12 Eylül 1980 darbesinden bu yana 29 yıl geçti. 12 Eylül denilince ilk akla gelenler; idamlar, işkenceler, toplu gözaltı, tutuklama ve yargılamalar, fişlemeler. Darbenin getirdiği Anayasası ile yarattığı 12 Eylül hukuku ve anlayışından, aradan geçen uzun zamana rağmen bir türlü kurtulamadık.
12 Eylül’ün yarattığı hukuk sistemi, ekonomik politikalar, darbenin amacının küreselleşen kapitalizme kar alanları yaratmak olduğu artık tartışmasız. Faşist darbe ile toplumsal muhalefet bastırıldı ve 24 Ocak kararlarıyla birlikte neo-liberal politikalar yerleştirildi. Onun için 12 Eylül Darbesi ile Neo-liberalizm ikiz kardeşlerdir. 12 Eylül kişisel, siyasal ve ekonomik hakları kaldırdı, toplumsal güçleri yok etti, bu düzeni sürekli hale getirecek olan neo-liberalizm yerleşti. 12 Eylül rejimi ve Neo-liberal politikaların yarattıklarını gözlemleyebilmek için kısa süre içinde yaşadıklarımıza bakmak yeterli; en büyük metropol İstanbul’da dere yatağının yapılaşmaya açılması ile onlarca insanı sel aldı, halen cesetlerine ulaşılamayanlar var. Yoksulluk, altyapısız sağlıksız kentleşme, küçük bir azınlığı zengin etmeye yönelik doğal yapıya aykırı biçimde dere yataklarının yapılaşmaya açılması, bu politikalardan ayrı değerlendirilemez. KOZAKLILARA BAYRAM HEDİYESİ
Neo-liberal politikalarla azgınlaşan kapitalizm sömürüde ve talanda sınır tanımıyor. Bayram tatili içinde öğrendiğimiz en yeni haber, Kozak Yaylası’nda 3 maden ocağına ÇED izni verilmesi. ( ÇED ), ( MADEN KUŞATMASI ) “Çevre ve Orman Bakanlığı'nın Kozaklılara Bayram Hediyesi” olarak niteleyebileceğimiz bayramın hemen öncesi 18 Eylül 2009. tarihli kararla, 3 altın madeni ocağına daha izin verildi. 2 Eylül'de yine Kozak Yaylası’nda bulunan Bergama- Kaplan Köyü’nde bulunan Maden Ocağına verilen ÇED izninin ardından Dikili-Çağlan, Bergama-Yerlitahtacı ve Bergama-Kozak(Yukarıbey) Maden Ocakları için de izin verildi. İzmir İl Özel idaresi tarafından gayrisıhhi müessese açılma ruhsatının da verilmesi halinde Bergama-Ovacık Altın Madeni’nin en son işletmecisi Koza Altın İşletmeleri tarafından Kozak Yaylası 4 noktadan kazılmaya başlanacak.
Yıllarca verilen ve dünyaca örnek gösterilen Bergama Hareketi, yaşamın savunulması mücadelesi, yaratacağı çevresel riskler nedeniyle kamu yararına olmadığına ilişkin verilen sayısız yargı kararına rağmen, halen çalıştırılan Ovacık Altın Madeninin genişlemesi ve yayılması anlamına gelen Kozak Yaylası maden ocakları kapitalizmin kural tanımazlığına en çarpıcı örnektir. Bir kere kar elde edilecek altın madeni saptanmış, ormanlarıyla, doğal peyzajı ve eşsiz biyolojik zenginlikleri, tarihsel ve kültüre varlıklarıyla yerküremizin en güzel ve özgün yerlerinden birisi olan Kozak Yaylası da hiçbir sınırlama olmadan kazılabilir, elde edilmiş tüm hukuksal kazanımlar yok sayılabilir… 6-7 EKİM'DE İSTANBUL'DALAR
Neo-liberal politikaların dünyada uygulanmasını sürekli kılmanın uluslararası güvencesini oluşturan kurumların en başında gelenler İMF ve Dünya Bankası’dır. IMF ve Dünya Bankası 6 Ekim 2009’da İstanbul’ da toplanacak, 185 ülkeden Merkez Bankası Başkanları, Maliye Bakanları, finans şirketlerinin temsilcileri ile beraber 13 bin kişi, İstanbul’da bir araya geliyor. Toplantının amacı; “krize karşı çözüm bulmak”, IMF ve Dünya Bankası’nın
uygulamalarının getirdiklerinin, hep açlık, yoksulluk, işsizlik ve borç batağı olduğu gerçeği karşısında krizin faturasını kime çıkartacakları da açıkça görülmektedir.
İMF ve Dünya Bankası, çok güçlü gözükseler de her zaman, he yerde kazanamadılar. 2000 yılında Prag’da günlerce protesto edildiler, dünyanın çeşitli yerlerinde büyük isyanlar yaşandı. Şimdi İstanbul’a geliyorlar. 1- 8 Ekim 2009 tarihlerinde İstanbul’dan direnişin şenliğine davet var. ( DİRENİŞE DAVET ).
Daha iyi bir ülke, daha iyi bir dünya için 6, 7 Ekim’de İstanbul ve diğer kentlerin sokaklarında sermayenin egemenliğine karşı, emeğin, yaşamın rüzgârını estirmemiz gerekiyor. Estireceğimiz bu rüzgar, 12 Eylül’ün aşılmasının, yaşanılası bir ülke, yaşanılası bir dünya yaratmanın da başlangıcı olacaktır.
Arif Ali CANGI cangi@cangi.av.tr 23.9.2009 sesonline.net