• Sonuç bulunamadı

Hareketli Moleküller

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hareketli Moleküller"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

42

Bilim ve Teknik

Hareketli

Moleküller

18. yüzyılın ortalarına kadar, ısının "kalorik" adı verilen bir

akışkan olduğu kabul ediliyordu. Ancak, 1799 yılında

Count Rumford (1753-1814), top namlusuna delik

açılırken sınırsız miktarlarda ısı üretilebildiğini gözledi ve

delme işleminin, metalleri oluşturan atomların hareketlerini

artıracağını düşündü. Bu fikir, James Joule’un

(1818-1889), belli bir miktar ısı elde etmek için ne kadar iş

yapılması gerektiğini tam olarak

ölçmek için yaptığı deneyle de desteklendi.

Bir maddeye ısı verildiğinde, madde

içindeki molekülerin hareketi artar ve

sıcaklık yükselir. Daha sonraları,

maddenin üç hali (katı, sıvı ve gaz)

arasındaki farklılığın da moleküllerin

hareketi nedeniyle olduğu farkedildi.

Katı içindeki moleküller sıkıca

birbirlerine bağlıdırlar, fakat yine de

titreşebilirler. Sıvı içindeki moleküller

hareket edebilmekle birlikte

birbirlerinden ayrılmazlar. Gaz içindeki

moleküller ise serbestçe uçuşurlar ve

birbirleriyle ya da başka cisimlerle çarpışana

dek düz bir doğrultuda hareket ederler.

Moleküler hareketi anlamada anahtar rol oynayan polen taneciklerinin büyütülmüş

görüntüsü

Polenlerin Dansı

1827 yılında Robert Brown (1773-1858), mikroskop altında

polen taneciklerini gözledi. Tanecikler, bir sıvı içinde asılı

olarak hareket ediyorlardı. Brown, hareketin polen parçacıkları içinde üretildiğini

düşünmüştü. Ancak, 1905 yılında Albert Einstein ve 1909 yılında Jean Perrin, taneciklerin hareketine sıvı moleküllerinin

onlara çarpmalarının neden olduğunu gösterdiler.

Çubuğun genişlemesini ölçen ibre

Isıl Genleşmenin Ölçülmesi

Bir katı ısıtıldığında moleküllerinin titreşimi artar. Her molekül titreşebilmek için daha fazla alana gereksinim duyar ve böylece katı genleşir. 19. yüzyılın ortalarında yapılmış olan yandaki aygıt, "ısı ölçer" anlamına gelen bir pirometredir. Pirometre, gaz alevi yardımıyla ısıtılan bir çubuğun boyunun nasıl uzadığını ve soğutulduğunda tekrar nasıl kısaldığını gösteriyordu.

Çubuğu ısıtmak için kullanılan ispirto ocağı Çubuğun uzunluğu değiştiğinde kol döner Çubuk genleşince serbest ucu hareket eder. Çubuğun serbest ucunun desteği Ağırlık, kol mekanizmasını çubuğun ucuyla yakın temasta tutar

Isıtılan metal çubuk

Çubuğun sabit ucunu tutan vida

(2)

Temmuz 1999

43

Cooper, C., Matter, The Science Museum, Londra 1992 Çeviri: İlhami Buğdaycı

Ağırlığı kaldıran sargı kolu Aşağı inen ağırlığa bağlı ip çubuğu döndürür Ayırıcı cam levha Kahverengi renkli brom gazı Su girişi Su çıkışı Dışarıyla ısı yalıtımını sağlayan kap Kanatlar Kabın duvarına çarpıp geri dönen moleküller basınç yaratır. Basınç altındaki gaz

Charles Yasası

Charles, bir gaz ısıtıldığında, basıncının arttığını ve genleştiğini gözledi. Bunun nedeni, ısıtılan gaz moleküllerinin daha hızlı hareket etmesi ve kabın duvarlarına daha şiddetli çarpmasıdır.

Sabit kanatlar suyun dönmesini önler

Gaz genleşir

Dış basınç ikiye katlanır

Boyle Yasası

Boyle, bir gazın daha küçük bir hacme sıkıştırıldığında basıncının arttığını gözledi. Bunun nedeni, moleküllerin kabın duvarlarına daha sıklıkla çarpmasıdır.

Sıcaklık Ölçme

James Joule, ısı, mekanik iş ve elektrik enerjisi arasındaki "değişim oranı"nı ölçmüştü.

Isıya

Dönüşüm

1840’larda James Joule, yapılan iş miktarının ne kadarının ısıya çevrildiğini ölçmek için şekildeki sürtünme aletini kullandı. İş, su kabı içindeki kanatları döndüren bir ağırlık tarafından yapılıyordu. Sabit kanatlar, suyun dönmesini sınırlıyor ve böylece yapılan iş ısıya dönüşüyordu. Joule, suyun sıcaklığındaki yükselişi ölçmüş ve üretilen ısıyı

hesaplamıştı; elde ettiği sonuçlar da, ısının moleküllerin hareketi olduğu teorisinin kanıtlarına katkı niteliğindeydi.

İleriye Yarışma

Ludwig Boltzmann (1844-1906), gaz moleküllerinin değişik hızlarda hareket ettiklerini ilk kabul eden bilim adamlarından biriydi (diğerleri, tüm moleküllerin aynı hızda hareket ettiklerini varsaymışlardı). Boltzmann, gaz

moleküllerinin hareketle yer değiştirebildikleri gibi,

titreşebildiklerini ve dönebildiklerini de buldu.

Yukarı Doğru

Gazlar, boşlukları doldurmaya eğilimlidirler. Bir levhayla bir-birinden ayrılmış kavanozlardan alttakine havadan daha ağır olan brom gazı hapsedilmiştir. Levha kaldırıldığında brom molekülleri hemen üst taraftaki kavanoza yayılmaktadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

KASASIZ DUVAR BOŞLUKLARI.. vural, harran).. tuna taygun, belçika)... KASALI

Ig D’nin görevi lenfosit aktivasyonu veya suppresyonunu (baskılanmasını) kontrol etmektir. Lenfosite bağlı Ig D çok hidrofobik bir CH3 bölgesi ihtiva eder. Ig’nin bu

Dünya yüzeyi yakınında, dikey atılan veya serbest bırakılan tüm cisimler aynı bir sabit ivmeyle düşerler.. Coğrafi konuma göre ufak

Endotelyal hücrelerle lökositler arasında adeziv etkileimi salayan bir grup hücre yüzey molekülünün 1980’lerin ortalarından itibaren moleküler olarak saptanması,

• Anjiyogenezde endotel hücresi, büyüme faktörleri ve büyüme faktörlerinin tirozin kinaz aktivitesine sahip reseptörleri başrolü oynarlar. • Antianjiyogenik

Kapalı kaplardaki gazların basıncı gaz moleküllerinin sürekli kabın iç çeperine çarpmaları sonucu oluşmak- tadır. Kabın iç yüzeyindeki her noktaya çarpma

Yumuşak doku, alveolar defekt ve eksik dişlerin restorasyonu: kombine protez ile telafi edilir.. Aşırı doku

Onlar bugün kendilerini anar gibi yapanlar ın aslında bıraktıkları mücadele emanetinin içini boşaltmaya çalıştıklarını bilirlerdi.Onlar cenazelerin