Madencilik Yasası ve ilgili yönetmeliklerin iptal edilmesi üzerine hazırlanan ve geçtiğimiz günlerde TBMM’ye gönderilen yeni yasa tasarısının “kuralsız ve vahşi madenciliğin” önünü açtığına dikkat çekildi. Yeni tasarının, iptallerden önce verilen tüm işletme ve arama ruhsatlarını yasallaştırdığına vurgu yapılarak, yeni Madencilik Yasa Tasarısı’nın anayasaya uygun gibi görünmesine karşın uygulamada hiçbir şeyin değiştirilmediği belirtildi.
TEMA Vakfı, madencilik alanında yaşanan hukuki gelişmelerle ilgili olarak dün Point Otel Barbaros’ta bilgilendirme toplantısı düzenledi. TEMA Vakfı Hukuk Danışmanı Ömer Aykul, 11 maddelik yeni Maden Yasası Tasarısı’nın Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen 7. maddenin yerine getirilen 2. maddedeki “kazanılmış hak” tanımına dikkat çekerek “Sihirli bir kelime bulmuşlar. ‘Kazanılmış hak’ kavramı bu tasarıda Anayasa Mahkemesi kararını etkisiz hale getirmek için son derecede mükemmel kullanılmış” dedi. Aykul, bu tasarı ile iptal kararları öncesi mevcut maden ruhsatlarının tamamının yasallaştırılmasını eleştirdi. Söz konusu maddenin diğer sakıncalarını Aykul şöyle sıraladı: “Tasarı ile gayri sıhhi müessese işletme ruhsat verme yetkisi belediyelerden alınıp il özel idarelerine verilerek, muhalif ve söz geçirilemeyen belediyeler yerine, valilikler aracılığı ile yerel yönetimlerin takdir hakkı kaldırılmak
istenmektedir. çevre ve Orman Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın müsteşarları yasa ile oluşturulan kurulun daimi üyesi değildirler. İmar planı yapılan yerlerde mevcut maden sahaları için ilgili mercilerden izin alma hükmü de kaldırılıyor.” Jeoloji yüksek mühendisi Prof. Dr. Tahir Öngür de Türkiye’de “cumhuriyet madenciliğinin” terk
edildiğini ve sektörün yıkıma götürüldüğünü söyleyerek “Cumhuriyet madenciliği Pinochet’nin Şili’sinde bile var. Allende’nin kurduğu kamu madencilik şirketi hâlâ duruyor. Biz Etibank’ı yok ettik” dedi.