NİĞDE
ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ
NİĞDE İLİNDE TARLA BİTKİLERİ ÜRETİMİNDEN KAYNAKLANAN BİYOKÜTLE ENERJİ POTANSİYELİNİN BELİRLENMESİ
B. YEŞİLKAYA 2017 YÜKSEK LİSANS TEZİE ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
T.C.
NİĞDE ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
NİĞDE İLİNDE TARLA BİTKİLERİ ÜRETİMİNDEN KAYNAKLANAN BİYOKÜTLE ENERJİ POTANSİYELİNİN BELİRLENMESİ
BERRAK YEŞİLKAYA
Haziran 2017
NİĞDE İLİNDE TARLA BİTKİLERİ ÜRETİMİNDEN KAYNAKLANAN BİYOKÜTLE ENERJİ POTANSİYELİNİN BELİRLENMESİ
T.C.
NİĞDE ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
NİĞDE İLİNDE TARLA BİTKİLERİ ÜRETİMİNDEN KAYNAKLANAN BİYOKÜTLE ENERJİ POTANSİYELİNİN BELİRLENMESİ
BERRAK YEŞİLKAYA
Yüksek Lisans Tezi
Danışman
Prof. Dr. Emine Erman KARA
Haziran 2017
ÖZET
NİĞDE İLİNDE TARLA BİTKİLERİ ÜRETİMİNDEN KAYNAKLANAN BİYOKÜTLE ENERJİ POTANSİYELİNİN BELİRLENMESİ
YEŞİLKAYA, Berrak
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı
Danışman : Prof. Dr. Emine Erman KARA
Haziran 2017, 97 sayfa
Bu yüksek lisans çalışmasında, Niğde ilinde yetiştirilen tarla bitkileri hasat artıklarından kaynaklanan ve yenilenebilir enerji olan biyokütle enerjisinin, mevcut potansiyeli ve ekonomik katkıları incelenmiştir. Biyokütlenin mevcut enerji potansiyeli belirlenirken, her bir ürüne ait üretim miktarı, nem içeriği, ısıl değer miktarı ve atık ürün oranı ayrı ayrı değerlendirilerek hesaplamalar yapılmıştır. Çalışma sonunda; Niğde merkez ve ilçelerinde tarla bitkileri hasat artıklarının enerji potansiyelinin (MWh) ürünlere göre dağılımı sırasıyla; patates> buğday> arpa> silajlık mısır> çavdar> fasulye> nohut şeklinde olup, enerji potansiyel değerleri sırasıyla; 106.223 MWh> 50.418 MWh >
28.180 MWh> 19.711 MWh> 18.198 MWh> 6.747 MWh> 3.043 MWh olarak belirlenmiştir. Elde edilen verilere göre, Niğde ilinde yetiştirilen tarla bitkileri hasat artıklarının enerji potansiyelinin ilin yıllık elektrik tüketiminin %23’lük kısmını karşılayabilecek düzeyde olduğu, bu artıkların ikinci bir alternatif olarak yenilenebilir yakıt olan biyoetanol üretiminde değerlendirilmesi durumunda, 43.395.973 L/yıl biyoetanol elde edilebileceği ortaya konmuştur.
Anahtar Sözcükler: Niğde, yenilenebilir enerji kaynakları, biyokütle enerjisi, biyoetanol, çevre
SUMMARY
DETERMINATION OF BIOMASS ENERGY POTENTIAL FROM FIELD CROP PRODUCTION IN NIGDE
YEŞİLKAYA, Berrak Nigde Ömer Halisdemir University
Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Environmental Engineering
Supervisor : Prof. Dr. Emine Erman KARA
June 2017, 97 pages
In this master thesis study, the potential and economic contributions of biomass energy, which is the renewable energy originating from harvest residues of field crops grown in Nigde, was researched. When the energy potential of biomass was determined, the amount of production of each product, moisture content, heat value and residue production rate were calculated separately. At the end of the study; The distribution of energy potentials from harvest residues of field crops grown in Nigde, according of products (MWh) is as follows; Potato> wheat> barley> silage maize> rye> beans>
chickpea, energy potential values are; 106.223 MWh> 50.418 MWh> 28.180 MWh>
19.711 MWh> 18.198 MWh> 6.747 MWh> 3.043 MWh. According to the obtained data, energy potential from harvest residues of field crops grown in Nigde, are capable of meeting 23% of the annual energy consumption of the Nigde's and if these residues are used as a second alternative in the production of bioethanol, 43.395.973 L/year bioethanol could be obtained.
Keywords: Nigde, renewable energy sources, biomass energy, bioethanol, environmental
ÖN SÖZ
Bu çalışmada, Niğde ilinde yetiştirilen tarla bitkileri hasat atıklarının enerji potansiyeli (MWh) ve bu atıklardan elde edilebilecek biyoetanol miktarı araştırılmıştır. Çalışma sonucunda, tarla bitkileri hasat atıklarından elde edilebilecek elektrik enerjisinin, ilin elektrik tüketiminin %23’lük kısmını karşılayabileceği ve bu atıkların biyoetanol üretiminde değerlendirilmesi durumunda yılda 43.395.973 L biyoetanol elde edilebileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Yüksek lisans tez çalışmamın planlanmasında, yürütülmesinde ve oluşumunda ilgi ve desteğini esirgemeyen, engin bilgi ve tecrübelerinden yararlandığım, değerli zamanını esirgemeyerek bana her fırsatta yardımcı olan danışman hocam sayın Prof. Dr. Emine Erman KARA’ya, maddi manevi yardımlarını esirgemeyerek her daim yanımda hissettiğim bana sonsuz sevgi ve güç veren sevgili annem ve babama, tez aşamamın stresli dönemlerinde her türlü fedakarlığı ile hayatımı kolaylaştıran sevgili abim Kemal TACİROĞLU’na, desteğini ve ilgisini her an hissettiren sevgili eşim Yahya YEŞİLKAYA’ya en içten ve en samimi duygularımla teşekkürü bir borç bilirim.
İÇİNDEKİLER
ÖZET ... iv
SUMMARY ... v
ÖN SÖZ ... vi
İÇİNDEKİLER ... vii
ÇİZELGELER DİZİNİ ... xi
ŞEKİLLER DİZİNİ ... xiv
SİMGE VE KISALTMALAR ... xvi
BÖLÜM I GİRİŞ ... 1
BÖLÜM II YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI ... 2
2.1 Güneş Enerjisi ... 2
2.2 Rüzgar Enerjisi ... 3
2.3 Jeotermal Enerji ... 3
2.4 Hidrolik Enerji ... 4
2.5 Hidrojen Enerjisi ... 4
2.6 Deniz Kökenli Enerjiler ... 5
2.7 Biyokütle Enerjisi ... 5
2.7.1 Biyokütle kaynakları ... 6
2.7.2 Orman bitkileri ... 7
2.7.3 Enerji bitkileri ... 7
2.7.3.1 Yağlı tohum bitkileri ... 8
2.7.3.2 Karbonhidrat bitkileri ... 8
2.7.3.3 Elyaf bitkileri ... 8
2.7.3.4 Diğer bitki atıkları ... 9
2.7.3.5 Su yosunları ve algler ... 9
2.7.3.6 Endüstriyel atıklar ... 10
2.7.3.7 Şehir atıkları ... 10
2.7.3.8 Hayvansal atıklar ... 10
2.7.4 Biyokütle enerjisinin avantaj ve dezavantajları ... 11
2.7.5 Biyokütleden elde edilen enerji çeşitleri ve yöntemler ... 12
2.7.5.1 Fiziksel Süreçler ... 13
2.7.5.2 Termokimyasal ve biyolojik süreçler ... 14
2.7.6 Dünya’da biyokütle enerjisi kullanımı ... 17
2.7.7 Türkiye'de biyokütle enerjisi kullanım ... 21
BÖLÜM III LİTERATÜR ÖZETİ ... 28
BÖLÜM IV MATERYAL VE METOD ... 39
4.1 Coğrafi Konum ... 39
4.2 İklim ve Bitki Örtüsü ... 40
4.3 Tarım ve Hayvancılık ... 41
4.4 Materyal ... 41
4.5 Metod ... 41
4.5.1 Çalışmada kullanılan yöntemler ve hesaplamalar ... 41
BÖLÜM V ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA ... 44
5.1 Niğde İl'inde Tarla Bitkileri Hasat Artıklarının Enerji Potansiyel Değeri (MWh) ve Biyoetanol (L) Miktarlarının Belirlenmesi ... 44
5.2 Niğde İli Merkez İlçesinde Tarla Bitkileri Hasat Artıklarının Enerji Potansiyel Değeri (MWh) ve Biyoetanol (L) Miktarları ... 44
5.3 Niğde ili Bor İlçesinde Tarla Bitkileri Hasat Artıklarının Enerji Potansiyel Değeri (MWh) ve Biyoetanol (L) Miktarları ... 47
5.4 Niğde İli Altunhisar İlçesinde Tarla Bitkileri Hasat Artıklarının Enerji Potansiyel Değeri (MWh) ve Biyoetanol (L) Miktarları ... 50
5.5 Niğde İli Çamardı İlçesinde Tarla Bitkileri Hasat Artıklarının Enerji Potansiyel
Değeri (MWh) ve Biyoetanol (L) Miktarları ... 53
5.6 Niğde İl'i Çiftlikİlçesinde tarla bitkileri hasat artıklarının enerji potansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol (L) miktarları ... 56
5.7 Niğde İl'i Ulukışla İlçesinde tarla bitkileri hasat artıklarının enerji potansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol (L) miktarları ... 59
5.8 Niğde İl Genelinde Tarla Bitkileri Hasat Artıklarının Toplam Enerji Potansiyel Değeri ve Biyoetanol Miktarı ... 62
5.9 Niğde Merkez ve İlçelerinde Tarla Bitkilerinin Üretim Miktarları ... 64
5.10 Niğde Merkez ve İlçelerinde Yetiştirilen Tarla Bitkileri Hasat Artık Miktarları ... 65
5.11 Niğde Merkez ve İlçelerinde Yetiştirilen Tarla Bitkileri Hasat Artıklarının Ürünlere Göre Enerji Potansiyel Değeri (MWh) ve Biyoetanol Miktarları (L) ... 67
5.11.1 Buğday bitkisi ... 67
5.11.2 Arpa bitkisi ... 68
5.11.3 Çavdar bitkisi ... 68
5.11.4 Patates bitkisi ... 69
5.11.5 Nohut bitkisi ... 70
5.11.6 Fasulye bitkisi ... 70
5.11.7 Silajlık mısır bitkisi... 71
5.12 Niğde İlinde Yetiştirilen Tarla Bitkileri Hasat Artıklarının Enerji Potansiyel Değeri (MWh) ve Biyoetanol Miktarının Ürünlere Göre Dağılımı ... 72
5.13 Ürünlerin Birim Ağırlık Başına Düşen Enerji Potansiyel Değerleri (MWh) ve Biyoetanol Miktarları ... 74
5.14 Niğde İli Tarla Bitkileri Hasat Artıklarının Enerji Potansiyel Değerinin (MWh) İlin Elektrik Tüketimine Katkısının Hesaplanması ... 76
5.15 Niğde İli Tarla Bitkileri Hasat Artıklarından Elektrik Enerjisi Üretim Tesisi ve Biyoetanol Üretim Tesisinin Yıllık Gelir Hesabı ... 78
BÖLÜM VI SONUÇ VE ÖNERİLER ... 83
6.1 Sonuçlar ... 83
6.2 Öneriler ... 86
KAYNAKLAR ... 88
ÖZ GEÇMİŞ ... 97
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge 2.1. Biyokütle kaynakları, kullanılan çevrim teknikleri, bu teknikler
kullanılarak elde edilen yakıtlar ve uygulama alanları ... 15 Çizelge 2.2. Türkiye’deki tarım, belediye ve sanayi bünyesinde çalışmakta olan biyogaz tesislerinin sayıları ve kapasiteleri ... 23 Çizelge 2.3. Türkiye Biyoetanol Üretim, Tüketim ve İhracat Miktarları ... 25 Çizelge 3.1. Usal (2014)’ ın bildirdiğine göre Türkiye‘de üretilen bazı tarım ürünleri ve oluşturdukları atıklar ... 29 Çizelge 3.2. Türkiye’nin 2001 yılı tarımsal atık potansiyeli ... 30 Çizelge 3.3. Türkiye’deki toplam tarla bitkileri üretimi ve atık miktarları ... 31 Çizelge 3.4. Türkiye'nin tarım bölgeleri bazında, Tüik 2014 yılı, tahıl üretim alanları,
yıllık sap atıklarından elde edilebilir uçucu kuru madde miktarları, bu maddelerden elde edilebilecek biyogaz ve enerji potansiyel değerleri ... 33 Çizelge 5.1.Niğde İl'i Merkez İlçesinde 2010-2016 yılları arasında tarla bitkileri hasat
artıklarının enerjipotansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol (L) miktarları .... 45 Çizelge 5.2. Merkez İlçede yetiştirilen tarla bitkilerinin üretim miktarı,enerji potansiyel
değeri (MWh) ve biyoetanol miktarları ... 47 Çizelge 5.3. Niğde İl'i Bor İlçesinde 2010-2016 yılları arasındatarla bitkileri hasat
artıklarının enerji potansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol (L) miktarları ... 48 Çizelge 5.4. Bor İlçesinde yetiştirilen tarla bitkilerinin üretim miktarı, enerji potansiyel
değeri (MWh) ve biyoetanol miktarları ... 50 Çizelge 5.5. Niğde İl'i Altunhisar İlçesinde 2010-2016 yılları arasındatarla bitkileri
hasat artıklarının enerji potansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol (L)
miktarları ... 51 Çizelge 5.6. Altunhisar İlçesinde tarla bitkilerinin üretim miktarı, enerji potansiyel
değeri (MWh) ve biyoetanol miktarları ... 53 Çizelge 5.7. Niğde İl'i Çamardı İlçesinde 2010-2016 yılları arasındatarla bitkileri hasat
artıklarının enerji potansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol (L) miktarları ... 54
Çizelge 5.8. Çamardı İlçesinde yetiştirilen tarla bitkilerinin üretim miktarı, enerji potansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol miktarları ... 56 Çizelge 5.9. Niğde İl'i Çiftlik İlçesinde 2010-2016 yılları arasındatarla bitkileri hasat
artıklarının enerji potansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol (L) miktarları ... 57 Çizelge 5.10. Çiftlik İlçesinde tarla bitkilerinin üretim miktarı, enerji potansiyel değeri
(MWh) ve biyoetanol miktarları ... 59 Çizelge 5.11. Niğde İl'i Ulukışla İlçesinde 2010-2016 yılları arasındatarla bitkileri hasat artıklarının enerji potansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol (L) miktarları 60 Çizelge 5.12. Ulukışla İlçesinde tarla bitkilerinin üretim miktarı, enerji potansiyel
değeri (MWh) ve biyoetanol miktarları ... 62 Çizelge 5.13. Niğde Merkez ve İlçelerinin toplam enerji potansiyel değeri (MWh)ve
biyoetanol miktarı ... 63 Çizelge 5.14. Niğde Merkez ve İlçelerinde yetiştirilen tarla bitkilerinin yıllık ortalama
üretim miktarları ... 64 Çizelge 5.15. Niğde Merkez ve İlçelerinde yetiştirilen tarla bitkileri hasat artık
miktarı ... 66 Çizelge 5.16. Niğde Merkez ve İlçelerinde üretilen buğday bitkisi hasat artıklarının
enerji potansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol miktarı (L) ... 67 Çizelge 5.17. Niğde Merkez ve İlçelerinde üretilen arpa bitkisi hasat artıklarının enerji
potansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol miktarı (L) ... 68 Çizelge 5.18. Niğde Merkez ve İlçelerinde üretilen çavdar bitkisi hasat artıklarının
enerji potansiyel değeri(MWh) ve biyoetanol miktarı ... 69 Çizelge 5.19. Niğde Merkez ve İlçelerinde üretilen patates bitkisi hasat artıklarının
enerji potansiyel değeri(MWh) ve biyoetanol miktarı ... 69 Çizelge 5.20. Niğde Merkez ve İlçelerinde üretilen nohut bitkisi hasat artıklarının yıllık
ortalama enerji potansiyel değeri(MWh) ve biyoetanol miktarı ... 70 Çizelge 5.21. Niğde Merkez ve İlçelerinde üretilen fasulye bitkisi hasat artıklarının
enerji potansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol miktarı ... 71 Çizelge 5.22. Niğde Merkez ve İlçelerinde üretilen silajlık mısır bitkisi hasat artıklarının
enerji potansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol miktarı ... 71
Çizelge 5.23. Ürünlerin birim ağırlık başına düşen enerji potansiyel değerleri (MWh) ve
biyoetanol miktarları (L) ... 75
Çizelge 5.24. Niğde ili kurulu elektrik santralleri ... 76
Çizelge 5.25. Niğde ilinde kullanım yerlerine göre elektrik tüketimi 2015 ... 77
Çizelge 5.26. Tarımsal atık enerji üretim tesisi (5,5 MWe) gelir-gider açılımı ... 79
Çizelge 5.27. Niğde ilinde tarla bitkileri hasat artıklarından enerji üretim tesisi (MWe) gelir-gider hesabı ... 80
Çizelge 5.28. Hammadde fiyatlarındaki değişimin biyoetanol maliyetine etkisi ... 81
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 2.1. Biyokütle gelişimi ... 6
Şekil 2.2. Biyokütle kaynakları ... 6
Şekil 2.3. Biyoenerji dönüşüm yolları ... 13
Şekil 2.4. Dünya’da enerji tüketiminde yenilenebilir enerjinin tahmini payı ... 17
Şekil 2.5. Toplam enerji tüketiminde biyokütle oranı ... 18
Şekil 2.6. Sektörlerin kullanımına göre son enerji tüketimi ... 19
Şekil 2.7. Dünya’da elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin tahmini payı ... 19
Şekil 2.8. Dünya’da biyoenerji üretimi ... 20
Şekil 2.9. Dünya’da elektrik ve ısı üretiminin biyokütle kaynaklı oranları ... 20
Şekil 2.10. Dünya’da etanol, biyodizel ve işlenmiş bitkisel yağ üretimi ... 21
Şekil 2.11. Türkiye’de elektrik enerjisi kurulu gücü ... 22
Şekil 2.12. Biyokütle kaynaklı elektrik üretim santrali bulunan iller ... 24
Şekil 2.13. Biyoetanol üretimi yapan firmaların illere göre dağılımı (Url-13)……… ... 24
Şekil 2.14. Biyodizel işleme lisansı sahibi firmaların illere göre dağılımı ... 26
Şekil 4.1. Niğde ilinin lokasyon haritası ... 39
Şekil 4.2. Niğde il ve ilçeleri haritası ... 40
Şekil 5.1. Merkez ilçede yetiştirilen tarla bitkilerinin üretim miktarı, enerji potansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol miktarları ... 47
Şekil 5.2. Bor ilçesinde tarla bitkilerinin üretim miktarı, enerji potansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol miktarları ... 50
Şekil 5.3. Altunhisar ilçesinde tarla bitkilerinin üretim miktarı, enerji potansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol miktarları ... 53
Şekil 5.4. Çamardı ilçesinde yetiştirilen tarla bitkilerinin üretim miktarı, enerji potansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol miktarları ... 56
Şekil 5.5. Çiftlik ilçesinde tarla bitkilerinin üretim miktarı, enerji potansiyel değeri (MWh) ve biyoetanol miktarları ... 59 Şekil 5.6. Ulukışla ilçesinde tarla bitkilerinin üretim miktarı, enerji potansiyel değeri
(MWh) ve biyoetanol miktarları ... 62 Şekil 5.7. Niğde merkez ve ilçelerinin toplamenerji potansiyel değeri (MWh) ve
biyoetanol miktarı ... 63 Şekil 5.8. Tarla bitkilerinin yıllık ortalama üretim miktarının ürünlere göre dağılımı ... 65 Şekil 5.9. Tarla bitkileri hasat artıkları miktarının ürünlere göre dağılımı ... 66 Şekil 5.10. Tarla bitkileri hasat artıklarının yıllık ortalama enerji potansiyelinin ürünlere
göre dağılımı ... 72 Şekil 5.11. Tarla bitkileri hasat artıklarının yıllık ortalama biyoetanol miktarının
ürünlere göre dağılımı ... 74
SİMGE VE KISALTMALAR
Simgeler Açıklama
CH2O Karbonhidratlar
CH4 Metan
CO2 Karbon dioksit
H2 Hidrojen
H2O Su
ha Hektar
Kg Kilogram
Km2 Kilometrekare
m3 Metreküp
Mj Megajolue
Mt Milyon ton
N2 Azot
O2 Oksijen
oC Santigrad derece
Pj Petajolue
Rs Hindistan rupisi
Tj Terajoule
USD Amerikan doları
Kısaltmalar Açıklama
AB Avrupa Birliği
ABD Amerika Birleşik Devletleri
BE Biyokütle Enerjisi
YEK Yenilenebilir Enerji Kaynakları
EPDK Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu
TAPDK Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu
OECD Organisation for Economic Co-operation and
Development (İktisadi İş Birliği ve Gelişme Teşkilatı) IEA International Energy Agency (Uluslararası Enerji Ajansı) REN21 Renewable Energy Policy Network for the 21 st Century (21. Yüzyıl için Yenilenebilir Enerji Politika Ağı)
TEP Ton Eşdeğer Petrol
kW Kilowatt (kilovat)
kWh Kilowatthour (kilovatsaat)
kWe Kilowatt Electrical (kilovat elektrik)
MTEP Milyon Ton Eşdeğer Petrol
Mtoe Milyon Ton Eşdeğer petrol
MW Megawatt (megavat)
MWh Megawatthour (megavatsaat)
TWh Terawatthour (teravatsaat)
MWe Megawatt electrical (megavat elektrik)
HVO Hydro treated Vegetable Oil (Hidrojenle işlenmiş bitkisel yağ)
MSW Municipal Solid Waste (Kentsel katı atık)
BÖLÜM I
GİRİŞ
Üretim sürecine katılan enerji, I. Dünya Savaşı’ndan bu yana, cansız doğal kaynakların kullanılabilir hale dönüştürülmesi ile elde edilen iş yapabilme yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Enerji kaynakları; yenilenemez (kömür, petrol, doğal gaz vb.) ve yenilenebilir (güneş, rüzgar, hidroelektrik ve biyokütle enerjisi (BE)) olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Yenilenemez enerji kaynaklarının ekonomik analiz açısından önemli hale gelmesinde; sanayileşme, kentleşme ile birlikte tüm ekonomik faaliyetlerdeki enerji kullanımının artması, enerjinin ekonomik büyüme ve sanayileşme için vazgeçilemez bir girdi olduğunun kabul edilmesi etkili olmuştur. Ancak, yenilenemez enerji kaynaklarının hızla artan talebe cevap verememesi, çevresel sorunları artırması, arzının sınırlı olması ve coğrafi olarak eşit dağılmadığı için dışa bağımlılık yaratması gibi nedenlerle, bu kaynakların kullanımı oldukça maliyetli hale gelmektedir. Bu durum, dünyada tükenmeyen ve eksilmeyen kaynaklardan elde edilen, sürekli bir döngü içinde tekrar tekrar kullanılabilen yenilenebilir enerji kaynaklarının ön plana çıkmasına sebep olmuştur (Bayramoğlu, 2013).
Türkiye, bugün yüksek yenilenebilir enerji kaynakları (YEK) potansiyeline sahiptir.
Son yıllarda YEK kullanımı artmış olmasına rağmen, kullanım oranı hala düşük düzeydedir. Farklı çalışmalar, Türkiye’deki en önemli yenilenebilir enerji kaynaklarının rüzgar, güneş ve jeotermal olduğuna dikkat çekmektedir. Fakat, Türkiye’nin var olan biyokütle yani biyogaz ve biyoetanol potansiyeli şu an için değerlendirilmemektedir (Anonim, 2011).
Bu sebeple biyokütle enerji eldesinde kullanılan hammaddeleri doğru tanıyıp uygun teknolojiler seçilerek enerji potansiyelinin yüksek olduğu bölgelere uygun yatırımların yapılması ülkemizin enerji sorunu için çevreci bir çözüme katkıda bulunabilecektir.
BÖLÜM II
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI
Yenilenebilir enerji, doğanın kendi düzeni içinde, bir sonraki gün aynen mevcut olabilen enerji kaynağı olarak tanımlanabilir. Çevreyi kirleten ve tüketilmesi kaçınılmaz olan birincil enerji kaynaklarının yerini alabilecek, çevre kirliliği yaratmayan, yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları; jeotermal enerji, güneş enerjisi, hidrolik enerji, hidrojen enerjisi, biyokütle enerjisi, deniz kökenli enerjiler ve rüzgar enerjisi başlıkları altında incelenmektedir (Önal ve Yarbay, 2010).
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) 2014 yılı verilerine göre Avrupa Birliği (AB) ülkeleri enerji tüketimlerinin %12,5’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamaktadırlar (Url-1). AB’nin “2030 yılına yönelik iklim ve enerji politikalarının çerçevesi” (2030 framework for climate and energy policies) uyarınca, yenilenebilir enerjinin toplam enerji tüketimi içindeki payının %27 oranına yükseltilmesi ve enerji verimliliğinin asgari olarak %27 oranında artırılması hedeflenmektedir (Url-2). Türkiye’de ise yenilenebilir enerji kaynaklarının tüketim içindeki payı %9,7 seviyesindedir (Url-1).
Uygulanan politikalar sonucunda 2023 yılına kadar yenilenebilir enerjinin toplam elektrik enerjisi talebinin en az %30’unu ve ulaştırma sektörü ihtiyaçlarının da %10’unu yenilenebilir enerjiden karşılamayı hedeflemektedir (Anonim, 2014).
2.1 Güneş Enerjisi
Güneş enerjisi, fosil ve hidrolik enerjinin asıl kaynağı olan, dünyamızı ısıtan ve başlıca yenilenebilir enerji kaynağı olarak gösterilen bir enerjidir. Güneşin enerjisi, hidrojenin helyuma dönüşmesi sırasında ortaya çıkan enerjinin, ısınım biçiminde uzaya yayılmasıdır. Güneş, milyonlarca yıl tükenmeyerek ısımasını sürdüreceğinden, dünyamız için sonsuz bir enerji kaynağıdır. Günümüzde dünyaya ulaşan güneş enerjisinin değerlendirilmesinde ısıya dönüştürme ve elektrik enerjisine çevirme olmak üzere iki yol izlenmektedir: Güneş enerjisini ısı enerjisine dönüştürmede “toplaçlar”, doğrudan elektriğe dönüştürmede ise “güneş gözeleri-güneş pilleri” kullanılmakla birlikte, güneş enerjisinin ısıya çevrilmesi günümüzün teknolojik ve ekonomik koşullarına göre daha çok önem kazanmıştır (Ataman, 2007).
Türkiye’de yaklaşık 56.000 MW termik santral kapasitesi ile eşdeğer güneş enerjisi potansiyelinin bulunduğu ve bu potansiyelden yararlanılması durumunda yıllık ortalama 380 milyar kWh elektrik enerjisi üretilebileceği tespit edilmiştir. Ancak, Türkiye’de bu potansiyelden ticari anlamda yararlanma yok denecek kadar azdır. Halihazırda güneş pili (PV) kapasitesi 1.000 kW civarındadır. Güneş enerjisinin oldukça önemli potansiyelinin bulunmasına rağmen, güneş enerjisinden elektrik elde etme maliyetlerinin oldukça yüksek olması, yenilenebilir olan bu enerji kaynağının ticari amaçlı kullanımını kısıtlayan en önemli nedenlerden biridir (Yılmaz, 2012).
2.2 Rüzgâr Enerjisi
Rüzgâr gücü, yeryüzünde her bölgenin eşit bir şekilde ısınmayışı ve buna bağlı olarak oluşan, alçak ve yüksek basınç merkezlerinin karşılıklı ilişkisinden kaynaklanmaktadır.Yüksek basınç alanlarından, alçak basınç alanlarına doğru yönelen hava hareketi veya hava kütlesi değişen potansiyelde kinetik enerjiye sahiptir. Rüzgârın sahip olduğu kinetik enerjinin, farklı boyuttaki pervanelerin döndürülmesiyle, direkt mekanik güç, yani elektrik enerjisi elde edilmektedir (Hayli, 2001).
Ülkemizde her yıl Rüzgâr enerji santrallerinin (RES) kurulu gücü artmakta olup, 1998 yılında kurulu gücümüz 8,7 MW iken, 2014 yılı Temmuz ayı itibarıyla kurulu gücümüz 3.424,48 MW’a ulaşmış durumdadır (Şenel ve Koç, 2015).
2.3 Jeotermal Enerji
Yer kabuğunun farklı derinliklerinde birikmiş olan ısının oluşturduğu ve sıcaklıkları atmosferik sıcaklığın üzerinde olan sıcak su, buhar ve gazlar olarak tanımlanan jeotermal enerji, genel olarak çevre yönünden temiz bir enerjidir ve doğal kaynaklı olması sebebiyle dışa bağımlılığı azdır.
2015 yılı Dünya’da jeotermalden sağlanan toplam elektrik kurulu gücü 14.000 MW iken Ülkemiz, 635 MW kurulu güç ile Dünya’da 9. sırada yer almaktadır. 2005-2015 döneminde kurulu kapasite Dünya’da her yıl ortalama %3,5 artarken, Türkiye’de %42 oranında bir artışın gerçekleştiği belirlenmiştir. Ülkemizde 2016 - Ocak ayı itibariyle jeotermal kaynaklardan; konut, sera, termal tesis ısıtması (2.223 MW), elektrik üretimi
(635 MW), termal turizm ve balneoloji (1.005 MW), ısı pompası (43 MW) ve tarımsal kurutma (1 MW) gibi alanlarda faydalanıldığı görülmektedir (Satman, 2016).
2.4 Hidrolik Enerji
Hidrolik enerji, doğada bulunan suyun sahip olduğu enerjilerin dönüştürülmesinden elde edilmektedir. Yani, öncelikle akarsu yataklarında birikerek akan su, belirli bir kinetik ve potansiyel enerjiye sahiptir. Daha sonrasında, bu kinetik ve potansiyel enerji, uygun yataklarda suyun toplanması ile tamamen potansiyel enerjiye çevrilir. Burada hazır olarak bekleyen enerji, ihtiyaç halinde belirli bir düşü ve debi sağlanarak, su türbinlerinde elektrik enerjisine dönüştürülerek gereksinim bölgelerine uzun elektrik hatları ile aktarılmaktadır (Kendir, 2006).
Ülkemizde, 2013 yılında elektrik üretiminin, %24,8’i hidrolikten elde edilmiştir.
Son yıllarda yaşanan kuraklıklar nedeniyle hidroelektrik santrallerden beklenen verim sağlanamamıştır. Ancak hidroelektrik üretimi, 2013 yılında 2012 yılına göre %2,4 oranında artarak 59.245 MW’a ulaşmıştır (Url-3).
2.5 Hidrojen Enerjisi
Hidrojen bir doğal yakıt olmayıp, birincil enerji kaynaklarından yararlanılarak su, fosil yakıtlar ve biyokütle gibi farklı hammaddelerden üretilebilen sentetik bir yakıttır.
Üretilmesi aşamasında termokimyasal süreçler, buhar iyileştirme, elektroliz, atık gazların saflaştırılması, radyoliz, foto süreçler gibi alternatif birçok hidrojen üretim teknolojileri mevcuttur. Üretilen hidrojen, boru hatları ve tankerler ile büyük mesafelere taşınabilmektedir (Url-4).
Hidrojenin dünyadaki gelişimi yakıt olarak kullanılan yakıt pili teknolojisi yönündedir.
Ancak, tüm yakıtlar gibi hidrojenin de birtakım dezavantajları bulunmaktadır. Örneğin, diğer yakıtlardan üç kat pahalı bir yakıt türüdür. Bu özelliğinin ortadan kaldırılabilmesi ise üretiminde kullanılacak maliyet düşürücü teknolojik gelişmelere bağlı bulunmaktadır (Önal ve Yarbay, 2010).
2.6 Deniz Kökenli Enerjiler
Deniz kökenli yenilenebilir enerji kaynakları; deniz akıntıları, deniz sıcaklık enerjisi, dalga enerjisi, gel-git ve girdap enerjileridir. Bu enerji kaynakları diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına göre daha yenidir ve okyanus kökenli enerjilerden günümüzde en yaygın olanlar, dalga ve gelgit enerjileridir.
Türkiye, deniz kökenli enerji kaynaklarından gelgit enerjisi potansiyeline sahip değildir.
Çanakkale ve İstanbul Boğazlarında deniz akıntıları bulunmasına karşın, deniz trafiği bu enerjinin kullanımını sınırlandırmaktadır. Türkiye için söz konusu enerji grubu içerisindeki en önemlisi deniz dalga enerjisi olup, Akdeniz, Ege ve Karadeniz kıyılarında yapılan ölçümler sonucunda, dalga enerjisi teknik potansiyelimiz 50 TWh/yıl olarak saptanmıştır (Adıyaman, 2012).
2.7 Biyokütle Enerjisi
Yapısında temel olarak karbonhidrat bileşenleri bulunduran tüm maddeler biyokütle maddelerdir. Temel yapı taşları karbon, hidrojen ve oksijen olup, bitkisel ya da hayvansal formlarda bulunabilirler (Açıkalın, 2010).
Ana bileşenleri karbonhidrat bileşikleri olan hayvansal ve bitkisel kökenli tüm doğal maddeler biyokütle enerji kaynağı, bu kaynaklardan elde edilen enerji ise biyokütle enerjisi olarak tanımlanmaktadır (Öztürk Tophanecioğlu, 2009). Biyokütlenin oluşması için ilk adım fotosentezdir. Güneş ışınları yeşil bitkilerin kloroplastlarındaki klorofiller tarafından absorblanır, su ile karbondioksit kullanılarak bitki için karbonhidrat oluşturulur. Bu sürecin reaksiyonları;
nCO2 + 2nH2O
Güneş Işığı
(CH2O)n + nO2 + nH2O şeklinde formüle edilebilmektedir (Arıcı, 2009).
Reaksiyon sonucunda bitkiler için besin kaynağı olan karbonhidratlar (CH2O) oluşarak bitkilerin biyokütle kaynağı olarak sürekli yenilenme ve gelişmesi gerçekleşir.
Biyokütle maddeye doğrudan ya da tüketimleri sonucunda oluşan atıklarına çeşitli
dönüşüm süreçleri uygulanarak; biyoyağ, biyodizel, biyoalkol, biyogaz vb. yakıtlar elde edilmektedir. Elde edilen yakıtlar yanma sonucu atmosfere karbondioksit yayarlar ve çıkan karbondioksitin biyokütle maddelerintarafından tekrar kullanılabilir olması biyokütle enerjisinin yenilenebilir olmasına sebep olur (Şekil 2.1).
Şekil 2.1. Biyokütle gelişimi (Açıkalın, 2010).
2.7.1 Biyokütle kaynakları
Biyokütle kaynağı olarak; buğday, mısır gibi özel olarak yetiştirilen bitkiler, yosunlar, otlar, denizlerdeki algler, gübre ve sanayi atıkları, hayvan dışkıları, evlerden atılan tüm organik çöpler (meyve ve sebze artıkları) değerlendirilmektedir (Url-5).
Şekil 2.2. Biyokütle kaynakları (Açıkalın, 2010).
Güneş Işığı
Atmosferdeki CO2 H2O
İlk fotosentetik maddeler (CH2O + O2)
Biyokütle gelişimi
Atmosferdeki CO2
Biyoalkoller Biyodizel
Biyogaz Biyosentetik
yakıtlar Biyoyağlar
Biyodizel
Ürünler Atıklar
Atıklar
Tüketim
Yanma Yanma
Tüketim Dönüşüm
Biyokimyasal dönüşüm Termokimyasal
dönüşüm
Dönüşüm Toplama
işlemleri Klorofil
Biyokütle kaynakları genel olarak karasal ortamda yetişen bitkiler, suda yaşayan canlılar ve atıklar olarak sınıflandırılmaktadır. Karasal ortamda; orman bitkileri, çimenler, enerji bitkileri ve diğer bitki artıkları yer alırken, su yosunları ve algler suda yaşayan canlılar sınıfında yer almaktadır. Kentsel atıklar, hayvan atıkları, endüstriyel işletmelerden oluşan endüstriyel atıklar ise atık sınıfında değerlendirilmektedir (Şekil 2.2).
2.7.2 Orman bitkileri
Türkiye’de yaklaşık 9.449.000 m3tomruk işlenmekte olup, elde edilen toplam kuru atık miktarı ise 1.417.000 ton’dur. Bu atıklar genellikle orman arazisinde bırakılmaktadırlar (Meteoğlu, 2006).
Bitkilerin inceltilmesi veya ağaçların budanması, büyük miktarda orman atığı üretimine neden olmaktadır. Günümüzde bunların çoğu kesildikleri yerde kendi hallerine bırakılırlar. İri gövdeleri ve yüksek su içermeleri nedeniyle yaygın kullanım için nakledilmeleri pahalı olmakta, bu nedenle yakınlarındaki kırsal sanayide ve evlerde yakıt olarak kullanılmaktadırlar. Kereste işleme ise odun artıklarının başka bir kaynağı olup, kuru bıçkı tozu ve talaşlardan çok iyi yakıt elde edilmektedir (Severoğlu, 2010).
2.7.3 Enerji bitkileri
Biyokütle kaynağı olarak değerlendirilen enerji bitkileri; yağlı tohum bitkiler (kolza, soya, ayçiçeği, aspir vb.) karbonhidrat bitkileri (buğday, mısır, patates, şeker kamışı vb.) ve elyaf bitkileri (kenevir, keten, sorgum vb.) olarak değerlendirilmektedir (Url-6).
Enerji bitkisi yetiştirmede en önemli sorun, yiyecek alanlarını etkilemeden bu tür ürünlerin yetiştirilebileceği yerleri bulabilmektir. Bu durum, Batı Avrupa’nın büyük kısmında gerçek bir sorun oluştururken, Kuzey ve Güney Amerika, Avustralya ve bazı ülkelerde ise bir sorun oluşturmamaktadır (Bay, 2006).
2.7.3.1 Yağlı tohum bitkileri
Yağlı tohum bitkilerinin enerji kaynağı olarak değerlendirilmesi, üç kısımda incelenmektedir. Birincisi, yağlı tohum bitkisinin sap ve samanları katı biyokütle kaynağıdır ve tarımsal atıklar olarak değerlendirilmektedir. Sap ve samana ısıl dönüşüm süreçleri uygulanarak katı, sıvı ve gaz yakıt elde edilebilmektedir. İkincisi, yağlı tohum bitkisinin yağı alındıktan sonra kalan küspe kısmı ise endüstriyel atık biyokütle kaynağıdır. Isıl dönüşüm süreçleri kullanılarak küspeden de katı, sıvı ve gaz yakıt üretmek mümkündür. Son olarak ise, yağlı tohum bitkilerinden elde edilen yağlar gelmektedir. Bu yağlar, direk olarak yada motorin ile belirli oranlarda karıştırılarak dizel motorlarında kullanılabileceği gibi, transesterifikasyon reaksiyonu ile biyodizele dönüştürülerek de kullanılabilmektedir (Severoğlu, 2010).
2.7.3.2 Karbonhidrat bitkileri
Patates,buğday, şeker pancarı gibi bitkiler biyokütle enerjilerinden biri olan biyoetanol üretiminde kullanılmaktadır. Hazırlama aşamasında biyoetanol üretiminde kullanılacak olan nişasta kaynağı (mısır, buğday, şeker pancarı vb.), çekiçli değirmenden geçirilip öğütülerek enzim yardımı ile hücresel yapısı parçalanır (sıvılaştırma enzimi). Böylece içindeki nişastanın ortaya çıkması ve biyoetanol üretimi için daha iyi bir verim elde edilmesi sağlanır. Ortaya çıkan bu nişasta başka bir enzim yardımı ile şekere çevrilir.
Üretimin bu aşamasında parçalanmış olan nişasta kaynağı, enzim ve sudan oluşmuş bir bulamaç halindeki sıvı, içine maya konularak bir sonraki işlem olan fermantasyon ünitesine aktarılır. Fermantasyon sürecinde eklenen maya bulamaçta bulunan şeker moleküllerini biyoetanole çevirir (Url-7).
2.7.3.3 Elyaf bitkileri
Keten, kenevir gibi lignoselülozik ürünlerin çekirdek malzemesi ve elyaf iplikleri; sunta, fiber levhalar gibi ahşap paneller, yüksek kalitede kağıt ve iplik üretiminde kullanılmaktadır. Bu maddelerin, bileşimde bulunduğu kompozitlere yanmayı geciktirici özellikler kazandırması sebebiyle, maddelerden çevreyi kirletmeden sürdürülebilir bir yolla enerji üretilmesi ideal bir hammadde olmasını sağlamaktadır.
Ancak, lignoselülozik bitkilerin fosil kaynaklara göre maliyetinin karşılaştırılması ve
ürünlerin yıl boyunca ulaşılabilir olması gibi zorluklar oluşabilmektedir. (Papadopoulou vd., 2015).
2.7.3.4 Diğer bitki atıkları
Bitki atıkları başlıca, besin eldesi amacıyla tarım yoluyla üretilen bitkilerin hasat sonrası ekim alanlarında ya da işlendikleri tesislerde kalan ve endüstriyel potansiyele sahip olan kabuk, kök, sap ve yapraklarını kapsamaktadır. Ayrıca, sert kabuklu yemişlerin kabukları ve meyve çekirdekleri gibi yüksek atık potansiyeline sahip olan biyokütle maddeler de bu grupta incelenmektedir (Açıkalın, 2010).
Ülkemizde; tahıllar, yağlı tohumlar ve yumrulu ürünlerin üretimi yaygın olarak yapılmaktadır. Tahıllar Türkiye’nin orta, doğu ve güney bölgelerinde yaygın olarak yetiştirilir iken, ayçiçeği Trakya bölgesinde, pamuk ve mısır ise güney (Güney, Güney Doğu ve Güney Batı Anadolu bölgelerinde) ve batı (Ege bölgesi) bölgelerinde yaygın olarak yetiştirilmektedir. Yumrulu bitkiler Marmara (patates) ve İç Anadolu (patates ve şeker pancarı) bölgelerinde yoğun olarak üretilmektedir. En yüksek tarla atık miktarı buğday ve arpa yetiştiriciliğinden kaynaklanırken, mısır ve pamuk yetiştiriciliğinde de önemli miktarda atık açığa çıkmaktadır. Atıklar tarımsal üretimden sonra tarlada bırakıldığı gibi tahıl samanı, hayvan yemi ve hayvan altlığı gibi çeşitli amaçlarla da kullanılmaktadır. Endüstriyel tarımsal ürünlerin üretiminden kalan başlıca atıkları da tarlada kalmaktadır. Bunlar; çeltik sapı, mısır sapı, ayçiçeği sapı, saman ve tütün sapı vb.
atıklardır (Akçay, 2014).
2.7.3.5 Su yosunları ve algler
Su yosunu ve algler, yapılarında bulundurdukları yağ asitleri sebebiyle biyokütle kaynağı olarak değerlendirilirler. Karasal bitkilere oranla yüksek yağ biriktirme kapasitesine ve fotosentetik verime sahip olmaları mikroalgleri biyodizel üretimi için uygun kılmaktadır. Bir tür yenilenebilir enerji kaynağı olan biyodizelin mikroalglerden üretilmesi, artan küresel enerji ihtiyacına cevap verilebilme ve kısmen de olsa atmosferdeki gereğinden fazla karbondioksiti fotosentez yoluyla tutarak küresel ısınmanın önlenmesine katkıda bulunma potansiyeline sahiptirler (Say vd., 2010).
2.7.3.6 Endüstriyel atıklar
Endüstriyel işletmelerin ürün işleme işlemlerinden kaynaklanan atıklar “endüstriyel atık”
olarak değerlendirilip bu atıkların çeşidi çoğunlukla işletmelerin bağlı bulunduğu sektör koluna göre değişiklik göstermektedir.
Zirai atıklar, orman endüstrisinden elde edilen atıklar, kağıt endüstrisinden elde edilen atıklar, deri ve tekstil endüstrisinden elde edilen atıklar, gıda endüstrisi atıkları, şeker endüstrisi atıkları, sebze, tahıl, meyve ve yağ endüstrisinden elde edilen atıklar, başlıca endüstriyel atık sınıflarındandır (Çanka Kılıç, 2011). Organik kökenli olması nedeniyle, bu atıklardan anaerobik arıtım ile biyogaz enerjisi elde edilmekte, bu enerji ısınma veya elektrik enerjisi olarak kullanılmaktadır.
2.7.3.7 Şehir atıkları
Evsel atıksu arıtma tesislerinde ve çöp depolama yerlerinde oluşan arıtma çamurları, önceden stabilize edilmemiş ve biyokimyasal aktiviteleri durdurulmamışsa aerobik organizmalar tarafından sera etkisinin oluşmasında en az karbondioksit ve su buharı kadar etkili olduğundan, oluşumu kontrol altına alınarak değerlendirme yoluna gidilmektedir. Bu amaçla, çöplerin toplandığı alanda oluşan gazları toplayacak şekilde sondaj boruları belirli bir düzene göre yerleştirilerek, oluşan gazlar toplanmaktadır.
Çıkan gazlar arıtılarak gaz jeneratörüne gönderilmekte ve gaz jeneratöründe elektrik elde edilmektedir. Diğer uygulama alanları ise; kimya sanayinde saf metan haline getirilerek, doğal gaz sisteminde ve araçlarda yakıt olarak, kullanılmasıdır. Çöp ve katı maddelerden enerji elde etmenin bir başka yolu ise piroliz ve yüksek sıcaklıklarda yakmadır. Çöp ve katı atıkların uygun yakma tesislerinde hava ile yakılmasıyla elde edilen ısı, elektrik üretiminde değerlendirilmektedir (Koçer ve Ünlü, 2007).
2.7.3.8 Hayvansal atıklar
Hayvansal atıklar, bilindiği üzere kurutularak özellikle kırsal alanlarda ısınma amaçlı kullanılmaktadır. Hayvansal atıkların tezek olarak yakılmayıp, doğrudan tarlada kullanılması durumunda verimin 2,66 kat artacağı, fakat hayvansal atıkların biyogaz ve biyogübre eldesinde kullanılması durumundaki verimin ise tarlada kullanım
durumunda oluşan verimden 4,15 kat daha fazla olacağı belirtilmektedir (Çevik, 2016).
Bu sebeple son dönemlerde hayvansal atıklar biyokütle enerji kaynağı olarak değerlendirilmektedir.
2.7.4 Biyokütle enerjisinin avantaj ve dezavantajları
Biyokütle enerjisinin avantajlı yönleri aşağıdaki gibi sıralanabilmektedir:
Çoğunlukla her yerde yetiştirilebilir ve depolanabilir,
Biyokütle içinde, fosil yakıtlarda bulunan kanserojen madde ve kükürt bulundurmadığından çevre kirliliği oluşturmaz,
Asit yağmurlarına yol açmaz, sera etkisi oluşturmaz,
Sosyoekonomik gelişmelerde önemli rol oynar,
Yetişmeleri için, düşük ışık yoğunluğu ve 5-35 °C arasında sıcaklık yeterlidir,
Biyokütle, kömür ve petrolden sonra Dünyanın 3. büyük birincil enerji kaynağıdır ve kömürle birlikte yakılması oldukça ekonomik bir uygulamadır (Akçay, 2014).
Biyokütle enerjisi kullanımının avantajları olduğu gibi fosil yakıtlara kıyasla dezavantajlarıda bulunmaktadır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir;
Enerji içerikleri oldukça düşüktür, heterojen yapıya sahiptirler, yanmayı engelleme, yanma sırasında yüksek enerji kaybı ve depolama sırasında çürüme gibi istenmeyen etkilere neden olan yüksek oranda nem içerirler.
Düşük yoğunluklu, fazla hacimli olduklarından taşıma, depolama ve yakma sırasında sorunlara neden olabilirler (Özçimen, 2007).
Biyoetanolün çevresel olarak avantajları;
Biyoetanol doğaya zarar vermeden çözünür, egzoz emisyonlarını azaltır, ozon tabakasının azalmasına yol açan, hidrokarbon emisyonlarında büyük ölçüde düşüş sağlar,
Yüksek seviyeli biyoetanol karışımları azot oksit emisyonlarında %20’e kadar düşüş sağlar, organik maddelerde %30 ve üstü azalma sağlamaktadır (Uçucu organik maddeler, yer seviyesi ozon tabakasının oluşmasının en önemli sebeplerindendir),
Kanserojen etkisi bulunan benzen ve butadin emisyonlarını %50 oranında azaltır, kükürt dioksit ve partikül emisyonlarında belirgin bir düşüş sağlar.
Etanolun yapısında bulunan oksijen benzinin daha verimli ve temiz yanmasına yardımcı olur. Araçlarda kullanıldığında CO2 dahil tüm emisyonların azaldığı kaydedilmiştir. Yanma ürünü olan CO2’ in azalmasına rağmen ürünün yetiştirilmesi sırasında da CO2 absorblanır. Bu nedenle etanol ürünleri çevre için sera etkisi yaratmayan doğal döngüye sahiptir (Akdağ, 2007).
2.7.5 Biyokütleden elde edilen enerji çeşitleri ve yöntemler
Biyokütleden enerji eldesinde kullanılacak dönüşüm süreçlerinin seçimi, elde edilmek istenen yakıt türü, kullanılacak hammadde ve yapılacak yatırım gibi şartlara bağlıdır.
Genel olarak sınıflandırma yapıldığında, günümüzde biyokütleden; fiziksel (boyut küçültme-kırma ve öğütme, kurutma, filtrasyon, ekstraksiyon ve briketleme) ve kimyasal dönüşüm süreçleri (biyokimyasal ve termokimyasal süreçler) ile yakıt elde edilmektedir. Fiziksel süreçler; boyut küçültme (kırma ve öğütme), kurutma, filtrasyon, ekstraksiyon ve briketleme şeklinde olup, “biyokütlenin ön hazırlık işlemleri” olarak da tanımlanmaktadır. Biyokütlenin fiziksel süreçler sonrasında yakıt kalitesi artmakta ve direkt yakılarak kullanılabilmektedir (Ölçüm, 2006).
Şekil 2.3. Biyoenerji dönüşüm yolları 2.7.5.1 Fiziksel süreçler
Kurutma
Biyokütle enerji içeriği, ise, düşen nem miktarı
gereken önemli bir ön işlem olarak ortaya çıkmaktadır gösteren yakıtların sabit bir nem miktarına getir açısından önem taşımaktadır
mikroorganizma oluşumuna ve sabit karbon kaybına yol açtığı da düş kurutmanın gerekliliği ortaya çıkmaktadır
Biyoenerji dönüşüm yolları (Renewable Energy Policy Network21, üreçler
, nem içeriğiyle doğrudan ilgilidir. Biyokütlenin enerji verimi düşen nem miktarı ile artmaktadır. Bu yüzden kurutma, biyokütleye uygulanması gereken önemli bir ön işlem olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, nem oran
gösteren yakıtların sabit bir nem miktarına getirilmesi de yakma işleminin kontrolü açısından önem taşımaktadır. Buna ek olarak, ıslak biyokütlenin depolanmasının mikroorganizma oluşumuna ve sabit karbon kaybına yol açtığı da düş
ği ortaya çıkmaktadır (Turan, 2009).
(Renewable Energy Policy Network21, 2015a).
Biyokütlenin enerji verimi biyokütleye uygulanması . Ayrıca, nem oranı değişiklik mesi de yakma işleminin kontrolü ıslak biyokütlenin depolanmasının mikroorganizma oluşumuna ve sabit karbon kaybına yol açtığı da düşünüldüğünde
Öğütme
Öğütme işleminde kuru biyokütlenin parçacık büyüklüğünün boyutu belirlenir. Kuru biyokütlenin parçacık büyüklüğü, kullanıldığı işlemlerden önce bıçaklar, miller, bilyeler gibi farklı öğütme teknikleri kullanılarak istenilen büyüklüğe ayarlanır (Üçgül ve Akgül, 2010).
Pelletleme ve biriktirme
Odun peletleri; kalitesi yükseltilmiş odun yakıtları olarak ağaçlardan keresteye ve diğer odun ürünlerine kadar bir çok işlemde ortaya çıkan testere talaşı, yonga, planya talaşı, kabuk gibi materyallerin kurutulması ve preslenmesi ile üretilmektedir. Bu işlemin en önemli özellikleri; depolama hacminin azaltılması, atıkların enerji değerini yükselterek onların hemen ya da ileri termokimyasal dönüşümler için (yakma, gazlaştırma, piroliz, kömürleştirme) kullanımı işleme biçiminin ve taşımanın kolaylaştırılması, enerji yoğunluğu/hacim oranının artırılması, fermentasyon nedeniyle oluşan madde kaybının ortadan kaldırılması şeklinde sıralanabilir (Saraçoğlu, 2008).
2.7.5.2 Termokimyasal ve biyolojik süreçler
Biyokütlenin 3 ana bileşimi selüloz, hemiselüloz ve lignindir. Biyokimyasal dönüşüm;
havasız çürüme ve fermantasyon olmak üzere 2 ana proses içermektedir. Biyokimyasal süreçte lignin parçalanmazken, hemiselülozun parçalanması işlemi gerçekleşir. Lignin ise termokimyasal dönüşüm ile geri kazanılmaktadır (Ben-Iwo vd., 2016).
Termokimyasal dönüşüm süreçlerinin amacı, fosil yakıtlara alternatif, kolay depolanıp taşınabilir ve kararlı özelliklere sahip, yakıtlara ulaşmaktır. Teknolojide biyokütlenin en uygun şekilde kullanılabilmesi için onun birtakım özelliklerinin bilinmesi gerekmektedir. Bunlar; karbon/azot oranı (C/N), nem oranı (% olarak su miktarı) ile kimyasal ve fiziksel özellikleridir. Enerji dönüşümünde kullanılacak biyokütleler için bu değerlerin bilinmesi son derece önemli olup, içinde % 35'ten fazla su içeren biyokütle, termokimyasal dönüşüm ile elektrik üretimi için uygun değildir. Biyokütle içerisinde yüksek oranda şeker bulunuyorsa bu ürün alkol fermantasyonu ve anaerobik
fermantasyon için uygundur. Nem oranının yanında parça boyutu da uygun dönüşüm sisteminin seçiminde önemli bir parametredir (Çanka Kılıç, 2011).
Çizelge 2.1. Biyokütle kaynakları, kullanılan çevrim teknikleri, bu teknikler kullanılarak elde edilen yakıtlar ve uygulama alanları (Kapluhan, 2014).
Biyokütle Çevrim Yöntemi Yakıtlar Uygulama Alanları Orman Atıkları Havasız Çürütme Biyogaz Elektrik üretimi,ısınma Tarım Atıkları Piroliz Etanol Isınma,ulaşım araçları Enerji Bitkileri Doğrudan Yakma Hidrojen Isınma
Hayvansal Atıklar Fermantasyon,
Havasız çürütme Metan Ulaşım araçları, ısınma Çöpler (Organik) Gazlaştırma Metanol Uçaklar
Algler Hidroliz Sentetik yağ roketler
Enerji Ormanları Biyofotoliz Motorin Ürün kurutma Bitkisel ve
Hayvansal Yağlar Esterleşme reaksiyonu Motorin Ulaşım araçları ısınma,seracılık
Biyokütle kaynağının çeşidine göre uygun yöntem seçilerek farklı alanlarda enerji ihtiyacı karşılanabilmektedir (Çizelge, 2.1).
Doğrudan yakma
Yanma, biyokütle içindeki yanabilir maddelerin hidrojenle hızlı kimyasal tepkimesi olarak tanımlanır. Örneğin mısır, ayçiçeği sapları gibi tarımsal atıklar içindeki yanabilir maddeler; karbon, hidrojen ve potasyum gibi bazı metalik elementlerdir. Bu kimyasal tepkime sonucu ortaya çıkan atık maddeler ise, karbondioksit, su buharı ve bazı metal oksitlerdir. Bu ısıveren bir tepkime olup, yakılan kilogram bazına yaklaşık 7.800, hidrojen ise, 3.500 kilokalori ısı açığa çıkmaktadır. Biyokütlenin doğrudan yakılarak enerji üretilmesi, bilinen en eski yöntem olmasına karşın, son yıllarda verimi yükseltmek için yeni yakma sistemleri geliştirilmektedir. Özellikle biyokütle ile çalışan termik santral yapımında akışkan yataklı sistemler alışılagelmiş yakma sistemlerinin yerlerini almaktadır. Hemen her türlü biyokütle kaynağını doğrudan yakmak olanaklıdır. Ancak, nem oranı yükseldikçe elde edilen ısıl değer azalmaktadır (Url-8).
Gazlaştırma
Biyokütlenin gazlaştırılması; 800-900 oC’de biyokütlenin yanabilir gaz karışımına kısmi oksidasyonudur. Sınırlandırılmış hava, oksijen, buhar veya bunların kombinasyonları reaksiyonu başlatmaktadır. Gazlaştırma tekniği ile biyokütleden, yüksek bir randımanla petrolle çalışan güç ve ısı sağlayan türbinlerde kullanılabilecek, %18-20 CO, %18-20 H2, %8-10 CO2, %2-3 CH4, hidrokarbonlar, H2O ve N2 içeren sentez gazı üretilir (Ben- Iwo vd., 2016). Biyokütleden gazlaştırma ile elde edilen temizlenmiş gaz yakıt, ısı ve buhar üreten kazanlarda direk yakılarak veya Stirling motorlarda %20-30 verimlilikte elektrik üretimi için kullanılabilmektedir. Basınçlı gazlaştırma türbinlerinde ise %40 veya daha fazla verimlilikte elektrik üretimi yapılabilmektedir (Url-9).
Piroliz
Katı yakıtların gazlaştırma yada direk yakmaya öncü ana prosestir. Basınç altında ve O2
yokluğunda 350-550 oC sıcaklığında biyokütlenin termal olarak bozunmasıdır (Ben-Iwo vd., 2016). Biyokütleden, piroliz yöntemi ile motorin, fuel-oil ve türbin yakıtı alternatifi sıvı yakıtlar elde edilebilmektedir. Böylece bitkisel, hayvansal, şehir ve endüstriyel atıklar enerji kaynağı olarak değerlendirilmekte, özellikle piroliz işlemi sonucunda elde edilen sıvı ürünün ham petrol eşdeğeri olması, biyokütlenin diğer kullanım alanları yanında bir üstünlük sağlamaktadır. Ayrıca, piroliz sonucu elde edilen katran (biyo-oil, biyoyakıt) kimyasal hammadde girdisi olarak da kullanım alanı bulabilmektedir (Angın ve Şensöz, 2006).
Havasız Çürütme
Havasız çürütme, biyokütlenin mikroorganizmalar yardımıyla oksijensiz ortamda fermantasyona uğrayarak, hemen her yerde kullanılabilecek bir yakıt ve değerli bir gübre haline dönüştürülmesidir. Bu yöntemle biyokütleden üretilen gaz yakıtlar arasında en iyi bilinen ve yaygın olarak kullanılan biyogazdır. Havasız çürütme yöntemi; çevrim işleminin veriminde kullanılan biyokütle kaynağına, sistem büyüklüğüne, pH değerine ve sıcaklığa bağlı olarak değişmektedir (Koçer ve Ünlü, 2007).
Fermantasyon
Fermantasyon, enzimatik kontrollü anaerobik bir prosestir. Lignoselülozik biyokütleden biyoetanol üretiminde 3. basamaktır. Fermantasyondan önce ilk iki basamak biyokütlenin ön işlemden geçirilmesi ve hidrolizdir. Ön işlem; biyokütlenin yüzey alanını artırır, selüloz kristalliğini azaltır, hemiselülozu yok eder ve lignini kırar.
Enzimatik hidroliz, biyokütlenin selüloz bileşimini glukoza; hemiselülozu pentoz ve heksoza dönüştürür daha sonra glukoz, seçilmiş mikroorganizma tarafından etanole fermente olur. Glikozun fermantasyonu ile, etanol, bütanol ve ham petrol ürünlerinden elde edilen ürünlere eş değer bir çok kimyasal ürün elde edilebilir. Günümüzde, en fazla istenilen ürün biyoetanoldür ancak geliştirilmesi gerekmektedir (Ar vd., 2003; Ben-Iwo vd., 2016).
2.7.6 Dünya’da biyokütle enerjisi kullanımı
Dünyada son dönemlerde artan çevre kirliliğinin önüne geçebilmek ve tükenmekte olan fosil yakıtlara alternatif enerjiler sunmak amacıyla kullanılan yenilenebilir enerjinin popülaritesi hızla artmaktadır.
2014 yılı itibari ile Dünya’da enerji tüketiminin yaklaşık %19,2’lik kısmını yenilenebilir enerji oluşturmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin kırsal kısımlarında pişirme ve ısıtma amaçlı kullanılan geleneksel biyokütle, bu payın %8,9’unu oluştururken, modern yenilenebilir enerji payının 2013 yılına göre yaklaşık %10,3 oranında artmış olduğu söylenebilir (Renewable Energy Policy Network21, 2016).
Şekil 2.4. Dünya'da enerji tüketiminde yenilenebilir enerjinin tahmini payı, 2014 (REN21, 2016).
Dünya’da yenilenebilir enerji kapasitesindeki artış tüm fos artıştan daha fazladır. 2015 yılında, yen
kapasitesine yaklaşık %60 Dünyadaki birçok ülkeye pay ed enerji üretim kapasitesinin %28 ihtiyacının %16,6’sını hidrogüç karşılamaktadır (REN21
Şekil 2.5. Toplam enerji tüketiminde biyokütle oranı Biyoenerji, 3 ana enerji kullanım sekt
soğutma), elektrik ve ulaşımdır. Biyoenerjinin ısıtma amaçlı kullanılan enerji ihtiyacına olan katkısı, elektrik ve ulaşım için sağ
Biyokütle olmayan kısım
%86
r enerji kapasitesindeki artış tüm fosil yakıtların kapasitesindeki 2015 yılında, yenilenebilir enerjinin Dünyadaki enerji üretim kapasitesine yaklaşık %60’tan fazla ilave artış sağladığı ve bu kapasite art
lkeye pay edildiği açıklanmıştır. 2015 yılının sonunda
kapasitesinin %28,9’unu oluşturan yenilenebilirler, küresel elektrik sını hidrogüç ile sağlarken, toplamda yaklaşık
EN21, 2016).
Toplam enerji tüketiminde biyokütle oranı, 2014 (REN Biyoenerji, 3 ana enerji kullanım sektöründe rol oynamaktadır. Bunlar
soğutma), elektrik ve ulaşımdır. Biyoenerjinin ısıtma amaçlı kullanılan enerji ihtiyacına olan katkısı, elektrik ve ulaşım için sağladığı katkıdan daha fazladır (Şek
Biyokütle olmayan kısım
Biyokütle
%14
Elektrik
%0.4
Ulaşım
%0.8
Isıtma endüstrisi
%2.2
Geleneksel bina
%8.9
Modern bina ısıtma %1.5
yakıtların kapasitesindeki Dünyadaki enerji üretim kapasite artış oranının sonunda Dünya’da ki rler, küresel elektrik yaklaşık %23,7’sini
REN21, 2016).
öründe rol oynamaktadır. Bunlar; ısıtma (ve soğutma), elektrik ve ulaşımdır. Biyoenerjinin ısıtma amaçlı kullanılan enerji ihtiyacına
fazladır (Şekil, 2.5).
Ulaşım
Isıtma endüstrisi
%2.2 Geleneksel bina ısıtma
Modern bina ısıtma
Şekil 2.6. Sektörlerin kullan
2014 yılında geleneksel biyokütlenin
modern biyokütleden ise ısıtma, ulaşım ve enerji sektörlerinde modern biyokütlenin en fazla ısıtma endüstrisinde kullanılırken sektörlere oranla daha az tercih ed
Şekil 2.7. Dünya'da elektrik üretiminde yen
Biyoenerji kapasitesi 2015
TW’a kadar ulaşmış durumdadır. 2015 yı başlıca ülkeler ABD (69 TWh), Almanya
%76.3 Yenilenebilir olmayan
Yenilenebilir elektrik %23.7 Geleneksel biyokütle
Sektörlerin kullanımına göre son enerji tüketimi, 2014 (
2014 yılında geleneksel biyokütlenin yalnızca binaların ısıtılması için tercih ed ise ısıtma, ulaşım ve enerji sektörlerinde yararlanıldığı ayrıca en fazla ısıtma endüstrisinde kullanılırken, enerji sektöründe diğer nla daha az tercih edildiği görülmektedir (Şekil, 2.6).
Dünya'da elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin tahmini payı (REN21, 2016).
oenerji kapasitesi 2015 yılında tahminen 106,4 GW a kadar %5 artmış a kadar ulaşmış durumdadır. 2015 yılında biyokütleden elektrik
ABD (69 TWh), Almanya (50 TWh), Çin (48 TWh), Brez
r olmayan
Yenilenebilir elektrik %23.7
Hidro güç %16.6
Geleneksel biyokütle Modern biyokütle Biyokütle olmayan
Bina Isıtma Ulaşım Enerji ısıtma
4 (REN21, 2016).
binaların ısıtılması için tercih edildiği, yararlanıldığı ayrıca enerji sektöründe diğer
r enerjinin tahmini payı, 2015 sonu
4 GW a kadar %5 artmış ve üretim 464 ında biyokütleden elektrik üretimi yapan (48 TWh), Brezilya (40 TWh),
Rüzgar %3.7
Biyo-enerji %2 Güneş PV %1.2 Jeotermal,CSP ve okyanus
Biyokütle olmayan
Japonya (336 Twh) ve takiben İng Network21, 2016).
Şekil 2.8. Dünya'da bi
Dünya'da biyokütle kaynaklı ısı ve elektrik üretiminde katı biyokütle, kentlerden oluşan katı atıklar, biyogaz ve bi
kaynaklı ısı ve elektrik üretiminde en fazla katı biyokütleden yararlanılırken oluşan katı atık ise daha çok
Şekil 2.9. Dünya'da elektrik ve ısı ü Isı üretiminde biyokütle kaynakları
Katı
biyokütle %77
Biyogaz Terawatt-saat/yıl
Japonya (336 Twh) ve takiben İngiltere, Hindistandır (Renewable Energy Policy
Dünya'da biyoenerji üretimi 2005-2015 (REN21
biyokütle kaynaklı ısı ve elektrik üretiminde katı biyokütle, kentlerden oluşan ogaz ve biyodizelden yararlanıldığı görülmektedir. Dünya'da biyokütle kaynaklı ısı ve elektrik üretiminde en fazla katı biyokütleden yararlanılırken
oluşan katı atık ise daha çok ısı enerjisi üretiminde kullanılmaktadır (Şek
Dünya'da elektrik ve ısı üretiminin biyokütle kaynaklı o (REN21, 2016).
Isı üretiminde biyokütle kaynakları Elektrik üretiminde biyokütle kaynakları Katı biyokütle %71
MSW
%18
Biyoyakıt
%1
MSW
%8 Biyogaz %4
Biyogaz %20
Dünyanın diğer kısmı Çin
Güney Asya
Kuzey Amerika Avrupa birliği (EU
Dünya Toplam 464 Terawatt- saat
, Hindistandır (Renewable Energy Policy
REN21, 2016)
biyokütle kaynaklı ısı ve elektrik üretiminde katı biyokütle, kentlerden oluşan odizelden yararlanıldığı görülmektedir. Dünya'da biyokütle kaynaklı ısı ve elektrik üretiminde en fazla katı biyokütleden yararlanılırken, kentlerden
iminde kullanılmaktadır (Şekil 2.8).
klı oranları, 2015 etiminde biyokütle kaynakları Katı biyokütle %71
MSW
Bioyakıt %1
Biyogaz
%20
Dünyanın diğer kısmı Çin
Güney Amerika Asya
Kuzey Amerika Avrupa birliği (EU-28)
Küresel biyoyakıt üretimi 2014 yılında %9 artarak toplamda 127,7 m ulaşmıştır. Bu toplamın %74
esterden kaynaklanan biyodizel
üretiminin en çok yapıldığı ülkeler sırasıyla ABD, Brez Arjantindir (REN21, 2015).
Şekil 2.10. Dünya'da
Küresel biyoyakıt üretimi yapan ülkeler içerisinde %72
Brezilya oluştururken, bu ülkeleri Almanya, Arjantin ve Endonezya takip etmektedir.
Biyoyakıt üretiminin %67
bitkisel atık yağ ve diğer gelişen biyoyakıtların mevcut kapasitesi ise 0,5 m dır (REN21, 2016).
2.7.7 Türkiye’de biyokütle e
Avrupa İstatistik Ofisi ver kullanımının %9,7’sini yen biyokütle ve yenileneb
enerji, %0,6’sını rüzgar enerjisi ve %0,6 Hvo
Biyodizel Etanol Milyar litre
üresel biyoyakıt üretimi 2014 yılında %9 artarak toplamda 127,7 m oplamın %74’lük kısmını etanol oluştururken, %23’
biyodizel ve işlenmiş bitkisel yağ yer almaktadır.
üretiminin en çok yapıldığı ülkeler sırasıyla ABD, Brezilya, Almanya, Çin ve , 2015).
Dünya'da etanol,biyodizel ve işlenmiş bitkisel yağ üretimi (REN21, 2015).
mi yapan ülkeler içerisinde %72’lik kısmı Birleşik
ya oluştururken, bu ülkeleri Almanya, Arjantin ve Endonezya takip etmektedir.
Biyoyakıt üretiminin %67’sini biyoetanol, %33’ünü oluşturmakta olup, hidrojenlenmiş bitkisel atık yağ ve diğer gelişen biyoyakıtların mevcut kapasitesi ise 0,5 m
de biyokütle enerjisi kullanım
k Ofisi verilerine göre Türkiye’de 2014
yenilenebilir enerjiden karşılanmakta olup, bu değerin %2,8’
enebilir atıklar, %2,8’ini hidrogüç, %2,8
enerji, %0,6’sını rüzgar enerjisi ve %0,6’sını güneş enerjisi oluşturmaktadır (Url Toplam
127,7 mil
üresel biyoyakıt üretimi 2014 yılında %9 artarak toplamda 127,7 milyar litreye
’lük kısmında metil ve işlenmiş bitkisel yağ yer almaktadır. Biyoyakıt ya, Almanya, Çin ve
odizel ve işlenmiş bitkisel yağ üretimi, 2004-2014
lik kısmı Birleşik Devletler ve ya oluştururken, bu ülkeleri Almanya, Arjantin ve Endonezya takip etmektedir.
ünü oluşturmakta olup, hidrojenlenmiş bitkisel atık yağ ve diğer gelişen biyoyakıtların mevcut kapasitesi ise 0,5 milyar litre/yıl
de 2014 yılında enerji ılanmakta olup, bu değerin %2,8’ini r atıklar, %2,8’ini hidrogüç, %2,8’ini jeotermal
sını güneş enerjisi oluşturmaktadır (Url-1).
ilyar litre
Türkiye'de 2016 yılı Kasım
en çok doğalgaz+LNG enerjisinden faydalanırken nafta+motorin enerjisinden
üretiminde faydalanılan oran ise %
Şekil 2.11. Türkiye'de elektrik enerjisi
Türkiye’de enerji talebindeki artış miktarının, öngörülememesi ve üretim planlaması yapıla birtakım istikrarsızlıklar meydana gelmiştir.
karşılamadığı durumda ithalat yolu
dışarıdan ithal edilen kaynaklar içinde en büyük doğal gaz alım anlaşmaları
bağımlılığını artırmıştır. (Kapluhan, 2014).
Türkiye, toplam ithalatı arasında en fazla parayı, enerji sektöründ fosil yakıtlara, tarım sektöründe ise yağlı tohumlu bitk
Böylece, her iki sektör için ödenen paranın değerinin 65 m bilinmektedir. Bunun önüne geçmek için
bitkilerle değerlendiril
potansiyeli yaklaşık olarak 17 MTEP artıklarından enerji üretim potansiyel
asım ayı sonu verilerine göre elektrik üretiminde %28,6 en çok doğalgaz+LNG enerjisinden faydalanırken, en az (%0,5) fuel nafta+motorin enerjisinden faydalanılmaktadır. Yenilenebilirler ve atıklardan elektrik üretiminde faydalanılan oran ise % 0,7 dir (Şekil, 2.11).
Türkiye'de elektrik enerjisi kurulu gücü- 2016 Kasım iye’de enerji talebindeki artış miktarının, bugüne kadar
ve üretim planlaması yapılamaması sebebiyle enerji yatırımlarında birtakım istikrarsızlıklar meydana gelmiştir. Ülkemizde üretilen enerjinin,
karşılamadığı durumda ithalat yolu ile enerji sağlanmakta olup, p
kaynaklar içinde en büyük paya sahiptir. Özellikle yüksek fiyatlı doğal gaz alım anlaşmaları Türkiye’nin enerji üretiminde dış kaynaklara
mıştır. (Kapluhan, 2014).
Türkiye, toplam ithalatı arasında en fazla parayı, enerji sektöründe kullanılmak üzere yakıtlara, tarım sektöründe ise yağlı tohumlu bitkiler ve türevlerine ödemektedir.
her iki sektör için ödenen paranın değerinin 65 milyar Dolara
nun önüne geçmek için yerel kaynakların enerji tarımına uygun olan ilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin kullanılab
nsiyeli yaklaşık olarak 17 MTEP (milyon ton eşdeğer petrol) olup,
artıklarından enerji üretim potansiyeli yaklaşık 7 MTEP, Orman artıklarından enerji elektrik üretiminde %28,6 pay ile en az (%0,5) fuel-oil+
rler ve atıklardan elektrik
2016 Kasım sonu (Url-10).
bugüne kadar tam anlamıyla enerji yatırımlarında en enerjinin, talebi akta olup, petrol ve doğalgaz Özellikle yüksek fiyatlı Türkiye’nin enerji üretiminde dış kaynaklara olan
e kullanılmak üzere ürevlerine ödemektedir.
yar Dolara (USD) ulaştığı enerji tarımına uygun olan . Türkiye’nin kullanılabilir biyoenerji yon ton eşdeğer petrol) olup, orman ve odun artıklarından enerji