1
BÖLÜM TARİH
DERSİN ADI ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ I ÖĞRETİM ÜYESİ
ADI–SOYADI
Prof. Dr. Ali ARSLAN
Yrd. Doç. Dr. Abdurrahman BOZKURT
HAFTA 6
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girişi
Balkan Savaşları sırasında Osmanlı ordusunun aldığı ağır yenilgi, ülke içinde ciddi politik tartışmalara sebep olmuştu. Özellikle Edirne’nin kaybı bu tartışmaları daha da alevlendirdi ve İttihatçılar, Halâskâran-ı Zabitan Grubu destekli Kâmil Paşa Hükümeti’nin 22 Ocak 1913’te
Midye-Enez hattını Balkanlar’da sınır kabul etmesi üzerine 23 Ocak 1913 günü “Bâb-ı Âlî Baskını” olarak bilinen meşhur hükümet darbesini gerçekleştirdiler. Bu olayla İttihatçılar artık hükümete tamamen hâkim
olmuşlardı.
2
Avrupa’da temelinde ekonomik hâkimiyet hedeflerinin var olduğu kümeleşmenin her an bir kıvılcımla savaşa
dönüşmesi bekleniyordu. Bir tarafta İngiltere, Fransa ve Rusya’nın oluşturduğu bloğun karşısında da temel olarak Almanya ile Avusturya-Macaristan İmparatorluğu yer
alıyordu.
3
Osmanlı Devleti’nin de bu savaşın dışında kalamayacağı görülüyordu. Bunun üzerine Osmanlı Hükümeti, böyle bir savaşta kendi çıkarı için en uygun olabilecek tarafta yer alabilmek için ön görüşmelerde bulundu.
4
28 Haziran 1914 günü Avusturya-Macaristan veliahdının Saraybosna’da bir Sırplı tarafından öldürülmesi üzerine başlayan savaş tarafların daha net bir şekilde ortaya
çıkmasını sağlamıştı. Bunun üzerine Osmanlı Hükümeti 2 Ağustos 1914 günü Almanya ile müttefiklik antlaşması imzaladı.
5
Savaşın ilk günlerinde Akdeniz’de sıkışarak Çanakkale Boğazı’na sığınan iki Alman gemisinin Osmanlı Devleti tarafından satın alındığının ilan edilmesi (Yavuz ve
Midilli) ve bir müddet sonra bu gemiler aracılığıyla Rus limanlarının bombalanması Osmanlı Devleti’nin fiili
olarak savaşa girmesine vesile olacaktı.
.
6
7
Çanakkale Cephesi
İtilaf Devletleri İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden
oluşan büyük bir filoyu Çanakkale boğazından geçirerek hem müttefikleri Rusya’ya yardım götürmek hem de
Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul’u ele geçirerek Osmanlı’yı savaş dışı bırakmak istiyorlardı.
8
Neticede Mayıs 1915’den Şubat 1916’ya kadar devam eden Çanakkale’deki kara muharebelerinde de İtilaf
Devletleri başarı elde edemediler ve bu tarihten itibaren geri çekilme zorunda kaldılar.
Çanakkale’de Osmanlı ordusunun kazandığı zafer sayesinde İstanbul’un müttefiklerin eline geçerek
Osmanlı’nın çökmesi ve savaştan yenik olarak ayrılması engellenmiş oldu.
9
Aynı durum diğer cephelerdeki savaşların da uzamasına neden oldu. Rusya’ya istedikleri yardımı götüremeyen İtilaf Devletleri bekledikleri büyük zafere ulaşamadıkları gibi bir süre sonra Rusya’da patlayan devrim Rusya’nın savaştan ayrılmasını sağladı. Bunların yanında İtalya İtilaf Devletleri, Bulgaristan İttifak Devletleri saflarına katıldı.
10
11
Kafkas cephesi
1 Kasım 1914 tarihinde Rusya’nın saldırısı ile başladı.
Osmanlı ordusu Rusların bu saldırısını durdurmayı
başardı. Sarıkamış harekâtının başarısız olması orduda bir çöküntüye sebebiyet verdi. Rusya Erzurum’a kadar girmeyi başardı.
12
1877 Osmanlı-‐Rus Sınırı
13
1917 İhtilâli neticesinde Rusya Brest-Litovsk Barış
Antlaşması ile savaştan çekildi. Ruslar Doğu Anadolu'da Birinci Dünya Savaşı sırasında işgal ettikleri yerlerden çekilmeyi kabul ettikleri gibi, 1878'de Ruslar'a bırakılan
Kars, Ardahan ve Batum sancaklarındaki askerlerini de geri çekmeyi kabül ediyorlardı.
14
Irak Cephesi
Basra bölgesine çıkarma yapan İngilizlere karşı açıldı.
Osmanlı ordusunun Nisan 1916’da Kut-ül Amare’de kazandığı zafer ve İngiliz General Townshend’in esir edilmesi ordunun elini güçlendirse de destek
kuvvetleriyle karşı saldırıya geçen İngilizler bölgede bir süre sonra yeniden üstünlük kazanacak, Mart 1917’de de Bağdat’ı ele geçireceklerdir.
15
Süveyş Kanalı Cephesi
Osmanlı toprağı olan Mısır’ı işgal altında tutan ve Sudan’ı tek taraflı olarak ilhak eden İngilizlere karşı
açıldı. Mısır’da yeniden egemenlik kurmak ve İngilizlerin Filistin, Arabistan ve Suriye’ye yerleşmelerini engellemek isteyen Osmanlı ordusu bu yoldan İngilizlere karşı bir
harekât geliştirmişti. Ancak Osmanlı ordusu bu cephede beklenen başarıyı gösteremedi ve yenildi.
16
Hicaz Cephesi
Osmanlı ordusu İslam’ın kutsal mekânlarının korunması amacıyla da İngilizlerle mücadele etmiştir. İngilizler ve onların kışkırttığı isyancı Araplarla mücadele eden
Fahrettin Paşa, Medine’nin kuşatılması üzerine Hz.
Peygamber’in kabrinin bulunduğu bir yerleşimin
düşmanın eline geçmemesi için savaşmaya devam
edecek ve ancak Mondros Mütarekesi’nin imzalanması sonrası kendi birliklerinin de elinden alınması üzerine müdafaayı bırakacaktır.
17
Osmanlı kuvvetleri Galiçya, Romanya ve Makedonya Cephelerinde de müttefikleri ile birlikte savaştılar.
I. Dünya Savaşı henüz devam ederken, İtilaf Devletleri kendi aralarında gizli antlaşmalar yaparak savaş
sonundaki kazanımları ile ilgili bölüşümde bulunmuşlar, bu arada Osmanlı topraklarını da paylaşmışlardı.
Rusya’nın savaştan çekildikten sonra açıkladığı bu antlaşmalar savaş sonrası dönemde de devletlerarası çekişmelerin ana dayanaklarını oluşturacaktr.
18
İstanbul Antlaşması (4 Mart-12Nisan 1915)
İngiltere ve Fransa, Rusya’nın egemenlik alanını Boğazlar Bölgesi ile sınırlandırmışlardı. Rusların Akdeniz’de yayılma planları bu şekilde
engellenebilecekti.
19
Londra Antlaşması (26 Nisan 1915)
İtalya ile İtilaf Devletleri arasında yapıldı. İtilaf Devletleri, İtalya’nın on iki ada üzerindeki hâkimiyetini kabul
ederken, Anadolu’nun bir kısmının ya da tamamının ele geçirilmesi halinde İtalya’ya, Antalya vilayeti ile bitişik Akdeniz havzasından pay vermeyi kararlaştırdı..
20
Sykes-Picot Antlaşması (3 Ocak 1916)
Osmanlı Devleti’nin doğudaki toprakları Rusya’ya,
Aladağ-Kayseri, Akdağ, Yıldızdağı, Zara, Eğin ve Harput arasındaki arazi Fransa’ya bırakılacak, bir Arap devleti kurulacak, Arabistan Irak’ı olarak tanımlanan İran ve Basra Körfezi’ne bitişik olan eyalet İngiltere’ye
bırakılacak, Filistin’de milletler arası denetim altında muhtar bir eyalet kurulacaktı.
21
Saint Jean De Maurienne Antlaşması (19-21 Nisan 1917)
Görüşmelere katılmayan Rusya’nın kabul etmesi halinde İtalya’ya Antalya, Konya, Aydın ve İzmir’i içerisine alan Anadolu topraklarının bırakılmasına karar verildi. Bu
antlaşma imzalandığı sıralarda Rusya’da meydana gelen ihtilal sonrası Rusya antlaşmayı imzalamadığından
Saint-Jean de Maurienne Antlaşması yok sayılacaktır.
22