• Sonuç bulunamadı

De NOVO Analiz Modeli

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "De NOVO Analiz Modeli "

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

FABAD Farın. Bil. Der.

6, 94 - 100, 1981

F ı!.BAD J. Pharm. Sci.

6, 94 -100, 1931

Farmasötik Kimya'da Yapı - Etki

İliskileri , - 111.

De NOVO Analiz Modeli

Tuncel ÖZDEN(*) Ningur NOYANALPANC*J Seçkin ÖZDEN(*)

Özet : Bu metinde De NOVO analiz modeli kısaca tanımlanmış­

tır. Tümüyle matematiksel olan bu modelin oluşturulmasında sadece

ınoleküler parçaların ve grupların farmakolojik aktiviteye katılımla­

rından yararlanılır; fizikokimyasal özelliklerin saptanmasına gerek du- yulmaz. Bu metinde, modelin, yalnız teorisi ve yapılan uygulamalar~

dan örnekler verilmiştir.

STRUCTURE - ACTIVITY RELATIONSHIPS IN PHARMACEUTICAL CHEMISTRY - HI. DE NOVO ANALYSIS MODEL

Summary : In this text De NOVO analysis model has been desc.ri- bed briefly. This model is purely ınathematical requiring no physico- chemical property determinations c omprising only by the contributional of molecular segments and groups to the pharmacological avtivity. In this text only the theory and applications have been given.

TEORİ VE AÇIKLAMA rik temelleri, açıklanması ve işle­

yiş tarzı sunulacaktır.

Yapı - etki ilişkilerinin temel- leri, bu tür çalışmalara neden ge- rek duyulduğu ve uygulanan yön- temlerden bazılarının örnekleri geç~

ıniş yazılarımızda verilmişti (1, 2).

Bu metinde, söz konusu örneklerden

yalnız birisi ele alınıp bunun teo-

İlk kez FREE ve WILSON ta-

rafından ortaya atılan De NOVO 8.naliz modeli diğerlerine göre bir- çok değişik kavramlar içermekte- dir (3). Diğer parametrelere (4) oranla bu tür çalışmada, molekü-

(*) A.ü. Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Kimya Kürsüsü, Tandoğan,

Ankara.

(2)

!ün her hangi bir fizikokimyasal

özelliği ele alınmamaktadır. Buna

karşın, farmakolojik etki ile mo- lekülü oluşturan çeşitli sübstitüent- ler arasında matematiksel bir iliş­

ki kurulmaktadır. FREE ve WIL- SON'a göre bir molekülü oluşturan parçaların her birisi farmakolojik aktivite üzerine katılımlı olarak et- ki eder. Bu katılımın değeri { +) ve- ya (-) olabilir. Böylece tüm peri- ferik grupların etkilerinin toplamı

ana çekirdeğ.in etkisi üzerine ek-

lendiğinde, toplam etki ortaya çık­

maktadır. Görüldüğü gibi, bu tür

çalışmada önce periferik grupların

ve ana çekirdeğin kısmi etkisinin

hesaplanması gerekir. Daha sonra bu hesaplamalara göre farmakolo- jik aktivite yönünden en uygun

yapının sentezine gerek kalmadan

kağıt üzerinde yapılan çalışmalarla

ortaya konulması mümkündür. Bu~

nun ise, çok büyük kolaylık ve mad- di kazanç sağlayacağı açıktır.

Bu modelin uygulanması için, elde bir ipucunun bulunması ge- rekir. Hiç bilinmeyen bir aktivite gösteren ve yine hiç bilinmeyen bir molekül için bu hesaplamaları

yapmak mümkün değildir. Mutla- ka, genel bir yapının bilinmesi ve bu yapının da farmakolojik etkile- rine değin bazı bilgilerin elde ol-

ması gerekir. Yöntem, ancak bu durumda en etkili bileşiği hesapla- maya ve ortaya koymaya yarar.

Bazı kısıtlamalar olsa bile yönte- min son derece önemli sonuçlar

verdiği ortadadu·. Değiştirilebilecek

konum sayısı 3 olan organik bir molekülde her konumda 3 grup de-

ğiştirildiğinde 27; 4 konumda 4'er grup değiştirildiğinde ise 256 bile-

şik hazırlamak mümkündür. Ancak, söz konusu bileşiklerin tümünün sentezi ve farmakolojik olarak et- kilerinin denenmesi büyük zaman

kaybına ve masraflara sebep olur.

İşte böyle bir durumda, De NOVO

analiz modeli başarı ile kullanıla­

bilir. Sentez edilmesi gereken bu

kabarık sayıdaki bileşiklerden sa- dece belirli miktarının sentezlenme- si analiz için yeterlidir. Ancak, sen- tez edilen bileşiklerin sayısının da- ha geniş tutulmasında mutlaka yarar vardır.

Yukarıda da açıklandığı gibi De NOVO anallz modelinin daya-

nağı şudur : Seri içinde bir mole- külden diğerlerine doğru değişen

etki bir sabite üzerine sübstitüent- lerin katılımlarının eklenmesiyle hesaplanabilmelidir. Böylece, A ve B sübstitüentlerini (örneğin Cl ve CH3 ) taşıyan ve ilgili sübstitüent- lerin etkiye oJan katılımları S{A)

ve S(B) olan bjr molekül için göz- lenen veya toplaın aktivite, matew

nıatiksel olarak şu denklemle gös- terilebilir :

Aktivite

=

SIA) + SIB) + µ Bu denklemde µ, molekülün de-

ğişmeyen parçasına özgü bir sabite- dir. Yapılacak işlem sübstitüentle- rin aktiviteye olan katılımlarının sayısal değerini bulmaktır. Aktivi- te olarak Etki Süresi, ED50 , LD"0 veya METD (Terapötik Etkili Mi- nimum Doz) alınabilir.

Aşağıda gösterilen şekilde 4 molekülü varsayalım :

x

00 N N

X=A1veA2 Y=B1veB2

y

(3)

Bu molekülde, naftiridin kısmı

an~ yapıyı oluşturur. A1 ve A2 X, B1 ve B2 sübstitüentleri ise Y po- zisyonunda bulunmaktadır. Bu du- rumda, sübstitüentlerin değişmesiy­

le oluşan 4 analog için, biyolojik etki,

B,

şu şekilde gösterilebilir

~1 = SIA1 ) + S(B1 ) + µ

~2 = SIA1) + S(B2) + µ

~3 = S(A2 ) + SIB1 ) + µ

~4 = S(A2 ) + SIB2 ) + µ Denklemlerde SIA1 ), S(A2), S(B1) ve S(B2) söz konusu sübsti- tüentlerin toplam aktiviteye katı­

l1mlarının matematiksel değerleri­

dir. u ise, ana çekirdeğin yani sübs- titüe edilmemiş molekülün etkiye

katılımıdır (verilen örnekte naftiri- din). FREE ve WILSON her ko- numdaki sübstitüentlerin net ka-

tılımının simetri denklemine uyma-

sı gerektiğini ve buna göre, veri- len örnekteki aktivite denklemle- rinde her konumdaki sübstitüent- lerin aktiviteye katılımlarının sı­

fıra eşit olduğunu açıklamışlardır (3). Örnek için, simetri denklem~

leri şu şekilde yazılabilir : 2 SIA1 ) + 2 SIA2) = O 2 SIB1 ) + 2 S(B2) O

Böyle~e elde edilen simetri denklemleri biraz ihtiyari gibi gö- rünüyorsa da modelin uygulan-

masında yani aktivite denklemleri- nin çözümlenmesinde büyük rol

oynamaktadır. örnekte, sübstitüent- lerin aktiviteye katılım değerleri­

nin bulunması için bu denklemler matematiksel olarak çözülür. Bu çözümleme için de biyolojik deney nominal değerlerle açıklanmış ve biyolojik aktivitelerin değerlerinin bulunuşunda hata yapılmamış ol-

malıdır. Ancak, pratikte sadece bir

ortalamanın (bazen çok kaba ola- rak) bulunmasını gerektirir ve de- neysel işlemlerde aktivite indeksi-

nin kendisinde hatalar bulunabilir.

önemli olan sadece istatistiksel bir

yaklaşım yapmaktır. Bunun için, verilen bir konumda her sübstitü- entin bir kereden fazla (en az iki)

bulunması gerekir ve böylece akti- vite katılımı belirli bir emniyet sı­

nırı içinde bulunur.

De NOVO analiz modelinin ba- sit bir analizde duyarlılık düzeyi o/o 75 - 98 arasında değişmektedir.

Bu, genellikle ilgili molekül seri- sindeki belirli sübstitüentin kulla-

nılış sayısına bağlıdır. Ayrıca, daha önce de belirtildiği gibi yapılan deneysel biyolojik j.5lemlerin du-

yarlılığı da neticeyi etkilemekte- dir.

De NOVO modelinin deneysel

bulguları hakikaten açıklayabildiği düşünülürse, denenmeyen analogla-

rın sübstitüentlerinin katılımları bilindiğinde toplam biyolojik akti- vite bulunabilir. örneğin, aşağıda

gösterilen molekül üzerinde, her konumda 3 sübstitüent değiştiril­

diğinde,

A

00 N N

A = Av A2 ve A3

B = B1, B2 ve B3 C = C1, C2 ve C3

B

3 X 3 X 3 = 27 analog elde edilebi- lir. De NOVO analizini uygulamak için 27 analogun tamamını sentez~

lemek ve tamamının biyolojik de- neyini uygulamak gerekli değildir.

Daha önce verilen bilgilere göre her sübstitüentin en az iki kez kul-

(4)

r

!anılma zorunluluğu vardır. Bu da·

rumda, bu örnek için 7 molekül kul-

lanılabilir. Bu moleküller, şu sübs-

titüentıeri taşımalıdır :

Aı Bı Cı Aı Bı C2 A2 B2 A2 B2 C2 A3 B.1 A3 B3 B2 C3

Yukarıda verilen moleküller için 3 adet simetri denklemi ile birlikte şu aktivite denklemleri ya-

zılabilir :

S(Aı) + S(Bı)

+

S(Cı)

+

µ

=

S(A1 )

+

S!B1)

+

S(C2) + µ

= Bz

SIA2) + S(B2)

+

SICı)

+

µ

=

B3

S(A2)

+

S!B2l

+

S(C2) + µ

=

B4

S!A:ı> + S(B3)

+

S(C1 )

+

µ

= Bs

SIA3)

+

S (B3) + S!C1 )

+

µ

=

Bs

S(Aı)

+

S!B2) + S(C3)

+

µ

= B1

3 S!A1 )

+

2 S(A2)

+

2 S(A3)

=

O

2 S(B1) + 3 S!B2)

+

2 S(B3)

=

O

3 S(C1 )

+

2 S(C2 )

+

2 S(C3)

=

O

Aı Bı A2 B2 ~ A3 B3 Cı A3 A2 B3 A2 A3 B2 A3

Bu türevler için simetri denk- lemleriyle birlikte 18 adet denklem kurulabilir. Buna karşılık 10 bilin·

meyen mevcuttur. İlk bakışta, çö- zümleme kolayca yapılabilir gö- rünmekte ise de mümkün değildir

zira A1 ve B1 sübstitüentleri de·

neyde kullanılan moleküllerin tü- münde birlikte bulunmaktadır. Bu durumda, A1 ve B1 sübstitüentıeri­

nin aktiviteye katılım değerleri bir- birinden ayırılamaz ve ayrı ayrı

B2 B3 B3 B2

Verilen denklemlere bakıldığın.

da 10 bilinmeyenli 10 adet denklem

oluşturulduğu görülmektedir. Bu durumda, denklemlerin çözümü ma·

tematiksel olarak yapılabilir ve molekülün ana parçasının ve her 5übstitüentin aktiviteye katılım de·

ğerleri bulunabilir. Daha sonra bu- lunan değerler diğer 20 analog için

~erlerine konularak her birinin bi- yolojik aktivite değerleri hesapla- nabilir ve bu a_rada en etkili ola·

bulunabilir.

Bir molekülde değiştirilebilecek

konum ve sübstitüent sayısı arttık­

ça sentez edilmesi gereken türev sa-

yısı da büyümektedir. Bu sayı art-

tıkça De NOVO analiz yöntemi da- ha yararlı hale gelmektedir.

Modelin etkili olarak kullanıl­

masında ve başarı alınmasında en önemli nokta denenecek türevlerin seçilmesidir. örneğin, aşağıda ve- rilen analoglar kullanılarak işlem yapıldığında ıs ayrı molekül kul-

lanılmasına rağmen yöntemin uy-

gulanması olanaksızdır.

C2 C3 C2 A2 C3 C2 A3 B3 C3 C2 A2 B3 C3 C2 A3 B2 ·c3

bulunamaz. Cebirsel olarak bilin- meyenler kadar müstakil denklem

kurulmasına olanak yoktur.

De NOVO ANALİZ MODELİ UYGULAMALARI

1964 yılında FREE ve WILSON'- un matematiksel ekleme yöntemi

açıklandıktan sonra literatürde çe-

şitli uygulamalarına rastlanmıştır.

FREE ve WILSON, 1964 yılında yap-

(5)

tıklari çalışmada, modeli, tetrasiklin ve indanamin türevlerine ayrı ayrı

uyguİamıştır (3). Tetrasiklin türev- lerinde, molekülün A halkası üze- rinde 3 konumda değişiklik yapıla­

rak 3X3X2=18 bileşik ele alınmış­

tır. Model, bu bileşiklerden 10 adeti

alınarak uygulanmış ve 18 bileşiğin

biyolojik aktiviteleri .hesaplanmıştır.

rieiıeyde duyarlılık % 90 bulunmuş­

tu"r. Yine aynı çalışmada, model analjezik etkili indanamin türevle- rine de uygulanmış ve molekÜiün 5 konumunda değişiklik yapıla_rak

2 X 3 X 3 X 2 X 2

=

72 bileşik incelen-

miştir. Biyolojik aktivite· olarak LD50 ve ED50 kullanılmıştır. 29 bi-

leşikten hareketle hesaplar yapıl­

mış ve bulunan LD50 ve ED50 de-

ğerleri diğer bileşikler için de göste-

rilmiştir. Deneyde duyarlılık % 81

bulunmuştur.

. _ 1965 yılında PURCELL, modeli 12 adet alkil sübstitüe butirilkoli- nesteraz inhibitörü bileşiğin kore- lasyonunda kullanmış ve yaptığı

hesaplarla 26 adet benzer bileşiğin

hiyolojik aktivitesini ortaya koy-

ıİıuŞtur (5). Hesaplar sonunda, 1 - de.

sil'~ 3 - (N - etd -N -karbamoil) plpe- rid_in hidrobromür'ün !50 değerini

C %· 50 inhibisyori sağlayan bileşiğin

molaritesi) 0.78Xl0-'5 M olarak açlklanmıştır. Deneysel olarak bu- ı\ınan değer ise 1969 yılından son- ra çeşitli kitaplara girmiştir. Deney- sel olarak bulunan değer 0.98

< ±0.003) x 10-5 M dır. Görüldüğü

gibi iki değer birbirine çok yakın­

dır. Bu, De NOVO modeli kullanı­

larak biyolojik aktivitenin önce- den bulunması ile ilgili ilk başarı olmuştur.

SMITHFIELD ve PURCELL, modeli 12 adet piperidin sülfamil- karbazid türevi bileşiğinin hipogli- semik aktivitesi üzerinde, 1967 yı­

lında yapmış olduğu çalışmad·a kuİ-·

lanmış ve analiz soıü.ıı'ıa'a f2 an1:ı.-

loğun akt.ivitesini daha bilesfkİeri sentezlemeden bulmuştur (6) :.

He-

. saplama ve deney sonucu bulunan

biyolojik cevaplar nicel olarak . uy-

muştur.

PURCELL ve CLAYTON, 1968

yılında yaptıklah çalışmada, yön- temi antitümör etkili asetilenik karbamatlara uyg~lamış ve yapı

üzerinde 4 konu.md'aki silbstitüent- leri değiştirmişqr C1), Biyolojik aK- tivite olarak, bileşiklerin Tümör Cl498. ve X5563'e' etkili tümöt inhi- bisyon ve tedavi gücü değerleri. alın_.

mıştır. Model, 85 adet asetilenik kar~

bamat türevine uygulanmış ve bi.

leşiklerden bir kısmının sentezlen- meden, diğer bileşiklerd·en daha et- kili olduğunu ortaya koymuştur.

1969 yılında, BAN ve FUJITA, modeli sempatomimetik aminlerin norepinefrin -uptake inhibisyonuna

uygulamış ve sentez edilmeyen çe-

şitli türevlerin biyolojik aktivitı;­

değerlerini hesaplamıştır· (8).

197Ô yılınd·a, HUDSON, BASS ve PURCELL, klorokin tü'revlerinin Plasmod'ium gallinaceuni'a karşı Terapötik Etkili Minimum Dozunun

(METD) korelasyonu üzerinde ça- lışmıştır (9). Araştırıcılar, halka üzerinde önce 4, sonra 7 konumda

değişiklik yapi:nıŞ ve sonuçta her substitüenu'n blyolojik aktiviteye katılım d'eğerlerini bulmuştur. De- neyde duyarlılık %85 bulunmuştur.

1971 yılında, FUJITA ve BAN, modeli dopamin

B -

hidroksilaz

substratı feniletanolamin türevleri- ne uygulamış ve halka ile zincirde olmak Üzere 6 değiŞik konumdaki sübstitü.entıeri değfŞtirmiştir cıo). Uygulama sonunda her sübstitÜen- tin etkiye katıiım- değerleri ort"aya konulmuş ve· duyarlılık %99 bulunl

muştur.·

(6)

1

l974 yılında, CAMMARATıt ve BUSTARD, yaptıkları . çalışmada,

disübstitüe benzen bileşiklerinin be- yaz faı::elere gösterdiği toksik etki- nin qaha önce Axv

=

bx

+

by

+

exey denklemi n~ ifade edil-

diğini belirtmiş ve bu ~orelasyonun

De NOVO analiz modeli ile de ay-

olup olmadığını kontrol ederek

varlığını saptamıştır (11).

1975 yİlında, SCHAAD ~e Ark., 77 adet organik disülfür türevi bi-

leşiği ele almış ve bu bileşiklerin

Histoplasma. :cap~ulatum'a karşı

invitro inhibitör etkilerini ölçmüş­

tür !12). Araştırıcılar, çeşitli grup- lar. için sübstitüent s_abitelerini he-

saplamış ve listeler ~~.!inde vermiş­

tir. Çalışmada, amacın, ,~u tür ve hatta yakın organizmalara karşı

etkili' yeni inhibitör. ajanların geliş­

tirilmesi için ilaç tasarlamada kul-

lanılması olduğu belirtilmiştir.

Yine 1975 yılında, . TROMAS ve Ark., 84 adet kinolinJıidrazon

türevi bileşiği sentez ederek antivL ral etkilerini ölçmüştür Ü3) :. Bu bi-

leşikler arasında 39 adetini etkili bulmuş ve 44 t{i~evin De NOVO analizini yapmıştır.

1976 yılında, . KUBINYI ve KEHRHAH:N, yaptık)arı iki .~Yrı

çalışmada, De NOVO analiz mode- lini diğer modellerle karşılaştırmış

ve aralarındaki ilişkileri vermiştir

Ü4, 15).

19?.6" yılında, KUBINYI; H_ansch

ve Free .: Wilson modellerinin teo- rik ve' sayrsaı eşdeğerliklerinden hareketle yeni bir karma sistem teklif etmiştir. (l6).

1

1981 yılında yapılan bir çalış·

mada, SCHAAD ve Ark,., Free - Wilson ve Hansh yöntemlerinin kar-

şılaştırmasını, iki yöntemin eşdeğer

olup olmadığını ve bir yöntemden hareketle bulunan biyolojik etki-

nln diğeri ile de aynı şekilde bu- lunup bulunmayacağını tartışmıştır

(17). Araştırıcılara göre, iki yönte- mi oluşturan değişkenler arasındaki ilişkiler bilinmedikçe, bu değerlen­

dirme yap1ılamaz. Çalışmada, önce her iki yöntem de tanımlanmakta,

matematiksel . boyutları ele alın­

makta ve daha sonra karşılaştırıl·

maktadır.

(Geliş Tarihi : 27.11.19811 KAYNAKLAR

1. Noyanalpan, N., «Farmasötik Kimya'da Yapı - Etki İlişkile­

ri - Phannacia 2, 8, 1977.

2. Noyanalpan, N., «Farmasötik Kimya'da Yapı • Etki İlişkile~

ri - II» Pharmacia 3, 16, l977.

3. Free, S.M:, Wılson, J.M., «A Mathematical Contribution to Structure Activity Studles»: J.

Med. Chem., 7 (4); 395, 1964.

4. Ariens,· E.J.; Drug Desig1'~

Vol : ı Academic Press, New - York, 1971.

5. Purcell, W.P., «Cholinesterase Inhibitory Prognoses of Thirty .- six Alkyl Substituted 3 -~ Carba~

moylpiperidines» Biochiıİı. Bi- ophys. Acta. 105, 201, 1965.

6. Smithfield, W.R., Purcell, W.P.,

«Application of Regression Analysis to Hypoglycemk Ac- tivities of 12 Piperidin sul- famylsemicarbazides and Acti- vity Predictions of 12 Analogs.»

J. Pharm. Sci., 56, 577, 1967 . 7. Purcell, W.P., Clayton, J.M.,

«Application of Regression Analysis to Antitumor Activi- ties of Various Acetylenic Car- bamates» J. Med. Chem., 11, 199, 1968.

(7)

8. Ban, T., Fujıta, T. «Mathema- tical Approach To Structure - Activity Study of Sympathomi- metic Amines, Norepinephrine - Uptake Inhibition» J. Med.

Chem., 12 (3), 353, 1969.

9. Hudson, R.D., Bass, G.E., Pur- cell, W.P., «Quantitative Struc- ture Activity Models. Some Conditions for Application and

Statist~cal Interpretation» J.

Med. Chem., 13 (6), 1184, 1970.

10. Fujita, T., Ban, T., «Structure - Activity Study of Phenetylami- nes as Substrates of Biosynhetic Enzymes of Symphatetic Trans- mitters.» J. Med. Chem., 14 (2), 148, 1971.

11. Cammarata, A., Bustard, T.M.,

«Reinvestigation of a «Nonad- ditive» Quantitative Structure - Activity Relationships» J. Med.

Chem., 17, 981, 1974.

12. Schaad, L.J., Werner, R.H., Dillon, L., Field, Tate, C.E.,

«Linear Regression Analysis of Inhibitory Potency of Organic Disulfides Against Histoplasma capsulatum» J. Med. Chem., 18, 344, 1975.

13. Thomas, J., Berkoff, W.B., Flagg, W.B., Gallo, J.J., Haff, R.F., Pinto, C.A., Pellerano, C., Sa- vini, L., «Antiviral Quinolin- hydrazones. A Modified Free - Wilson Analysis» J. Med. Chem., 18, 245, 1975.

14. Kubinyi, H., Kehrhahn, O.H.,

«Quantitative Structure - Acti- vity Relationships. 1. The Mo- dified Free - Wilson Appro- ach» J. Med. Chem., 19, 578, 1976.

15. Kubinyi, H., Kehrhahn, O.H.,

«Quantitative Structure - Acti- vity Relationships. 3. A Com- parison of Different Free - Wilson Models» J. Med. Chem., 19, 1040, 1976.

16. Kubinyi, H., «Quantitative Structure - Activity Relations- hips. 2. A Mixed Approach, Ba- sed on Hansch and Free - Wil- son Analysis» J. Med. Chem., 19, 587, 1976.

17. ~chaad, L.J., Hess, B.A., Pur- cell, W.B., Cammarata, A., Franke, R., Kubinyi, H., «Com- patibility of the Free - Wilson and Hansch Quantitative Struc- ture - Activity R'elationshipsı>

J. Med. Chem., 24, 900, 1981.

Referanslar

Benzer Belgeler

den ge rek se bir çok Ko mü nist Par ti için den bir çok ko mü nist, re viz yo nist Kruş çef’in der di nin ger çek te ya pı lan ki mi yan lış lık la rı dü zelt mek

Büyümeyi uyaran fakat gerekli olmayan veya sadece belli bitki çeşitleri için veya belli koşullar altında gerekli olan mineral elementler, genellikle&#34;yararlı

Örnekteki gibi, wenn ile ya da wenn olmadan istek cümleleri(Wunschsätze) oluşturunuz!. Der Zug ist nicht

premolar dişin ön alveolar kenarı arası uzunluk, U6: Gc ile foramen mentalen’in aboral kenarı arası uzunluk, U7: İlk premolar diş ile son molar diş arası uzunluk,.. U8: İlk

ABD'de yapılan bir başka çalışmada da %59.8 oranında hipertansiyon değerleri doğru olarak bilinmişti ve 60 yaş üstü olanların, düşük eğitim düzeyine sahip olanların

Projektif d¨ uzlemin tanımından, ( ¨ Oklid geometrisin- deki) paralel do˘ grular (yeni ekledi˘ gimiz) “sonsuzdaki” bir noktada kesi¸siyorlar.. CEB˙IRSEL E ˘ GR˙ILER (iki

V an 'ı u/uncu Yıl Uım e rsııesı Vcıcn ner F,ıı..uIICSl ZOOlcknl Anabılım D:ılı.. hcınoglobııı tiplılın edılmekledı

Araştırmada elde edilen bulgular ise Suriyeliler nezdinde çoğunlukla vatandaşlığa sıcak baktıkları, vatandaşlık verilmesi halinde kendilerini daha garanti altında