ilişkin üretim ve satış miktarları ile fiyatları, kredi kullanım durumları vs. yönlerinden incelenmiştir.

(22)

3.2.2.2. İşletmelerin Ekonomik Analizinde Uygulanan Yöntemler

Alabalık yetiştiriciliği yapan işletmelerin envantere dahil unsurlarının kıymet takdirinde kullanılan yöntemler aşağıda olduğu gibidir.

İncelenen işletmelerde aktif sermaye; arazi, arazi ıslahı, bina ve havuz, balık, alet-makine, malzeme- mühimmat ve para sermayesinden; pasif sermaye ise; borçlar ve öz sermayeden oluşacaktır (Akay, 1996).

a) Arazi sermayesinin kıymet takdirinde araştırma bölgesinde geçerli olan alım-satım değeri,

b) Arazi ıslahı sermayesinin kıymet takdirinde, yeni yapılar için maliyet bedeli, eski yapılar için yeniden inşa bedelinden eskime ve yıpranma payları düşülerek yenileme değeri,

c) Bina ve havuz varlığı kıymet takdirinde; yeni yapılar için maliyet bedeli, eski yapılar için mevcut durumlarına göre yeniden inşa bedeli,

d) Alet-makine varlığı kıymet takdirinde, yeni satın alınanlar veya özel olarak yaptırılanlar için maliyet bedeli, eski olanlar için ise, şimdiki durumları dikkate alınarak araştırma bölgesindeki alım-satım değerleri ortalaması,

e) Balık sermayesi için hali hazırdaki fiyatlar esas alınmış, damızlık balıklar için yıpranma payı dikkate alınmıştır.

f) Malzeme-mühimmat varlığı kıymet takdirinde, dışardan satın alınan malzeme ve mühimmat için maliyet bedeli, işletmede ve satılacak ürünlerde çiftlik avlusu fiyatı,

g) Para mevcudu ve alacaklar ile borçların belirlenmesinde işletmecinin beyanı esas alınmıştır.

İşletmelerin gayri safi hasıla unsurlarını yavru ve büyük boy balık satışı oluşturmakta olup, işletme başına ve birim havuz alanına (100 m2) düşen gayri safi hasıla ile gayri safi hasıla değerinin aktif sermayeye oranı, yani her bir liralık aktif sermayeye karşılık elde edilen gayri safi hasıla değeri hesaplanmıştır..

İşletme masrafları, işletmecinin gayri safi hasılayı elde etmek için işletmeye yatırdığı aktif sermayesinin faizi hariç, yapmış olduğu masrafların toplamını ifade

(23)

etmektedir (Erkuş, 1995). Üretim masrafları ise, aktif sermaye faizi değerinin işletme masrafları değerine ilavesi ile bulunmaktadır.

İşletme masrafları aşağıdaki gibidir. --- Yumurta ve yavru balık bedeli.

--- Yem Bedeli --- İşçilik masrafları.

--- Kimyasal ve dezenfekte madde bedeli. --- Isıtma – aydınlatma masrafı

--- Bina ve tesislerin tamir-bakım masrafları. --- Alet-makine tamir bakım masrafı.

--- Genel idare giderleri

--- Bina-havuz ve arazi ıslahı amortismanları --- Damızlık balık amortismanları

--- Alet-makine amortismanları (Sayılı ve ark., 1999).

İşletmelerin sermaye unsurlarının amortisman payının hesabında, arazi ıslahı sermayesi için % 5, bina varlığı için; ahşap ve kerpiç binalarda % 4, beton binalarda % 2 ve havuz varlığı için % 3, damızlık balık sermayesi içi % 25, alet-makine sermayesi için % 10 oranları kullanılmıştır. Bina, havuz ve alet makinelerin yıllık tamir bakım masrafları için işletmeci tarafından fiilen yapılmış masraflar esas alınmıştır.

Genel idare giderlerinin hesabında, gayri safi hasılanın % 3’ü alınmıştır. Sermaye faizi, T.C. Ziraat Bankası A.Ş.’nin tarımsal kredilere uyguladığı faiz oranının yarısı ve aktif sermaye faiz oranı olarak ise % 5 uygulanmıştır. (Esengün, 1990).

Ayrıca işletme ve üretim masraflarının işletme başına ve birim havuz alanına (100 m2) düşen masrafları hesaplanmıştır. Bunların yanında, safi kar ile sermaye-kar ilişkilerini ortaya koymak için rantabilite hesaplanmıştır.

(24)

4. ARAŞTIRMA BÖLGESİNE İLİŞKİN GENEL BİLGİLER

4.1. Araştırma Bölgesinin Doğal Yapısı

4.1.1. Araştırma Bölgesinin Topografik Yapısı

Sivas ilinin topografyası ülkenin topografik yapısına paralel olarak batıdan doğuya doğru gittikçe yükselir ve sarplaşır. İl sınırları içindeki iki büyük dağ silsilesi ise; Kızılırmak vadisinde yer alan ve doğuya uzanan Kuzey Sıra Dağları ile Şarkışla sınırlarında başlayıp ilin ortalarına kadar uzanan Tecer Sıra Dağlarıdır.

İl genel olarak bir yayla görünümünde olup, tek veya sıradağlar arasında açılmış vadiler, çukurda kalmış ovalar ve yüksek düzlükler şeklindedir. İl sınırları içerisinde Kızılırmak, Kelkit Çayı ve Çaltı Çayı olmak üzere 3 önemli vadi yer alırken, önemli düzlükler daha çok Kangal, Şarkışla ve Hafik-Zara bölgelerinde bulunmaktadır. Suşehri ilçesinde bulunan ova ise yüzölçümü bakımından fazla büyüklük arz etmese de yetiştirilen ürün yelpazesi bakımından büyük bir öneme sahiptir.

Su bakımından oldukça zengin kaynaklara sahip olan ilde en önemli akarsu kaynakları Kızılırmak, Yeşilırmak ve Tohma çayı olup, en önemli durgun su kaynakları Hafik, Lota ve Gökpınar gölleridir (Anonim, 2006a).

4.1.2. Araştırma Bölgesinin Meteorolojik Verileri

İl topraklarında Kızılırmak havzasına giren bölümünde karasal iklim, Yeşilırmak havzasına giren bölümünde Karadeniz ardı iklimi, Fırat Havzası’na giren bölümünde ise Doğu Anadolu iklimi hakimdir. İlde kış ayları soğuk ve sert olup bol kar yağışlı, yaz ayları ise sıcak ve kurak geçer. Yaz mevsimi kısa süreli olup, kış ve yaz mevsimleri arasında sıcaklık farkı büyük olduğu gibi gece ve gündüz arasındaki fark da büyüktür.

İlkbahar ve sonbahar ayları yağışlı geçen ilde, yıllık 420 mm yağış ortalamasının %36’sı ilkbahar, %32’si kış, %22’si sonbahar ve %10’u yaz mevsiminde görülür. Nisan ve Mayıs aylarında yağışlar azami düzeye ulaşırken, en düşük yağış ise Temmuz ayında düşmektedir.

(25)

İl ve ilçe merkezlerine ait meteorolojik parametrelere göre; yıllık ortalama sıcaklık 9,0 derece, yıllık en yüksek sıcaklık ortalaması 36,1 derece, yıllık minimum sıcaklık ortalaması -23,1 derece, ortalama yağış miktarı 362,9 mm yıllık nispi nem ortalaması ise 59’dur (Anonim, 2006b).

4.1.3. Araştırma Bölgesi İl Arazisinin Dağılımı

2 848 767 hektar alana sahip Sivas il topraklarının %43’ünü tarım, %42’sini çayır-mera, %12’sini orman ve fundalık, %3’ünü de tarım dışı alanlar oluşturmaktadır.

İlçeler itibariyle incelendiğinde, toplam arazi büyüklüğü açısından 379.167 hektarla en geniş topraklara sahip olan Kangal ilçesinin %50’si tarıma elverişli arazilerden oluşmaktadır. En az tarım arazisine sahip ilçe ise Gölova ilçesidir (Çizelge 4.1)

Çizelge 4.1. İl arazisinin İlçeler İtibariyle Genel Dağılım (2004)

Tarıma Elverişli Arazi

Ormanlık Fundalık Cayır – Mera Arazisi Tarım Dışı Arazi İlçeler Toplam Arazi(ha) Miktar (ha) Oran (%) Miktar (ha)

Oran (%) Miktar(ha) Oran(%) Miktar(ha) Oran (%) Merkez 285 700 119 118 42 12 999 5 141 194 49 12 389 4 Akıncılar 39 200 18 563 47 10 349 26 9 000 23 1 288 3 Altınyala 71 700 39 444 55 0 0 29 900 42 2 356 3 Divriği 278 200 111 193 40 49 665 18 108 200 39 9 142 3 Doğanşar 56 500 46 018 81 2 150 4 6 475 11 1 857 3 Gemerek 115 300 54 158 47 31 949 28 25 404 22 3 789 3 Gölova 30 800 13 907 45 6 899 22 8 982 29 1 012 3 Gürün 279 700 135 941 49 4 058 1 130 510 47 9 191 3 Hafik 240 200 110 293 46 21 936 9 99 077 41 8 894 4 İmranlı 122 900 24 198 20 6 563 5 88 100 72 4 039 3 Kangal 379 167 190 416 50 10 016 3 170 273 45 8 462 2 Koyulhisar 94 600 39.768 42 36 046 38 15 677 17 3 109 3 Suşehri 96 500 51 132 53 31 697 33 10 500 11 3 171 3 Şarkışla 190 200 100 781 53 8 266 4 74 902 39 6 251 3 Ulaş 36 900 23 251 63 1 894 5 10 542 29 1 213 3 Yıldızeli 285 600 71 700 25 53 514 19 151 000 53 9 386 3 Zara 245 600 66 826 27 42 523 17 128 180 52 8 071 3 Toplam 2 848 767 1 216 707 43 330 524 12 1 207 916 42 93 620 3

Kaynak: Anonim, 2006c. T.C. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Tarım İl Müdürlüğü İl

(26)

4.2. Araştırma Bölgesinin Su Kaynakları

4.2.1.Akarsular

Kızılırmak : Türkiye sınırları içerisinde doğup, yine Türkiye toprakları içinde denize dökülen ülkemizin en uzun akarsuyu 1151 km uzunluktaki Kızılırmak’tır. Kızılırmak, İmranlı’nın doğusundaki Kızıldağ’ın güney yamaçlarından üç kol halinde doğar. Bu üç kol, İmranlı’ya 6 km uzaklıktaki Çukuryurt köyü yakınlarında birleşerek Kızılırmak adını alır. Zara’da Kızılırmak’a Habeş Çayı ve Acısu katışır.

Kızılırmak, Hafik’te Koru Çayını ve Acısu’yu da alarak Sivas merkez ilçe topraklarına girer; merkez ilçede Tecer, Fadlum çaylarını, Murdar ve Mısmıl ırmakları, Bedirli Çayı’nı alır. Kızılırmak’a Kalın köyü yakınlarında Yıldız Irmağı ve Kalın Çayı katışır. Şarkışla’da Kaldırak Çayı ve Acısu; Gemerek’te Kasımbeyli ve Göksu Deresi katılan Kızılırmak, Deveboynu yöresinde Sivas il sınırlarını terk eder.

Tozanlı Çayı : Tozanlı Çayı, Kösedağ’ın batı yamaçlarından doğar; Tekeli Dağı’nın kuzeyinden çıkan kol ile birleşir. Daha sonra, Zara’ya bağlı Şerefiye Beldesi’nin yakınlarından geçerek Asmalı ve Tekeli dağlardan gelen derelerle birleşir. Doğanşar topraklarını özellikle Tozanlı Vadisi’ni suladıktan sonra Tokat topraklarına girer ve Kelkit Irmağına katışır.

Tohma Çayı : Tohma Çayı iki akarsu kolunun birleşmesinden oluşur. Kuzeydeki kol Kangal, güneydeki kol Gürün topraklarını sular. Kangal Tohması denilen kol, Kulmaç dağlarından doğar; Havuz Deresi ve Kamışlı Deresi’nin sularıyla birleşir. Gürün Tohması’nın ana kolu ise, Tahtalı dağlarından doğar; ilçe merkezi Gürün’ü geçince Gökpınar ve Sazcağız Suyu’nu alarak Malatya topraklarında Gürün Tohması ile birleşir.

Çaltı Çayı: Çaltı Çayı, iki büyük kolun birleşmesinden meydana gelir. Birinci kol, Yılanlıdağ’dan doğan Güneş Çayı’dır. İkinci kol, Gürlevik ve Karabel yörelerinden doğan Sincan Çayı’dır. Bu iki kol, Cürek’te birleşerek adına Çaltı Çayı denir. Çaltı Çayı, Divriği’de hidroelektrik santralı çalıştırır. Divriği’den sonra doğuya doğru akan Çaltı, Yama Dağı’nın kuzey eteklerinden doğan Nik Çayı’nı, Eğerli Dağı’ndan çıkan Halha Deresi’nin sularını alarak Karasu Irmağı’na karışır.

Kelkit Çayı : Kelkit Çayı, Yeşilırmak’ın büyük kollarından biridir. Suşehri ilçesinin doğusunda Kelkit Vadisi denilen dar ve derin bir vadiye giren çay, batıda Koyulhisar

(27)

topraklarını suladıktan sonra, Tokat topraklarına girer. Kelkit Çayı’na Şehriyar Deresi, Akşar ve Gemin Deresi suları karışır (Mahiroğulları, 2003).

4.2.2.Doğal Göller

Tödürge Gölü : İl merkezinin doğusunda Zara’ya 20 km uzaklıktaki Tödürge Gölü, Sivas Erzurum karayolu üzerinde ve 5 kilometre karelik yüzölçümü ile ilin en büyük gölüdür. Gölün ortalama derinliği 20 metre, en fazla derinliği 45 metredir. Dipten kaynayan sularla beslenen gölde bol miktarda gümüş bağlı yetişir; suyu oldukça kireçlidir. Gölün fazla suları Yarhisar köyü yakınlarında Kızılırmak’a karışır.

Hafik Gölü : Hafik ilçe merkezinin kuzeybatısndaki bu gölün alanı yaklaşık 1 kilometre karedir. Derinliği ortalama 6 metre olan göl, dipten kaynayan sularla beslenir. Suları tatlı olan gölde yayın balığı yetişir. Gölün ortasında “Pılır Adası” adlı ağaçlandırılmış bir adacık vardır.

Lota Gölleri : Hafik’in 3 km doğusunda Sivas Erzurum karayolunun kuzeyindeki göller topluluğudur.İlkbaharda yağışların artmasıyla bu göller kabararak birleşir. Lota göllerinde bol miktarda yayın balığı bulunur.

Gürün Gökpınar Gölü : Suyu tatlı ve son derece duru olan Gökpınar Gölü, Gürün’e 10 km uzaklıktadır. Dipten gelen kaynaklarla beslenen bu gölde çok lezzetli alabalık yetişir. Derinliği 15 metreyi bulan Gökpınar Gölü’nün fazla suları Tohma Çayı’na dökülür (Mahiroğulları, 2003).

4.2.3.Baraj ve Göletler

Kılıçkaya Barajı : 1990’da Kelkit Irmağı üzerine kurulan baraj, Suşehri ilçesindedir. Baraj, kil çekirdekli kaya dolgu yöntemiyle yapılmıştır. Barajın temelden yüksekliği 132 m, gövde hacmi 2 000 000. m3, yıllık elektrik üretim 2.3 milyar kilovat/saat’tir.

Çamlıgöze Barajı : Kılıçkaya Barajı’nın 12 km aşağısında Kelkit Çayı üzerine kurulan baraj, enerji amaçlıdır. Barajın temelden yüksekliği 375 m, göl alanı 5 km2, gövde hacmi 2 085 000 m3, yıllık enerji üretimi 88 milyar kilovat/saattir.

(28)

Gölova Barajı : 1990 yılında Çobanlı Deresi üzerine kurulmuş olan Gölova Barajı sulama ve enerji amaçlıdır. Baraj gövdesi 65 milyon m3 su toplamaktadır. 584 ha alanı sulayan barajda yılda 1 000 000. kilovat/saat enerji üretilir.

Yapıaltın Barajı : Bu baraj 1986 yılında Şarkışla’da Çaylak ve Kanak dereleri üzerine sulama ve enerji amaçlıdır. Baraj gövdesi 15 000 000 m3 su toplamakta; yılda 2 200 ha araziyi sulamaktadır.

Mursal Barajı ; 1992’de Divriği’de Nik Çayı üzerinde sulama ve enerji üretimi amaçlı kurulan baraj, 2.370 ha araziyi sular.

Maksutlu Barajı : 1982 yılında Şarkışla Maksutlu Çayı üzerinde sulama amaçlı olarak toprak dolgu yöntemiyle yapılmıştır.

Gazibey Barajı : 1993 yılında merkez ilçe topraklarındaki Osugülüç Deresi üzerine yapılmış sulama amaçlı bir barajdır.

İlde, DSİ ve köy Hizmetleri tarafından 1980 sonrasında tamamı sulama amaçlı çok sayıda gölet yapılmıştır.

Merkez İlçedeki Göletler : Serpincik, Üçtepe, Boğazdere, Ozmuş ve Çeltek göletleri olmak üzere beş gölet.

Altınyayla’daki Göletler : Dilekpınar, Merkez, Deliilyas, Kurucagöl, Güzeloğlan göletleri.

Akıncılar’daki Göletler : Abana Göleti.

Gemerek’teki Göletler : Kömeviran, Karagöl göletleri. İmranlı’daki Göletler : Delice Göleti.

Kangal’daki Göletler : Bozarmut, Üçöz, Deligazi, Karacaören göletleri. Suşehri’ndeki Göletler : Fahret Göleti.

Şarkışla’daki Göletler : Kümbet, Demirboğa, Lisanlı, Döllük Göletleri. Ulaş’daki Göletler : Baharözü Göleti.

Yıldızeli’ndeki Göletler : Kaman, Tad, Çağlar, Ilıca, Yusufoğlan, Aşağı Çakmak, Kışak, Küçükhöyük, Sarıçal,, Altınoluk, Kerimmümin, Demirözü, Karacaören, Aşağı Doğmuş Göletleri.

(29)

4.3. Araştırma Bölgesinin Nüfus Yapısı

2000 yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre Sivas ilinin nüfusu 755.091 kişi’dir. Türkiye nüfusunun %0 11.1’lik bir bölümünün yaşadığı Sivas 81 il arasında 29. sırada yer

almıştır. Sivas’ta nüfusun % 33,4’ü il merkezinde, % 22,5’i ilçe merkezlerinde, % 44,1’i ise bucak ve köylerde yaşamaktadır.

4.3.1.Nüfus Artış Hızları

Sivas’ta nüfus artış hızının 1927 yılından 1960 yılına kadar Türkiye’nin nüfus artış hızına yakın olduğu, 1960 yılından sonra yıllık nüfus artış hızının giderek azaldığı görülmektedir. Sivas’ta en yüksek nüfus artış hızının %0 34,05 ile 1927-1935 döneminde,

en düşük nüfus artış hızının ise %0 -1,54 ile 1990-2000 döneminde olduğu görülmektedir.

1927 yılında Sivas ülke nüfusu içinde % 2.4’lük bir paya sahip iken, bu oran 2000 yılında % 1,1 düşmüştür. Bu azalmanın en büyük sebebi ekonomik ve sosyal nedenlerle bağlı olarak yaşanan göçlerdir.

1927-1945 dönemleri arasında Sivas’ın şehir nüfusu oranında da önemli bir değişiklik görülmemiştir. 1927 yılında Sivas’ta % 17,3 olan şehirde yaşayan nüfusun payı, 1945 yılından sonra sürekli bir artış göstererek 2000 yılında % 55,9 ulaşmıştır.

1927-2000 döneminde, Sivas’ta şehirde yaşayan nüfus oranının ülke ortalamasından daha düşük olduğu görülmektedir. 1990-2000 döneminde şehir nüfusunun yıllık artış hızı %0 9,17 olurken, köy nüfus artış hızı %0 -13,64 olarak gerçekleşmiştir.

1990-2000 döneminde ildeki şehir nüfusunun köy nüfusundan fazla olduğu görülmektedir. İle bağlı bulunan 16 ilçeden Yıldızeli ilçesi 76 232 nüfusla en büyük ilçe, Gölova ilçesi ise 6 272 nüfusu ile en az nüfusa sahip olan ilçelerdir. İlin yıllık nüfus artış hızı en yüksek olan ilçesi %0 15,9 ile Altınyayla iken, en az olan ilçesi %0 -44,4 ile İmranlıdır

(30)

Çizelge 4.2. Sivas’ta Yerleşim Yerlerine Göre Nüfus Artış Hızları ve Nüfus Yoğunluğu.

1990 2000 İlçeler

Toplam Şehir Bucak ve Köy

Toplam Şehir Bucak ve Köy Merkez 276 383 223 115 53 268 299 935 251 776 48 159 Akıncılar 10 368 5 320 5 048 8 353 4 982 3 371 Altınyayla 13 399 3 017 10 382 15 713 4 867 10 846 Divriği 32 719 17 664 15 055 23 313 14 429 8 884 Doğanşar 8 210 4 421 3 789 6 314 4 004 2 310 Gemerek 48 176 8 646 39 530 54 692 12 589 42 103 Gölova 6 699 2 898 3 801 6 272 4 120 2 152 Gürün 30 602 9 886 20 716 26 742 11 294 15 448 Hafik 27 321 10 002 17 319 19 213 5 526 13 687 İmranlı 21 649 7 414 14 235 13 883 7 316 6 567 Kangal 45 153 12 276 32 877 37 049 12 099 24 950 Koyulhisar 21 649 6 042 15 602 24 934 5 706 19 228 Suşehri 47 560 23 202 24 358 44 731 25 137 19 594 Şarkışla 51 593 16 839 34 754 49 318 20 654 28 664 Ulaş 16 121 2 488 13 633 14 972 3 390 11 582 Yıldızeli 70 949 15 249 55 700 76 232 16 070 60 162 Zara 38 275 16 353 21 922 33 425 17 845 15 580 TOPLAM 766 821 384 832 381 989 755 091 421 804 333 287 Kaynak: Anonim, 2000a, Genel Nüfus Sayımı.

Çizelge 4.2 incelendiğinde 1990-2000 döneminde Sivas il merkezinin şehir nüfus artış hızı %0 12,1’dir. Sivas’a bağlı ilçelerin aynı döneme ait şehir nüfusları incelendiğinde;

şehir nüfusu en fazla olan ilçenin Suşehri, en az olan ilçenin ise Ulaş olduğu görülmektedir. Şehir nüfus artışının en fazla olduğu ilçe %0 47,8 Altınyayla ilçesi, en az

olduğu ilçe ise %0 -59,3 ile Hafik ilçesidir. Sivas’a bağlı bulunan tüm bucak ve köylerin

yıllık nüfus artış hızı %0 -13,6 dır. 2000 yılında nüfus yoğunluğu il genelinde 26 ve il

merkezinde 108 iken, ilçelere göre 8 ile 54 kişi arasında değişmektedir. Yüzölçümü büyüklüğüne göre ilk sırada yer alan Kangal ilçesinde nüfus yoğunluğu 10 kişi, yüzölçümü en küçük olan Doğanşar ilçesinde ise 32 kişidir.

(31)

4.4. Araştırma Bölgesinin Ulaşım Durumu

Sivas İç Anadolu Bölgesinde yer alan, İç Anadolu’yu doğuya, Karadeniz’i güneye bağlayan hat üzerinde olup, pek çok arter noktası il topraklarından geçmektedir. Tokat, Ordu, Giresun,Gümüşhane, Erzincan, Kayseri İllerine sınırı ve ulaşım bağlantıları bulunmaktadır.

İldeki 2.008 km’ lik karayolu ağının, 968 km’ si il yolu, 1 040 km’si devlet yoludur. Devlet yolunun 30 km’si beton asfalt, 968 km’si sathi kaplama, 42 km’si stabilizedir. İl yollarının; 1 km’si beton asfalt, 816 km’si sathi kaplama, 115 km’si stabilize, 14 km’si toprak, 22 km’si geçit vermezdir.

Demiryolu hattı Tokat istikametinden Yıldızeli ilçesinden Sivas İline girmektedir. Ayrıca ilde bir tane havaalanı mevcut olup, büyütme çalışmaları halen devam etmektedir (Anonim,2006f).

(32)

5. ARAŞTIRMA BULGULARI

5.1. İşletmelerin Sosyo-Ekonomik Özellikleri

5.1.1.İşletmelerde İşgücü Durumu

İşletmelerde, işletme başına ortalama nüfus 3,11 kişi olarak tespit edilmiştir. İşletme başına EİB cinsinden 2,97 EİB işgücü düşmektedir. En fazla işgücüne sahip işletme 4,75 EİB, en düşük 1,00 EİB ile faaliyette bulunmaktadır. Erkek İşgücü Birimi cinsinden işletmede işgücünün % 9,58 erkek işgücü, % 8,42’ sini kadın işgücü oluşturmaktadır.

Çizelge 5.1. İncelenen İşletmelerde yaş Gruplarına göre İşgücü Varlığı (EİB)

İşgücü Varlığı Yaş Grupları

Kadın Erkek Toplam

0-6 - - - 7-14 - - - 15-49 0,21 2,29 2,50 50-64 0,04 0,43 0,47 65-+ - - - GENEL TOPLAM 0,25 2,72 2,97 % 8,42 91,58 100

5.1.2. İşletme Yöneticilerinin Genel Özellikleri

Alabalık işletmelerinde işletme yöneticilerinin yaş durumları incelendiğinde, en büyük yaştaki işletme yöneticisi 57, en küçük yaştaki işletme yöneticisi 25 yaşında olup, ortalama işletme yöneticisi yaşı 40,77’ dir. İşletme yöneticilerinin eğitim seviyeleri düşüktür. İşletme yöneticilerinin % 42,90’u ilkokul, % 50,00’si ortaokul, % 7,10’u lise

(33)

mezunudur. İşletme yöneticilerinin % 42,85’ i alabalık yetiştiriciliği haricinde herhangi bir iş ile iştigal etmemektedir. İşletme yöneticilerinin % 57,15’i, tarım, esnaflık gibi diğer uğraşlarla birlikte bu işi de yapmaktadırlar. İşletme yöneticilerinin alabalık yetiştiriciliği ile birlikte başka bir tarım uğraşısı bulunanlarını oranı % 21,43 ve alabalık yetiştiriciliği ve tarımla hiç ilişkisi bulunmayanlarını oranı % 35,72’dir.

İncelenen işletmelerin % 14,28’i kuruluş aşamasında Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu’ndan (KKDF)* yaralanmış olup, % 85,72’si öz sermaye ile işletmelerini kurmuşlardır. İşletme yöneticileri işletmenin kuruluş aşamasında % 28,58 oranında bürokrasi, % 57,14 oranında teknik konularda, % 7,14’ü kredi, bürokrasi ve elaman ihtiyacı konularında sorun ile karşılaştıklarını, % 7.14’ü ise herhangi bir sorun ile karşılaşmadıklarını belirtmişlerdir.

İşletmelerde, yetiştiricilik ile ilgili bir sorunla karşılaştıklarında işletmecilerin % 42,81’i tarım il/ilçe müdürlüklerine, %14,28’i kendi tecrübesine, % 35,71’i tarım ilçe müdürlüklerine ve üniversitenin ilgili bölümlerine, % 7,56’sı üniversitenin ilgili bölümlerine başvurduklarını belirtmişlerdir.

5.1.3.İşletme Arazilerine İlişkin Özellikler

İncelenen 14 işletmenin, % 57,14’ü köylerde, % 7,15’i beldelerde ve % 35,71’i ise ilçelerde bulunmaktadır. İşletmelerin en yakın ilçeye uzaklığı, en yakın işletmede 3 km, en uzak işletmede 30 km ve ortalama uzaklığı ise 9,36 km’dir. Sivas İl merkezine en yakın işletme 47 km , en uzak işletme 180 km olup, ortalama uzaklığı ise 128 km’dir.

Kuruluş yeri bakımından işletmelerin % 14,28’i dağ eteği, % 35,71’i açık arazi ve % 50,01’i vadi arasında alabalık yetiştiriciliği yapmaktadır.

_______________________________________

*KKDF : Bakanlar Kurulu’nun 13 Aralık 1984 tarih ve 84/8860 sayılı kararı ile T.C. Merkez Bankası bünyesinde kurulmuştur. Tarımsal amaçlı projelerin kişi ve kuruluşların öz kaynakları ile gerçekleştirilmesi, sabit yatırımlarının belli oranda ilgili kaynaktan karşılıksız prim ödemesi ile desteklenmesi esasına dayanır (Kılıç, 1994)

(34)

İşletmelerin kurulduğu arazinin mülkiyet durumları incelendiğinde; işletmelerin % 21,43’ü kiralık arazi, % 71,43’ü öz mülk arazi, % 7,14’ü kiralık orman arazisidir.

İncelenen işletmelerin % 85,72’si şahıs, % 7,14’ü adi ortaklık, % 7,14’ü kamu kuruluşudur.

İşletmelerin arazi varlığı incelendiğinde; işletmeler, ortalama olarak 8,282 da’lık işletme alanına sahiptirler. İşletmeler genellikle tarıma elverişli olmayan arazilerde üretimini gerçekleştirmektedirler.

5.1.4. İşletmelerin Fiziksel Unsurları

5.1.4.1. Binalar

İşletmelerde bulunan fiziksel unsurların başında binalar gelmektedir. İncelenen tesislerde işletme başına bina alanı 100,72 m2 olup, işletmelerde bulunan en fazla bina alanı 150 m2, en az bina alanı 30 m2’dir. İşletmede binalar genellikle çok amaçlı olarak kullanılmaktadır. Genellikle idare binası, malzeme deposu, bakıcı odası, mutfak aynı çatı altında bulunmaktadır. Ayrıca, işletmelerin % 64,28’inde piknik alanının yanı sıra, lokanta bulunmaktadır. Ayrı bir malzeme deposu bulunan işletmelerin oranı % 71,42’dir.

Kuluçkahane binaları incelendiğinde; işletmelerin % 64,29’nda ayrı bir kuluçkahane bulunduğu, % 35,71’nde kuluçkahane bulunmadığı fakat ikamet ettikleri binanın alt katını kuluçkahane olarak kullandıkları görülmüştür. İşletmelerin tamamında elektrik bulunmaktadır. Ulaşım konusunda, işletmelerde yolun bir kısmının stabilize olması, olumsuz hava şartlarında sorun yaşanmasına neden olmaktadır.

(35)

5.1.4.2. Su Kullanım Durumu

İncelenen 14 işletmenin kullandığı suyun kaynağı incelendiğinde; % 64,29’u kaynak suyu, % 35,71’i akarsudan yararlanmaktadır.

İşletme başına su getirme mesafesi 485,71 m’dir. Su kaynağına en yakın işletme 50 m, en uzağı ise 1 500 m’dir. İşletmelerde suyun nakli % 60 beton kanalet, % 33 ‘ü PVC borularla ve % 7’si toprak kanalla sağlanmaktadır.

5.1.4.3. Havuzlar

Alabalık işletmelerinde havuz çeşitleri şunlardır (Elbek,1981).

a) Anaç (damızlık) Havuzu b) Kuluçka Havuzları

c) Yavru Bakım ve Geliştirme Havuzları d) Yetiştirme Havuzları

e) Pazarlama Havuzları

İncelenen işletmelerde havuz varlığı Çizelge 5.2’de ve havuzlarda kullanılan malzeme ve kullanış amaçlarına göre sayı ve alanları Çizelge 5.3.’de verilmiştir. İşletmelerde toplam havuz alanı 8.105 m2 ve toplam havuz sayısı ise 529 adet olarak tespit edilmiştir. İşletme başına ortalama havuz alanı 579 m2 ve ortalama havuz sayısı ise 37,78 adettir.

Havuz alanı itibari ile işletmeler ortalamasında % 60,43 pay ve 349,85 m2 alana sahip yetiştirme havuzları ilk sırada gelmekte, en az havuz alanı % 4,53’lük pay ve 15,47 m2 ile kuluçka havuzları almaktadır. Havuz alanlarının tamamı betondur.

Havuzların günlük bakımı olarak havuz giriş ve çıkışların kontrolü ile ölü balıkların toplanması gelmektedir. Bununla birlikte; kültür balıkçılığında ve özellikle alabalık yetiştiriciliğinde balıkların yaşam ortamını oluşturan havuzların, diğer hayvansal üretim dallarında olduğu gibi canlı materyale uyumlu, hijyenik koşulları taşıyan bir yapıda inşa edilmeleri gerekmektedir (Elbek, 1981). İncelenen işletmelerde genellikle beton havuzlar dikdörtgen ve silindir şeklindedir.

(36)

Kapalı havuzlarda, incelenen işletmelerin % 21,42’si aylık, % 28,58’si 15 günlük, % 50’si haftalık genel bakım ve temizlik yaptıklarını belirtmişlerdir. Havuz temizliğinde sadece kireç ve tuz kullandıklarını beyan etmişlerdir.

Çizelge 5.2. İncelenen İşletmelerde Havuz Varlığı

HAVUZ CİNSİ

YAPILIŞ MALZEMESİ ALANI(m2) SAYISI

Kuluçka Beton 37,43 13,78

Yavru Bakım ve geliştirme Beton 79,58 11,43

Yetiştirme Beton 349,86 10,00

Pazarlama Beton 30,86 1,22

Damızlık Beton 81,22 1,36

GENEL TOPLAM 578,95 37,79

Çizelge 5.3. Havuzlarda Kullanılan Malzeme ve Kullanış Amaçlarına Göre Sayı ve Alanları

Havuz Sayıları Havuz Alanları KULLANILAN

MALZEME Adet % (m2) %

Beton 529 100 8 105 100

Toprak 0 0 0 0

TOPLAM 529 100 8 105 100

Havuz Sayıları Havuz Alanları KULLANIŞ AMAÇLARI Adet % (m2) % Kuluçka 193 36,48 524 6,47 Yavru Bakım ve Geliştirme 160 30,24 1 114 13,74 Yetiştirme 140 26,46 4 898 60,43 Pazarlama 17 3,23 432 5,33 Damızlık 19 3,59 1 137 14,03 TOPLAM 529 100,00 8 105 100,00

(37)

5.1.5. İşletmelerde Üretim ve Pazarlama İle İlgili Özellikler

5.1.5.1. Girdiler ve Girdi Temini

İşletmelerde önemli girdilerin başında gelen yumurta, yavru balık ve büyük boy balık (100 - 150 gr) ile yem kullanım durumu incelenmiştir.

İşletmeler hazır (suni) yem kullanmakta olup, yetişkin balıklarda pelet yem, yavru balıklarda ise granül yem kullanılmaktadır. İşletmeler yavru büyütme döneminde yaş yem (karaciğer, dalak, balık artıkları, mısır vs.) kullanmadıklarını, ancak zaman zaman vitamin

kullandıklarını beyan etmişlerdir. İşletmeler hazır yemi Kayseri (% 57,14), Erzurum (% 28,58) , Samsun (% 7,14) ve İzmir’deki (% 7,14) yem fabrikalarından karşılamaktadırlar.

İncelenen işletmelerin % 35,71’i yavru balık ve ya da yetişkin balık satın almıştır. Yavru balıklar boy ve gramajına göre farklı fiyatlardan satın alınmıştır. Yavru balık ya da büyük balık satın alan işletmelerin % 80’i il sınırları içinde ki diğer işletmelerden ihtiyaçlarını karşıladıklarını belirtmişlerdir.

5.1.5.2. Üretim ve Pazarlama Durumu

İşletmelerin tamamında damızlık balık bulunmaktadır. İşletme başına ortalama 162,43 adet damızlık balık düşmektedir. Damızlıklar genelde 2-5 yaş arasındadır. Gözlemleri sonucu iri, parlak, hareketli olanları damızlık olarak ayırdıklarını ifade etmişlerdir.

Genellikle Aralık-Mart ayları arasında sağım işlemi yapmaktadırlar. Ocak ayı sağımın en yoğun olduğu dönemdir. İşletmelerin % 42,86’sında tek kişi ile % 57,14’ünde çift kişi ile sağım yapılmaktadır. İşletmelerde salgın hastalık görülmemekle beraber, genelde dönem dönem fungusit enfeksiyonlar gözlenmekte, ayrıca parazit ve balık biti az da olsa kendini göstermektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

HbA1c ve glukoz değerleri obez hasta grubunda, kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p<0.001).. Gruplar arasında HDL-K rakamsal olarak

Çok boyutlu ve çok karmaşık öğretim ve öğrenme stratejilerine sahip olabilmelerine rağmen, zeki öğretim sistem leri bir konuda yeni bilgiyi öğrencinin

Risk işin devam etmesi ile ilgili ise, acil önlem alınmalı ve risk skorunun düşürülmesi için alınması gereken önlemlerin tümü uygulanmalıdır.. Önlemler alındıktan sonra

Two days after discontinuation of the drug, the pati- ent reported that his hiccups were infrequent with bri- ef episodes lasting for 1-2 hours, and the following day the

Yandaki tabloda ikişer tane yazılmış üç basamaklı sayıları bulup farklı renklere boyayın.. ve noktalı

Dolayısıyla tanı, hastanın geçir- diği kafa travması ve buna sekonder geliştiği düşünü- len korpus kallosum atrofisi şeklindeki genel tıbbi duru- mu nedeniyle

A majority of maternal deaths associated with eclampsia have concurrent HELLP syndrome.4 Causes of neonatal death include prematurity, placental infarcts, intrauterine

geldiğini belirtir. Esasen Kırgızca, Kazakça, ÖZbekçe veya Karaçay Türkçesi arasında bir fark yoktur. hepsi Türkçedir ve birbirlerinden kelime almaları bu