• Sonuç bulunamadı

Girit Uygarlığını Yok Eden Volkan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Girit Uygarlığını Yok Eden Volkan"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Girit (Minos) uygarlığının altın ça-ğında Siklat Adaları’nın (Ege Denizin-deki Yunan adaları) güney ucunda Santorin Adası bulunuyordu. Bu kü-çük adanın sarp kıyılarında güzel freskli evler ve kenarlarında atelye ve dükkânlar olan yollar vardı. Fakat bu cennet gibi ada, korkunç bir jeolojik gerçeği saklıyordu: Santorini’deki in-sanlar bir volkanın yamaçları üzerinde oturmaktaydılar.

MÖ XVII. yüzyılda bir gün bu vol-kan lav püskürtmeye başladı. Bugün Santorini Adası’ndan geriye 10 km ça-pında hilal biçimi bir kara parçası kal-mıştır. Buna rağmen, volkan uzmanla-rının incelemeleri, felâketin nasıl gerçekleştiğini açıkça ortaya koymuş-tur: Santorini Adası birkaç saat içinde Ege Denizi’ne gömülmüştü. Kafada şu sorular uyanıyordu: Bu volkan püs-kürmesinin çevredeki topraklar üze-rinde nasıl bir etkisi olmuştu? Adanın denize gömülmesi 120 km ötede bulu-nan Girit’e kolayca erişebilecek dev bir dalga (tsunami) yaratmış mıydı? Parlak Minos uygarlığının M.Ö. XV. yüzyılda sona ermesinde bu dalganın rolü olmuş muydu?

1997 yılı yazında Joe Monaghan bu soruların ya-nıtlarını bulabilmek üzere Girit’e geldi. Monash Üni-versitesi’nde (Avusturalya) matematikçi olan Monag-han, yıllardır tuzlu ve tatlı su dolu sarnıçlarda volkan püskürmelerinin yarattığı tsunamilerin bir modelini oluşturmaya çalışıyordu. Fakat modellerle yetinemi-yor, kanıtlar arıyordu.

Monaghan, Girit’e adanın kuzey kıyısında bulunan kumların 9 m altın-dan elde ettiği örneklerle gelmişti; bu orada o güne kadar yapılmış en derin kazıydı. Örnekler içinde deniz mikro-fosilleri bulundu. Acaba bunları oraya bir tsunami mi getirmişti? Joe Mo-naghan bu konuda kesin konuşmu-yor. Bu canlılar oraya toprak kayma-larıyla da gelmiş olabilirdi. İşte “Santorini dosyası” na eklene-cek bir buluş daha. Fakat bu-güne kadar Girit kıyılarına bir tsunaminin geldiğine dair kesin bir kanıt elde edilememiştir.

Yalnız şurası kesindir: Volkan püskürmeye başladığında, Santorini çoktan terk edilmiş bulunuyordu. Adada Akrotiri bölgesinde yapılan ar-keolojik kazılar hiçbir insan kemiği or-taya koymadı; değerli eşyalar da he-men hehe-men yoktu. Büyük olasılıkla magmanın ilk kabarışında oluşan bir deprem, adada yaşayanlara yaklaşan felaketi düşündürmüş ve bu insanlar volkan püskürmesinden birkaç yıl ön-ce Santorini’yi terk etmişlerdi.

78 Bilim ve Teknik

Santorini Adası’ndaki volkan püskürmesi, antik dünyadaki

felaketlerin en büyüğü olmuştur. Girit Adasındaki eski Minos

uygarlığını sona erdiren felaket bu muydu?Atlantis efsanesiyle

bu püskürmenin ilişkisi var mıydı?Tarihçiler ve yerbilimciler,

yeni çalışmaların ışığında bu konuları tartışıyorlar.

Parlak bir uygarlık: Ege Denizi’nin

güneyindeki Santori-ni’de ileri bir uygarlık vardı.

Bu uygarlık M.Ö. XVII. yüz-yılda bir volkan püskürme-siyle yok oldu. Eski Akrotiri şehrinde

bulu-nan bu güzel fresk, bir deniz savaşını

an-latıyor.

35km’ye

Yükselen Gaz...

Fransa’da Blaise-Pascal Üniversi-tesi’nden Santorini’yle yıllardan beri ilgilenen volkan uzmanı Tim Druitt felaketi şöyle anlatmaktadır: “Volkan saniyede 200 000 ton (günde 17 mil-yar ton!) madde püskürtmeye başla-dı. Bu madde, su buharıyla karışık magma damlacıklarından iba-retti. Duman, atom bombası patlamasında olduğu gibi, dev bir mantar oluşturdu; duman bulutu 35 km yüksekliğe çık-mıştı.” 880°C sıcaklıktaki bu damlacıklar atmosferde bir-den soğuyarak küller ve sün-ger taşları (ponza) oluşturuyor, küller ve taşlar yüzlerce km etrafa yayılıyordu. Bir süre sonra gaz püskürmesi durdu.

Kızgın bulutlar (su buharı içinde asılı kül parçacıkları ve

İmparatorluğun Yıkılışı tablosu: (Thomas Cole, 1836). Plato’nun yaz-dığı Atlantis kıtası gerçekten var mıydı ve denize gömülmüş müydü?

Girit Uygarlığını

Yok Eden Volkan

35km’ye

(2)

magma damlacıkları) volkanın yamaç-larından aşağı inerek denize karışıyor-du. Santorini bir günde 30 km3

mag-ma püskürttü. Küllere gelince, İklim ve Çevre Bilimleri Laboratuvarı’ndan jeokimyacı François Guichard, onla-rın 1000 km’den daha uzak olan Kara-deniz’e kadar gittiğini bildiriyor. Vol-kanın püskürttüğü küller, Karade-niz’in kuzeyinden AkdeKarade-niz’in güney-doğusuna değin olan bir alana dağıl-mıştı. Bu 2 milyon km2demekti!

Volkanın püskürmesi biterken Santorini son saatlerini yaşıyordu. Tonlarca kızgın kül ve lav altında ezil-miş ve depremlerle sarsılmış olan ada denize gömülmeye başladı ve deniz düzeyinin 300 m altına kadar indi. Santorini artık dev bir huniden, deni-zaltında bir kalderadan (çok geniş volkan ağzı) başka bir şey değildi.

1883’te Krakatau (Endonezya) volkanının püskürme-sinden kalan kaldera, Santorini kalde-rasından 4 kere daha küçük olduğu halde, 30 m yüksekliğinde bir tsuna-mi yaratmış ve bu dev deprem dalga-sı, Java ve Sumatra Adalarının kıyıla-rındaki 150 köyü yerle bir etmişti. Santorini’nin denize gömülmesinden doğan tsunami büyük olasılıkla daha yüksekti; Ve Girit Adası üzerinde ya-yılarak, o güzeller güzeli Minos saray-larını yok etmiş olabilirdi. Uzun süre bu iki olayın tarihlerinin bu görüşü doğruladığına inanıldı; MÖ 1500’de volkan püskürmesi ve MÖ 1450’de

Minos saraylarının yokoluşu... Fakat karbon 14 ile yapılan yaş belirleme testleri bu senaryoyu bozdu. Toprak testiler içinde bu-lunan karbonlaşmış bezelye ta-nelerinin analizi, volkanın sanı-landan daha eski bir tarihte, MÖ 1675’te püskürdüğünü gösterdi. Diğer testler de bunu doğruladı. Örneğin Güney Kaliforniya’da çam ağacı gövdelerindeki halkaların ince-lenmesi (dendrokronoloji) MÖ 1626’ya doğru bir büyüme anormalli-ği gösteriyordu. Bu, bir volkan püs-kürmesinin belirtisi olabilirdi. Volka-nın atmosfere püskürttüğü tonlarca kül güneş ışınlarını maskelemiş, bu olaysa ağaçların büyümesini yavaşlat-mıştı. Ağaçların büyümesinin aksa-ması için atmosfer sıcaklığının 0.5 °C azalması yetmektedir.

Tanrıların

Cezalandırdığı

Atlantisliler...

Bundan başka, Grönland’dan alın-mış bu parçalarının analizi, MÖ 1645’e doğru önemli bir asitlilik artışı gösteriyordu. Volkandan çıkan

kü-kürtlü gazlar kutuplara kadar gitmiş buzların üstüne asit yağmurları şek-linde inmiş ve orada kalakalmıştı.

Bir tsunaminin Minos saraylarını yıktığı varsayımı da bugün kabul edil-memektedir. Bugünün yerbilimcileri-ne göre, kalderanın çökmesinden do-ğan dev dalga, daha önce düşünüldü-ğü gibi 100 m yüksekliğinde olamaz-dı. Volkanın denize gömülmesi, doğal olarak tsunaminin tek nedeni değildi. Tim Druitt bu konuda şöyle demek-tedir: “Tsunaminin bir nedeni de kız-gın volkan bulutlarının birdenbire de-nize girmesidir. 1883 yılında Kraka-tau’da olan buydu. Santorini’nin de-nize gömülmesinden doğan tsunami-nin yüksekliği, büyük olasılıkla 20-30 m kadardı. Böyle bir dalga, Girit’in yüksek yerlerinde yapılmış binaları nasıl yıkabilirdi?”

Günümüz tarihçilerine göre, Mi-nos saraylarını yerle bir eden bu tsu-nami değilse de, Girit uygarlığının so-na ermesinde onun dolaylı bir payı ol-duğu yadsınamaz. Bu dev dalga, sa-rayları yıkamasa bile, Minos filosunu batırabilirdi. Minos’un askeri gücü zayıflayınca isyanlar patlak vermişti. Bundan sonra Girit, ola ki eski Yuna-nistan’ın Miken şehrinden gelen in-sanlarca ele geçirilmiş olabilirdi. Bel-ki de o güzelim Minos saraylarını Mi-kenler yakmışlardı.

Eflatun’un yazdığı “Time ve Kri-tias”kitabında, Atlantis adlı bir adada yaşayan barışçı, zengin ve ileri kafalı insanlardan ve tanrıların lanetine uğ-rayan bu adanın bir gün içinde denize gömüldüğünden söz edilir. Sakın At-lantis Santorini olmasın?

Girit’in Toprak

Altını Kazmak...

Son çalışmalar bu son görüşü doğ-rular gibidir. Santorini’nin biçimi Pla-to’nun Atlantis’ine uymaktadır: eş-merkezli ve birbirini izleyen su ve toprak bantları. Plato, Atlantis’i eski Mısırlıların ağzından anlatmıştır. Bel-ki de Bronz Çağı Mısırlıları, Santori-ni’yle parlak Minos uygarlığını birleş-tiren bir öykü yaratmışlardır. Girit’te yapılacak kazılar, bu soruyu aydınla-tabilecektir.

Science et Vie, Kasım 1998

Çeviri: Selçuk Alsan

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu itibarla önce Osmanlı Devleti’nin iç sorunu olan, daha sonra uluslararası bir problem haline gelen Mısır Meselesi ve Boğazlar Meselesi Tanzimat dönemi Osmanlı dış

 Avrupa’da aydınlar artık Latinceyi değil, kendi dillerini kullanmaya başlıyorlar..  Önemli isimler ve eserler

Türk M üziğ i’ nde ilk plağı için, Esin Engin ile birlikte çalışan Selma Güneri, Ka­ sım ayında Ankara’ da sahneye yeniden merhaba diyecek. İstanbul

yanı sıra ıspanaklı kari­ des, tavuklu ve mântarlı tost, beykınlı midye, isti­ ridye şiş, krep, deniz mah­ sulleri, pilavlı karides, Çin böreği, kurbağa

The proposed mathematical model in form, nonlinear autonomous two -dimensional fractional-order differential equation system considered the main mechanisms of pathogen and

Trablusşam sancağına iskân olunmak üzere doğrudan ve Humus’dan gelen Girit muhacirlerinin hala iskân edilemediği, iskân ve diğer masrafları için gerekli

Uzun tartõúmalardan sonra Barõú Antlaúmasõ imzalandõktan sonra yürürlü ÷e girmek üzere 30 Ocak 1923 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Yunanistan

Oysa, 251 milyon y›l önce, Permiyen döneminin sonunda meydana gelen çok daha büyük çapl› yok oluflun nedeni hala tart›flmal›.. Bulgular, Permiyen dönemi sonunda deniz