Marmaramn incisi diye her zaman övündüğümüz adalar, son yıllarda hükü- metin ve belediyenin ibmal ve ilgisizli- ğinden her gün biraz daha güzelliklerini ve özelliklerini yitiriyorlar. Bu olumsuz gelişmeden en çok Kınalı ada etkileni- yor. Son yıllarda, ada muhtarının, parti- sinden aldığı cesaret ve güçle hazine a- razisini parselleyerek hemşehrilerine da- ğıtması, adanın doruğunda bir gece kon- du topluluğunun oluşmasına neden ol- muştur. Bu durum devam ettiği takdirde gece 'konduların lağım vs pis suları ada- nın meskûn kısımlarını, hattâ kıyılarını kirletecektir. Gece konduların yıktırılma- sı için alınan kararlar türlü oyunlarla ön- lenmektedir. Adalar'da 6.5 metreden yük- sek inşaat yasak olduğu halde, imâr yö- netmeliklerindeki boşluklardan faydala- nan yapsatçılar, arsaların meyillerinden faydalanarak 4-5 katlı bloklar inşa et-
mektedirler. Bu uygulamalarla yakın za- manda Kınalıada (Cihangir) misali bir görünüş rlacaktır. Bu yasa dışı uygula- malara ne beı'ediye İmâr Müdürlüğü ne de, Adalar Fen heyeti ses çıkarmamak- ta ve mani olmamaktadırlar!
Üçüncü olumsuz hareket ise, Kına- lının güney-doğu kıyılarının yıllardanbe- ri devlet limanları idaresinin açtığı taş ocakları nedenile, hoyratça tahrip edil- mesidir. Haydarpaşa mendireği için ada- nın bu kesimi âdeta kemirilmiş ve bura- da doğa sorumsuzca yozlaştırılmıştır.
Kınalının son yıllarda maruz kaldığı bu tahribata ne taraftan bakılsa içler acı-
Ne gariptir ki, Kınalıada, tarih boyu
«Bizanstan beri» geçirdiği serüvenlerle ona egemen olanlar tarafından daima tahrip edilmiş ve âdeta horlanmıştır. Ma-
nastırları ile kırali'arın, prenslerin ve patriklerin sürgün yeri olan bu ada lâtin- ler ve Venedikli korsanlar tarafından bir kaç kez yağma edilerek yakılmış ve hal- kı esir edilmişti.
Ancak, istanbul'un fethinden sonra.
Kınalı yeniden meskûn hale gelmiş ve inkişaf ederek bir sayfiye yeri olmuştur.
Fakat ne yazık ki, son yirmi yıSdan- beri gelmiş geçmiş hükümetler ve İstan- bul belediyesi imar yasalarını ve yönet- meliklerini gereği gibi işletmedikleri için yapsatçılara, gece konduculara fırsat ve cesaret vermişler, adayı bugünkü acıklı duruma düşürmüşlerdir.
12 Eylül'den beri istanbul belediye- sinin mevcut yasa ve yönetmelikleri ti- tizlikle uygulamaya başlaması bu husus- ta bizlere ümit kaynağı olmaktadır.
Z. S.
Dr. Ahmet Vefik Alp'in
Ahmet Vefik Alp 1948 senesinde İstartbulda Av. Dr. Cavit Alp ve Handan Alp'in tok çocuğu ofarak dünyaya gel- miştir. Orta öğretimini «Sakıt Joseph Fransız Lisesi »inde tamamlamış ve is- tanbul Teknik Üniversitesi Teknik Oku lu Mimarlık Bölümüne girmiştir. Bu ara- da «Induni et Cie» Cenevre şantiyelerin- de staj yapmış, 1971 yılında ITUTO da?ı
«Pekiyi» derece ile mezun olmuştur. Öğ- renimine istanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde devam eden Ah- met Vefik Alp aynı zamanda birçok bina projelendirmiş ve uygulamıştır. 1973 yı-
lında Mimarlık Fakültesini «Pekiyi» dere- ce ile bitiren Al'p, aynı yıl Mimarlık Fa- kültesi Bina Bilgisi Kürsüsüne Asistan o- larak atanmıştır. 1977 de Amerika Birleşik Devletleri Teksas eyaleti «Rvce Univer- sity» de «Mimari Psikoloji» ve «Estetik»
alanlarında çalışmalar yapmış ve kendi- sine 1978 de «Master», 1979 da «Dok- tor» payeleri tevcih edilmiştir. Kısa bir süre «3D/lntern»tional, ABD» firmasında çalışan Dr. Alp 1979 yılı sonunda Türki- yeye dönmüştür, istanbul Teknik Üniver- sitesindeki görevine devam eden Dr. Alp meslekdaşı Lale H. Alp ile evlidir.