GÖRSEL KÜLTÜR 10. Bilimsel Bakış
Yrd. Doç. Dr. Tuğba Taş
Bilim, hukuk, tıp alanlarındaki görüntüleri kültürel saymama gibi bir eğilimimiz vardır. Çünkü bilimsel imgelerin arkasında görünmez bir otorite vardır, onların genellikle objektif bilgi sunduklarına inanmaya eğilimliyizdir.
Ama bilim ve kültür birbirinden bağımsız değildir. Bu derste bilimsel bakışın da tüm diğer görme pratikleri gibi kültürel olduğunu tartışacağız.
Bilimsel imgeleri popüler medya, reklam, sanat bağlamında değerlendirmemiz gerekir. Çünkü bunlardan izole bir
ortamda ortaya çıkmazlar.
Maymun ile siyahi insanlar arasında ilişki olduğunu iddia eden çizim.
Josiah Clark Nott, George Robins Gliddon, Types of Mankind, 1854
Francis Galton, «Composite-Fotografie»
Fotoğrafın insan gözünün ötesini görebildiği
düşüncesi onun kurumsal
düzenleme ve
insanları tiplerine
göre arşivleme ve
sınıflandırma işlemi
için kullanılmasını
beraberinde getirdi.
Fotoğraflarla oluşturulan kataloglama bir ölçüde 1820-1850 arasında popüler olan kafatası bilimi (phrenology) ve kafa bilimi (craniology) adlarını taşıyan sözde bilimlere dayanıyordu.
Bu sözde bilimlere göre insan bedeninin dışı, fiziksel özellikleri, insanın ahlaki, entelektüel ve toplumsal gelişiminin göstergeleri olarak
okunabilirdi.
Francis Galton, Human Faculties (1883)
Galton’ın, 1883 tarihli Inquiries into Human Faculties (İnsan Becerileri
Araştırması) kitabında suçluların, hayat kadınlarının, tüberkülaz hastalarının fotoğrafları bulunur.
Galton’ın temel amacı “anormal”
insanların görsel arşivini yapmaktır… Hem tıbbi, hem de toplumsal anlamda
“anormal” insanlar…
Barthelemy Cocles, Physiognomonia, 1533
Guillaume Duchenne de Boulogne, 1854.
Yine 19. Yy ortalarında Duchenne de Boulogne adlı Fransız doktor,
elektroşok verdiği hastaların yüz ifadelerini belgelemek için fotoğrafı kullanmıştır.
Doktorun amacı insan ifadelerinin
evrenselliğini kanıtlamaktı ve bu
projede temel araç fotoğraftı.
Jean-Martin Charcot, 1878.
19. yy sonunda yine bir Fransız nörolog Jean Martin Charcot histeri olarak tanımladığı hastalığın analizine adamıştı kendini.
Onun da temel aracı fotoğraftı.
Fotoğrafı histerinin evrelerini
belgelemek için kullanıyordu.
John Lamprey’nin Anthropometric ölçümleri, 1868
Fotoğraf, tıp ve ırk
söyleminde olduğu kadar kolonyalizm söylemi içinde de kullanılmıştır.
Örneğin antropometri insanların ırklarını
belirlemek amacıyla
uzuvlarının ölçülmesidir. Bu da o zamanların sözde
bilimlerinden biridir.
Hukuk ve bilim söylemi
Pek çok durumda bilim söylemi, belirli bir argümanın üstünlüğünü sağlamak için görüntülere dayanıyor. Görüntüleri “bilimsel” sayan pozitivist görüş tekrarlanıyor ve görüntüler birer kanıt olarak görülüyor.
Teknolojik gelişmelerle birlikte yeni imgeler hayatımıza giriyor. Bunlar bilimsel gibi görünmekle birlikte son derece kültürel imgelerdir.
Bunun en belirgin örneğini ultrason görüntüleri oluşturuyor. Bunların salt
tıbbi değil, kültürel olduğunu söylememiz gerekir.
Çünkü cenin ultrasonu tıp dışındaki amaçlara da hizmet ediyor. Yani basitçe bilimsel ama aynı zamanda kültürel bir görüntü.
Ultrason görüntüsüyle aile bebeğin
“ilk portresi”ne sahip oluyor.
Buzdolabının üzerine yapıştırıyor, albümün açılış fotoğrafı yapıyor.
Böylece kültürel bir imge oluyor.
Tıpla kültürün sınırları
bulanıklaşıyor.
Biomedikal görüntü portre
aurasına sahip oluyor, cenin artık sadece cenin değil, biyolojik bir varlık değil, toplumsal bir varlık, bir birey.
Günümüzde öyle bir noktaya geldik ki, artık 3D printer
aracılığıyla ceninin üç boyutlu
maketi yapılıp tüketime sunuluyor.
Dr. Bernard Nathanson, The Silent Scream