• Sonuç bulunamadı

Keza AKP nin Alevilerle ilgili görüşlerinin eskiden beri değişmediği ve bu nedenle de konuyla ilgili özrün de göstermelik olduğu da söylenebilir.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Keza AKP nin Alevilerle ilgili görüşlerinin eskiden beri değişmediği ve bu nedenle de konuyla ilgili özrün de göstermelik olduğu da söylenebilir."

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Başbakan Erdoğan, 60 yıldan fazla zaman önce gerçekleşen Dersim katliamı ile ilgili olarak devlet adına özür diledi. Bu özrün gerçek bir özür olmadığını, rakip partiyi yani CHP’yi sıkıştırmak ve KCK tutuklamalarının artmasıyla yükselen eleştiriler karşısında gündem değiştirmek için amacıyla yapıldığı ortada…

Keza AKP’nin Alevilerle ilgili görüşlerinin eskiden beri değişmediği ve bu nedenle de konuyla ilgili özrün de göstermelik olduğu da söylenebilir.

Keza, gerçekten özür dileyen, gelecek için yeni özürler üretmez, de denilebilir.

Bunların hepsi doğrudur.

Yine de yapılanın Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk olduğunu belirtmek gerekir.

TC hükümetleri bugüne kadar özür dilemeye yabancı kalmışlardır.

Nedeni ne olursa olsun, bir başbakanın özür dilemesi, bu nedenle önemlidir.

Bu özürle, engellerle dolu da olsa yol açılmıştır…

Yakın tarihimizle ilgili olarak dilenmesi gereken daha çok özür var ve bunların büyük bölümünün gündeme gelmemesi için elden gelen yapılacaktır. Buna kuşku yok… Ama ilk adım da –şu veya bu nedenle de olsa- atılmış ve yol da bir oranda açılmıştır.

Dersim somutunda ele alınırsa, sorun sadece özür dilenmesi değildir.

(2)

Bu katliam nasıl planlandı ve hayata geçirildi?

Karar verenler kimlerdir, yürütenler kimlerdir ve hangi uygulamalar yapılmıştır?

Bunların hepsinin ortaya çıkarılması gereklidir.

Özür dilenerek konu kapatılamaz; tersine, özür, konunun iyice açılmasını sağlamakla yükümlüdür.

Özrün öncesi de vardır, sonrası da vardır.

Sonrasını konunun enine boyuna açılması oluşturur.

Dersim konusunda zaten yıllardan beri çok sayıda yayın yapılmıştı. Katliamdan sağ kurtulanlarla sözlü bir tarih çalışması yürütülüyordu.

Dersim ile ilgili olarak çok sayıda konu zaten açıkça ortadaydı.

“Katliamı CHP yapmamış, devlet yapmış”mış!

O yıllarda tek parti iktidarı vardı, CHP ile devlet özdeşti.

O yıllarda bir ara başbakan olan Celal Bayar da CHP üyesiydi, Demokrat Parti daha kurulmamıştı.

(3)

İsmet İnönü’yü bu işten azade tutmak mümkün değildir…

Ve nihayet Dersim’e yapılan askeri operasyonlarda planların bir bölümünün Atatürk tarafından hazırlandığı da ortaya çıktı.

Kısacası kim karar almış, kimler uygulamış, amaç neymiş, neler yapılmış; büyük oranda ortaya çıkmış durumda…

Ve daha da çıkacak, öyle görünüyor…

Kısa süre önce yazdığım ve bu sitede yayımlanan bir yazıda, geçmişle yüzleşmenin önümüzdeki bir-iki yıl içinde oldukça gelişeceğini belirtmiştim.

Gerçekten de çarpık bile olsa gelişiyor ama soldan değil sağdan gelişiyor.

Devrimci hareket her zamanki gibi, “su akar, sol bakar” konumunda…

Toplumda çarpık ve oldukça yetersiz de olsa geçmişin defterlerinin açılması ve ayrıntılı hesaplaşma gündeme geliyor…

Bunun sola yansımaması mümkün değildir…

Toplumda gittikçe gelişecek olan geçmişle hesaplaşmanın solun hiç de temiz olmayan tarihine yansımaması mümkün değildir.

(4)

En azından, başkalarına yönelik olarak, “geçmişle hesaplaşılmalıdır” diyen devrimcilere, “siz önce kendinize bakın da ondan sonra konuşun” denilecektir.

“Benim geçmişimde hesaplaşılması gereken hiçbir şey yok” diyen örgütlere bir şey söylemeyeceğim…

Umarım iki yıl sonra da bu konumunuzda kalırsınız.

Çok kişi anılarını yazıyor. Bunlardan pek azını okuyabildim, ama okuyabildiklerimde bile karanlık olaylar acayip şekilde sırıtıyorlar.

Siz anlatmasanız bile, bakmasını bilen bir göz karanlık olanı görüyor.

Bu kadar, ötesini o örgüt hakkında bilgisi olanlar yani içerdekiler yapabilir.

Devrimci hareketin çaresizliği ve çapsızlığı geçmişle hesaplaşma konusunda bile belli oluyor.

Adım atamıyor…

Başkası atacak, ondan sonra belki biraz cesaret kazanacak…

Kendi geçmişleriyle hesaplaşmaya yönelen örgütlerdeki arkadaşların çabalarını yoğunlaştırmasını rica ediyorum.

(5)

Fazla zaman kalmadı arkadaşlar…

Acilciler geçmişleriyle hesaplaştılar, birkaç örgüt daha –duyduğum kadarıyla- aynı şeyi yapmaya yöneliyor ve böyle bile olsa yine de azınlığız.

Söylenebilecek bir şey yok…

Ya burjuvazinin bir bölümü size dürte dürte yaptıracak ya da CHP gibi geçmişle açık hesaplaşmaktan kaçmak için türlü çeşitli gerekçeler bulacaksınız.

Devrimci hareketin de CHP’leri çıkacak, bundan kuşkunuz olmasın…

Ama faydasız…

Önemli hiçbir şey unutulmuyor…

Hele de onları yaşayanlar daha hayatta iseler unutulmuyor…

Bütün mesele sorunun üzerine gidebilmek, konunun enine boyuna açılması için uygun ortamı yaratmaktan geçiyor…

Önceden de yazmıştım…

Mihrac Ural’ın kirli değil çok kirli tarihi ile ilgili olarak yayına başladığımızda, insanların bilgi

(6)

Sanıyordum ki, kimse pek fazla bir şey bilmiyor…

Tam tersine, çok şey biliniyordu ama bunları söyleyebilecek ortam bulunamamıştı…

Boş vermişliğin üzerine tehdit ve şantaj da gelince konuyla uğraşan olmamıştı…

Kimisi fazla kimisi az bilinen konuları bir yana bırakın, ama 1978 operasyonu arkasındaki karanlık elin açığa çıkarılması yeni sayılabilecek bir konudur.

Aradan 30 yıl geçmesine rağmen ortaya çıkarıldı.

Samsun, Bursa, İstanbul, Ankara, Antakya… derken polis örgütün bir ucundan girmiş öteki ucundan çıkmıştı ve bu operasyonun nasıl olduğu bilinmiyordu.

Açığa çıkmaması için de elden gelen yapılmıştı…

Uğraştık, ama ortaya da çıkardık.

Bütün parmaklar tek kişiyi gösteriyor: MİT ile anlaşan Mihrac Ural gösteriliyor…

Aradan uzun zaman bile geçse, üzerine düşülünce bulunuyor.

(7)

Başka örgütlerde de benzeri bir durum olması gerekir…

Bütün mesele konuya ciddiye eğilmekte ve ısrar etmekte yatıyor…

Ötesi bir şekilde geliyor…

Referanslar

Benzer Belgeler

• Laktoz; Birbirine bağlanmış bir glikoz ve bir galaktoz molekülünden oluşur.Süt şekeri olarak bilinen laktoz; süt, yoğurt, dondurma ve peynir gibi süt ürünlerinde

Ayrıca bu mısırdan üretilen şeker fruktoz olduğu için GDO’suz mısırdan üretilse bile şeker pancarı şekerine göre çok daha sa ğlığa zararlı olacak.. Çünkü

Bunun yaklaşık yüzde 12'si, yani 3 milyon tonu geri dönüştürülebilir ambalaj atığı.. Bunların ekonomik değeri ise yaklaşık 150 milyon

kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim alanlar ının orman sınırları

 Dönem ödevi için yapılan uygulama çalışmaları hakkında eleştiri, öneri ve uygulamalar sırasında kullanılabilecek yaratıcı yöntemlerin

( Kontamitant ve artıklar için referanslara göre bitkisel ilaçlarda kalite kontrol için rehber )..  Ayrıca Avrupa Birliği, Japonya ve Çin de “ iyi tarım ve

görülsün diye (künyemize kazılan namus, ağulardan süzülmüş sabır, ve engerekler ve çıyanlar. ve aşımıza ve ekmeğimize göz koyanlar…) yani görülsün

Bu nedenle bu sayfalarda yer alan bilgilerdeki hatalardan, eksikliklerden ya da bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden, yorum ve bilgilerin kullanılmasından