• Sonuç bulunamadı

Uyku bozukluğu olan hastalar arasında artmış erektil disfonksiyon riski: Toplum tabanlı ulusal çalışma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Uyku bozukluğu olan hastalar arasında artmış erektil disfonksiyon riski: Toplum tabanlı ulusal çalışma"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Uyku bozukluğu olan hastalar arasında artmış erektil disfonksiyon riski: Toplum tabanlı ulusal çalışma

Dünyada milyonlarca erkeği etkileyen erektil disfonksi- yon (ED) seksüel aktivite sırasında ereksiyonu sağlayama- ma ya da sürdürememe olarak adlandırılmaktadır. Erektil disfonksiyonun prevalansı yaşla birlikte artmakta 40 yaş üstü %40 ve 70 yaş civarı %70 oranlarında görülmektedir.

Uyku bozukluğu, uykuya geçmede ya da uykuyu sürdür- mede zorluk, değişken zamanlarda uykuya dalma ya da oldukça fazla uyuma olarak tanımlanmaktadır. Uyku bo- zuklukları psikiyatrik bozukluklar, dolaşım sistemi hastalık- ları ve gastrointestinal sistem hastalıkları ile ilişkilidir. Yakın zamanda yapılan çalışmalar uyku bozukluklarının kardiyo- vasküler hastalıklar ve serebrovasküler hastalıklar açısın- dan predispozan risk faktörü olduğunu göstermektedir.

Kronik stabil koroner arter hastalığı olan olguların büyük bir kısmının ED’ye sahip olduğu görülmektedir. Buna göre, ED kalp hastalıkları için prediktif olarak kabul edilmektedir.

Buna karşın uyku bozuklukları ile ED arasındaki ilişki tam olarak açık değildir. Sunulan bu çalışmada 2002-2008 yıl- ları arasında 34548 yeni tanı alan uyku bozukluğu olgusu incelenmiştir. Bu olgular uyku bozukluğu olmayan toplam 138192 olgu ile karşılaştırılmıştır. Çalışmada değerlendi- rilen olgular 2010 yılına kadar izlenmiştir. Sonuçta, uyku bozuklukları olanlarda uyku bozuklukları olmayanlara göre 2.11 kat daha fazla ED saptanmıştır. ED insidansının yaşla birlikte arttığı ve bu durumun uyku bozukluğu olan grupta daha fazla olduğu saptanmıştır. Çalışmada ortalama yaş Lin HH, Ho FM, Chen YF, et al.

Int J Clin Pract. 2015 Feb 24

48.9±15.8 yıl olarak saptanmıştır. Uyku bozuklukları ileri yaşlarda yaygın olup Tayvan’da yaklaşık %25 olarak bildiril- miştir. Uyku bozukluklarının ED ile olan ilişkisi açık değildir.

Vasküler nedenler ED’nin olasılıkla en sık nedenleridir. Ya- kın zamanda yapılan çalışmalar uyku bozukluğunun infla- masyon ve artan inflamasyon mediatörleri artışına neden olduğunu göstermektedir. İnflamasyon sadece endotelyal disfonksiyona neden olmaz aynı zamanda arterlerde ate- rosklerotik plakların birikmesine neden olmaktadır. Ate- rosklerozun da ED’ye yol açtığı bilinmektedir. Çalışmalarda uykusuzluğun hipertansiyon riskini arttırdığı gösterilmiştir.

Benzer şekilde, ateroskleroza neden olduğu da gösteril- miştir. Testosteron seviyelerinin uykuda ya da öğleden sonra düşük seviyede olduğu bilinmektedir. Uyku zamanı hipofizer aksın çalışması ve hormon balansında önemlidir.

Bu çalışmada her ne kadar komorbit grupların seksüel dis- fonksiyon olgularında daha fazla olduğu görülse de uyku bozukluğunun ED’de bağımsız prediktif faktör olduğu or- taya konulmuştur. Bu çalışmada vücut kitle indeksi, fiziksel aktivite sosyoekonomik durum, alkol tüketimi ve ilaç kul- lanım öyküleri ile testosteron gibi hormonal incelemelerin olmaması eksiklikler olarak görülmektedir.

Çeviri

Prof. Dr. Fikret Erdemir

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji AD

ERKEK CİNSEL SAĞLIĞI

Androloji Bülteni 2016; 18(65): 108

Güncel Makale Özeti

108

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak çocuk uyku alışkanlıkları anketi toplam puanı 41 ve üzerinde alanlar şeklinde değerlendirildiğinde sağlıklı annelerin çocuklarında daha yüksek oranda

Daha önce ya- pılan çalışmalarda alerjik rinit, astım ya da kronik obstrük- tif akciğer hastalığı gibi alt solunum sistemi hastalıklarının erektil disfonksiyon

Bu çalışmada hastaların %79’unda uyku bozukluğu saptanmıştır, ortalama PSQI skoru seksüel disfonksiyonu olan kadınlarda, olmayanlara göre anlamlı olarak yüksek

Erectile dysfunction as a predic- tor of cardiovascular events and death in diabetic patients with angio- graphically proven asymptomatic coronary artery disease: a potential

Dört haftadan daha uzun süre ilaç tedavisine ihtiyacı olan AR’li hastalar- da risk daha yüksek bulunmuştur.. Sonuç olarak AR, ED gelişimi için potansiyel bir risk fak-

Ek olarak orgazmik disfonk- siyonun eğitim düzeyi ve ırk (Çinlilerin Malezyaylılardan daha düşük risk altında olduğu) ile istatistik anlamlı olarak ilişkili olduğu

Bu çalışmada ED’nin şiddeti ve CP arasındaki ilişki ve klinik periodontal parametrelerle ED’nin korelas- yonu araştırılmıştır.. Klinik çalışma tek-kör,

Sonuç olarak; Epilepsi ve erektil disfonksiyon arasında daha önce de bilinen yakın ilişkinin sayı olarak istatistik biliminin kabul edebileceği sayılar ile ilk defa ulusal, top-