• Sonuç bulunamadı

İ İŞVEREN TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLEN HAKSIZ FESİH-USULSÜZ FESİH-KÖTÜ NİYETLİ FESİH

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İ İŞVEREN TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLEN HAKSIZ FESİH-USULSÜZ FESİH-KÖTÜ NİYETLİ FESİH"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İŞVEREN TARAFINDAN

GERÇEKLEŞTİRİLEN HAKSIZ FESİH- USULSÜZ FESİH-KÖTÜ NİYETLİ FESİH

PROF. DR. NÜVİT GEREK*

İ

ş sözleşmeleri genellikle daha ÖZET çok işverenler tarafından feshe- dilmektedir. Haksız fesih, aslında gerçek bir haklı neden olmadan yapı- lan fesihtir. Usulsüz fesih, kanundaki usul ve şekil şartlarına uyulmadan yapılan fesihtir. Kötüniyetli fesih- te ise karşı tarafa zarar verme amacı vardır. Ancak, yürürlükteki mevzua- tımıza göre, iş güvencesi kapsamı dı- şındaki işçilerin belirsiz süreli iş söz- leşmeleri geçerli olmayan sebeplerle feshedildiğinde, kötüniyetli fesih ya- pıldığı kabul edilmektedir. Kötüni- yetli feshin özel bir hali ise, işçilerin sendika üyeliği veya sendikal faa- liyetleri nedeniyle sözleşmelerinin feshedilmesidir.

Haksız fesih ve usulsüz fesihin yaptırımı ihbar tazminatı ödenmesi- dir. Kötüniyetli feshin yaptırımı ihbar tazminatının üç katının ödenmesidir.

Sendikal tazminat ise, işçinin en az bir yıllık ücreti tutarında hâkim tara- fından tespit edilir. Eleştirilmesi ge- reken husus, iş güvencesi kapsamı

dışındaki işçilere ödenen tazminatın yetersiz ve etkisiz olmasıdır.

Anahtar Kelimeler:

Haksız fesih, Usulsüz fesih, Kötü niyetli fesih, İşçiler, Sendika üyeliği.

ABSTRACT

The indivudial employment cont- racts in general are being terminated by employers. Wrongful termination is a kind of termination without having real justy causes. Irregular termination on the other side is a kind of termina- tion in case of observance of the duty to give notice and notice pay. Abusive termination is the termination due to bad faith in fact. But under the present system, provisions on job security are not applicable for persons employed in establishments which have less than thirty workers and can not meet a mi- nimum seniority of six months. Emp- loyers do not have to depend on valid reasons. In case of an abusive termi- nation by the employer, the employee must be paid compensation amoun-

*Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Özel Hukuk Bölüm Bşk.

KARATAHTA / İş Yazıları Dergisi Sayı: 2 Ağustos 2015 (s:1-17)

(2)

ting to three times the wages for the term of notice. Termination due to union membership or participating union activities of the employees can be regarded as a special and extreme type of abusive termination. In such a case employer will have to pay com- pensation which can not be less than the amount of wages for a whole year.

The important point which should be emphasized is the unsatisfactory-un- sufficient consequence of abusive ter- mination for employees to whom the provisions on job security are not app- licable. The amount of compensation for those can not be regarded as de- terrent comparing to the type of ter- mination.

Keywords:

Wrongfull termination, Irregu- lar termination, Abusive termina- tion, Workers, Union membership.

GENEL OLARAK

İş sözleşmelerinin sona ermesi, kendiliğinden -otomatikman- sona erme halleri dışında, fesih müessese- si ile gerçekleşmektedir.

Fesih, kelime anlamı itibarıyla, or- tadan kaldırma, hükümsüz bırakma, hukuki geçerliliği sona erdirme, boz- ma, dağıtma, kapatma şeklinde anla- şılmaktadır.

Feshetmek ise fesih işlemini ger- çekleştirmek anlamına gelmektedir.1

Türk Hukuk sisteminde fesih, iş sözleşmesinin tek taraflı olarak bo- zulmasını, yani sona erdirilmesini ifade eder.2 İş sözleşmelerinin feshi

1–Bkz.: Nihat İNAL, Adli Tıp ve Ekonomik Terimli Hukuk Sözlüğü, Ankara, 2003.S.318.

2– Bkz.: Hamdi MOLLAMAHMUTOĞLU/Muhittin ASTARLI/Ulaş BAYSAL, İş Hukuku, 6.B., An- kara,2014,s.817.

ya işveren ya da işçi tarafından ger- çekleştirilebilir. İş sözleşmesini fes- hetmek yani sona erdirmek isteyen tarafın, bu niyetini karşı tarafa ilet- mesine de fesih bildirimi (Fesh-i ih- bar) denilmektedir.

İş sözleşmelerinin sona erdiril- mesinde yani feshinde, iş sözleşmesi türlerinden kaynaklanan farklılıklar olduğu gibi, fesih nedenlerinden do- ğan farklılıklar ve bunlara bağlı ola- rak ortaya çıkan hukuki sonuçlarda da farklılıklar vardır.

Bu sınırlı kapsamlı çalışmada, bu farklılıklar üzerinde durulacaktır.

Öncelikle, derhal fesih ve süreli fesih açısından konuya yaklaşılacak olur- sa, derhal feshin 4857 sayılı kanunda belirtilen haklı nedenlere dayalı ola- rak yapılabileceği ve fesih bildirimi ile birlikte aynı anda feshin gerçekle- şeceği hatırlanacaktır. Derhal fesih, haklı nedenler oluşmuşsa, hem be- lirli süreli iş sözleşmelerinin hem de belirsiz süreli iş sözleşmelerinin sona erdirilmesinde başvurulabilen bir fe- sih yoludur. Süreli fesih ise yalnızca belirsiz süreli iş sözleşmelerinin sona erdirilmesinde başvurulan bir fesih yoludur. Ayrıca, süreli fesihte “hak- lı nedenler” değil “geçerli sebepler”

feshe dayanak olarak kullanılacak- tır. Fesih bildirimi yapıldıktan son- ra iş sözleşmesi aynı anda sona er- meyecek, bildirim süreleri dolduktan sonra iş sözleşmesi sona erecektir.

Gerçi, iş sözleşmesini sona erdirmek isteyen işveren, fesih bildiriminde bulunduğunda, bildirim süresine iliş- kin ücreti peşin ödemek suretiyle fiili iş ilişkisini sonlandırabilir. Ancak, bu durumda bile iş sözleşmesinin hu-

(3)

kuken sona ermesinin bildirim sü- releri sonunda gerçekleştiğini ka- bul etmek gerekir.3 İş sözleşmesini feshi hakkı gerek işverenler gerek- se işçiler için söz konusu olabilen bir haktır. Ancak, iş hukukunun işçile- ri korumaya yönelik genel yaklaşı- mı çerçevesinde, iş sözleşmelerinin sona ermesi işçileri daha fazla etki- lemektedir. İşverenlerin de bazen, iş sözleşmelerinin işçiler tarafından sona erdirilmesinden zarar görme- leri söz konusu olabilir. Buna karşın, iş sözleşmesi işveren tarafından fes- hedilen işçilerin daha fazla zarar gör- düğü gerçektir. Bu nedenle, iş sözleş- melerinin işverenler tarafından feshi, uygulamada daha çok önem kazan- makta ve üzerinde daha çok durul- maktadır. Bu yüzden, bu çalışmada işveren tarafından yapılan fesihler incelenecektir.

Haklı nedenle fesih ve geçerli sebeple fesih arasında, işçinin kar- şılaşacağı sonuçlar bakımından or- taya çıkacak farkların dikkate alın- ması, “haksız fesih”, “usulsüz fesih”

ve “kötü niyetli fesih” kavramları- nın ve bunların arasındaki farkla- rın daha iyi anlaşılmasını kolaylaş- tıracaktır.

n Öncelikle, işveren tarafından gerçekleştirilen haklı nedene daya- lı fesihlerde, işçi, feshe bağlı olan, yani feshin gerçekleşmesinden ötürü do- ğan alacaklarından mahrum kala- cak, ihbar ve kıdem tazminatlarına hak kazanamayacak ve bunları ala- mayacaktır. Oysa, işveren tarafından gerçekleştirilen geçerli sebeplere da-

3– Bkz.:Sarper SÜZEK, İş Hukuku, 10.B.,İstan- bul,2014,s.525vd..

yalı fesihlerde, işçi, ihbar ve kıdem tazminatlarına hak kazanacak ve bunları alabilecektir.

n İkinci fark usül yönünden orta- ya çıkmaktadır. Geçerli sebeplere da- yalı fesihlerde işveren fesih sebebini yazılı olarak açıkça, kesin bir ifadey- le, tereddüte yer bıkamayacak şekil- de işçiye bildirmek zorundadır. Hak- lı nedene dayalı fesihlerde işverenin fesih nedenini bildirmesi mümkün- dür. Buna bir engel yoktur. Ancak, işveren açısından bu zorunlu değil- dir. İşverenin bu konuda bir yüküm- lülüğü yoktur. Ancak, her iki fesih türünde de feshin yazılı şekilde ya- pılmasının bir ispat şartı olduğu unu- tulmamalıdır. 4

n Üçüncü fark, fesih hakkının or- taya çıkışından itibaren ne kadar bir süre içinde kullanılabileceğine iliş- kindir. Haklı nedenlere dayalı işve- ren feshinde 4857 sayılı kanunun 26.maddesi uyarınca, işveren, fesih hakkını doğuran nedeni, bu nede- nin gerçekleştiği günden itibaren 1 yıl içinde öğrenirse, öğrendiği günden itibaren 6 iş günü içinde fesih hakkını kullanmak zorundadır.5

Geçerli sebeplere dayalı işveren feshinde ise, hak düşürücü kesin bir süre öngörülmemiştir. İşverenin fe- sih hakkını makul bir sürede kulla- nacağı belirtilmiştir.

n Dördüncü fark, işveren tarafın- dan haklı nedenlere dayalı olarak ya- pılan fesihlerde ve geçerli sebeplere dayalı fesihlerde işe iade davası aça-

4–Bkz.: Durmuş ÖZCAN, Uygulamalı İş Davaları,2.B., Ankara, 2014, s.319

5–Ancak işçinin olayda maddi çıkar sağlaması halinde bir yıllık süre uygulanmaz(4857 S.K.md.26/I son cümle)

(4)

bilecek durumda bulunan işçilerin (iş güvencesi kapsamında olan işçilerin) dava açma süreleri konusunda kar- şımıza çıkmaktadır. Haklı nedene da- yalı işveren fesihlerinde, fesih tarihi- ni izleyen bir aylık süre içinde işe iade davası açılması gerekmektedir. Ge- çerli sebeplere dayalı işveren fesih- lerindeyse bir aylık süre, feshin ger- çekleştiği tarihten itibaren değil, fesih bildiriminin yapıldığı tarihten itibaren, yani fesihten önce işlemektedir. 6

n İşverenin feshe dayanak yaptı- ğı haklı nedenler ile geçerli sebepler arasındaki farkı her zaman kolaylık- la ayırt etmek oldukça zordur. Ancak, feshe dayanak olabilecek geçerli se- beplerin, feshe dayanak yapılan hak- lı nedenler kadar ağır olmadığı, daha hafif nitelikte olduğu genel kabul gö- ren bir yaklaşımdır.

I- HAKSIZ FESİH

Kelime anlamı itibariyle “haksız”, hak ve adalete uygun olmayan, hak edilmemiş, yersiz demektir. “Haksız fesih” kavramı da sözlüklerde, “ge- çerli bir yasa kuralına dayanmadan bir işin veya sözleşmenin sona erdi- rilmesi” şeklinde ifade edilmektedir. 7 İş hukukunda ise haklı neden- le fesih hakkı 4854 Sayılı Kanunun 24. ve 25. maddelerindeki haklı ne- den kabul edilen hallerin ortaya çık- ması, gerçekleşmesi halinde doğan bir haktır. Bu durumda, herhangi bir haklı neden doğmadan veya hak- lı nedene dayanma fırsatı düştükten, ortadan kalktıktan sonra fesih ya-

6–Suat YURDSEVEN, “Geçerli Fesih ile Haklı Fesih Arasındaki Önemli Farklar, “http://www.milliyet.

com.tr/3.11.2014, s.4 7–Bkz.: İNAL, Adli Tıp ve…, s.372

pılacak olursa, haklı nedene dayan- mayan fesih, yani haksız fesih yapıl- mış olur.8 Hiç kuşkusuz, haksız fesih hukuka aykırı bir işlem niteliğinde- dir. Bu durumda haklı nedenlere da- yalı olması gereken derhal fesihlerde, ı ) “ortada gerçek anlamda haklı bir neden yokken derhal fesih yapıl- mışsa” haksız fesih vardır.

ıı) “ortada gerçek anlamda haklı bir neden bulunmasına rağmen, fesih hakkını kullanma süreleri aşıldıktan sonra (hak düşürücü süreler kaçırıl- dıktan sonra) fesih yapılmışsa” hak- sız fesih vardır.

ııı) iş sözleşmesinde feshin disip- lin kurulundan onaylandıktan sonra gerçekleşeceğine ilişkin bir hüküm varsa, buna uyulmamışsa, gerçek anlamda bir haklı neden olsa bile, ya- pılan fesih haksız fesihtir.

ıv) M.K 2. maddesi uyarınca, 4857 sayılı Kanunun 24. ve 25. maddelerin- de hak düşürücü süreye bağlı olmayan derhal fesih hakkı (devam eden sağlık sorunları vb.) söz konusu iken, “makul sayılabilecek süre” geçirildikten sonra kullanılırsa, haksız fesih vardır.

v) Derhal fesih hakkına sahip olan taraf, diğer tarafı affettiğine dair be- yanda bulunup, affettiğine dair dav- ranışlarda bulunduktan sonra derhal fesih yaparsa haksız fesih vardır.

Hemen belirtelim ki, haklı neden- lere dayalı derhal fesih hakkı, hem belirli süreli hem de belirsiz süreli iş sözleşmelerini sona erdirmekle kul- lanılabileceğine göre, yukarıda de- ğinilen hallerde “haksız fesih”, hem belirli hem de belirsiz süreli iş sözleş- melerinde söz konusu olabilecektir.9

8– MOLLAMAHMUTOĞLU/ASTARLI/BAYSAL, s.865 9– İş sözleşmesinin haksız feshi konusunda bkz.:

yarg.9HD.,16.09.2013 T., E.2011/22011, K.2013/22543

(5)

Haksız fesih hukuka aykırı bir iş- lem olduğuna göre, bu işlemden zarar görenlerin zararlarının giderilmesi ve haksız fesih işleminin de yaptırı- mı olması gereği açıktır. Bu konuda kanundaki düzenlemeler yanında, iş sözleşmelerine, haksız fesih hallerin- de cezai şart mahiyetinde ödemeler yapılacağına dair hükümler konul- muşsa, bunların da uygulanması ge- rekir. Haksız feshin hukuki sonuçları, haksız fesihle sonlandırılan iş sözleş- mesinin belirli süreli veya belirsiz sü- reli iş sözleşmesi olmasına, belirsiz süreli iş sözleşmesi söz konusu ise, iş sözleşmesi haksız feshedilen işçinin, iş güvencesi kapsamında olup olma- masına göre değişir.

1-İş Güvencesi Kapsamındaki İşçilerin Belirsiz Süreli İş Sözleşmelerinin İşveren Tarafından Haksız Feshi

4857 sayılı Kanunun 25. madde- sinin son fıkrası, işçilere, eğer işveren tarafından yapılan derhal fesihte bu maddeye ve burada öngörülen ko- şullara uyulmadığını iddia ediyorlar- sa, iş güvencesine ilişkin 18, 20 ve 21.

maddelere dayanarak yargıya baş- vurma olanağını vermektedir. 18, 20 ve 21. maddeler belirsiz süreli iş söz- leşmelerinin süreli fesih yoluyla sona erdirilmesini ve bunun sonuçları- nı düzenleyen kuralları ortaya koy- maktadır. İşveren, süreli fesih hak- kını iş güvencesi kurallarına aykırı olarak kullanırsa, bunun yaptırımla- rına maruz kalacaktır. İşe iade davası açan işçi, dava sonunda haklı bulun- duğu takdirde, işine geri dönebilecek, işe geri alınmazsa, 4-8 aylık ücret

tutarında işe başlatmama tazmi- natı, boşta geçen süreye ait en çok 4 aylık ücret ve diğer işçilik hakla- rını alabilecek, ayrıca usulsüz fe- sih varsa ihbar tazminatı da alabi- lecektir.

İşte haksız feshe uğradığını ile- ri süren işçiler de 25. madde hü- kümleri kapsamında bir haklı ne- den bulunmadığı iddiasıyla yargıya başvurabilirler. Yargılama sonun- da feshin haksızlığına karar verilir- se, yukarıda değinilen tazminatları alabilirler.10

Burada dikkate alınması gere- ken bir husus, 25. maddenin son fıkrasında 19. maddeye değinilme- miş olmasıdır. 19. maddede işçi- nin davranışı veya verimiyle ilgili nedenlerle iş sözleşmesi süreli fe- sih ile sonlandırılacaksa, işçinin sa- vunmasının alınmasının zorunlu olduğu ifade edilmektedir. 19. mad- denin 2. fıkrasının son cümlesinde ise, “İşverenin 25. maddenin (II) nu- maralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır” ifadesi yer almakta- dır. Elbette, işçinin ahlak ve iyi ni- yet kurallarına aykırı davranışının söz konusu olduğunu ileri süren ve bu haklı nedene dayanan işvere- nin, işçinin savunmasını alma yü- kümlülüğü bulunduğu düşünülme- melidir. Bununla beraber, işçi böyle bir haklı neden bulunmadığı iddia- sıyla yargıya başvurma ve değini- len tazminatları alabilme hakkına sahiptir. Ayrıca, koşulları gerçek- leşmişse kıdem tazminatını da ala- caktır.

10– Bkz.: Haluk Hadi SÜMER, İş Hukuku, 19.B.,Kon- ya,2014,s.115.

(6)

2-İş Güvencesi Kapsamında Olmayan İşçilerin Belirsiz Süreli İş Sözleşmelerinin İşveren Tarafından Haksız Feshi

Belirsiz süreli iş sözleşmeleri iş- veren tarafından haksız fesihle son- landırılan işçiler iş güvencesi kapsa- mında değillerse, fesih haksız da olsa hüküm ifade etmekte geçerli olmak- ta ve sözleşmeyi sona erdirmektedir.

Bu durumda, 1475 sayılı Kanun dö- nemindeki uygulamalardan yola çı- kılarak 17.madde hükümlerinin uy- gulanması gerektiği ileri sürülebilir.

Böylece, haksız feshin hukuki so- nucunun iş güvencesinden yararla- namayan işçiler için usulsüz feshin hukuki sonucu ile aynı olacağı dü- şüncesiyle işçilere ihbar tazminatı ödenmesi gerektiği sonucuna vara- bilir.11 İşçinin haksız feshe uğraması durumunda, haksız fesihten uğradığı zarar varsa, bunları genel hükümlere göre maddi-manevi tazminat olarak talep edebilir.

Diğer taraftan, 6098 sayılı TBK, 438. maddesinde, işverenin hizmet sözleşmesini haklı sebep olmaksı- zın derhal feshi durumunda, işçi- nin belirsiz süreli sözleşmelerde fe- sih bildirim süresine uyulmuş olsaydı, kazanabileceği miktarı tazminat ola- rak isteyebileceği ifade edilmektedir.

TBK’nın bu hükmünden iş kanunu kapsamında olan ve olmayan bütün işçilerin yararlanacağı açıktır. Ancak, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında- ki işçiler için tazminata esas alınacak bildirim süreleri, 4857 sayılı Kanunda yer alan bildirim süreleri olmalıdır.

11– İş sözleşmesinin haksız ve ihbarsız feshi konusunda bkz.:Yarg. 9.HD.,26.06.2013T.

,E.2011/17834, K.2013/19720

3-Belirli Süreli İş Sözleşmelerinin İşveren Tarafından Haksız Feshi Belirli süreli iş sözleşmelerinin işverenlerce, sözleşme süresi dol- madan önce haksız fesihle sona er- dirilmesi halinde, bunun hukuki so- nucunun ne olacağı konusunda 4857 sayılı Kanunda da diğer iş kanunla- rında da bir düzenleme yoktur. Eski Borçlar Kanununda da bir hüküm bulunmamaktaydı. Yargıtay ise çe- şitli kararlarında, belirli süreli iş söz- leşmelerinin haklı bir neden olmak- sızın sona erdirilmesini (haksız fesih) olarak değerlendirmekteydi.

Yeni Türk Borçlar Kanunu ise bu konuda açık bir hüküm getirmekte- dir. 6098 Sayılı TBK’nın 438/I. mad- desi, “işveren haklı sebep olmaksı- zın hizmet sözleşmesini derhal fesh ederse, işçi, belirsiz süreli sözleşme- lerde fesih bildirim süresine; belir- li süreli sözleşmelerdeyse, sözleşme süresine uyulmaması durumunda, bu sürelere uyulmuş olsaydı kazana- bileceği miktarı tazminat olarak iste- yebilir” şeklinde düzenlenmiştir.

Genel bir düzenleme olması ne- deniyle iş kanunları veya Borçlar Kanunu kapsamındaki belirli süre- li iş sözleşmelerinin, süre bitiminden önce işverence haksız feshi söz ko- nusu olursa, işçiler, geriye kalan söz- leşme süresine ait olan ücret tutarını tazminat olarak talep edebilecekler- dir. Ancak, bu tazminattan indirim- ler yapılabilecektir. TBK md. 438/II.

hükmünce, işçinin iş sözleşmesinin sona ermesinden ötürü, “tasarruf et- tiği miktarla, başka bir işten elde etti- ği veya bilerek elde etmekten kaçın- dığı gelir, tazminattan indirilecektir.”

(7)

TBK. md. 438/I’de yer alan taz- minat “ücret kaybı tazminatı” ola- rak ifade edilebilir.12 Çünkü, kanunda

“tazminat” kavramı kullanıldığından, işçinin zararının karşılanması amaç- lanmıştır.

TBK.md.438/III’te ise, yukarıda de- ğerlendirilen tazminattan ayrı, “Haksız Fesih Tazminatı” olarak tanımlanabi- lecek bir başka tazminat türü düzen- lenmiştir. 438. maddenin III. Fıkrası

“Hakim, bütün durum ve koşulları göz önünde tutarak, ayrıca miktarını ser- bestçe belirleyeceği bir tazminatın iş- çiye ödenmesine karar verebilir; an- cak belirlenecek tazminat miktarı, işçinin altı aylık ücretinden fazla ola- maz.” şeklindedir.

TBK madde 438/III’te düzenlenen bu ikinci tazminat türü (haksız fesih tazminatı), haksız fesih yapan işve- renin, hukuka aykırı olan davranışı- nın yaptırımı niteliğindedir. Haksız fesih tazminatı TBK md. 438/I’de ön- görülen tazminattan tamamen fark- lıdır ve hakimin bütün durum ve koşulları dikkate alarak miktarını belirleyeceği bir tazminattır. Haksız fesih tazminatının üst sınırı, işçinin altı aylık ücreti kadardır. Durumu de- ğerlendirecek olan hakimin takdirine bağlı olarak, haksız fesih tazminatı- nın ödenmemesi de mümkündür.

Haksız fesih tazminatı Borçlar Ka- nunu kapsamındaki belirli süreli iş sözleşmelerinin ve iş güvencesi kap- samında olmayan iş kanununa tabi belirli süreli iş sözleşmelerinin, hak- sız fesihle sürenin bitiminden önce

12–Bkz.: Emine Tuncay KAPLAN, “ Belirli Süreli İş Sö- zleşmelerinin Haksız Feshi ve Türk Borçlar Kanunu Tasarısında Getirilen Yeni Düzenlemeler . “ Osman Güven Çankaya’ya Armağan, Ankara, 2010 s.223.

sona ermesinde söz konusu olabi- lecektir. Ancak, 4857 sayılı Kanu- nun iş güvencesine ilişkin hüküm- lerinin sadece ve sadece belirsiz süreli iş sözleşmelerine uygulanabi- leceği unutulmamalıdır. Dolayısı ile, iş güvencesi hükümlerinden yararla- nacak olanlara haksız fesih tazminatı ödenmeyecektir. Çünkü, bu durum- dakilere geçersiz veya haksız fesih hallerinde 4-8 aylık ücret tutarında

“işe başlamama tazminatı” ve “çalı- şılmayan süre için en çok dört aylık ücret tutarında” tazminatlar öden- mesini gerektiren özel bir düzenleme vardır.13

Haksız feshin tazminatına hük- medilmişse, kötü niyet tazminatı- na (4857md. 17/6, TBK md. 434) ve sendikal tazminata ayrıca hükmedi- lemeyeceğinin kabulü gerekir. Çün- kü, haksız fesihte hukuka aykırılığın yaptırımı olarak, haksız fesih tazmi- natı öngörülmüştür. Oysa, kötü ni- yetli fesihte ve bunun özel bir halini oluşturan sendikal nedenle fesihte, fesih hakkı doğmuştur; ancak objek- tif iyi niyet ve dürüstlük kuralına ay- kırı şekilde kullanılmıştır. Oysa hak- sız fesihte haklı neden yokken, yani fesih hakkı doğmadan hukuka aykı- rı şekilde haksız fesihle iş ilişkisi son- landırılmıştır.

II- USULSÜZ FESİH

“Usul” kavram olarak, belli bir amaca ulaşmak için takip edilen yol, yöntem, tarz, üslup, bir işlemin yapıl- masına ilişkin olarak izlenecek uy-

13–Bkz.: Hamdi MOLLAMAHMUTOĞLU. “Türk Borç Kanunu Kabulünden sonra İş Sözleşmesinin Haklı Nedenle Feshi”, Erzurumluoğlu Armağanı, Ankara, Ankara Barosu, Ankara, 2012, s.590.

(8)

gulanacak yol, prosedür anlamına gelmektedir.14

Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin sona erdirilmesi, hukuk sistemimiz- de bir takım usul ve şekil şartlarına bağlanmıştır. Bu şartlara uyulmadığı takdirde, usulsüz fesih yapılmış olur.

Usulsüz fesih yapılması halinde, iş sözleşmesi, usulüne uygun fesih ya- pılmış gibi sona erer. Ancak, usulsüz feshe uğrayarak iş sözleşmesi sona eren taraf, karşı taraftan öncelik- le ihbar tazminatı talep edebilir. Ay- rıca, şartları gerçekleşmiş ise, maddi ve manevi tazminat da talep edebi- lir. Bunların yanında, usulsüz feshe uğrayan işçi, hak kazanmışsa, kıdem tazminatını da alacaktır.

İşveren tarafından gerçekleştiri- len usulsüz fesih, 4857 sayılı kanu- nun 17. maddesi uyarınca verilmesi gereken bildirim süreleri hiç veril- mezse, eksik verilirse ortaya çıkar.

İşveren tarafından peşin ödeme yo- luyla yapılan fesihlerde, bildirim sü- relerine ait ücretlerin eksiksiz olarak ödenmesi gerekir. Bildirim sürelerine ait ücret hiç ödenmemiş veya eksik ödenmişse, yine usulsüz fesih yapıl- mış olur. 15

İş sözleşmelerinde ve toplu iş söz- leşmelerinde, fesih için kanunlar- da öngörülen düzenlemelerden ayrı, özel hükümlerle özel usuller kon- muşsa, bunlara uyulmaması da usul- süz fesih olarak nitelendirilir.

Usulsüz feshin, aynen geçerli bir fesih gibi iş sözleşmesini sona erdir- mesine karşılık, feshin iptaline karşı yargıya gidilmesine imkân veren bir

14–Bkz.: İNAL, Adli Tıp ve…, s.990

15–Bkz.: Ercan GÜVEN/Ufuk AYDIN, Bireysel İş Hukuku, 4.B.,Eskişehir,2013,s.229-230

düzenleme iş hukuku sistemimizde yoktur. 16

Usulsüz feshe uğrayan işçinin, iş- verenden öncelikle ihbar tazmina- tı isteyebileceğine yukarıda deği- nilmişti. İhbar tazminatının hukuki dayanağı, 4857 sayılı İş Kanunu kap- samında bulunan işçiler için, bu ka- nunun 17/IV. maddesi, bu kanunun kapsamı dışında kalan işçiler için de TBK.’nın 438/I. maddesidir. İhbar tazminatı ancak belirsiz süreli iş söz- leşmesinin usulsüz feshi gerçekleş- tiğinde söz konusu olur. 4857 sayılı Kanunun 24/II ve 25/II. maddelerine dayanarak yapılan fesihlerde (hak- lı nedene dayalı derhal Fesih), ihbar tazminatı talep edilemez.

İhbar tazminatı, “bildirim süre- lerine ait ücretler tutarında” olmak üzere ödenmesi gereken “götürü tazminat” niteliğinde bir tazminattır.

İşveren tarafından gerçekleştirilen bir usulsüz feshin (veya işçi tarafın- dan) yaptırımı olarak öngörülmüş- tür. Bu nedenle, usulsüz feshe uğra- yan işçi, hiçbir zarara uğramasa, söz gelimi, usulsüz feshin hemen erte- sinde daha iyi koşullarda hemen yeni bir iş bulsa bile, ihbar tazminatı talep edebilecektir. Feshin usulsüz fesih olduğunun ispatlanması yeterlidir.17

İhbar tazminatının hesabında ge- niş anlamda ücret dikkate alınacak ve fesih anındaki brüt ücret üzerin- den hesaplama yapılacaktır. Bildirim süreleri, işçinin kıdemine göre 4857 sayılı Kanunun 17. maddesinde dü- zenlenmiştir. Ancak, iş sözleşmele-

16–Bkz.:Yarg.HGK.17.02.1993T.,E.1992/9- 730,K.1993/64.

17– Bkz.: SÜZEK, İş Hukuku…, s.529;Yarg.9HD.,25.01.2 012T.,E.2009/33347,K.2012/1708

(9)

rinde veya toplu iş sözleşmelerinde bildirim süreleri arttırılmışsa, arttı- rılmış olan bu sürelere göre ihbar taz- minatı ödenecektir.

Usulsüz feshe uğrayan tarafın ih- bar tazminatı dışında maddi tazminat ve manevi tazminat talep etme hak- larının da bazı koşullarda doğabile- ceğine değinilmişti. Usulsüz fesihten ötürü zarara uğrayan tarafın bu za- rarın karşılanmasını genel hükümle- re göre isteyebileceği kabul edilmeli- dir.18

Bu çalışmanın kapsamı açısın- dan yalnızca usulsüz feshe uğrayan işçinin zararı üzerinde durulacak- tır. İşçinin maddi tazminat talebinde bulunabilmesi için, zararın ihbar taz- minatı tutarını aşması gerekir. Ayrı- ca, elbette ihbar tazminatını aşan bir zararın ortaya çıktığının da ispatlan- ması gerekir.

Uğradığı maddi zarar dışında, işçi manevi bir zarar görmüşse, kişilik hakları ihlal edilmiş, mesleki itibarı sarsılmış, örneğin hakarete uğramış, tartaklanmış veya dövülmüşse, ma- nevi tazminat talebinde de bulunabi- lecektir.19 Manevi tazminat talebinin hukuki dayanağı TBK.’nın 58.madde- sidir.

III-KÖTÜ NİYETLİ FESİH

Kötü niyet, bir kimsenin istekle- rinin haksız ve hukuka aykırı oldu- ğunu bilmesi ve buna rağmen istek- lerini gerçekleştirmeyi amaçlaması, fırsat bulduğunda bu yönde hareke- te geçmeye hazır olmasıdır.

Kötü niyetli fesih ise, “fesih hak-

18– Bkz.: 1475 sayılı kanunun 13. Maddesinde bu konuda açık hüküm bulunmaktaydı.

19– Bkz.: Yarg.9.HD., 4.11.1993 T., E.1993/57779,K.1993/15731.

kının iyi niyet kurallarına-dürüstlük kurallarına aykırı şekilde kullanıl- ması” olarak ifade edilebilir.

1475 sayılı eski iş kanununun 13.

maddesinde “işçinin sendikaya üye olması", “şikayete başvurması” gibi nedenlerle işten çıkarılması, kötü ni- yetli feshe örnek gösteriliyordu. Ayrı- ca, “genel olarak hizmet akdini fesih hakkının kötüye kullanıldığını göste- ren diğer durumlar” ifadesi de madde metninde yer almaktaydı. 4857 sayılı İş Kanunun 17. maddesinde de, “işçi- lerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildi- ği durumlarda…” ifadesi ile yetinil- miş, fesih hakkının kötüye kullanıl- dığı hallere örnekler sıralanmamıştır.

Ancak, gerek yargı kararları gerekse doktrin, “fesih hakkının kötüye kul- lanılması” halleri ile ilgili olarak bü- yük ölçüde fikir birliği sağlanmasın- da etkili olmuştur. Örnek vermek gerekirse, işçinin sigortasız çalıştırıl- masını Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü- ne şikayet etmesi,20 işten çıkartılan arkadaşları lehine, işverenin aleyhine tanıklık yapması,21 hallerinde iş ve- rence yapılan fesihler, kötü niyetli fe- sih olarak değerlendirilmiştir. İşçinin kıdem tazminatına hak kazanaca- ğı tarih dolmadan bunu engellemek için veya iş güvencesi hükümlerin- den yararlanmasını engellemek için altı aylık kıdemin dolmasına kısa bir süre kala iş sözleşmesinin feshi de kötü niyetli fesih halleri olarak kabul edilmiştir.22

20– Bkz.:Yarg.9.HD.,27.10.2011T.,E.2009/26652 ,K.2011/41380.

21–Bkz.: Yarg.9.HD.,27.10.2011T.,E.2011/36179 ,K.2011/41305.

22–Kötü niyetin karşı tarafa zarar vermek kastıyla gerçekleşmesi konusunda bkz.:

Murat DEMİRCİOĞLU/Tankut CENTEL, İş Hukuku, 18.

B.,İstanbul,2015,s.162-163

(10)

Öncelikle dikkatlerden kaçma- ması gereken husus, fesih hakkının var olması, fesih hakkının bulunma- sı şartıdır. Böyle bir hak yoksa, bunun iyi niyetle de kötü niyetle de kullanıl- ması söz konusu olmayacaktır.

4857 sayılı İş Kanunumuzun iş gü- vencesi kapsamına aldığı işçiler özel ve ayrıcalıklı bir korumaya alındıkla- rından, işe iade davası açabilecekler- dir. Bu nedenle, dava sonucunda fes- hin geçersizliğine karar verilebilmesi mümkündür.

Dolayısıyla, iş güvencesi kapsa- mındaki işçiler için kötü niyetli fes- he maruz kalmak ve bunun hukuki sonuçları söz konusu olmayacaktır.

Kötü niyetli fesih, iş güvencesi kap- samı dışında kalan işçilerin belirsiz süreli iş sözleşmelerinin Medeni Ka- nunun 2.maddesinde değinilen dü- rüstlük ve objektiflik iyi niyet kural- larına aykırı şekilde sona erdirilmesi durumunda karşımıza çıkar.

Kötü niyetli fesih mevzuatta ön- görülen usul ve şekil şartlarına uyu- larak yapılması durumunda, usulü- ne uygun, ancak kötü niyetli bir fesih gerçekleşmiş olur. Bazen kötü ni- yetli fesihlerde usul ve şekil şartları- na da uyulmamış olabilir. Bu durum- da, hem kötü niyetli hem de usulsüz fesih gerçekleşmiş olur. Bu durumda ayrıca ihbar tazminatı da ödenir.

Kötü niyetli fesih, usulsüz fesih- le birlikte yapılmış olabilir. Ancak kötü niyetli fesih, haksız fesihle bir- likte karşımıza çıkmaz. Çünkü, hak- sız fesih, daha önce de değinildiği gibi;

fesih hakkı doğmadığı halde, yani aslında var olmayan bir hak varmış- çasına yapılan bir fesihtir. Kötü ni-

yetli fesih ise var olan, doğmuş olan fesih hakkının iyi niyet ve dürüst- lük kurallarına aykırı şekilde kulla- nılmasıdır. Kötü niyetli fesih hallerine örnek olarak, zorunlu fazla çalışma- yı reddettiği için, evlendiği veya ha- mile kaldığı için işten çıkartılanların durumları gösterilebilir.23 Kötü ni- yetli fesihte de, hukuka aykırı olduğu halde yapılan fesih geçerlidir. Yukarı- da değinilen örnekler değerlendiril- diğinde, “objektif iyi niyet kurallarına aykırı şekilde fesih hakkının kullanıl- ması” ölçütünün, doktrinde ileri sü- rülen “işverenin zarar verme kastı”,

“işverenin kusurlu olması”, “işvere- nin haklı görülebilir bir menfaati ol- madığı halde fesih hakkını kullan- ması” kriterlerini de kapsadığı ve bu nedenle kötü niyetli feshin varlığını tespitte esas alınmasının, işçinin ko- runması amacına daha uygun olduğu söylenebilir. Bu kriterler içinde, “işve- renin zarar verme kastının bulunma- sı” hiç kuşkusuz kötü niyetin ve kötü niyetli feshin en ağır ve bağışlanmaz şeklidir. Özellikle sendikal nedenlerle fesihte görülebilen bu durum, “kötü niyetli feshin özel bir hali” olarak ay- rıca değerlendirilecektir.

4857 Sayılı Kanunun 17.maddesi- ne göre, iş güvencesi kapsamı dışın- da kalan işçilerin iş sözleşmelerini fesheden işveren, süreli fesih hakkını kullanırken bir neden göstermek zo- runda değildir. Ancak, iş sözleşme- lerinde ve toplu iş sözleşmelerinde işverenin süreli fesih hakkını sınırla- yan, sadece makul ve meşru neden-

23–SÜZEK,İş Hukuku …,s.537;Örnek karar için bkz.:- Yarg.9.HD.,17.09.2007T.,E.2007/29103,K.2007/26743.

MOLLAMAHMUTOĞLU/ASTARLI/BAYSAL,İş Hukuku,s.938;

(11)

lere dayanılarak fesih yapılabilece- ğine dair hükümler konması halinde bunlara uyulması gerekir.24

Daha önce de değinildiği gibi, hu- kuk sistemimizde iş güvencesinden yararlanamayan işlerin belirsiz süre- li iş sözleşmelerinin işverenlerce sü- reli fesih ile sona erdirilmesinde işve- renler herhangi bir neden göstermek zorunda değildir. Ancak, bu durum- daki işçilerin iş sözleşmelerinin iş- verenlerce kötü niyetle feshedilme- si halinde, 4857/17. md. hükmünce ve benzer şeklide TBK. md. 434 hük- münce kötü niyetle feshe uğrayan iş- çiler ihbar sürelerine (bildirim süre- leri) ait ücret tutarının üç katı kadar kötü niyet tazminatına hak kazanır- lar. Kötü niyetli fesih aynı zamanda usulsüz fesih olarak da gerçekleş- mişse, ihbar sürelerine ait ücret tu- tarının dört katı tutarında bir tazmi- nat söz konusu olacaktır. Kötü niyet tazminatı da ihbar tazminatı gibi, iş- çinin hiçbir zararı olmasa bile öden- mesi gereken götürü tazminat nite- liğinde bir tazminattır. Dolayısıyla, kötü niyet tazminatına konu edile- cek ücret temel ücret değil, geniş an- lamda ücret olarak hesaplanacak- tır. 4857 Sayılı Kanunun 17.maddesi ve TBK’nın 434.maddesi hükümle- ri, yalnızca işverenin kötü niyetli fe- sih gerçekleştirmesini düzenledik- lerinden, işçinin süreli fesih hakkını kötüye kullanması söz konusu olsa bile, işverenlerin kötü niyet tazmina- tı talep etmeleri mümkün değildir.25 Kuşkusuz, Medeni Kanun md. 2 kap-

24–Bkz.: Yarg.9.HD.,24.09.1992 T.,E.1992/3164,K.1992/10375.

25– MOLLAMAHMUTOĞLU/ASTARLI/BAYSAL,İş Hukuku,s.940.

samında tazminat talebinde buluna- bilirler.

Kötü niyet tazminatı, iş güvence- si kapsamı dışında kalan işçilerin be- lirsiz süreli iş sözleşmelerinin işve- renlerce kötü niyetli feshedilmesine karşı düzenlenmiş olan bir hukuki yaptırımdır. Ancak, aşağıda değinile- ceği gibi, bu yaptırımın etkinliği tar- tışılabilir.

İş güvencesinden yararlanabilen işçiler işe iade ve feshin geçersizliği davası açabileceklerinden, kötü niyet tazminatı alamazlar. Bu durumdaki- lerin bir aylık sürede işe iade davası açmamaları, yani süreyi kaçırmala- rı halinde de kötü niyet tazminatı için dava açmaları mümkün değildir.26 Belirli süreli iş sözleşmelerinin sona ermesinde de kötü niyet tazminatı- nın söz konusu olmayacağı, çünkü kötü niyet tazminatının, süreli fesih hakkının kötüye kullanılmasının so- nucuna bağlanmış olduğu dikkatler- den kaçmamalıdır. Kötü niyetli feshe uğrayan işçinin, işverenin süreli fesih hakkını kötüye kullandığını ispatla- ması gerekir. İşçi bu şekilde somut bir olayı ileri sürerek bunu ispatlaya- madığı takdirde, kötü niyet tazmina- tı alamayacaktır.27 Ancak, sendikal nedenlere bağlı olarak gerçekleşen bir kötü niyetli fesih varsa, ilgili kı- sımda değinileceği gibi, durum fark- lı olacaktır. İhbar tazminatı hesabın- da olduğu gibi, kötü niyet tazminatı hesabında da, eğer iş sözleşmelerin- de ihbar sürelerini (bildirim sürele- ri) arttıran hükümler bulunuyorsa,

26–Yarg.9.HD.,02.10.2006T.,E.2006/4322, K.2006/25336.

27–Oldukça yeni tarihli bir karar için bkz.:Yarg.7.HD.2 8.01.2014T.,E.2014/415,K.2014/1153.

(12)

bu hükümler dikkate alınmalı ve ka- nundaki süreler değil, artırılan süre- lere ait ücret tutarının üç katı dikka- te alınmalıdır.

Aslında kötü niyetli fesih so- nucunda verilen kötü niyet tazmi- natının yaptırım olarak işçileri ne kadar koruyabildiği her zaman tar- tışmaya açık bir konudur. Feshe kar- şı korunma açısından iş güvencesi kapsamında olan işçilerle, iş güven- cesinden yararlanamayan işçiler arasındaki ayrım, haksızlıkların ve dengesizliklerin temelidir. En çok ko- runması gerekenler, küçük işletme- lerde çalışanlar, sürekli işlerde çalış- ma fırsatı bulamayanlar, korumasız kalmaktadırlar.

Aynı hukuka aykırı işlemle, ger- çekte aynı sebeplere dayalı olarak iş- ten çıkarılanların bir bölümü geçersiz fesih şeklinde bir yargı kararına ula- şabilme şansına sahipken, diğerle- rinin yargıya başvurma hakları bile bulunmamakta ve ihbar tazminatı- nın üç katı kadar bir tazminat ile ye- tinmek zorunda kalmaktadırlar. İş- verenin hukuka aykırı fesih işlemi iş güvencesi kapsamında olan işçiler bakımından “geçerli sebebe dayan- mayan fesih” olarak değerlendirilir- ken, iş güvencesi kapsamı dışında kalanlar açısından “kötü niyetli fe- sih“ olarak değerlendirilmektedir.

Kötü niyetin varlığının kabulü, geçerli sebep olmadığının kabulünden daha ağır bir durumdur. Ancak, bugünkü hukuk sistemimizde kötü niyetli fes- hin yaptırımı çok daha etkisizdir.

Haksız fesihle kötü niyetli fe- sih karşılaştırıldığında da, kötü ni- yetli feshin bu gün geçerli olan yap-

tırımdan çok daha ağır yaptırımlara maruz kalması gerektiği düşünülebi- lir. Esasen arada ciddi bir fark vardır.

Haksız fesihte, fesih hakkı yokken fesih gerçekleşirken, kötü niyetli fe- sihte, var olan fesih hakkının kötüye kullanılması söz konusudur. Ancak, her ikisinde de fesih gerçekleşmiş- tir. Her ikisinde de hukuka aykırılık bulunduğu halde, yapılan fesihler ge- çerlidir. Hukuka ve hakkaniyete ay- kırılık bağlamında düşünüldüğünde, esasen her kötü niyette bir haksız- lık mutlaka vardır. Çünkü kötü niyet- li kişi, isteklerinin ve amacının haksız olduğunu bilmektedir. Buna karşılık, her haksızlıkta mutlaka bir kötü ni- yet, bir art niyet bulunmayabilir. Ger- çek durum bilinmediği için, bilmeden haksızlık yapılmış olabilir. Ancak, bil- meden, yanılarak kötü niyet besle- nebileceği pek düşünülmemelidir. Bu nedenle, kötü niyetli feshin yaptırım- larının ağırlaştırılması üzerinde daha çok düşünülmelidir.

IV-KÖTÜ NİYETİN ÖZEL BİR HALİ- SENDİKAL NEDENLERE DAYALI FESİH

İşverenlerin süreli fesih hakkının iyi niyetle-dürüstlük kurallarına uy- gun olarak kullanılıp kullanılmadığı- nın anlaşılabilmesi için, süreli feshin nedeninin değerlendirilmesi ve açı- ğa çıkarılması gerekir. Hatırlanacağı gibi, iş güvencesinden yaralanama- yan işçilerin belirsiz süreli iş sözleş- melerinin, işverence süreli fesih ile sona erdirilmesinde, işverenin süre- li fesih hakkını kullanırken bir neden göstermesi, açıklama yapması ge- rekmez. Ancak, hayatın olağan akışı

(13)

içerisinde açıkça belirtmese de, hatta çoğu zaman gizlemeye çalışsa da, iş- verenin mutlaka kendi açısından bir nedeni vardır. Nedensiz fesih olama- yacağının kabulü gerekir.

Ülkemizdeki uygulamalar dikka- te alındığında, fesih hakkının işve- renlerce kötüye kullanıldığı hallerin en başında, işçilerin sendikaya üye olmaları ya da sendikal faaliyetle- re katılmaları nedeniyle işten çıkarıl- maları gelmektedir. Nitekim, 1475 sa- yılı eski İş Kanunda işçinin sendikal faaliyetleri veya sendika üyeliği ne- deniyle işten çıkarılması, kötü niyetli fesih hallerinden birisi olarak göste- rilmekteydi. 28

6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ise, işverenlerin süreli fesih haklarının, işçinin sendi- kal faaliyetleri nedeniyle kullanılma- sını, kötü niyetli feshin özel bir hali olarak ayrıca düzenlemekte ve bu şekilde gerçekleştirilen işveren fes- hinin hukuki sonucunu çok haklı ve isabetli olarak daha ağır bir yaptırı- ma bağlamakta, “sendikal tazminat”

ödenmesini öngörmektedir.

Sendikal tazminatın, sendika öz- gürlüğünün güvencesi olarak de- ğerlendirilmesi gerekir. 6356 Sayılı Kanunun 25. maddesi, ilk dört fıkra- sında fesih dışındaki sendikal ayrım- cılık hallerini düzenlemektedir. Bu fıkralar;

"İşçilerin işe alınmaları; belli bir sendikaya girmeleri veya girmeme- leri, belli bir sendikadaki üyeliği sür- dürmeleri veya üyelikten çekilme- leri veya herhangi bir sendikaya üye

28–Bkz.:İhsan ERKUL,Türk İş Hukuku Dersleri, EİTİA.Ya.No:74,Ankara,1970,s.157-158;Nuri ÇELİK, İş Hukuku Dersleri,6.B.,İstanbul,1984,s.166-167.

olmaları veya olmamaları şartına bağlı tutulamaz.

İşveren, bir sendikaya üye olan iş- çilerle, sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçi- ler arasında çalışma şartları veya ça- lıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz. Ücret, ikramiye, prim ve paraya ilişkin sos- yal yardım konularında toplu iş söz- leşmesi hükümleri saklıdır.

İşçiler, sendikaya üye olmala- rı veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin izniyle iş saatleri için- de işçi kuruluşlarının faaliyetlerine katılmaları veya sendikal faaliyette bulunmalarından dolayı işten çıkarı- lamaz veya farklı işleme tabi tutula- maz. 29

İşverenin fesih dışında, yukarıda- ki fıkralara aykırı hareket etmesi ha- linde işçinin bir yıllık ücretinden az olmamak üzere sendikal tazminata hükmedilir.” şeklindedir.

6356 Sayılı Kanunun 25. madde- sindeki düzenlemenin amacı, sendi- kalı işçilerin işveren tarafından daha kötü koşullarda işe alınmalarını ve işe alındıktan sonra da daha kötü çalışma koşullarında çalışmaya zorlanmalarını önlemektir. Bir diğer deyişle, amaç, iş- yerinde sendikal örgütlenmenin önü- nü kesmek isteyebilecek işverenlere bu fırsatı vermemektir. Zaten sendikal nedenlere dayalı ayırım yapma yasağı, işverenin eşit davranma borcu kapsa- mında düşünülmelidir.

Elbette işyerinde uygulanan bir toplu iş sözleşmesi varsa, parasal hü- kümler açısından mutlak bir eşitlik

29– Bkz.:Yarg.9.HD.,8.4.2008T.E.2007/27725, K.2008/7812.

(14)

söz konusu olamaz. İdari hükümler açısından mutlak bir eşitlik olma- lıdır. Bununla beraber, toplu iş söz- leşmesine taraf işçi sendikasına üye olmayan işçilerin dayanışma aida- tı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanabilecekleri açıktır. (6356- md. 39/IV).

İşe alınma esnasında veya işe gir- dikten sonra sendikal nedenle ayrı- ma uğrayan ve sendikal tazminata hak kazanan işçi, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 5.maddesi uyarınca verilen ayrımcılık tazminatını alamaz. Çün- kü ayrımcılığın daha özel ve ağır bir şekli olan sendikal nedenle yapılan bir ayrımcılık gerçekleşmiş ve bunun için daha ağır bir yaptırım öngörül- müştür.30

Hatırlanacağı gibi, “sendikal ne- denlere dayalı kötü niyetli fesih hal- leri” dışındaki kötü niyetli fesihlerde, işçi, feshin geçerli bir sebebe dayan- madığını ispatladığı takdirde, işvere- nin süreli fesih hakkında kötü niyetli fesih şeklinde kullandığı ortaya çık- mış olur. Oysa, 6356 Sayılı Kanun’da- ki düzenlemeye göre, işçi, feshin sen- dikal nedene dayandığı iddiasıyla dava açtığı takdirde, feshin nedeni- ni ispat yükümlülüğü işverende ol- maktadır. Ancak, işçi, işverenin ileri sürdüğü fesih nedeninin gerçek ne- den olmadığını ve gerçek nedenin aslında sendikal neden olduğunu id- dia ediyorsa, bu durumda feshin sen- dikal nedenle yapıldığını ispatlamak zorundadır(6356 md. 25VI.)

Yukarıda değinilen hükümler uya- rınca, fesih dışında sendikal neden-

30–Bkz.:yarg.9HD.,9.2.2009T.,E.2008/43768 ,K.2009/1802.

le ayrımcılık yapan işveren, işçinin bir yıllık ücretinden az olmamak kaydıy- la sendikal tazminat ödemek zorun- da kalacaktır. Bu hükümlerin hem iş güvencesi kapsamındaki işçiler hem de iş güvencesi kapsamı dışında ka- lan işçilere uygulanacak olması ko- nusunda herhangi bir tereddüt bu- lunmamaktadır. Sendikal nedene dayalı fesihlerde ise iş güvencesi kap- samı dışında kalan işçilerin sendikal tazminat talep edip-etmeyecekleri tartışma konusu olmuş ve farklı gö- rüşler ileri sürülmüştür.31

Esasen 6356 Sayılı Kanun’un 25.maddesinin amacı bütün olarak değerlendirildiğinde, iş güvence- si kapsamı dışında kalan işçilerin de sendikal tazminat talebinde bu- lunabileceklerinden kuşku duyul- maması gerekir. Çünkü fesih, işçi- nin karşılaşabileceği en olumsuz sonuçtur. Fesih kadar ağır olmayan ayrımcılık hallerinde bile, sendi- kal tazminat talep edilebilirken, fe- sihte, sendikal tazminat talep edi- lemeyeceğini ve ancak 4857 Sayılı Kanunun 17/IV. maddesi uyarınca kötü niyet tazminatı talep edilebi- leceğini düşünmek doğru değildir.

Bu durumda sendikal feshe dayalı olarak ortaya çıkan kötü niyetin ve sonucunun ayrıca düzenlenmiş ol- masının hiçbir önemi kalmamak- tadır. Ayrıca, ülkemiz gerçeklerin- de, sendikal örgütlenmenin küçük işyerlerinde, iş güvencesinden ya- rarlanılamayan işyerlerinde çok daha zor olduğu, işçilerin çok daha fazla baskılara maruz kaldığı bilin-

31– Bu görüşler ve gerekçeleri konusunda ayrıntılı bilgi için bkz.:Süzek,İş Hukuku,s.540.

(15)

mektedir. Bu durumda sendikal öz- gürlükler bakımından en çok korun- ması gerekenler aslında iş güvencesi kapsamında olmayan işçilerdir. Sen- dikal tazminat, sendikal özgürlüklere karşı çıkmanın, sendikal özgürlük- leri engellemeye çalışmanın bir yap- tırımıdır. Sendikal tazminattan çok daha düşük olan kötü niyet tazmi- natını ödeyerek, kötü niyetli feshin gerçekleştirilmesi imkânının kulla- nılabilmesi, işverenlerin sendikal ör- gütlenmeleri engelleme çabalarını nispeten daha rahat sürdürmelerine neden olabilir. Oysa, amaç sendikal özgürlüklerin önünü açmaktır. Sen- dikal tazminatın miktarı, işçinin en az bir yıllık ücreti tutarında olmak üze- re hal ve duruma göre hakim tara- fından takdir edilecektir. İş güvence- si kapsamı dışında kalan işçiler daha çok korunmaya muhtaç oldukları- na göre, iş sözleşmelerinin sendikal nedenlerle feshi halinde, hakimle- rin bir yıllık ücret tutarlarının üzerin- de sendikal tazminata karar verme- leri mümkündür. Hakimlerin takdir haklarının bu yönde kullanılmasının yaygınlaşması, sendikal özgürlükle- rin kullanımını kolaylaştırabilir.

Uluslararası sözleşmeler ve yargı kararları da iş güvencesi kapsamı dı- şında kalan işçilerin sendikal tazmi- nat talebinde bulunabilecekleri yö- nündedir.32

Zaten, oldukça yakın bir tarihte, 22.10.2014 tarihinde Anayasa Mah- kemesinin iptal kararı, bütün tered- dütleri ortadan kaldırıcı niteliktedir.

Sendikal nedenle fesih sonucunda iş

32– Bu konuda Yarg.9.HD.nin 25.03.2014 tar- ihli bir kararının ayrıntısı için bkz.: SÜZEK, İş Hukuku,s.544-545.

güvencesi kapsamında olan ve olma- yan bütün işçilerin sendikal tazminat talep edebilecekleri son derece açık hale gelmiştir.

Bundan daha da önemli bir geliş- me, değinilen iptal kararı sonrasında, sendikal feshin sonuçlarının, sendi- kal tazminat dışında da iş güvencesi kapsamında olan ve olmayan işçiler açısından aynı hale gelmiş olmasıdır.

Anayasa Mahkemesinin iptal kararı öncesinde, sendikal neden- le feshin sonuçları, işçinin iş güven- cesi kapsamında olup-olmamasına bağlı farklılık göstermekteydi. Sa- dece iş güvencesi kapsamındaki iş- çiler, feshin geçersizliği-işe iade ve sendikal tazminat talebi ile dava aça- biliyorlardı. Anayasa Mahkemesi ka- rarından sonra, 4857 sayılı Kanunun 18. maddesine yapılan atıf iptal edil- miş olduğundan, iş güvencesi kapsa- mı dışında kalan işçiler de 4857 Sayı- lı Kanun’un 20. ve 21. hükümlerinden yararlanılarak işe iade davası açabi- leceklerdir. Bu durumda sendikal ne- denlerle fesihlerde bütün işçiler, iş güvencesi kapsamında olsunlar veya olmasınlar işe iade davası açma hak- kına sahiptirler.

Ancak, çok dikkat edilmesi gere- ken husus, iş güvencesi kapsamı dı- şında kalan işçilerin, işe iade davası açma haklarının ve 4857 Sayılı Ka- nun’un 20. maddesi hükmüne da- yanmalarının ancak feshin sendi- kal nedenle yapılmış olması halinde mümkün oluşudur. Bu koşul gerçek- leşmediği ve işçinin sendikal nede- ne dayalı fesih iddiasıyla açtığı dava mahkemede reddedildiği ve feshin sendikal nedene dayanmadığına ka- rar verildiğinde, sendikal tazminat verilmeyeceği gibi, işe başlatmama (iş güvencesi) tazminatı da verilmeye-

(16)

cektir. Sendikal nedenlere dayalı fe- sihlere karşı, iş güvencesi kapsamın- da olma şartı ortadan kalktığı için, bütün işçiler işe iade ve sendikal taz- minat talebiyle dava açabileceklerdir.

İş sözleşmesinin sendikal nedenler- le feshedildiği tespit edildiği takdir- de, işçi, karar tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak üzere iş- verene başvurmasa bile yahut da bu sürede başvurması halinde, işve- ren kendisini bir ay içinde işe başlat- sa da–başlatmasa da, işveren işçiye sendikal tazminat ödemek zorun- dadır. İşveren işçiyi işe başlatmazsa, sendikal tazminata hak kazanan iş- çiye ayrıca 4-8 aylık ücreti tutarın- daki tazminat ödenmez.

6356 Sayılı Kanun’un 25/V. mad- desi hükmü, işe iade davası açılma- dan, bundan bağımsız olarak, doğ- rudan doğruya ve sadece sendikal tazminat talebiyle dava açılabilme- sine ilişkindir. Bu ikinci dava türünün feshin bildirimini izleyen bir aylık sü-

rede açılması da gerekmez. TBK md.

146 hükmünce, on yıllık zaman aşımı süresi içinde sendikal tazminat tale- biyle dava açılabilir.

Sendikal tazminat, ihbar tazmi- natı ve kötü niyet tazminatı gibi gö- türü nitelikte bir tazminattır. Onlar- dan farkı, sadece alt sınırının kesin olması, üst sınırının hakimin takdi- rine bağlı oluşudur. Sendikal tazmi- nata karar verildiğinde, daha önce de değinildiği gibi, ayrıca kötü niyet taz- minatına ve ayrımcılık tazminatına karar verilmez. Ancak, şartlar ger- çekleşmişse, sendikal tazminat ya- nında ihbar tazminatı ve kıdem taz- minatı ayrıca talep edilebilir.

İşçilerin feshe karşı korunmala- rı açısından, sadece sendikal neden- le fesihlerde değil, bütün kötü niyetli fesihlerde, bütün işçilerin iş güvence- si kapsamında olanlar-olamayanlar ayrımı yapılmaksızın, feshin geçer- sizliği ve işe iade davası açabilmeleri için gerekli düzenlemelerin yapılma- sını ummaktayız.

(17)

KAYNAKÇA

Çelik Nuri / CANİKLİOĞLU Nurşen / CANBOLAT Talat: İş Hukuku Dersleri, 27.B., İstanbul, 2014.

ÇELİK Nuri: İş Hukuku Dersleri, 6.B., İstanbul, 1984.

DEMİRCİOĞLU: Murat / CENTEL Tankut: İş Hukuku, 18.B., İstanbul, 2015.

ERKUL İhsan: Türk İş Hukuku Dersleri, EİTİA Ya., No:74, Ankara, 1970.

GÜVEN Ercan / AYDIN Ufuk: Bireysel İş Hukuku, 4.B., Eskişehir, 2013.

İNAL Nihat: Adli Tıp ve Ekonomik Terimli Hukuk Sözlüğü, Ankara, 2003.

KAPLAN Emine Tuncay: “Belirli Süreli İş Sözleşmelerinin Haksız Feshi ve Türk Borçlar Kanunu Tasarısında Getirilen Yeni Düzenlemeler”, Osman Güven Çankaya’ya Armağan, Ankara, 2010.

MOLLAMAHMUTOĞLU Hamdi: “Türk Borçlar Kanununun Kabulünden Sonra İş Sözleşmesinin Haklı Nedenle Feshi”, Erzurumluoğlu Armağanı, Ankara Barosu, Ankara, 2012.

MOLLAMAHMUTOĞLU Hamdi / ASTARLI Muhittin / BAYSAL Ulaş: İş Hukuku, 6.B., Ankara, 2014.

ÖZCAN Durmuş: Uygulamalı İş Davaları, 2.B., Ankara, 2014.

SÜMER Haluk Hadi: İş Hukuku, 19.B., Konya, 2014.

SÜZER Sarper: İş Hukuku, 10.B., İstanbul, 2014.

YURDSEVEN Suat: “Geçerli Fesih ile Haklı Fesih Arasındaki Önemli Farklar”, http://www.

milliyet.com.tr

(18)

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu araştırmada karbon tetraklorür ile karaciğer hasarı oluşturulan ratlarda, çeşitli biyolojik aktivitelere sahip olduğu bilinen BE’nin, özellikle karaciğer

rakip değildir, karşı tarafın bu alan adını kaydettir- mekteki tek amacı Ahmanson ürünleri ile ilgili bil- gi ve görüşlerin paylaşılacağı bir platform oluştur-

Bobath therapy is an effective treatment to improve balance and postural control skills, functional independence in activities of daily living and motor development levels in

çalışmalarını Mesut’a bildiri­ yor, Mesut da eve gelerek bize aktarıyordu.” O N CE KEŞİF >lami H areket’in İnfaz T im i’nde görevli Tamer Arslan,

• Her yıl 350-500 milyon yeni vaka tanı alıyor • Yaklaşık 2.100.000’ü ölümle sonuçlanıyor • Dünyada ölüme yol açan bulaşıcı hastalıklar..

“Kahraman Perseus, kötü niyetli kral Poly- dectes tarafından Gorgonlardan biri olan yı- lan saçlı Medusa’nın başını kesmekle gö- revlendirilir.. Bu, hiç de kolay bir

Ozon atmosferdeki hacimsel yoğunluğu çok düşük olan gazlardan biri olmasına rağmen canlı yaşamı üzerindeki ölümcül etkileri dolayısıyla bir o kadar da önemli bir

QR Code / Barcode Scanner (vipboy tarafından gelişti- rilmiş), Smart compass (TDT App Team tarafından ge- liştirilmiş), QR Code Free Scanner (VN Studio 2018 ta-