• Sonuç bulunamadı

150 bin y

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "150 bin y"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

150 bin yıl öncesinin taş aletlerinin bulunduğu, onlarca medeniyetin izlerini taşıyan, Urartu Krallığı’nın Başkenti Tuşpa, yani Van kentinin tarihi ve kültürel mirası yok olmaya doğru gidiyor.

Van Yüzüncüyıl Üniversitesi Arkeloji Bölümü araştırma görevlisi Sinan Kılıç, yıkılmaya yüz tutmuş Van Kalesi’nden yanlış restorasyon mağduru Hüsrev Paşa Külliyesi’ne kadar yaşanan tahribatı gazetemize değerlendirdi.

Valilik öncülüğünde Van Kültür ve Turizm envanteri hazırlayan uzmanlar arasında bulunan Kılıç, kültürel miras anlamında çok zengin, ancak bu mirası koruma anlamında çok fakir bir kent olduğunu belirterek, “Van’da bugüne kadar kültür envanteri yapılmamış. Yasalar elverişli. Yeteri kadar ilgili kurum var. Kentte 1930’lardan beri müze, 1970’lerden beri Kültür Müdürlüğü var. Ancak koruma adına hiçbir şey yapılmamış. Van ile ilgili bir turizm politikası yok; tarihsel, kültürel bakımdan çok zengin ve çok renkli bir kent ama bir kültür envanteri yok” diye konuştu.

Sit alanında otoparkın işi ne?

Van’ın gerek coğrafi konumu, gerek tarihi birikimi ile yaban hayatından arkeolojik bulgulara kadar bilim insanları için bakir bir yer olduğuna dikkat çeken Kılıç, “Koruma var mı dediğimiz zaman: Sıfır. Ururtuların Van Kalesi’nin

duvarları yıkılıyor. Kaledeki duvarlarda birçok gedik var. Kalenin aşağısındaki daha eski yerleşim alanı kazılmış; otopark açmışlar, yol açmışlar! Burada niye otopark açıyorsunuz, burası 5 bin senelik bir yerleşme diye sorduğunuzda Kültür Müdürlüğü, ‘Bizden öncekiler yaptı” diyor’ diye konuştu.

‘Akdamar siyasi bir tercih’

İlk Akdamar Adası’ndaki Ermeni Kilisesi’nin restorasyonunu çok iyi bulduğunu ancak bunun da siyasi bir tecih olduğu değerlendirmesinde bulunan Kılıç, “Kilise yeterince iyi restore edildi. Ama orada bir de manastır var. Manastır ise çok kötü kazıldı. Neredeyse tahrip edildi. Akdamar Kilisesi’ni, bu hükümetin birdenbire restore etmeye karar vermesinin nedeni siyasi. Burası da Ağrı Dağı gibi Ermeni kültürünün bir merkezi. Sanki dünyaya ‘Bakın biz Ermeni kültürüne sahip çıkıyoruz’ denmek isteniyor. Halbuki bu kilise bir ‘kültür mirası’ olarak çok uzun zaman önce restore edilebilmeliydi. Yine de burası ile bitmemeli. Birçok tarihi mezarlık, höyük, kilise, cami, manastır var Van’da” dedi.

‘Tarihi sütunları attılar’

Kılıç, bir başka restorasyon çalışmasının bölgedeki Osmanlı klasik dönem mimarisinin tek örneği olan ve Mimar Sinan imzasını taşıyan Hüsrev Paşa Külliyesi’nde yapıldığını hatırlatarak, burada ise yoğun tahribat yaşandığını savundu.

“Aslında Van’ın ilk üniversitesi o külliye. Ama hayret ediyorsunuz. Girişteki bazalt sütunları ‘kırık dökük’ diye atmışlar, kireç taşından yeni sütunlar yapmışlar! Bu restorasyon değil, yeniden yapmak. Orijinali bir şekilde

koruyacaksınız ama restorasyon yaptığınız da anlaşılacak. Olması geren budur. Siz yeni bir şey koyarsanız oraya o 21. yy olur, 16. yy olmaktan, Mimar Sinan eseri olmaktan çıkar” diyen Kılıç, bir başka örnek olarak da geleneksel Van evlerini verdi.

Kılıç, “Kalenin önüne Geleneksel Van Evi diktiler. Dizi filmler bile çekildi burada. Halbuki iki kilometre ötede gerçek Van Evi yıkılıyor ve oraya bakan yok. O tarihi ev ne olacak? Üstelik orası tescilli bir kültür mirası” diye konuştu.

Definecilik çok yaygın

(2)

Van’da ‘defineciliğin’ de çok yaygın olduğuna dikkat çekiyor. Defineciler, nisan ayında araziye çıkıyor. çünkü altında boşluk bulunan yerler tam da bu dönemde yeşillenerek nerelerde tarihi kalıntılar bulunabileceğine dair bilgi veriyor. Eylül ayında araziye çıkan arkeologlar ise kazılmış, boşaltılmış alanlar buluyorlar karşılarında. Kılıç, bu durumu şöyle anlatıyor: “Bugün her höyüğün, her eski binanın, her eski mezarın başına bir jandarma koymanız mümkün değil. Vanlı da kendi kültürüne, mirasına sahip çıkacak.

Defineciliğin, tahribatın bir nedeni de eğitimsizlik ve tabii ki ekonomik yetersizliğe bağlanabilir. Ancak iyi eğitim verememe, kendi tarihini, kültürel mirasını anlatamama devletin sorunu. çünkü eğitim politikalarını, eğitim

kurumlarını devlet, hükümet yönlendiriyor. Bunlar hükümet politikaları. Ekonomik sorun da hükümet politikası. O zaman bu iki nedeni ortadan kaldıracak sistemi de devleti yöneten hükümetin yapması gerekiyor. Yapılamıyor ya da yapılmıyor. Ancak bu, insanların kendi geçmişlerinden haberdar olmamasına, ondan öğrenememesine yol açıyor. Hafızamızı kaybetmemiz gibi bir şey bu. Bir devlet, onun hükümeti, onun bakanları ve ilgili kurumları, geçmişle ilgili endişeler taşımadıkları zaman, geleceği nasıl neye göre planlayacaklar? Bu sorunun sorulmamasının sonuçlarını yaşıyoruz?

1071’de Orta Asya’dan gelmiş Türkler, burada MÖ 5. yy’dan beri var olan Ermeniler, ondan önce burada yaşayan Kürtler... Bunların hepsinin 21. yy başında geldiği bir çizgi var. Bir aradayız şimdi. Bu tarih en başından itibaren ‘bize ait’ diyebildiğimiz zaman, bir arada olabildiğiniz zaman sizi hiçbir güç incitemiyor, yıkamıyor.”

Mimarlar Odası da uyarmıştı

Mimalar Odası Merkez Yönetim Kurulu da yazılı bir açıklama ile kentteki tarih tahribatını dile getirmişti.

Mimarlar, Van Kalesi’nin güneyinde yer alan Eski Van Kenti’nin taşıdığı değişik uygarlıkların kültürel ve mimari zenginliklerini barındıran, kültürlerin ve dinlerin bir arada yaşadığı, 1914 yılına kadar canlılığını koruyan eşine ender rastlanan barış sembolü tarihi bir kent iken; 1918 yılından sonra eski hareketliliğini kaybetmiş, günümüzde ölü bir kent haline geldiğine dikkat çekmişlerdi. Eski Van’ın, her gün biraz daha zemine yaklaşarak kaybolduğu hatırlatılarak, Gürpınar’daki “Hoşap Kalesi”nde kısmi yıkılma ve çatlamalar bulunması nedeniyle acil onarıma gerek olduğuna değinmişlerdi. (Evrensel Gazetesi)

Referanslar

Benzer Belgeler

- Pens, bistüri gibi aletler yakılarak ya da elektrikli özel sterilizatörler ile mikroorganizmalarından arındırılmaktadır. ile çalışan bir alev makinasında,

İktisadî sistem, kültürel yapı, kurumsallaşma gibi pek çok nedenden dolayı İslam Uygarlığı parlak devirlerini XIII.. yüzyıldan sonra

Kültür varlıkları; tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi ya da tarihi devirlerde sosyal yaşama konu

Nihayet, Hükümet’in, başvuranın, orduda görev alarak, ayrımcılığa maruz kalmama hakkından vazgeçtiğine ilişkin iddiasına ilişkin olarak, Mahkeme, cinsiyete

“Any. Madde 148 – Anayasa Mahkemesi, kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas

2014 yılında İstanbul Kara Surları Dünya Miras Alanı Koruma Sorunları İzleme Raporu – Tarihi Yedikule Bostanları Üzerine Özel Bir İnceleme isimli Yedikule bostanlarının

Fotoğraf 6: Erzurum Sivil Mimari Örneği Fotoğraf 7: Erzurum Sivil Mimari Örneği Hava fotoğrafı üzerinden bakıldığında ise söz konusu odak niteliği taşıyan

Yazılış ve söylenişleri aynı, anlamları farklı olan sözcüklere eş sesli ( sesteş)sözcükler denir.. At kelimesi her iki cümlede de aynı yazılmasına rağmen anlam