• Sonuç bulunamadı

Birikim Doç. Dr. Serra Eren Sarıoğlu SERPAM Genel Sekreteri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Birikim Doç. Dr. Serra Eren Sarıoğlu SERPAM Genel Sekreteri"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SERPAM Hakkında

  

Sermaye Piyasaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (SERPAM) 2006 yılında İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne bağlı olarak kurulmuştur. SERPAM, sermaye piyasalarının toplum tarafından bilinirliğini arttırma, kamuoyunu sermaye piyasaları hakkında bilinçlendirme ve eğitme amacıyla kurulmuştur. Merkez’in misyonu araştırma, eğilim analizleri, eğitim, çeşitli organizasyonlar, yayınlar ve düşünce liderliği ile Türkiye’de sağlıklı ve üretken bir sermaye piyasasının işlemesini

desteklemektir.

SERPAM, sermaye piyasalarının ve dolayısıyla ekonominin gelişimine ivme kazandıracak projeleri hayata geçirmek için geniş bir öğretim üyesi kadrosu ile Prof. Dr. K. Ahmet KÖSE direktörlüğünde çalışmalarını sürdürmektedir.

İletişim:

İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Avcılar Kampüsü 34320 Avcılar İstanbul

Tel: 0212 473 70 00/18247 Fax: 0212 590 40 00

E-Posta: serpam@istanbul.edu.tr ve serpam@serpam.org

Elektronik Ağ:

http://serpam.istanbul.edu.tr ve www.serpam.org

Birikim

Doç. Dr. Serra Eren Sarıoğlu SERPAM Genel Sekreteri Sevgili Okuyucularımız,

2014 yılını tamamlayıp 2015 yılının ilk günlerini yaşadığımız bu dönemde, dünya ve Türkiye ekonomisi ile ilgili veriler de yavaş yavaş açıklanmaya başlamıştır. Küresel ekonomideki büyüme 2014 yılında beklentilerin altında gelişmiştir. Bunda en büyük etkiyi Avrupa bölgesindeki sıkıntı ile Çin ekonomisindeki ivme kaybı ve Japonya ekonomisindeki yavaşlama yapmıştır. Haziran ayından sonra hızlı bir düşüşe geçen petrol fiyatları, Aralık sonu itibariyle 56 USD/varil olarak gerçekleşmiştir. Bu düşüşten net enerji ihracatçısı ülkeler ciddi anlamda olumsuz olarak etkilenmektedir. Bu ülkelerden Rusya, bir de Ukrayna krizi nedeniyle Avrupa ve ABD’nin ciddi yaptırımlarıyla karşı karşıya kaldığı için oldukça kötü bir dönem geçirmektedir. Rublenin değerinin hızlı düşüşünü engelleyebilmek için Rusya Merkez Bankası, politika faiz oranını 16 Aralık’ta 650 baz puan arttırarak

%17’ye yükseltmesine rağmen, Ruble’deki değer kaybının önüne geçememiştir. Euro Alanı’ndaki düşük iktisadi faaliyet ve enflasyon sorunları ise 2015 yılına aktarılmıştır. Çin’de büyüme oranı %7,4 olarak gelmiştir. 2015 beklentisi ise %7,1’dir. Ancak bu oranın Çin ekonomisindeki yavaşlamanın göstergesi olduğu düşünülmektedir. Tüm bu olumsuz gelişmelerin aksine ABD’deki ekonomik iyileşme devam etmektedir. Yılın 3. çeyreğinde ABD ekonomisi son 11 yılın en hızlı büyümesini kaydetmiştir. Bu rakama sanayi üretimi ve işsizlik oranındaki değerler eşlik etmektedir.

Türkiye ekonomisini incelediğimizde, 2014 3. çeyrekte %1,7 ile 2012 yılının son çeyreğinden bu yana en düşük büyümenin gerçekleştiğini görüyoruz. Böylece ülkemizin 2014 yılı ilk 9 aylık

SERPAM E-Bülten

Sermaye Piyasaları Araştırma ve Uygulama Merkezi yayınıdır.

Ocak 2015 Ayda bir yayınlanır.

(2)

büyümesi %2,8 olmuştur. Büyümeye en önemli katkıyı geçen dönemde olduğu gibi yine net ihracat yapmaktadır. Yurtiçi tüketim harcamalarındaki zayıf görünüm ise sürmektedir. Önemli makroekonomik göstergelere baktığımızda, cari açıktaki daralmanın sürmekte olduğunu görüyoruz. Ekim ayı itibariyle 12 aylık kümülatif cari açık 45,7 milyar USD’ye gerilemiştir. Aralık ayında beklentilerden daha olumlu bir görünüm sergileyen TÜFE’deki yıllık artış, %8,17 seviyesi ile son on ayın en düşük seviyesinde gerçekleşmiştir. Bunda en önemli etki petrol fiyatlarındaki düşüşten gelmektedir. Ekim ayı verilerinin geldiği sanayi üretim endeksi, yıllık bazda %2,4 oranında artış kaydetmiştir. İşsizlik oranında ise yükselme devam etmektedir. Eylül ayında Türkiye genelinde işsizlik oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,3 puan yükselerek %10,5 seviyesine ulaşmıştır.

Türkiye’ye yönelik risk algısı Aralık ayının ilk yarısında, petrol başta olmak üzere düşen emtia fiyatları, Rusya’nın zor durumda olması, Çin ekonomisindeki ivme kaybı gibi nedenlerle bozulmuştur. Ardından 17 Aralık’ta sona eren Fed toplantısı sonrası yapılan açıklamaların piyasalar üzerinde olumlu etki yaratması ve Rusya’da politika yapıcıların yeni önlemler alması, izleyen dönemde risk algısının iyileşmesini sağlamıştır. Bu dalgalı seyir, döviz kurlarına ve borsaya yansımıştır. Dolar/TL kuru yılı 2,33 seviyesinden, Euro/TL ise 2,83 seviyesinden tamamlamıştır. BIST 100 Endeksi 85.721 puandan seneye kapayarak yıllık bazda %26 oranında getiri sağlamıştır.

Aylık ekonomik ve finansal gelişmelerin kısa bir özetini vermeye çalıştığımız bir sonraki sayımızda görüşmek dileğiyle.

Yazı

Dr. A. Kerem ÖZDEMİR

BASEL III: Karşı Taraf Kredi Riski, Sistemik Açıdan Önemli Kuruluşlar ve Diğer Yapısal Bloklara İlişkin Düzenlemeler

Karşı Taraf Kredi Riski (Counterparty Credit Risk: CRR)

Karşı-taraf kredi riski (KKR), iki tarafa da yükümlülük getiren bir işlemin muhatabı olan karşı tarafın, bu işlemin nakit akışında yer alan son ödemeden önce temerrüde düşme riskini ifade eder. KKR, türev araçlar, repo ve ters-repo işlemleri, menkul kıymet ve emtia ödünç işlemleri, kredili menkul kıymet işlemleri (‘security financing transactions’) gibi para ve sermaye piyasası işlemleri gerçekleştiren bankalar için kredi riskine yol açan önemli bir risktir. KKR, kredi riskinden farklı olarak yapılan işlem dolayısıyla her iki tarafın riske maruz kalabileceği ve bu riske maruz kalan tarafın piyasa koşullarına göre işlemin vadesi boyunca değişebileceği bir risktir.

Kredi riski ile KKR’nin genel özellikleri aşağıda yer alan tablodaki gibi özetlenebilir:

Kredi Riski Karşı-taraf Kredi Riski

Sadece borç verenin riske maruz olması anlamında tek yönlü.

İki taraf da işlemin piyasa değerine bağlı olarak zarara uğrayabileceği için çift yönlü.

Borç veren açısından risk bakiyesi her zaman pozitiftir.

Pozisyonun değeri pozitif veya negatif olabilir. Riske maruz taraf, işlemin vadesine kadar pozisyon değerinin pozitif

(3)

Vadesinde anapara ve faiz tahsil edilir. Antlaşmaya bağlı olarak mahsuplaşma (alacakların netleştirilmesi ve kalan bakiyenin ödenmesi) mümkündür.

Maruz kalınan riskin ölçümü/tahmini nisbeten daha kolaydır.

Maruz kalınan KKR işleme konu varlığın ve temînâtın değeri ile piyasa faktörlerine bağlı olarak değiştiği için ölçümü/tahmini daha güçtür.

Basel II çerçevesinde karşı tarafın temerrüde düşmesi ve kredi değerliliğinin değişiminden kaynaklanan riskler dikkate alınmışken kredi değerlemesi ayarlamalarına (credit value adjustments: CVA) dayalı piyasa fiyatlı değerleme zararları dikkate alınmamıştır. 2008–2010 kriz sürecinde piyasa işlemlerindeki karşı taraf riskleri sebebiyle uğranılan zararların/kayıpların yaklaşık üçte ikisi kredi değerliliklerinin düşmesinden (yani CVA zararlarından), üçte biri isi fiilî temerrütlerden kaynaklanmıştır. Bu bağlamda, piyasa riskinde olduğu gibi, karşı taraf riskiyle ilgili düzenlemelerin makro-ihtiyatî açıdan yetersiz olduğu ve sistemik açıdan yol açabileceği olumsuz etkilerin dikkate alınmadığı görülmüştür.

Banka kredilerine kıyasla türev bir işlemin kredi riskini ölçmek, gelecekteki risk bakiyesi (temerrüt halinde kaybedilecek tutar) bilinemediği için çok daha fazla karmaşıktır. Diğer taraftan, organize bir piyasada/borsada işlem gören türev araçlardaki kredi riski ise oldukça düşüktür. Bunun temel sebebi ise borsanın sözleşmenin tarafları arasında yer alması ve her iki tarafın sağlaması gereken teminat/marj konusunda sıkı kurallar olmasıdır. Günümüzde birçok ulusal denetim otoritesi standartlaştırılmış tezgâh- üstü türev işlemlerin takasının merkezî karşı taraflarca (central counterparties: CCPs) gerçekleştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Borsalar gibi, merkezî karşı taraflar da türev işlemin iki tarafı arasında yer almakta ve teminatlar konusunda sıkı kurallar koymaktadır. Sonuç olarak, merkezî bir karşı tarafça takası gerçekleştirilen tezgâh-üstü türev işlemlerdeki kredi riski oldukça düşük olmaktadır.

Komite, Basel III çerçevesinde merkezî karşı taraflarca takası gerçekleştirilen tezgâh-üstü türev işlemler için risk ağırlıklarını (%2) düşük seviyelerde tutarak – diğer bir ifadeyle, sadece iki tarafın söz konusu olduğu (bilateral) işlemlere ise çok daha yüksek risk ağırlıkları uygulanmasını gerektirerek – daha düşük sermaye yükümlülüğü gerektirmektedir. Buna ek olarak, kredi değerleme düzeltmeleri de (CVA) karşı- taraf kredi riski için sermaye yükümlülüğü hesaplamalarına dâhil edilmiştir. Daha önce ifade edildiği gibi bunun temel gerekçesi son finansal krizin ortaya koyduğu gibi karşı-tarafla ilgili kredi zararlarının üçte ikisinin karşı tarafın kredi kalitesinde meydana gelen bozulmalardan kaynaklanmış olmasıdır. CVA sermaye yükümlülüğünün hesaplanmasında bankalar standart yaklaşımı veya denetim otoritesinin onayına tâbi olarak kendi geliştirdikleri ileri ölçüm yaklaşımını kullanabilecektir. Ayrıca, CVA sermaye yükümlülüğünün azaltılmasında bankalara alternatif seçenekler de sunulmuştur.

Sistemik Açıdan Önemli Finansal Kuruluşlar/Bankalar (Systematically Important Financial Institutions/Banks: SIFSs/SIBs)

Finansal sistemin istikrarı açısından yarattıkları daha yüksek riskleri dikkate almak amacıyla sistemik açıdan önemli bankaların muhtemel kayıplar/zararlar için daha güçlü/nitelikli ve yüksek sermaye bulundurmaları şart koşulmuştur. Komite, Finansal İstikrar Kurulu (Financial Stability Board) ile işbirliği içinde, söz konusu finansal kuruluşların/bankaların belirlenmesi için kantitatif ve kalitatif kriterler içeren bir metodoloji geliştirmiştir. Bu bağlamda, sistemik açıdan önemli bankalar, çekirdek sermayeden

(4)

karşılanmak üzere, bankanın sistemik açıdan taşıdığı öneme göre %1–%2.5 aralığında ek sermaye yükümlülüğüne tâbi olacaktır.

Ek sermaye yükümlülüğünün yanında, denetim otoriteleri söz konusu bankaların faaliyetlerine, likidite seviyelerine, türev işlemlerdeki pozisyonlarına ve diğer bir takım işlemlerine de ek kısıtlamalar getirebilecek ve daha sıkı ve yoğun bir gözetim ve denetime tâbi tutabilecektir.

İkinci ve Üçüncü Yapısal Bloklara İlişkin Düzenlemeler

İkinci yapısal blokta yapılan değişiklikler, bilanço-dışı riskler ve menkul kıymetleştirme işlemleri, risk yoğunluklarının kontrolü, daha iyi ve etkin risk yönetimini teşvik edici düzenlemeler, daha sağlıklı ücretlendirme politikaları, değerleme uygulamaları, stres testleri, finansal araçların muhasebesi ve kurumsal yönetişim konularını kapsamaktadır.

Üçüncü yapısal blok olan piyasa disiplini çerçevesinde öne sürülen yükümlülükler büyük ölçüde menkul kıymetleştirme ve bilanço-dışı işlemlere ilişkin bilgilerin paylaşımı konularını içermektedir. Bu düzenlemeler, yasal sermayenin bileşenleri ve bunların karşılık geldiği risk kalemlerinin daha ayrıntılı bir biçimde sunulmasını ve bankanın yasal sermaye yeterliliği oranını hesaplamada izlediği metodolojinin ve kullandığı yöntemlerin kapsamlı bir biçimde açıklanmasını gerektirmektedir.

Piyasalardan Rakamlar

(a) Para ve Döviz Piyasaları

2013 2013/12 2014/12 2014

TCMB A.O. Fonlama Maliyeti (%) 5,82 6,84 8,51 8,96

BIST O/N Repo Faizi (%) 5,67 6,93 9,73 9,13

91 Gün Vadeli DİBS Faizi (%) 6,42 7,89 8,10 8,79

TL/USD 1,9054 2,0615 2,2918 2,1918

TL/EUR 2,5308 2,8231 2,8268 2,9112

USD/EUR 1,3274 1,3694 1,2335 1,3293

REDKE (TÜFE bazlı, 2003=100) 114,65 106,70 112,80 108,17 Kaynak: TCMB, BIST

Borsa İstanbul Pay Piyasası toplam piyasa değeri son bir yılda %24 oranında artmıştır. Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin halka açık paylarının yaklaşık %63’ü yabancı yatırımcıların elinde bulunmaktadır.

İşlem hacmindeki artış oranı yaklaşık %6’dır. 2014 yılındaki toplam işlem hacmi 866 milyar TL olurken, Aralık ayındaki ortalama günlük işlem hacmi 4,19 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Bu değer 2014’ün aynı ayındaki hacmin yaklaşık %29 üzerindedir.

(5)

(b) Sermaye Piyasası Göstergeleri

Büyüklükler (milyon TL) 2013 2014/12 2014 % Değ.

BIST Pay Piyasası Toplam Piyasa Değeri 505.914 625.181 627.365 24,0 İşlem Hacimleri (Toplam) (milyon TL)

Borsa İstanbul Pay Piyasası 816.817 776.399 866.286 6,1

Borsa İstanbul Tahvil ve Bono Piyasası 6.898.400 6.887.225 7.645.302 10,8 Borsa Dışı Sabit Getirili MK Piyasası 1.153.952 960.666 1.048.419 -9,1

Borsa İstanbul VİOP 144.934 390.331 435.722 200,0

İşlem Hacimleri (Günlük Ortalama) (milyon TL) 2013 2014/12 2014 % Değ.

Borsa İstanbul Pay Piyasası 3.261 4.218 4.196 28,6

Borsa İstanbul Tahvil ve Bono Piyasası 27.457 33.711 32.960 20,0 Borsa Dışı Sabit Getirili Menkul Kıymet Piyasası 4.608 3.503 3.815 -17,2 Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası

Günlük Ortalama İşlem Hacmi 596 1.689 1.951 227,3

Açık Pozisyon Sayısı 427.501 557.142 552.406 29,2

DİBS Faiz Oranları 2013 2013/12 2014/12 2014

1 yıl vadeli 7,27 9,25 8,41 9,28

2 yıl vadeli 7,30 9,26 8,00 9,13

3 yıl vadeli 7,51 9,40 7,92 9,09

5 yıl vadeli 7,72 9,49 7,95 9,16

10 yıl vadeli 7,97 9,66 7,97 9,21

Kaynak: BIST, SPK

Aylık işlem hacimlerinin yer aldığı yukarıdaki grafikte, BIST100 Endeksi ile birlikte artan bir hacimden söz etmek mümkündür.

- 20,000 40,000 60,000 80,000 100,000

0 20,000 40,000 60,000 80,000 100,000 120,000

B I S T PAY P İ YA S A S I AY L I K İ Ş L E M H A C M İ

İşlem Hacmi (Milyon TL) BIST100 Endeksi

(6)

Borçlanma araçları piyasasında (BAP) 2014 yılında kamu menkul kıymetleri (devlet tahvilleri ve kira sertifikaları) ve özel sektör menkul kıymetleri (özel sektör tahvilleri, banka bonoları, varlığa dayalı menkul kıymetler, finansman bonoları, sukuklar) işlem görmüştür. Borsa İstanbul’da on iki aylık toplam işlem hacmi 7,6 trilyon TL olarak gerçekleşmiştir ve bu rakam geçen senenin aynı dönemine göre %11’lik bir artışa işaret etmektedir. 2013 yılında toplam işlem hacminin % 3,38’i özel sektör borçlanma araçlarında gerçekleşirken, bu oran 2014 yılında % 4,14 olmuştur. Denilebilir ki, piyasada özel sektör borçlanma araçlarının payı hızla artmaktadır. Borsa İstanbul’da işlem gören tahvil ve bonoların Aralık ayında günlük ortalama işlem hacmi, geçen senenin Aralık ayına göre %20 civarında büyürken, borsa dışı pazarda %- 17’lik bir küçülme vardır. Borsa’da gerçekleşen işlemler borsa dışı işlemlere göre her geçen yıl daha hızlı artmaktadır. 2014 yılında BIST BAP’daki toplam işlem hacmi borsa dışı pazarın yaklaşık 7 katı olmuştur.

Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VİOP) işlem hacmi 2014’te 436 milyar TL’ye çıkarak geçen senenin 2 katı bir büyüklüğe ulaşmıştır. İşlem hacminde en büyük pay, geçen dönemlerde olduğu gibi endeks vadeli işlemlere aittir.

44,441 24,386 29,122 29,181 32,403 30,696 23,616 26,166 26,832 30,921 33,711 32,960

3,623 5,315 5,338 5,373 4,817 3,952 3,811 3,548 3,475 3,657 3,503 3,815

TAHVİL VE BONO PİYASAL ARI GÜNL ÜK İŞL E M HACİML E Rİ (MİLY ON T L )

Borsa Istanbul Borsa Dışı

(7)

(c) Temel Ekonomik Göstergeler

2013 Ocak- Kasım

2013/11 2014 Ocak- Kasım

2014/11

İhracat f.o.b. (milyon $) 149.217 15.366 156.767 14.158

İthalat f.o.b. (milyon $) 221.345 20.750 213.778 20.756

Cârî İşlemler Dengesi (milyon $) -56.663 -4.214 -38.716 -5.636

2013 2014 2014/12

TÜFE Enflasyonu (%) 7,40 8,17 -0,44

Yurtiçi ÜFE Enflasyonu (%) 6,97 6,36 -0,76

SÜE % Değişim (mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış)

6,78 0,79 (Kasım) -0,15 (Kasım)

KKO (%) (mevsim etkilerinden arındırılmış)

75,80 74,40 0,54

Kaynak: TÜİK, TCMB

91.9%

7.3% 0.7%

Endeks Vadeli İşlem Döviz Vadeli İşlem Diğer

Bu e-bülten bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bültenin içeriğine ilişkin hatalardan ve kullanımından

Referanslar

Benzer Belgeler

Halen Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İngilizce İşletme Bölümü Sayısal Yöntemler Anabilim Dalında yardımcı doçent olarak

Daha sonra üzerinden çizgi geçmeyen en küçük değer bulunarak üzerinden çizgi geçmeyen (kendisi dahil) tüm değerlerden çıkartılır, çizgilerin kesişim.. Yeni

Oysa, bugün ülkemizin karĢı karĢıya olduğu ulusal sorunlar, ancak milyonlarca iĢçinin, emekçinin tüm ilerici güçlerin anti-emperyalist, anti-tekel, demokratik

aynı sıcaklıkta aynı kütledeki akışkanların istenilen sıcaklığa getirmek için verilen ısı miktarı özgül ısı kapasitelerine göre değişmekte yani ısınma ısısı fazla

DCD (Tam Teminatlı Opsiyon):Müşterinin, hesabına yatırdığı belirli bir para cinsini (USD, Euro, TL, GBP vb.), diğer bir para cinsine karşı belirli bir vadede,

Sermaye Piyasaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (SERPAM) 2006 yılında İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne bağlı olarak kurulmuştur.. SERPAM, sermaye

Brezilya Merkez Bankası, ekonominin resesyona gireceği yönündeki endişelere rağmen Mart ayında politika faiz oranını arttırarak, son altı yılın en yüksek seviyesi

Ayın başında Ukrayna ile Rusya arasında tansiyonun yükselmesi ve Yunanistan’ın Avrupa Birliği’nden çıkabileceğine dair endişeler gelişmekte olan