• Sonuç bulunamadı

Alerjik rinit ve erektil disfonksiyon riski - Ülke çapında toplum temelli bir çalışma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Alerjik rinit ve erektil disfonksiyon riski - Ülke çapında toplum temelli bir çalışma"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Alerjik rinit ve erektil disfonksiyon riski - Ülke çapında toplum temelli bir çalışma

Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ve astım başta olmak üzere kronik inflamatuar hava yolu hastalık- larının erektil disfonksiyon (ED) ile ilişkili olduğu bildiril- mektedir. Kronik inflamatuar hava yolu bozukluklarından biri olan Alerjik rinit (AR) öncelikle burun ile ilgilidir. AR’in sadece local bir hastalık değil aynı zamanda ürettiği infla- masyonun sistemik olarak da yayıldığını gösteren kanıtlar giderek artmaktadır. Buna ek olarak, AR’te de görülen lö- kotrien, imünoglobulin E (IgE) ve mast hücreleri gibi infla- matuar mediatörler ve hücrelerin ED oluşumu için uygun olan ateroskleroz sürecinde rol aldığı bildirilmiştir. AR’li hastaların seksüel aktivitelerinin araştırıldığı iki çalışma olup bu çalışmalar örneklem büyüklüğünün küçük olması, kontrol grubunun olmaması, eşlik eden hastalıklar ve ilaç- lar hakkında bilgi eksikliği nedeniyle eleştirilmiş ve AR ile ED arasındaki ilişkiyi göstermede zayıf kalmışlardır. Bu ça- lışma da AR’in ED gelişiminde rol oynayabileceği hipotezi kurulmuştur ve AR ile ED arasındaki ilişkinin araştırılması için ülke genelinde toplum temelli bir çalışma yapılmıştır.

Çalışma 1 Ocak 2000 - 31 Aralık 2008 tarihleri ara- sında 18-55 yaş arası yeni AR tanısı almış 64.059 erkek hasta ve AR tanısı olmayan (kontrol grubu) 64.059 kişi olmak üzere toplam 128.118 kişiyle yapılmıştır. Deney grubu ve kontrol grubu arasında yaş, eşlik eden hastalıklar ve ilaç kullanımı açısından fark bulunmamıştır. 2000 yılın- dan önce AR öyküsü olanlar çalışmaya alınmamıştır. Hem deney hem kontrol grubunda çalışma öncesi ED olanlar, çalışma öncesi ve süresince spinal kord yaralanması veya kanser hastalığı geçirenler çalışma dışı bırakılmıştır. Çalış- Su VY, Liu CJ, Lan MY, Chen YM, Su KC, Lee YC, Chen TJ, Chou KT.

Allergy. 2013 Apr; 68(4): 440-5.

ma öncesi hem AR’i olan grup hem de kontrol grubu ED gelişimine neden olan risk faktörleri açısından değerlen- dirilmiştir. Her iki grup da hipertansiyon, diyabet, koroner arter hastalığı aritmi, astım, KOAH, kronik böbrek hastalığı, iskemik inme ve hiperlipidemi gibi hastalıkların varlığı, an- jiyotensin-converting enzim (ACE) inhibitörleri, beta-adre- nerjik blokerler ve statin kullanımı açısından incelenmiştir.

Üroloji kliniğine gitme sıklığı ED’nin tanılanma oranını art- tırdığı için değerlendirme kapsamına alınmıştır.

Deney ve kontrol grubu yaş ortalamaları 34.25 ±10.62 yıldır. AR grubunun üroloğa gitme sıklığı AR olmayanla- ra anlamlı düzeyde daha fazla bulunmuştur. Ortalama 5.82±2.55 yıl takip edilen olgulardan AR grubunda kont- rol grubuna göre ED daha fazla görülmüş ve gelecekte de AR olanların ED açısında daha fazla risk taşıdığı saptan- mıştır. Çalışmada çok değişkenli analiz sonucunda AR ile ED gelişimi ilişkili bulunmuştur. AR’in ED gelişimini 2.37 kat arttırdığı belirlenmiştir. AR için kliniğe gidilme sayısı ile ED gelişme riskinin arttığı görülmüştür. Dört haftadan daha uzun süre ilaç tedavisine ihtiyacı olan AR’li hastalar- da risk daha yüksek bulunmuştur.

Sonuç olarak AR, ED gelişimi için potansiyel bir risk fak- törü olabilir ve bu risk AR şiddetiyle doğru orantılı olarak artış gösterebilir.

Çeviri

Yrd. Doç. Dr. Havva Sert, Doç. Dr. Dilek Aygin Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu

Güncel Makale Özeti

ERKEK CİNSEL SAĞLIĞI

28

Referanslar

Benzer Belgeler

ve ark.nın yaptığı, bilate- ral kaverozal sinir hasarı sonrası Icariin ile tedavi edilen sıçanlarda erektil fonksiyonların ve kavernozal doku de- ğişikliklerinin kontrol

Bu çalışmada her ne kadar komorbit grupların seksüel dis- fonksiyon olgularında daha fazla olduğu görülse de uyku bozukluğunun ED’de bağımsız prediktif faktör olduğu

Hasta partneriyle beraber ilk değerlendirmeden geç- tikten sonra cinsel terapiye alınmakta ve haftada bir cinsel terapi uygulanarak iyileşmeleri ortalama 1–4 ay sürmek- tedir

Daha önce ya- pılan çalışmalarda alerjik rinit, astım ya da kronik obstrük- tif akciğer hastalığı gibi alt solunum sistemi hastalıklarının erektil disfonksiyon

Erectile dysfunction as a predic- tor of cardiovascular events and death in diabetic patients with angio- graphically proven asymptomatic coronary artery disease: a potential

Vit D eksikliği olanlar ve olmayanlar iki gruba ayrıldığında bu iki grup arasında anlamlı klinik ve metabolik fark izlenmedi.. ED şikayetinin ciddiliği ile vit D

Talbot ve arkadaşları (11) 60 epilepsi be 60 kontrol grubunu içeren çalışmalarında, erkek epileptik hasta ve kontrol grubu arasında total testosteron, serbest testosteron ve

Sunulan bu çalışmada cinsel işlev bozukluğu olan ve olmayan olgulardaki serum folik asit düzeyleri ile bunun seks hormonları, homosistein konsantrasyonları,