• Sonuç bulunamadı

Paran kadar sa

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Paran kadar sa"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Paran kadar sağlık, mezarda emeklilik uygulaması Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası'nın (SSGSS) yürürlüge girmesinin ikinci yılında sosyal güvenlik ve sağlık alanındaki “reform” denilen bütün söylemlerin gerçek dışı

olduğunu kanıtlıyor.SES, paran kadar sağlık, mezarda emeklilik uygulaması Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası'nın 2. uygulama yılına ilişkin Sağlık ve Sosyal Güvenlik Raporu hazırladı.

"REFORM" GEREK DIŞI

1 Ekim 2008'de uygulamaya giren SSGSS'ye hazırlanan raporda, yasanın "Sizi hastane ayrımından kurtaracağız", "SSK ilaç kuyruklarına mahkûm olmayacaksınız", "Dört farklı sosyal güvenlik sistemi ve buna bağlı ayrı ayrı hizmet sunumu var. Biz standart oluşturacağız", "Herkese aynı sağlık hizmetinin verilmesini sağlayacağız", "İsteyen istediği hastaneye, istediği doktora gidecek, doktor-para ilişkisi kalmayacak, hortumlar kesilecek", "Cepten ödemeler ve bıçak parası tarih olacak", "Aile albümünüzde aile hekiminize de yer açın", "Sosyal güvenlik sisteminde açıklar tarih

olacak", "Sosyal güvencesi olmayan kimse kalmayacak" söylemleriyle "reform" adı altında getirildiği kaydedildi. Ancak uygulamanın ikinci yılında bu söylemlerin gerçek dışı olduğunu kanıtlandığı belirtildi.

SGK'NIN 8 AYLIK BÜTÇE AÇIĞI 19,6 MİLYAR TL

Raporun "Sosyal Güvenlik Kurumu" başlıklı bölümde, Devlet Planlama Teşkilatının “Genel Ekonomik Hedefler ve Yatırımlar 2010 Raporu”na göre, 2009 yılında SGK’nın 30 milyar 955 milyon TL açık vermesi öngörüldüğü, ancak kurumun gelirlerinin yılsonunda 72 milyar 225 milyon TL'ye giderlerinin de 103 milyar 180 milyon TL’ye ulaşması beklenmekteydi, ancak "SGK'nın 8 aylık dönemde bütçe açığı 19,6 milyar TL oldu" denildi.

TEDAVİ HARCAMALARINDA ÖZEL HASTANELER TIRMANIYOR

Raporda, tasarruf tedbirleri adı altında memurlar ve yeşil kartlıların sağlık harcamalarında yüzde 30'a varan düşüş gerçekleştirilmesine karşın SGK’nın sağlık giderleri yine de hızla tırmandığı kaydedildi.

Tedavi giderleri için harcanan rakam 7,5 milyar olurken, ilaca 5,1 milyar TL harcandığı belirtilen raporda, "Devlet hastaneleri 4,1 milyarlık harcama yaparken üniversite hastaneleri 1,3, özel hastaneler ise SGK'na 1,9 milyar liralık tedavi faturası göndermiştir" denildi.

Raporda, tedavi harcamaları içinde özel hastanelerin payının hızlı bir yükseliş gösterirken, üniversite hastanelerinde ise düşüş yaşandığı ifade edildi.

"Devlet hastanelerinin toplam SGK tedavi harcamaları içindeki payı 2001- 2008 arasında yüzde 65,9’dan yüzde 52,5’a aynı dönemde üniversite Hastanelerinin payı yüzde 18,3’den yüzde 16,1’e gerilerken, bu dönemin en kazançlısı özel hastaneler olmuş ve payları yüzde 15,8’den yüzde 31,4’e yükselmiştir" denildi.

ÖZEL HASTANELERİN SAYISI ARTIYOR

Raporda Türkiye'de 820 kamu, 420 özel hastane olduğu, sağlık hizmetinin yüzde 30'unu karşılayan özel hastanelerin 10 milyar TL'lik bir sektörü oluşturduğu kaydedildi.

2006'da SGK'lı hasta kabulüne başlayan özel hastanelerin, 2003'de yüzde 8 olan toplam sağlık hizmetlerindeki payının şimdi yüzde 30 seviyelerinde olduğu belirtilen raporda "2006 yılında yüzde 80'i İstanbul'da olmak üzere 250 özel hastane bulunurken, 2009 yılında bu rakam 420'ye yükselmiştir. Bazı hastaneler zincirleşirken, sektör dışından sağlık alanına yatırımcılar da artış olmuştur" denildi.

KATKI PAYI ACİLLERİ DOLDURDU

Raporda hekim başına düşen muayene sayısının arttığına dikkat çekiliyor. Hekim başına düşen muayene sayısı 1999'da yılda 4 bin iken, 2009'da 12 bin 42’ye yükseldiği belirtirken, 10 yıld muayene sayısının yüzde 250 kat arttığı ifade edildi.

(2)

112 kapsamındaki acil servis hizmetlerinde 2002- 2009 arasında 5 katlık bir artış olduğu kaydedilen raporda, "Örneğin 2010 yılı ilk 4 aylık veri incelendiğinde, 4 ay gibi kısa bir dönemde kişilerin tekrar tekrar acile başvurdukları, acil servislerin sağlık ocağı ya da poliklinik gibi kullanıldığı ortaya çıkmaktadır. Katkı payı ödemek istemeyen ve bu paraları ödeme gücü olmayan vatandaşlar, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile katkı payı alınmayan tek birim olan acil servislerde yığılmaktadırlar" tespitine yer verildi.

10 MİLYON KİŞİ SİGORTASIZ ÇALIŞIYOR

Raporda SGK’nın "2010 yılı Haziran ayı sigortalı istatistiklerine" göre 72,5 milyon nüfustansosyal güvencesi olan 69 milyon 158 bin kişinin 10 milyona yakınını "yeşil kart" sahipleri oluşturduğu ifade edildi. Yine kurumun, "Sosyal Güvenlik Kapsamının, Yeşil kart hariç, toplam il nüfusuna oranı" rakamlarına bakıldığında bölge halkının en az yarısının sosyal güvencesinin tek kaynağının "yeşil kart" olduğu belirlendi.

YARIM MİLYON GÜVENCESİZ İSTANBUL'DA

Raporda SGK’nın "2010 yılı Haziran ayı sigortalı istatistikler" bölümününün 'Sosyal güvenlik kapsamı dışında kalan nüfus' kısmına da yer verildi. İlgili bölümde Büyükşehirlerde yaşayanların azımsanmayacak kısmının sosyal

güvencesi olmadığı ortaya çıktığı ifade edildi,"İstanbul'da 487 bin 946 kişinin, Ankara'da 408 bin 592 kişinin, İzmir'de 199 bin 225 kişinin, Mersin'de 155 bin 579 kişinin, Diyarbakır'da 131 bin 897 kişinin, Antalya'da 116 bin 288 kişinin hiç bir sosyal güvencesi bulunmamaktadır" denildi.

İŞSİZLİK FONUNDA İŞÇİYE 1 DEVLETE 3

Raporda, İşsizlik Fonu'nun işsizlerin mağduriyetinin azaltılması yerine devlet bütçesini yamamakta kullanıldığı belirtildi, "Fonun kuruluştan bu yana toplam 13 milyar 26 milyon liralık ödeme yapıldı. Bunun sadece 3,3 milyar liralık bölümü işsizlere yapılan ödemelerden oluştu. Geri kalan 9,7 milyar liralık bölüm devlet kasasına aktarıldı. Bir başka ifadeyle, Fon'dan işçilere 1 lira ödenirken, devlete giden para 3 lirayı buldu" denildi.

GELİR DAĞILIMI ADALETSİZLİĞİ ARTIYOR

Raporun gelir dağılımı bölümünde en yoksul ile en zengin arasındaki gelir farkı 2005 yılında 7,3 kat iken, 2007’de bu rakamın 8,1 olduğu kaydedildi.

YEŞİL KART UYGULAMASINA DEVAM

Raporun "Yeşil Kart" uygulaması bölümünde ise SSGSS ile 1 Ekim 2010 yürürlükten kaldırılacağı belirtilen yeşil kart uygulamasının 1 Ocak 2012 yılına ertelendiği ifade edildi. Raporda "GSS’nin can yakıcı uygulamaları ertelenerek genel seçim sonrasına bırakılmaktadır" tespitinde bulundu.

Raporda, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın verdiği bilgiye göre, 17 Şubat 2010 tarihi itibariyle Türkiye geneline aktif olarak kullanılan yeşil kart sayısı 9 milyon 541 bin 791 olduğu bilgisi yer verildi.

Yeşil katlıların bölgelere göre dağılımı ise Doğu Anadolu Bölgesi yüzde 25,38, Güneydoğu Anadolu Bölgesi yüzde 24,87, Akdeniz Bölgesi yüzde 14,53, İç Anadolu Bölgesi yüzde 10,17, Karadeniz Bölgesi yüzde 9,76, Marmara Bölgesi yüzde 8,57 ve Ege yüzde 6,72 şeklinde oldu.

SADAKA DEVLETİNE DEVAM EDİLECEK

Raporda, primli sosyal güvenlik sisteminin tamamen çalışanlardan ve çalışanlar adına işverenlerden yapılan kesintilere dayalı olduğu kaydedildi.

Türkiye’de primsiz sistemde (yoksullar ve muhtaçlara yönelik sosyal güvence ve yardımlar, yeşil kart) çoklu bir kurumsal yapının olduğu kaydedilirken, "Sadaka sistemini, sosyal yardım sistemi haline getirmesi beklenen 'Primsiz Ödemeler Kanunu Tasarısı seçim sonrasına ertelenerek sümen altı edilmiştir" denildi. Raporda, ayrıca tasarının köklü

(3)

bir reform tasarısı olmadığı vurgulandı. Bu alandaki sorunların çözümü için öncelikle, "Sosyal Yardımlar ve Sosyal Hizmetler Kanunu" çıkarılması gerektiği belirtildi.

EN FAZLA YOLSUZLUK SAĞLIK SEKTÖRÜNDE

Raporda Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yolsuzluk yapanların en fazla sağlık sektöründe olduğu tespitine yer verildi. Raporda"Türkiye'de sağlık harcamalarının tutarı yaklaşık 30 milyar TL. Suç örgütleri, bu harcamalardan nemalanmak için özellikle sağlık hizmetleri alanında faaliyet gösteriyor" denildi.

CEPTEN ÖDEME ARTTI

Raporda, kamu sağlık harcamalarının 1999- 2008 arasında 3.8 kat, AKP döneminde (2002- 2008) 3.3 kat arttığı ifade edildi, ancak kamu sağlık harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindeki payı yüzde olarak AKP döneminde azaldığı vurgulandı.

TÜİK'in verileri, AKP döneminde cepten sağlık harcamalarının hem oran olarak, hem de miktar olarak patlama yaptığını kaydedilirken, "1999'da 3.77 milyar dolar civarında olan cepten sağlık harcamaları, 2007'de 8.53 milyar dolara ulaşmıştır. 2008 yılında da 10 milyar dolarlık bir rakam söz konusudur. Cepten harcamaların toplam sağlık harcamaları içindeki payının son 10 yıldaki dip noktası 2003'de yüzde 18,5 olmuştur. Ancak, AKP döneminde bu oran sürekli yükselerek, 2007'de yüzde 21,8 olmuştur. 1999- 2008 arasındaki cepten harcamaları artışı ise 3,5 kattan

fazladır" denildi.

HALK, ÖZEL SİGORTA ŞİRKETLERİNE YÖNLENDİRİLİYOR

Raporun özel sigorta şirketleri bölümünde şöyle denildi: "GSS’nin mali risklerinin paylaşılması adı altında, özel sigorta şirketleri hastanın cebinden çıkan paraya ortak olmak istemektedirler. Sosyal güvence uygulaması adı altında vatandaşlar özel sigorta şirketlerine yönlendirilmektedir.

Her yıl açık veren sosyal güvenlik sistemine özel sigorta şirketleri de dahil edildiğinde bu açığın finanse edilmesi için iki yol kalmaktadır: ya vatandaştan toplanan vergilerle oluşturulan bütçeden sisteme para transferi yapılacak ya da vatandaşın cebinden çıkan paraya yönelim artacaktır. Bu bağlamda, tamamlayıcı sigortanın SSGSS’nin riskini azaltmaya değil, vatandaşın yükünü arttırmaya talip olduğunu vurgulamak gerekmektedir."

SONUÇ

Raporun "Sonuç" bölümünde yetkililerin SSGSS için "reform" dediğini ancak "Gelinen aşama bu söylemlerin neredeyse tamamının gerçek dışı olduğunu kanıtlıyor" denildi.

Bu bölümde şu görüşlere yer verildi:

-Sosyal güvenlik sisteminin yapısal sorunları aktif pasif oranındaki bozukluk ve bütçe açıkları artarak devam ediyor. Çünkü sorunun gerçek çözümü olan kayıt dışı sigortasız çalışma bilerek ve isteyerek kayıt altına alınmıyor. Emek sömürüsü katlanarak artıyor. Sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi ve bütüncül özelliğinden uzaklaştırılmasıyla sağlık harcamaları sürekli artıyor.

-SGK’da özel hastanelere yapılan ödemeler sürekli artıyor ve kurumun açıkları büyüyor. 'Dönüşüm programı'nın yarattığı toplumsal yıkım gözler önündeyken programda ısrar ediliyor. Kamu hastane birlikleri modeliyle vatandaşların ödeme güçlerine göre sınıflandırılarak ancak parasının yettiği hastaneye gitmesi, ilaç alımında ve sağlık kurumlarında katkı payları ve cepten ödemelerin artması hedefleniyor.

-Ödediğimiz vergilerden karşılanması gereken sağlık, sosyal güvenlik, eğitim, ulaşım vb. hizmetleri için cebimizden çıkan para, her geçen gün artmaktadır. Hiçbir sosyal güvencesi olmayan, işsiz, yoksulluk sınırının altında hayata

(4)

-Özelde sağlık emekçilerinin, genel olarak da bütün emekçilerin iş güvencesine göz diken hükümet bütün toplumu neo-liberal politikaların mağduru haline getirmek ve yoksulların, işsizlerin, emekçilerin, dışlananların enerjisini sadaka kültürüyle ve her türden baskı mekanizmasıyla yok etmek istemektedir"

Referanslar

Benzer Belgeler

Rusya’n ın askeri harcamalarının ise geçen yıla göre yüzde 12’lik bir artış gösterdiği belirtilen raporda, Rusya’nın 2005’te de yüzde 19 oran ında bir

Geçen yıl aynı dönemde barajlardaki su miktarının 142 milyon 810 bin metreküp olduğu ifade edilen internet sitesinde, kullanılabilir su oranının yüzde 5,58 olduğu

Şengül ve Yoloğlu yaptıkları değerlendirmede, Melih Gökçek’in basın toplantısında söylediği “kümülatif enflasyon rakamlarının 2003 yılından bugüne kadar yüzde

Türkiye vizyonu olmadan, İstanbul vizyonu yaratmaya çalışmak, Türkiye bütününü ve dengelerini gözetmeden İstanbul'u ayrı bir ülke gibi, dünya kentleriyle yarışa

Kentlerde de k ırsalda da işsizlik oranı yüzde 2,2 arttı kentte yüzde 14,2'ye, kırsalda da yüzde 9,3'e yükseldi.. Öte yandan iktisatç ı Mustafa Sönmez'in bianet'te

Yani alan

[r]

Aktinik keratoz, verruka vulgaris, se- boreik keratoz, trikilemmoma, epidermoid karsinom ve melanom gibi birçok hastalık altta yatan sebep olabilir.3 Yu ve arkadaşları,