• Sonuç bulunamadı

Bir köy yerleşmesi etüdü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir köy yerleşmesi etüdü"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ö L Ç E K " . 1/100.000

Bir

köy

yerleşmesi

etüdü

F u a t K I N I K O Ğ L U Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Y. Mimarlık Bölümü 9. sömestr öğrencilerin-den F u a t K I N I K O Ğ L U ' n a , Muallim Meh-met Ali H A N D A N atölyesinde görev olarak bir köy yerleşmesi konusu verilmiştir.

K ö y İşleri Bakanlığı t a r a f ı n d a n 1965 yılında, nakline karar verilen Eskişehir'in Sivrihisar ilçesine bağlı Çaykoz köyü, 1967 de inşa edilmiştir. Eski köyün bir dağ ya-macında bulunması inkişafına m â n i oldu-ğundan, yeni köy beş km. aşağıda, Devlete ait düz bir sahada inşa edilmiştir.

Köy İşleri Bakanlığının kuruluşundan beri uygulanan birçok köy inşaatından biri-ni teşkil eden «Yebiri-ni Çaykoz» köyünü, F u a t Kınıkoğlu, yerine giderek, incelemiş, bu arada eski köyü, bilhassa eski evleri d e rö-löve ederek, köylünün yeni köye adapte ola-mamasının nedenlerini araştırmış ve proje-sini aldığı intihalara göre hazırlamıştır.

Yeni köy evlerinin halk yaşayışının iyi-ce iniyi-celenmeden inşa edildikleri, bilhassa

ahır, tahıl deposu, samanlık gibi köylünün en m ü h i m ihtiyaçlarının hiç dikkate alın-madığını tesbit etmiştir.

Esasen bu nedenle 1967 de biten köy, el'an t a m a m e n iskân edilmemiş haldedir. Köye nakil edenler, samanlık, ahır ve tahıl depolarını yeni evlerle hiç bağdaşmayan şe-kilde, kendi kendilerine yapmaktadırlar.

F u a t Kınıkoğlu, bilhassa köy evlerinin planları üzerinde durmuş, yeni evlerin köy-lünün ihtiyacına cevap vermediğini tesbit et-miştir.

Yeni köyün, bilhassa evlerin, köylülerin ihtiyaçları dikkate alınarak ne şekilde yapıl-ması gerektiğini, güzel bir şekilde inceleyen bu çalışmayı çok ilginç bulduğumuz için yayınlıyoruz.

KÖY P L A N L A M A S I Ü Z E R İ N E Y E

Y E N İ Ç A Y K O Z K Ö Y Ü :

444 sayılı k a n u n d a ; n ü f u s u 2000 den aşağı olan cami, okul. otlak, yaylak, batak-lık gibi ortak malları bulunan toplu veya dağınık evlerde oturan insanlar bağ bahçe ve tarlaları ile birlikte -bir köy teşkil eder denilmektedir.

Köylünün esas fonksiyonu tarım istih-salidir. T a r ı m istihsal vasıtaları ise tarla, bağ, bahçe, aletleri, hayvanları ve işletme binalarıdır. Köylünün meskeni ise işletme binalarından biri olup y a l n ı z o l a r a k m ü t a l â a e d i l m e s i d o ğ r u d e ğ i l -d i r .

köylünün m e n f a a t i göz önüne alınmalıdır. Ve köylünün yerleşiminin yeniden tanzimi-ni hedef tutan her teşebbüs köylünün hayat şartları hesaba katılmadığı takdirde başarı-sızlıkla neticeleneceği şüphesizdir.

Planlama esnasında mahallî idare, nak-liyat, eğitim, u m u m î hizmetler, sağlık hiz-metleri, spor ve eğlence ve sair birçok ele-manların gözden geçirilmeleri gereklidir. Köylerin planlama ve yeniden inşa meselesi bir şehirliye tabiî görünen kolaylık ve ha-yat şartlarını köylüye verebilmek meselesi-dir.» (1). Bir ziraî yerleşimin m i m a r î plan-lamasında birçok faktörler iklim topoğrafi ve ekoloji gibi tabiat tarafından kontrol edilmekle beraber; ziraî, teknik, iktisadî em-niyet, sosyal estetik ve diğer faktörler in-san eli tarafından yaratılmış şartlardır.

M i m a r bütün bunları bir organik bütün şeklinde toplamalıdır. Vazifesi sadece b ü t ü n müessir faktörleri koordine etmek değil biz-zat planlama p r o g r a m ı n a şekil vermektir.

Mimarların, ziraî sosyal tasarlayıcılar t a r a f ı n d a n hazırlanmış p r o g r a m ı aldıktan sonra yerleşimin fizik planını tasarlamağa başlamaları lazımdır. Program bütün alâ-kalı kimseler tarafından beraberce hazırlan-malıdır. Fizik planlamanın ilk kademeleri tatbik edildikten sonra değişikliğe m a r u z kalabilir.

Fizikî ölçüler inşaat imkânları ve ziraî sosyal ihtiyaçların beraberce nazarı itibare alınarak koordine edilmeleri varılması

iste-Vaziyet planı

sebetle İsviçre'nin Zürich şehrinde 1951 se-nesinde toplanan «Çiftlik arazilerinin tek-sifi» kongresinin açılış n u t k u n d a n alınan şu kısım nakledilebilir.

«İlgili m a k a m l a r l a beraber mühendisler, mimarlar, müfettişler, toprak sahipleri, or-m a n or-mütehassısları ve hukukçular elele ve-rerek ve candan bir şekilde çalıştıkları tak-dirde elde mevcut imkânlar ile istenilen gaye elde edilecektir.»

Köy planlaması ve işletme binalarının m a k s a d ı n a uygun ve iyi evsafta olması sa-dece n ü f u s u m u z u n % 69 u n u teşkil eden köylüyü ilgilendirmeyip ziraî mahsullerin is-tihsal kalite ve fiatlarında oynadığı rol ba-kımından, ziraat ve hayvan ürünlerimiz ih-racatımızın % 80,2 sini, millî gelirimizin ise % 45,2 sini teşkil etmesi bakımından mem-leketimizin b ü t ü n ü n ü ilgilendirir. Köy ima-rının tahakkuku köylüye d a h a iyi şartlarda yaşama imkânı sağlayacağı için köyden şeh-re olan akımın cazibesi b u b a k ı m d a n azala-cak, n ü f u s hareketlerinin bölge planlaması programı dahilinde düzenlenmesi m ü m k ü n olabilecektir.

Y u k a r ı d a izah edilen sebepler köy ima-rının bir an evvel ele alınmasının kaçınıl-m a z bir zaruret olduğunu gösterkaçınıl-mektedir.

(2)

-Eski Çaykoz köyünden muhtelif görünüşler

F o t o : F u a t

T o p r a k t a n i s t i f a d e v e m e s a f e : T o p r a k t a n istifade yerleşimin şekline bağlıdır. Birbirinden uzak özel çiftlikler da-ğınık yerleşim sahaları, birbirine komşu aile çiftlik grupları toplu yerleşim sahaları mey-dana getirirler.

Dağınık yerleşimde çiftlik evi toprakla-rın merkezinde bulunduğundan «Ziraî me-safe» bakımından en müsait şartlan haiz ol-makla beraber sosyal, teşkilât ve emniyet yönlerinden en gayri müsait şartlar ortaya koyarlar.

Buna mukabil toplu yerleşim sosyal, teşkilât ve emniyet yönünden daha müsait olmakla beraber ziraî mesafe bakımından gayri müsaittir.

Çiftçilik istikbalde dahi sadece bir ikti-sadî faaliyet değil bir hayat tarzı olmaya devam edeceğinden makineleşmenin davamlı artmasına rağmen mesafenin ziraî istihsal-de hayatî bir rol oynamağa istihsal-devam eistihsal-dece- edece-ğini kabul etmek lazımdır. Dağınık yerle-şimde çalışma faaliyetleri mesafeleri ve şahsî faaliyetler mesafeleri kısa fakat ce-maat faaliyetleri mesafeleri uzundur. Sosyal c'ccncTİk emniyet ve sair sebeplerden do-layı aile toplulukları arasında irtibat sağla-mak istendiği takdirde dağınık yerleşimin uygun olmadığı görülür.

Memleketimizde bütün köy yerleşimleri çoğunlukla toplu kollektif yerleşim tipine benzerlik gösterirler.

B a ş k a m e m l e k e t l e r d e k ö y ç a l ı ş m a l a r ı :

Geçen asrın sonuna doğru İsrail'de zi-raî inkişafında bir yeniden doğuş hareketi-nin başladığı görülmüştür. Gösterilen faali-yetler rasyonel olarak tasarlanmış yerleşim-lerin doğmasına yol açmış, o zaman kuru-lan bu yerleşimlere Moşova adı verilmiştir.

Mcşav aile çiftlikleri merkezde yer al-mış hizmet ve kurumlar ve hizmetlerin faa-liyeti için kooperatif tarafından kiralanan meslek sahibi kimselerden ve ailelerinden (öğretmen, doktor, teknisyen, muhasip v.s.) müteşekkil kooperatif tarzında işleyen toplu yerleşimdir.

Dağınık çiftliklerle klasik toplu kesif eski tip köylerin bir sentezinden ibaret olan moşavlarda dışarıdan işçi temin edilmez ve kendi işini görme prensibine göre çalıştırı-lırlar.

Bu yerleşimlerin ilk modeli bağ, zeytin-lik ve hububat tarlalarından müteşekkil gü-ney Fransa köyleri idi.

Moşavın felsefî tasarlanması aile birimini sosyal temel olarak kabul eden ve doğu Av-rupa'dan menşe olan ziraî - sosyalist siyo-nist hareketin neticesidir.

İlk moşav 1921 de kurulan N a h a 1 a 1 olmuştur. Kısa bir müddet sonra K e f a r -y e h u ş u a moşavı kurulmuştur. H e r ikisi de o zamanın şöhretli şehircilik mütehassısı Richard K a u f m a n tarafından planlanmıştır. Bir moşavda ne kadar az çiftçi varsa

kendi ziraî topraklarına olan mesafe o de-rece kısadır. Bu yüzden küçük mosavlar e n yaygın şekil olup 70 - 80 çiftlikle birkaç profesyonel aileden müteşekkildir. (Misal M i d r a h o z moşavı). Z a m a n geçtikçe çok b'rimü moşav tasarısı doğmuştur. Ç o k bi-rimli moşav birçok tecrübeler sonunda bü-tün arazi parselini çiftlik binasına bağla-manın yerleşimi lüzumsuz olarak yaydığı anlaşılmış ve mesafeler asgarî hadde indi-rilmiştir.

italya'da Matera bölgesinin S a s s i köyündeki halkın ısrarı neticesinde B o r g o v e n i s i o adlı çok birimli bir yerleşim teşkil edilmiştir. Bu Sassi köyü birkaç kom-şuluk biriminden müteşekkil bir gruptan iba-rettir ve orada oturan halk pek güç ikamet şartlarına rağmen ancak sosyal bünyesini korumak şartıyle yeni yerleşime göç et-etmeğe razı olmuşlardır. Portekiz'de dahi P e g o e . s adında çok birimli bir yerleşim k u r u m u ş t u r .

İç kolcnizasyon iş:nde büyük mikyasta

m u v a f f a k olan memleket Almanya olmuş-tur. Sanayide hasıl olan krizlerden dolayı işsiz ve muztarip bir halde bulunan büyük bir amele kitlesini tekrar toprağa dönmele-rini temin için bütün Almanya'da koloni faaliyeti başgcstermiştir. Bu binaların bir-çokları kolonizasyon şirketleri tarafından yapılmış ve devlet inşaat masrafını % 90 nı temin etmiştir.

Bu kadar büyük inşaat faaliyetinin kısa bir zamanda meydana gelmesi büyük bir paraya mütevakkıf olduğu gibi kolonizasyon için vücuda getirilen kanunların teşkilâtın bu işte büyük rolü olmuştur.

Bu mesele hakkında 1935 yılında Prag'da toplanan uluslararası mesken itti-hadı kongresinde Alman ziraat kolonileri hakkında prof. Lörcher tarafından verilen raporu burada neşrediyorum. (Arkitekt mecmuası sene 1936 sayı 8 sayfa 232) bu raporda zikredilen himayeler, kanunlar bi-zim köy inşaatı faaliyetimizde istifade edi-lecek bir örnek teşkil edebilir.

Yukarıdaki vesaikin tetkikinden anla-şıldığı üzere medenî memleketlerde ilk ko-. lonizasyon işlerini ne kadar büyük bir ehem-miyetle takip edildiği ve bu meselenin ne kadar ince tetkiklere, ilmî çalışmalara mev-zu teşkil ettiği görülmektedir.

İç kolonizasyon işine başlarken onun lazımı gayri müfariki olan kanunların, istis-naların muafiyetlere malî imkânları teknik esasları ve teşkilâtı da beraber kurmak ve bunları mevdana getirecekleri gösterilen ko-laylıklar sayesinde kolonizasyonu her cihten mükemmel yapmak çarelerini temin et-mişlerdir (2).

(2) İç kolonizasyon (başka memleket-lere) M i m a r Zeki Sayâr Arkitekt Mecmuası sene 1936, sayı 8, sayfa 231.

(3)

M e m l e k e t i m i z d e k ö y ç a l ı ş m a l a r ı :

Memleketimizde halen yapılmakta olan ve gelecekte yapılması gereken köy planlama ve işletme binası araştırma ve çalışmalarına geçmeden önce bizdeki köycülüğün ve köy yapımının kısa bir tarihçesini Mimar Ab-dullah Ziya'nın 1935 te Arkitekt mecmua-sında yayınlanan bir makalesinden sunmayı doğru buldum. «Türkiye'de köylerde uğraş-m a k Cuuğraş-mhuriyet'ten önceden akla geluğraş-mişti. Padişahlar köylüyü kendilerine bağlamak kaygıısu ile köylere cami yaptırmışlardır.

Meşrutiyetten sonra köylü ile Türk Ocakları içinden çıkan birkaç genç yakından uğraşmışlardır. Ülkülerinin değeri söz getir-meyen bu arkadaşların çalışmaları program-sız ve yürüdükleri yolun istikamet ve scnu önceden çizilmiş olduğundan köylere yap-tıkları hastahane ve mektepler bugün depo olmaktan başka bir şeye yarayamamıştır.

Cumhuriyet hükümeti iki devrin yarım elle tuttuğu bu işi programının ön planına almıştır. Köylünün Kurtuluş Savaşında ba-şardığı iş, Y u n a n ordusunun yaktığı köyle-rin yeniden yapılması gibi dilekler memle-ketin gözünü köylü üzerine çevirmişti.

Cumhuriyet hükümeti bu işe lazım olan d:ğeri verdi. İmar ve İskân Vekâletini kur-du. Köy yapımı Türkiye'de bence bu tarihte yani, 13 Birinciteşrin 1339 (13 Ekim 1923) d a başlar. Sonradan bu Vekâlet kaldırılmış, İçişleri Bakanlığına verilmiş ve bir de Köy K a n u n u çıkarılmıştır.

Devlet bu arada 1.480.684 lira harcaya-rak n ü m u n e köyler yapmıştır. Antalya, Sam-sun, İzmir, Bilecik, Cebelibereket, Mersin, Manisa, ve Ankara'da tamirden başka 64 nümune köyü yapılmıştı. Bunlardan en ye-nileri Ankara'da Somutlu, Etimesut köyleri-dir. Bu köylerin kuruluşunda (eldeki ele-manların azlığından) bu işi bir şehir yapısı saymak gibi köye ve köylüye yabancı bu-lunmak yüzünden yanlışlıklar yapıldı.

(Görülüyor ki) Cumhuriyet hükümeti köylüyü benimsememek şöyle dursun, bu işi belki uğraştığı memleket dertlerinin cn ba-şına almıştır (3).

1936 larda yapılması gerekli çalışmalar yüzünden Aktüel bir konu haline gelen (Göçmen yerleştirme) mevzuu ve daha ev-velki yerleşimler aydınlatıcı ve şimdiki yer-leşimlere ışık tutan bazı noktaları o tarih-lerde M i m a r Zeki Sayâr'ın Arkitekt'te ya-yınlanan makalesinde bulmak m ü m k ü n d ü r :

«Bu arada bizde de iki yıldan beri Trakya'da ve yurdun diğer yerinde — Göç-men yerleştirme — faaliyeti var.»

Sınırlarımız dışındaki T ü r k kanından olan insanlar Türkiye'nin m u h t a ç olduğu nüfusu doldurmak üzere anayurda geliyor-lar. Bu hâdise bugün bütün dünya memle-ketlerinin uğraştıkları günün meselesidir.

ler ve saikler ile hasıl olan kolonizasyon meselesidir.

Geçen iki yıl zarfında Trakya'da Di-yarbakır'da, Ankara'da birçok köyler mey-dana getirildi. H e r köyü teşkil eden evler (tek plan) üzerine yapıldı. D a h a doğrusu ge-rek Trakya'da ve gege-rek Diyarbakır ve Elâ-zığ'da yapılan evler yalnız bir, iki (type) ten ibarettir.

Halbuki yeniden kurulacak bir köyde birkaç ev tipi olmalıdır. Ç ü n k ü köydeki göçmen ailelerinin nüfus miktarına, köyün kuruluşundaki cryantasycn esaslarına uya-cak tipi:r üzerine planlar vücuda getirmek lazımdır.

Arazi başkalıkları gösteren muhtelif köylerde bir (type) tatbik etmek doğru ola-maz. Birkaç yıllık köy inşaatı faaliyetinde maalesef (mimar) rol alamamıştı. Köy mi-marisi başlı başına bir şubedir. Mimarînin diğer şubelerinde olduğu gibi hususî bir teknik, ayrı bilgileri vardır. Köylerin plan-larını ve köy evlerinin planplan-larını bütün fennî d o k ü m a n l a r a istinat ederek ayrı ayrı

Yeni Çaykozda evler

Memleketimizde bugüne kadar Bayın-dırlık Bakanlığı, T o p r a k ve İskân İşleri Ge-nel Müdürlüğü, Ziraat Bankası, İmar ve İskân Bakanlığı tarafından yapılan yeni yer-leşimler ve işletme binaları istenilen nite-likte olmadığı ve ihtiyacı karşılamadığı için ya köylü tarafından teknik bilgiden uzak tamamen değiştirilmiş veya ihtiyacın üstün-de tutulduğundan köylü borcunu öüstün-deyeme- ödeyeme-miştir. H ü k ü m e t tarafından yapılan bu çalış-maların tatbikat sahasında m u v a f f a k olabil-mesi için köylünün de bu fikri benimseolabil-mesi lazımdır. Köylü kendi yaşama şartlarını yükseltmek arzusunu hissetmelidir. Arzu ol-mayan yerde kalkınma imkânsızdır ve bu arzu ise kültür ve gelenek meselesidir. Ba-kanlığın en mühim vazifelerinden biri de

(3) Köy evleri proje ve yapıları için toplu rapor Mimar Abdullah Ziya, Arkitekt Mecmuası, sene 1935, sayı 7 - 8 , sayfa 203. (4) İç kolonizasyon, M i m a r Zeki Sa-yâr, Arkitekt Mecmuası, sene 1936, sayı 2,

(4)

Eski Çaykoz evlerinden bir örnek

leri teşkil etmektedir. Her fert veya aile ken-di geçimini bizzat üretir ve ancak fazlasını satar. Herkes sırf kendi malını ve emlâkini işlettiği için sosyal ve ekonomik bakımdan Orta Anadolu köyleri oldukça ideal bir ikti-sadî üretim manzarası göstermektedir. Köy evi bir aile tarım işletmesi şeklinde belir-lendiği için esas olarak üretim ve daha çok ziraî fonksiyonların icaplarına göre tertiplen-mektedir. Programlar aynı olmakla beraber hepsinin birbirinden çok farklı olduğu görül-mektedir. Bunda iklim şartlan malzeme tek-nik ve ekonomik imkânların değişmesi rol oynadığı gibi halk topluluklarının çeşitli za-manlarda değişik yerlerde değişik sebeplerle Orta Anadolu'da yerleşmiş bulunmalarından ileri gelmektedir. Bu gibi ayrılıkları yalnız evlerin tertip, tanzim ve inşaat tarzında değil, aynı zamanda köylerin tümünde ve umumî dış karakterinden de anlamak mümkündür.

Orta Anadolu köylerini coğrafî ve ku-rulduğu yerin topoğrafik durumuna göre dağ ve ova köyleri olarak ayırmak da mümkün-dür. Ova köyleri ziraatla ve dağ köyleri ise hayvancılık, kerestecilik ve odunculukla meşhur olmaktadırlar. Bugünkü vaziyete gö-re ova köylerinin iktisadî durumu günden güne düzelmesine rağmen dağ köylerinin ise halen gerilemekte olduğu anlaşılmaktadır. K o n u m u z : Ç a y k o z k ö y ü :

Köy İşleri Bakanlığı Toprak ve İskân İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 1965 köylüye hitap edecek şekilde neşriyat, filim,

sergi vesaire gibi vasıtalarla eğitimi olma-lıdır.

«Tesiri müstevli âfetler gibi fertler üze-rinde maddî olarak görülmemekle beraber içtimaî zararlarına şahit olduğumuz .köydeki sakin Türk ailesini gayri sıhhî meskenden kurtarmak davasında da irşat ve uyandırma propagandasını da ta köylere kadar götür-mek mecburiyetindeyiz. Mahallî iktisadî va-ziyet ve imkânlar göz önünde bulundurula-rak içişleri teşkilâtı köy muhtarlıklarına dağıtılmak üzere hazırlayacağı broşürlerle bu köylerde yapılacak yeni meskenlere bir isti-kamet verilmesi de üzerinde durulacak bir mevzu teşkil eder. Ancak bunların müracaat sahibine munzam hiç bir külfet tahsil etme-yecek geniş bir müzaheret mahiyetinde ol-ması lazımdır (5).

O r t a A n a d o l u k ö y l e r i : Bölgede tesbit edilen halk kitlelerine gö-re köyleri yerli, türkmen, yörük, çerkez, ta-tar, avşar ve muhacir köyleri diye ayırmak mümkündür. U m u m î görünüş veya ayrı ayrı binaları ile tetkik edildiğinde yerli halkla meskûn bir köyle bir çerkez veya tatar köy-leri arasında bariz farklar olduğu görülmek-tedir. Çünkü bunlar ister yaşayış tarzları ister kültür ve ananevî halleri bakımından kendi topluluklarına ait bütün hususiyetleri aynen muhafaza etmektedirler.

Bir üretim birim bazen geniş ve bazen daha ufak kıymetler üzerinde yöneltmekle beraber ufak veya daha büyük ölçüde bir ta-rım işletmesi şeklinde belirlenmektedir. Bü-tün aile nüfusu sahibi bulunduğu araziyi iş-letir ve bundan dolayı köy evi bir aile işlet-mesidir.

Umumiyetle Orta Anadolunun sosyal strüktürünün hep böyle ufaklı büyüklü ve en ziyade tahıl üreten çeşitli tarım

işletme-(5) Köylümüzü sıhhî evlere nasıl ka-vuşturacağız. Yüksek Mimar Naci Meltem Arkitekt Mecmuası, Sene 1947, sayı 1 - 2 , sayfa 35.

Eski Çaykozdan bir ev tipi ÇAYKOZ KÖYÜNDEN BİR EV _ A .

Z E M İ N K A T Pl N I

—" m«

Ü S T K A T PL AN I)

İki katlı bir eski Çaykoz evi tipi

ZEMİN KAT'NPLU —4.

(5)

SSfe,-CAY KOZ K Ö Y Ü N D E N BİR EV^ - i . .

senesinde nakli ele alman ve «Kendi evini yapana yardım metodu» ile 1967 de tamam-lanan konutların tenkidine ve IX. sömestr atölye çalışması olarak yeniden ve d a h a değişik yönden ele aldığım köy planlaması ve işletme binalarının takdimine geçmeden önce eski Çaykoz köyü hakkında gerek Ba-kanltk Teknik İşler Başkanlığı tarafından hazırlanan ve gerekse köyde kısa bir m ü d -det için yaptığım ön çalışmaların kısaca takdiminin lüzumlu olduğu kanısındayım.

Çaykoz, Eskişehir - Sivrihisar kazasına bağlı ve 35 km. güney doğusunda ve dağ eteğinde gayri nizamî bir şekilde kurulmuş bir köydür.

T o p r a k olmakla beraber intizamsız olan yollarla kazaya bağlanmış olan Çaykoz kö-yünün halkı her türlü ziraî ve ticarî müna-sebetlerini Eskişehir'den ziyade Sivrihisar kazası ile tesis etmek zorunluğundadırlar.

Köy dağın eteğinde dar bir sahada ve evleri arasında bir insan geçebilecek kadar d a r sokaklar ve girift yaşama yerlerinin üst üste gelmesi neticesinde bir noktada toplan-mış bulunmaktadır.

Köydeki binalar genellikle taştan olup ahşap ve kerpiç kullanılarak hımış tarzının d a yer yer kullanıldığı görülmektedir. Ço-ğunlukla iki katlı olan evler hayat denilen avluya dönüktür. Evlerin sokaklara ve mey-dancıklara b a k a n yönleri zemin katta sağır ve intizamsız örülmüş taş duvarlardır. So-kaklarda evlerin irtibatı ekseriya hayata açı-lan kapılarladır. Evlerin üst katında yer yer açılan pencerelerle sokak ve meydanları gö-rüş temin edilmiştir. Bazı evlerde görülen çıkmalar görüş imkânını artırdığı gibi köye karakteristik bir hava vermektedir. Ekseriya damlı olan evlerin sazlarla ve kalın bir top-rak tabakasından meydana gelmiş bir örtü-leri vardır.

az oluşu ev, depo ve hayvan barınak-larının bir ara.da girift bir şekilde olmasını ve halkın sağlık yönünden uygunsuz şart-larda yaşamasını zcrunlayan etkenlerdir.

Çaykoz köylüleri sanayi ve sanayi ma-mulleri ile uğraşmamalarına rağmen köyde geliştirilmesi teşvik ile m ü m k ü n olabilecek kilim, halı ve heybeleriyle özellik gösteren ve halen ilkel tezgâhlarla idame ettirilen ha-lıcılığa karşı bir istidat vardır.

43.000 d ö n ü m l ü k köy merasına sahip olan Çaykoz'lular -koyunculukla uğraşmak-tadırlar. Çaykoz'da büyük baş hayvana na-diren tesadüf edilmektedir. T a r ı m bakımın-dan buğday ve arpa ekilmektedir.

Başka ziraat nevi mevcut değildir. Ay-rıca her hanenin 2 - 1 0 dönüm arasında bağı olduğundan üzümden tüketim dışında pek-mez yapılır.

Köyün ziraat arazisinin t a m a m ı takri-ben 10.000 dönümdür. Barındıkları yere uzak olması ve engebeli köy yollarının bo-zukluğu yüzünden elde edilen mahsulün de-ğerlendirilmesi, h a r m a n ı n yapılması köylü-nün karşılaştığı zorluklardan biridir. Hatta bir evvelki ekim dönemindeki tahıla m a h -sul elde edilmeden k u r u ot yığınları halin-de rastlanmaktadır.

Çaykoz'lularm ticarî münasebeti yalnız Sivrihisar kazası, nadiren Eskişehir iledir. Köyden pekmez, yağ, koyun, kuzu ve bil-hassa yapağı ve tiftik götürülür ve satılır. Buna mukabil petrol lambası için gazyağı, sabun, giyim eşyası, sebze v.s. satın alınır. Bu ticarî d u r u m d a gelir fazla, gider ise ga-yet azdır.

Köy halen 65 hane olup haneye düşen n ü f u s ortalaması 5,8 dir.

Y e n i Ç a y k o z :

Memleketimiz gerek iklim gerek fizikî şartları b a k ı m ı n d a n muhtelif özellikler gös-terir. Bu sebeple köylülerin ziraî faaliyetleri bölgelere göre değişir, dolayısıyle köy plan-laması ve işletme binalarının tipleri ve stan-dartları da bölgelere göre başka başka ka-rakterde olacaktır. Bu b a k ı m d a n memleke-timizi ziraî strüktür bakımından bölgelere, ziraî bölgeleri de inşaat malzemesi bakımın-dan tâli bölgelere ayırmalıdır.

Bundan sonra bölgelerdeki mevcut köylerin ziraî, inşaî, sosyal ve ekonomik yönden etüdleri yapılmalı ve bu etüdler ne-ticesinde köyün ziraî strüktürü bunun malî ve teknik müdahalelerle değişme şartları, bu değişme neticesinde! birim sahanın geçin-dirme indeksi pazar d u r u m u ve arazi imkâ-nına göre hayvancılık kapasitesi küçük sa-natların köye tatbik edilip edilemeyeceği, arazinin jeolojik durumu, içme suyu duru-mu, köylerin birbirine mesafesi ve birleşme imkânları gibi hususlar tesbit edilmeli ve bölge planlaması esasları dahilinde köyün t a m a m ı n ı n veya bir kısmının nakli veya yerinde imarına karar verilmeli ve imar

Doğaya uygun eski Çaykozdaki evlerden biri; güneye bakan yüzleri evin avlusuna

(6)

Fuat Kınıkoğlu'nun bir köy planı teklifi

memleketimizde bugüne kadar Bayındırlık Bakanlığı Toprak ve İskân İşleri Genel Mü-dürlüğü, Ziraat Bankası ve İmar ve İsken İşleri Bakanlığı tarafından yapılan köy plan-laması ve işletme binaları çalışmaları ge-rek planlama ve kullanılışı ve gege-rekse mal-zeme ve inşaî tarz yönünden hiç bir bölge-sel özellik göstermemekte ve memleketin her yerinde tipe yakın «şehir evi» denebile-cek meskenler yapılmaktadır. (Bak: Fotoğ-raflarla mukayese).

Köy evi şehir evinden fonksiyon bakı-mından t a m a m e n farklıdır. Köy evleri aynı zamanda köylülerin istihsal yeridir. Bıınıın içindir ki köylünün ziraî fonksiyonu evinin tipine tesir eder, bu bakımdan köy evleri-nin standartlarını tesbit etmeden, bölgelere göre istihsal şeklini, kullanılan alet ve ede-vatını, bunların değişme şartlarını, köyler-deki gelenekleri bilmek gerekir.

«Evlerin şekilleri anane haline gelmiş şekillerden m o d e r n zihniyete doğru giden basit şekiller olmalıdır.» (6)

Toprak ve İskân İşleri Genel Müdürlü-ğü tarafından 1965 senesinde nakli ele

alı-(6) Köyler Mecmuası, Sene 269.

• Prof. R. Öelsner, Arkitekt 1944, sayı: 1 1 - 1 2 , sayfa / " İA

: •—

= 1' L. . „<8 •! f

i

?•

i U

« ! siy

KCEPIC CLCZA I/Ü9

[fk

l

H D

1 VHfUi: CCIJ61 eses 1.3

(7)

nan ve «kendi evini yapana yardım me-todu» (7) ile 1967 de evlerin tamamlanmış olmasına rağmen ahır, depo gibi işletme bi-nalarının ve köy ortak yapıları olan okul, c a m i ve çarşının henüz yapılmamış olması ve köylülerle m ü d ü r l ü k arasında borçlanma yüzünden çıkan anlaşmazlık dolayısıyle köy-lüler bugüne kadar yerleşememişlerdir.

Yeni Çaykoz mevcut köye 5 km. uzakta düz bir arazi üzerinde kurulmaktadır. Yeni köyün arazisinin seçiminde ilgili müessese-ler tarafından hiç bir araştırma yaptırılma-mış; içme suyunun çok büyük külfet yük-lemeden temin edilmesi, seçilen yerin ziraî bakımdan kıymetli olmaması, sağlık şartla-rını haiz olması, jeolojik ve topoğrafik ba-k ı m d a n ba-köy ba-k u r m a y a müsait olması gibi m ü h i m faktörler arsa seçiminde söz konusu olmaksızın sadece köylülerin düşünce ve is-teğiyle bu arazinin yeni köyün yerleşme sa-hası olmasına karar verilmiştir.

Arazinin seçiminde köylülerin menfaati yönünden ekili sahalara yakın ziraî bakım-dan kıymetsiz ve devlete ait olmasının bü-yük rolü vardır.

İçme suyu 1963 de çok büyük külfet-lerle D.S.İ. ve köylüler tarafından hiç bir planlama ve etüd yapılmayan araziye getiril-miş ve üç adet çeşme yapılmıştır. Yazın çeşmelerin biri k u r u m a k t a ve ihtiyaca kâfi gelmemektedir, içme suyu ihtiyacının yanın-da bütün işletmelere ait sebzeliklerin sulan-ması mevzuu ileride köylüye suyun artırıl-ması zorunluğunu getirecektir.

Arazinin kuzey rüzgârlarına açık ol-ması bilhassa kış mevsimi bakımından üze-rinde durulması gereken bir husus olmasına r a ğ m e n konutların yerleştirilmesinde nazarı itibare alınmamıştır, köylüler bu hususta da şikâyette bulunmuşlar ve «Biz evleri h e p kıbleye doğru istemiştik» şeklinde bu endi-şelerini belirtmişlerdir. Planlama yönünden - eski köyün karakteristik meydancık ve on-lara açılan sokaklar - gibi hiç bir bölgesel endişe gözetilmeden konutlar birkaç sıra üzerine dizilmiştir.

Örnek olarak bir haneye yapılan koku ve ışık yönünden meskene zararlı bir şekil-de yerleştirilen ahır ve şekil-depo, işletme avlusu olması grreken kısmı da kullanışsız bir

şe-kilde bölmektedir. (Fotoğraf) Köylüler tara-fından da yerleştirilmiş ve şekil bakımından beğenilmemiş ve köylü kendi yaptığı ahır, depo ve samanlık gibi işletme binalarını, öncelikle ihtiyacına uygun ve parseli çevre-leyecek şekilde yapılmaktadır, hatta malze-me olarak konutlarda kullanılan briket ve kiremit gibi malzemeler yerine bölgenin ka-rakteristik malzemesi olan tas, ahşap ve saz, toprak kullanılmaktadır.

T o p r a k ve İskân İşleri Genel M ü d ü r -lüğü tarafından yapılan konutlar bölgenin inşaat malzemesi yönünden taşın yanında k u m bakımından da zengin olması briket-ten yapılmıştır. K u m ve çakıl imkânı te-melleri kalıp metoduyla yapmak imkânı sağlanmış, böylece taş işçiliği ve z a m a n yö-nünden kazanç sağlanmıştır.

Konut döşemesi zeminden yükseltilme-diği için, zemin rutubeti, çoğunluğu iki katlı evlerde oturan Çaykoz'luların yeni konutlardan en büyük şikâyetini teşkil et-mektedir. Köylüler kabahati zaten alışık ol-madıkları bir malzeme olan brikette bul-maktadırlar. K o n u t odalarının küçük, ocak-lık, eyvan gibi ihtiyaçtan doğan bazı kısım-ların konut planlamasında eksik olması da köylüler için rahatsızlık ve şikâyet mev-zuudur.

Yeni yerleşmede karakteristik köy ya-şantısına ait hiç bir iz olmaması, planla-m a n ı n köylüyü geleneksel ve sosyal yaşan-tısından koparan onu zorlayan ve yeni yer-leşimi yadırgatan unsurlardır. Yakın bir gelecekte konutların köylüler tarafından da-ha r.z teknik bilgi ve bilgesel malzemeleriyle değiştirileceği vs yaşantılarına uygun bir hale getirileceği muhakkaktır.

Yazmın Hazırlanmasında Faydalanılan Kaynaklar:

— Hususî ve kooperatif ziraî yerleşim fizik planlama, E. Yalan; İsrail - Taşta in-şaatı araştırma bürosu.

— Köy planlaması ve köy işletme bi-naları; Yıldız Akarun; İ m a r ve İskân Ba-kanlığı yayınları 1962.

— Hayriye köy ve araştırma ve plan-lama çalışması; Orta Doğu Teknik Üniver-sitesi Mimarlık Fakültesi yayını.

— Vakıflı köyü; istanbul Teknik Üni-versitesi Mimarlık Fakültesi yayını.

— Türkiye'de Köye Yönelme Hareket-leri; M u z a f f e r Sançar.

— Çaykoz köyü ziraî araştırma raporu; Köy İşleti Bakanlığı Toprak ve İskân İşleri Genel Müdürlüğü Teknik İşleri Başkanlığı. — Orta Anadolu köylerinde bir aile ta-r ı m işletmesi binalata-rı; Y. Mini. Dipl. İng. Sabri Oran, istanbul Teknik Üniversitesi ya-yınları 1963.

Makaleler:

— Köy evleri proje ve yapıları için toplu rapor. M i m a r Abdullah Ziya, Arkitekt Mecmuası, sene 1935, sayı 7 - 8 , sayfa 203.

— İç kolonizasyon, M i m a r Zeki Sayâr, Arkitekt Mecmuası, sene 1936, sayı 2, say-f a 47.

— İç kolonizasyon (başka memleket-lerde), Mimar Zeki Sayâr, Arkitekt Mec-muası, sene 1936, sayı 8, sayfa 231.

— Köyler, Prof. O. Öelsner (G.S.A. ve İ.T.Ü.), Arkitekt Mecmuası, sene 1944, sayı

1 1 - 1 2 , sayfa 269.

— Köylümüzü sıhhî evlere nasıl kavuş-turacağız. M i m a r Naci Meltem, Arkitekt Mecmuası, sene 1947, sayı 1 - 2 , sayfa 35.

(7) «Köylüye kendi kendine köyün ya-kınından toplayabileceği, getirebileceği mal-zeme ile nasıl ucuz ev yapılabileceği göste-rilmelidir. Köylü devlet yardımı ile kurulan kireç ve tuğla ocaklarında malzeme yapa-bilmeli, o r m a n d a n keseceği araçla kendi evi-ni kendi kurmalıdır (2) M i m a r Abdullah Ziya, sene 1935, Arkitekt Mecmuası sayı 7 - 8, sayfa 204.

Kendi evini yapana yardım metodunda mütehassıs Mr. A. Speer işçiliğin % 80'inin köylü, % 20 sinin kalifiye işçi tarafından yapılması uygun mütalâa etmektedir. (Köy planlaması ve köy işletme binaları Y. M ü h . Yıldız Akarun, İmar ve İskân Bakanlığı ya-yınları, sene 1962, sayfa 16).

A R K İ T E K T ' i n

K o l l e k s i y o n l a r ı Ödemeli posta ile adresinize gönderilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

On the other hand, the accumulation of D-lactate maybe damage the renal by generating the reactive oxygen species, in which it was determined by cytochrome c with external 6.0

• O zaman Ankara elektrikten mah­ rumdu; salonu aydınlatmak için bü­ yük bir lâmba bile yoktu; nihayet civardaki kahvelerden birinde avize- li bir petrol

“San’ata Dair” yazısında ise, Devlet Resim ve Heykel Sergisi’ne ilgisizliği, du­ yarsızlığı ve sevgisizliği belirtir: “...Ben bile, ben ki evinde hayli zengin

Yusuf Atıl­ gan çok kitaplı bir yazar da değil, çok satan bir yazar da Ama üç yıl önce yitirdiğimiz Atılgan, daha şimdiden edebiyatımızın en seçkin

Programda ay­ rıca ünlü bas sanatçısı Aladar Pege ile Ali’nin söyleşisi ve Pege’nin bu hafta İstanbul’da verdiği konserin görüntüleri de yayımlanacak.

Bertolazzi araştırma sonuçlarının beyin değişiklikleri ile leptin ve insülin gibi hormonlar arasında bir ilişki olduğunu gösterdiğini söylüyor.. Bu obezite ve

Tarık Acar «Yarasalar ışıktan korkar.. Her ikisi de kabir­ lerinde rahat ve huzur