• Sonuç bulunamadı

MİNARELER VE HOPARLÖRLER KONUSU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "MİNARELER VE HOPARLÖRLER KONUSU"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MİNARELER VE HOPARLÖRLER

KONUSU

Yazan : ARKEOLOĞ ERDEM YÜCEL

Son günlerde üzerinde tartışılan konu-lardan biri, hiç şüphesiz minarelere takılan ve hâlen de takılmakta olan hoparlörlerdir. Bugün en büyük sultan camilerinden en ufak mahalle mescitlerine kadar, hopar-lör o kadar yayılmıştır ki, artık bu konu üzerinde minarenin menşeini, fonksiyonunu araştırarak bir karar vermek iktiza eder.

İslâmiyette cemaatin ezan okunmak su-retiyle ibadete davet edilmesi ilk defa Pey-gamberin Mekke'den - Medine'ye hicretinin hemen akabinde başlamış ve ilk ezan Mes-cidi Saadetin çatısından Kâbe'ye müteveccih olarak tek bir yöne okunmuştur (1). Hicret-ten önce ise, sayıları nisbeHicret-ten mahdut olan müslüm,anlar Peygamberin Mekke'deki evin-de namaz kılmakta ve muayyen ibaevin-det va-kitlerinde buraya gelmekte idiler.

İslâm mimarisinde ilk minare M.S. 673 tarihinde Muaviye tarafından Amr camiinde inşa ettirilmiş ve dönerek ezan okunması için de cevaz verilmiş olduğundan şerefeler meydana gelmiştir. Bundan sonra cami-nin ayrılmaz bir unsuru olan minare islâmi-yetin yayıldığı memleketlerin bünyesine uy-gun olarak çeşitli örnekler göstermiştir. Bu-gün Arap, İran, Hind, Kuzey Afrika ve

I

| ı

i

Cerrahpaşa camii minaresi

Türk minareleri arasında çok büyük mimarî ayrılıklar olduğu kolayca müşahede edil-mektedir. Fakat hemen belirtmek icap eder ki, bu memleketler arasından Türk minare-leri kendine has şekil, incelik ve zerafet ba-kımından derhal ayrılmaktadır.

Bugün diğer şehirlerimizde olduğu gibi İstanbul'u güzelleştiren, bir Türk şehri ol-duğunu ilân eden, bir kalem gibi göklere yükselen minarelerin ince ve narin siluet-leridir.

Fakat geçmiş olduğumuz on yılı müte-caviz zaman içerisinde minarelerein büyük bir kısmına, dinî bazı çevre etkileri ile ho-parlörler takılmış, onların şekil ve zerafet-leri maalesef zedelenmiş bulunmaktadır. Sadece dinî fonksiyonu olarak namaz vak-tini cemaate bildiren ezanı, bütün bir küt-leye işittirmek amacıyla hareket edilmiş ve bu arada hoparlörün tevlid edeceği mah-zurlar ile Türk sanatındaki minarenin değeri hiç nazarı itibare alınmamıştır. Kabul etmek icap eder ki, bugün tabiî olarak okunan ezandaki ulvî ve sihirli ses hoparlör ile okunmasından dolayı kaybolmuş, kendine has ritmik bir ahengi olan sabah ezanı ise artık tarihin derinliklerine gömülmüştür.

Umumiyetle mahallî hayır ve koruma dernekleri tarafından takılan, devamlı ba-kım ve ayar isteyen hoparlörleri kullanmak ayrıca teknik bir meseledir. Halbuki bugün hayrat hademesinin büyük bir kısmı bu ayarı yapamamakta, dolayısiyle de ezan bazen gayet madenî ve kulakları tırmalayan para-zitli bir ses halini almaktadır.

Acaba bundan sonra yeni inşa edilecek camilerde minare inşa etmiyerek, kubbenin üzerine bir hoparlör takmak ve ezanı da bazı yerlerde olduğu gibi plak veya teyp ile okutmak daha doğru bir hareket mi ola-caktır?

Tatbikat, bu konuda bilgisizce bazı ha-reketlerin mühim zararlar da ifa ettiğini bize göstermiştir. Meselâ Bursa Hüdavendigâr camiinin hoparlör cereyanı mihrap yanından alınmış ve hoparlörün çektiği yıldırım sanat değ:ri yüksek olan mihrabı hasara uğrat-mıştır.

Ezanın hoparlör ile okunmaya başla-massndan sonra gayet tabiî olarak hayrat hademesi minareye çıkmamış ve bunun ne-ticesi olarak da minarelerin içi tamamen terkedilmiş bir halde temizlikten uzak kal-mıştır. Bundan başka ekseri camilerimizin etrafında kesif bir halde bulunan ve ıssız yerleri derhal keşfetme içgüdüsüne sahip güvercinler de minarelerin içerisini işgal et-miştir. Bu sebepten zaten temizlikten uzak kalan minareler güvercin gübreleri ile bir

kat daha kirlenmiştir.

Süleymaniye camii minaresinde hoparlör

Estetik bakımdan, hakikaten minare siluetinin bir boynuz gibi dışarı sarkan ho-parlör ile zedelendiği açıkça görülmekte-dir. Bazı minarelerin şerefeleri üzerinden ikişer üçer adet dışarı taşan hoparlörün gö-rünüşü hiç de hoş değildir. Hoparlörün minareye yerleştirilmesinde birçok misaller-de o misaller-derece ileri gidilmiştir ki bazı minare-lerin petekleri oyulmuş ve Hekimoğlu Ali Paşa, Murat Paşa, Sinan Paşa gibi camile-rin de peteklecamile-rine geçirilen demir çember-lere (salkım halinde) hoparlörler sıralan-mıştır.

Netice olarak- bu konu üzerinde dinî hisleri istismar etmeden, Türk sanat tari-hindeki minarenin ehemmiyetini göz önün-de bulundurarak karar vermek ve bu kararı tatbik etmek icap eder.

(1) Peygamberin hicretinden sonra is-lâmiyet süratle yayılmış ve sayıları artan cemaate namaz vakitlerini haber vermek za-rureti kendini göstermiştir. Bunun üzerine bu çağrının şekli hakkında Peygamber, müs-l'umanların ileri gelenleri ile istişarelerde bu-lunmuş ve ortaya boru çalmak, çan çalmak, ateş yakmak gibi teklifler atılmıştır. Fakat bu âdetler hıristiyanlığa, mecuşîliğe ait ol-duğundan kabul edilmemiştir. Neticede Hz. Ömer'in teklifi ile namaz zamanı bir tellâlın «Essalât camiye, namaz için toplanın» diye bağırarak dolaşması uygun görülmüşse de, bir müddet sonra ezanın yüksek bir yerden

Referanslar

Benzer Belgeler

Han- gi haberin öne çıkarmaya değer olduğuna, kimin suç işle- yebileceğine, gelecekte hangi öğrencinin başarılı olacağı- na, kaza anında kimin hayatının

Toyota’nın Japonya’da sıfırdan inşa etmeyi planladığı akıllı şehirde evlerden sokaklara, trafikten kullanılan cihazlara her şey yeni teknolojilerle

raiti haiz ve zarif oldukları gibi ucuza da mal olmak- tadır. Bundan başka şehirlerin ortalarında bulunan ve vak- tile cephelerinden başka hiç bir şeye ehemmiyet vermeksizin

• Marka mimarisi: Marka veya alt marka, teklifini anlatabilmek için birlikte nasıl çalışmalılar.. • Marka kimliği: Marka, görsel ve yazılı biçimde en iyi

Farkları;  Her firma kar max üretim düzeyini belirlerken diğer firmaların fiyat düzeyini değiştirmeyeceğini varsayar  Firmalar fiyat rekabeti yapmaktadır..  Her

Bu suretle, yeni bir terminal binası inşa edileceği gibi uçuş pisti üç kilometre olarak inşa edilecektir.. Yeni pist bugünkü Londra Asfaltını bir noktada kestiğinden,

Nato Yüksek şahsiyetlerinden biri Brüksel sergisini gezerken Türk paviyonunda gördüğü bir mozaik pano- nun Paristeki daimî merkeze taşınarak kurulması fikrini

Bu umumiyetle inşa san'a- tı için ve binaenaleyh şehir inşa san'atı için d e ca- ridir.. Zira, şehir çehresinde olduğu kadar, mimari- nin hiç bir kısmı ait olduğu devrin