• Sonuç bulunamadı

EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILINDA ÖZEL OKULLARDA ÖĞRENİM GÖRECEK ÖĞRENCİLER İÇİN EĞİTİM VE ÖĞRETİM DESTEĞİ VERİLMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILINDA ÖZEL OKULLARDA ÖĞRENİM GÖRECEK ÖĞRENCİLER İÇİN EĞİTİM VE ÖĞRETİM DESTEĞİ VERİLMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ"

Copied!
29
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2015-2016 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILINDA ÖZEL OKULLARDA ÖĞRENİM GÖRECEK ÖĞRENCİLER İÇİN EĞİTİM VE ÖĞRETİM DESTEĞİ VERİLMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ

25 Temmuz 2015 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 29425

Maliye Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığından:

2015-2016 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILINDA ÖZEL OKULLARDA ÖĞRENİM GÖRECEK ÖĞRENCİLER İÇİN EĞİTİM VE ÖĞRETİM DESTEĞİ VERİLMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ

Bilindiği üzere, 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun Ek 1 inci maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci ve sekizinci fıkralarında;

“Bu Kanun kapsamında örgün eğitim yapan özel ilkokul, özel ortaokul ve özel liselerde öğrenim gören Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrenciler için, resmî okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul türüne göre her kademede okulun öğrenim süresini aşmamak üzere, eğitim ve öğretim desteği verilebilir.

Bu fıkra kapsamındaki eğitim ve öğretim desteğinden özel okul öncesi eğitim kurumlarından eğitim alanlar da, 48-66 ay arasında olmak şartıyla en fazla bir eğitim-öğretim yılı süresince yararlandırılabilir.

Eğitim ve öğretim desteği, Bakanlıkça eğitim kademelerine göre her bir derslik için belirlenen asgari öğrenci sayısının üzerinde ve her hâlükârda derslik başına belirlenen azami

(2)

öğrenci sayısını geçmemek üzere verilebilir. Eğitim ve öğretim desteği verilecek toplam öğrenci sayısı her yıl Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken belirlenir.

Eğitim ve öğretim desteği; yörenin kalkınmada öncelik derecesi ve gelişmişlik durumu, öğrencinin ailesinin gelir düzeyi, eğitim bölgesinin öğrenci sayısı, desteklenen öğrenci ve öğrencinin gideceği okulun başarı seviyeleri ile öncelikli öğrenciler gibi ölçütler ayrı ayrı veya birlikte dikkate alınarak verilebilir.

S ö z k o n u s u e ğ i t i m ö ğ r e t i m h i z m e t i n i s u n a n v e y a yararlananların, gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle fazladan ödemeye sebebiyet vermeleri durumunda bu tutarların, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmesi, yapılacak tebligatla sebebiyet verenlerden istenir. Bu süre içinde ödenmemesi hâlinde bu tutarlar, anılan Kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığına bağlı vergi daireleri tarafından takip ve tahsil edilir. Bu fiillerin tekrarı hâlinde, ayrıca kurum açma izinleri iptal edilir.

Bu madde kapsamında Bakanlıkta istihdam edileceklerde aranacak şartlar, eğitim ve öğretim desteğinin verilmesine ilişkin ölçütler, desteğin verileceği eğitim kurumu türleri, eğitim kademeleri ve kurumlar itibarıyla verilecek destek tutarları, eğitim ve öğretim desteğinin kontrol ve denetimi ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken hazırlanan yönetmelikle belirlenir.” hükümleri yer almaktadır.

D i ğ e r t a r a f t a n 5 5 8 0 s a y ı l ı K a n u n h ü k ü m l e r i doğrultusunda; 23/10/2012 tarihli ve 28450 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin Ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasında “Kanunun Ek-1 inci maddesine göre her yıl Temmuz ayında Maliye Bakanlığı ile müştereken hazırlanacak olan

(3)

tebliğde illere göre belirlenen sayıdaki öğrenciler için Ek-10’da yer alan okul türleri ve gruplarına göre eğitim ve öğretim desteği verilebilir. Tebliğde; her bir öğrenci için verilebilecek eğitim öğretim desteği tutarı resmi okullarda öğrenim görecek bir öğrencinin okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde Devlete maliyetinin bir buçuk katını geçmemek üzere, bir önceki yılın verileri esas alınarak belirlenir.”

hükmüne yer verilmiştir.

Bu kapsamda, eğitim ve öğretim desteği verilecek okul kademe ve türleri, destek tutarları, öğrenci sayısı ve bunlara ilişkin diğer hususlar aşağıda belirtilmiştir.

1 – 2015-2016 eğitim ve öğretim yılında, 5580 sayılı Kanun kapsamında açılan özel okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim okul türlerinde öğrenim görecek öğrencilere verilecek eğitim ve öğretim desteği tutarları ile ilk defa destek verilecek öğrenci sayıları aşağıdaki Tablo-1’de yer almaktadır.

2- 2015-2016 eğitim ve öğretim yılında, yukarıdaki Tablo-1’de sayılan okul kademe ve türleri için önceki yıllarda destek verilen öğrenci sayısı dâhil toplam 350 bin öğrenciye eğitim ve öğretim desteği verilecektir.

3- İllere göre eğitim ve öğretim desteği verilecek okul kademe

(4)

ve türleri, öğrenci sayısı, öğrenci ve okul seçilmesine ilişkin ölçütler ile diğer ilgili hususlar Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanacak kılavuzda belirtilecektir.

4- Sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyelerine göre eğitim ve öğretim desteği verilecek öğrencilerin illere dağıtımında aşağıdaki tabloda yer alan katsayılar kullanılacaktır.

5- Okul öncesi eğitime devam eden öğrencilerden 48-66 ay yaş grubunda olanlar eğitim öğretim desteğinden yararlanabilir.

6- İllere okul türlerine göre ayrılan öğrenci kontenjanından az talep gelmesi durumunda, Millî Eğitim Bakanlığı boş kalan kontenjanları aynı okul türünden talebin fazla olduğu illerde kullanabilir.

7- Eğitim öğretim desteği, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödenekten karşılanır. Ödemeye ilişkin usulleri belirlemeye Millî Eğitim Bakanlığı yetkilidir.

8- Bu Tebliğde yer almayan hususlarda düzenleme yapmaya ve uygulamada ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye Maliye Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı yetkilidir.

9- Maliye Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı tarafından müştereken hazırlanan bu Tebliğ, 2015-2016 eğitim ve öğretim yılı için geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

(5)

10- Bu Tebliğ hükümleri Maliye Bakanı ve Millî Eğitim Bakanı tarafından yürütülür.

Tebliğ olunur.

Bulgaristan Hizmet Borçlanmasından Kimler Nasıl Yararlanabilir?

Bulgaristan Hizmet Borçlanmasından Kimler Nasıl Yararlanabilir?

Bulgaristan’dan zorunlu göçle gelen vatandaşlarımıza tanınan ayrı bir borçlanma hakkı bulunuyor. 5754 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile Bulgaristan’dan 1/1/1989 – 8/5/2008 tarihleri arasında zorunlu göçe tabi tutularak ülkemize gelenlere, borçlanmanın genel kuralının aksine TC vatandaşı değil iken Bulgaristan’da o ülke vatandaşı iken geçirdikleri çalışma süreleri için borçlanma hakkı tanınmış bulunuyor. Bu ülkeden kendi istekleri ile gelerek Türk vatandaşlığına geçenlerin borçlanma talepleri ise reddediliyor.

Bu borçlanma hakkından faydalanmak;

1) 1/1/1989 tarihinden 8/5/2008 tarihine kadar geldikleri ülke tarafından zorunlu göçe tabi tutulmuş olmak,

2) Zorunlu göçten sonra Türk vatandaşı olmak, 3) Türkiye’de ikamet etmek.

4) 2022 sayılı Kanun dahil Türkiye’de sosyal güvenlik kuruluşlarından gelir ve aylık almamak,

(6)

5) Geldikleri ülkedeki çalışma sürelerini belgelendirmek,

6) Bulgaristan Hizmetlerini Borçlanma Talep Dilekçesi ile yazılı istekte bulunmak,

koşullarını sağlamak gerekiyor.

Bu başvuru sonucunda tahakkuk eden borçlanma tutarının ödenmesiyle de borçlanma tamamlanmış oluyor.

Vatandaşlık Nedeninin Teyidi

T.C. Kimlik Numarası ile Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün Kimlik Paylaşım Sisteminden Kurumca yapılacak sorgulama neticesinde Vukuatlı Nüfus Kayıt Örneğinde “…..

tarihli ve …. sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve 2510 (veya 5543) sayılı İskan Kanununa istinaden Türk vatandaşlığına alınmıştır” ibaresi bulunanlar için ayrıca zorunlu göçe tabi tutulduklarını belgelendirme şartı gerekmiyor.

Ancak, nüfus kayıtlarında bu şekilde ibare bulunmuyorsa ilgililerden bu ibarenin nüfus kayıtlarına işlenmesi için müracaatta bulunmaları isteniyor. Ayrıca, zorunlu göçe tabi tutulduklarına dair kamu kurum ve kuruluşlarından sağlanacak bir belgenin SGK’ya ibrazı durumunda da borçlanma işleminin sonuçlandırılması gerekiyor.

Bulgaristan’dan temin edilen ve Türkiye’de yeminli tercüme bürolarınca çevirisi yapılmış hizmet belgesi ile Türkiye’deki nüfus kayıtlarında ad ve soyadı yönünden farklılık bulunması halinde, ilgiliden isim değişikliğini gösteren nüfus müdürlüğünden onaylı bir belgenin de SGK birimlerine verilmesi isteniyor.

Ev Hanımlığı Borçlanması Yok

5510 sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesinde borçlanma kapsamında yalnızca çalışma süreleri gösterildiğinden, bu çalışma süreleri arasında veya sonunda boşta geçen (çalışılmayan) sürelerle ev kadınlığında geçen süreler,

(7)

borçlanma kapsamı dışında tutulacaktır.

Çifte Vatandaşlık Engel Değil

Müracaat sahiplerinin Türkiye’de ikamet adresleri Kimlik Paylaşım Sisteminden kontrol ediliyor, kaydı bulunmayanlardan, muhtarlıklardan alınacak İkametgâh Belgesi talep ediliyor.

Aynı zamanda Türk vatandaşlığı ile birlikte Bulgaristan vatandaşlığı devam edenler de söz konusu yasa ile getirilen düzenlemeden faydalanma hakkına sahip bulunuyor.

Sadece Bulgaristan Göçmenleri için geçerli

Diğer ülkelerden kendi istekleri ile ülkemize gelen soydaşlarımız (Örneğin Çeçen, Abhaz, Kazak, Ahıska veya Afgan Türkleri gibi) İskân Kanununa göre iskâna tabi tutulmuş olsa bile, zorunlu göç nedeniyle ülkemize gelmedikleri için bunların borçlanma talepleri reddedilecektir.

Borçlanma talebinde bulunanların 2022 sayılı Kanun dahil sosyal güvenlik kurumlarından gelir ve aylık alıp almadıkları ile ilgili olarak başvuru dilekçesi ile yapılan beyanın gerçeğe uygunluğu, sosyal güvenlik kuruluşlarının ilgili bilgisayar kayıtları ve web sayfalarından SGK’ca araştırılarak belirlendiğinden, ayrıca müracaatçılarca bu durumun belgelendirilmesi gerekmiyor.

Askerlik borçlanması da var

SGK’nın “Türk vatandaşlığına alınanlardan vatandaşlığa alındıkları tarihte 22 yaşını doldurmuş olanlardan geldikleri ülkelerde yaptıkları askerlik sürelerini belgeleyenler belgede kayıtlı süreyi, belgede kayıtlı sürenin olmaması veya Türkiye’deki emsallerinin yaptığı askerlik süresinden fazla olması hallerinde emsalleri kadar borçlandırılacaklardır…”

hükmünü ifade eden 2008/111 sayılı Genelgesinde de belirtildiği üzere, askerlik belgesi olan belgedeki süre kadar belgesi olmayanlar da fiks olarak iki yıl değil yıl değil, doğum tarihlerine göre Türkiye’de 18 ay veya 20 ay askerlik

(8)

yapma dönemlerine göre emsal doğum tarihli Türkler ne kadar askerlik yapıyorlarsa o kadar süre borçlanabilmeleri mümkün bulunuyor.

Ölüm Aylığı için borçlanılamıyor

G e ç i c i 6 n c ı m a d d e h ü k ü m l e r i u y g u l a n m a k s u r e t i y l e borçlandırılan hizmetler, yalnızca yaşlılık (emekli) aylığı bağlanmasında değerlendirileceğinden, malûllük ve ölüm aylığı bağlanmasında, bu şekilde borçlanılan hizmetler dikkate alınmıyor. Bu nedenle, Bulgaristan’da geçen hizmet sürelerinin h a k s a h i p l e r i n c e b o r ç l a n m a s ı n a i l i ş k i n t a l e p l e r reddedilecektir. Ancak, borçlanma hakkından yararlanarak yaşlılık aylığı bağlanan sigortalının ölümü halinde, hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanacaktır.

Borçlanmadan vazgeçenler ile yapılan borçlanma sonrasında aylık bağlanması için gerekli şartları yerine getirmeyenlere ve bunların varislerine yazılı talepleri üzerine yaptıkları ödemeler, faizsiz olarak TL cinsinden iade ediliyor.

Memurlar için Anlamına Dikkat

1989 yılından itibaren zorunlu göç nedeni ile ülkemize gelip memuriyete atananlar için Bulgaristan borçlanması kısmi bir fayda sağlıyor. Memur maaşları ile Emekli Sandığı emekli maaşları arasında yaklaşık yüzde 40 oranında bir fark doğması memur olarak çalışanları emeklilikten uzak tuttuğu için Bulgaristan süresini borçlanıp hemen emekli olma yönünde bir gayrete neden olmuyor. Ancak istisnai olarak sağlık nedenleriyle veya ev ve çocuklarına daha fazla zaman ayırmayı düşünen kadın memurlar için emeklilik yönünde Bulgaristan borçlanması önemli bir fonksiyon olmayı sürdürüyor. Tabii bu borçlanma süreleri kazanılmış hak aylık derecesini artırmayacağı, dolayısıyla da memur emekli maaşında en önemli unsur olan ek göstergenin yükselmesini sağlamayacağı hususuna da dikkat etmek gerekiyor.

Zira bu halde özellikle hekim, veteriner, mimar, mühendis gibi

(9)

unvanlardaki kamu çalışanları için 1.dereceden emekli olmakla 2.dereceden emekli olma arasındaki önemli farkı göz önüne alarak, sırf emekli aylığına esasa derece değil kazanılmış hak aylık derecesi bakımından da 1.dereceye yükselmeye dikkati vurgulamakta fayda bulunuyor, ki yurtdışı borçlanması hizmet süresini artırırken kazanılmış hak aylık derecesini yükseltmiyor.

ŞEVKET TEZEL / ALİTEZEL

Ev hizmetlerinde çalışanların sigortalılığı

Ev hizmetlerinde çalışanların sigortalılığı ( Yürülük Tarihi : 01.04.2015)

5510 sy kanun ek madde yasa düzenlemesi

Ev hizmetlerinde bir veya birden fazla gerçek kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 gün ve daha fazla olan sigortalılar hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin hükümler uygulanır.

Bunların bildirimi, işverenler tarafından örneği Kurumca hazırlanan belgeyle en geç çalışmanın geçtiği ayın sonuna kadar yapılır.

Süresinde yapılmayan bildirim için işverene her bir sigortalı

(10)

için asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır.

Ev hizmetlerinde çalışma gün sayısı 10 günden az olanlar için ise, çalıştırıldıkları süreyle orantılı olarak çalıştıranlarca 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının %2’si oranında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası primi ödenir.

Bu şekilde çalışanların sigortalılık tescili, çalışan ve çalıştıran imzalarını da ihtiva eden ve en geç çalışmanın geçtiği ayın sonuna kadar Kuruma verilmesi gereken belgenin Kuruma verilmesi ile sağlanır.

Bunlar hakkında hastalık sigortası hükümleri uygulanmaz.

Bu fıkra kapsamına girenler, adlarına ödenen priminin ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar aynı kazancın otuz katının %32,5 oranında prim ödeyebilir.

Bu süre içinde ödenmeyen primin ödenme hakkı düşer.

Ödenen primler 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık sayılır.

Bu madde kapsamındaki sigortalılar 30 gün prim ödemeleri ve prim borcunun olmaması halinde sağlık sigortasından yararlanır.

5510 sy kanun ek madde uygulaması

1 NİSAN 2015 TARİHİNDEN İTİBAREN UYGULANACAK OLAN BU YENİ DÜZENLEMEYE GÖRE, EV HİZMETLERİNDE 10 GÜNDEN AZ VEYA 10 GÜNDEN FAZLA ÇALIŞTIRILACAK OLANLARIN. SİGORTAYA BİLDİRİMLERİNİN NASIL YAPILACAKTIR ?

EV HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLARIN SİGORTAYA BİLDİRİMLERİ:

6552 sayılı Kanunun 55. maddesiyle, 5510 sayılı Kanuna eklenen ve 1 Nisan 2015 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olan EK

(11)

9. maddeye göre, ev hizmetlerinde çalışanlar, ay içinde 10 günden fazla çalışanlar ve 10 günden az çalışanlar olmak üzere iki ayrı kategoriye ayrılmaktadır.

Şöyle ki;

a) Ev Hizmetlerinde Ay İçinde 10 Gün ve daha Fazla Çalışanların Sigortalılığı:

Ev hizmetlerinde (yemek, temizlik, çocuk, hasta, yaşlı bakımı vb.) bir veya birden fazla gerçek kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 gün ve daha fazla olan sigortalılar hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi (SGK4/1-a) kapsamındaki sigortalılara ilişkin hükümler uygulanacaktır.

Bunların bildirimi, işverenler tarafından örneği Kurumca hazırlanan belgeyle en geç çalışmanın geçtiği ayın sonuna kadar yapılacaktır. Süresinde bildirimi yapılmayan her bir sigortalı için işverene bir asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanacaktır.

Kanun metninden de görüleceği gibi, ev hizmetlerinde ay içinde 10 gün ve daha fazla çalışanlar, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4/a maddesi kapsamında sigortalı sayılacak ve buna ilişkin hükümler uygulanacaktır.

b) Ev Hizmetlerinde Ay İçinde 10 Günden Az Çalışanların Sigortalılığı: Yapılan bu düzenleme ile ev hizmetlerinde çalışanlardan, ay içinde 10 günden az çalışanlar için tamamen farklı ve örneği bulunmayan bir uygulama getirilmiştir.

Buna göre; Ev hizmetlerinde bir veya birden fazla gerçek kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden az olanlar için, çalıştırıldıkları süreyle orantılı olarak çalıştıranlarca kanunun 82. maddesine göre belirlenen prime esas günlük kazancın alt sınırı üzerinden (asgari ücret)

(12)

% 2 oranında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası primi ödenecektir.

Bu şekilde işçi çalıştıranlar, 5510 sayılı Kanunun uygulanmasında işveren sayılmazlar. Bu şekilde çalışanların sigortalılık tescili, SGK tarafından hazırlanacak ve işe giriş bildirgesi benzeri bir belgenin, işçi ve çalıştıran tarafından imzalanarak en geç

çalışmanın geçtiği ayın sonuna kadar SGK’ya verilmesi gerekir.

Sigortalılık başlangıcında bu belge üzerinde çalışma başlangıcına dair kayıtlı en eski tarih esas alınacaktır.

Bunlar hakkında yani, ev hizmetlerinde ayda 10 günden az çalışanlara, belli durumlarda sadece iş kazaları ve meslek hastalığı hükümleri uygulanacak olup, bunlara hastalık sigortası hükümleri uygulanmayacaktır. Bu şekilde çalışanlar isterlerse, adlarına ödenen primin ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar aynı kazancın (asgari ücretin) %32,5 oranında primi kendileri ödeyebilecektir. Bunun %20’si malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları, %12,5’i genel sağlık sigortası primidir. Bu süre içinde ödenmeyen primin ödenme hakkı düşecektir. Bu şekilde işçi tarafından ödenen primler, 5510 sayılı Kanun’un 4/a maddesi kapsamında (SSK’lı) sayılacaktır. Bu şekilde prim ödeyenler, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası hükümlerinde yararlanabilecektir. Ancak, bu süre içinde primler belirtilen sürede ödenmezse, primin ödenme hakkı düşecek ve ileride ödeme imkanı olmayacaktır. Sigortalının iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kollarından sağlanan yardımlardan yararlanabilmesi için iş kazasının olduğu tarihten en az on gün önce tescil edilmiş olması ve sigortalılığının sona e r m e m i ş o l m a s ı , k a n u n a g ö r e i ş k a z a s ı v e y a m e s l e k hastalığından dolayı geçici iş göremezlik ödeneği ödenmesi veya sürekli iş göremezlik geliri ya da malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından aylık bağlanabilmesi için prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması şarttır.

Bu sigortalılar ile ilgili iş kazası ve meslek hastalığı

(13)

olaylarında Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasındaki işverenin, iş kazasının meydana gelmesindeki sorumluluğu ile ilgili hükümleri uygulanmayacaktır. Çünkü bu şekilde işçi çalıştıranlar, işveren sayılmamaktadır. Ev hizmetlerinde ay içinde 10 günden az çalışanlar ve adlarına sadece % 2 oranında iş kazası ve meslek hastalığı primi yatırılanlar, 5510 sayılı Kanunun, Sigortalı Sayılmayanlar başlıklı 6. maddesindeki “Ev hizmetlerinde çalışanlar (Kanunun ek 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamında sigortalı olanlar ile ücretle aynı kişi yanında ay içinde 10 gün ve daha fazla süreyle çalışanlar hariç) “ hükmüne istinaden sigortalı sayılmamaktadır. Ayrıca EK 9. Madde de, “Bu maddenin ikinci fıkrasındaki sigortalılar hakkında Kanunun 67 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri hükümleri uygulanır.” denmektedir. Dolayısıyla, ev hizmetlerinde ay içinde 10 günden az çalışan ve adlarına sadece % 2 oranında iş kazası ve meslek hastalığı primi ödenenlerin eş veya çocukları üzerinde genel sağlık sigortasından yararlanabilecekleri görülmektedir.

Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Saygılarımla,

Dr. Yahya Arıkan

Prim Borçları İçin Yarın Son!

Prim Borçları İçin Yarın Son!

11 Eylül 2014’e kadar gelir testi yaptırmayan kişiler, yarına k a d a r g e l i r t e s t i y a p t ı r ı r l a r s a t ü m b o r ç l a r ı n ı sildirebiliyorlar.

(14)

Genel sağlık sigortası (GSS) borçluları için son tarih 31 Mart (yarın) doluyor. Haber7′deki habere göre, test yaptırmadığı için prim borcu çıkanlar yarına kadar bulundukları il veya ilçelerdeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına başvurarak gelir testi yaptırırlarsa borçlarını revize edebilir veya sildirebilirler. Bu durumdaki kişilerin yaşadıkları hanede kişi başına düşen gelir 400,5 TL’nin altındaysa bu bütün prim borçları silinebilir.

NE KADAR PRİM ÖDENİYOR?

Test sonrası kişi başına düşen gelir 400,5 TL’nin altındaysa primleri devlet ödüyor, 400,5 ila 1.201,5 TL arasındakiler 48.06 TL; 1.201.5 TL ila 2.403 TL arasındakiler 144,18 TL.

2.403 TL’nin üzerinde olanlar ise 288,36 TL ödüyor.

Gelir testi yaptırması gerektiği halde yaptırmayanlar ise gelirleri asgari ücretin iki katından yüksekmiş gibi düşünülüyorlar ve adlarına her ay en yüksek rakamdan prim borcu birikiyor.

KİMLERE GEREK YOK?

Gelir testi yaptırmasına gerek olmayan kişiler şu şekilde sıralanabilir.

Sigortalı olanlar

İsteğe bağlı sigorta primi ödeyenler.

SGK’dan emekli aylığı, malullük aylığı, dul ve yetim aylığı alanlar.

Geçici köy korucuları.

65 yaş ve engelli aylığı alanlar İşsizlik maaşı alanlar.

SÖZCÜ

(15)

İşsizlik Maaşı Alma Şartları

İşsizlik Maaşı Alma Şartları

Rakamların istihdam adına pek parlak olamadığı günümüzde işsizlik başvurularında’ da işsizlik rakamlarına doğru orantılı olarak artmaktadır. Bu yazımda işsizlik sigortasının kapsamını ve başvuru şartları ile ilgili olarak kısa ve faydalı bilgiler aktaracağım.TUİK’in 2014 yılı Aralık ayına ilişkin açıkladığı işgücü istatistiklerinde işsizlik oranı son 4 yılın en yüksek rakamına ulaşarak 10,9 olarak gerçekleşti.

İşsizlik sigortası kapsamı

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve G.S.S Kanununun 4. mad.

birinci fıkrasının (a) bendi ile ikinci fıkrası kapsamında olanlardan bir hizmet akdine dayalı olarak çalışan sigortalılar,

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20. mad.

açıklanan sandıklara tabi sigortalılar,

İstekleri halinde; 4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalılar,

Ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma aracı işyerleri ile Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenecek alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesiyle bir veya birden fazla kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içerisinde çalışma gün sayısı 10 günden az olan kişiler, işsizlik sigortası kapsamında yer almaktadır.

(16)

İşsizlik sigortasına başvuru şartları nelerdir?

Çalışanın kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalması halinde (işveren tarafından kusuru dışında bir nedenle işten çıkarılmış olması), işten çıkarıldığı tarihten önceki son 120 gün içerisinde eksik günü bulunmaması (Hastalık, ücretsiz izin, disiplin cezası, gözaltına alınma, hükümlülükle sonuçlanmayan tutukluluk hali ve kısmi istihdam, grev, lokavt, ekonomik kriz ve doğal afet gibi durumlar nedeniyle işsizlik sigortası ödenmemesi halinde bu sureler kesinti kapsamında değerlendirilmemektedir.) ve son 3 yıl içerisinde en az 600 gün işsizlik sigortası primi ödenmiş olması gerekmektedir.

Başvuru işlemleri nasıl yapılmaktadır?

İşten çıkış tarihi itibari ile sonraki 30 gün içerisinde en yakın İŞKUR birimine şahsen ya da elektronik ortamda www.iskur.gov.tr adresinden başvurmak, gerekmektedir.

Mücbir sebepler (ölüm, hastalık, tutukluluk ve buna benzer haller) dışında 30 gün içerisinde başvuru yapılamaması halinde, gecikme yaşanılan süre toplam hak ediş süresinde düşülmektedir.

Ne kadar süre maaş alabilirim?

İşten çıkış tarihi itibariyle geriye dönük son 120 gün prim ödeyerek sürekli çalışmış olanlardan, son üç yıl içinde;

a) 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası 1.

primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 180 gün,

b) 900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası 2.

primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 240 gün,

c) 1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası 3.

(17)

primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 300 gün,

Süre ile işsizlik maaşı ödenmektedir.

İşsizlik maaşı alınan süre içerisinde İŞKUR tarafından GSS primi ödenerek sağlık yardımlarının kesintisiz olarak devam etmektedir.

Ne kadar İşsizlik maaşı alırım?

işsizlik ödeneği tutarı hesabında, sigortalının son dört ayında ödenen prime esas kazanç tutarları dikkate alınarak günlük ortalama brüt kazancının yüzde kırkı olarak hesaplanmakta ancak işsizlik ödeneğine konu lan miktar, aylık asgari ücretin brüt tutarının % 80’nini geçmemektedir.

2015 yılı 1. Dönem Aylım İşsizlik Maaşı Hesabı;

Son 4 aylık Prime Esas Kazançların Aylık ortalaması

Hesaplanan İşsizlik

Ödeneği Miktarı

Damga Vergisi

Ödenecek İşsizlik Ödeneği Miktarı Son 4 Ay

Asgari Ücretle Çalışan

1.201,50 480,60 3,64 476,96

Son 4 Ay Aylık 2.000

TL ile Çalışan

2.000,00 961,20 7,29 953,91

İşsizlik maaşı ödemeleri, ödeneğe hak kazanılan tarihi izleyen

(18)

ayın son günü yapılmakta olup, TC Kimlik Numaralı Nüfus C ü z d a n ı i l e e n y a k ı n P T T ş u b e s i n d e n b a ş v u r u i l e alınabilmektedir.

Not: İşsizlik maaşı süresince İŞKUR tarafından teklif edilen mesleklere haklı bir nedene dayanmaksızın reddedenlerin işsizlik maaşları kesilmektedir. Sigortalı, işsizlik ödeneğinden yararlanma süresini doldurmadan tekrar işe girer ve işsizlik sigortası ödeneğinden yararlanmak için bu Kanunun öngördüğü şartları yerine getiremeden yeniden işsiz kalırsa, daha önce hak ettiği işsizlik ödeneği süresini dolduruncaya kadar bu haktan yararlanmaya devam eder. Bu Kanunun öngördüğü şartları yerine getirmek suretiyle yeniden işsiz kalınması halinde ise sadece bu yeni hak sahipliğinden doğan süre kadar işsizlik ödeneği ödenir.

Yılmaz UYAR

İnsan Kaynakları Uzm. Bilirkişi

EVLİLİK NEDENİ İLE İŞTEN AYRILANLAR İŞSİZLİK SİGORTASINDAN YARARLANIR MI?

EVLİLİK NEDENİ İLE İŞTEN AYRILANLAR İŞSİZLİK SİGORTASINDAN YARARLANIR MI?

4447 sayılı Kanunun ile İşsizlik Sigortası yürürlüğe girmiştir. İşsizlik Sigortasından yararlanmak için dört temel koşul öngörülmüştür.

1) Hizmet akdinin sona erdiği tarihten önceki son 3 yıl

(19)

içinde en az 600 gün sigortalı olarak prim ödenmiş olması,

2) Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün prim ödeyerek sürekli çalışılmış olunması,

3) Hizmet akdinin, İşsizlik Sigortası Kanununun 51’inci maddesinde sayılan hallerden birisine dayalı olarak sona ermiş olması,

4) Sigortalı işsizin işten ayrıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde İŞ-KUR’un ilgili birimine doğrudan veya elektronik ortamda başvurması (Mücbir sebepler dışında 30 gün içerisinde başvurulmaması halinde, başvuruda gecikilen süre, toplam hak sahipliği süresinden düşülmektedir),

Yukarıda öngörülen şartları taşıyanlardan;

600 gün prim ödemiş olanlara 180 gün, 900 gün prim ödemiş olanlara 240 gün,

1080 gün ve daha fazla prim ödemiş olanlara 300 gün, süre ile işsizlik ödeneği ödenmektedir.

İşveren, hizmet akdi 4447 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen haller dışında (örneğin; istifa, emeklilik, evlilik, işçinin hatası ve kusuru nedeniyle hizmet akdinin sona ermesi durumları) sona eren sigortalı işsizler için İAB düzenlemek zorunda değildir.

Yukarıdaki yazılı cümleden yola çıkarsak sigortalıların işten ayrıldığında işverenleri tarafından 10 gün içinde düzenlenen ayrıca bir nüshası sigortalıya verilen İşten Ayrılış Bildirgesinde (EK/5) evlilik nedeni ile işten ayrılışı (13) işaretlediği andan itibaren İşsizlik Sigortasından sizde yararlanamayacaksınız.

Böylecene de ödenek alma hakkınız olmayacaktır.

(20)

Bundan sonra bir başka işyerinde çalışmaya başladığınız zaman istifa, emeklilik, işçinin hatası ve kusuru nedeniyle hizmet akdinin sona ermesi durumları olmadığı sürece işsizlik ödeneğinden yararlanma hakkınız olacaktır.

VEDAT İLKİ

2015 ASGARİ ÜCRETİN NET HESABI VE İŞVERENE MALİYETİ

2015 ASGARİ ÜCRETİN NET HESABI VE İŞVERENE MALİYETİ

(21)

6552 SK. KAPSAMINDAKİ KURUM ALACAKLARININ

YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN

SÜRENİN UZATILMASINA DAİR

DUYURU

(22)
(23)

6552 SK. KAPSAMINDAKİ KURUM ALACAKLARININ YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN SÜRENİN UZATILMASINA DAİR DUYURU

10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanunun 81 inci maddesiyle 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa eklenen geçici 60 ıncı maddede yer alan başvuru süresi ile ilk taksit ödeme süresi, anılan maddenin birinci fıkrasının (d) bendi hükümlerine ilişkin süreler hariç olmak üzere,30/11/2014 tarihli ve 29191 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 24/11/2014 tarihli 2014/7016 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca; aynı maddede belirtilen sürelerin bitiminden itibaren bir ay uzatılmıştır.Söz konusu Bakanlar Kurulu kararı uyarınca borçların yapılandırılmasına ilişkin olarak sadece başvuru süresi ile ilk taksit ödeme süresi bir ay uzatılmakta, bu bağlamda, yapılandırma başvuru süresi 2/2/2015 tarihinde; ilk taksit ödeme süresi ise 2/3/2015 tarihinde sona ermektedir. İkişer aylık dönemler halinde ödenmesi söz konusu olan taksit sürelerinin ödenmesine ilişkin olarak son

ödeme tarihlerinde bir değişiklik bulunmamaktadır.

İşverenlerimize ve sigortalılarımıza önemle duyurulur.

İstifa edene tazminat yolu

Kıdem tazminatı konusunda akıllarınızda soru işaretleri kalmasın. İşçiler, sadece işten çıkartılınca değil, bazı durumlarda istifa halinde de kıdem tazminatı hakkı kazanıyor.

İşte bu konudaki sorularınızın cevapları…

İşten kendi isteğiyle ayrılan işçi kıdem tazminatı alabilir mi?

Kural olarak işten kendi isteğiyle (istifa) ayrılan işçi, kıdem tazminatı alamaz. Ancak; iş sözleşmesinin askerlik

(24)

g ö r e v i , e m e k l i l i k h a k k ı n ı n e l d e e d i l m e s i , s a ğ l ı k problemlerinin işin yapılmasına sürekli bir biçimde engel oluşturduğunun belgelenmesi, işverenin iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırı davranışlarda bulunması nedenleri ile işçi tarafından feshi halinde (istifa), çalışma süresinin en az 1 yıl olması koşulu ile kıdem tazminatı hakkı vardır.

Evlilik nedeni ile işten ayrılan kadının kıdem tazminatı alabilmesi için gereken şartlar nelerdir?

Kadın işçilerin evlilik nedeni ile işten ayrılması durumunda, çalışma süresinin gerektirdiği kıdem tazminatı ödenir. Bu haktan yararlanılabilmesi için; iş sözleşmesinin evlilik tarihinden itibaren 1 yıl içinde yazılı olarak feshi, evliliği gösteren belgenin işverene sunulması, feshin gerekçesinin evlilik olduğunun açıkça belirtilmesi gerekir.

Çalışan vefat ederse, kıdem tazminatını eşi talep edebilir mi?

Çalışan vefat ettiği takdirde çalışana ait kıdem tazminatı tutarını eşi talep edebilir. Çünkü 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14’üncü maddesi işçinin ölümü sebebiyle iş sözleşmesinin sona ermesi halinde kıdem tazminatının ödeneceğini belirtmektedir.

İşçi işyerinde çalışırken, işyerinden kaynaklanan bir hastalığa tutulursa, kıdem tazminatı alabilir mi?

İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa işçi iş akdini haklı nedenle feshederek kıdem tazminatına hak kazanabilir.

MALULİYET HAKKI

Malulen emekli olarak işten ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanır mı?

Malulen emekli olarak işten ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanır. Çünkü, 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14’ncü maddesi uyarınca malullük aylığı almak amacıyla işten ayrılmak, kıdem tazminatına hak kazanılan hallerdendir.

15 yıl formülü nedir?

(25)

İşyerinden 15 yıl ve 3600 gün formülüyle ayrılarak tazminat almak mümkün. Burada ilk şart, sigorta başlangıcının 9 Eylül 1999’dan önce olması. Sigorta süresi 15 yıla, primler de 3.600’e tamamlanmışsa ve işyerinde de en az 1 yılı doldurmuşsanız, işyerinden ayrılarak tazminatınızı alabilirsiniz. Bunun için Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan şartları tamamladığınıza dair yazı alın. Dilekçe ile işverene başvurun.

Böylece kıdem tazminatı alarak işten ayrılabilirsiniz.

İşyeriniz bunu ödemez ise önce ALO 170’e bildirin. Sonra da iş mahkemesinde dava açın.

Kaynak: Takvim

İstifa edene tazminat yolu

Raporlu İşçinin İş Akdi Feshi

Raporlu İşçinin İş Akdi Feshi

SGK HASTALIK RAPORU SÜRESİ BİTMEDEN İŞÇİNİN İŞ AKDİ FESHEDİLMESİ YASAL MIDIR?

SGK HASTALIK RAPORU SÜRESİ BİTMEDEN İŞÇİNİN İŞ AKDİ FESHEDİLMESİ YASAL MIDIR?

Çalışma hayatında sıklıkla yaşadığımız sorunlarından biri de hastalanan işçilerin sağlık raporları oluşturmaktadır.

Üretim ağırlıklı çalışan işyerleri uzun süreli raporlu olan işçileri bazen kural tanımadan iş sözleşmelerini sonlandırma yoluna gittiklerini görmekteyiz.

Kanunlarımızda kesin hatları ile bu uygulama açıklansa bile işverenler bu açıklamaları dikkate almadan işlem yapıyorlar.

(26)

Bu Durumda Fesih İşlemi Nasıl Yapılır?

Hastalanan işçi usulüne uygun olarak sevk almak suretiyle SGK ile anlaşmalı hastanelerden hastalığına göre çalışamaz raporu alırlar.

İşçinin işten çıkarılabilmesi işyerindeki çalışma süresi ve sağlık raporundaki süre ile ilgilidir.

Hastalanan işçinin işten çıkarılmasında ihbar süresi ile rapor arasında ilişki kurulması gerekiyor.

Bunun içinde altı hafta+ihbar süresi formülü devreye girer.

Bu süre dolduktan sonra işveren isterse işçiyi işten çıkarabilir.

Bir işyerinde bir yıl çalışma süresi olan işçinin hastalık nedeniyle işten çıkarılabilmesi için 10 haftalık bir sürenin geçmesi gerekiyor.

10 haftalık sürenin hesabın da 4 haftalık kısmı bir yıllık kıdemi olan işçinin ihbar süresidir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesi hükmü gereğince kıdem sürelerine ihbar süreleri belirleniyor.

SÜRELİ FESİH

MADDE 17. – Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.

İş sözleşmeleri;

a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,

b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,

c) İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,

d ) İ ş i ü ç y ı l d a n f a z l a s ü r m ü ş i ş ç i i ç i n , b i l d i r i m yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra,

Feshedilmiş sayılır.

Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir.

Yargıtay’ın bu yönde kararları da bulunuyor. Örnek kararların

(27)

bir tanesin de “işçinin raporlu ve istirahatlı geçirdiği süre normal ihbar süresini aştığında işverenin ihbarsız fesih hakkı doğar şeklindedir”

Örneğin:

(A)Ltd.Şti çalışanı Hasan Bey, bir yıldır çalıştığı işyerinden rahatsızlığı sonucu 90 günlük sağlık raporu almıştır. İşveren Hasan Beyi ne zaman işten çıkarma hakkı ortaya çıkabilir?

Hasan Beyin ihbar süresi+6 hafta formülüne göre işlem yapar isek;

1 yıllık kıdemine karşılık 4 hafta+6 hafta=10 hafta*7 gün=70 gün sonra iş akdi fesih edilir.

Hasan Bey’in iş akdi 70. günden sonra işten çıkarabilir.Şayet Hasan Bey, 70 Günlük süre dolmadan işten çıkarılırsa işveren ihbar öneli+6 hafta süresine uymadığı için ihbar tazminatı ödemek zorunda kalır. Hastalığından dolayı Hasan Beyin, 70 günü dolduktan sonra veya dolmadan işten çıkarılırsa her durumda kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Hasan Beyin raporluluk süresinin 70 günlük kısmı kıdem tazminatına esas süreye ilave edilecektir.

Bu durumda yukarıda belirtilen 4857/17.Maddesindeki süreler toplu iş sözleşmeleri ile artacağı için burada toplu iş sözleşmesinde belirtilen ihbar öneli süreleri dikkate alınacaktır.

Örneğin:

(P) A.Ş. Toplu İş sözleşmesine tabi olduğu için ihbar süreleri yukarıdaki yazılı şartların iki katı olarak

kararlaştırılmıştır.

Bu şirkette çalışan Ayşe Hanım rahatsızlığından dolayı 130 gün raporlu olmuştur.

3 yıllık kıdemi vardır ne zaman iş akdi fesih edilecektir?

Burada ihbar süresi+6 hafta formülü ile;

(28)

12 hafta+6 hafta=18 hafta*7=126 gün

Ayşe hanımın iş akdi 126 günün sonunda fesih edilecektir.

KANUNA AYKIRI İŞ SÖZLEŞMESİ FESİH EDİLMESİ SONUCU NEDİR?

İşverenler nadiren de olsa hastalıktan dolayı raporlu çalışanlarının iyileşme sürecini beklemeden işten çıkarabiliyor. Burada uygulama genele bakıldığında işçinin y a p t ı ğ ı g ö r e v i n ö n e m i n e g ö r e i ş t e n ç ı k a r m a l a r olabiliyor.Hastalık dolayısıyla raporlu işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi içinbeklenilmesi gereken süre olan 6 hafta + ihbar süresi dolmadan önce işveren tarafından iş sözleşmesi feshedilirse;

1.)Usulsüz fesih sayılır.

2.)Usulsüz fesih yapıldığı takdirde işveren işçiye ihbar tazminatı ve bir yıldan fazla çalışması var ise kıdem tazminatı öder.

3.)İşçi iş güvencesi kapsamında ise işe iade davası açabilir.

4.)Raporlulukta bekleme süresinde beklenilmeden işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi işçinin bir yıllık çalışmasını doldurmayı engelleyerek kıdem tazminatına hak kazanmayı ortadan kaldırmaya yönelik ise işverenin kötü niyetli olursa kötü niyet tazminatı öder.

DEĞERLENDİRME:

İşçinin hastalık sebebiyle raporlu olması nedeniyle işveren tarafından işçinin iş sözleşmesi feshedilmişse,bu durumda işçinin çalışma süresi de bir yıl ve üzerinde olması halinde işçi kıdem tazminatına hak kazanacaktır.

Kıdem tazminatı hesaplanmasında işçinin raporluluk süresinin 6 hafta + ihbar süresi kadar olan kısmı da dikkate alınacaktır.

İşçinin kıdemine göre belirlenen 4857/17.Maddesine göre ihbar süresine eklenen ek süre bitmeden işçinin iş sözleşmesini feshederse,işveren işçiye ihbar tazminatı da ödenmesi gerekecektir.

Şayet işverenin kötü niyetli olup olmadığı da araştırılarak, kötü niyetli olduğu saptanması halinde işverenin kötü niyet

(29)

tazminatı ödemesi de söz konusu olacaktır. İş güvencesi kapsamında çalışan işçi ise 4857/17.Maddesinde belirtilen ihbar süresine uyulmadan feshedilirse, işçi işe iade davası açacaktır.

VEDAT İLKİ

vedat.uzman@gmail.com

Kaynak:alitezel.com

Referanslar

Benzer Belgeler

7- Hakları : Ücret ve faiz - olağanüstü masrafları talep – hapis hakkı – (tekel ihtisar) hakkı tacirin o bölgeye başka bir acente daha getirebilmesi için ilk acentenin

1- Bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişiye tacir

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 23 üncü maddesinin on ikinci fıkrasının “Sigorta şirketlerinin, sigorta sözleşmeleri için brokerlik yapanların ve

rizikolara karşı Borç tamamıyla geri ödeninceye kadar Banka lehine sigorta ettirmeyi, iii) sigorta işlemlerinin müşteri tarafından uygun görülen sigorta şirketine

Yeni düzenlemeyle ev hizmetlerinde bir veya birden fazla gerçek kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içinde çalışma saati

TÜRİB Faaliyet Yönetmeliği’nin Geçici 1 inci maddesi uyarınca, Borsamızın faaliyete geçmesi ile birlikte, Ticaret Borsaları nezdinde yapılan ELÜS’lerin

❖ Sipariş alınması, siparişin temini gibi ticari faaliyetlerin yürütülmesi Kişisel verileriniz, ilgili mevzuatta belirtilen veya işlendikleri amaç için gerekli olan azami

Yıllar sonra, İstanbul Beledi­ ye Konservatuvarı Tiyatro Bölü- mü’ndeki öğretmenliğimiz dola- yısiyle, Burhan Toprak’la arka­ daşlık ettik.. Uygar