• Sonuç bulunamadı

Genetik bilimi, klasik genetik, moleküler genetik ve populasyon genetiği olmak üzere üç alt bilim dalına ayrılarak incelenmektedir.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Genetik bilimi, klasik genetik, moleküler genetik ve populasyon genetiği olmak üzere üç alt bilim dalına ayrılarak incelenmektedir."

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Genetik bilimi, klasik genetik, moleküler genetik ve populasyon genetiği olmak üzere üç alt bilim dalına ayrılarak incelenmektedir.

Klasik genetik, organizmaların genetik yapıları ve bunların gelecek kuşaklara aktarılması mekanizmalarını bireysel düzeyde inceler.

Moleküler genetik kalıtsal maddeyi moleküler

düzeyde inceler ve bu maddenin hücre

içerisindeki biyokimyasal davranışları sonucunda

fenotipi nasıl etkilediğini ortaya koyar.

(3)

Populasyon genetiği ise, genetik olayları birey düzeyinde değil bu bireylerin oluşturdukları topluluklar yani populasyonlar düzeyinde ele alır.

Populasyon genetiği bir grubu oluşturan

bireylerdeki genetik çeşitliliği yani bir

populasyonun genetik yapısını inceleyerek

bu yapının çeşitli coğrafik bölgelerde zaman

içerisinde nasıl bir değişim gösterdiğini

saptamaya çalışmaktadır.

(4)

Populasyon, belli bir coğrafik bölgede yaşayan aynı türe ait bireylerin oluşturduğu topluluktur.

Bir populasyondaki birey sayısı oldukça değişiktir ve bu bireylerin genetik kombinasyonları da birbirinden oldukça farklıdır.

Populasyon aynı türe ait bireylerden oluştuğundan buradaki bireyler birbiri ile çiftleşebilmekte ve meydana gelen yavrular da doğurgan olmaktadırlar.

Bir populasyondaki tüm bireylerin birbiri ile

çiftleşme şansı seçimle değil rastgeledir.

(5)

Böylece populasyondaki genetik yapı belli kurallara göre dölden döle aktarılabilmektedir.

Bir populasyondaki tüm bireylerin sahip oldukları genlerin toplamına o populasyonun Gen Havuzu adı verilmektedir.

Eğer bir populasyonun gen havuzu

yani gen frekansları birçok nesil

boyunca değişmez ise bu populasyon

kararlı bir populasyondur.

(6)

Kararlı yada dengeli populasyonda;

populasyon yeterince büyüktür.

Çiftleşme ve döllenme olayları rastgeledir, yani yapay bir çaprazlama yoktur.

Başka populasyondan gen aktarımı yoktur.

Mutasyonlar ve kromozomal değişimler

meydana gelmez ve herhangi bir genin

yararına seçilim olmaz.

(7)

Böyle populasyonlara Mendel populasyonu da denilmektedir.

Eşeysiz çoğalan canlı grupları

Mendel populasyonu kapsamına

girmez. Çünkü bu durumda

meydana gelen döllerin tümü

klon tipinde olup, genetik

yapıları birbirinin aynıdır.

(8)

Hardy ve Weinberg adı bilim adamlarına göre eğer bir populasyondaki dominant veya resesif genlerin frekansına etki edecek bir faktör yoksa, yani populasyon dengede ise bu allel genlerden her birinin ve genotiplerin nisbi frekansları dölden döle sabit kalacaktır.

Yani eğer bir populasyondaki dominant genin (A) frekansı p, resesif genin (a) frekansı q ise;

AA genotipinin frekansı p

2

, aa genotipinin frekansı q

2

ve

Aa genotipinin frekansı 2pq daima sabit olacaktır.

Bu genotipik frekansların toplamı (p

2

+2pq+q

2

) ise

daima 1’e eşittir.

(9)

Aynı şekilde populasyondaki genlerin frekanslarının toplamı da yine 1’e eşit olup, bu eşitliğe Hardy-Weinberg eşitliği denir ve p+q=1 şeklinde ifade edilir.

Bu nedenle Hardy-Weinberg eşitliği hem bir

allel gen çiftindeki her bir genin hem de bir

populasyondaki homozigot ve heterozigot

genotiplerin frekanslarını hesaplamak için

kullanılır.

(10)

Genotipik Frekanslar:

Frekans bir bütün içerisinde belli bir özelliğe sahip olanların yüzde cinsinden miktarıdır ve bu değer daima 0 ila 1 arasında değişim gösterir.

Eğer bir sınıftaki 100 öğrenciden 15’inin

gözleri mavi ise gözleri mavi olanların

frekansı 15/100=0.15’tir.

(11)

Örneğin insanlardaki M-N kan gruplarını ele alalım.

Nüfusu 210 olan köyde yapılan incelemede, 119 kişinin M, 76 kişinin MN ve 15 kişinin de N kan grubuna sahip olduğu saptanmıştır.

Burada populasyonda mevcut olan 3 farklı

genotip ve üç farklı fenotipin ortaya

çıkmasına neden olmuştur ve buna göre

genotipik frekanslar şöyledir:

(12)

f(MM)= 119/210 = 0.567

f(MN)= 76/210 = 0.362

f(NN)= 15/210 = 0.071

Toplam = 1.000

O halde bu populasyonda MM bireyleri % 56.7, MN bireyleri %36.2 ve NN bireyleri

%7.1 nisbi frekansında bulunmaktadır.

(13)

Gen Frekansları:

Bir populasyonun genetik bileşimi yani gen havuzu, onu oluşturan genlerin frekanslarının toplamı ile belirlenir. Bir lokusa ait farklı allel genlerin, gen havuzu içerisinde bulunma oranlarına da gen frekansı denir.

Gen frekansları 3 farklı şekilde

hesaplanır. Burada ya bir lokus

tarafından meydana getirilen farklı

fenotiplerin miktarlarından, ya

genotipik frekanslardan ya da

populasyonda bulunan homozigot

resesif genlerin fenotipini gösteren

bireylerin frekansından yararlanılır.

(14)
(15)

Gen frekanslarının hesaplanmasında kullanılan üçüncü yöntemde ise, homozigot resesif genotipe sahip birey frekansının kare kökü alınarak, önce resesif genin frekansı olan q değeri hesaplanır.

Çünkü bilindiği gibi, aa genotipine sahip

birey sayısı q

2

’ye eşittir. Buradan elde edilen

q değeri daha sonra p+q=1 Hardy-Weinberg

eşitliğinde yerine konularak p değeri elde

edilir.

(16)

Farklı kalıtım mekanizmalarında rol oynayan farklı genlerin frekanslarının hesaplanmasında bu yöntemlerden yalnız birinden veya aynı anda birkaçından birlikte yararlanılabilmektedir.

Örnek: Bir toplumda mavi gözlülerin (aa) oranı

%36 ise;

A ve a geninin frekansı nedir?

Heterozigotların oranı nedir?

Çözüm:

a) q

2

(aa)= %36= 0.36 (a)=q= √0.36= 0.6

p(A) = 1-q= 1-0.6= 0.4

Heterozigotlar: 2pq= 2x 0.4x 0.6= 0.48.

48/100’dür.

(17)

Bir Populasyondaki Gen Frekansları Değişimini Etkileyen Faktörler

Bir populasyonun dengede kalabilmesi, ancak o populasyonun yeterince büyük olması, mutasyon, seleksiyon ve göç olaylarının meydana gelmemesi ve bu populasyondaki çiftleşmelerin rastgele olması gibi koşullara bağlıdır.

Bu nedenle belirtilen koşullardan birinin ya da bir

kaçının gerçekleşmemesi durumunda

populasyonda denge bozulur, genetik yapı

değişir, populasyon evrim geçirir ve sonuçta yeni

türler ortaya çıkar.

(18)

Bir populasyonda gen frekanslarının değişimini etkileyen faktörler şunlardır:

Mutasyon: DNA’da yani kalıtım materyalinde meydana gelen değişiklerdir.

Genetik Sürüklenme (Genetik drift): Bir populasyondaki bir veya birkaç özelliğin tamamen şansa bağlı olarak değişmesi olayıdır.

(19)

Göç (Gen akışı): Populasyonların

bir çoğu tam izole

edilemediğinden aynı türün diğer populasyonları ile aralarında gen alışverişinin olması kaçınılmazdır.

Bir populasyona göç ile katılan

yeni bireyler, bu populasyonun

gen havuzuna yeni allelerin

katılmasını sağlarlar ve sonuçta

gen frekansının değişimine neden

olurlar. Bu nedenle göç, Hardy-

Weinberg eşitliğinin bozulmasına

ve dolayısıyla evrime yol açar. Bu

olaya gen akışı da denir.

(20)

Doğal seleksiyon (Doğal Ayıklama): Mutasyon,

genetik sürüklenme ve göç, populasyondaki gen

frekanslarını değiştirerek evrime katkıda

bulunmaktadır.

(21)

Adaptasyon, gen frekanslarında

meydana gelen değişimlerle ortama daha iyi uyum sağlama yeteneğinin kazanılmasıdır.

Adaptasyon, bir

populasyondaki gen

frekansları değişimine

bağlı olarak, doğal

seleksiyon sonucunda

ortaya çıkar.

(22)

Yapay Seleksiyon (Yapay ayıklama:

ıslah):

Arzu edilen bazı özelliklere sahip bireyler

çaprazlanarak arzu edilen kombinasyonlar

elde edilir. Buradaki seleksiyon yapaydır ve

doğal seleksiyonda olduğu gibi ortam

koşullarına uyum gösterenlerin yerine

insanların isteklerine uygun olanların devam

etmesi sağlanır. Arzu edilmeyen özelliklere

sahip olan kombinasyonlar da üremelerine

engel olunarak ortadan kaldırılırlar.

Referanslar

Benzer Belgeler

Daha sonra, 3 kolza, 1 şeker pancarı, 1 patates ve 22 mısır çeşidinin yem amaçlı olarak kullanılmasına resmen izin verilmiştir. • Biyogüvenlik Kurulu web sayfası

Kanser ve kök hücre araştırmaları, farmakoloji (ilaç geliştirme), biyomühendislik, enzim ve gen mühendisliği, adli tıp ve kriminal araştırmalar, endüstriyel

Ancak Neolitik dönemde özellikle bitkilerin ve hayvanların evcilleştirilmesi süreci de insanların genetik çalışmalarının başlangıcı olarak düşünülebilir... 

Buna göre çiftleşmenin tesadüfe bağlı olduğu (gen havuzundaki gametler birbirlerini rastgele seçer) büyük (gen havuzundaki gametler birbirlerini rastgele seçer)

Clark ve Rockefeller in ortak oldukları m iite- vazi rafineri Samuel And­ rews adlı b ir İngiliz ta ­ rafından kurulmuştu.And- rews bir ton ham petrol - den,başka

Bu çalışmada, gözde bulunan ganglion hücrelerin fotoreseptör gibi çalışmasını sağlayabilen bir fotoanahtar görevi gören DENAQ isimli yeni bir kimyasal madde

Bu teknik kullanılarak yapılan çalışmalarda; Echinococcus cinsi içerisinde bulunan farklı suşların bu teknikle rahatlıkla belirlenebileceği (17), Arjantin’de

Yapılan meta- faz FISH çalışmasında bu klasik sitogenetik yaklaşımın kompleks karyotipin belirlediği ano- malileri gösterdikleri gibi ek anomalilerde orta- ya koydular ve