• Sonuç bulunamadı

‘âmil düşüncesini benimsediler. ‘Âmil nazariyesinin üç unsuru vardır. Bunlar; ‘âmil, ma‘mul ve ‘‘âmil, ma‘mul ilişkisinden etkilenen hareke’dir. Bu olgulardan hareketle cümle yapısını açıklamaya çalışmışlar, gramer kaidelerini oluşturmuşlardır.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "‘âmil düşüncesini benimsediler. ‘Âmil nazariyesinin üç unsuru vardır. Bunlar; ‘âmil, ma‘mul ve ‘‘âmil, ma‘mul ilişkisinden etkilenen hareke’dir. Bu olgulardan hareketle cümle yapısını açıklamaya çalışmışlar, gramer kaidelerini oluşturmuşlardır. "

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

‘Âmil Kavramı

Nahiv bilginleri, cümle içinde ögelerin birbirini etkilemesinden kaynaklanan

‘âmil düşüncesini benimsediler. ‘Âmil nazariyesinin üç unsuru vardır. Bunlar; ‘âmil, ma‘mul ve ‘‘âmil, ma‘mul ilişkisinden etkilenen hareke’dir. Bu olgulardan hareketle cümle yapısını açıklamaya çalışmışlar, gramer kaidelerini oluşturmuşlardır.

Dil kurallarına felsefe ve mantık unsurlarını da katmışlar ve her şeyde bir sebep aramaya başlamışlardır. Bir olay varsa mutlaka onu yapan bir etken vardır. Bu prensibi kelime ve cümlelere de uygulamışlar ve bu şekilde ‘âmil nazariyesi doğmuştur.

Ancak ‘âmil nazariyesini tamamen felsefe ve Aristo mantığına dayandırmak kaynaklarda verilen bilgilerle uyuşmamaktadır. Çünkü ‘âmil nazariyesini ele alan ilk dilcilerden Sibeveyhî, tercüme faaliyetlerinin yeni yeni filizlendiği erken bir devirde yaşamıştır. ‘Âmil nazariyesini felsefe ve mantığa dayandırdığımızda Sibeveyhî'nin ve hocası Halil'in bu ilimlerden haberdar olduklarını söylemeyi gerektirir. Çünkü Sibeveyhînin el-Kitâbı’na bakıldığında hem kendisinin hem de hocası Halil'in, ‘âmil nazariyesinden bahsettikleri görülmektedir. Halbu ki hiçbir kaynakta bu iki dilcinin bu ilimleri okudukları yönünde bir bilgiye rastlanmaz. Ayrıca Halil'e ‘âmilin çıkış nedenlerinden olan illetleri Araplardan mı aldığı yoksa kendisinin mi bulduğu sorulunca şöyle der: "Araplar selikalarına göre konuşurlar, cümleleri kurarlar ve bu illetler onların içinde gizli olarak bulunur. Eğer bu illetler onlardan nakledilmezse ben onların illetlerine dayanarak ta'lil yaparım. Bu rivayet Halil'in, illetleri Arap kelamına yani semâya dayanarak tespit ettiğini gösterir. Yunan felsefesi ve Aristo mantığına dair eserlerin tercümesi h. II. asrın ilk yarısında başladığına göre, Halil ve Sibeveyhî'nin tamamen habersiz olduğu söylenemezse de felsefe ve özellikle de mantığın etkisi, Halil ve Sibeveyhî'yi takip eden dönemlerde özellikle de Muberrid'den sonraki dilcilerde açıkça görülmektedir. Bu etki, tasnif, ta‘rif, ta'lîl ve terimlere bakıldığında daha iyi görülür (Bulut, 2006: 63-64).

İbn Mada’nın ‘âmil karşıtı çıkışından sonra, konu etrafında yapılan tartışmalar çoğalmıştır. ‘Âmil tartışmasını kabul veya ret noktasından tartışmak doğru değildir.

‘Âmil soyut, zihnî bir tasavvurdur. Arap nahiv geleneğinin önemli bir unsuru olan

‘âmili kendi mecrasında anlamaya çalışmak gerekir. Chomsky’nin ulaştığı derin yapı

kavramının bu türden bir olgu olduğu düşünülürse, konunun daha titiz bir anlayışla ele

alınmasının gerekliliğini vurgulamak gerekir. Bu bağlamda modern dilbilimin verileri

ile ‘âmil nazariyesini karşılaştıran araştırmalara rastlamak mümkündür.

(2)

‘Âmil, dilsel bir yorum sonucu ortaya çıkan bir olgudur. Arap gramerinde ‘âmil anlayışının sonucu olarak hazif, takdîr, ziyâde, takdîm te’hîr, anlam aktarması, tahrif, istitâr, idmâr, fasl, i‘tiraz, ta‘lik, ilgâ, galebetu’l-furu‘ ale’l-asl, reddu’l-furu‘ ale’l-asl gibi konular gündeme gelmiştir. Nahvi yorumsamanın en riskli tarafı, i’râb kurallarına aykırı durumlarda aşırı te’vil anlayışıdır. Bu tür te’vil kuralın dışına çıkan bir aşırılık örneğidir. Metnin arkasında, söylenmemiş bir cümleyi tahayyül eder.

Nahvî yorumun ulaştığı bu noktadan dolayı ‘âmili inkar etmek doğru olmaz.

Çünkü zaman zaman bazı dil uslüplerinde, anlamın çözümünde bu tür yorumların katkısı vardır. Modern dil bilim anlayışı, dil tahlilinde te’vili gerekli araçlardan biri olarak görmektedir. Üretici dönüşümsel dilbilim ekolü, söylenen sözün arkasında derin bir yapının olduğunu düşünür. Bu yapı, yüzeysel yapının anlaşılmasında katkı sağlar.

Nahivcilerin ikincil anlam (يعرفلا ىنعملا) olarak nitelediklerini, modern dilciler yüzeysel ve derin yapı kavramlarıyla çözmeye çalışmışlardır. Bu dilciler, derin – yüzeysel yapı ayrımıyla, yüzeysel yapıda ortaya çıkan gramatikal ilişkileri anlamaya çalışmışlardır.

Derin yapının da içinde olduğu dil sistemi kurallardan teşekkül eder. Gramer kuralların dilin soyut yönünü oluşturur. Derin yapıya zihinsel dil olarak nitelemek mümkündür.

Dilde, cümle yapılarından kaynaklanan bazı anlam belirsizlikleri ortaya çıkabilir. Bu Arapçada ﺲﺒل terimiyle ifade edilir. Yüzeysel yapıdan kaynaklanan bu sorunlar derin yapı kavramıyla izah edilmeye çalışılır (Searle, 1979: 126).

Dil biliminde, üzerinde durulan iki terim vardır. Bunlar Arapçada ‘âmilin karşılığı olabilecek operator ve agent terimleridir. Operator terimini şöyle açıklanır;

uyumlu sözcüklerin bir araya gelmesi anlamına gelen tadâm (togetherness) durumu, gramer kuralları ötesinde bir durumdur. Bu durum dil anlayışının genel bir sonucudur.

Mesaj sözlü ise bu zaman yakınlığında gerçekleşir. Mesaj yazılı ise bu mekan

yakınlığında gerçekleşir. Bu, sözlü mesajın zaman aralığının yakınlığını, yazılı mesajın

tertipten ibaret olduğunu anlamına gelir. Ancak bu birliktelik durumu her zaman

cümlenin anlamını çözmek için yeterli değildir. Çünkü cümle, bazı yardımcı ögelere

ihtiyaç duyacak kadar karmaşık (ambiguous) olabilir. Bu durumda cümleyi açıklığa

kavuşturacak olan operatörler (operator)dir. Bunlar, birtakım fonksiyonel yardımcı

edatlar yanında vurgu ve tonlama gibi yan unsurlardan oluşur. Bütün bunlar, operators

(لماوعلا) olarak isimlendirilir. Bu unsurlar, dinleyene, hangi unsurların uyumlu,

hangilerinin birbirini takip ettiğini bildirir. Aynı cümlenin unsurları arasındaki irtibatın

pekiştirilmesinin yollarını gösterir. Örneğin, cümlenin okunuşunda vurgu anlamı

(3)

belirlemede etkin bir role sahiptir. Benzer şekilde cümle ögelerinin sıralaması anlam

üzerinde önemli etkiye sahiptir. ةطلغلا كلت ىنتفلك رﻻود ةئام (yüz dolara mal oldu bu hata

bana) cümlesiyle, رﻻود ةئام ةطلغلا كلت ينتفّلك (bu hata bana yüz dolara mal oldu) cümlesi

aynı sözcük ve ögelerden oluşmasına rağmen aralarında anlam farkı vardır. Cümlenin

kapalılığı, girift yapısı arttıkça, anlama ulaşmak için yardımcı fonksiyonlara (operators-

لماوعلا) olan ihtiyaç artar (Hamîde: 1997: 32-33).

Referanslar

Benzer Belgeler

Bir özellikli varlığın yapımının parçalar halinde tamamlandığı ve diğer parçaların yapımı devam ederken her bir parçanın kullanılabildiği durumlarda;

Her parselde tohum verimi, ot verimi, hasat indeksi, 1000 dane aguhgl degerlendirilmi§; aynea lO'ar bitkide bitki boyu, ilk meyve baglama yuksekligi, dal saylsl, meyve

Yayılışı: Avrupa, Güneybatı ve Orta Asya, Batı Kazakistan, Batı Sibirya, Transkafkasya, Orta Doğu, Kuzey ve Güney Amerika, Güney Afrika, İran ve Fas’ ta

A fluorescent group containing novel asymmetric functionalized star shaped derivative (TPC) of 2,4,6-trichloro-1,3,5-triazine con- taining 2-hydroxy carbazole and

Most importantly, patient and caregiver concerns had an impact on how the patients' pain was managed: (1) patients and their family caregivers with higher levels of concerns

Besides, the predictors impacting the health-related quality of life of the elderly are the engagement in this program or not, the satisfaction of social supports, the number

Mina Urgan'ın kitabı, kültürüyle, yazarların kişisel özellikleriyle, dedikodularıyla, toplumsal, ekonomik, ideolojik etkenlerin romanların içeriğine olan etkileriyle

Zira, kararda, "Bir an için ikramiye ödemesinin mevcut olduğu kabul edilse bile, iki yıldan beri ödenmediği ortada olduğuna göre böyle bir durum artık iş şartı haline