3. ÜNİTE
ÜLKEMİZDE NÜFUS
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE YERLEŞİM Geçmişte Yerleşim
Tarih Öncesi dönemde insanlar yerleşim yeri olarak mağara ve ağaç kovuklarını seçmekteydi.
Cilalı Taş devriyle beraber insanlar yerleşik bir hayata geçtiler.
Tarımla uğraşan insanlar daha çok yerleşim yeri seçerken su kaynaklarına yakı olan yerleri tercih ettiler.
Bu dönemde özellikle Anadolu, Mezopotomya ve Mısır çevrelerinde ilk yerleşim yerlerini oluşturdular.
Dünyadaki ilk yerleşim yerlerinden bir tanesi
Konya’da bulunan Çatalhöyük’tür.
GÜNÜMÜZDE YERLEŞİM
Sanayi İnkılabı insan gücüne dayalı üretim tarzından makine gücü ile üretim tarzına geçiştir.
Bu dönemde, buharlı makinenin bulunması gibi köklü teknolojik değişiklikler oldu ve bu buluş tüm yapım alanlarına yayıldı.
Zamanla bu gelişmeler bütün Avrupa’yı ve Avrupa dışındaki ülkeleri etkiledi.
Sanayi İnkılabı ile refah düzeyi yükseldi ve
bunun da etkisi ile nüfusta artış görüldü. Makineleşmenin yaygınlaşması, ham maddeye ve ticaret yollarına yakın yerlerdeki
şehirlerin daha fazla büyümesine ve nüfusun hızla artmasına neden olmuştur.
Böylece barınma ihtiyacının karşılanabilmesi için
çok katlı binalar inşa edilmeye başlanmış ve büyük şehirler ile metropoller ortaya çıkmıştır.
YERLEŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
TÜRKİYE’DE NÜFUSUN DAĞILIŞI
Nüfus: Sınırları belli bir alanda, belli bir zamanda yaşayan insan sayısıdır.
Nüfus Yoğunluğu: Bir Kilometre kareye düşen insan sayısına denir. Şu formülle hesaplanır.
Nüfus, ülkemizin her yerinde eşit dağılmamıştır.
Bu nedenle nüfus yoğunluğu yani kilometrekareye düşen insan sayısı, bir bölgeden başka bir bölgeye farklılık göstermektedir.
Ülkemizde nüfusun dağılışını etkileyen 2 önemli faktör vardır; bunlar doğal etkenler ve beşerî etkenlerdir.
Doğal etkenler arasında o yerin iklim koşulları, yer şekilleri, bitki örtüsü ve su kaynakları sayılabilir.
Bir bölgede yer alan sanayi kuruluşlarının sayısı, tarım
ürünlerinin çeşitliliği, turizme uygunluğu, ulaşım koşullarının kolaylığı, yer altı kaynaklarının zenginliği ile sosyal ve kültürel faaliyetlerin çokluğu
beşerî etkenler arasında yer alır.
Türkiye’de nüfusun üçte biri köylerde, kalan kısmı da kentlerde yaşamaktadır.
Kentler; nüfusu köylerden fazla olan ve daha çok sanayi, ticaret ve hizmet sektörünün geliştiği yerleşim birimleridir.
NİÇİN SAYILIYORUZ ?
Nüfus Sayımı: Sınırları belli bir alanda belli bir zamanda yaşayan insan sayısını tespit edilmesidir.
Nüfus Sayımı ile sadece insan sayısı değil insanların beslenme sağlık eğitim vb ihtiyaçları ile yapılması gereken yatırım ve planlamalar belirlenir.
NÜFUS SAYIMI SONUCUNDA ŞU BİLGİLERE ULAŞILIR
*Yaşayan insan sayısı
*Nüfusun eğitim-öğretim durumu
*Nüfusun yaş durumu
*Nüfusun ekonomik faaliyet kollarına dağılımı
*Kırsal ve Kentsel nüfus bilgileri
*Nüfusun medeni durumu
*Çalışan insan sayısı
-Osmanlı Devleti’nde ilk nüfus sayımı padişah II. Mahmut döneminde 1831 yılında yapıldı.
O dönemdeki nüfus sayımının yapılma nedeni; askerlik çağındaki Müslüman asker sayısının ve
vergi verecek insan sayısının tespit edilmesiydi.
-Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra ilk nüfus sayımı 1927 yılında yapıldı.
1990 yılına kadar sonu 0 ve 5 ile biten yıllarda yapılan nüfus sayımı bu tarihten itibaren 10 yılda bir yapılmaya başlandı.
-2000 yılında yapılan nüfus sayımı da dahil nüfus sayımında sokağa çıkma yasağı uygulanırken, 2007 yılından itibaren
sokağa çıkma yasağına gerek kalmaksızın adrese dayalı nüfus kayıt sistemine geçilmiştir.
Not: Ülkemizde nüfus sayımını Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yapar.
TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU (TÜİK)
1926 yılında Atatürk’ün isteğiyle Devlet İstatistik Enstitüsü(DİE) adıyla kurulmuş 2005 yılında adı TÜİK olarak değiştirilmiştir.
TÜRKİYE NÜFUSUNUN ÖZELLİKLERİ
Türkiye nüfusu ilk sayımdan bu yana sürekli artmaktadır.
Bir ülkedeki nüfus artışını belirleyen en önemli unsurlar, doğumlar ve ölümlerdir. Bir ülkede doğumlar ölümlerden
fazlaysa o ülkenin nüfusu artar, buna da doğal nüfus artışı denir.
Ülkemizin nüfusu 31 Aralık 2017 tarihi itibariyle 80 milyon 810 bin 525 kişidir.
Genellikle geri kalmış ülkelerde doğurganlık oranı yüksektir,
gelişmiş ülkelerde ise doğurganlık oranı düşüktür.
Türkiye nüfusunun büyük bir bölümü 10-14 yaş grubu arasındadır.
Ayrıca kadın ve erkek nüfusu birbirine yakın olup nüfusun yarıdan fazlası 30 yaşından küçüktür.
Ülkemizde hızlı bir kentleşme yaşanmaktadır.
1927 yılında ülke nüfusunun 4’te 3’ü köylerde yaşarken 2000’li yıllarda bu oran tam tersine dönmüş ve
köyden kentlere göçün sonucunda ülke nüfusunun 4’te 3’ü kentlere yerleşmiştir. 2010 yılı verilerine göre,
Türkiye’de okuryazarlık oranı %90 civarındadır; erkeklerin okuma yazma oranı kadınlara göre daha fazladır.
Ülkemiz genç bir nüfusa sahip olduğu için, çalışan insanların sayısı da fazladır. İnsanlar genel olarak tarım,
sanayi ya da hizmet sektöründe çalışmaktadır.
Son nüfus sayımına göre; tarım sektöründe çalışan insan sayısı azalmakta, hizmet ve sanayi sektörlerinde çalışan insan sayısında
ise artış yaşanmaktadır.
GÖÇ
İnsanların bir yerden başka yere taşınmasına göç denir. Yer değiştirmeler ülke içinde olursa “iç göç” ;
ülke dışına olursa “dış göç” denir.
İÇ GÖÇ: Ülke içerisinde yapılan göçe iç göç adı verilir.
– İÇ GÖÇÜN TEMEL SEBEPLERİ:
Ekonomik imkânlar, eğitim imkânları, kan davası, terör gibi olaylar etkilidir.
KIRSAL YERLERDEN KENTLERE GÖÇÜN NEDENLERİ:
1- Tarımda makineleşmenin artması 2- Hızlı nüfus artışı
3- Kentlerdeki iş olanakları
4- Kentlerdeki eğitim ve sağlık olanakları KENTLERE GÖÇÜN SONUÇLARI:
1- Kentlerde altyapı ve eğitim sorunları oluşur.
2- Gecekondulaşma sorunu.
3- Çevre kirliliği ve gürültü kirliliği.
4- Çevreye uyum sorunu yaşanması (kültür çatışması) 5- Doğal çevrenin bozulması
6- Yol, su, elektrik, sağlık kuruluşlarının yetersizliği.
MEVSİMLİK GÖÇ:
Çeşitli ekonomik nedenler veya turizm amacıyla sadece bir süreliğine yapılan göçe denir. Örnek: Yaz tatilinde tatil yörelerine gidilmesi vb.
DIŞ GÖÇ:
Ülkeler arasında yapılan göçe denir.
Artan işsizlik oranları, etnik ve dinî baskılar sonucunda ise dış göçler yaşanabilmektedir.
Savaş nedeniyle başka bir ülkeye bir süreliğine giden kişilere sığınmacı o ülkeye yerleşenlere ise mülteci adı verilir.
Ülkeler arasındaki karşılıklı nüfus değişimine ise mübadele denir.
BEYİN GÖÇÜ (YETİŞMİŞ İNSAN GÜCÜ HAREKETİ):
Doktor, mühendis, bilim adamı gibi yetişmiş kişilerin başka ülkelerde çalışmasına beyin göçü denir. Beyin göçü ülkenin gelişmesini yavaşlatır.
YERLEŞME VE SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ
*Anayasamızın 23. Maddesi gereğince Herkes istediği yere yerleşebilir veya seyahat edebilir.
* Ancak bu hakları savaş, terör, salgın hastalık,
tarihi eser bölgelerine zarar vermemek gibi nedenlerle bu hakları kanunlarla kısıtlanabilir.
– İnsanlar salgın hastalık olan yerlere, tarihi eser kalıntıları olan yerlere (sit alanları), hazine ve ya özel arazilere yerleşemez.
– Seyahat hakkı ise kişinin suç işlenmesi,
salgın hastalık bölgelerine gitme veya ayrılma gibi durumlarda kısıtlanabilir