Mahkeme Hükümet’in, doğumdan sonra, bilimsel araştırmalarla da kanıtlanmış olan, anne ve çocuk arasındaki biyolojik ve psikolojik bağa ilişkin iddiadan ikna olmamıştır (bkz. 116. paragraf). Mahkeme, çocukla olan ilişkilerinde, anne ve baba arasındaki farklılıkları göz ardı etmeksizin, ebeveynlik izni dönemine denk gelen süreçte, çocuğa sağlanacak bakım konusunda, erkekler ve kadınların,
“benzer durumlarda” bulundukları sonucuna ulaşmıştır.
133. Bu anlatılanlardan, ebeveynlik izni anlamında, erkek olan başvuranın, kadın
askerlerle benzer durumda bulunduğu çıkmaktadır. Tespit edilmesi gereken, iki
cinsiyetten askerler arasındaki, muamele farklılığının, 14. madde bağlamında,
objektif ve makul bir gerekçeye dayanıp dayanmadığıdır.
Mahkeme, istihbarat alanında radyo operatörü olan başvuranın, erkek askerler gibi, kadın askerler tarafından da ikame edilebileceğini tespit etmektedir. Bu bağlamda, ilgilinin biriminde, kendi görevine denk görevlerin, kadınlar tarafından yerine getirildiği ve sıklıkla, kadın askerler tarafından ikame edildiği de belirleyicidir (bkz. 11. paragraf) Oysa kadın askerlerin üç yıllık koşulsuz bir ebeveynlik izinleri bulunmaktadır. Başvuranın, sadece, erkek olması nedeniyle, böyle bir izin alma hakkı bulunmamaktadır. İlgili, cinsiyete dayalı bir ayrımcılığa maruz kalmıştır.
150. Nihayet, Hükümet’in, başvuranın, orduda görev alarak, ayrımcılığa maruz kalmama hakkından vazgeçtiğine ilişkin iddiasına ilişkin olarak, Mahkeme, cinsiyete dayalı ayrımcılık yasağının temel önemi dikkate alındığında, benzer bir ayrımcılığa maruz kalmama hakkından feragat etme imkanının kabul edilemeyeceğini, çünkü benzer bir feragatin, önemli bir kamu çıkarıyla çatışacağı kanaatindedir (ırka dayalı ayrımcılığa ilişkin olarak, benzer bir yaklaşım için, bkz., D.H. ve diğerleri/Çek Cumhuriyeti [BD], no. 57325/00, paragraf 204, AİHM 2007 IV).‑
Bu açıklamalar doğrultusunda, Mahkeme, kadın askerler, bu haktan faydalanırken, erkek askerlerin, ebeveynlik izni hakkının dışında tutulmalarının, makul veya objektif bir gerekçesi olamayacağı kanaatindedir. Mahkeme, başvuranın maruz kaldığı bu muamele farklılığının, cinsiyete dayalı ayrımcılığa neden olduğu sonucuna ulaşmıştır.
CASE OF KONSTANTIN MARKIN v. RUSSIA