• Sonuç bulunamadı

(F. Taylor - Bilimsel Yönetimin

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share " (F. Taylor - Bilimsel Yönetimin "

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Doç.Dr.Tarık Soydan

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı

Eğitim Sisteminde İstihdam Dersi Notları – 7

(2)

Fordizmden Post - Fordizme

(3)
(4)

«…Maksimum refaha, ancak maksimum verimlilikle ulaşılabilir…»( sy.17)

(F. Taylor - Bilimsel Yönetimin

İlkeleri)

(5)

Taylorizm

Taylorizm (Bilimsel Yönetim) - Amerikalı iktisatçı ve mühendis Frederick Winslow Taylor (1856 – 1915) tarafından geliştirilmiş yönetim-organizasyon teorisi/yaklaşımı.

Bilimsel Yönetimin İlkeleri (The Principles of Scientific Management) – 1911

Maksimum verimliliği sağlamak için tek bir

yol vardır (the one best way). Bu yolu bulmak

bilim insanının, uygulatmak ise yöneticisinin

işidir.

(6)

 Zaman ve hareket etütleri aracılığıyla işleri en verimli şekilde yapmaya imkan verecek bir düzeneğin oluşturulması.

 İşbölümü ve uzmanlaşma.

 Hiyerarşik organizasyon.

 Sıkı kontrol.

 Parça başına ücret, ücretin verimlikle

ilişkilendirilmesi.

(7)

Fordizm

Taylorist ilkelerin üretim sürecine uygulanmasıyla ortaya çıkan Fordist üretim sistemi, standartizasyon, devamlılık, sınırlılık ve iş basitliği gibi özelliklerle tanımlanabilir.

Fordist dönem sembolik olarak Henri Ford’un ilk fabrikasını kurduğu 1914 yılından başlatılsa da asıl olarak büyük krizle (1929) 1970’ler arası dönem (özellikle Batı için) Fordist dönem olarak kabul edilir.

Belli bir montaj hattı üzerinde, işin basit, sürekli kendini yenileyen, sabit parçalara bölünmesi ve bu işlerin her birinin vasıfsız çalışanlara yaptırılması Fordist üretimi özetler.

Sistem, hiyerarşik bir kontrol mekanizması yaratmakta, ileri derecede uzmanlaşma ve işbölümünü teşvik etmekte, kafa ve kol emeğini köktenci biçimde ayırmaktadır.

(8)
(9)
(10)

 Üretimin standartlaştırılması,

 Otomasyon yoluyla yığınsal üretim yapılması,

 Sosyal devletin düzenleyici ve kontrol edici rolü,

 Üretimde merkezi örgütlenme ve Taylorist yönetim anlayışı,

 Kalifikasyonu düşük işçilerin büyük ölçekli

işletmelerde, yoğunlaşması. 

(11)

 Dikmen’e göre (2000), Fordist üretim

sistemi, işçi verimliliğinin olanaklı kıldığı

üretim artışına koşut toplumsal bir gelir

artışını zorunlu kılması ve montaj hattına

yüksek miktarda sabit sermaye yatırımı

yapılması dolayısıyla kolaylıkla

değiştirilememesi yönleriyle bir paradoks

oluşturmaktadır. Bu paradoks sonraki

yıllarda işletme etkinliklerinin (üretim ve

pazarlamanın) ikiye bölünmesi ve “moda

ekonomileri” sayesinde ortadan

kaldırılabilmiştir.

(12)

 Merkez ve Çevre arasındaki küresel işbölümü sayesinde üretim biriminin

pazarlama birimi ile uyumsuzluğu sorunu ortadan kaldırılırken, “moda ekonomileri”

sayesinde ürün planlaması yapan ve marka üreten merkez işletmeler ürün setlerini

istedikleri sıklıkla değiştirebilme olanağı bulmuşlar ve maliyetler, tasarım giderleri ve uluslararası ilişki ağlarını kurma

giderleriyle sınırlı kalmıştır.

(13)

Kriz ve Üretim Düzeyinde Yeniden Yapılanma

Kapitalizmde kriz asıl olarak kâr hadlerinin düşmesinden kaynaklanmakta olup, eğer kriz kendiliğinden aşılamayacak kadar derinse ve etkilerini ekonomi yanında siyasal ve sosyal alanlarda da önemli ölçüde göstermişse bir yeniden yapılanma kaçınılmaz hale gelmiştir.

Yeniden yapılandırma ise, krizin aşılmasına

olanak sağlayacak biçimde, toplumun

ekonomik, sosyal ve siyasal yönden köklü bir

değişimden geçirilmesi anlamına gelmektedir.

(14)

 1970’li yıllarla birlikte, durgunluk, enflasyon ve işsizlik biçiminde ortaya çıkan kriz koşullarında, teknolojik gelişmelerin de etkisiyle taşıma ve haberleşme maliyetlerinin ucuzlaması, uluslararası düzeyde üretim planlaması yapabilecek güçte ve yetenekte büyük şirketlerin ortaya çıkması ve Çevre ülkelerde ihracata dayalı kalkınma modelinin benimsenmesi gibi koşulların doğurduğu yeni bir uluslararası sistem ve yeni bir üretim yapısı ortaya çıkmıştır.

 Üzerinde durulan yeni uluslararası sistem

“yeni dünya düzeni” iken; yeni üretim

sistemi esneklikle belirlenen Post -

Fordizmdir.

(15)

Post-Fordizm

 Post-Fordizm,

- tüketim taleplerini karşılayabilmek için

üretimin esnek bir modelde yerine getirildiği, - işgücü ve makineleşmede esnek

uzmanlaşmanın sağlandığı,

- üretim sürecinde bilgi ve iletişim

teknolojilerinin yaygın olarak kullanıldığı

bir üretim ve birikim rejimidir.

(16)

 Montaj hattının parçalanması/esnetilmesi

 Üretim ve pazarlama birimlerinin ayrılması

 ‘Yatay denetim’

 Göreli olarak daha çeşitli ürün seti

 ‘Çalışanların kalifikasyonunun gelişmesi’

 Esnek istihdam

(17)

Esnek istihdam

Çalışma yaşamında esneklik, çalışma süreleri, biçimleri, mekanı, çalışan ücretlerinin türü ve miktarı gibi bir dizi unsurun, sabit kurallara dayalı olmaksızın (standart dışı) belirlenmesi anlamına gelmektedir.

Devletin çalışma yaşamına olabildiğince az müdahalede bulunması ve bu alandaki düzenleyici kuralların azaltılarak çalışma yaşamının işçi ve işveren arasındaki sözleşmelere göre düzenlenmesi esnekleştirme söylemini karşılamaktadır.

Kamu alanı açısından düşünüldüğünde, statü hukukundan

uzaklaşma, sözleşme hukukuna yaklaşma, piyasacı usullere uygun

bir yönetim, denetim ve değerlendirme sistemi oluşturma gibi

politika ve uygulamalar kamu alanında esnekleştirme bağlamı

içinde değerlendirilebilir.

(18)

 Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

Tarık Soydan

Referanslar

Benzer Belgeler

Dünya Sağlık Örgütü'nün 2007 raporu ise küçük çaplı salgınların yol açtığı endişe ve felaketlerden çok daha önemli ve geni ş kapsamlı bir tehdit konusunda

[r]

Furthermore, science classrooms devote considerable resources to giving students more scientific concepts and formulas (instead of giving them the opportunity for practical work

“kriminalistiğin içinde olay meydana geldikten sonra icra edilen, olay yeri koruma işlemlerini, olay yerinin sistematik olarak incelenmesini, olay yeri tespit (teknik

Diversity in ecological preferences of generic members seems to be another factor promoting intra-generic diversity (Kaya et al. Some intra generic lineages are

Üçüncü çiftlikte yaz aylarında çiftlik aktivitelerine bağlı olarak kafes istasyonu yüzey suyunda fosfat değerleri referans istasyonuna göre daha yüksek bulunmuştur..

Sade şunu ilâve etmek isterim ki, geçen gün okuduğum yeryer pek güzel bir yazısında kendisine düşman olduğunu an­ lattığı ciddiyetten bu tevahhuşu, ona

Macit ve Keçeli (2012) Türkiye’de 2005-2011 yılları arasında faaliyet gösteren 4 katılım bankasının çeyrek dönemlik verisi ile yaptıkları regresyon ve