• Sonuç bulunamadı

Taze Kayısı Sektörü Ve Sorunları: Iğdır Đli Örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Taze Kayısı Sektörü Ve Sorunları: Iğdır Đli Örneği"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

297

Taze Kayısı Sektörü Ve Sorunları: Iğdır Đli Örneği*

H. Bayram IŞIK1

Đlkay UÇUM2

Adem AKSOY1

A. Semih UZUNDUMLU1

Özet

Kayısı yetiştiriciliği Türkiye’nin önde gelen tarımsal faaliyet kollarından birisidir. Dünya yaş ve kuru kayısı üretiminde birinci sırada yer alan Türkiye, gerek kayısı gen kaynakları ve gerekse ekolojik şartlar nedeniyle büyük bir potansiyele sahiptir. Dünya kuru kayısı ihracatının %80’den fazlasını elinde tutan Türkiye maalesef dünya taze kayısı ihracatında dördüncü sırada yer almaktadır. Mikro klima özelliği, yüksek verimliliği, kendine has çeşitleri ve coğrafi konumu ile sofralık kayısı üretiminde özel bir yere sahip olan Iğdır ili, bu çalışma kapsamında incelenmiştir.

Bu araştırmanın temel amacı; Türkiye’nin taze kayısı ihracatının artmasında önemli katkısı olacağı düşünülen Iğdır ili kayısı üreticilerini ekonomik yönden incelemektir. Bu amaçla, tabakalı örnekleme yöntemiyle belirlenen 65 kayısı üreticisi ile yüz yüze anket yapılarak elde edilen birincil verilere ek olarak çeşitli kurumlardan sağlanan ikincil veriler de kullanılmıştır. Araştırma sonuçları kayısı işletmelerinin çoğunlukla küçük aile işletmeleri olduğunu ve geleneksel tarım yaptığını göstermiştir. Sektördeki en önemli sorunlar olarak ta ilkbahar geç donları ve pazarlama sorunları öne çıkmıştır.

Anahtar Kelimeler: Kayısı, Iğdır, Đhracat, Sorunlar

Fresh Apricot Sector And Its Problems: A Case Of Iğdir Province Abstract

Apricot farming is one of the most prominent agricultural activities in Turkey. Turkey placed in the first rank in world fresh and dried apricot production, has significant potential due to apricot gene pools and ecological conditions. Turkey holding more than 80% of world dried apricot exports, unfortunately takes fourth place in world fresh apricot exports. This study explores Iğdır province which has a special place in fresh apricot production due to its microclimate, high productivity, distinctive apricot varieties and geographical location.

Main objective of this study is to examine apricot producers in terms of economic criteria in Iğdır province considered as a significant potential contributor to fresh apricot exports of Turkey. For this end, in addition to primary data obtained through face to face survey study with 65 apricot producers determined with stratified sampling method, secondary data gathered from various institutions were used. Study results showed that most of the apricot farms were small family farms, and they did conventional farming. Spring late frosts and marketing problems came to the fore as the most important issues in the sector.

Keywords: Apricot, Iğdır, Export, Problems

GĐRĐŞ

Kayısı, coğrafik olarak dünyanın hemen hemen her yerine dağılmış olsa da daha çok Akdeniz ülkeleri ve Avrupa’da yetiştirilmektedir (Vasilakakis ve Koukouryannis, 1999). Dünya kayısı üretiminin yaklaşık 2/3’ü Akdeniz ülkelerinde üretilirken (Stefano ve Rotundo, 1991), Türkiye bu ülkeler arasında en önde gelen ülkedir. Üç milyon tonun üzerinde yaş kayısının üretildiği dünyada, üretiminin yaklaşık %18’i Türkiye tarafından gerçekleştirilmektedir. Taze kayısı üretiminde Türkiye’yi Đran, Đtalya, Pakistan ve Fransa izlemektedir (Çizelge 1).

Kayısı, sofralık, kurutmalık veya sanayide işlenerek değerlendirilmektedir.

Dünyada üretilen kayısının yaklaşık %70-75'i sofralık olarak tüketilmektedir (Anonim, 2007). Ancak kayısıda hasat döneminin kısa olması ve yaş kayısının çabuk bozulması nedeniyle kayısı daha çok kurutularak veya işlenerek değerlendirilmektedir. Dünya yaş kayısı üretiminin yaklaşık %20-25’lik kısmı kurutulmaktadır (Sobutay, 2003). Sofralık ve kurutmalık olarak değerlendirilen kayısıdan geriye kalan kısmı ise işlenerek

* Bu bildiri, Đlkay FĐDAN’ın yüksek lisans tezinden yararlanılarak hazırlanmıştır.

1 Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Erzurum

2 Tarımsal Ekonomi Araştırma Enstitüsü, Ankara.

(2)

298

değerlendirilmektedir. Türkiye’de ise kayısının yaklaşık yüzde 50-55'i taze olarak tüketilmekte ve geriye kalan bölümü ise kurutularak veya sanayide meyve suyu, reçel, marmelat, şekerleme ve pestil yapımında kullanılmaktadır (Anonim, 2007).

Kuru kayısı, ülkemizin geleneksel tarımsal ihraç ürünleri arasında yer almakta ve kuru meyve ihraç kalemlerimiz içinde fındık ve kuru üzümden sonra üçüncü önemli ürün konumunda bulunmaktadır (Sobutay, 2003).

Çizelge 1. Dünya taze kayısı üretiminde önde gelen ülkelerin üretim miktarları.

Üretim miktarı ( ton) Oran (%)

Ülkeler 2003 2004 2005 2006 2007 2007

Türkiye 499 000 350 000 860 000 460 182 557 572 18.17

Đran 285 000 166 373 275 578 280 000 280 000 9.12

Đtalya 108 320 213 425 232 882 221 994 211 808 6.90

Pakistan 210 882 214 800 197 239 177 266 160 000 5.21 Fransa 123 814 166 136 176 950 179 568 127 224 4.15

Fas 97 950 85 000 103 600 129 440 105 234 3.43

Đspanya 143 840 121 486 137 167 156 872 87 700 2.86

ABD 88 541 91 716 74 070 40 530 80 070 2.61

Yunanistan 59 854 89 538 84 135 717 48 79 188 2.58

Çin 81 874 96 509 90 937 83 001 75 834 2.47

Dünya 2 887 893 2 870 178 3 511 865 3 167 122 3 068 925 100.00 Kaynak: Anonim, 2008a.

Dünya kuru kayısı ihracatının %80’den fazlasını elinde bulunduran Türkiye, özellikle kuru kayısıda uluslararası piyasalarda, kalite, miktar ve fiyat belirleme bakımından tekel konumundadır (Çizelge 2). 2007 yılı itibariyle Türkiye yaklaşık 105 bin ton kayısı ihracatından 236 milyon dolar döviz elde etmiştir (Anonim, 2008b).

Çizelge 2. Kuru kayısı ihracatçı ülkeler, ihracat miktarları ve payları (%).

Đhracat Miktarı (ton) 2007

Ülkeler 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 %

Türkiye 85 670 66 763 71 900 81 292 96 019 113 860 105 031 80.56 Afganistan 1 000 1 650 1 665 2 652 1 715 1 569 5 961 4.57 Fransa 2 094 1 963 2 358 2 891 3 472 3 221 2 907 2.23 Özbekistan 4 000 3 229 2 533 1 245 1 674 2 844 2 775 2.13 Hollanda 1 237 1 169 1 178 991 1 477 1 432 1 359 1.04 ABD 2 708 3 302 1 705 1 236 1 171 1 026 1 199 0.92

Đran 2 282 2 202 1 910 1 245 751 3 468 600 0.46

Dünya 105 071 86 839 90 395 99 018 115 226 137 785 130 376 100.00 Kaynak: Anonim, 2008a.

Türkiye’nin kayısı ihracatında kuru kayısı ihracatı önemli bir yer alırken, taze (sofralık) kayısı ihracatı için aynı durum söz konusu değildir. Türkiye’nin taze kayısı ihracatı, kuru kayısı ihracatıyla kıyaslanmayacak kadar düşüktür (Anonim, 2008c). Kayısı üretiminde beşinci sırada yer alan ve Türkiye’nin %25’inden daha az bir üretime sahip olan Fransa (bknz. Çizelge 1) taze kayısı ihracatında %25.7’lik payla en önde gelen ülkedir. Fransa’yı sırasıyla Đspanya, Yunanistan ve Türkiye izlemektedir (Çizelge 3).

Çizelge 3. Taze kayısı ihracatçı ülkeler, ihracat miktarları ve ihracat payları (%).

Đhracat Miktarı (ton) 2007

Ülkeler 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 %

Fransa 26 353 55 722 34 254 49 989 57 777 62 558 46 477 25.70 Đspanya 54 485 38 570 41 551 21 252 39 064 47 811 23 221 12.84 Yunanistan 9 244 5 533 5 129 11 207 14 901 14 096 16 178 8.95 Türkiye 5 740 4 600 6 075 7 931 9 844 14 930 14 897 8.24 Đtalya 13 218 17 759 9897 13 711 14 432 11 777 11 601 6.41 ABD 8 038 8 087 8 949 6 945 6 053 3 787 7 467 4.13 Dünya 166 744 184 843 152 840 166 570 207 411 248 808 180 856 100.00

Kaynak: Anonim, 2008a.

(3)

299

Akdeniz’e komşu olan ülkeler sahip oldukları ekolojik potansiyeli iyi değerlendirmekte, Mayıs ayı sonunda hasat ettikleri kayısıyı ihraç ederek önemli miktarda döviz girdisi sağlamaktadır. Bu ülkelere göre gerek kayısı gen kaynakları ve gerekse de ekolojik şartlar bakımından çok daha büyük avantajlara sahip olan ülkemizde yaş kayısı ihracatı maalesef çok düşüktür. Her ne kadar Türkiye’nin taze kayısı ihracat miktarı son yıllarda özellikle AB ve Orta Doğu ülkelerine yapılan yaş kayısı ihracatı ile birlikte önemli derecede artsa da sahip olduğu uygun ekolojik şartlar ve erkenci kayısı çeşit potansiyelleri dikkate alındığında hala hak ettiği yerin çok gerisindedir (Asma, 2000).

Kayısı, Karadeniz bölgesi hariç tüm bölgelerinde yetiştirilse de temel olarak Türkiye’de 7 kayısı bölgesi bulunmaktadır: Malatya, Elazığ-Erzincan, Kars-Iğdır, Mut- Đskenderun, Sakarya-Bilecik, Ege ve Đç Anadolu (Sobutay, 2003). Bu bölgeler içerisinde kayısının en önemli yetiştirme bölgesi Doğu Anadolu bölgesidir (Gazanfer, 1995; Öztürk vd., 2000). Đller bazında kayısı üretim durumlarına baktığımızda açık ara farkla Malatya önde gelmektedir. Türkiye’de üretilen yaş kayısının yaklaşık %50’si ve kuru kayısının

%90-95’i tek başına Malatya ilinde gerçekleştirilmektedir. Malatya’yı, Kahramanmaraş, Mersin, Elazığ, Antalya ve Iğdır izlemektedir (Şekil 1). Sofralık kayısı üretiminde ise Akdeniz Bölgesi ve ülkemizin değişik yörelerindeki (Iğdır, Kağızman, Erzincan vb.) mikroklima alanları önde gelmektedir (Öztürk vd., 2000).

Kaynak: Anonim, 2008d.

Şekil 1. Kayısı üretiminde önde gelen iller (ortalama).

Verimlilik açısından illeri kıyasladığımızda ise Iğdır ili birinci sırada gelmekte ve onu Antalya ve Mersin takip etmektedir (Şekil 2). Verimliliği yüksek olan bu illerde ağırlıklı olarak sofralık kayısı üretimi yapılmaktadır. Yüksek verimliliğin yanı sıra Mersin (Mut) ve Sakit vadisi (Iğdır- Kağızman) Avrupa’da da en erkenci kayısı üretim alanlarıdır (Özyörük, 1990). Erken olgunlaşan kayısı çeşitleri ise yüksek fiyatlardan alıcı bulmaktadır. Türkiye bu avantaj ve var olan potansiyellerini iyi bir şekilde değerlendirirse sofralık kayısı ihracatını yakın gelecekte çok daha yukarılara çıkarabilir (Ercişli, 2009).

Kaynak: Anonim, 2008d.

Şekil 2. Kayısı üretiminde önde gelen illerin yıllık ortalama verimleri (kg).

Araştırma Bölgesi Hakkında Genel Bilgiler

Ekolojik şartlar, kalite, verim ve coğrafi konum olarak sofralık kayısı üretiminde ve ihracatında önemli bir potansiyele sahip olan Iğdır ili araştırma konusu olarak ele

(4)

300

alınmıştır. Iğdır yöresi Doğu Anadolu’daki sert iklimin yanında bir sıcaklık adasıdır.

Doğunun Çukurovası olan Iğdır Ovası Doğu Anadolu bölgesinin kışları soğuk yazları kurak geçen iklimi içerisinde mikroklima özelliği gösteren iklime sahip düz bir ovadır.

Đklim ve sulama durumunun uygun olması nedeniyle ürün deseni çeşitliliğine müsaittir.

Ekilebilir arazilerin dışında kalan kısımlarda ise mera ve yaylaların uygunluğu hayvancılığın gelişmesinde önemli rol oynamaktadır. Zeytin ve turunçgiller hariç bütün meyve çeşitleri yetişmesine rağmen (Anonim, 2002), Iğdır’da yetiştirilen meyveler denildiğinde ilk akla gelen kayısıdır. Özellikle sofralık kayısı üretimi yaygın bir şekilde yapılmaktadır. 2007 yılı itibariyle Iğdır ilinde 29 344 dekar alanda meyve üretimi yapılmaktadır. Kayısı 9 418 dekar ekiliş alanı, 126 100 meyve veren ağaç sayısı ve 9 426 ton üretim ile açık ara birinci sırada gelmektedir (Çizelge 4).

Çizelge 4. Iğdır ilinde meyve ağaç sayısı, üretim ve verimleri (2007).

Meyve Meyve Veren Ağaç Sayısı Üretim (ton)

Elma 59 425 6 189

Armut 5 270 369

Kayısı 126 100 9 426

Şeftali 28 860 1 453

Kiraz 3 710 152

Kaynak: Anonim, 2008d.

Iğdır ilindeki kayısı bahçelerinin büyük çoğunluğu Malatya’ya benzer şekilde, tek çeşitle kurulmuştur (Bolat, 1993). Iğdır’daki kayısı ağacı varlığının %85’ini Şalak, geriye kalan %15’lik kısmını Ordubat, Teberze ve Ağerik çeşitleri oluşturmaktadır (Asma, 2000). Şalak, Iğdır ve Kağızman bölgesinin sofralık kayısı çeşididir. Şalak, verim, meyve kalitesi ve erkencilik açısından önce gelen bir çeşittir (Asma ve Şen, 1999, Yalçınkaya vd., 1993).

Iğdır ilinin coğrafi konum olarak doğu sınır bölgesinde bulunması da bu ile ihracat açısından önemli bir avantaj sağlamaktadır. Özellikle yaş meyve gibi çabuk bozulabilen gıda maddeleri için pazar bölgesine yakınlık hem zayiatların hem de nakliye masraflarının daha düşük olması açısından büyük bir üstünlüktür. Iğdır ili bu erkenci, verimi yüksek ve kaliteli sofralık kayısılarını Türkiye’nin sınır ve yakın komşularına (Rusya, Ermenistan, Türk Cumhuriyetleri, Irak, Đran ve Suriye gibi) ihraç ederek yaş kayısı ihracatını önemli derecede artırabilir.

Materyal

Araştırma alanı olarak, Tarım Müdürlüğü kayıtlarına dayanarak, Iğdır ilinin kayısı üretiminin %93’ünü oluşturan Merkez ve Tuzluca ilçeleri seçilmiştir. Bu iki ilçenin köylerinin kayısı üretim miktarları kayıtlardan belirlenerek “Gayeli Örnekleme Yöntemi”

ile Merkez ilçede 7, Tuzluca ilçesinde 2 olmak üzere toplam 9 yerleşim birimi tespit edilmiştir. Bu yerleşim birimleri: Tuzluca ilçe merkezi, Çıyrıklı, Halfeli, Melekli, Küllük, Yukarı Çarıkçı, Yaycı, Ali Kamerli ve Hakveyis köyleridir.

Bu araştırmanın ana materyalini, araştırma alanında kayısı yetiştiriciliği yapan 65 çiftçi ile yüz yüze anket yoluyla elde edilen birincil veriler oluşturmaktadır. Anket çalışması Nisan-Mayıs 2009 tarihleri arasında yapılmış olup elde edile bilgiler 2007-2008 üretim dönemine aittir. Ayrıca bu çalışmada konu ile ilgili yapılmış diğer araştırma ve inceleme sonuçlarından, çeşitli kuruluşların araştırmanın konusuna ilişkin kayıtları ve istatistikî verilerinden ikincil veri olarak faydalanılmıştır.

Gayeli Örnekleme yapılarak belirlenen köylerden kayısı üretimi yapan tarım işletmelerinin tam sayımı yapılarak elde edilen çerçeve listesine “Oransal Tabakalama Yöntemi” uygulanarak, %90 güven düzeyi ve ortalamadan %10 sapmayla aşağıdaki formül yardımıyla örnek büyüklüğü 59 olarak hesaplanmıştır.

2

2 2 2

N NhSh 474 x 3998,95

n = = = 59

N D NhSh 224676 x 0.12 + 3998,95

(5)

301

Ancak yapılan anketlerde yeterli veri olmaması ihtimali düşünülerek anket sayısına %10 yedek anket eklenerek örnek hacmi 65’e [59*(1,10)] çıkarılmıştır. Kayısı bahçesi arazi büyüklüğüne göre 4 tabakaya ayrılan üreticiler için her tabakaya düşen anket sayısı Çizelge 5’deki gibi belirlenmiştir.

Formülde:

N; Populasyonu oluşturan işletme sayısını

n: örnek hacmi nh = her bir tabakaya düşen örnek

sayısı ( Nh

nh = x n

N )

D: düzeltme faktörü ( d D=z)

Nh: h. tabakadaki işletme sayısını, d: kitle ortalamasından müsaade edilen hata payı,

Sh: h. tabakadaki varyansı, z: z değerini belirtmektedir.

Çizelge 5. Örnek işletmelerin kayısı alanı genişlik gruplarına göre dağılımı.

Sınıf

aralıkları (da)

Frekans Sayısı (Nh)

Standart Sapma (Sh)

Varyans

(Sh2) NhSh NhSh2 Örnek

Sayısı (n)

1-5 224 1.46 2.12 326.14 474.87 31

6-10 113 1.57 2.46 177.07 277.47 15

11-20 92 2.89 8.32 265.42 765.74 12

21+ 45 7.43 55.13 334.13 2 480.88 7

TOPLAM 474 - - 1 102.76 3 998.95 65

ARAŞTIRMA BULGULARI

Đncelenen işletmelerin genişlik gruplarına göre arazi büyüklükleri Çizelge 6’da verilmiştir. Araştırma alanında küçük işletmeler hakim olup, işletmelerin yaklaşık yarısı 1-5 dekar arasındaki işletmelerdir. Đşletmelerin arazi genişlikleri ortalama 51.51 da, kayısı bahçesi genişliği ise 9.77 da’dır. Đşletmelerin toplam arazisi içerisinde kayısı bahçelerinin oranı %17.85’tir. Đşletme büyüklüğü arttıkça kayısı bahçesinin oranı da artmaktadır.

Çizelge 6. Đşletmelerin ortalama işletme arazisi ve kayısı bahçesi genişliği.

Đşletme Đşletme Arazisi (1) Kayısı Bahçesi (2) Đşletme

Grupları (da) adet % da % da %

Oran (2/1)*100

1-5 31 47.69 41.68 38.59 4.10 20.01 9.84

6-11 15 23.08 48.13 21.56 7.80 18.42 16.21

12-20 12 18.46 56.92 20.40 15.50 29.29 27.23

21+ 7 10.77 93.00 19.44 29.29 32.28 32.54

Toplam ve Ortalama 65 100.00 51.51 100.00 9.77 100.00 17.85

Iğdır ilindeki işletmelerin büyük çoğunluğu (%76.93) Şalak çeşidi yetiştirmektedirler. Özellikle büyük işletmelerin bu çeşitten başka çeşit yetiştirmedikleri görülmektedir. Bu çeşidin yöre iklimine uygun, verim ve kalitesinin yüksek olması üreticileri bu çeşide yönlendirmektedir. Bu çeşidin yanında az da olsa Tebereze ve Ağerik çeşitleri de yetiştirilmektedir (Çizelge 7).

Çizelge 7. Đşletmelerin yetiştirdikleri kayısı çeşitlerinin dağılım (%).

Gruplar (da) Şalak Ağerik Tebereze Toplam

1-5 70.98 12.90 16.13 100.00

6-11 80.00 6.67 13.13 100.00

12-20 75.00 16.67 8.30 100.00

21+ 100.00 - - 100.00

Ortalama 76.93 10.77 12.26 100.00

(6)

302

Kayısı meyvelerinin tümü ağaç üzerinde aynı zamanda olgunlaşmadığından hasat kademeli olarak yapılır. Hasadın zamanında ve kademeli yapılması pazarlama açısından çok önemlidir (Asma, 2000). Đncelenen işletmelerde kayısı bahçelerinin hasadı Haziran ayının ikinci haftasında başlayıp Temmuz ayının ikinci haftasında sona ermektedir.

Đşletmelerin ürünlerini en çok tüccarlara, ikinci olarak ta komisyonculara sattıkları görülmektedir (Çizelge 8). Az da olsa küçük işletmeler (1. ve 2. Grup) ürünlerini doğrudan tüketicilere satmaktadırlar.

Çizelge 8. Đşletmecilerin ürününü sattığı kişilerin dağılımı.

Tüccar Komisyoncu Tüketici Toplam Đşletme

Grupları (da) Adet % Adet % Adet % Adet %

1-5 19 61.29 7 22.58 5 16.13 31 100.00

6-10 7 46.67 5 33.33 3 20.00 15 100.00

11-20 7 58.33 5 41.67 0 - 12 100.00

21+ 4 57.14 3 42.86 0 - 7 100.00

Toplam ve Ortalama 37 56.92 20 30.77 8 12.31 65 100.00 Araştırma alanındaki kayısı üreticileri, ürünlerini bahçede kabala olarak veya toplanan ürünü kilo ile tartarak satış işlemini gerçekleştirmektedir. Kabala olarak dalında yapılan satışlarda meyveler bahçede satılmakta, işletmeciler hasat işlemlerinde yer almamaktadır. Đncelenen işletmelerin ortalama %73.85’i kabala satış, %26.15’ide kilo ile satış işlemi gerçekleştirmektedir. Bahçede yapılan satışlarda hasat masrafları alıcıya ait olduğundan ürün fiyatları daha düşük seviyede gerçekleşmektedir. Đşletme büyüklüğü arttıkça ürününü kilo ile satan işletme sayısı azalmaktadır (Çizelge 9).

Çizelge 9. Đşletmelerin ürün satış biçiminin dağılımı.

Kabala Kilo ile Toplam

Đşletme

Grupları (da) Adet % Adet % Adet %

1-5 22 70.97 9 29.03 31 100.00

6-10 10 66.67 5 33.33 15 100.00

11-20 10 83.33 2 16.67 12 100.00

21+ 6 85.71 1 14.29 7 100.00

Toplam ve Ortalama 48 73.85 17 26.15 65 100.00

Kayısı Üreticilerinin Karşılaştıkları Sorunlar

Bu çalışmada kayısı üreticilerinin sorunları, yetiştiricilik ve pazarlama açısından ele alınmıştır. Yetiştiricilikle ilgili elde edilen sonuçlara baktığımızda, en fazla şikâyetlerin don zararları ve girdi fiyatları ile ilgili olduğunu görmekteyiz (Çizelge 10).

Đklim şartları içerisinde Türkiye’nin yaş kayısı üretimini etkileyen en önemli faktör ilkbaharın geç donlarıdır. Don olayı çok kısa süreli bile gerçekleşse üretimi önemli ölçüde etkilemektedir (Sobutay, 2003). Aras vadisindeki kayısı bahçeleri arasında rakım farkı bulunmadığından özellikle Iğdır’da bazı zamanlar meydana gelen ilkbahar geç donlarından bütün kayısı bahçeleri etkilenmektedir (Ercişli, 2009).

Çizelge 10. Kayısı yetiştiriciliğinde karşılaşılan sorunların oransal olarak dağılımı.

Sorunlar 1.Grup 2.Grup 3.Grup 4.Grup Ortalama

Don zararları 37.50 40.00 42.11 38.46 39.52

Sulamadaki sorunlar 7.81 4.00 5.26 15.38 8.11

Verimsizlik 15.63 16.00 21.05 7.69 15.09

Girdi fiyatları 39.06 40.00 31.58 38.47 37.28

Toplam 100.00 100.00 100.00 100.00 100.00

Araştırma sonuçlarına göre, işletmecilerin kayısı yetiştiriciliğinde yaşadıkları sorunların başında ilkbahar geç donları gelmektedir. Üretimdeki dalgalanmanın ve ağaç

(7)

303

başına yaş meyve veriminin düşmesinde en önemli etken ilkbahar geç donlarıdır. Girdi fiyatlarındaki sürekli artışa karşın ürün fiyatlarının dalgalanması üreticiyi zor durumda bırakmaktadır. Üreticiler, don zararlarını önleyerek verim artışı, yeterli girdi kullanarak kaliteli ürün ve yüksek gelir elde edebilir (Demirtaş, 2000). Araştırma alanında sulama DSĐ kanalları tarafından sağlanmaktadır ve sulama konusunda ciddi bir sorun yoktur.

Pazarlama sorunlarına baktığımızda ise en önemli sorun olarak karşımıza ilde kayısı pazarlamasına yönelik bir üretici örgütünün bulunmaması çıkmaktadır (Çizelge 11). Bunu fiyatların düşüklüğü, toptancı halinin olmaması ve taşıma sorunu takip etmektedir. Bu sorunlara bütün olarak baktığımızda aralarında yakın bir ilişkinin olduğunu söyleyebiliriz. Mesela, iyi işleyen etkin bir üretici örgütünün olması, fiyat düşüklüğü, taşıma ve tüccarların istismarı sorunlarını çözebilir.

Çizelge 11. Kayısı yetiştiriciliğindeki pazarlama sorunlarının dağılım (%).

Sorunlar 1.Grup 2.Grup 3.Grup 4.Grup Ortalama

Toptancı hali olmaması 16.67 22.23 12.50 20.69 18.02

Tüccarların istismarları 14.58 14.29 15.00 10.35 13.56

Üretici örgütlerinin olmaması 20.15 20.63 20.00 20.69 20.36

Fiyatların düşüklüğü 15.97 17.46 22.50 20.69 19.16

Taşıma 19.44 15.87 22.50 13.79 17.90

Đşleme Sanayinin olmaması 13.19 9.52 7.50 13.79 11.00

Toplam 100.00 100.00 100.00 100.00 100.00

Đlde üretici örgütü, toptancı hali ve işleme sanayi olmadığı için ürünler bir nevi tekel konumunda olan tüccar ve komisyoncular tarafından ucuz fiyata alınmaktadır. Đlde kuru kayısı üretimi çok fazla yaygın olmadığından ve ürünü işlemeye yönelik sanayi bulunmadığından kayısı ya çok düşük fiyatla satılmakta ya da satılamayan kayısı telef olmaktadır.

SONUÇ ve ÖNERĐLER

Türkiye, dünya yaş ve kuru kayısı üretiminde birinci sırada yer almakta iken taze kayısı ihracatında dördüncü sırada yer almaktadır. Fransa, Đspanya, Yunanistan ve Đtalya yaş kayısı ihracatından önemli miktarda gelir elde etmektedir. Türkiye sahip olduğu ekolojik potansiyel nedeniyle yukarıda bahsedilen ülkelere göre daha fazla avantaja sahiptir. Yüksek verimliliğin yanı sıra Mersin (Mut) ve Sakit vadisi (Iğdır- Kağızman) Avrupa’da da en erkenci kayısı üretim alanlarıdır. Türkiye’nin kuru kayısı ticaretinde olduğu gibi yaş kayısı ticaretinde de lider ülke olması için Avrupa pazarlarına göre erkencilik avantajının iyi kullanılması ve standartlara uygun ürün üretiminin artırılması gerekir. Mikro klima özelliği, yüksek verimliliği ve kendine has çeşitleri ile sofralık kayısı üretiminde özel bir yere sahip olan Iğdır ili, bu çalışma kapsamında incelenmiştir.

Bu çalışmada, tüm Türkiye’de olduğu gibi bu ilde de kayısı yetiştiriciliğinin en önemli problemi olarak ilkbahar geç donları bulunmuştur. Bu donlardan korunmanın en etkili yolu, don tehlikesinin bulunduğu rutubetli, taban araziler ve soğuk havanın biriktiği vadi içlerinde kayısı bahçesi tesis edilmemesidir. Fakat her şeye rağmen don riski bulunan bir bölgede kayısı bahçesi tesis edilmişse donlardan korunma yöntemlerinin dikkatlice uygulanması gerekir.

Girdi fiyatlarının yüksek olması bir diğer önemli sorundur. Bunun için çiftçinin bilinçli girdi kullanımının sağlanması büyük önem arz etmektedir. Mesela, kimyasal gübre yerine çiftlik gübresi kullanımının teşvik edilmesi maliyetlerin düşmesine katkıda bulunacaktır. Koruyucu kültürel tedbirlerin uygulanması noktasında çiftçimiz istenen düzeyi henüz yakalayamadığından hastalık ve zararlılarla mücadele zorlaşmakta ve maliyeti artmaktadır. Bahçe dikiminden, budamasına gübrelemeden, sulamaya kadar yetiştiriciliğin her aşamasında tarım kuruluşlarının teknik tavsiyeleri doğrultusunda hareket edilmelidir.

Özellikle sofralık kayısı hasadının el ile özenle ve zamanında yapılması, ürün zayiatının asgariye indirgenmesi, muhafazası, nakliyesi ve pazarlaması açısından çok

(8)

304

önemlidir. Ürünlerin hasattan sonra kalite özelliklerine göre ayrılması, derecelendirilmesi ve standartlaştırılması ürünün paketlenmesini, depolanmasını ve daha iyi bir fiyattan satılmasını kolaylaştıracaktır.

Đncelenen kayısı işletmelerinin karşılaştıkları en büyük sorunlardan birisi de pazarlamadır. Đlde kayısı pazarlamasına yönelik bir kooperatif bulunmamaktadır. Bu nedenle ürünler gerektiği gibi pazarlanamamakta ve üreticinin eline tatmin edici fiyat geçmemektedir. Çoğu zaman komisyoncular tarafından alınmayan ürün, üreticinin elinde kalmaktadır. 1992 yılında Malatya’da kurulan Kayısı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği’nin (Kayısı Birlik) daha etkin bir hale getirilmesi, Iğdır ve diğer kayısı üretim bölgelerinde de şubelerinin açılarak üreticilerin tek çatı altında toplanması, üretimde ve pazarlamada karşılaşılan birçok soruna çare olabilir (Peker, 2007). Mesela, üreticilere daha ucuz girdi ve teknik destek sağlayabilir; aracı sayısını azaltarak üreticinin ürününü daha yüksek fiyattan alabilir; ürünü daha iyi şartlarda muhafaza edip ambalajlayabilir.

Ayrıca kayısı ihracatçılarını bir çatı altında toplayarak ihraç fiyatının belirlenmesinde rekabet yerine ortak bir tavır alınmasını sağlayacak, dış pazardaki gelişmeleri düzenli olarak takip edecek, reklam ve tanıtım faaliyetlerini etkin şekilde yürütecek “Kayısı Đhracatçıları Birliği” de kurulmalıdır.

Taze kayısının pazarlanmasındaki en önemli problemlerden birisi de hiç şüphesiz soğuk zincirin oluşmaması, ildeki soğuk hava depolarının yetersiz ve soğuk sevkiyatın maliyetinin yüksek oluşudur. Uygun olmayan depolama ve taşıma koşulları ürünün ömrünü kısaltmakta ve dışa pazarlanmasını kısıtlamaktadır. Bu da arzu edilen ihracat seviyelerine ulaşmanın önünde ciddi bir engeldir.

Sonuç olarak, Iğdır’da taze kayısı üretim ve ihracatının artması için öncelikle pazarlama probleminin kooperatif, toptancı hali ve/veya işleme sanayi vasıtasıyla çözülerek üreticinin gelirinin artırılması gerekir. Ayrıca çiftçiye yetiştiricilik ve hasat ile ilgili teknik destek verilerek maliyetler düşürülebilir, verim ve kalite artırılabilir. Đlde üretilen kayısıların sınır ülkelere ihracatının sağlanması, iç tüketimin artırılması ve marka yaratılarak iç ve dış pazarlarda tanıtılması pazarlamada avantaj sağlayabilir.

KAYNAKLAR

Anonim, 2002. Iğdır Tarım Master Planı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 158, Ankara.

Anonim, 2007. Pazar Araştırmaları, Kayısı -TRB1 Malatya, Devlet Planlama Teşkilatı.

Anonim, 2008a. Food and Agricultural Organisation. www.fao.org.

Anonim, 2008b. Dış Ticaret Đstatistikleri, EBĐM, Dış Ticaret Müsteşarlığı.

Anonim, 2008c. T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı Đhracatı Geliştirme Etüd Merkezi.

Kuru Kayısı Raporu.

Anonim, 2008d. Tarımsal Yapı (Üretim, Fiyat, Değer), Ankara.

Asma, B.M. ve Şen, M., 1999. Bazı Yerli ve Yabancı Kayısı Çeşitlerinin Van Ekolojik Şartlarındaki Fenolojik, Pomolojik ve Morfolojik Özellikleri. III. Bahçe Bitkileri Kongresi, s:760-763.

Asma, B.M., 2000. Kayısı Yetiştiriciliği. Evin Ofset, s:243, Malatya.

Bolat, Đ., 1993. Iğdır Koşullarında Yetiştirilen Şalak Kayısı Çeşidinde Meyve Gelişme Periyodunda Meydana Gelen Bazı Fiziksel ve Kimyasal Değişimler ve Birbirleri ile Đlişkiler. Doğa-Turkish Journal of Agriculture and Forestry, 17: 841-853.

Demirtaş, B., 2000. Đçel Đlinde Kayısı Üretim Ekonomisi. Doktora Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Adana.

Ercişli, S., 2009. Apricot Culture in Turkey. Scientific Research and Essay, Vol.4 (8), p. 715-719.

Gazanfer, S., 1995. Economics and Commercialization of Apricot. Xth International Symposium on Apricot Culture, Acta Horticulturae, Izmir, Turkey, No:384, p. 29-34.

Öztürk, K., Gül, K., Uslu, S., Güleryüz, M., Pırlak, L., Yıldız, A., Demirtaş, B. ve Eşitken, A., 2000. Kayısı Raporu. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Bitkisel Üretim Özel Đhtisas Komisyonu, Meyvecilik Alt Komisyonu, Malatya.

Özyörük, C., 1990. Iğdır Ovasında Yetişen Kayısı Çeşitleri Üzerinde Pomolojik Biyolojik ve Fenolojik Araştırmalar. Yüksek Lisans Tezi, A.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Erzurum.

(9)

305

Peker, K., 2007. Kayısı Üretim ve Pazarlamasında Karşılaşılan Sorunların Çözümlenmesinde Kayısı Tarım Satış (Pazarlama) Kooperatiflerinin Rolü. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, Konya, 21 (42): 84-88.

Sobutay, T., 2003. Kayısı Sektör Araştırması, Đstanbul Ticaret Odası Dış Ticaret Şubesi Araştırma Servisi.

Stefano, F. and Rotund, G., 1991. Apricot Offer: International Situation and Prospects.IXth International Symposium on Apricot Culture and Decline, Acta Horticulturae, Caserta, Italy, No:293, p.31-56.

Vasilakakis, M. and Koukouryannis, V., 1999. Apricot Production in Greece. Proceeding of The IXth International Symposium on Apricot Culture, Veria-Makedonia, Greece, No:488, p.43-49.

Yalçınkaya, E., Uslu, S. and Pektekin, T., 1993. Apricot Adaptation in Malatya. ISHS Xth International Symposium on Apricot Culture, Acta Horticulturae, Đzmir, Turkey, No:384, p.111-115.

Referanslar

Benzer Belgeler

Parise avdet etmiş olan S Münir Paşa derhal Paris va.__ Mösyö Selo’yu ziyaret ederek Is- tanbulun imarı meselesini görüş­ tü ve vali derhal Salih Münir

Kayısı çeşitlerinde çiçek tomurcuğu farklılaşması ve gelişiminin incelendiği bu çalışmada, farklılaşmanın Temmuz ayında başladığı, değişik safhaların aynı

Bu nedenle bu araştırmada, Malatya ili Darende ilçesinde kayısı yetiştiriciliği yapan tarım işletmelerinde teknik, kaynak dağıtım ve ekonomik etkinlik

Çal›flmaya dahil edilen 502 gebede PAPP-A ortalamas› preeklampsi grubunda etkilenmemifl gruptan anlaml› olarak daha düflük olup, Ut-PI ortalamas› etkilenmemifl gruptan

Şiddet kavramı içerisine terör, saldırganlık, sporda şiddet, politikada şiddet gibi kavramlar girmekte ise de genel olarak şiddet denilince ilk akla gelen şiddet

Perkütan nükleoplasti, radyofrekans enerjisi kullan›larak nükleus pulpozusun kontrollü olarak buharlaflt›r›lmas›yla disk dekompresyonu oluflturmay› amaçlayan minimal

Bu genel eğilim, gazetelere göre farklılık da göstermektedir: Cumhuriyet gazetesi çok büyük bir sıklıkla (% 70,10) her iki cinsiyeti konu alan haberlere yer verirken,

8) Ocak, Ahmet Yaşar, Babailer İsyanı, Alevîliğin Tarihsel Altyapısı Yahut Anadolu’da İslâm-Türk He- terodoksisinin Teşekkülü, Dergâh Yayınları, İstanbul, 2017, s.