• Sonuç bulunamadı

di. Bu nedenle Ercüment Kalmık'ın bi- yografisi ile sanatını ye kişiliğini anla- tan bir yazıyı sunuyoruz.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "di. Bu nedenle Ercüment Kalmık'ın bi- yografisi ile sanatını ye kişiliğini anla- tan bir yazıyı sunuyoruz. "

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ercüment K A L M I K (1909 — 1971)

20 Mayıs 1975 günü ressam ve öğre- tim üyesi Ercüment Kalmık'ın ölümünün dördüncü yılında, istanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde sanatçının anısına retrospektif bir resim sergisi düzenlen-

di. Bu nedenle Ercüment Kalmık'ın bi- yografisi ile sanatını ye kişiliğini anla- tan bir yazıyı sunuyoruz.

1909 da, İstanbul'da doğdu.

1973 de, Güzel Sanatlar Akademisi Re- sim Bölümünü bitirdi.

1939 da, Paris'e gitti; AndrĞ L'hote atölyesinde resim çalıştı. Sor- bonne'da Sanat Tarihi kurla- rına katıldı.

1940 sonunda yurda döndü.

1947 İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde Renk ve Şekil Kompozisyonu derslerini vermek üzere davet edildi.

1967-68 de, Berlin Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümünde davetli Profesör olarak «Temel Design»

dersini okuttu.

1969 da, DGSA Temel Sanaf Eğitimi Kür- süsünü kurdu. ' 1956-70 arası Yurtiçi ve Yurtdışı Ulus-

lararası sergilere katıldı.

1941-1969 arası 9 kişisel sergi açtı.

1960-67 arası Türkiye Çağdaş Ressam- lar Cemiyetinin Başkanlığını

1971 de, öldü.

Türk sanatının gelişme ve kökleşme sürect içinde sanatçılara çok yönlü so-

Yağlıboya 1969

rumluluklar düşüyor. Batılı anlamda resim geleneği beraberinde çözüm bel leyen sorunları da getirdi.

Sanat ortamın oluşması, nesnel ğer yargılarının geçerlilik kazanma yaygın sanat eğitiminin gerçekleşme kültüre, bilgiye dayanan sânatçfr' kiş9 ğin geliştirilmesi v.b. gibi. Bu süreç i de Türk sanatçıları yalnız resim, ya yontularının sorunlarıyla uğraşabil olanağına ulaşamadılar. Bir yandan egi tici, öğretici yazılar, kitaplar, eleştiı;

yazdılar öte yandan tartışmalara, aç oturumlara katıldılar, konferanslar va diler, radyo konuşmaları yaptılar. Sana çının meslek onurunu ve değerini ] latma, geniş kitlelere yayma çabası g&

terdiler, yasal ve ekonomik haklarını!

vunan örgütler kurarak, dergile?*.ya' layarak, sergiler açarak sanatçının ] lum içerisindeki yerini sağlşmlaştıj ya çalıştılar. Az, ya • da çok Cumhur!

devrinin • bütün sanatçılarında bu mes lek sevgisine, ülkücü tutuma ve sora luluk duygusuna rastlanır.

:

'> J

işte, Ercümen Kalmık kendi kB ğı içinde bu davranış biçiminin bi gelen kişilerinden biriydi.

Eğitimci yönüyle Ercüment Kalmık: ,

Kalmık, 1942'lerde Ankara Kız Tel

(2)

li Prof. olarak «Temel Design» dersini okutmuştur.

1969'da DSGA Temel Sanat Eğitimi Kürsüsü kurulunca E. Kalmık'ın yirmi yılı aşan uygulamalarından yararlanılma yoluna gidilmiş ve bu kürsüye atanmış- tır.

Ercüment Kalmık yüksek öğrenim ku- rumlarındaki sana eğitimciliğinin yanısı- halk sanat eğitimine de radyo konuş-

maları,, konferansları, günlük gazeteler- deki gezi izlenim ve anıları, oan'at der- gilerindeki yazı ve eleştirileri, yayınladığı

«Renklerin Armoni Sistemleri», «Tabiat- ta ve Sanatta Doku» gibi kitapları ile ayrıca katkılarda bulunmuştur.

Ressam Ercüment Kalmık : Öğrencilik yıllarında yaptığı çalışma- larda doğru gören bir göz ve iyi çizen

(Devamı 93. sayfada)

(3)

aştarafı 52 sahifede)

irtlarında uzanan bir t e p e l e r v e a ğ r ı l a r d i z i s i o l u ş t u r m a k - a : Bu diziden geniş bir vadi ile ayrı- lı (yedinci) tepe ise tek başına « m a r - ı a r a » y a bağlanmış bulunmaktadır.

! Bu doğal Topoğrafya üstünde «Kons- htinopolis»in en ünlü ve en büyük bo- ıtlu anıtsal yapıtı (Büyük Ayasofya) lisesi « y e d i n c i T e p e » nin güne-

ye b o ğ a z i ç i ' n i n (Marmara)

;â bağlantı kurduğu bölgede ve H a l i ç j e t i dışına kaymış bulunmakta- dır. Haliç silueti içine giren tek önemli

apıt'ın ise bugün F a t i h C a m i i ' - jn olduğu yerde bilinen « H a v a r i l e r » jijisesr bulunduğuna ve ölçüleri bilinme-

iğine göre O s m a n l ı d e v r i n d e n evvel k e n t t o p o ğ r a f y a s ı üze-

inden t e k b ü y ü k s e m b o l j ü y ü k A y a s o f y a oluyor.

Osmanlı Konstantiniyesinin bu doğal tepesinin (3) M i m a r l ı k a n ı t - r ı ile birleşerek k e n t s i l u e t i ' -

|n meydana getirilişi F a t i h camiinden aşlayarak K O C A S İ N A N yapıt- ları ile en k u v v e t l i bir şekilde t a - Istanbul İçin Haliç birinci derecede î r a k t e r i s t i k d o ğ a l e I e - an ve k e n t ' i n (Silueti) nin içinde silikle H a l i ç b ö l g e s i s I I ü - e t t eşine rastlanmayacak t o p o ğ - r a f i k h a r e k e t l i ve d e ğ i ş i k

z a r a p e r s p e k t i f l e r i Jle tümü ile (doğal sit) niteliğinde.

Bu önemli bölgenin S i n a n Y a - l l a r ı İle kuvvet kazanan ve tarihi [çevreyi o l u ş t u r a n y a p ı l a r : }1 — Süleymaniye Camii 1557, 2 — Mihri-

mah Camii 1558, 3 — Rüstempaşa Camii 1560'dır.

Bunlardan :

1 — Rüstempaşa C. 4- 6 (1560) Deniz kenarı (Haliç) yanında (Tica- i,ret + Hanlar) bölgesinde zemin katında

idükkânlara yer verilerek N a m a z h a c - I. k a t a a l ı n m ı ş y o ğ u n v e g ü r ü l t ü o r t a s ı n d a i d i n e ö z bir yerleşme ve çevre ~ peydana getirmiştir.

Bugün buradaki yeni çevre yapılarının miin kitlesile yarışmaması gereklidir.

Haliç silueti İçinde Süleymaniye camii iteğinde R ü s t e m p a ş a c a m i i

* arka planda ve tepede yerleşmiş bulunan ijS ü I e y m a ni y e 'nin özellikle Marmara veya Boğaz'dan Haliç'e girişte, anıtsal niteliğini ölçme olanağını veren b i r

; ön p l a n elemanıdır.

2 — Mihrimah C. + 72 (1558) İstanbul Yarım adası'nın Kara surla- rının yanında ve Kent sınırı içinde, R ü ş -

t e m p a ş a ' da olduğu gibi C a m i ' N a m a z m e k â n , ! sokak seviyesinden yüksekte yapılmıştır. Burada amaç camiin çok sarih kitlesi ve tek minaresi ile bir yanda nsurların üstünden s u r d ı ş ı n a doğaya bakmak surdışından da görülmesi öte yandan da Haliç derin perspektifi üze-

rinden B o ğ a z i ç i S u r l a r ı pers- pektifine açılmaktır.

M a r m a r a veya B o ğ a z d a n H a l i c e girişte e n a r k a p l a n - d a ve en y ü k s e k n o k t a d a H a l i ç siluetinin tamamlayıcı son anı- tıdır.

3 — Süleymaniye C. + 54 (1557) Haliç silueti' içinde olmasına karşın Boğaz içinden gelişte derin bir perspek- tiften görülmeye başlaması yapıyı B o - ğ a z iç i n e de bağlamıştır. Haliç'te -- (4- 54) rakımda yerleşmiş olan- bina 300 - 350 metre mesafede ve — 00'dan + 54 metreye yükselen oldukça dik bir yamaç üstündedir.

Cami arsasının seçiminde Camiin kıble aksına paralele yakin eğriler halinde arazinin Haliç'e doğru düştüğü bir mev- kie yerleşmesi düşünülmüştür. Binanın, çevresinde yerleştirilen k ü l l i y e n i n değişik binaları : Okul, Medreseler, Bimar- hane, Aşevi, Hamam, Çarşı, Türbe.

Arazinin meyline göre: Kuzey batı - Yüksek istinat duvarı. Kuzey doğu - araziye uyarak kademelenme. Güney batı - İki katlı yapılar. Güney doğu Hazire Türbe • bahçe - yeşil.

Burada : (Kuzeybatı + Kuzeydoğu 4- Doğu) yönlerindeki yamaçlarda Camiin, siluetini kesecek çok katlı yapılardan kaç- mak şarttır.

E y K o c a S İ N A N ! Ne mutlu bize ki sen;

istanbul gibi doğal zenginlikleri olan tarihî bir kent'in M i m a r î Y a p ı t - l a r l a değerinin nasıl arttınlabileceğini gösterdin,

Yeter ki, biz kavramış olalım ve ko- rumayı bilelim.

9.IV.1975 — İstanbul 1 — Sultan II. Beyazıt (1481 - 1512)

Sultan I. Selim (Yavuz) (1512 • 1520). , Sultan I. Süleyman (Kanunî) (1520 - 1566).

Sultan II. Selim (1566 - 1574).

Sultan III. Murad (1574 - 1595).

2 — Bu yedi Tepeden :

1 — 72 Rakım : Edirnekapı Bölgesi 2 — 70 « : Nişanca Bölgesi 3 — 64 » : Bayazıt Bölgesi

(Üniversite) 4 — 62 » : Fatih Bölgesi

5 — 54 » : Çemberlitaş Bölgesi ' 6 — 58 » : Haseki Bölgesi

7~— 44 » : Topkapı Sarayı Bölgesi 3 — Kent Topoğrafyası üzerinde :

Topkapı Sarayı 44 rakımda B. Ayasofya C. 36 » S. Ahmet C . 36 » Rüstempaşa C. 06 » Bayazıt C. 56 » Fatih ilk Saray

(İ. Üniversitesi) 64 » Süleymaniye C. 54 » Fatih C. 62 » Şehzade C. 42 » S. Selim C. 54 Edirnekapı Mihrimah C. 72 » (Baştarafı 67. Sahifede)

bir elin Akademik uygulamalarına rast- lanır. O günlerin" sânât eğitimi anlayışı içinde duygunun ve kurallara bağlılığın egemen izleri, 19. yüzyıl Atmosfer Aka- demisi anlayışının kalıntısı olan kişiliği ve-düşüncenin, önemini yadsıyan görü- şün alışılmış: örnekleridir bunlar. Avru- pa'ya gidişinden sonra düşüncenin, kül- tür. birikiminin önemini ^kavrayan Kalmık, Sorbonne'da sanat tarihi ' kurlarına de- vam eder. Bir Roklü inancı ölümüne dek sürecek, sanatın tüm sorunlarına uyanık ve açık kişiliği, yeniliği ve yaratıcılığı benimseyen çağdaş tavrı, kişiliğinin be- lirgin bir özelliği olacaktır. Sürekli bir ki- şilik ve üslup gelişmesi resimlerinde açıkça izlenir.. Resimlerinin gelişim se- rüveni mantıklı bir tutarlılık içindedir.

Atıla nher adım öncekilerin üzerine ek- lenen olumlu bir ileriye gidiştir.

Bu gidiş neyaüık ki, en verimli çağın- da, en yoğun ve bereketli çalışma döne- minde noktalandı. Taksim Sanat Galeri- sindeki «Baskı Resimleri» sergisi ile 1969'da Galeri. I'deki kişisel sergisinde sanat kişiliğinin ve özgür anlatım dili- nin en. olgun Örneklerini vermişti.

Baskı resimleri, siyah - beyaz yüksek kazı tekniğinin ürkemizde yapılan en il- ginç ve güzel örnekleridir.

Büyük boylarda geliştirdiği ve uygula- dığı bu işlerinde teknik ustalığın he- men göze çarpması kadar, konuya iliş- kin içe işleyen bir lirizmin etkisi de du- .yulur.

Halktan gelen kişilerin sevinçle işle- rine sarılmalarını (oyuncakçı, balıkçı ve pembe kadın'da) ele alırken coşku, ka- derin aşılmaz sınırındaki çaresizlikle ka- rışır. Bu ince ve gizli.dramı resimde en iyi veren siyah - beyazın olanaklarıdır.

Kalmık, bu etkenlikten en olumlu bi-

çimde yararlanr.

(4)

Yağlıboyaları renk uyumu yönünden tam ve kusursuzdur. Konuya uygun en etkili uyumu ustaca seçer. Özellikle son çalışmalarında renk arınmış, daha da aydınlık, akıcı ve kesindir. Resmin yapı elemanlarının nesnel ve fiziksel değerini çok iyi bildiği resimlerinden kolayca an- laşılır. Ne var ki, bu yüksekten bir ders verme değil, kişinin gönlüne usulca gir- me .yumuşak, babacan ve etkili bir ses- le içe seslenmelidir.

Kalmık'ın insan olarak büyüklüğünün, sanatçı kişiliğiyle özdeşleşmesi ve uyu- mudur. Bu, her an yakınımızda duyduğu- muz sıcak sesleniş.

Doç. Devrim ERBİL H a b e r l e r :

• b i r b i z a n s s a r n ı c ı b u l u n d u

Topkapı Sarayı ile eski Defterdarlık binası arasında, yaklaşık Yerebatan sar- nıcı büyüklüğünde, yeni bir sarnıç bu- lunmuştur. 6. Yüzyıldan kaldığı saptanan sarnıç, PTT'nin telefon hattı döşeme ça- lışmaları sırasında, bir rastlantı sonucu ortaya çıkartılmıştır. İstanbul Arkeoloji Müzesi uzmanları, 40 odadan meydana gelen sarnıcın mermer sütun başlıklı payeler üzerine oturtulduğunu ve içerde çok miktarda tarihî değeri yüksek erken Bizans ve Osmanlı devrinden kalma ça- nak ve çömlek parçaları bulunduğunu söylemişlerdir:

Giriş kapısı Defterdarlık binası tara- fında olan sarnıç, tekrar kapatılmıştır.

Yetkililer, sarnıcın temizlenmesinin paha- lıya çıkacağını, çünkü içinin yaklaşık 1 metreden fazla toprak dolu olduğunu be- lirtmişlerdir.

Topkapı Sarayı kompleksine ait olan sarnıcın durumu, Kültür Bakanlığı Eski Eserler Genel Müdürlüğüne bildirilmiş- tir.

• İ s t a n b u l ' u t e m i z t u t a l ı m d e r n e ğ i n i n t e m i z l i k k a m p a n y a s ı

İstanbul'un turizm sezonunda kaba temizliğinin yapılabilmesi için Turizm Bölge Müdürlüğü ile Turing Otomobil Kurumu işbirliği yapacaklardır.

Baharın gelmesiyle başlayan turist mevsiminde, İstanbul'un temizliğine ö- nem verilmesi için Bel'ediye'den umudu-

nu yitiren istanbullular, bilhassa İstan- bul'u Temiz Tutalım Derneği üyeleri, kentin her tarafında geniş bir kampanya açmışlardır. Taksim, Karaköy, Eminönü, .Sirkeci gibi meydanlarda, halkı sokakları temiz tutmağı davet eden pankartlar asmışlar ve konuşmalar yapmışlar, soka- ğın evimizin içi kadar bizlere ait bir yer olduğunu ve onu temiz tutmağa gayret sarfedilmesini istemişlerdir.

• İ n g i l t e r e ' d e n h a b e r l e r :

Mimarî miras yılı olarak kabul edilen 1975 yılında Büyük Britanya'da genellikle güzellikten uzak yeni yapıtlara karşı is- yan bayrağının çekildiği açıklanmıştır.

Mimarî miras komitesi Başkanı Lady Dartmouth, son yirmi yıl zarfında mi-

marlık değeri olan bir çok bölgeler yer- le bir edilmesine müsaade edildikten başka, oralarda yepyeni ve çirkin yapıt- lar meydana getirildiğini söylemiştir.

Lady Dartmouth sadece son iki yır içinde daha dikkatli davranıldığını kabul

• P a r i s y ö r e s i n d e k e n t s e l v e ü l k e y e r l e ş m e s i

Fransız Başbakanı J. Chirac Devlet Başkanına bir muhtıra göndererek Paris yöresi yerleşme stratejisinin yeniden göz- den geçirilmesi kesinleştikten sonra, lü- zumlu yasalarla desteklenmek suretiyle yerfeşme ilkelerine göre tam uygulan- masında kolaylık ve hız sağlanmış olaca- ğını önemle belirtiyor. .

Genel plânlama gereğince (metropoli- ten plân) başkent etrafında kurulması ön görülen peyk kentlerin ve iş merkezle- rinin bir an evvel tahakkuk edebilmeleri için plânsız olarak büyüyen mevcut ban- liyölerde nüfus birikimlerinin ancak bu şekilde durdurabileceğini hatırlatıyor.

Ayrıca, konut yetersizliğini karşılaya- cak durumda düşünülen bu yeni peyk peyk şehirciklerde «konut - iş» ilişkilerin düzenli ve süratli olabilmesi bakımından da nakliye ve genel ulaşım stratejisinin diğer yerleşme konularile birlikte ele alınması zorunlu deniyor.

Bu yeni yerleşmelerin oluşu sırasında idarî ve sosyal ihtiyaçların, eksiksiz ola- rak uygulanmaları şart deniyor.

Çevre problemleri açısından kentsel yerleşmeler etrafında lüzumu kadar açık alan, rekreasyon tesisi ve doğal yerler öneriliyor.

D ı ş b a s ı n d a n h a b e r l e r

• F r a n s a ' d a e s k i 1 m e t o d I a r ı t e n k i t m e t o d I a r ı t e n k i t e d i l i y o r :

Kentlerde koca mahallelerin şehit lik uygulaması nedeniyle yerle bir;

dikten sonra yepyeni yapıtlarla teki inşa edilmeleri barbarca bir usul olar nitelendiriliyor!

Zira: Kamu çıkarlarına, o mahallele oturan ve çalışan kişilerin ve nihayet rihî ve manevî değerlerin aleyhine i nen bu tür uygulamanın sadece i spekülâsyonu yapanlardan başka kim ye faydası olmadığı açıktır.

«Chantiers et Coopâratifs» dergisin yazan J.J. Lacombe bu düşüncelerini"

dirirken Fransa'dan başka ülkelerde^

bilhassa İtalya'da bu konuda daha a) Iıca davranıldığını hatırlatmaktadır. I

Örneğin Bolonya kentinde «Reno\i tion urbaine» (kentsel yenileşme) uygu fanması sırasında islâha tâbi mahalle ! kinleri yerlerinden kımıldatılmadan ( lundukları yapıtlara günün konforu (fesi- sat-ekipman) getirildikten başka, eski yapı uslupları değiştirilmeden, büyül yıkıntılar yapılmadan bu mahalle görevi ne devam edebiliyor. Böylece millî varlık olarak ortada duran bir kent köşesi h i dozerle yok edilmeden yaşantısının d vamı sağlanmış oluyor. Anlamlı bir eko nomik - politik uygulaması böyle olma(

dır, deniyor.

h a b e r l e r : O T u r i z m :

Boğaziçi Üniversitesi Turizm ve Ta- nıtma Kulübü tarafından «Türkiye Turiz- mi ve Sorunları» konulu bir panel düzeıi lemiştir. Paneli eski Turizm Bakanı Dr.

Erol Akçal yönetmiştir. Konuşmacılar D Özen Dallı «Dünya ve Türkiye turizmindi ki durum ve gerileme nedenlerini», Dr.

Tolgay Çavuşoğlu «Turizm kapasitesini) değerlendirilmesine mâni olan sebep ler», Dr. Güngör Uras «Yabancı sermaye nin Türk turizmindeki yeri», Dr. Üstün Ete «Türkiye'nin tanıtılması» konuların eleştirmişlerdir. Öğrenciler konuşmacı lara çeşitli, yapıcı ve çok seviyeli soru- lar sorduktan sonra davetliler Üniversi tenin «Mutfak Klübü» tarafından hazır- lanan büfede ağırlanmalardır. Boğaziçi Üniversitesinin «Mutfak Klübü» kaybı»

lan eski Türk mutfağı ve yemekleriniı

canlandırılması için çalışmalar yapmak

tadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

In our study, as a result of V wave latency and amplitude measure- ments obtained in comparison of high-risk premature and healthy newborns, a statistically

Öğrencilerin stresle başa çıkma tekniklerini değerlendirme amacıyla Folkman ve Lazarus (13) tarafından geliştirilen, ülkemizde geçerlilik ve güvenirlilik

Attilâ Ilhan’ın hakkımdaki görüşleri baştan beri bel­ liydi: Yirmi yıl önce beni “III.. Yeni”

Öğrencilerin, Torrance Yaratıcılık Testi’nden aldıkları puanlarla okul öncesi eğitim durumu değişkeni arasında anlamlı fark tespit edilmiştir Başlıkların

yanı sıra ıspanaklı kari­ des, tavuklu ve mântarlı tost, beykınlı midye, isti­ ridye şiş, krep, deniz mah­ sulleri, pilavlı karides, Çin böreği, kurbağa

Böyle bir senaryoyu düflleye- bilmek için bile, yapay zekâ, biliflsel bi- limler, biliflim teknolojileri, t›p, biyo- teknoloji, nanoteknoloji ve daha bir- çok

Çok eski yıllarda Göksu ile Küçüksu bilhassa cuma, pa­ zar ve çarşamba günleri bü­ yük bir tahaccüme uğrardı.. O kadar ki cuma günleri Göksu deresinde

Yüksekkaldırım İstanbulun en eski bir yeri olduğu için onu öylece mu­ hafaza edelim. Fakat basamakları tamir etmek, onu zamana uydurmak