• Sonuç bulunamadı

Doğal Furanokumarinler ve Fototoksik Aktivite

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Doğal Furanokumarinler ve Fototoksik Aktivite "

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

FABAD Farın. Bil. Der.

12, 243- 249, 1987

FABAD J. Phann. Sel 12, 243 - 249, 1981

Doğal Furanokumarinler ve Fototoksik Aktivite

Bilge ŞENER (*) Alev MUTLUGİL {*)

Özet : Bı.i derlemede, doğal furanokurnarinler ve fototoksik aktivi- te bazı literatür -örnekleri, ile açıklanmıştır.

NATURALLY OCCURRING FURANOCOUMARINS AND PHOTOTOXIC ACTIVITY

Summary : In this rev.iew, the natura! furanocoumarins and the mechanism of phototoxic activity are described with some literature examples.·

GİRİŞ

Bitkikrde bulunan lakton yapı­

s.ındaki bileşiklerin bir bölümünü

oluşturan furanokumarinler; -kuma- rinin furan halka:sı ile kondensas-

yonu sonucu meydana gelell bile-

şiklerclir. Furan halkasının kuma- rine bağlanma konumuna göre C6/C7 «Psoralen» (linear) tipi ve C7/C8 ((Anjelisin» (Açısal) fipi olmak üzere iki gruba ayrılırlar (1).

(') G.Ü. Eczacılık Fakültesi, Farmakognozi Anabilim Dalı Etiler -

·Ankara,

(2)

Formül 1

o

Formül 2

Bunlara ilave olarak, Aspz~rgil­

lus türleri tarafından meydana ge- tirHen ve karsino j en maddeler olan Aflatoksinler de furanokumarin türevleri arasında Yer almıştır.

Furokumarin olarak da bilinen furanokumarinler bitkiler alemin·

de başta Umbelliferae (2-7) ve Ruta- ceae (8-11) familyalarındaki bitki ler o1mak üzere bir çok bitkinin (12-14) çoğunlukla yapraklarında

bulunan bileşiklerdir. Deri ile te.

masta, derinin ışığa karşı duyarlı­

lığını arttıran .-{2,15) bu maddele:·.

hem halk ilacı olarak kullanılma l .

ta, hem .de insanlar ve hayvanlar için fototoksik etki göstermektedir (3, 4, 16).

Çok· eski devirlerden beri bazı

bitki özsularının ·deri ile teması so- nucu ve sonra_ da derinin· güneşe

maruz kalmasıyla, deride önce kı.

zarıklıklar, sonra kahverengi leke- lerin oluştuğu

ve

mikta-ra bağlı

olarak da içi sıvı dolu kabarcıkla-

.

1

R,

Psoraien H H

Ksantotoksin H OCH3

Ber:gapten OCH3 H

Bergaptol OH H

İzopimpinellin OCH3 OCH3

Anjelisin H H

İzobergapten H OCH3 Pimpinellin OOH3 OCH3

rın meydana geldiği bilinmektedir (16-18).

1940 yılında KUSKE isimli bir

araştırıcı, saf bergapten ve ksan- t?toksinin alkoldeki çözeltilerini de- ney hayvanlarının -derisine sürm·ek sureti01le, bitki özsulannın yukarı­

da belirtilen ·etkisinin furanokuma- rin1e:rde-n ileri geldiğini ortaya ·koy-

muştur (19). Daha sonraları ise, bu

özelliğin furanokumarinler arasın­

da en fazla psoralende bulunduğu,

metoks.ilH türevlerde ise etkinin

azaldığı göz-lenmiştir.

Mantar enfeksiyonlarına karş1 ıneydana getirilen furanokumarİİl­

lerden ksantotaksine, _patojen man·

tar1'ardan Sclerotinia sclerotioruın

ile enfekte edilmiş Apium graveo ..

lens (Kereviz) de rastlanmıştır.

Hastaliklı kerevizleri toplayan tar- la işçilerinin ellerinde de-rmatit gö..

rülmüş ve daha sonraları bu der- -- matite, _,enfekte- edilmiş kerevizin

neden olduğu anlaşılmıştir. AYrıca

(3)

bitkiden izole edi}en ksantotoksinin,

tavşan derisine sürüldüğünde, deri- yi işığa duyarlı bir hale getirdiği

invitro olarak da saptanmıştır (20).

Furandan başlayarak furanoku- marlnlere kadar doğal ve ·sent~tik pek çok bileşik üzerinde yapılan yapı-etki ilişkileri çalışmaları sontl cunda, yapı He fotodinamik aktivite

arasında b·ir benzerliğin bulundu,

ğu belirlenmiştir. Güneş ışığı ya da

uv::!65rırıı de, doğal furano_kumar-inler

arasında en 'yüksek aktivite psora- lende görülmüş, ksantotoksin, ber- gapten ve anjelisinde ise etkinin g:ittikçe azaldığı tespit edilmiş­

tir (21). Işığa karşı duyarlılığı arttı­

ran yapı furanokumarin çelcirdıeği.

dir. Kimyasal yapı sebebiyle, açı.

sal -seride etki az olduğu halde li- near furanokumarinler de fotodina- mik aktivlte oldukça yüksektir. Ay-

rıca halkada S ve 8. konumlardaki hidroksil grubu etkiyi ortadan :kal-

dırmakta ise de, bunların metillen.

mesi ya da hidroksil gruplarının kaldırılmasıyla etki yeniden ortaya

çıkmakta.dır (22).

En yü:ksek aktivite, linear ve sübstitüe olmamış b,ileşiklerde bu-

lunmuştur .. 4' ve 5' konumları ko- valent olarak hücre bileşenl,eri ile

bağlanma özelliğine sahip oldu

ğundan bu konumla-rda sübstitüent- lerin bulunması, molekülün doku- lardan abso~bsiy?nunu _önlemekte.

dir (23).

-Yapılan ara·ştırmalar

furanokumarinlerin - etki

sonucu, yerinin

DNA molekülü olduğu ve uygun dalga boyuuda DNA molekülündeki timi[)Je, fu:tanokumarinlerin bağlan­

ması üe fototoksik etkinin .ortaya

çıktığı saptanmıştır (24).

Formül 3

o

D1'IA mevcudiyetinde çözünür- lükleri artarak absorbslyonları­

uzun dalga boylarına kaymaktadır.

Işığa duyarlılık için etki spek·

trumu, 320-370 nm olup, 340-360 nm de maksimum aktivite tespit edil

miştir. DNA ile furanokunıarinle.

rin bağlanması 312 nm ,de başlamak­

ta ve 365 nm de ise tamamlanmak- tadır._ İrradyasyon üzerine dalga boyundan başka genetlk faktörle.

rin, bitkide bulunan bakteri ve mantar gibi canlıların rolünün de

bulunduğu ileri sürillmektedir (25).

İlk çağlardan b·eri pigmentas·

yonu sağlamak iÇin bazı bitki eks- trelerinin kullanıldığı dikkati çek-

miştir. Klinik araştırmalarla, oral y·a -da topik olarak uy,glılanan fura.

nokumarinlerin deriyi ışığa karşı duyarlı halıe· getirmeleri ile,- deride pigment teşekkülünün arttığı te-.

pit edilmiştir (23). Moleküler düzey.

de yapılan çalışmalarla bu olay, fu.

r-anokumarinlerin pigmentasyonr

sağlayan-tirozinaz enzimini aktive edici etkisi ve m·elanositlerdeki m.e-

(4)

!anin üretimini başlatması ile açık­

lanmış ve az dozlarda « VitilıigQ}>

(derideki pigment yetersizliği) te- davisinde furanokumarinlerden ya-

rarlanılmıştır (5, 26).

Bu özelliklerinden dolayı par.

fümeride, bergapten bazı güneş yağlarının hazırlanmasında da kul-

lanılmıştır (1, 27, 28).

Son yıllarda uzun dalga bo- yundaki ·UV ışık varlığında ksan- totoksin, psoriazis (sedef hastalığı)"­

in fotokemoterapisinde -kullanılmış

ve başarılı sonuçlar elde edilmiş­

tir (29-35).

Fotokemoterapide psoralen'in daha etkin olduğu göriilmüş ve PUVA (Psoralen +Ultraviyole A) is- miyle kullanılm~ya başlanmıştır.

UV-A, uzun dalga boylu (315-400 nm),

düşük frekanslı ve eritem yapma

özelliği, UV-B (280-315 nm)'ye oranla daha az olan ultraviyole ışığıdır.

Methm<salin ( = 8 - metoksi pso- ralen) ve Trioxsalen (sentetik pso- ralen türevi) isimli müstahzarlar 0.6 mg/kg dozda ağız yoluyla alın­

dıktan yaklaşık bir saat içinde de·

riyi .ışığa ·duyarlı hale getir:mekte iki saatte maksimum duyarlık sa~

lamakta ve etki sekiz saat devam etmektedir.

Furanok-Umarinler fotodinaniik

akti_viten'İn d1şında çeşitli farma- koloJik etkiler de gösterm1ektedir.

Pimpin'e11in, psor8.len ve ksantotok- sin MycObacieriuın - tuberculosis'e

karşı antibakteriyaldir. Psoralen ayrıca Aspergyllus ory:zae'niri geliş-

ınesini de önlemektedir. Bazı fura- nokumarinler spazmolitik (36-40)

bazıları ise yüksek konsantrasyonda bitkilerde çimlenmeyi ön1'eyici (6, 12) etki göstermektedir.

Yapı-etki çalışma_Iarı sonucun·

da, furanokumar:inlerin molekülde- ki lakton grubu, piron halkasında·

ki çifte bağ ve konjuge yapı nede, niyle antitümör ettkiye de sahip ol-

dukları belirlenmiştir (14, 36, 41, 42).

KAYNAKLAR

1. GUENTHER, E., The Essential Oils II, D. Van Nostrond Ltd.

New York (1975).

2. CARBONNIER, J., MOLHO, D.,

«Constribution A l'Etude des

Furocounıarines du Genre An- gelica Distribution du (l-Cyclo- Iavanduly - 5 - psoralen Planta Med., 44, 162-165 (1982).

3. BERENBAUM, M.R., ZANGERL, A.R., NITAD, J., <{Furanocouma- rins in Seeds of \Vild and Culti- vated Porsnip» Phytochem., 23 (8) 1809-10 (1984).

4. ABEL, G., ERDELMEIER, C., MEIER, B., STICHER, O., «Iso- pimpinellin ein Furanocoumarin aus Heracleum sphondylium mit Chromosomen-schadigender Aktivitat» Planla Med., -250-252 (1985).

5. ASHKENAZY, D., FERIED- MAN, J., KASHMAN, Y., «The Furocoumarin Composition of Pituranthos triradiatus» lbid., 47, 218-220 (1983).

(5)

6. SHIMOMURO, H., SASHIDA, Y., NAKATA, H., KAWASAKI J., ITO, Y., «Plant Growth Regula- tors from Heracleum lanatum>ı

Phylochem., 21 (9), 2213-15 (1982) 7. HARKAR, S., RAZDAN., T.K.,

WAIGHT, E., «Steroids, Chro mone and Coumarins from An- gelica officinals» lbid., 23 (2), 419-426 (1984).

8. GONZALEZ, G., RODRIGUEZ, L., «Chemistry of the Rutaceae of the Canary Islands» Herha Hungarica, 10 (2-3), 95-107 (1971).

9. GONZALES, G., DIAZ, C., LO·

PEZ, D., MEDINA, M., RODRI- GUEZ, L., «Nuevas Fuentes de Coumarinas Naturales)> An.

Quim., 73, 1015-1018 (1977).

10. OERTLI, E., BEIER, R., IVIE, W., ROWE,- L., «Linear Furocou- marins and other Constituents from Thamnosma texana)} Phy- lochem.,23, 439-441 (1984).

11. GONZALEZ, G., ESTEVEZ, R., JARAIZ, 1., {<New Sources of Natura! Çoumarins XXII. Che·

motaxonom_y of Ruta species in the Canary Islands» An. Quim,, 68 (9-10), 1139-44 (1972).

12. CAPPELLETTI, M.E., INNO- CENTI, G., CAPORALE, G., «Fu- rocoumarins Localiza-tion in the fruit an seed of Psoralaıe cory- lifolia» Plantes Med. Phytother., XVIII, (13), 181-90 (1984).

13. INNOCENTI, G., CAPPELLET·

Ti, M., CAPORALE, G., «Mor-

phological and Chemical Charac- teristics of Some Australian Pso- ralae Species» Int. J. Crude Drug Res., 22, 97-109 (1984).

14. SEIDA, A., KINGHORN, D., CORDELL, G., FARNSWORTH, N., «lsolation of Bergapten and Marmesin from Belanites aegy- tiaca» Planla Med., 43, 93-103 (1981).

15. RASMUSSEN, U., CHRISTEN- SEN, S.B., SANDBERG, F.,

ııPhytochemistry of the Genus Thapsia» Ibid., 43, 336-41 (1981).

16. ORMEA, F., «Therapie der Pso- riasis)} Münch. Med., Wschr.1

118, 811 (1976).

17. EVANS, F.J., SCHMIOT, R.J., (1Plants and Plant Products that Induce Contact Dermatitisı}

Planla Med., 38 (4), 289 (1980).

18. FROHNE, D., PFAN'DER, J.H.,

«Doldengew3.chse als Giftpflan.

zen Dtsch, Apoth Ztg., 121, 2271-2 (1981).

19. GLOMBITZA, K.W., «Photobio- logisch Aktive Schiidliche Pflan- zenstoffe}} Dtsch Apoth. Ztg., 112, 1593 (1972).

20. MURRA Y, R.D.H., Naturally Occuring Plant Coumarins in Fortschritte der Chemie Orga.

nischer Naturstoffe 35 Sprin- ger-V:erlag, New York (1978).

21. STEINEGGER, E., HANSEL, R., Lehrbuch der Pharmacogrtosİô

(6)

Springer Verlag Berlin Heidel- berg New York (1972).

22. MURRAY, R.D.H., MENDEZ, J., BROWN, S.A., The Natura! Cou- marins Joh. Wiley and Sons Ltd., New York (1982).

23. WAGNER, H., Pharmazeutisch2 Biologie 2 Auflage, Gustav Fisc- her, Verlag, New York (1982).

24. STRAUB, K., KANNE, D., HE.

ARTS, J., RAPOPORT, H., dso- lation and Charactıerization of Pyrimidine Psoralen Photoad"

ducts from DNA.,» J. Am. Chew.

Soc., 103, 2347 (1981).

25. ROSS, M.S.F., BRAIN, K.R., An Introduction to Phytopharrnac· · the Pitman Medical Publishin:

Co. Ltd. London (1977).

26. DEGERLİ, Ü., ÇALANGU, S.,

DİLMENE, M., BOZFAKİOGLU, Y., Özet, Tanı ve Tedavi, Nobel

Tıp Kitabevi (1984).

27. ZAYNOUN, S.T., JOHNSON, B.E., FRAIN-BELL, W., «A studv of oil of bergamot and its im portance as a phototoxic agent.

I. Characterization and quanti, fication of t11e photoiCtive com- ponent Br.» J. DennatOJ.1 96 (5), 475-82 (1977).

28. BORREMANS, M.H., MASSE, M.0., GRIMEE, R., «Furocou- marines Dans les Huiles Essen, tielles ldentification et Dosage du 5 Methoxy Psoralene Dans les Produits Solaires» J. Phann.

Belg., 40 (3), 147-158 (1985).

29. WIEGREBE, W., «Antipsoria- tish Wirks Same Medikamente»

Pharmazie 2, 134 (1978).

30. WATTS, D., Handbook of Me- dical Treatment Jones Medical Publications Greenbrae, Cali- fornia USA (1983).

31. GIRDWOOD, R., Clinical Phar- macology Bailliere Tindall Lan- don, Philadelphia, Toronto, Me- xico City, Rio de Janerio, Sid- ney, Tokyo, Hong Kong (1984).

32. BOWMAN, W.C., RAN, M.J., 1'extbook of Pharmacology., Blackweel Scientific Publicati- ons Oxford, Landon, Edinburg, Melbourne (1980).

33. BERTRAM, G., KATZUNG, M.D.,

Bzts'İc and Clinical Pharmaco- logy Lange Medica! Publicati- ons, Los Altos, California (1984).

34. GILMAN,.A.G., GOODMAN, S.L., RALL, W.T., MURAD, F., The Pharmacological Basis of The- rapeutics 1V1c. Mi-llan Pub1ishing Company (1985).

35. PETERSDORF, G.R., ADAMS, D.R., BRAUNWALD, E., ISSEL- BACHER, J.K., MARTIN, B.J., WILSON, D.J., Harrison's Prin- ciples of Internal Medicine Mc Graw-Hill International Book Company (1983).

36. PETIT-PALY, G., RIDEAU, M., CHENIEUX, J.C., «Etude de Quelques Rutacees a Alcaloides II. -~ Ruta graveolens, Rev-ue Bo- t'aniq Clıimique et Pharmacolo-

(7)

gique. Plant. Med. Phytother, Tome XVI, (1) 55-72 (1982).

37. REHSE, K., «Die Medikamen- töse Beeinflussung der Blutge- rinnung» Pharmazie, 4 (!), (1975).

38. NOYAK, I., BUZAS, G., MIN- KER, E., KOLTAI, M., SZEN- DREI, K., «Untersuchung der

Wirıkstoffe der Ruta graveolens 1.» Planla Med., 13 (2), 226-33

(1965).

39. NOVAK, I., BUZAS, G., MIN KER, E., KOLTAI, M., SZEND- REI, K., <<Untersuchung der

Wirıkstoffe der Ruta graveolens il.» lbld., 14 (!), 57-61 (1966).

40. NOVAK, I., BUZAS, G., MIN- KER, E, KOLTAI, M., SZEN.

DREI, K., Untersuchung der Wirkstoffe der Ruta graveolens IIL» İbid., 14 (2), 151-6 (1966).

41. SCHIMMER, O., «Coumarin derivate als Schutzstoffegegen di,e zytotoxische und mutagene wirkung von 5-l'v1ethoxypsoralen und UV-A ju Chlamydomonas reinhardii>> İbid., 316-318 (1984'.

42. GONZALEZ, A.G., DARIAS, V.

ALONSO, G., BOADA, J.N, ROD- RIGUEZ-lJUIS, F., «Cytostat' Activity of some Canary Islands Species of Rutaceae» İbid., 31.

351-356 (1977).

Referanslar

Benzer Belgeler

Histopatolojik incelemede anne sıçanların karaciğerlerinde yaygın bulanık şişme ve reaktif Kupffer hücre hiperplazisi yanısıra bazı örneklerde (3/6) fokal

Soru 24: Richter ölçeğine göre 100 km uzaklıktaki 5,4 şiddetindeki bir deprem yaklaşık kaç mm genlik

Her ne kadarAhokpossi (2013) likidite riski arttıkça bankaların daha yüksek faiz marjı ile borç alıp vereceklerini ifade etse de likidite riski yüksek olan

bağlı belde ve köylerde tek dilli Türkçe konuşurlar büyük çoğunluğu oluştur­ makta, ikinci olarak da Nusayri Arapça konuşurlar, Sünni Arapça konuşurlar, az

Madde birleştirmeleri veya göndermeleri tam yapılmamıştır: abbacık “bembeyaz”, abbecik “bembeyaz”; abo “şaşma, korku ünlemi”, abu “şaş- ma ve korkma ünlemi”;

A kódexek nagy része ugyan Itáliában készült, az 1480-as évektől azonban már olyan könyvfestőműhely működött Budán, amelynek darabjai a legszebb itáliai

TOAST sınıflamasına göre büyük damar, küçük damar ve kardiyoembolik guruplarının ya ortalamaları arasında anlamlı farklılık görülmedi.. 6 olguda (%35.2)

Kültürü yapılarak üretilen tıbbi ve aromatik bitkiler ise kekik başta olmak üzere adaçayı, nane, rezene, papatya , biberiye, anason, dereotu, ekinezya, fesleğen, kimyon